İçişleri Bakanı açıkladı: FETÖ söküldü

-İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan flaş açıklamalar.. Bakan Soylu,15 Temmuz sonrası FETÖ'ye vurulan en büyük darbe 'mahrem imamlar' operasyonuna ilişkin çok önemli bir bilgi paylaştı. Soylu, 'Sadece bizim son günlerde tespit ettiğimiz önemli bir yerdeki önemli bir kişinin önemli bir değerlendirmesi mevcuttur, 'Eğer beni bulmuşsanız anlaşılıyor ki bu iş çözülüyor' demiştir' ifadelerini kullandı. -Antalya Valiliği, kamuya açık piknik alanlarında ve park halindeki araçlarda alkol almayı yasakladı.

Giriş Tarihi: 28.04.2017 16:50 Son Güncelleme Tarihi: 28.04.2017 17:54 İçişleri Bakanı açıkladı: FETÖ söküldüİçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan flaş açıklamalar.. Bakan Soylu,15 Temmuz sonrası FETÖ’ye vurulan en büyük darbe ‘mahrem imamlar’ operasyonuna ilişkin çok önemli bir bilgi paylaştı. Soylu, “Sadece bizim son günlerde tespit ettiğimiz önemli bir yerdeki önemli bir kişinin önemli bir değerlendirmesi mevcuttur, ‘Eğer beni bulmuşsanız anlaşılıyor ki bu iş çözülüyor’ demiştir” ifadelerini kullandı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan flaş açıklama… "Sadece bizim son günlerde tespit ettiğimiz önemli bir yerdeki önemli bir kişinin önemli bir değerlendirmesi mevcuttur; 'Eğer beni bulmuşsanız anlaşılıyor ki bu iş çözülüyor' demiştir."

"FETÖ'DE SÖKÜLME SÖZKONUSU"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, FETÖ Terör Örgütü'ne yönelik 15 Temmuz'dan bu yana sürdürülen en büyük FETÖ Operasyonu olarak dikkat çeken Mahrem İmamlar Operasyonu ile ilgili açıklamalarda bulunarak "Bir sökülme söz konusudur. Özellikle Mahrem imamlar operasyonu ile elde edilen sonuç itibariyle söylüyorum. Milletimiz sabırlı olsun. Devletimiz kararlıdır, bu konuda bu adımları atmaktan da bedeli ne olursa olsun çekinmeyecektir" dedi.

"BAZILARI ANLAMAMAZLIKTAN GELİYOR"

Bakan Süleyman Soylu, Trabzon'da Hamamizade İhsanbey Kültür Merkezi'nde düzenlenen 4. Kitap Fuarı'nın çıkışında basın mensuplarının yürütülen FETÖ ve Terör Operasyonları ile ilgili sorularını cevaplandırdı. Soylu, "Meseleyi sadece yapılan bir operasyondan ibaret görmek belki fotoğrafın tamamıyla ilgili bir eksiklik ortaya koyabilir" diyerek başladığı konuşmasında "Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milleti ile bir saldırı ile karşı karşıya kaldı. Bizim görevimiz bu saldırını içinde kim varsa, bu saldırın arkasında kim varsa bu saldırının aklını kim ortaya koymuşsa, bu saldırıyı kim tertip etmişse çıkartıp milletin önüne koymaktır. Özellikle hiçbir şey gizli kalmaz, kalmayacaktır da. Bu FETÖ terör örgütü, attığı bütün adımlar itibariyle ve ortaya koyduğu huzursuzluk ve Türkiye'ye ve milletimize saldırganlık itibariyle 15 Temmuz akşamı hain bir darbe girişimine girmiştir. Bunun karşılığını bu millet ve devlet alacaktır. Hangi birimde olursa olsun. Ne noktada olursa olsun kararlılığımız ve irademiz bizden sonra gelecek nesillere ve bizden sonra gelecek Türkiye'ye bir daha böyle bir musibetle karşı karşıyla kalınmamasının sağlanmasıdır. Bunun için tüm birimlerde, tüm kurumlarda çalışmalar devam etmektedir. Yani ilk günden itibaren kararlılığında devletimizin ve hükümetin hiçbir esneklik olmamıştır. Yapmamız gereken bu işlere karışanlarla karışmayanlar arasındaki ayrımı gerçekleştirmektir. Bunun için gerekli mekanizmalar oluşturuldu. FETÖ terör örgütünü basit bir örgüt olarak nitelendirenler hata ediyor. Bu örgüt uzun yıllardan beri şeytani planlarla Türkiye Cumhuriyeti devletini ele geçirmeye çalışan ve bu konuda birçok insanı da esir alan bir terör örgütüdür. Eğer operasyonlar yeterli olur diyenler varsa benim kanaattim onlarda yanılgı içerisindeler. Bunu İçişleri Bakanı olarak söylüyorum. 4-5 ay öncesi operasyonların yüzeysel noktada olduğunu ifade etmiştim. Daha yüzeyin altına yeni girmeye başladık. Bu sadece bizim millete yönelik bir terör örgütü değildir. Evet merkezi burası olarak konuşlandırılmıştır. Pergelin sabit ayağını buraya koymuştur, diğer ayağı ile beraber de etrafımızdaki coğrafyaya ve dünyaya musallat olmaya çalışmıştır. Kim onlara destek oluyorsa olacaksa ki en yakın dost ve müttefik bildiklerimiz maalesef hala meselinin farkında değiller. Devletimizin bütün kurumları hem kendi sınırlarımız içinde hem ulusla arası alanda bu meselenin ciddiyetini anlatmaya çalışıyorlar. Bazıları anlıyorlar, bazıları anlamamazlıktan geliyorlar" ifadelerini kullandı.

"SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ TAYYİP ERDOĞAN OLMASA İDİ…"

Konuşmasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın FETÖ ile mücadelesine vurgu yapan Soylu "Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan olmasa idi bunu net bir şekilde söylüyorum. Bu ülkede yaşayan herkes. Lafı büyük söyleyenler dahil herkes FETÖ terör örgütünün esareti altındaydı. Adım attırmazlardı bu ülkeye. Eğer Tayyip Erdoğan olmamış olsaydı, bu kararlılık olmasaydı, bugün özgür ve hür bir ülkede yaşamıyor olacaktık" dedi.
"Tüm kurumlar, emniyet önemlidir, adalet önemlidir" diyen Soylu "Diğer bütün kurumlar önemlidir. Türk silahlı Kuvvetleri önemlidir. Bu konuda herkes büyük bir çalışma içindedir. Sadece bizim son günlerde tespit ettiğimiz önemli bir yerdeki önemli bir kişinin önemli bir değerlendirmesi mevcuttur. 'Eğer beni bulmuşsanız anlaşılıyor ki bu iş çözülüyor' Kendilerini ne kadar gizlediklerini ne kadar gizlilik esası içinde adım attıklarını bu bir örnek biz bunun binlercesi ile uğraşıyoruz. Bir sökülme söz konusudur. Özellikle Mahrem imamlar operasyonu ile elde edilen sonuç itibariyle söylüyorum. Milletimiz sabırlı olsun. Devletimiz kararlıdır bu konuda bu adımlar atmaktan da bedeli ne olursa olsun çekinmeyecektir" şeklinde konuştu.

"BUGÜN SANIRIM 70'İN ÜZERİNDE OPERASYON VAR"

Terörle mücadele operasyonları ile ilgili açıklamalarda bulunan Bakan Süleyman Soylu, şunları söyledi:

''Evlatlarımız bugün büyük bir mücadele gerçekleştiriyorlar. Milletimize buradan önemli bir şeyi ifade etmek istiyorum. Terör örgütü son 1 ay içinde Türkiye'ye sınırlardan tekrar kış üstlenmelerinden sonra mağaralardan tekrar sirayet etmeye çalışmaktadır. Şuanda yaklaşık 25- 30 yıldır girilmeyen alanlara giriyoruz. Şuanda Türkiye'nin önemli bir yerinde jandarmamız ve diğer birimlerimiz önemli bir hareket düzenliyorlar. Bugün sanırım 70'ün üzerinde operasyon var. Bunların 40 orta ve büyük operasyonlar. Bu operasyonlar bir taraftan terörün sızmaya çalıştığı alanlarda oluyor bir taraftan da gerek İHA'larımız vasıtasıyla gerek teknik kabiliyetimiz ve gerek istihbaratımız vasıtasıyla tahkim edilmeye çalışılıyor. Milletimiz özellikle şunu bilmesini isteriz. Terörle mücadele kabiliyetimiz yükselmektedir. Daha yapacaklarımız da var. En önemli unsur güvenlik kuvvetlerimizin morali en üst seviyededir. Bu mücadelede Allah'ın izniyle milletimizin desteği ile sonuç alacağız, buna inancımız tamdır. Çok daha iyi haberler vereceğimize inanıyoruz. Bu arada şehitlerimizde oluyor. Yüreğimiz içimiz kavruluyor ama şuna inanın dün gece itibariyle Van Asayiş Kolordu Komutanımızla yaptığımız bir konuşma ve bana verdiği ayrıntı tüylerimi diken diken etti. Çünkü komuta kademesindeki bir arkadaşımız girdiği yer aslen kendisini düşünen bir insanın girebileceği bir yere girdiler. Çok kahraman evlatlarımızla beraber bu mücadeleyi sergiliyoruz. Hem şehitlere sorumluluğumuz hem kahraman gazilerimize sorumluluğumuz hem de aynı zamanda bugün bu mücadeleye yapan evlatlarımıza sorumluluğumuz son derece büyüktür'' ifadelerini kullandı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu FETÖ ihbarını anlattı!İçişleri Bakanı Soylu, "Bu sabah önüme bir ihbar geldi. Bu ülkede FETÖ'den dolayı tutuklanan hakim ve savcılarla alakalı." diyerek gelen ihbarın ayrıntılarını anlattı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, FETÖ'nün hakim ve savcılarına ilişkin bugün yapılan bir ihbarı anlattı.

Bakan Soylu şu ifadelere yer verdi:

"Bu sabah İçişleri Bakanlığına gittiğimde önüme bir ihbar geldi. Hem de bütün detaylarıyla birlikte. İhbar ne biliyor musunuz? Bu ülkede FETÖ'den dolayı tutuklanan hakim ve savcılarla alakalı. Bir hukuk bürosuna, bizim dost diye bildiğimiz bir batılı ülke külliyatlı bir para gönderiyor ve diyor ki 'Bunları siz savunacaksınız. Burada gördüğünüz eksiklikleri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne bildireceksiniz ve ondan sonra da biz gereğini yerine getireceğiz.' Sözleşme yapıyorlar. Bunu, o hukuk bürosundaki bir vatansever avukat, 'Bu ülkeye ihanettir, bu topraklarımıza ihanettir, bu memleketimize ihanettir' diye bize bildiriyor. Sözleşmeleriyle, bütün detaylarıyla beraber bildiriyor."

FETÖ ile mücadelenin başındaki isim 'mahrem imam' çıktı 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Sakarya Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğünde görev yapan ve FETÖ ile mücadele eden ekibin başında yer alan E.Ö.'nün 'mahrem imam' olduğu ortaya çıktı.

Sakarya Emniyet Müdürlüğünde Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü olarak (KOM) 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, FETÖ ile ilgili yapılan operasyonları yürüten ekibin başında E.Ö. olduğu öğrenildi.

Emniyet Müdürlüğünün "Paralel Yapı Deşifre" isimli twitter hesabı ile bağını ortaya çıkardığı E.Ö.'nün görevden alınmak istendiği ancak bir takım engellemelerle karşılaşıldığı ileri sürüldü.

Yaşanan bu gelişmeler üzerine E.Ö.'nün 20 günlük zorunlu izne çıkarıldığı ve izin dönüşü de otoban polis uygulama noktasında sorumlu olarak görevlendirildiği kaydedildi. Dün KHK ile açığa alınan E.Ö.'nün, FETÖ'nün 'mahrem imamlarından' olduğu belirlendi.

