Prof. Dr. Sofuoğlu: Atatürk meclisi dualarla açmıştır

Mustafa Kemal, Meclis'in namazlarla, dualarla açılmasını emretmişti Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu'daki bütün askerî ve mülkî makamlara gönderdiği ve orijinali ilk defa yayınlanan emri: Paşa, Meclis'in Cuma namazının ardından dualarla, hatimlerle, salâvatlarla, tekbirlerle ve kurbanlarla açılmasını emrediyor!

Prof. Dr. Sofuoğlu: Atatürk meclisi dualarla açmıştır   Giriş Tarihi: 6.9.2017 11:40 Güncelleme Tarihi: 6.9.2017 11:59Sakarya Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu, Hürriyet Gazetesi Yazarı Mehmet Yakup Yılmaz'ın bugunkü 'Resepsiyonu Kur'an-ı Kerim ile açmak' başlıklı yazısına sert tepki gösterdi. “Milli bayramlarda şehitler için Kur’an okunması laikliğe aykırıdır” diyen Hüriyet yazarı Yakup Yılmaz’ın yakın tarihi bilmediğinin altını çizen Sofuoğlu, Atatürk’ün cumhuriyeti dualarla ve Kur’an tilavetleriyle kurduğunu belirtti. Sofuoğlu, "Yakup Yılmaz laikliğe aykırı diye tanımlama yapıyor ama Atatürk, Meclis Perşembe günü açılacakken, mübarek gün olduğu için Cuma günü açılmasını istediğini Heyet-i Temsiliye'ye bildirmiştir." dedi.

İŞTE PROF. DR. EBUBEKİR SOFUOĞLU'NUN O AÇIKLAMALARI:

"MECLİS CUMA GÜNÜ AÇILMIŞTIR"

"Şimdi bu Yakup Yılmaz laikliğe aykırı diye tanımla yapıyor. laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. O zamanlar yani 1918 yılında TBMM perşembe günü açılacaktı. Ama Atatürk Cuma günü açılsın diye Heyet-i Temsiliye'ye (şimdiki adıyla Bakanlar Kurulu) talimat vermiştir. Bu talimat illere de gönderildi ve açılış Cuma gününe ertelendi.

TBMM TEKBİRLERLE AÇILDI

O gün TBMM tekbirlerle, hatim dualarıyla açılıp, kurbanlar kesiliyor. 1928'de laikle geçtik diyebilirler ama Atatürk'ün düşünceleri 5 senede değişmiş değildir. Aynı şekilde Atatürk'in cenazesinde de kız kardeşi Makbule Hanım'ın isteği doğrultusunda dualara edilmiş ve namaz kılınmıştır.

İsmet İnönü'nün, Celal Bayar'ın cenazelerinde de tekbir getirilmiş, dualar okunmuştur.

"RIFAT BÖREKÇİ'DEN ATATÜRK'ÜN CENAZESİ SARAY'DA KILINSIN DİYE FETVA ALINDI"

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi'den fetva alınıyor Atatürk'ün cenazesinin Saray'da kılınabilmesi için. Camide şart değil deniyor. Bunu o dönemin tarihçilerinde Cemal Kutay da yazıyor. O zaman Cumhuriyetin Laiklik ilkesi çiğnenmiş mi oluyor? Yakup Yılmaz biraz tarih okusun!

"30 AĞUSTOS RESEPSİYONUNDA ŞEHİTLERDE DÜŞÜNÜLDÜĞÜ İÇİN KURAN OKUNDU"

30 Ağustos resepsiyonunda şehitler de düşünülüp Kur'an-ı Kerim okunuyor. Bir dua bile edemeyecek miyiz yani?

"SİZ NİYE EZANI TÜRKÇEYE ÇEVİRDİNİZ?"

Ezanın Türkçeye çevrilmesi Laikliğin kabulünden sonradır. O zaman siz niye 1932'de ezanı Türkçe'ye çevirdiniz? Laikliğin kabulünden 4 yıl sonra. Bu da bir çelişkidir. Ama siz buna müdahale ettiğinizde normal bir davranış olacak. Burada kesinlikle tutarlı değiller."

