Son dakika: Başkan Erdoğan'dan BM oturumunda dikkat çeken açıklamalar!

Başkan Erdoğan Birleşmiş Milletler Kovid-19 özel oturumuna özel video mesaj yayınladı.Türkiye'nin 156 ülkeye yardım gönderdiğini dile getiren Başkan Erdoğan, Prof. Uğur Şahin'i ve Dr. Özlem Türeci'ye de aşı çalışmaları nedeniyle teşekkür etti.BM'nin genel yapısına yönelik değerlendirmelerde bulunan Erdoğan "BM sisteminin günümüz tehdit ve ihtiyaçları ışığında reforma tabi tutulması gereğidir. BM sisteminin daha etkin, demokratik, adil ve şeffaf hale getirilmesi için Genel Kurulun güçlendirilmesi

Başkan Erdoğan, 'BM' Özel Oturumu'nda dünyaya seslendi!

Giriş Tarihi: 3.12.2020  17:32 Son Güncelleme: 3.12.2020  18:06

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "Uluslararası toplum, 21'inci yüzyılın en büyük küresel imtihanıyla karşı karşıyadır. Bu zorlu dönemi aşabilmenin anahtarı, uluslararası işbirliği ve küresel dayanışmadır." dedi. Erdoğan, dünyanın dört bir yanında fedakârca görev yapan tüm sağlık çalışanlarına teşekkür etti.

Video Player

 

00:06 | 06:28

Use Up/Down Arrow keys to increase or decrease volume.

Online Video Platform

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplantının başarılı geçmesini, tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diledi. Erdoğan, "Uluslararası toplum 21’inci yüzyılın en büyük küresel imtihanıyla karşı karşıya; bu zorlu dönemi aşabilmenin anahtarı, uluslararası işbirliği ve küresel dayanışmadır. Bu oturum, işte bu nedenle, son derece zamanlı ve faydalı olmuştur. Bağlantısızlar Hareketi Dönem Başkanı olarak bu girişime öncülük eden değerli kardeşim Sayın Aliyev ve Genel Kurul Başkanı Sayın Bozkır başta olmak üzere, özel oturumun düzenlenmesine destek veren herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu Kovid-19'la Mücadele Özel Oturumuna gönderdiği video mesajında, uluslararası toplumun 21'inci yüzyılın en büyük küresel imtihanıyla karşı karşıya olduğunu belirterek, "Bu zorlu dönemi aşabilmenin anahtarı, uluslararası işbirliği ve küresel dayanışmadır" dedi.



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplantının başarılı geçmesini, tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diledi. Erdoğan, "Uluslararası toplum 21'inci yüzyılın en büyük küresel imtihanıyla karşı karşıya; bu zorlu dönemi aşabilmenin anahtarı, uluslararası işbirliği ve küresel dayanışmadır. Bu oturum, işte bu nedenle, son derece zamanlı ve faydalı olmuştur. Bağlantısızlar Hareketi Dönem Başkanı olarak bu girişime öncülük eden değerli kardeşim Sayın Aliyev ve Genel Kurul Başkanı Sayın Bozkır başta olmak üzere, özel oturumun düzenlenmesine destek veren herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu.

Son dakika: Başkan Erdoğan'dan 'Kovid-19'la Mücadele Özel Oturumu'na video mesaj

Başkan Erdoğan 'BM Kovid-19 Özel Oturumu'na video mesaj gönderdi. Erdoğan mesajında, "Bu zorlu dönemi aşabilmenin anahtarı, uluslararası iş birliği ve küresel dayanışmadır." ifadelerine yer verdi.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu Kovid-19'la Mücadele Özel Oturumu'nda video mesajla seslendi.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu Kovid-19'la Mücadele Özel Oturumuna gönderdiği video mesajında, uluslararası toplumun 21'inci yüzyılın en büyük küresel imtihanıyla karşı karşıya olduğunu belirterek, "Bu zorlu dönemi aşabilmenin anahtarı, uluslararası işbirliği ve küresel dayanışmadır" dedi.