Bakan Süleyman Soylu: Avrupa hayalperestlikten vazgeçmeliİçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Eğer siz dünyanın bir bölgesi için bir zehrin yayılmasına göz yumarsanız, mutlaka ama mutlaka bunun ucu size bir şekilde dokunacaktır. Avrupa hayalperestlikten vazgeçmeli, uyuşturucuyla mücadele normlarını yeniden gözden geçirmelidir. PKK, DEAŞ, YPG, PYD, KCK, FETÖ bizim için ne anlam ifade ediyorsa, adi bir uyuşturucu satıcısı da bizim için aynıdır" dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Narkotik Suçlarla Mücadele Değerlendirme Toplantısı öncesi basın mensuplarına açıklama yaptı. Uyuşturucunun dünyanın geleceğini katletmek anlamına geldiğini kaydeden Soylu, dünyanın herhangi bir yerinde kötülük ve bir suç varsa, hiçbir ülkenin bundan kendisini tamamen koruyamayacağını ifade etti. Bir ülkede terör varsa, bunun diğer ülkelere de sıçrayacağını dile getiren Soylu, "Avrupa'da patlayan bombaları, yaşanan terör hadiselerini hepimiz görüyoruz. Fransa bir olağanüstü hal ilan etti, 2015'ten beri hala yürürlükte. Diğer ülkelerde de benzer hadiseler oluyor. Keza iklim değişiklikleri, aynı zamanda çevre kirliliği; hiçbir ülke küresel ısınmadan kendisini arındıramıyor. Uyuşturucu da bunun gibidir. Eğer siz dünyanın bir bölgesi için bir zehrin yayılmasına göz yumarsanız, mutlaka ama mutlaka bunun ucu size bir şekilde dokunacaktır. Avrupa hayalperestlikten vazgeçmeli, uyuşturucuyla mücadele normlarını yeniden gözden geçirmelidir. Uyuşturucuyla mücadele standartlarını, küresel gerçekleri göz önünde bulundurarak yeniden belirlemelidir" diye konuştu.

"HA DAĞDA ELİNDE KALAŞNİKOF OLAN TERÖRİST, HA ŞEHİRDE ELİNDE UYUŞTURUCU PAKETLERİYLE GEZEN TORBACI"

Türkiye'nin uyuşturucuyla ilgili tavrını defalarca ifade ettiğini belirten Soylu, "Türkiye bugün eş zamanlı olarak PKK, DEAŞ, YPG, PYD, KCK, FETÖ gibi terör örgütleriyle mücadele halindedir. Bu saydığım örgütler bizim için ne anlam ifade ediyorsa, adi bir uyuşturucu satıcısı da bizim için aynıdır. Ha dağda elinde kalaşnikof olan terörist, ha şehirde elinde hapla, uyuşturucu paketleriyle okulların çevresinde gezen torbacı. İkisi de bizim için aynı derecede tehlikelidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, terörle mücadeledeki kararlılığın aynısını uyuşturucuyla mücadelede de göstermektedir ve göstermeye devam edecektir" dedi.
Uyuşturucu tehdidinin engellenmesi amacıyla devletin ciddi bir gayret içinde olduğunu söyleyen Soylu, bu noktada yeni tedbirlerin hayata geçirildiğine dikkat çekti. Devlette en önemli işlerden birisinin kurumlararası koordinasyonu ve iletişimi tesis edebilmek olduğunu belirten Soylu, "Bakanlığımızda Uyuşturucuyla Mücadele Yüksek Kurulu, Uyuşturucuyla Mücadele Kurulu ve Uyuşturucuyla Mücadele Teknik Kurulu oluşturuldu. Bunların yanı sıra illerimizde Uyuşturucu Koordinasyon Kurulunun çalışma usul ve esasları teker teker belirlenmiştir" ifadelerini kullandı.

Uyuşturucuyla mücadele yöntemlerine değinen Soylu, şöyle konuştu:

"Daha önce Kaçakçılık Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı altında şube müdürlüğü düzeyinde yürütülen mücadelemiz, 2015 yılında bakanlığımızca Emniyet Genel Müdürlüğü altında Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı kurularak daire başkanlığı seviyesine çıkarılmıştır. Bu sayede hem teknik kapasitesi, hem personel yapısı, hem de dünyayı takip etme, yeni uyuşturuculardan haberdar olabilme ve tedbir alabilme imkanları geliştirilmiştir. Yine sokak satıcıları konusu da ayrı bir mücadele sahası olarak belirlenmiş ve uyuşturucunun sokakta bulunabilirliği ve satılabilirliğini önleme adına yeni tedbirler ve yöntemler geliştirilmiştir."

