Hepiniz vatan hainisiniz
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikasta kalkışan 47 FETÖ'cü hain dün Muğla'da yargı karşısına çıkarıldı. Salon önünde toplanan halk, sanıkları 'Vatan milletindir, darbecilerin değil' pankartlarıyla karşıladı. Muğla Barosu'nun atadığı avukatlar da darbecileri savunmayı reddetti
Giriş Tarihi: 21.02.2017 03:49 Son Güncelleme Tarihi: 21.02.2017 09:39
Hepiniz vatan hainisiniz
Darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast girişimiyle ilgili 3'ü firari 47 sanığın yargılamasına Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da taraf olduğu davada, aralarında "Paşa" lakaplı Çiğli Ana Jet Üssü imamı Astsubay Zekeriya Kuzu, baskını yöneten Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, Dalaman Deniz Hava Üs Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma ve Erdoğan'ın yerini bildiren o dönemdeki başyaveri Albay Ali Yazıcı'nın da bulunduğu 44 tutuklu sanık, 4 cezaevi aracıyla Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu'na getirildi. Bu sırada ellerinde Türk bayraklarıyla salonun önünde toplanan vatandaşlar, "Hepiniz vatan hainisiniz", "Halkın iradesine darbe vurulamaz", "Vur vur inlesin Pensilvanya dinlesin", "Game over FETÖ" yazılı pankart ve sloganlarıyla darbecileri protesto etti.
İhanet gecesinden 11 gün sonra bir kanalizasyon çukurunda bulunan Paşa lakaplı Zekeriya Kuzu duruşma salonuna böyle getirildi.
'EMRİ SEMİH TERZİ'DEN ALDIM'
Duruşmada, şehit polislerin yakınları ile sanık avukatları da hazır bulundu. Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, duruşmaların 4 gün devam edeceğini ve cuma günü verilecek aranın ardından salı günü yeniden başlanarak 15 Mart'a kadar süreceğini belirtti. Bu arada, kendileri avukat bulamadığı için CMK uyarınca sanıklara atanan avukatlardan bazıları istifa ederek, darbecileri savunmaktan çekildi. Davanın bir numaralı sanığı Fetullah Gülen'i de, Muğla Barosu'ndan hiçbir avukat savunmak istemedi. Duruşmada ilk olarak baskını bizzat yöneten, davanın 2 numaralı sanığı Tuğgeneral Gökhan Sönmezateş'in savunması alındı. Darbe yapılacağını 11 Temmuz'da Semih Terzi'den öğrendiğini öne süren Sönmezateş, "13 Temmuz'da 'Cumhurbaşkanını alıp Akıncı üssüne getir' diyerek bana açık emir verdi. Timlere, 'TSK yönetime el koydu. Cumhurbaşkanı'nı alacağız' dedim. Şükrü Seymen, 'O kadar koruması var, Cumhurbaşkanı'nı alabilir miyiz?' dedi. Ben de 'o tatilde, koruması da az' dedim. Polislerin öldürülmesi dışında tüm suçlamaları kabul ediyorum" dedi.
'BU PLANI ÇOCUKLAR BİLE YAPMAZ'
Kendilerinin tuzağa düşürüldüğünü iddia eden Sönmezateş "Cumhurbaşkanı'nın İstanbul'a gittiğini bilirken, biz tuzağa düşürülerek oraya gönderildik. Ben yaverle görüşmedim. Bu görevi ben planlamış olsaydım, ya başarılı olurduk ya da görevi iptal ederdim. Çünkü 15 yaşındaki bir çocuk bile böyle bir plan yapmaz. Şu anda, 'bizi kim yanılttı ve 4 saat bekletti?' sorusunun cevabını arıyorum. Başı sıkışan herkes benim adımı öne sürdü. Şehitlerimize ben de çok üzüldüm. Gülen'in 'mesih' olduğuna inanmak sapkın bir düşünce. Hiçbir tarikata da bağlı olmadım. Adil Öksüz'le de görüşmedim" diye konuştu.
AMAÇ CUMHURBAŞKANI'NI ORTADAN KALDIRMAKTI
SUİKAST TİMİ İÇİN 6'ŞAR KEZ AĞIR MÜEBBET İSTENİYOR
İddianamede, 47 sanığın "Cumhurbaşkanı'na suikast", "anayasayı ihlal"in de aralarında bulunduğu 17 ayrı suçtan cezalandırılmaları isteniyor. Saldırıyı gerçekleştiren FETÖ'nün "suikast timindeki biri firari 37 asker için en az 6'şar kez ağırlaştırılmış müebbet talep ediliyor.
Erdoğan ile McCain’in gündemi PYD ve Rakka
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün ABD Senatosu Silahlı Kuvvetler Komitesi Başkanı Senatör John McCain'i Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabul etti. Başbakan Binali Yıldırım'ın da katıldığı kabul yaklaşık 1 saat 20 dakika sürdü. Görüşmede terörle mücadelede uluslararası işbirliğinin yanı sıra özellikle Suriye ve Irak'ta DEAŞ ile mücadele konusu ele alındı.
Eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde Suriye'de terör örgütleri PYD/YPG'ye verilen desteğin oluşturduğu rahatsızlık Senatör McCain'e de iletildi. Görüşmede bir terör örgütüyle başka bir terör örgütü desteklenerek mücadele edilemeyeceği ifade edildi. Suriye'nin kuzeyinde PYD/YPG konusunda Türkiye'nin hassasiyetleri vurgulanırken, terör örgütü DEAŞ'a karşı Rakka'da yapılacak operasyon da gündeme geldi. Görüşmede, terörden arındırılmış güvenli bölge ve uçuşa yasak bölge konusu da masaya yatırıldı.
FETO’yu verin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün ABD Senatosu Silahlı Kuvvetler Komitesi Başkanı Senatör John McCain’i kabul etti. Kabulde, Suriye ve Irak’ta terör örgütü DEAŞ ile mücadele konusu ele alındı. Ayrıca McCain’e teröristbaşı “Gülen’i iade edin” denildi,Türkiye, son dönemde dünyanın merkezi oldu... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD Başkanı Trump'la yaptığı telefon görüşmesinden sonra CIA Direktörü Mike Pompeo, Türkiye'ye geldi. Pompeo'nun ardından İngiltere Genelkurmay Başkanı Orgeneral Stuart William Peach de soluğu Türkiye'de aldı. Daha önce İngiltere Başbakanı Theresa May'in ABD ziyaretinden hemen sonra Türkiye'ye gelmesi, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in ziyaretleri, Rusya Devlet Başkanı Putin'le yürütülen telefon diplomasisinden sonra dün de Ankara'nın önemli bir konuğu vardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ABD Senatosu Silahlı Kuvvetler Komitesi Başkanı John McCain'i kabul etti.
NET MESAJ VERİLDİ
Yaklaşık 1 saat 20 dakika süren kabule Başbakan Binali Yıldırım da katıldı. Kabulde, terörle mücadelede uluslar arası işbirliğinin yanı sıra özellikle Suriye ve Irak'ta DEAŞ ile mücadele konusu ele alındı. ABD eski Başkanı Barack Obama döneminde Suriye'de terör örgütleri PYD/YPG'ye verilen desteğin oluşturduğu rahatsızlık Senatör McCain'e de iletildi. Görüşmede bir terör örgütüyle başka bir terör örgütü desteklenerek mücadele edilemeyeceği ifade edildi. Suriye'nin kuzeyinde PYD/ YPG konusunda Türkiye'nin hassasiyetleri vurgulanırken, terör örgütü DEAŞ'a karşı Rakka'da yapılacak operasyon da gündeme geldi. Görüşmenin en önemli ayrıntısı ise teröristbaşı Gülen oldu. Erdoğan, McCain'e, "Gülen'i iade etmelisiniz. Teröristbaşı ülkenizde bir çiftlikte ağırlanıyor" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcı Medya ve Tanıtım Başkanı Cevdet Yılmaz referandum kampanyasını "vesayetin ortadan kalkması", "kalkınma ve refah", "güven-huzur-birlik ve beraberlik" ile "uluslararası alanda güçlü Türkiye" şeklinde 4 başlıkla kurduklarını belirtti. Yılmaz, "Milletimizin güçlü bir şekilde 'evet' diyeceğine inanıyoruz. Şu anda anketlerde 'evet' önde. Biz kararsızları bilgilendirerek ikna etmeye çalışacağız. Referandumda ne bıçak sırtında olacağız ne de pembe tablo çizerek rehavete kapılacağız" dedi.
‘Bürokrasi azalacak büyüme hızlanacak’AK Parti referandum için sosyal medyayı aktif olarak kullanacak. AK Parti Strateji Ekibi'nce hazırlanan ve cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini anlatan video Youtube, Facebook, Twitter gibi sosyal medya ağları üzerinden kısa sürede büyük ilgili gördü. Videoda değişikliğin Türkiye'ye kazandıracakları şöyle sıralandı:
ERDOĞAN'DAN EGE ÇIKARMASI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, referandum kampanya sürecinde 40'a yakın ili ziyaret ederek vatandaşlara cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini anlatacak. Erdoğan'ın her hafta 5-6 ili ziyaret edeceği belirtildi. Erdoğan'ın bu hafta sonu da Manisa, Aydın ve Muğla illerini ziyaret etmese bekleniyor. Erdoğan cuma günü Manisa'da, cumartesi günü ise Aydın ve Muğla'da açılışlara katılacak. Ayrıca, yurtdışında yaşayan gurbetçi vatandaşlarla da bir araya gelecek olan Erdoğan, referandum tarihine kadar Almanya, Belçika ve Hollanda'da gurbetçi vatandaşlarla bir araya gelmesi bekleniyor.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) 13 Şubat tarihli Genel Kurul toplantısında alınan Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle 227 hakim ve cumhuriyet savcısının meslekten ihracına ilişkin karar Resmi Gazete'de yayımlandı.
HSYK, FETÖ ile bağlantılı 227 hakim ve savcıyı ihraç etti
Söz konusu kararda, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin (KHK) 3. maddesinin 1. fıkrası kapsamında FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatlarının olduğu sabit görülen hakim ve cumhuriyet savcılarının aynı kararname maddesi uyarınca meslekte kalmalarının uygun olmadığı ve ayrı ayrı olmak üzere meslekten çıkarılmalarına karar verildiği bildirildi.