SON DAKİKA: BAŞKAN ERDOĞAN BM KOVİD-19 ÖZEL OTURUMUNDA KONUŞTU

ALIYEV VE BOZKIR'A TEŞEKKÜR

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, toplantının başarılı geçmesini, tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diledi. Erdoğan, "Uluslararası toplum 21'inci yüzyılın en büyük küresel imtihanıyla karşı karşıya; bu zorlu dönemi aşabilmenin anahtarı, uluslararası işbirliği ve küresel dayanışmadır. Bu oturum, işte bu nedenle, son derece zamanlı ve faydalı olmuştur. Bağlantısızlar Hareketi Dönem Başkanı olarak bu girişime öncülük eden değerli kardeşim Sayın Aliyev ve Genel Kurul Başkanı Sayın Bozkır başta olmak üzere, özel oturumun düzenlenmesine destek veren herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu.

'156 ÜLKEYE YARDIM SAĞLADIK'

Başkan Erdoğan, Türkiye olarak salgının ilk günlerinden itibaren uluslararası toplumla işbirliği içinde hareket ettiklerini belirterek, "BM'nin yanı sıra Dünya Sağlık Örgütü, G20, MİKTA, Türk Konseyi, İslam İşbirliği Teşkilatı ve diğer uluslararası platformlardaki faaliyetlerde hep ön saflarda yer aldık. Bugüne kadar 156 ülkeye ve 9 uluslararası kuruluşa yardım sağladık. Salgın şartlarında gıda güvenliği sorunu yaşayan ülke ve bölgelere destek oluyor; yaşlılar, engelliler, kimsesiz çocuklar gibi dezavantajlı gruplara yönelik 16 ülkede özel programlar gerçekleştiriyoruz. Gelişmekte olan bazı ülkelerde, yerel kaynaklar kullanılarak kişisel koruyucu malzeme üretilmesine yönelik eğitim programları düzenliyoruz. Salgın nedeniyle ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kalan bazı ülkelere bütçe desteği vermeye çalışıyoruz. Özel sektörümüz de kamusal alandaki çabalarımıza katkı sağlamaktadır. Bugüne kadar 50'yi aşkın Türk firması, 20'nin üzerinde ülkenin salgınla mücadelesine çeşitli şekillerde destek olmuştur" diye konuştu.

TÜRK PROFESÖR ÇİFTE TEŞEKKÜR
Erdoğan, dünyanın aşı üretimi kapsamında gelen haberlere ümit bağladığına dikkat çekerek, "Bu vesileyle, aşı çalışmalarında önemli bir başarıya imza atan, oturuma da çevrimiçi iştirak eden Biyontech firmasının kurucuları Prof. Uğur Şahin'i ve Dr. Özlem Türeci'yi huzurlarınızda tebrik ederim. Türkiye olarak yürüttüğümüz, 12'si Dünya Sağlık Örgütü listesinde bulunan 16 aşı çalışmasından birinin insan denemelerine başlanmasından da büyük memnuniyet duyuyoruz" ifadelerini kullandı.

'SAĞLIK ÇALIŞANLARINA ŞÜKRANLARIMI İLETİYORUM'

Erdoğan, Türkiye'nin öncülük ettiği çabalar neticesinde 2021 yılının DSÖ tarafından 'Uluslararası Sağlık Çalışanları Yılı' ilan edildiğini hatırlatarak, "Bu kapsamda, dünyanın dört bir yanında fedakârca görev yapan tüm sağlık çalışanlarına şükranlarımı iletiyorum. İnsani ve Sağlık Acil Durumlarına Hazırlıklılık Dünya Sağlık Örgütü Coğrafi Ayrık Ofisi Eylül ayında İstanbul'da açılmıştır. Türkiye'nin DSÖ'nün çalışmalarına verdiği desteğin tezahürü olan bu ofis, salgınla yürütülen çabaları güçlendirecektir" ifadesini kullandı.