TBMM dualarla açılmıştıAçılış gününü Cuma'ya denk getirmekten maksat o günün bereketinden istifade etmek, Kur'an'ın nurlarından ve namazdan güç kazanmaktı

Emre Gül/ Dünya Bülteni - Tarih Servisi

Son Osmanlı Mebusan Meclisi'nin toplanarak Milli Mücadele lehindeki "Misak-ı Milli" kararlarını almasından sonra İstanbul, İtilaf devletlerince resmen işgal edildi. Tanınmış askeri, mülki memurlar başta olmak üzere mebuslar tutuklandı. Artık, Sultan Vahidüddin ve hükümet esir durumdaydı. Üyelerinin birçoğu işgal kuvvetleri tarafından tutuklanan Meclisin feshinden sonra, Heyet-i Temsiliye Başkanı Mustafa Kemal Paşa, durumu protesto etti ve 19 Mart 1920'de vilayetlere, livalara, kolordu komutanlarına gönderdiği bildiriyle seçimlerin yeniden yapılarak olağanüstü yetkilere sahip bir meclisin Ankara'da toplanmasını, dağılmış olan Osmanlı Meclis-i Mebusan üyelerinden Ankara'ya gelebileceklerin de bu Meclise katılabileceğini duyurdu. Bu bildiriden sonra mebus seçilebilme şartlarına sahip kişiler arasından sürat ve ciddiyetle seçimler yapıldı.

AÇILIŞ CUMA GÜNÜ

Müzakereler sonucu Büyük Millet Meclisi'nin 23 Nisan 1920'de, İttihat ve Terakki Kulübü olarak inşasına başlanan fakat bitirilemeyen binada "Cuma" günü açılmasına karar verildi. Açılış gününü Cuma'ya denk getirmekten maksat o günün bereketinden istifade etmek, Kur'an'ın nurlarından ve namazdan güç kazanmaktı.

Heyet- i Temsiliye Başkanı olarak Mustafa Kemal Paşa'nın memlekete yayınladığı bildiri ve gönderdiği telgraflarda belirtildiği üzere bütün vilayetlerde Kur'an-ı Kerim ve Buhari-i Şerif hatimleri yapıldı. Cuma ezanından önce minarelerden salavatlar okundu ve hutbelerde Sultan Vahidüddin'in adı zikredilerek kendisinin ve vatanın kurtuluşu için dualar edildi. Mustafa Kemal Paşa'da dahil olmak üzere tüm mebuslar ve Ankara halkı, Hacı Bayram-ı Veli Cami'nde kılınan namazdan sonra sakal-ı şerif ve sancak-ı şerif eşliğinde Meclis binasına giden yol boyunca dizili askerler arasından geçerek bina önüne geldi. Meclis önünde, okunan hatimler ve Buhariler tamamlanarak dua edildi ve kurbanlar kesildi. Büyük Millet Meclisi saat 13. 45'te en yaşlı üye Sinop Mebusu Şerif Bey'in nutkuyla açıldı

İLK OTURUMDA NELER KONUŞULDU?

Reis-i Muvakkat Sinob Mebusu Şerif Bey: Ey huzzar-ı kiram! İstanbul'un muvakkat kaydıyla kuvvay-ı ecnebiye tarafından işgal olunduğu ve bütün esasatıyla makam-ı Hilafet ve merkezi Hükümetin istiklali iptal edildiği malumunuzdur. Bu vaziyete ser-füru etmek, milletimizin teklif olunan ecnebi esaretini kabul etmesi demekti. Ancak istiklal-i tam ile yaşamak azm-i kat'isinde olan, mine'l-ezel hür ve ser-azad milletimiz esaret vaziyetini kemal-i şiddet ve katiyetle reddetmiş ve derhal vekillerini toplamaya başlayarak Meclis-i Alinizi vücuda getirmiştir. Bu Meclis-i Alinin reis-i sinni sıfatıyla tevfik-i ilahi ile milletimizin dahili ve harici istiklal-i tam dahilinde mukadderatını bizzat deruhte ve idare etmeye başladığını bütün cihana ilan ederek Büyük Millet Meclisi'ni küşad ediyorum. Metbuu akdesimiz olan bütün Müslümanların Halifesi ve Osmanlıların Padişahı Sultan Mehmed Han-ı Sadis Hazretlerinin kuyud-u ecnebiyyeden tahlisine ve ebedi payitaht-ı saltanat-ı seniyye olan İstanbul'umuz ile işgal altında ve envaı mezalim ve fecayi içinde maddeten ve manen bila-insaf imha edilmekte bulunan bil-cümle vilayat-ı mazlumemizin istihlasına muvaffakiyet ihsan buyurmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz eylerim. (Alkışlar)