HSYK Genel Kurulunda oy birliğiyle alınan kararda, meslekten çıkarılanların 6087 sayılı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu'nun 33. maddesi doğrultusunda kararın tebliğ tarihinde itibaren 10 gün içinde HSYK Genel Kurulu nezdinde yeniden inceleme talebinde bulunabileceği belirtildi.
Meslekten çıkarma kararının HSYK'ya gelen şikayet, ihbar, inceleme, soruşturma dosyaları ve bu dosyalar hakkında verilen kararlar ve mahallinde yapılan araştırmalar, FETÖ/PDY ile ilintili dosyalarda görev alan hakim ve cumhuriyet savcılarının bu dosyalarda yaptığı işlemler ve verdikleri kararlar, örgüt mensuplarının haberleşme için kullandıkları şifreli programlarda yer alan kayıtlar, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturmalar kapsamında ifadelerine başvurulan hakim ve cumhuriyet savcılarının ifade ve sorgu tutanakları ve soruşturma sürecinde samimi şekilde itirafta bulunan hakim ve cumhuriyet savcılarının beyanlarının birlikte değerlendirilmesi sonucu alındığı kaydedildi.
Gerekçede, şu ifadelere yer verildi:
"HSYK Genel Kurulunun, 667 sayılı KHK'nın 3. maddesi uyarınca yapacağı değerlendirmenin, hakim ve cumhuriyet savcılarının Milli Güvenlik Kurulunca (MGK) devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplardan MGK kararlarında ifade edildiği şekliyle 'Paralel Devlet Yapılanması' ile 'üyelik', 'mensubiyet', 'iltisak' veya 'irtibat' şeklinde bir bağlantılarının bulunup bulunmadığına ilişkin olup, somut olayın özellikleri, ilgililerin mesleğe kabulleri ile başlayan, eğitim merkezi ve Türkiye Adalet Akademisindeki faaliyetleri, hizmet içi eğitim ve yabancı dil eğitimlerine katılımlarına, yurt dışına gönderilmelerine, özel yetkili savcılıklara veya mahkemelere yahut idari görevlere atanmalarına ilişkin bilgiler ile bu görevlendirmelerde ve yine bir silah olarak kullanılan özel yetkili mahkemelere hakim veya unvanlı olarak, Teftiş Kurulu Başkanlığına, başkan, başkan yardımcısı veya müfettiş sıfatıyla, idari kurumlara tetkik hakimi, daire başkanı veya yardımcısı, genel müdür veya yardımcısı sıfatıyla vs. şeklinde yapılan atamalarda dikkate alınan kriterler, özlük dosyalarındaki bilgi ve belgeler, sosyal medya hesaplarındaki paylaşımları, ilgililer hakkında HSYK'ya intikal eden şikayet, ihbar, inceleme ve soruşturma dosyaları ile bu dosyalar hakkında verilen kararlar, mahallinde yapılan araştırmalar, FETÖ/PDY terör örgütü ile ilintili dosyalarda görev alan hakim ve cumhuriyet savcılarının bu dosyalardaki işlemleri ve kararları, örgüt mensuplarının haberleşme için kullandıkları şifreli programlarda yer alan kayıtlar, HSYK'nın FETÖ/PDY mensubu oldukları Emniyet Genel Müdürlüğü terörle mücadele birimlerince düzenlenen raporlarla sabit örgüt üyeleri hakkında tayin ettiği disiplin cezaları ve muhalefet şerhleri, sosyal çevre bilgileri ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından temin edilen bilgi ile belgeler, ilgililer hakkında başsavcılıkça başlatılan soruşturmanın niteliği ve isnat edilen suçlamalar ile gözaltı ve tutuklama kararları, soruşturma kapsamında ifadelerine başvurulan hakim ve savcıların ifade ve sorgu tutanakları, itirafçıların beyanları birlikte dikkate alınarak, ekli listede yer alan hakim ve cumhuriyet savcılarının 667 sayılı KHK'nın 3. maddesinin 1 numaralı fıkrası kapsamında FETÖ/PDY örgütü ile iltisak ve irtibatlarının olduğu sabit görüldüğünden, adı geçenlerin, 667 sayılı KHK'nın 3. maddesi uyarınca meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve ayrı ayrı olmak üzere meslekten çıkarılmalarına oy birliğiyle karar verildi."
FETÖ/PDY'nin kuruluşu, yapılanması ve yargıdaki faaliyetleri
FETÖ/PDY'nin kuruluşu, yapılanması ve yargıdaki faaliyetlerine de yer verilen kararda, HSYK'ya intikal eden soruşturma dosyaları özetlendi.