'HASTALIĞIN BİR SÜRE BİZİMLE OLACAĞININ FARKINDAYIZ'
Erdoğan, Türkiye olarak güçlü tarım, gıda ve imalat sektörü, şehir hastaneleri, tecrübeli ve özverili sağlık çalışanları, kuşatıcı sosyal güvenlik sisteminin, bu süreçte Türkiye'nin en önemli avantajları olduğunu belirterek, "Tüm dünyada bu süreçten daha fazla etkilenen hassas gruplar vardır. Tedbirlerin kapsayıcı olması, hassas ve dezavantajlı grupların ihtiyaçlarına özen gösterilmesi elzemdir. Bunun bilinciyle, kadınların, çocukların, yaşlıların ve engellilerin haklarının korunmasına özel önem atfediyoruz. Korumamız altındaki 3,6 milyon Suriyeli, ülkemizdeki sağlık hizmetlerinden, aynı vatandaşlarımız gibi yararlanabiliyor. Covid-19 hastalığının bir süre daha bizimle olacağının farkındayız. Nitekim son haftalarda dünya genelinde vaka, hasta ve vefat sayılarında yaşanan tırmanış, bu gerçeği hepimize hatırlatmaktadır" dedi.

'GENEL KURULUN GÜÇLENDİRİLMESİ GEREKİYOR'

Erdoğan, bu süreçte sadece salgınla değil, aynı zamanda artan İslam düşmanlığı, yabancı karşıtlığı ve ırkçılıkla da mücadele edilmesi gerektiğine dikkat çekerek, "Malum, üyesi olduğumuz G20 platformu tarafından başlatılan 'Borç Erteleme Girişimi'ni başından beri destekledik. Sürdürülebilir tedarik zincirleri ve dağıtım ağları konusu dahil 'Yeni Normal'e geçişi teminen çalışmalarımızı hızlandırmak mecburiyetinde olduğumuzu da hatırlatmak isterim. Salgının bize hatırlattığı bir diğer husus da BM sisteminin günümüz tehdit ve ihtiyaçları ışığında reforma tabi tutulması gereğidir. BM sisteminin daha etkin, demokratik, adil ve şeffaf hale getirilmesi için Genel Kurulun güçlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Sözlerime son verirken özel oturumun uluslararası toplumun salgına karşı yürüttüğü mücadeleye ivme kazandırmasını diliyorum. Programın icrasında görev alan herkese teşekkür ediyor, sizleri bir kez daha en kalbi duygularımla selamlıyorum" ifadelerini kullandı.

ERDOĞAN'A ÖVGÜLER YAĞDIRDI: DÜNYADAKİ TÜM İNSANLARA CESARET VE DİRENİŞ ÇAĞRISINDA BULUNAN TEK LİDER ERDOĞAN'DIR

Bu girişime öncülük eden Bağlantısızlar Hareketi Dönem Başkanı Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve BM Genel Kurul Başkanı Volkan Bozkır başta olmak üzere, Özel Oturum'un düzenlenmesine destek veren herkese teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türkiye olarak salgının ilk günlerinden itibaren uluslararası toplumla iş birliği içinde hareket ettik. BM'nin yanı sıra Dünya Sağlık Örgütü, G20, MİKTA, Türk Konseyi, İslam İşbirliği Teşkilatı ve diğer uluslararası platformlardaki faaliyetlerde hep ön saflarda yer aldık. Bugüne kadar 156 ülkeye ve 9 uluslararası kuruluşa yardım sağladık. Salgın şartlarında gıda güvenliği sorunu yaşayan ülke ve bölgelere destek oluyor, yaşlılar, engelliler, kimsesiz çocuklar gibi dezavantajlı gruplara yönelik 16 ülkede özel programlar gerçekleştiriyoruz."

"BAZI ÜLKELERE BÜTÇE DESTEĞİ VERMEYE ÇALIŞIYORUZ"
Türkiye'nin gelişmekte olan bazı ülkelerde, yerel kaynaklar kullanılarak kişisel koruyucu malzeme üretilmesine yönelik eğitim programları düzenlediğini anımsatan Erdoğan, "Salgın nedeniyle ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kalan bazı ülkelere bütçe desteği vermeye çalışıyoruz. Özel sektörümüz de kamusal alandaki çabalarımıza katkı sağlamaktadır." dedi.

