'Putin tarafından kırmızı halıyla karşılanmayı bekliyordu'

Bloomberg haber ajansı, Türkiye ile Rusya'nın çağrısı üzerine Libya'da ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından bunun anlaşmaya dönüştürülmesi için bu hafta başında Moskova'da yapılan görüşmelerin perde arkasında yaşananlarla ilgili bir haber yayımladı.

'Putin tarafından kırmızı halıyla karşılanmayı bekliyordu'

Giriş Tarihi: 16.1.2020  08:34 Güncelleme Tarihi: 16.1.2020  08:37

Bloomberg haber ajansı, Türkiye ile Rusya'nın çağrısı üzerine Libya'da ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından bunun anlaşmaya dönüştürülmesi için bu hafta başında Moskova'da yapılan görüşmelerin perde arkasında yaşananlarla ilgili bir haber yayımladı.Bloomberg haber ajansı, Türkiye ile Rusya'nın çağrısı üzerine Libya'da ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından bunun anlaşmaya dönüştürülmesi için bu hafta başında Moskova'da yapılan görüşmelerin perde arkasında yaşananlarla ilgili bir haber yayımladı."Vladimir Putin, öfkeli Libyalı general tarafından nasıl oyuna getirildi?" başlıklı haberde, Libya'nın doğusunu kontrolü altında tutan General Halife Hafter'in Moskova'ya "Kremlin'de kırmızı halı ile karşılanıp" Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşme umuduyla geldiği ancak kendisini Dışişleri Bakanlığı'nda yapılan görüşmelerde bulduğu belirtildi.​​​​​​​Habere göre, Hafter, görüşmeler sırasında öfke nöbeti geçirdi ve önce görüşmeleri, daha sonra da Moskova'yı terk etti. Ajans, yaşananları Putin açısından "başarısızlık" olarak tanımladı.​​​​​​​Bloomberg görüşmelere yakın kaynaklara dayandırdığı haberinde, "Putin, Libya'daki tarafları ateşkes anlaşması imzalamak için Moskova'ya davet ederken, 76 yaşındaki Hafter'in efsanevi inadını hesaba katmamış gibi görünüyor" dedi.​​​​​​​Libya'da Türkiye ve Rusya'nın çağrısıyla başlayan ateşkesin metne dökülmesi için Pazartesi günü Moskova'da yapılan görüşmeler sonuçsuz kaldı.​​​​​​​BM tarafından tanınan ve Türkiye tarafından desteklenen Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin Başbakanı Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin Başbakanı Fayez el Sarraj, ateşkes anlaşmasını imzalarken, Hafter ise süre istedi ve anlaşmayı imzalamadan Moskova'dan ayrıldı

 

Ateşkes anlaşmasında, Hafter'in Trablus'a yönelik taarruzunu durdurması ve Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin kontrolü altındaki başkente yakın bazı bölgelerden askerlerinin geri çekilmesi öngörülüyor.​​​​​​​İki yetkili, ateşkes çağrısının ardından Sarraj'ın "neler olduğunu anlamak için" Türkiye'ye geldiğini ve Putin'in de çağrının yapılmasının ardından Mısır ve BAE liderleriyle telefonda görüştüğünü belirtti.​​​​​​​"Moskova'da yapılan görüşmeler hakkında bilgi sahibi olan Türk bir yetkili de, ateşkesin sağlanmasının Türkiye ile Rusya'nın petrol ve doğalgaz arama faaliyetleri konusunda işbirliği yapmasına olanak tanıyacağını belirtti. Yetkili aynı zamanda bunun Türkiye'nin askeri yardım karşılığında Trablus hükümetinden kopardığı deniz sınır bölgesi anlaşmasını da koruyacağını söyledi."​​​​​​​Bloomberg, Libya'da olanlara ilişkin net bir tutum takınmayan ABD'nin kendisine ait bir insansız hava aracının düşürülmesinin ardından Hafter'e ateşkes ilan etme baskısı yapmaya başladığını ve Rusya'yı devre dışı bırakacak bir barış anlaşmasının sağlanmasını umduğunu yazdı:​​​​​​​Haberde, "Moskova'da görüşmelerle ilgili bilgi sahibi bir kişi, Hafter'in Moskova'da tepki gösterdiği şeyin ateşkesin Türkiye ve Rusya'nın ortak oluşturacağı bir ekiple denetlenmesi ve anlaşma metninde kontrol altına aldığı Trablus'un dış bölgelerinden geri çekilmesini gerektirecek bir maddenin bulunması olduğunu söyledi.​​​​​​​Aynı kişi, Rusya'nın Hafter'i etki altına alma gücünü fazla abarttığını da vurguladı" denildi. Haberde, Moskova'da yaşananların Putin'e Libya iç savaşının ne kadar öngörülemez olduğunu gösterdiği yorumu yapıldı.​​​​​​​Libya konusunda uzun yıllardır çalışan Batılı ve Arap diplomatlar, bu hafta içinde yaşananların kendileri açısından şaşırtıcı olmadığını belirterek, Hafter'in Nisan ayında Trablus'a yönelik taarruzu BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in ülkeyi ziyaret ettiği sırada başlattığını anımsattı.​​​​​​​Libya'da 2011 yılında başlayan iç savaşın ardından uzlaşma ve istikrar sağlama çabaları sonuçsuz kalmıştı.​​​​​​​Ülke, batıda Trablus merkezli Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti ile doğuda Tobruk merkezli General Halife Hafter'e bağlı gruplar arasında iktidar çatışmalarına sahne oluyor. Libya'nın büyük oranda çöl olan güney kesimlerinin kontrolü ise yerel aşiretlerin elinde.​​​​​​​Hafter'e bağlı güçler Nisan ayından bu yana Trablus'a doğru ilerlemeye çalışıyor.​​​​​​​Ulusal Mutabakat Hükümeti, geçtiğimiz haftalarda Türkiye'den asker desteği istedi. Türkiye de Libya'ya asker göndermeye başladı.​​​​​​​Hafter'e bağlı güçlerin BAE, Mısır ve Suudi Arabistan tarafından desteklendiği öne sürülüyor. Kaynak BBC Türkçe​​​​​​​

