Hem babamız hem ustamız

Türk sinema ve tiyatrosunun usta ismi Münir Özkul 93 yaşında hayatını kaybetti. Usta oyuncunun vefatının ardından bilinmeyen bir röportajının detayları ortaya çıktı. Özkul 1986 yılında özel bir dergiye verdiği röportajında tuvaletlerde abdestini aldığını kendi deyimiyle inkar ve karanlıktan nasıl çıktığını ve Allah inancına nasıl eriştiğini anlattı. İşte usta oyuncunun o sözleri...

Hem babamız hem ustamız

Giriş Tarihi: 07.01.2018 11:34 Güncelleme Tarihi: 07.01.2018 12:22

53 yıllık sanat hayatında yüzlerce karakteri canlandıran Yeşilçam'ın usta oyuncusu Münir Özkul, 93 yaşında aramızdan ayrıldı. Hababam Sınıfı'nın Küçük Tuncay'ı Tuncay Akça, Özkul için " O benim babamdı, ustamdı, abimdi, her şeyimizdi" diye konuşuyor. Teoman Ayık ise "Özkul'un Hababam Sınıfı'nda velilere verdiği tiradi hayatımın en büyük dersi oldu" diyor.

Hababam Sınıfı öğrencileri Münir Özkul’u anlattı

Hababam Sınıfı, Bizim Aile, Mavi Boncuk, Aile Şerefi, Gülen Gözler, Neşeli Günler, Milyarder, Banker Bilo, Gırgırıye ve yüzlercesi... Mahmut Hocamızı, Yaşar Ustamızı, Kazım Efendimizi Türk tiyatro ve sinema camiasının büyük ustası Münir Özkul’u geçtiğimiz Cuma günü kaybettik. Vefat ettiğinde 93 yaşındaydı. Kaç nesil onun filmleriyle büyüdü? Defalarca izledik filmlerini. Hala da izliyor ve bir ortamda konusu açılsa hepimiz repliklerini ezbere söylüyoruz. 53 yıllık sanat hayatında yüzlerce karaktere can veren Özkul, sahneye taşıdığı karakterler ve usta oyunculuğuyla kendinden sonra gelen nesle baba, hoca, usta oldu. Mahmut Hoca’yı Hababam Sınıfı’nda öğrenci rolleriyle tanıdığımız Tuncay Akça ve Teoman Ayık ile konuştuk.

TEOMAN AYIK - TUNCAY AKÇA

İÇİMDE UKDE KALDI

Hababam Sınıfı’nın küçük Tuncay’ını hatılıyor musunuz? Özkul’la birlikte Bizim Aile, Gülen Gözler, Şaşkın Ördek filmlerinde rol alan Tuncay Akça, “Ustaların ustasıydı” dediği Münir Özkul için şöyle konuştu: “Onu kelimelerle anlatamazsınız. İnsanın boğazı düğümleniyor konuşurken. Babamızdı, ustamızdı her şeyimizdi. Benim hayatımda çok ayrı bir yeri vardır. Bizim Aile’de ve Şaşkın Ördek’te babamı, Gülen Gözler’de ustamı, Hababam Sınıfı’nda hocamı oynadı. Onlarca filmde onunla kamera karşısına geçtim. Hep gidip görmek istiyordum, eşi 'görmeseniz daha iyi' diyordu. Biz de saygısızlık olmasın diye ısrar etmiyorduk. Ama içimde ukde kaldı onu son bir kez görememek.”

HEM ÇOK CİDDİ HEM ŞAMATACI

Özkul'u “Hayatı hem çok ciddiye alan hem de gırgırı şamatayı seven, benim için çok farklı bir karaktere sahipti” diye tanımlayan Teoman Ayık Münir Özkul’u şöyle devam etti: “Hababam Sınıfı oyuncularından biri olarak söyleyeyim, Münir Özkul çok değerli bir sanatçıydı. Oynadığımız filmlerde bir baba gibi davranırdı. Bir sene önce ziyaret ettik. Kızı ve eşi göstermişti. En son dört ay önce görmek istedik ama eşi ve kızı durumu çok kötü olduğu için görmemize izin vermedi. Münir Özkul bizi görünce üzülüyordu çünkü. Ailesi kalp krizi geçirmesinden korkuyordu. Bizim babamız gibiydi. Hababam Sınıfı 30 kişinin üzerindeydi. Şimdi 18 kişi kaldık.”