Bugüne kadar 50'yi aşkın Türk firmasının 20'nin üzerinde ülkenin salgınla mücadelesine destek olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünya, aşı üretimi kapsamında gelen haberlere ümit bağlamıştır. Bu vesileyle, aşı çalışmalarında önemli bir başarıya imza atan, oturuma da çevrim içi iştirak eden BioNTech firmasının kurucuları Prof. Uğur Şahin'i ve Dr. Özlem Türeci'yi huzurlarınızda şahsım ve milletim adına tebrik ediyorum. Türkiye olarak yürüttüğümüz, 12'si Dünya Sağlık Örgütü listesinde bulunan 16 aşı çalışmasından birinde insan denemelerine başlanmasından da büyük memnuniyet duyuyoruz." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin öncülük ettiği çabalar neticesinde 2021'in Dünya Sağlık Örgütü tarafından "Uluslararası Sağlık Çalışanları Yılı" ilan edildiğini hatırlatan Erdoğan, bu kapsamda, dünyanın dört bir yanında fedakarca görev yapan tüm sağlık çalışanlarına şükranlarını iletti.

İnsani ve Sağlık Acil Durumlarına Hazırlıklılık Dünya Sağlık Örgütü-Coğrafi Ayrık Ofisi'nin de eylülde İstanbul'da açıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, Dünya Sağlık Örgütü'nün çalışmalarına verdiği desteğin tezahürü olan ofisin, salgınla yürütülen çabaları güçlendireceğini söyledi.

"HASSAS GRUPLARIN HAKLARI KORUNMALI" UYARISI
Erdoğan, güçlü tarım, gıda ve imalat sektörü, şehir hastaneleri, tecrübeli ve özverili sağlık çalışanları ile kuşatıcı sosyal güvenlik sisteminin, bu süreçte Türkiye'nin en önemli avantajları olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:

"Tüm dünyada bu süreçten daha fazla etkilenen hassas gruplar vardır. Tedbirlerin kapsayıcı olması, hassas ve dezavantajlı grupların ihtiyaçlarına özen gösterilmesi elzemdir. Bunun bilinciyle, kadınların, çocukların, yaşlıların ve engellilerin haklarının korunmasına özel önem atfediyoruz.

Korumamız altındaki 3,6 milyon Suriyeli, ülkemizdeki sağlık hizmetlerinden, aynı vatandaşlarımız gibi yararlanabiliyor. Kovid-19 hastalığının bir süre daha bizimle olacağının farkındayız. Nitekim son haftalarda dünya genelinde vaka, hasta ve vefat sayılarında yaşanan tırmanış, bu gerçeği hepimize hatırlatmaktadır."

Bu süreçte sadece salgınla değil, aynı zamanda artan İslam düşmanlığı, yabancı karşıtlığı ve ırkçılıkla da mücadele edilmesi gerektiğine dikkati çeken Başkan Erdoğan, "Malum, üyesi olduğumuz G20 platformu tarafından başlatılan 'Borç Erteleme Girişimi'ni başından beri destekledik. Sürdürülebilir tedarik zincirleri ve dağıtım ağları konusu dahil 'Yeni Normal'e geçişi teminen çalışmalarımızı hızlandırmak mecburiyetinde olduğumuzu da hatırlatmak isterim." dedi.

BM SİSTEMİNİN REFORMA İHTİYACI VAR
Başkan Erdoğan, "Salgının bize hatırlattığı bir diğer husus da Birleşmiş Milletler sisteminin, günümüz tehdit ve ihtiyaçları ışığında reforma tabi tutulması gereğidir. Birleşmiş Milletler sisteminin daha etkin, demokratik, adil ve şeffaf hale getirilmesi için Genel Kurul'un güçlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Özel Oturum'un uluslararası toplumun salgına karşı yürüttüğü mücadeleye ivme kazandırmasını diliyorum." ifadelerini kullandı.