Mustafa Kemal Paşa (Ankara)-Meclis-i Aliniz malumu alileri salahiyet-i fevkaladeyi haiz olarak yeniden intihab edilen Mebusan-ı Kiram ile düçar-ı taarruz olan makarrı saltanattan tahlis-i nefis ile buraya gelen  Mebusan-ı Kiram'dan mürekkeptir. Tahlis-i nefis edip gelebilecek olan Mebusan ile birlikte bir Meclis-i Ali vücuda getirilmesi ancak yeni intihab edilen tarz-ı intihabda mevzubahis olmuştr. Bu anda Meclisimiz münakittir. Evvelce intihab edilen Mebusanın dahi aynı derece-i salahiyette ifa-yı vazife etmesinin Mebusanın tarz-ı intihabından daha ziyade şümullü olduğu için bunu...

( Muvafık, muvafık sedaları)

Mustafa Kemal Paşa (Ankara) Devamla- Bunun muvafık olacağı kanaatindeyim. Bu hususu teyid etmek isterim. Mebusanın mazbatalarını tetkik etmek üzere encümen teşkili tensib olunursa o meseleye geçilsin.

Muvakkat Reis Bey-Yalnız mazbatalar mı tetkik edilecek?

Mustafa Kemal Paşa(Ankara)-Efendim, diğer bir şeyi hatırlatmak istiyorum. Encümen teşkilini arz etmiştim. Bu hususta gençlerden iki katip zat-ı alinize muavenet eylerse...

(Umum-Muvafıktır, muvafıktır sedaları)

Mustafa Kemal Paşa(Ankara)Devamla–Zaten bu iş ile iştigal etmiş olan Muhiddin Baha Bey birisi olabilir zannederim.

(Bazı sesler-Cevdet Bey olsun)

Muvakkat Reis Bey-Buraya teşrif etsinler.

(Bursa Mebusu Muhiddin Baha Bey ile Kütahya Mebusu Cevdet Bey kürsi-i kitabete geldiler.)

Bursa Mebusu Muhiddin Baha Bey-Mazbataların tetkiki için iki encümen tefrik olunacak: On beşer kişilik.

(Kur'a keşidesine başlanıldı.)

Bir mebus-Ne yapıyorlar, Anlayalım?

Diğer bir mebus-Kur'a çekiyorlar, birer tane alıyorlar fakat Reis Beyefendi Hazretleri iki katip birden zat-ı alinize muavenet eylerse...

(Umum-Muvafıktır, sedaları)

Müfid Efendi(Kırşehir)-Henüz burada isbat-ı vücud etmeyenlerin ismine isabet edenler geçilecek mi?

Muhiddin Baha Bey(Bursa)-Mevcud olmayanlar yazılmasın zabta geçilmesin.

Ferid Bey(Çorum)-Mevcud olmayanlar da zabta geçsin.

Muhiddin Baha Bey(Bursa)-Kur'a keşidesiyle Ankara Mektupçusu Esad Bey

(Sesler-Na-mevcud)

Muhiddin Baha Bey(Bursa)-Diyarbekir Evkaf Başkatibi Mustafa Bey

(Na-mevcud sesleri)

Hüsrev Sami Bey(Eskişehir)(Mevcud, sesleri), Darende Kaymakamı Süleyman Sırrı Bey(Yozgad) (Mevcud, sesleri), Bidayet Azasından Abdülgani Efendi(Muş) (Na-mevcud sesleri) Hacı Hasan Ağazade Rüşdü Efendi (Çardaklı) ( Na-mevcud, sesleri)

Muvakkat Reis Bey-Mevcud olmayanları yazmayın. Kur'a neticesinde tetkik-i mazbata encümenlerine ayrılan zevat-ı mevcude:

Birinci Encümen

Hüsrev Sami Bey(Eskişehir), Süleyman Sırrı Bey(Yozgad), Necib Eendi(Denizli), (Abdülhalim)Çelebi Efendi Hazretleri(Konya), Şerif Bey(Sinob), Refik Bey(Konya), Şeyh Seyfi Efendi(Kütahya), Halil Bey(Ertuğrul), Ferid Bey(Çorum), Nebil Bey(Karahisar-ı Sahib), Miralay İsmet Bey(Edirne), Hacı Mustafa Bey(Gümüşhane), Mehmed Şükrü Bey(Karahisar-ı Sahib), Haşim Bey (Çorum), Mehmed Bey(Eskişehir)

İkinci Encümen

Mustafa Kemal Paşa Hazretleri(Ankara), Şemseddin Efendi(Ankara), Haydar Bey(Kütahya, Sabit Bey(Kayseri), Şevket Bey(Sinob), Hafız İbrahim Bey(Isparta), Cevdet Bey(Kütahya, Sırrı Bey(İzmit), Eyüp Sabri Bey(Eskişehir), Hakkı Behiç Bey(Kırşehir), Müfid Efendi(Kırşehir), Yusuf Bey(Denizli), Hamdi Efendi(Diyarbekir), Tevfik Bey (Çankırı)

Muvakkat Reis Bey-Yarın saat onda tecemmü' edilmek üzere müzakereyi tatil ediyorum.

Mustafa Kemal Paşa: "Sultan Vahidüddin'in arzularından ilham aldığım azim ve imanla aciz görevime devam ediyorum"

İlk oturum işte bu sözlerle kapandı ve ertesi gün belirtilen saatte tekrar Sinop Mebusu Şerif Bey'in Başkanlığında toplandı. Meclis Başkanının vekillerin encümenlerden gelen mazbata seçimlerini tetkik ve tasdik etmesinden sonra Mustafa Kemal Paşa kürsüye geldi. Üç oturum süren konuşmasının ilk bölümünde Mondros Mütarekesi'nden Erzurum Kongresi'ne kadar meydana gelmiş olaylar hakkında izahat yaptı. Beş dakikalık bir teneffüsün ardından iki buçuk saat süren konuşmasını da Erzurum Kongresi'nden İstanbul'un işgal edildiği güne kadar ki olaylara ayırdı. Konuşma tamamlanamayınca saat üçte devam edilmek üzere yemek arası verildi. Saat üçte açılan oturumda Mustafa Kemal Paşa, İstanbul'un işgalinden o ana kadar geçen ahval hakkında bilgi verdi.

Üzerinde önemle durulup düşünülmesi gereken üç oturumluk uzun konuşmasında şu dikkat çekici sözleri sarf etti: "Anadolu'ya mülki ve askeri hususatla muvazzaf olmak üzere ordu müfettişliğine tayin edildim, bu teveccühü din ve millete hizmet etmek için en büyük bir mazhariyet-i ilahiye addeylerim..." dedi. Ardından 14 Eylül 1335(1919)günü İrade-i Milliye Gazetesi'nin 1. Sayısında "Havza'dan Mustafa Kemal Paşa Hazretleri, tarafından Zat-ı Şahaneye keşide edilen ariza-i telgrafiye" başlığıyla yayınlanan telgrafı Büyük Millet Meclisi kürsüsünden tekrar okudu:

"Büyük Milletin ve mukaddes hilafetin imad-ı sahih ve yeganesi bulunan Saltanat-ı Hümayunlarını Cenab-ı Hakk masunu afat buyursun!Şevketpenahım! Memleketin bugün uğradığı afat-ı tazyik ve tehlike-i inkisam karşısında ancak zat-ı hümayunları başta olmak üzere , milli mukaddes bir kudretin sayha-i mevcudiyeti vatanı ve istiklal-i devlet ve milleti ve hanedan-ı celil-i şanınızın altı buçuk asırlık mübeccel tarihini kurtarabilir. Her tarafta bu içtihat ve kanaat yektadır. En son huzur-u şahanelerinde şeref-musule mazhar buyurulduğumda İzmir vaka-i müellimesinden pek mahzun olan kalb-i hümayunlarının bu nokta-i necata ait ilhamatı bu anda dahi hafıza ara-yı intihabımdır.

