İngiliz Middlle East Eye sitesi, Cemal Kaşıkçı'yı konsolosun bahçesine gömdüler
Cemal Kaşıkçı olayında şok iddia. İngiliz Middlle East Eye sitesi, Suudi gazeteci Kaşıkçı'nın konsolosluğa 400 metre mesafedeki bu özel konutun bahçesine gömüldüğünü yazdı. Suudi gazetecinin kaybolması üzerine gözler Kraliyet ailesiyle ters düşüp sırra kadem basanlara çevrildi
Cemal Kaşıkçı'yı konsolosun bahçesine gömdüler
Giriş Tarihi: 12.10.2018 05:43 Güncelleme Tarihi: 10210.2018 09:01
Cemal Kaşıkçı olayında şok iddia. İngiliz Middlle East Eye sitesi, Suudi gazeteci Kaşıkçı'nın konsolosluğa 400 metre mesafedeki bu özel konutun bahçesine gömüldüğünü yazdı.
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın akibeti gizemini koruyor. Türlü senaryolar ortaya atılan kayıp gazeteci için sarsıcı iddia İngiliz basınından geldi.
BAHÇEYE Mİ GÖMÜLDÜ?
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı İstanbul'da Suudi Arabistan Konsolosluğu'nda öldürüldü, cesedi ise konsolosun evinin bahçesinde gizlendi.
İngiliz Middlle East Eye sitesi, 2 Ekim'de Suudi Arabistan Konsolosluğu'na girdikten sonra bir daha haber alınamayan gazeteci Kaşıkçı'nın parçalanıp resmi araçla binadan çıkarıldığını yazdı. Korkunç iddiayı Sözcü bugün manşetine taşıdı.
Cesedin konsolosun evinin bahçesine gömüldüğünü de duyurdu...
Bir iddia da Lübnan gazetesinden geldi. Kaşıkçı'nın Arabistan'daki kardeşi ve karısının öldürüldüğü belirtildi...
Konsolos panikte
Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesiyle ilgili soruşturmanın yönü Suudi Arabistan’ın Başkonsolosu Muhammed el Katibi’nin konutuna yöneldi. Güvenlik güçlerine göre “cinayet mahalli” konsolosluğa 300 metre uzaklıktaki bu ev olabilir. Detaylı bir arama sır perdesini aralayacak. Panikleyen el Katibi ise 4 gündür evden dışarı çıkmadı.
2 Ekim'de evlilik işlemleri için gittiği Suud Başkonsolosluğundan bir daha çıkamayan dünyaca ünlü gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın (59) akıbetine yönelik soruşturma sürüyor. Her geçen gün olaya ilişkin yeni ayrıntılar ortaya çıkıyor. Elde edilen somut bulgulardan bazılarını Amerika ve Avrupa medyasıyla paylaşan güvenlik kaynakları, Kaşıkçı'nın içeride katledildiğinden emin. Telefonunu nişanlısına bıraktıktan sonra saat 13:14'te Suudi Arabistan'ın Levent'teki İstanbul Başkonsolosluğu'na giriş yapan Kaşıkçı, alınan bilgilere göre ilk olarak Başkonsolos Muhammed el-Katibi tarafından ağırlandı. Binaya önceden verilmiş randevu üzere gelen ve Katibi ile odasında bir süre sohbet eden Kaşıkçı, odaya giren 2 kişi tarafından derdest edildi.
Tuzağa düşürülen Kaşıkçı, Başkonsolos Katibi'nin gözü önünde yan taraftaki odaya götürüldü. Muhalif gazeteci burada Riyad'dan gelen Suud Kraliyet Muhafızlarına direnmeye çalıştı ancak vücuduna enjekte edilen bir maddeyle etkisiz hale getirildi. Batı basınına konuşan bir Türk yetkili, Kaşıkçı odadayken yaşanan boğuşma sesleri, 'imdat' çığlıkları ve hareketliliğin dinleme kayıtlarına yansıdığını iddia etti. Yine bir başka istihbarat görevlisi ise Kaşıkçı'nın etkisiz hale getirildiği odadan çıkarılıp üçüncü bir odaya nakledildiğini, bedeninin burada parçalara ayrıldığını kaydediyor. Aralarında Suud Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın kişisel muhafızlarının da bulunduğu suikast timi, iddiaya göre Kaşıkçı'yı parçalara ayırırken kameraya kaydetti.