Başkan Erdoğan, 'BM' Özel Oturumu'nda dünyaya seslendi!

"156 ÜLKEYE YARDIM SAĞLADIK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak salgının ilk günlerinden itibaren uluslararası toplumla işbirliği içinde hareket ettiklerini belirterek, "BM'nin yanı sıra Dünya Sağlık Örgütü, G20, MİKTA, Türk Konseyi, İslam İşbirliği Teşkilatı ve diğer uluslararası platformlardaki faaliyetlerde hep ön saflarda yer aldık. Bugüne kadar 156 ülkeye ve 9 uluslararası kuruluşa yardım sağladık. Salgın şartlarında gıda güvenliği sorunu yaşayan ülke ve bölgelere destek oluyor; yaşlılar, engelliler, kimsesiz çocuklar gibi dezavantajlı gruplara yönelik 16 ülkede özel programlar gerçekleştiriyoruz. Gelişmekte olan bazı ülkelerde, yerel kaynaklar kullanılarak kişisel koruyucu malzeme üretilmesine yönelik eğitim programları düzenliyoruz. Salgın nedeniyle ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kalan bazı ülkelere bütçe desteği vermeye çalışıyoruz. Özel sektörümüz de kamusal alandaki çabalarımıza katkı sağlamaktadır. Bugüne kadar 50'yi aşkın Türk firması, 20'nin üzerinde ülkenin salgınla mücadelesine çeşitli şekillerde destek olmuştur" diye konuştu.

TÜRK PROFESÖR ÇİFTE TEŞEKKÜR

Erdoğan, dünyanın aşı üretimi kapsamında gelen haberlere ümit bağladığına dikkat çekerek, "Bu vesileyle, aşı çalışmalarında önemli bir başarıya imza atan, oturuma da çevrimiçi iştirak eden Biyontek firmasının kurucuları Prof. Uğur Şahin'i ve Dr. Özlem Türeci'yi huzurlarınızda tebrik ederim. Türkiye olarak yürüttüğümüz, 12'si Dünya Sağlık Örgütü listesinde bulunan 16 aşı çalışmasından birinin insan denemelerine başlanmasından da büyük memnuniyet duyuyoruz" ifadelerini kullandı.

'SAĞLIK ÇALIŞANLARINA ŞÜKRANLARIMI İLETİYORUM'

Erdoğan, Türkiye'nin öncülük ettiği çabalar neticesinde 2021 yılının DSÖ tarafından 'Uluslararası Sağlık Çalışanları Yılı' ilan edildiğini hatırlatarak, "Bu kapsamda, dünyanın dört bir yanında fedakârca görev yapan tüm sağlık çalışanlarına şükranlarımı iletiyorum. İnsani ve Sağlık Acil Durumlarına Hazırlıklılık Dünya Sağlık Örgütü Coğrafi Ayrık Ofisi Eylül ayında İstanbul'da açılmıştır. Türkiye'nin DSÖ'nün çalışmalarına verdiği desteğin tezahürü olan bu ofis, salgınla yürütülen çabaları güçlendirecektir" ifadesini kullandı.

'HASTALIĞIN BİR SÜRE BİZİMLE OLACAĞININ FARKINDAYIZ'

Erdoğan, Türkiye olarak güçlü tarım, gıda ve imalat sektörü, şehir hastaneleri, tecrübeli ve özverili sağlık çalışanları, kuşatıcı sosyal güvenlik sisteminin, bu süreçte Türkiye'nin en önemli avantajları olduğunu belirterek, "Tüm dünyada bu süreçten daha fazla etkilenen hassas gruplar vardır. Tedbirlerin kapsayıcı olması, hassas ve dezavantajlı grupların ihtiyaçlarına özen gösterilmesi elzemdir. Bunun bilinciyle, kadınların, çocukların, yaşlıların ve engellilerin haklarının korunmasına özel önem atfediyoruz. Korumamız altındaki 3,6 milyon Suriyeli, ülkemizdeki sağlık hizmetlerinden, aynı vatandaşlarımız gibi yararlanabiliyor. Covid-19 hastalığının bir süre daha bizimle olacağının farkındayız. Nitekim son haftalarda dünya genelinde vaka, hasta ve vefat sayılarında yaşanan tırmanış, bu gerçeği hepimize hatırlatmaktadır" dedi.