Bu ilhamatı izah etmek isterim İstanbul'dan en son mürafakat edeceğim gün şeref-musule nail olmuştum. Bu esnada Zat-ı Hazret-i Padişahi Boğaziçi'nde bulunan İngiliz zırhlarının, saraya müteveccih olan toplarını göstererek, "Görüyorsun" dedi. "Ben artık memleket ve milleti nasıl kurtarmak lazım geleceğini tasavvurda tereddüde duçar oluyorum" ve ellerini kaldırarak, "İnşallah millet mütenebbih ve müteyakkız olur, bu vaziyeti elimeden gerek beni ve gerekse kendini tahlis eder" buyurmuşlardı. Binaenaleyh, maruzatımda arz etmek istediğim bu ifade-i Hümayunlarıdır.

Dil-hah-ı miktarilerinden mülhem azim ve iman ile vazife-i acizanemde müdavim bulunuyorum... Millet baştan aşağı uyanık olup istiklal-i devlet ve milleti ve hukuk-u aliye-i saltanat ve hilafeti te'yid için kavi bir azim ve iman ile mücehhez bulunuyor. İstanbul'da iken milletin bu kadar kuvvetli ve az vakitte felaketlerden bu derece müteyakkız olduğunu tahayyül edemezdim."

Büyük Millet Meclisi emriyle Mustafa Kemal: "Zişan-ı Halifemiz Efendimize Milletin Sadakati"

Bu konuşmanın yapıldığı gün yani 24 Nisan 1920'de yapılan seçimle Meclis Başkanlığı'na Mustafa Kemal Paşa getirildi. Meclis, hükümet işlerini yürütmek üzere altı kişilik "Muvakkat İcra Heyeti'ni belirledi. Ankara Meclisi kendisini Osmanlı Mebusan Meclisi'nin devamı ve hukuki varisi saymaktaydı. Buna dayanarak milleti birlik ve beraberliğe çağıran ve olumuz propagandalara inanılmaması gerektiğine dair bir beyanname yayınladı. Bu beyannamede Anadolu'daki hareketin esir Padişahı kurtarmak için yapıldığı ve halifeye isyan sözünün bir yalandan ibaret olduğu belirtilmekteydi. Mustafa Kemal Paşa imzalı divan adına saraya çekilen telgrafta da bu konuya vurgu yapıldı. Gazeteler bu telgrafı "Zişan-ı Halifemiz Efendimize Milletin Sadakati" sürmanşetiyle verdi.

Kaynaklar:

Atatürk Araştırma Merkezi, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, c.I, Ankara 2006.

TBMM Zabıt Ceridesi, c.1, 3. Baskı, Ankara, 1959.

Hakimiyet-i Milliye Gazetesi, Nr: 25, 26.

İrade-i Milliye Gazetesi, Nr: 1

Bugün, Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 96. yıldönümü... Meclis’in 23 Nisan 1920’deki açılış merasiminin ne şekilde yapıldığı konusunda bugüne kadar çeşit çeşit iddialar ortaya atıldı. Bir kesim törenin sadece resmî nutuklardan ibaret kaldığını ileri sürerken, bir başka kesim de Meclis’in namazlarla, dualarla, hatimlerle ve kurbanlarla açıldığını, yani törenin tamamen dinî bir hava içerisinde düzenlendiğini söylediler.

İlk Meclis’in 1970’li senelerde hayatta bulunan üyelerinden bazıları da açılışta dinî törenlerin yapıldığını anlatıyorlardı. Ama, törenlerin şekli konusunda Mustafa Kemal Paşa’ya ait olan ve Nutuk’un eski harflerle ilk baskısında matbaa harfleriyle ve sadece maddeleri yeralan emrin orijinalinin görüntüsü bugüne kadar yayınlanmadı.

 

ASLI, GENELKURMAY’DA

Bugün bu sayfada, Mustafa Kemal Paşa’nın Meclis’in açılışından iki gün önce, 21 Nisan 1920’de Anadolu’daki bütün askerî birlikler ile sivil idarecilere gönderdiği ve açılıştan önce yapılması gereken dinî merasimlerin ne şekilde icra edileceğini ayrıntıları ile yazdığı emrinin aslı ile tam metnini yayınlıyorum.

Çağdaş Türkiye’nin kuruluş belgelerinden olan ve Mustafa Kemal Paşa’nın 20. Kolordu Kurmay Başkanlığı Birinci Şubesi vasıtası ile ve 607 numara ile gönderdiği emrin orijinali, kısa adı ATASE olan askerî arşivde, yani Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüd Daire Başkanlığı’nda muhafaza ediliyor. Belgenin renkli fotoğrafı, bana ATASE’ye geçen sene yaptığım bir ziyarette ATASE Daire Başkanı Tuğgeneral Necdet Tuna tarafından hediye edilmişti. Dolayısı ile Necdet Paşa’ya bu son derece önemli belgenin yayınını sağladığı için burada tekrar teşekkür ediyorum.