Hafter'in kararının arkasından da o çıktı!

Suriye, Irak ve Yemen’i kan gölüne çeviren BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed, Libya’yı da mahvediyor. Moskova’da ateşkese imza atması beklenen darbeci Hafter, BAE’nin telkiniyle son anda masadan kalkarak “savaşa devam edeceğiz” dedi. Uzmanlar Hafter’in kukla olduğunu ve kararları BAE ile Mısır’ın verdiğini belirtiyorlar.

 

Moskova’yı ansızın terk ettikten sonra ateşkes kararı için iki gün daha süre isteyen darbeci Hafter, Libya’da savaşın devam edeceğini, ateşkesin de bittiğini açıkladı. Kararı bildiren Tobruk Merkezli Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, Türkiye ve Rusya’nın 12 Ocak’ta yerel saatle 00.00’da hayata geçmek üzere yaptığı ateşkes çağrısına “Rusya Devlet Başkası Vladimir Putin’e saygılarından” dolayı olumlu yanıt verdiklerini iddia ederek, ‘ateşkesin kendileri için sona erdiğini ve savaşın devam edeceğini’ kaydetti. Salih, tüm saldırılarına rağmen Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) güçlerini neden geriletemedikleri yönündeki bir soruyu ise “Türkiye’nin müdahalesi Trablus’un geri alınması savaşında sonuç elde etmemizi geciktirdi” şeklinde cevapladı.

Müzakereler öncesi ‘ateşkese olumlu baktığını’ savunan Hafter tarafının Rusya’yı yarı yolda bırakması sonrası gözler, Moskova’daki görüşmeleri kimlerin kesintiye uğrattığına çevrildi. İddiaların odağında Hafter’in baş destekçisi Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) var. Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri, sürece BAE’nin engel olduğunu söyledi. Trablus’taki basın toplantısında Mişri, “Ateşkes görüşmelerinde Hafter tarafında Körfez ülkelerinden temsilciler de vardı. Bu temsilcilerden biri olan BAE’nin Moskova Maslahatgüzarı, Libya’da ateşkes anlaşmasının yapılamamasının nedenlerinden biridir. Rusya’nın ateşkes önerisi, saldırgan tarafın (Hafter güçleri) kabul edeceği şekilde hazırlanmıştı” dedi.

HAFTER MİLİSLERE SÖZ GEÇİREMEDİ

Muhtelif UMH kaynakları da Hafter’in Moskova’dan ayrılmasını, ‘müttefiklerinin baskısına’ bağlıyor. UMH Dışişleri Bakanı Muhammed et-Tahir Seyyale, “Şüphesiz müttefiklerinin baskısı var. Ama şimdi kimin barış, kimin savaş istediği açıkça belli oldu” yorumunda bulunurken, Al Jazeera TV’ye konuşan Libyalı siyasi analist Velid Ertime ise Hafter’in kararında BAE etkisine dikkat çekti. Ertime, BAE Moskova Maslahatgüzarı’nın görüşmeler sırasında Hafter’in yanından hiç ayrılmadığını hatırlattı. Hafter’in görüşmeleri terk etmesine ‘sahadaki milisleri kontrol edemeyişinin’ neden olduğu yorumları yapanlar da var. Libyalı bazı yerel kaynaklara göre Hafter, başta Trablus’un güneydoğusundaki Terhune kentinde bulunan 9. Tugay (El-Kaniyat) olmak üzere, sahadaki kuvvetlerine söz geçiremedi. Trablus’a saldırıların devamını savunan 9. Tugay, anlaşmaya karşı olduklarını sosyal medyadan duyurmuştu. Sözkonusu grup, Hafter milislerinin ülkenin doğusundaki mevzilerine çekilmesinin, askeri ve siyasi konumunu zayıflatacağı endişesini taşıyor. Terhune’nin, UMH yanlısı kentlerle çevrili olması da bu korkuyu besliyor.