'GENEL KURULUN GÜÇLENDİRİLMESİ GEREKİYOR'

Erdoğan, bu süreçte sadece salgınla değil, aynı zamanda artan İslam düşmanlığı, yabancı karşıtlığı ve ırkçılıkla da mücadele edilmesi gerektiğine dikkat çekerek, "Malum, üyesi olduğumuz G20 platformu tarafından başlatılan 'Borç Erteleme Girişimi'ni başından beri destekledik. Sürdürülebilir tedarik zincirleri ve dağıtım ağları konusu dahil 'Yeni Normal'e geçişi teminen çalışmalarımızı hızlandırmak mecburiyetinde olduğumuzu da hatırlatmak isterim. Salgının bize hatırlattığı bir diğer husus da BM sisteminin günümüz tehdit ve ihtiyaçları ışığında reforma tabi tutulması gereğidir. BM sisteminin daha etkin, demokratik, adil ve şeffaf hale getirilmesi için Genel Kurulun güçlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Sözlerime son verirken özel oturumun uluslararası toplumun salgına karşı yürüttüğü mücadeleye ivme kazandırmasını diliyorum. Programın icrasında görev alan herkese teşekkür ediyor, sizleri bir kez daha en kalbi duygularımla

PKK'nın iğrenç yüzünü itiraf etti: 'Kandil'de bulunan örgüt yöneticileri cinsel vampirler'

Giriş Tarihi: 29.11.2020  05:01 Güncelleme Tarihi: 29.11.2020  09:22

Şırnak'ta 7 yıl önce 16 yaşında iken BDP aracılığıyla kandırılıp PKK'ya teslim edilen Zozan kod adlı M.A. Kilis Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin 40 gün süren çabası sonucu ikna edilerek teslim oldu. Teslim olan kızın anlattıkları, örgütte yaşanan işkence, tecavüz ve infazı bir kez daha gözler önüne serdi.

Şırnak'ta bundan 7 yıl önce 16 yaşında iken BDP aracılığıyla kandırılıp PKK'ya teslim edilen Zozan kod adlı M.A. (23) Kilis Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin 40 gün süren çabası sonucu ikna edilerek Tel Rıfat-Azez-Kilis hattındaki operasyonla teslim oldu. O operasyonun detayları ve M.A.'nın ifadesine SABAH ulaştı. Teslim olan kızın anlattıkları, örgütte yaşanan işkence, tecavüz ve infazı bir kez daha gözler önüne serdi.


5 SAAT YÜRÜYÜP TESLİM OLDU
Tesilm olan bir başka teröristin ifadesi ile Cizre'deki köyünden kandırılarak BDP aracılığıyla örgüte teslim edildiği bilgisine ulaşan güvenlik birimleri Zozan kod adlı M.A. ile tespit ettiği telefonla irtibata geçti. Genç kızın uzun konuşmalar sonrası ikna olmasının ardından, Kilis polisi harekete geçti. Tel Rıfat'taki örgüt karargâhından çıkmayı başaran Zozan , Azez sınırına kadar 25 km'lik yolu yürümeye başladı. Kilis polisi Zozan'ı cep telefonu sinyali ile dijital harita üzerinde takip edip yönlendirme yaptı. 5 saat süren yürüyüş sonunda ulaştığı Azez sınırında kendisini bekleyen polis ikna ekibi ile buluştu. M.A. ifadesinde örgütte uğradığı tecavüzü ve şahit olduğu işkence-infaz ve tecavüzleri anlattı:



DURAN KALKAN TECAVÜZ ETTİ
PKK kampına getirildiğimi anlayıp itiraz edip dönmek istediğimde 'Buradan artık cesedin çıkar' dediler ve ilk dayağı orada yedim. Gara bölgesine götürüldük. Benim gibi 15-16 yaşında olan 40 kız vardı. Duran Kalkan'ın katıldığı törenle örgüt kimliklerimizi verdiler. Duran Kalkan her kimliğini verdiği kişiyi iki eliyle kucaklayıp sonra kafasını tutup yüzlerini öpüyordu. Sıra bana gelince beni öpmesine elimle müdahale ettim. 'Botanın asi kızı seni özel birliğime alacağım' deyip orada bulunan sözde sorumluya 'Şervan komutan bu savaşçı benle gelecek' diye emir verdi. Duran Kalkan beni sığınağa götürdü. Orada ağzımı eşarpla bağlayıp bana tecavüz etti.



HEPSİ TECAVÜZE UĞRADI
Kendi ve çevre köyümüzden olup ilk ve ortaokuldan tanıdığım kendi yaşımdaki 32 tane arkadaşı orada gördüm. Hepsi de Şırnak ve Cizre BDP binasından getirilmişti. Hepsi de benim gibi tecavüze uğramış. Dağdakiler, polisin, askerin bana nasıl davrandığını, kumanyalarını paylaştığını, yıllardır hasret kaldığım sütlü kahve içirdiğini görseler hepsi dağı bırakıp gelir. Orada bulunduğum her gün için şimdi kendime daha da fazla lanet ediyorum. Keşke sizi 40 gün boyunca uğraştırmadan ilk telefonunuzda kaçıp gelseydim.



HDP'NİN YAPTIĞI HAİNLİKTİR
HDP'nin benim gibi gençleri kandırdığını, gerçek yüzünü sakladığını, fakir insanların çocuklarını kullandıklarına şahit oldum. Bence bu Kürt gençlerine yapılan bir hainliktir. Örgüt içerisinde 13, 14, 15 yaşlarında çocuklar var. Mardin'den bir anne oğlunu almaya geldi, saçlarından tutup sürüklediklerini gördüm.



KANDİL'DE ÇOCUKLAR ÇARESİZ KALIYOR
Hem Kandil'de hem de Suriye'de yaşayan terör örgütünün lider kadrolarının yanında onlarca çocuk yaşta kızlar var. Bunlar da cinsel istismar ve tecavüze maruz kalıyorlar. Bu kızlar üst düzey yöneticilerden korktukları için hiçbir şey yapamıyorlar, öldürüleceklerini bildikleri için sessiz kalıyorlar.



ANNELERE HERKES DESTEK VERMELİ
Annelerin HDP binası önündeki eylemlerini destekliyorum, çocuğu giden herkesin gelip destek vermesi ve katılması gerekir. Örgüt bataklık, girince çıkamıyorsun. Kandil'de birçok infaza şahit oldum. 2 yıl önce örgütten kaçan ya da kaçarken yakalanan 13-14 kişinin infaz edilmesine şahit oldum. 14-16 yaşlarındaki kız çocuklarının yemeklerine ve içeceklerine uyuşturucu koyularak bağımlı hale getiriliyor. Kandil'de bulunan örgüt yöneticileri cinsel vampirler. 7 yılda hiçbir tecavüzcünün cezalandırıldığını görmedim. Ama tecavüze uğrayan ve infaz edilen 8 ayrı kadına şahit oldum.

PKK'nın iğrenç yüzünü itiraf etti: Arkadaşlarım tecavüze uğradı

Şırnak'ta 7 yıl önce 16 yaşında iken BDP aracılığıyla kandırılıp PKK'ya teslim edilen Zozan kod adlı M.A. Kilis Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin 40 gün süren çabası sonucu ikna edilerek teslim oldu. Teslim olan kızın anlattıkları, örgütte yaşanan işkence, tecavüz ve infazı bir kez daha gözler önüne serdi.

Şırnak'ta bundan 7 yıl önce 16 yaşında iken BDP aracılığıyla kandırılıp PKK'ya teslim edilen Zozan kod adlı M.A. (23) Kilis Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin 40 gün süren çabası sonucu ikna edilerek Tel Rıfat-Azez-Kilis hattındaki operasyonla teslim oldu. O operasyonun detayları ve M.A.'nın ifadesine SABAH ulaştı. Teslim olan kızın anlattıkları, örgütte yaşanan işkence, tecavüz ve infazı bir kez daha gözler önüne serdi.