Dini duyguları istismar etmek suretiyle güvenini kazandığı insanları yıllarca kendi kirli planları doğrultusunda kullanan terör örgütünün gerçek yüzünün anlaşılarak devletin bu yapıyla etkin mücadeleye başlaması sonrasında, mevcut kadrolarını korumakta zorlanan, tasfiye sürecine giren, ekonomik ve siyasi yönden zayıflayan örgütün "mağdur edebiyatı" stratejisi üstüne kurulu algı yönetiminden de sonuç alamayacağını anlaması üzerine 15 Temmuz 2016'da darbe girişiminde bulunduğu belirtilen gerekçede, şunlar kaydedildi:
"Mülkiye, adliye, emniyet, eğitim ve ordu içerisindeki kadrolaşmasını tamamladıktan sonra anayasal düzeni yıkarak rejimi değiştirmek için artık zamanın geldiğini düşünen FETÖ/PDY'nin, 15 Temmuz 2016'da Cumhuriyet tarihinin en kanlı darbe girişimine imza atması, büyük duyarlılık göstererek rejimi korumak ve demokrasiye sahip çıkmak adına canları pahasına sokağa dökülen halkın, mermi sağanağına, üzerilerine sürülen tank ve askeri araçlara, jetlerden atılan bombalar ile helikopterlerden açılan ateşe göğsünü siper ederek, Türk Kurtuluş Savaşı'nda emsali görülebilmiş bir mücadeleyle, rejime kasteden saldırıyı püskürtmeleri sonrasında, devletin kılcal damarlarına sızan, örgütün nihai hedefi olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve kurumlarını ele geçirmek için devlete ve kendinden olmayan herkese karşı ne zaman ve ne şekilde saldırı yapacakları belirsiz olan, hukuku silah olarak kullanmaktan çekinmeyen ihanet çetesi mensuplarının hukuk dışı iş ve eylemlerine son vermek adına bazı tedbirler alınması zorunlu hale gelmiştir."
"Milli güvenliğe yönelik en ağır saldırılardan biri"
FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin tespitlere de yer verilen kararda, darbe teşebbüsünün demokratik anayasal düzene karşı oluşturduğu tehdidin büyüklüğünü değerlendirmek bakımından, engellenen bu girişimin somut olarak meydana getirdiği zararların tek başına dikkate alınmasının yeterli olmadığı, darbe teşebbüsünün kısa sürede engellenememiş olması ya da darbenin gerçekleşmesi halinde oluşabilecek risklerin de göz önünde bulundurulması gerektiğine işaret edildi.
Karar metninde, şunlar kaydedildi:
"Son zamanlarda tanık olunan yakın çevredeki ülkelerin durumu, devlet otoritesinin ortadan kalkması halinde bırakın demokratik bir düzende yaşamayı, insanların en temel haklarının her gün saldırı altında olduğu bir düzensizlik ve kargaşa ortamının acı örnekleri olarak dünya kamuoyunun gözü önünde durduğu, darbe teşebbüsünün, ülkemizin birçok terör örgütünün açık hedefi olduğu günlerde gerçekleştirilmesinin bu riskin ağırlığını daha da artırdığı, bütün bu değerlendirmeler birlikte ele alındığında, darbe teşebbüsünün sadece demokratik anayasal düzen yönünden değil bununla sıkı bağı olan 'milli güvenlik' yönünden de mevcut ve ağır bir tehdit oluşturduğu, milli güvenliğin, Anayasada ve insan haklarının korunmasına ilişkin birçok uluslararası belgede, temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması sebepleri arasında sayıldığı, güvenliğin olmadığı yerde demokratik düzeni sürdürme ve özgürlükleri hayata geçirebilmenin mümkün olmadığı, açıklanan nedenlerle şimdiden Türk demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçen 15 Temmuz darbe teşebbüsünün demokratik anayasal düzene, bireylerin temel hak ve hürriyetlerine ve milli güvenliğe yönelik en ağır saldırılardan biri, belki de en ağırı olduğu sonucuna varmak gerektiği açıktır."
HSYK 3. Dairesince inceleme izni verilen, kamuoyunda "usulsüz dinlemeler" olarak bilinen dosyalara da değinilen kararda, FETÖ/PDY ile bağlantılı veya birlikte hareket eden bazı hakimler ile haklarında FETÖ/PDY üyesi olmak, sahte talep evrakı düzenlemek gibi suçlardan kamu davası açılan bazı kolluk kuvvetlerinin, terör faaliyetleri, uyuşturucu ve kaçakçılık suçları, Ergenekon, DHKP-C ve İBDA-C terör örgütleriyle mücadele gibi bahanelerle bakanlar, valiler, kaymakamlar, emniyet müdürleri, TSK mensupları, öğretim görevlileri, sivil toplum kuruluşları yöneticileriyle iş adamlarının da aralarında bulunduğu pek çok kişinin iletişimlerinin usul ve yasaya aykırı olarak belirlenmesine, dinlenmesine ve kayda alınmasına sebebiyet verdikleri vurgulandı.
Kardeşlik köprüleri inşa etmemiz gerekCumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, farklı meslek gruplarından kadınların katılımıyla gerçekleşen kabulde, sığınmacılar konusunda çalışan kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra insani yardım alanındaki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de hazır bulundu. Emine Erdoğan, kabulde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin sığınmacı politikasını ve meslek sahibi kadınlar için hayata tutunabilecekleri imkânlar oluşturma konusunda, devletin ve sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını anlattı. "İstiyoruz ki ülkemizde dünyaya gelen çocukları kayıp bir nesil olmaktan çıkarıp, onlara temel eğitimlerini verelim. Gençler üniversite eğitiminden geri kalmasın. (...) Ensar ve muhacir kardeşliğinden kültürlerarası köprüler inşa etmek gerek" ifadelerini kullanan Erdoğan, Yüksek Öğretim Kurulu'nun, üniversitelerde, Suriyeli gençler için özel öğrenci statüsünde kontenjanlar açtığını hatırlattı. Toplantıda, öğretmen, doktor, avukat ve diğer meslek gruplarına mensup Suriyeli kadınlar da söz alarak, sorunlarını ve taleplerini ifade etti. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne, Türk milletine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve kendilerine Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bulunma imkânı veren Emine Erdoğan'a teşekkürlerini ileten sığınmacı kadınlar, "Kalplerindeki duyguların, ifade edebildiklerinin çok ötesinde olduğunu" söyledi. Toplantı sonunda Suriyeli kadınlar, Emine Erdoğan ile hatıra fotoğrafı çektirdi.