AKPM Başkanı'nın görevden alınması için işlem başlatıldı
AKPM başkan yardımcısı Logvynskyi, başkan Pedro Agramunt'un görevden alınması için işlem başlatıldığını açıkladı.

13 yıl aradan sonra Türkiye'yi siyasi denetime alma kararı veren Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde (AKPM) başkanın koltuğu sallanıyor.

GÖREVDEN ALINMASI İÇİN İŞLEM BAŞLATILDI

Sputnik'e konuşan AKPM Başkan Yardımcısı Georgii Logvynskyi, yaptığı açıklamada bir komisyonunun, kurumun başkanı Pedro Agramunt'un görevden alınması için işlem başlattığını belirtti.

YAZ OTURUMUNDA OYLANABİLECEK

Logvinskiy, Agramunt'un görevden alınmasının AKPM'nin yaz oturumunda oylanabileceğini de belirtti.

Daha önce AKPM'de, güven kaybı nedeniyle Agramunt'un kurum adına açıklamaya yapamayacağına ya da bir ziyarette bulunamayacağına karar verilmişti.

CHP, BM'ye başvuracak
CHP, mühürsüz oy pusulaları ve zarflarıyla ilgili konuyu BM İnsan Hakları Komitesi’ne taşımaya hazırlanıyor.

CHP, Danıştay’ın, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) mühürsüz oy pusulaları ve zarflarıyla ilgili kararını kurullarda değerlendirerek yeni bir yol haritası hazırladı.

AİHM'DEN SONRA BM'YE BAŞVURUYORLAR

CHP, milletvekilleriyle görüşme, Parti Meclisi ve son olarak da önceki gün toplanan MYK’da konuyu ele alarak Anayasa Mahkemesi yerine doğrudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gitme kararını açıkladı. Ancak CHP’nin uluslararası alanda çalacağı tek kapının AİHM olmadığı ortaya çıktı. CHP, aynı zamanda bir başka hukuk yolu olarak BM İnsan Hakları Komitesi’ne gitmeye de hazırlanıyor.

Komite, Türkiye’nin de taraf olduğu BM Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’nde belirtilen hakların ihlal edildiği iddiasıyla yapılan bireysel başvuruları inceliyor. CHP'liler, "Komite’nin vereceği karar, 'YSK kararının hukuka aykırılığını uluslararası hukuk açısından da tespit ettirmek yönünden önemli." diyor.

YENİ KURUMLAR

Başvuruya dayanak oluşturacak BM Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi 25’inci maddesi, seçim ve siyasal katılma hakkını düzenlerken, bu hak AİHS’nin aksine referandum da dahil her türlü seçime koruma alanında yer veriyor. CHP, yeni başvurular için Venedik Komisyonu dahil tüm taraf olunan uluslararası anlaşmalara mercek tutarak, bireysel ya da tüzel başvuru yapılabilecek kurumları araştırıyor.

CHP, yurtdışından çok sayıda kuruma, iddialarının doğruluğunu onaylatmak için çalışacak. CHP'nin AYM'ye gitmeme planında, AYM’nin 2015'teki Oğuz Oyan ve Atilla Serter kararlarında, “YSK kararlarıyla ilgili bireysel başvuru konusu olamaz” yönündeki hükmü etkili oldu.

CHP'li vekil referandum için AİHM'e başvurdu
CHP'li Musa Çam, anayasa değişikliği referandumuyla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) itiraz başvurusu yaptı.

CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, AİHM başvurusunda,16 Nisan'daki anayasa değişikliği halk oylamasına ilişkin süreçte ve sonrasında yaşananları özetledi.

Çam, başvurusunda, halk oylaması sürecinde tüm kamu kaynaklarının, tarafsızlık yemini eden cumhurbaşkanınca bizzat koordine edilen, kapsamlı bir planla "evet" oyu verilmesi yönünde kullanıldığını savundu.

TÜRKİYE'Yİ ŞİKAYET ETTİ

Medyada, "hayır" oyu verecekler için, terör örgütüne destek vermekle itham eden yayınlar yapıldığını öne süren Çam, başvurusunda, halk oylamasının, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL kapsamında çıkarılan çok sayıda KHK ile hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı bir ortamda gerçekleştirildiğini iddia etti.