5 SAAT YÜRÜYÜP TESLİM OLDU


DURAN KALKAN TECAVÜZ ETTİ


HEPSİ TECAVÜZE UĞRADI
Kendi ve çevre köyümüzden olup ilk ve ortaokuldan tanıdığım kendi yaşımdaki 32 tane arkadaşı orada gördüm. Hepsi de Şırnak ve Cizre BDP binasından getirilmişti. Hepsi de benim gibi tecavüze uğramış. Dağdakiler, polisin, askerin bana nasıl davrandığını, kumanyalarını paylaştığını, yıllardır hasret kaldığım sütlü kahve içirdiğini görseler hepsi dağı bırakıp gelir. Orada bulunduğum her gün için şimdi kendime daha da fazla lanet ediyorum. Keşke sizi 40 gün boyunca uğraştırmadan ilk telefonunuzda kaçıp gelseydim.


HDP'NİN YAPTIĞI HAİNLİKTİR
HDP'nin benim gibi gençleri kandırdığını, gerçek yüzünü sakladığını, fakir insanların çocuklarını kullandıklarına şahit oldum. Bence bu Kürt gençlerine yapılan bir hainliktir. Örgüt içerisinde 13, 14, 15 yaşlarında çocuklar var. Mardin'den bir anne oğlunu almaya geldi, saçlarından tutup sürüklediklerini gördüm.


KANDİL'DE ÇOCUKLAR ÇARESİZ KALIYOR
Hem Kandil'de hem de Suriye'de yaşayan terör örgütünün lider kadrolarının yanında onlarca çocuk yaşta kızlar var. Bunlar da cinsel istismar ve tecavüze maruz kalıyorlar. Bu kızlar üst düzey yöneticilerden korktukları için hiçbir şey yapamıyorlar, öldürüleceklerini bildikleri için sessiz kalıyorlar.


ANNELERE HERKES DESTEK VERMELİ
Annelerin HDP binası önündeki eylemlerini destekliyorum, çocuğu giden herkesin gelip destek vermesi ve katılması gerekir. Örgüt bataklık, girince çıkamıyorsun. Kandil'de birçok infaza şahit oldum. 2 yıl önce örgütten kaçan ya da kaçarken yakalanan 13-14 kişinin infaz edilmesine şahit oldum. 14-16 yaşlarındaki kız çocuklarının yemeklerine ve içeceklerine uyuşturucu koyularak bağımlı hale getiriliyor. Kandil'de bulunan örgüt yöneticileri cinsel vampirler. 7 yılda hiçbir tecavüzcünün cezalandırıldığını görmedim. Ama tecavüze uğrayan ve infaz edilen 8 ayrı kadına şahit oldum.

Teslim olan teröristten HDP itirafı!

Şırnak'ta bundan 7 yıl önce 16 yaşında iken BDP aracılığıyla kandırılıp PKK'ya teslim edilen Zozan kod adlı M.A., "HDP'nin benim gibi gençleri kandırdığını, gerçek yüzünü sakladığını, fakir insanların çocuklarını kullandıklarına şahit oldum. HDP'nin yaptığı hainliktir" dedi.

Şırnak'ta bundan 7 yıl önce 16 yaşında iken BDP aracılığıyla kandırılıp PKK'ya teslim edilen Zozan kod adlı M.A., "HDP'nin benim gibi gençleri kandırdığını, gerçek yüzünü sakladığını, fakir insanların çocuklarını kullandıklarına şahit oldum. HDP’nin yaptığı hainliktir" dedi

Büyük ihaneti HDP yapıyor

Zozan kod adlı M.A. ikna edilince, 5 saat yürüyerek teslim oldu: Beni örgüte BDP teslim etti. Dönmek istedim, ‘ölürsün’ dediler. Birçok defa tecavüze uğradım. HDP’nin yaptığı hainliktir.KAYNAK: SABAH