“Türkiye’nin bekası için değişikliği öngörüyoruz”Başbakan Binali Yıldırım, 53. Uluslararası Münih Güvenlik Konferansı'nın son gününde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
TBMM'de yapılan oylamalar sonucu kadbul edilen Anayasa değişikliği teklifinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, milyonlarca vatandaşın merakla beklediği referandum tarihini resmen açıklamıştı. Bu açıklamaların ardından ise YSK seçmen listesi sorgulama ekranı sıklıkla ziyaret edilmeye başladı. Nerede oy kullanacağım? sorusunu merak eden insanlar bu başlık altında bulunan bağlantıya tıklayarak 2017 YSK seçmen listesi sorgulama ekranına girebilirler. İşte tüm detaylar...
YSK SEÇMEN LİSTESİ SORGULAMAK İÇİN TIKLAYIN -2017
YSK seçmen listesi sorgulama ile oy kullanacağını yeri öğrenmek için yukarıda bulunan bağlantıya tıklayarak Nüfusa Kayıtlı Olduğu İl, T.C. Kimlik Numarası ve Nüfusa Kayıtlı Olduğu Sıra No bilgilerini girerek öğrenebilirsiniz.
SEÇMEN KÜTÜĞÜ DÜZELTMELERİ 26 ŞUBAT'A KADAR GERÇEKLEŞTİRİLEBİLECEK
1. Seçmen niteliğine sahip ve yerleşim yeri yurt içi olmasına rağmen,
Yurt içi seçmen kütüğünde kaydı bulunmayan,
Kayıtlarında düzeltme veya yerleşim yeri adresini değiştirmek isteyen vatandaşların;
26 Şubat 2017 (17.00) Pazar gününe kadar; bizzat veya 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 50. maddesinde sayılanlar, ilgili nüfus müdürlüğüne adres beyan formu ile birlikte elektrik, su, telefon, doğalgaz abonelik sözleşmesi veya faturası, noterden tasdikli kira sözleşmesi gibi belgelerden birisi ile başvurmaları ve nüfus müdürlüğünce tescil edilen adrese ilişkin imzalı ve onaylı adres beyan formunun bir örneği ve eklerini İlçe Seçim Kurulu Başkanlığına teslim etmeleri gerekiyor.
OY KULLANMAK İSTEYEN ÖĞRENCİLER BAZI İŞLEMLER GERÇEKLEŞTİRECEK
2.Seçmen niteliğini taşıyan ve öğrenim gördükleri yerleşim birimlerinde oylarını kullanmak isteyen öğrencilerin (askeri öğrenciler hariç);
Öğrenim gördükleri okuldan, o okulun öğrencisi olduklarına ve yurt müdürlüklerinden, yurtta kaldıklarına ilişkin alacakları belgeler ile kaldıkları yurtların bağlı bulunduğu ilgili nüfus müdürlüklerine bizzat başvurması ve tescil edilen adrese ilişkin imzalı ve onaylı adres beyan formunun bir örneği ve eklerini İlçe Seçim Kurulu Başkanlığına teslim etmeleri gerekmektedir.
Erdoğan'ın miting yapma ihtimali bile korkuttu!Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre, Almanya'da Türklerin yoğun olarak yaşadığı Kuzey Ren Vestfalya eyaletinin hükümeti, Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım'ın ardından Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da Almanya'da bir referandum mitingi düzenlemesinden endişe ediyor.
MİTİNG KARARI YOK AMA İHTİMALİ BİLE KORKUTUYOR!
Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Uyum Bakanı Rainer Schmeltzer, Kölner Stadt-Aneiger gazetesine yaptığı açıklamada "ülkede yaşayan Türkiye kökenlilerin sayısının yüksek olması nedeniyle Erdoğan'ın da Almanya'da miting düzenlemeyi planladığını hesaba kattıklarını" ifade etti.
CEM ÖZDEMİR'DEN HRİSTİYANLARA "ÖNLEM ALIN" ÇAĞRISI!
Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir de Saarbrücker Zeitung'a yaptığı açıklamada Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Hristiyan Birlik Partilerine (CDU/CSU) kendi sıralarındaki Erdoğan taraftarlarına karşı önlemler alması çağrısında bulundu.
“ByLock’çu olduğu kesin”Bylock kullanıcısı olduğu gerekçesiyle tutuklanarak cezaevine konulan Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Fahrettin Baş'ın tutukluluğuna İstanbul 11. Sulh Ceza Hâkimliği nezdinde yapılan itiraz reddedildi. Hâkimlik kararında Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı'nın ByLock kullancısı olduğunu Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından doğrulandığı kaydedildi.