EN BÜYÜK DERS

Münir Özkul’dan öğrendiği en büyük hayat dersini sorduğumuz Teoman Ayık, sadece kendisi için değil tüm insanlar için Mahmut Hoca’nın Hababam Sınıfı’ndaki velilere yaptığı unutulmaz tiradı hatırlatıyor: “Bir çocuk eline çanta verip okula yollamakla cebine üç beş kuruş para koyup okul köşesine atılmakla eğitilmez. Daha doğrusu ana babanın görevi burada bitmez. Bu yüzden benim kanımca tembel çocuk, hatalı çocuk, suçlu çocuk yoktur. Hatalı, hatta suçlu ana baba vardır. O yüzden de bu karneleri çocuklarınıza değil gerçek sahipleri olan sizlere vermeyi daha uygun buldum.” Ayık, hala bu sahneyi izlerken duygulandığını da itiraf ediyor.

Münir Özkul'un o röpotajı: Tuvaletlerde abdest alırdım

Türk sinema ve tiyatrosunun usta ismi Münir Özkul 93 yaşında hayatını kaybetti. Usta oyuncunun vefatının ardından bilinmeyen bir röportajının detayları ortaya çıktı. Özkul 1986 yılında özel bir dergiye verdiği röportajında tuvaletlerde abdestini aldığını kendi deyimiyle inkar ve karanlıktan nasıl çıktığını ve Allah inancına nasıl eriştiğini anlattı. İşte usta oyuncunun o sözleri...

Yeşilçam'ın usta sanatçısı Hababam Sınıfı'nın Mahmut Hocası, Gülen Gözler'in Yaşar Ustası Münir Özkul, dün İstanbul'daki evinde hayatını kaybetti.

Yeşilçam'ın usta sanatçısı Hababam Sınıfı'nın Mahmut Hocası, Gülen Gözler'in Yaşar Ustası Münir Özkul, dün İstanbul'daki evinde hayatını kaybetti. 93 yaşında olan Özkul, 2003 yılından beri demans hastalığıyla mücadele ediyordu.

Sayısız filmlere imza atan, onlarca ismi oyuncu olarak yetiştiren Münir Özkul'un kamera arkasındaki hayatı ise pek bilinmiyordu.

Münir Özkul, 1986 yılının Haziran ayında bir dergide yayınlanan röportajında kendi deyimiyle inkar ve karanlıktan nasıl çıktığını ve Allah inancına nasıl eriştiğini anlatıyor.

İnkara düşmeden önce Küçük Sahne'nin tuvaletlerinde yüzüme gözüme, elbiseme üç kere sular sıçratarak sözüm ona abdest aldırdım. Bilhassa zor oyunlarda, sıkıştığım sırada nefesim kesilip tâkatım kalmadığı zamanlarda, içimden, ta derinlerden "Allllahhh!" diye bir ses gelirde ben oyunu alıp götürürdüm…

Vehbi Vakkasoğlu'nun sorularına tüm samimiyetiyle yanıtlayan Özkul, 30 yıl önce kendisi için "huzursuzluğu" şöyle tanımlıyor: "Huzursuzluk, tek kelimeyle inançsızlıkta. Çünkü inanacak hiçbir şeyim yoktu. Ben o zamanlar bugün inandığım şeyleri inkar etmek istiyordum. Çünkü, yine o zamanlar bize şöyle telkinler yapılıyordu: " Müsbet kafalı olun. Görmediğiniz şeylere inanmayın. Herkesin kafası ve bilinci var. Bunun için de anlamadığınız şeye inanmayın." Sonra ilkokul sıralarında da bu telkinleri destekleyen icraatlar yapıldı. Tam hatırlamıyorum, camiler mi kapatıldı, namaz mı yasaklandı, bir şeyler oldu yani…"

Özkul'u “Hayatı hem çok ciddiye alan hem de gırgırı şamatayı seven, benim için çok farklı bir karaktere sahipti” diye tanımlayan Teoman Ayık Münir Özkul’u şöyle devam etti: “Hababam Sınıfı oyuncularından biri olarak söyleyeyim, Münir Özkul çok değerli bir sanatçıydı. Oynadığımız filmlerde bir baba gibi davranırdı. Bir sene önce ziyaret ettik.