Mustafa Kemal Paşa’nın, Anadolu’nun hemen her tarafındaki askerî ve mülkî erkâna gönderdiği emrin orijinal dili ile olan tam metni, yan taraftaki kutuda yeralıyor. Paşa’nın yapılması gereken merasimler hakkında belgede yeralan talimatlarını, aşağıda günümüzün Türkçesi ile ve maddeler halinde sıralıyorum:

1. Allah’ın cömert ihsanı ile Nisan’ın yirmiüçüncü cuma günü, cuma namazından sonra Ankara’da Büyük Millet Meclisi açılacaktır..

 

SANCAK VE SAKAL-I ŞERİF

 

2. Vatanın istiklâli, hilâfet ve saltanatın kurtarılması gibi en mühim ve hayatî görevleri ifâ edecek olan Büyük Millet Meclisi’nin açılış gününü Cuma’ya tesadüf ettirmekle o günün mübarek olmasından istifade için açılıştan önce bütün milletvekilleri ile Hacı Bayram Velî Câmi-i Şerîfi’nde Cuma namazı kılınarak Kur’an’ın nurlarından ve salâttan feyzalınacaktır. Namazdan sonra sakal-ı şerif ve sancak-ı şerif taşınarak daireye gidilecektir. İçeriye girilmeden önce bir dua okunacak ve kurbanlar kesilecektir. Tören sırasında camiden Meclis’e kadar Kolordu Kumandanlığı tarafından askerî birliklere özel tertibat aldırılacaktır.

3. O günün kudsiyetini sonsuza kadar ulaştırmak maksadıyla bugünden itibaren vilâyet merkezinde Vali Beyefendi Hazretleri’nin düzenlemesi ile hatim indirtilip Buhârî-i Şerîf okutulacak, hatmin geri kalan kısmı Cuma namazından sonra Meclis’in önünde tamamlanacaktır.

TBMM'NİN TEMELİ 1939'DA BÖYLE ATILDI

‘ALLAH’A YALVARIYORUZ’

4. Kutsal ve yaralı vatanımızın her köşesinde aynı şekilde bugünden başlayarak Buhârîler okunup hatimler indirilecek, Cuma günü ezandan önce minarelerde salâvâtlar getirilecek, hutbede halifemiz padişahımız efendimizin (Sultan Vahideddin’in) ismi zikredilirken padişahın ve teb’anın biran önce kurtulup saadete ermesi duası da ilâveten okunacaktır. Cuma namazının kılınmasından sonra hatim tamamlanarak hilâfet ve saltanat ile vatanın her tarafının kurtulması maksadıyla yapılan millî çalışmaların önemi ve kutsallığı, milletin her ferdinin vekillerinden meydana gelen Büyük Millet Meclisi’nin yapacağı vatanî vazifeyi ifa mecburiyeti hakkında öğütler verilecektir. Daha sonra halîfe ve pâdişâhımızın, din ve devletimizin, vatan ve milletimizin kurtuluşu, selâmeti ve istiklâli için dua edilecektir. Bu dinî ve vatanî merasimin tamamlanıp camilerden çıkılmasından sonra Osmanlı topraklarının her tarafından hükümet makamına gelinerek Meclis’in açılmasından dolayı resmî tebrikler sunulacaktır. Yine her tarafta Cuma namazından önce uygun şekilde Mevlid-i Şerîf okunacaktır.

5. İşbu tebliğin hemen yayınlanıp gönderilmesi için bütün vasıtalara başvurulacak ve hızlı bir şekilde en ücra köylere, en küçük askerî kıt’alara ve memleketin bütün kuruluşlarına ve müesseselerine yollanması sağlanacaktır. Ayrıca büyük levhalar hâlinde her tarafa asılacak ve mümkün olan yerlerde bastırılıp bedava olarak dağıtılacaktır.

6. Cenâb-ı Hak’ka tam bir muvaffakiyet için niyaz edip yalvarıyoruz.

Temsil Heyeti adına Mustafa Kemal”.