OTURUM AÇMA TARİHLERİ BİLE BELLİ
Fahrettin Baş hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda başlatılan soruşturmaya ilişkin dosyada, HSYK Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın 31.01.2017 tarihli ön raporu bulunduğu kaydedilen ret kararında, raporda şüphelinin ByLock programı kullandığının tespit edildiğinin anlatıldığı, telefonun IMEI numarasının tespiti için BTK'dan HTS kayıtlarının istendiği, ByLock kullanılan telefon ile HTS kayıtlarındaki IMEI numaralarının birebir eşleştiği ifade edildi. HSYK Teftiş Kurulu Başkanlığı'nca ilgili operatörden teknik hata olup olmadığının sorulduğu, dosyaya konulan raporda belirtildiği üzere verilen cevapta, teknik hatanın söz konusu olmadığı kaydedilen kararda, "Aynı raporda şüphelinin, 5 Eylül 2014, 24 Eylül 2014, 4 Ekim 2014 tarihleri arasında ByLock programında oturum açtığı ve söz konusu programı kullandığının bildirildiği" kaydedildi
ABD'nin yeni Avrupa Birliği (AB) Büyükelçisi olması beklenen Profesör Ted Malloch NTV'de gündeme dair soruları cevapladı. Malloch, FETÖ elebaşı Gülen'in iadesine ilişkin, "Bana çok önemli gelen bir nokta var. Yazın yaşanan olaylar, darbe girişimi bunlarla ilgili tüm bilgilere sahibiz. ABD sürecin sonunda iadeyi niçin yapmasın ki. Obama yönetiminde gerekli adımlar atılmamıştı. Bu örgütün Clinton Vakfı ile bağı olduğu suçlamaları yapılmıştı. Ancak Trump yönetiminde Fethullah Gülen iade edilebilir diye düşünüyorum. Bence Türk Hükümeti'nin yaptığı bu talep Trump yönetimine de tekrarlanmalı" ifadelerini kullandı.
Emniyet’ten FETÖ’ye ilişkin not!Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na, Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) ideolojisini irdeleyen kapsamlı bir bilgi notu ulaştı. Habertürk'ün haberine göre, 240 sayfalık bilgi notunda öne çıkan hususlar özetle şöyle:
EZOTERİK ÖRGÜT: Virüsler, fizyolojik olarak metabolizmaları olmayan ve başka bedene muhtaç olarak varlıklarını sürdüren canlılardır. En büyük ve en stratejik özellikleri; sızma, gizlenme ve benzeme özellikleridir. Mikro âlemde virüslerin temsil ettiği kendisine ait olmayan kaynakları ve potansiyeli sömürüp kendi hesabına işletme işinin, yani emperyalizmin, makro âlemdeki temsilcileri; guguk kuşları gibi bazı canlılar, emperyalist ülkeler ve viral örgütlenme modelini seçmiş gizli, ezoterik örgütlerdir. Emperyalist ülkelerin bir dönem geri kalmış dünyalara medeniyet getirilmesi kılıfını, şimdilerde ise demokrasi ve insan hakları kılıfını kullanması gibi ezoterik örgütler de çeşitli kılıflara ihtiyaç duymaktadır.
HEDEFLERİ ÖRTÜŞTÜ: FETÖ, devlet ve millet düşmanlarının virüslerden ilham alarak kurguladıkları ezoterik örgütün adıdır. Bu virüsün sızma hedefi dindir. Milli ve manevi gücü kendi menfaatlerine kullanır. Türk milletine sevgi ve teveccühün çok fazla olduğu yerlere, sömürgecilere çalışan, işbirlikçi ve Türk görünümlü bu tür yapılanmalarla girmenin maliyeti, savaşarak veya başka yollarla girmenin maliyetine nazaran oldukça düşük kalmaktadır. Böylece istilacı ve tek dünyacı belli çıkar grupları ile FETÖ'nün yeryüzü hâkimiyeti hedefi de örtüşmüş olur.
SÖMÜRGECİLERİN ÇOCUĞU: Büyük miktarda güç potansiyeline sahip ülkemizi, güç kaynaklarımızdan beslenen bir örgütle az zahmetli ve düşük maliyetli bir projeyle durdurma ve dünya pastasından hakkı olandan çok daha fazlasını alma amacında olan sömürgeci zihniyetin gayri meşru çocuğu olan FETÖ, ne bir eğitim hareketidir ne bir dini cemaattir ne de sivil toplum kuruluşudur.
GERÇEK YÜZÜNÜ GÖSTERDİ: Gülen'in söylemlerine bakıldığında en başından itibaren cebir-şiddet kullanma zihniyetine sahip olduğu anlaşılmaktadır. Ama nihai hedeflere ulaşmak için benimsenen genel hareket tarzından dolayı, gerekmedikçe maddi güç kullanılmadığı ve gülen bir yüz, barış, hoşgörü söylemi arkasında son darbe girişimine dek manevi cebir şiddet öncelikli ve sinsice hedeflere yürüme söz konusu olmuştur. Son darbe girişiminde ise gerçek yüzünü saklama gereği duymamıştır.