O VALİZLER EVDE Mİ?İstanbul'a Riyad'dan özet jetlerle gelen ve Sirkeci'deki dükkanlardan valizler aldığı belirlenen ekibin, Kaşıkçı'nın naaşına ait parçaları bunlarla taşıdığı sanılıyor. Konsolosluk binasındaki Mercedes Vito aracına yüklenen valizler, binaya 300 metre mesafedeki Başkonsolos el-Katibi'nin evine götürüldü. 'Görev'i tamamladıktan sonra buradan ayrılan ilk timin yerini dakikalar sonra ikinci ekip aldı. Suud Adli Tıp Kurumu Başkanının da içinde olduğu grup, cinayet mahallinde kanıtların temizlenmesine çalıştı. Ekibin aralarında geçen konuşmaların da Türk istihbarat birimleri tarafından kayıt altına alındığı ileri sürülüyor.
Kaşıkçı'nın ortadan kaybolduğunun anlaşılmasıyla birlikte medyayı binaya çağırıp "Bakın, o burada yok" diyen Suud Başkonsolos Muhammed el-Katibi, 4 gündür evinden çıkmıyor. Birkaç gün önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "Konsoloslukta arama yapalım" talebine olumlu yanıt veren Katibi, aramaların kendi evine de yöneleceğini anlayınca bu tavrından çark etti. Dikkatler, tüm randevularını iptal ederek evinde nöbete başlayan Katibi'nin bahçesine çevrilmiş durumda. Konsolosluk binasından valizlerle çıkarılan cesedin, 300 metre uzaktaki evin bahçesine gömülmüş olabileceği belirtiliyor. Türk polisi, ne konsolosluğa ne de Katibi'nin konutuna uluslararası anlaşmalardan ötürü giremedi. Bu iki adrese şimdiye dek yalnızca Suud polisleri girebildi.
Pendik’e ne götürdü?İstanbul Emniyeti, Riyad’dan İstanbul’a gelen ekibin havalimanından konsolosluğa kadar olan güzergâhını incelerken, araçlardan birinin Avrupa yakasından Anadolu yakasına geçtiğini tespit etti. Şüpheli siyah minibüsün konsolosluktan ayrıldıktan sonra Anadolu’ya geçip Maltepe ve Kartal’da görüldüğü, kayıtlara son olarak Pendik’te düştüğü ve aracın Pendik’ten sonra ara mahallere girdiği anlaşıldı. Alınan bilgiye göre, bu noktadan sonra kamera görüntülerinin bulunmamasından ötürü aracın takibi zorlaştı. Sözkonusu minibüs 6,5 saatlik sır yolculuk sonrası konsolosluk çevresine geri döndü. İstanbul polisi ayrıca Kaşıkçı’nın konsolosluğa girerken kolunda bulunduğu söylenen Apple marka akıllı saate ilişkin de çalışma başlattı. Kaşıkçı’nın nişanlısına bıraktığı iPhone marka telefonla senkronize haldeki akıllı saatin, konsolosluğa girdikten sonra sinyal vermediği belirlendi. Sözkonusu saatin içerideki şüpheliler tarafından parçalanmış ve sinyalin kesilmiş olma ihtimali yüksek.