72 MADDEDE DEĞİŞİKLİK İDDİASI

Çam, anayasanın 18 maddesi gibi görülse de aslında 72 maddede değişiklik yapılarak, kuvvetler ayrılığı rejiminin fiili ve hukuki olarak sona erdirildiğini ileri sürdü.

YSK'nın, mühürsüz oy pusulasını kabul eden kararıyla da referandum sonucunun gayrimeşru ve halk iradesini yansıtmayan bir sonuçla sonlandığını savunan Çam, AİHM başvurusuna, bu sürece yaptığı itirazla ilgili belgeleri de ekledi.

AİHM'de CHP'yi ret kararı bekliyor haberi

Antalya'da piknik yerlerinde ve araç içinde alkol yasağı

Antalya Valiliği, kamuya açık piknik alanlarında ve park halindeki araçlarda alkol almayı yasakladı.

Antalya Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada, Antalya Valiliği’nin emriyle kamuya açık alanlarda alkollü içki içilmesinin yasak olduğu belirtildi.

Açıklamada, çevreyi rahatsız edecek şekilde ve açıkta alkol alınmasının Valilik kararıyla yasaklandığı duyuruldu. Emniyetin kendi sitesinde yaptığı açıklamada, suç işlenmesinin önlenmesi, kamu düzeni ve güvenliğinin korunması için gereken tedbirlerin alınması, huzur ve güvenlik ile kişi dokunulmazlığının, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisinin en büyük mülki amirinin görev ve ödevleri arasında olduğu hatırlatıldı.

PARK HALİNDEKİ ARAÇLARDA YASAK

Açıklamada açık park, bahçe ve üzerinde tesis bulunmayan açık alanlarda, belediye sınırları içerisinde, meskun mahallerde, karayollarında, herkese açık yerler ile piknik ve ören yerlerinde, gar, otogar, meydan, cadde, sokak, tarihi ve kültürel mekanlarda içki içilmesinin yasaklandığı kaydedildi.

Yasaklanan yerler arasında ibadethaneler ile kullanılmayan yapılar, inşaatlar, ATM'ler, köprü altları, mezarlıklar ve gezinti yerleri de sayıldı. Ayrıca nerede park halinde olduğuna bakılmaksızın araç içinde çevreyi rahatsız edecek şekilde ve açıkta alkol içilmesinin yasaklandığı da belirtildi. Valiliğin yasağa uymayanlar hakkında 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu'nun 32'nci maddesini ihlalden işlem uygulanacağı bildirildi.

CEZASI NE OLACAK

Kabahatler Kanunu'nun 32'nci maddesi emre aykırı davranış olarak geçiyor. Maddeye göre yetkili makamlar tarafından adli işlemler nedeniyle ya da kamu güvenliği, kamu düzeni veya genel sağlığın korunması amacıyla, hukuka uygun olarak verilen emre aykırı hareket eden kişiye 100 lira idari para cezası veriliyor.

Antalya'da bira festivalleri geçmişte kaldı

Avrupa'da ve Amerika'da birçok örneğinin bulunduğu alkol düzenlemesi, Antalya'da yürürlüğe girince tartışmalar başladı.

Antalya'da CHP'li Mustafa Akaydın döneminde; Oktoberfest Bira Festivalleri düzenleniyordu.

Rus turistlerin de katıldığı festivalde insanlar biralarla sarhoş oluyordu.

HİZMET YERİNE BİRA FESTİVALİ

Vatandaşa hizmet yapmak yerine bira festivalleri düzenleyen Mustafa Akaydın, girdiği ilk seçimlerde koltuğunu kaybetti.

DÜNYADA ÖRNEKLERİ VAR

Amerika ve Avrupa'nın birçok ülkesinde uygulanan alkol düzenlemeleri, Antalya'da da yürürlüğe girdi.

NERELERDE İÇİLMEYECEK

Antalya Valiliği, açık park, bahçe ve üzerinde tesis bulunmayan açık alanlarda, belediye sınırları içerisinde, meskun mahallerde, karayollarında, herkese açık yerler ile piknik ve ören yerlerinde, gar, otogar, meydan, cadde, sokak, tarihi ve kültürel mekanlarda içki içilmesinin yasaklandığı bildirdi.