TARİHİ ÖRNEKLER GİBİ: Gelinen noktada örgütün benimseyeceği en rasyonel hareket tarzının, uzun dönemli yeraltına çekilme ve konunun gündemden tamamen düşmesini bekleme, yeni nesillerin yaşananları unutması ve sonrasında tekrardan yeraltından çıkılarak faaliyetlerin devam ettirilmesi olabilecektir. Ancak iletişimde yaşanan devrim ve imkânların artması; virüsler gibi zor şartlar altında uykuya yatıp canlılık özelliği göstermeyen bir hal alsa ve tarihi örneklere benzer bir şekilde davransa bile örgütün başarı şansını bir hayli azaltmaktadır.
Bu yüzden örgütün devletin elinin uzanamayacağı veya daha az uzanabileceği yurtdışı gibi yerlere kaçarak yeniden yapılanmayı, buralarda uykuya yatmayı ve zamanı gelip de güçlü bir enfeksiyon halini alınca tekrar ülkemize sirayet etmeyi düşündüğü anlaşılmaktadır. Bu yüzden onun gerçek yüzü en iyi şekilde anlatılmalıdır. Güçlenen ülkemizin FETÖ virüslerini dünyanın neresine kaçarsa kaçsın bulup yargı önüne çıkartması ve tehlike olmaktan çıkaracak şekilde zararsız hale getirmesi ve gelecek nesillere yaşananları asla unutturmaması gerekmektedir.
Van'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturmasında, örgütün "mahrem imamlarına" yönelik operasyonda 12 şüpheli gözaltına alındı.
Alınan bilgiye göre, Van Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele ekipleri, 12 adrese eş zamanlı operasyon düzenledi.
Operasyonda, FETÖ/PDY'nin "mahrem imamları" oldukları gerekçesiyle 12 kişi gözaltına alındı.
Gözaltına alınan şüpheliler ifade işlemleri için emniyete götürüldü.
HSYK 227 hakim ve savcıyı ihraç ettiMehmet Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, olağanüstü hal kapsamında yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname gereği, FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak, irtibat ve bağlantısı olduğu iddia edilen hakim ve savcılarla ilgili görüşmelerin devam ettiğini söyledi.
Bu kapsamda HSYK 2. Dairesince, daha önce açığa alınan hakim ve savcıların durumunu görüştüklerini belirten Yılmaz, 227 hakim ve savcıyı KHK gereği meslekten ihraç ettiklerini kaydetti.
Soruşturma kapsamında ifadesi alınan şüphelilerin beyanlarının soruşturmaya yön verdiğini belirten Yılmaz, ifadeler alındıkça yeni isimlere ulaşıldığını ve diğer delilerle desteklenmesi üzerine gereğinin yapıldığını ifade etti.
Yılmaz, şüphelilerin cep telefonları ve elektronik cihazlarındaki çözümlemeler ve ByLock mesaj içeriklerinin ortaya çıkması sonrası ulaşılan bilgilere göre de yeni şüphelilerin ortaya çıktığını aktardı.
HSYK tarafından, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından toplam 4 bin 176 hakim ve savcı hakkında işlem yapıldığını söyleyen Yılmaz, yeni ihraç edilenlerle şu ana kadar meslekten ihraç edilen hakim ve savcı sayısının 3 bin 886 olduğunu, hakkında işlem yapılan diğer hakim ve savcılarla ilgili incelemelerin sürdüğünü bildirdi.
Mehmet Yılmaz, daha önce KHK ile ihraç edilen 200 hakim ve savcı hakkında ise yapılan incelemeler sonucu göreve iade kararı aldıklarını ifade etti.
Hakimler ve savcılar hakkında soruşturmaların 7 ildeki başsavcılıklarca yürütüldüğünü, yapılan değerlendirmelerin HSYK'ya iletildiğini belirten Yılmaz, "Genel Kurul'da çalışmalarımız tüm hızıyla sürüyor. Yargıyı tekrar çeteden arındırmak ve güvenilir bir yapıya kavuşturmak için elimizden geleni yapıyoruz" dedi.
Yılmaz ayrıca, şimdiye kadar ByLock kullandığı iddia edilen bin 760 hakim ve savcının tamamının meslekten ihraç edildiğini belirterek, "Şu an ByLock kullanıp da görev başında olan bir tek hakim ve savcı yok. Çalışmalarımız hızla devam ediyor. Artık teşkilat üzerindeki baskı kalksın, adliyeler huzurla çalışmalarına devam etsin çabası içindeyiz." diye konuştu.
Sözcü Gazetesi okurun zekasıyla böyle dalga geçtiEVET ÇIKARSA..
Referandumu kıyamet olarak niteleyen Coşkun, EVET oylarının önde olması durumunda tiyatroların bile kapatılacağını söyledi. Dahası Devlet Opera ve Balesi'nin Diyanet'e bağlanacağını iddia etti. Sözcü gazetesi ise yazarının bu saçmalıklarına yarım sayfa yer verirken sosyal medya kullanıcıları "Gırgır kapandıktan sonra Sözcü Gazetesi kötü bir mizah dergisi haline geldi" şeklinde paylaşımlarda bulundu.
GAZETELER KAPATILIR, TİYATROLAR KAPATILIR
Katılımcılara HAYIR çağrısı yapan Bekir Coşkun, "Evet' çıkarsa, bizim yazı hayatlarımız muhtemelen biter, gazeteler kapatılır, tiyatrolar kapatılır, Devlet Opera ve Balesi'ni de Diyanet'e bağlarlar." şeklinde konuştu.