 

Geleneksel tiyatronun son temsilcilerinden

Münir Özkul, sadece Yeşilçam’ın değil geleneksel Türk tiyatrosunun da önemli isimlerinden biriydi. Küçük yaşlardan beri tiyatroya çok ilgi duyan Özkul, ailesinin paşa olmasını istemesine karşın inatla sanatı ve tiyatroyu seçiyor. 1967’de Kanlı Nigar oyunuyla İlhan İskender ödülünü alan Özkul, 1968’de Türk tiyatrosunun en komik oyuncusu nişanesi olan Kavuk’u İsmail Dümbüllü’den almıştı.

 

Sevgiyle bağlıyız

Münir Özkul deyince ilk akla Hababam Sınıfı’nın Mahmut Hocası geliyor. Disiplinli, sert ama bir o kadar da sevecen. Tüm öğretim hayatımız boyunca karşılaşmak isteyeceğimiz türden bir hocaydı Mahmut Hoca. Sonra Bizim Aile’nin Yaşar Ustası geliyor aklımıza ve o unutulmaz tiradı ‘Bak beyim, sana iki çift lafım var’la başlayan. Sonrasında “Yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi. Çünkü biz birbirimize parayla pulla değil sevgiyle bağlıyız. Bizler birbirimizi seviyoruz. Biz bir aileyiz. Biz güzel bir aileyiz. Bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun? Dokunma artık aileme! Dokunma çocuklarıma!” diye devam eden.

 

Güldüren kavga

Turşu suyu kavgasını da hatırlıyorsunuz, değil mi? Kazım Efendi ve Saadet Hanım’ın izlerken gülmekten gözlerimizi yaşarttığı o sahneyi. O meşhur kavga, 1978 yapımı Neşeli Günler filmindeydi. Senaryosu Sadık Şendil’e ait olan filmde Adile Naşit, Şener Şen, Ayşen Gruda, Ahmet Sezerel, Oya Aydoğan, Mürvet Sim ve İhsan Yüce gibi ünlü oyuncular rol alıyordu. Ne sıcak bir aile filmi, kavgası bile güldürüyor insanı. Sonra Aile Şerefi vardı, bize hem aile olmanın sıcaklığını hem de arsızlığa karşı nasıl ailecek dik durmamız gerektiğini hatırlatan...

TEOMAN AYIK - TUNCAY AKÇA

İÇİMDE UKDE KALDI

Hababam Sınıfı’nın küçük Tuncay’ını hatılıyor musunuz? Özkul’la birlikte Bizim Aile, Gülen Gözler, Şaşkın Ördek filmlerinde rol alan Tuncay Akça, “Ustaların ustasıydı” dediği Münir Özkul için şöyle konuştu: “Onu kelimelerle anlatamazsınız. İnsanın boğazı düğümleniyor konuşurken. Babamızdı, ustamızdı her şeyimizdi. Benim hayatımda çok ayrı bir yeri vardır. Bizim Aile’de ve Şaşkın Ördek’te babamı, Gülen Gözler’de ustamı, Hababam Sınıfı’nda hocamı oynadı. Onlarca filmde onunla kamera karşısına geçtim. Hep gidip görmek istiyordum, eşi 'görmeseniz daha iyi' diyordu. Biz de saygısızlık olmasın diye ısrar etmiyorduk. Ama içimde ukde kaldı onu son bir kez görememek.”

HEM ÇOK CİDDİ HEM ŞAMATACI

Özkul'u “Hayatı hem çok ciddiye alan hem de gırgırı şamatayı seven, benim için çok farklı bir karaktere sahipti” diye tanımlayan Teoman Ayık Münir Özkul’u şöyle devam etti: “Hababam Sınıfı oyuncularından biri olarak söyleyeyim, Münir Özkul çok değerli bir sanatçıydı. Oynadığımız filmlerde bir baba gibi davranırdı. Bir sene önce ziyaret ettik. Kızı ve eşi göstermişti. En son dört ay önce görmek istedik ama eşi ve kızı durumu çok kötü olduğu için görmemize izin vermedi. Münir Özkul bizi görünce üzülüyordu çünkü. Ailesi kalp krizi geçirmesinden korkuyordu. Bizim babamız gibiydi. Hababam Sınıfı 30 kişinin üzerindeydi. Şimdi 18 kişi kaldık.”