Olası delil karartma ihtimaline karşı güvenlik güçleri teyakkuz halinde. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, konsolosluk binasına ya da Katibi'nin konutuna açılan kanalizasyondan ceset kaçırma ihtimalini de değerlendiriyor. Bu binalara bağlanan kanalizasyon şebekesinin nerelere ulaştığı, boruların çapı ve buradan bir nakil işleminin yapılıp yapılamayacağı yönünde İSKİ'den harita talep edildiği öğrenildi. Vakit kaybetmek istemeyen Başsavcılık da, hem arama izni hem de konsolos da dahil tüm çalışanların ifadelerinin alınması için Adalet Bakanlığı ve Dışişleri ile temasa geçti. Savcılar, olayın aydınlığa kavuşması için Başkonsolos da dahil herkesin ifadelerinin alınması gerektiğini kaydediyor. Ancak bu adreslere girmek için Riyad'ın resmi temsilcisinin onayı gerekiyor.
Cemal Kaşıkçı’yı infaz etmek için İstanbul’a tim gönderen Suud rejimi, ortaya çıkan deliller sonrası yaşadığı panikle hedef saptırıyor. Riyad yönetimi, olayı başından buyana aydınlığa kavuşturmaya çalışan gazetecileri hedef aldı. Kaşıkçı’nın arkadaşı gazeteci Turan Kışlakçı, nişanlısı Hatice Cengiz ve El-Cezire muhabiri Cemal el-Şeyyal’i eleştiren rejim medyası, bu isimlerin Riyad hakkında asılsız şayialar yaydığını ileri sürdü. Kışlakçı, Cengiz ve Şeyyal’in Müslüman Kardeşler’e yakın olduğunu duyurup bunu ‘suçmuş gibi’ lanse eden rejim medyası, Prens Selman’ı suçlayan gazetecileri Katar’dan yardım aldığını da iddia etti.
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ali Emrah Bozbayındır, Viyana Sözleşmesi gereği konsolosluk binasına izin verilmediği sürece girilemeyeceğine dikkat çekti. Bir istisnaya da işaret eden Bozbayındır, şunları söyledi: “1963 tarihli Sözleşme’nin 31. maddesi, konsolosluk binasının dokunulmazlığını düzenliyor. Buna göre, konsolosun rızası olmadıkça yetkililer bu alanlara giremez. Ancak Sözleşme’nin 41. maddesi buna bir istisna getiriyor. Şayet konsolosluk memuru hakkında ağır bir suç işlediği iddiası (a grave crime) söz konusu ise ve buna yetkili yargı makamı tarafından karar verilmişse bu kişiler yakalanabilir veya tutuklanabilir. Bu istisna haricinde, konsolosluk memurları hapse atılamaz veya hürriyetleri sınırlanamaz. Ceza yargılaması sürecinde, konsolosluk çalışanları tanık olarak dinlenebilir. Tanıklık yapmayı reddeden konsolosluk mensubuna, tanıklık yapması için zorlayıcı bir tedbir uygulanamaz. Buna ilave olarak, konsolosluk çalışanlarının kabul eden devletin kanunlarına saygı göstermek yükümlülüğü söz konusudur. Buna ilave olarak madde 55, konsolosluk binalarının, konsoloslukla alakalı faaliyetlerle bağdaşmayacak şeklide kullanılmasını yasaklıyor.”