SEÇMENE HAKARET VE YALANLAR..
Referandum sonuçlarıyla ilgili bu tarz asılsız iddialar ortaya atan Bekir Coşkun, daha önce yazdığı bir yazıda EVET diyenlere açık bir şekilde hakaret etmişti.
MUKADDESATA SALDIRDI
FETÖ'nün sesi Sözcü Gazetesi tarafından yayınlanan sözde mizah eki Gırgır'da bir Peygambere küfürler edilmiş ve gazete yönetimi toplumun her kesiminden gelen tepkiye rağmen özür bile dilemeyerek suçu çizerlere yüklemişti.
Kaçarken yakalanan FETÖ'cü aileye askerden tepkiSon günlerde FETÖ üyelerinin yurt dışına kaçmak için mesken tuttuğu Meriç Nehri'nde jandarmanın başarılı operasyonlarıyla hainlerin kaçışı engelleniyor. FETÖ'den aranan bir kişinin ailesi, Edirne'nin Meriç ilçesinde yapılan operasyonla yurt dışına kaçamadan yakalandı. Edirne İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince yapılan istihbari çalışmalar neticesinde kişi başı 5 bin euro karşılığında yurt dışına kaçmaya çalışan Dilay Y. (47), çocukları Taha Oğulcan Y. (25), Merve Y. (27) ile yine haklarında FETÖ'ye üye olmak suçundan soruşturma bulunan Nihal ve İlhan Ş.'nin çocukları Fuat Ş. (17), Edirne'nin Meriç ilçesine bağlı Karayusuflu köyünde bulunan bir maden ocağı yakınlarında jandarma ekiplerince organizatör S.K. ile birlikte yakalandı.
"Bize vatana ihanet etmeyeceğimizi öğrettiler"
Meriç İlçe Jandarma Komutanlığına götürülen 4 kişi, daha sonra sağlık kontrolünden geçirilmek üzere Uzunköprü Devlet Hastanesine getirildi. Bu sırada Meriç ilçesinde askerlik yaparken bacağından menüsküs ameliyatı olan ve hava almak için hastane önüne çıkan Piyade Er Oğuzhan Erbaş, hastaneye giren FETÖ'cü aileye, "Bizlere kitabınız Kur'an-ı Kerim ise vatana ihanet etmeyeceğimizi öğrettiler" diyerek tepki gösterdi. Ağabeyinin gazi olduğunu söyleyen Erbaş, "Bende askerim. Bugün bu olanlar benim zoruma gidiyor. Ben burada annemden babamdan ayrı, ağabeylerimden ayrı askerlik yapıyorum. Birileri sıcak yatağında yatıyor, vatana millete ihanet ediyor.
Bugün bu bulunduğumuz durumlar çok zor. Gerçekten ağrımıza gidiyor. Hepimiz insanız. Burası Müslüman ülkesi. Bizlerin birlik olması lazım. Her gün ezanlar okunuyor bu ülkede. Nasıl ihanet edersiniz? Yazık, günah. Ben askerim. Gerçekten zoruma gidiyor. Allah'ım devletimize zeval vermesin. Allah nasip ederse Pazartesi günü askerliğim bitecek, memleketime gideceğim. Bu gerçekten zoruma gidiyor" diye konuştu.
Hastanede sağlık işlemleri tamamlanan 4 şüpheliye hastane çıkışında ise hastanede bulunan hastalar, "Yüzünüzü açın", "Vatan hainleri" şeklinde söylemlerde bulunarak tepkilerini gösterdi. Jandarma ekiplerinin yoğun koruması eşliğinde hastaneden çıkarılan 4 kişi, mahkemeye sevk edilmek üzere Uzunköprü Adliyesi'ne götürüldü.
Ergenekon brifingi veren FETÖ'cü polisin ailesi çıktı
Yurt dışına kaçmaya çalışan Dilay Y. ile çocuklarının geçtiğimiz yıllarda ABD'li diplomatlara Ergenekon brifingi veren İstihbarat Daire Başkanlığı Uluslararası İlişkiler Kurumunun eski şube müdürü ve ByLock kullanıcısı Ufuk Gürsoy Y.'nin ailesi olduğu belirlendi. Ufuk Gürsoy Y.'nin halen firari olduğu öğrenilirken, ailesinin de yanına gitmek üzere yurt dışına kaçmaya çalıştığı tahmin ediliyor.
Mahkemeye sevk edilen 4 kişi, adli kontrol şartıyla ve yurt dışı çıkış yasağı konularak serbest bırakıldı.
Çankırı'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınan eski emniyet mensubu 23 şüpheliden 22'si tutuklandı.
Çankırı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma doğrultusunda, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alındıktan sonra adliyeye sevk edilen 23 zanlı, savcılıktaki işlemlerinin ardından mahkemeye çıkarıldı.
Şüphelilerden 22'si tutuklandı, biri tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Çankırı Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince 16 Şubat'ta 10 ilde FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında operasyon yapılmıştı. Operasyonda, daha önce meslekten ihraç edilen, aralarında şube müdürü ve komiserlerin de olduğu 23 eski emniyet mensubu gözaltına alınmıştı.