EN BÜYÜK DERS

Münir Özkul’dan öğrendiği en büyük hayat dersini sorduğumuz Teoman Ayık, sadece kendisi için değil tüm insanlar için Mahmut Hoca’nın Hababam Sınıfı’ndaki velilere yaptığı unutulmaz tiradı hatırlatıyor: “Bir çocuk eline çanta verip okula yollamakla cebine üç beş kuruş para koyup okul köşesine atılmakla eğitilmez. Daha doğrusu ana babanın görevi burada bitmez. Bu yüzden benim kanımca tembel çocuk, hatalı çocuk, suçlu çocuk yoktur. Hatalı, hatta suçlu ana baba vardır. O yüzden de bu karneleri çocuklarınıza değil gerçek sahipleri olan sizlere vermeyi daha uygun buldum.” Ayık, hala bu sahneyi izlerken duygulandığını da itiraf ediyor.

 

Geleneksel tiyatronun son temsilcilerinden

Münir Özkul, sadece Yeşilçam’ın değil geleneksel Türk tiyatrosunun da önemli isimlerinden biriydi. Küçük yaşlardan beri tiyatroya çok ilgi duyan Özkul, ailesinin paşa olmasını istemesine karşın inatla sanatı ve tiyatroyu seçiyor. 1967’de Kanlı Nigar oyunuyla İlhan İskender ödülünü alan Özkul, 1968’de Türk tiyatrosunun en komik oyuncusu nişanesi olan Kavuk’u İsmail Dümbüllü’den almıştı.

 

Sevgiyle bağlıyız

Münir Özkul deyince ilk akla Hababam Sınıfı’nın Mahmut Hocası geliyor. Disiplinli, sert ama bir o kadar da sevecen. Tüm öğretim hayatımız boyunca karşılaşmak isteyeceğimiz türden bir hocaydı Mahmut Hoca. Sonra Bizim Aile’nin Yaşar Ustası geliyor aklımıza ve o unutulmaz tiradı ‘Bak beyim, sana iki çift lafım var’la başlayan. Sonrasında “Yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi. Çünkü biz birbirimize parayla pulla değil sevgiyle bağlıyız. Bizler birbirimizi seviyoruz. Biz bir aileyiz. Biz güzel bir aileyiz. Bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun? Dokunma artık aileme! Dokunma çocuklarıma!” diye devam eden.

 

Güldüren kavga

Turşu suyu kavgasını da hatırlıyorsunuz, değil mi? Kazım Efendi ve Saadet Hanım’ın izlerken gülmekten gözlerimizi yaşarttığı o sahneyi. O meşhur kavga, 1978 yapımı Neşeli Günler filmindeydi. Senaryosu Sadık Şendil’e ait olan filmde Adile Naşit, Şener Şen, Ayşen Gruda, Ahmet Sezerel, Oya Aydoğan, Mürvet Sim ve İhsan Yüce gibi ünlü oyuncular rol alıyordu. Ne sıcak bir aile filmi, kavgası bile güldürüyor insanı. Sonra Aile Şerefi vardı, bize hem aile olmanın sıcaklığını hem de arsızlığa karşı nasıl ailecek dik durmamız gerektiğini hatırlatan...

Hem babamız hem ustamız

53 yıllık sanat hayatında yüzlerce karakteri canlandıran Yeşilçam'ın usta oyuncusu Münir Özkul, 93 yaşında aramızdan ayrıldı. Hababam Sınıfı'nın Küçük Tuncay'ı Tuncay Akça, Özkul için ' O benim babamdı, ustamdı, abimdi, her şeyimizdi' diye konuşuyor. Teoman Ayık ise 'Özkul'un Hababam Sınıfı'nda velilere verdiği tiradi hayatımın en büyük dersi oldu' diyor.