Müfettiş iddiası yalanABD Başkanı Donald Trump'ın, 'Cemal Kaşıkçı olayının aydınlatılmasına ilişkin müfettiş görevlendirdiği iddiası' yalan çıktı. "Kaşıkçı konusunda ne olduğunu öğrenmek zorundayım. Suudi gazetecinin kaybolmasını yakından takip ediyoruz. Biz de soruşturmaya dahil olduk. Orada müfettişlerimiz var. Türkiye'yle birlikte çalışıyoruz ve açıkçası Suudi Arabistan'la çalışıyoruz. Ne olduğunu bulmak zorundayız" diyen Trump, soruşturmada Türkiye'ye yardımcı olmak için herhangi bir müfettiş görevlendirmedi. Diplomatik kaynaklar, "Kaşıkçı olayıyla ilgili ABD tarafının müfettiş görevlendirdiği bilgisi doğru değil" diyerek sözkonusu bilgiyi doğruladı.Prens Sultan bin Türki: Dönemin Suudi Arabistan Kralı Fahd'ın yeğeni olan Prens Sultan bin Türki, 2003 yılında İsviçre'de kaçırıldı. Muhalif görüşler dile getiren Pren Sultan'ı maskeli adamlarına darp ettirip kaçıran isim ise kuzeni Prens Abdülaziz'di. 2010 yılında tedavi gerekçesiyle ABD'ye gidip buradan Avrupa'ya kaçan Prens Sultan, 2016 yılında yine Suud istihbaratı tarafından, bu kez de Paris'ten kaçırıldı.
Prens Türki bin Bandar: Ülkesinde bir miras meselesinden hapis yattıktan sonra Avrupa'ya yerleşen ve burada çektiği videolarla, Suud kraliyet ailesine "Yolsuzluklarınızı açıklarım" tehditleri savuran Prens Türki bin Bandar da 2015 yılında ortadan kayboldu. Ticaret yaptığı Fas'tan Fransa'ya dönmek isterken Faslı yetkililer tarafından yakalanan Bandar'ın Suudi Arabistan'a teslim edildiği düşünülüyor.
Lübnan Başbakanı Refik Hariri, Riyad'da alıkonuldu. Burada istifaya zorlandı. Ardından ise serbest kaldı.
Prens Suud bin Saif el Nasr: İtalya'da yaşayan Suud, ailesinin Mısır'da darbeyi desteklediğini söylüyordu. Suudi istihbaratı tarafından kaçırılarak Riyad'a götürüldü.
Loujain al Hathloul: Kadın haklarını savunuyordu. Birleşik Arap Emirlikleri'nde yakalandı ve ülkesinde tutuklu.
Cemal Kaşıkçı ile ilgili şok iddia! Ses ve video kaydı var
Adı açıklanmayan bazı Amerikalı ve Türk yetkililere dayandırılan haberde, Türk Hükümetinin, Kaşıkçı'nın İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğunda öldürüldüğünü kanıtlayan kayıtlara sahip olduğunu Amerikan tarafına ilettiği bildirildi.
PARÇALARA AYIRMIŞLAR
Haberde, yetkililerin, "Kayıtlar, bir Suudi güvenlik timinin, 2 Ekim'de konsolosluğa girişinden sonra Kaşıkçı'yı resmi bir belgeyi almak üzere göz altına aldığını, daha sonra öldürüp vücudunu parçalara ayırdığını gösteriyor." şeklindeki ifadelerine yer verildi.
Aynı yetkililerin ifadelerine göre olayla ilgili ses kaydının, Kaşıkçı'nın ölümünden Suudi güvenlik timinin sorumlu olduğunu ikna edici bir şekilde ortaya koyduğu belirtildi.
İŞKENCEYE MARUZ KALMIŞ
Haberde bir yetkilinin, "Onun (Kaşıkçı'nın) sesini ve Arapça konuşan diğer adamların seslerini duyabiliyorsunuz. Onun nasıl sorgulandığını, işkenceye maruz kaldığını ve daha sonra öldürüldüğünü duyabiliyorsunuz." şeklindeki sözleri de yer aldı.
Washington Post'un haberinde, söz konusu kayıtların ABD'li yetkililer tarafından görülüp görülmediğinin belli olmadığı, ancak Türk yetkililerin Amerikalı muhataplarına "kayıtların içeriğini" anlattıkları ifade edildi.
Suudi reformistler için önemli bir platform olan Al Watan gazetesine katkı veren ve Batı medyasında Ortadoğu ile ilgili haberleriyle tanınan Kaşıkçı'dan, 2 Ekim'de resmi işlemler için Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğuna girdikten sonra haber alınamamıştı.