Gültan Kışanak tutuklandı
Terör örgütü PKK'ya yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak tutuklandı. Kışanak, sevk edildiği mahkemece "örgüt üyeliği" iddiasıyla tutuklandı.
Giriş Tarihi: 30.10.2016 22:08 Güncelleme Tarihi: 30.10.2016 22:20 Gültan Kışanak tutuklandı Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak tutuklandı.
Diyarbakır'da haklarında yürütülen soruşturma kapsamında 5 gün önce gözaltına alınan ve dün ilk kez avukatları ile görüştürülen Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, tutuklama istemiyle nöbetçi hakimliğe sevk edilmişti.
AYLA AKAT ATA TUTUKLANDI
Eski Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, terör örgütü üyeliği suçlamasıyla sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklandı.
Edinilen bilgiye göre, Diyarbakır'da terör örgütü üyesi olduğu iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılan ve önceki gün gözaltına alınan Özgür Kadın Kongresi (KJA) ve eski BDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, örgüt üyeliği suçlamasıyla savcılık tarafından ifadesi alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
ANLI TUTUKLANDI
Terör soruşturması kapsamında gözaltına alınan DBP'li Meclis Üyesi Fırat Anlı, tutuklandı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca 5 gün önce terör örgütüne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alındıktan sonra adliyeye çıkarılan, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak ile meclis üyesi Anlı, ifade işlemlerinin ardından tutuklanma talebiyle nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi.
Mahkeme Fırat Anlı'nın tutuklanmasını kararlaştırırken, Kışanak'ın sorgusu ise sürüyor.
Terör örgütü PKK'ya yönelik soruşturma kapsamında, hakkında gözaltı kararı verilen Kışanak, 25 Ekim günü Diyarbakır Havalimanı'nda, DBP Meclis Üyesi Fırat Anlı ise adresinde, Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince gözaltına alınmıştı.
ANLI İLE ATA TUTUKLANDI Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen terör soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve bugün adliyeye sevk edilen Diyarbakır Büşükşehir Belediyesi Eş Başkanı Fırat Anlı ile belediyenin önündeki protesto gösterisinde gözaltına alınan, kapatılan DTP'nin Batman eski Milletvekili Ayla Akat Ata hakkında tutuklama kararı verildi. Belediye Başkanı Gültan Kışanak'ın ise hakimlikte sorgusunun devam ettiği belirtildi. Giriş Tarihi: 30.10.2016 22:26 Güncelleme Tarihi: 30.10.2016 23:40 Gültan Kışanak tutuklandıKışanak, sevk edildiği mahkemece "örgüt üyeliği" iddiasıyla tutuklandı.
FIRAT ANLI VE AYLA AKAT TUTUKLANDIDiyarbakır'da haklarında yürütülen soruşturma kapsamında 5 gün önce gözaltına alınan ve dün ilk kez avukatları ile görüştürülen Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, tutuklama istemiyle nöbetçi hakimliğe sevk edilmişt
PKK'dan AK Parti binasına hain saldırı!Kızıltepe ilçesinde eski Devlet Hastanesi caddesinde bulunan Ak Parti ilçe binası ve önündeki polis notktasına bu akşam saat 21.50 sıralarında PKK'lı teröristlerce silahlı bomba atıldı, ardından uzun namlulu silahlarla ateş açıldı.
Güvenlik kulubesinde bulunan polislerin anında karşılık vermesiyle çatışma çıktı.
Teröristler olay yerinde kaçarken, 3 polis memuru yaralandı.
Yaralı polisler Kızıltepe Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alınırken, hayati tehlikelerinin bulunduğu belirtildi.
Güvenlik güçleri kaçan teröristlerin yakalanması için bölgede geniş çaplı operasyon başlattı.
Ülkenin orta kesiminde, başkent Roma'nın 180 kilometre kadar kuzeydoğusundaki Norcia'da, sabah yerel saatle 07.40'ta meydana gelen ve şu ana kadar hiç can kaybının yaşanmadığı, 20 kişinin yaralandığı 6,5 büyüklüğündeki deprem sonrası bölgede, çok sayıda kişi evlerini terk etmiş durumda.
Bölgede bugün ve geçen 26 Ekim'de meydana gelen peş peşe depremler nedeniyle, yerel halkın son günleri sokakta geçirdiği kaydedilirken, depremin vurduğu bölgelerden Marche'nin bölgesel yönetim başkanı Luca Cerisicoli, "Yardıma muhtaç evsiz insan sayısının 10 binden 100 bine çıkma riski var." dedi.
Resmi ziyaret kapsamında İsrail'de bulunan İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella da yaptığı açıklamada, devletin tüm kurumlarıyla depremden etkilenen ve zarar gören vatandaşlarının yanında olması gerektiğini ifade etti.
AB İnsani Yardım İşleri'nden sorumlu komiseri Christos Stylianidis de Twitter'daki hesabından yaptığı açıklamada, AB'nin durumu gözlemlediğini yazarken, İtalyan sivil savunmasıyla iletişim halinde ve yardıma hazır olduğunu bildirdi.
GÖRGÜ TANIKLARI DEPREMİ ANLATTI
Depremin merkez üssü Norcia'daki tanığı olan bir rahibe, deprem meydana geldiğinde kilisede ayinde olduklarını belirterek, şiddetli sarsıntıyla yere yattıklarını anlattı.
Depremzedelerden biri de yerel saatle 07.40'da "Deprem olduğunu anlayınca, kendimi hemen mutfağın penceresinden dışarı attım." diye konuştu.
Evinin durumunun nasıl olduğu sorulan depremzede, "Evin bir kısmı ayakta, bir kısmı bu tarafa devrilmiş durumda." yanıtını verdi.
Bir başka depremzede ise şunları anlattı:
"Panikle dışarıya çıkıverdim. Çünkü ilk olduğunda hafifti ama yarım saat sonrasında çok ciddi şekilde salladı. Binanın bir sağa bir sola doğru kaydığını gördüm. O panikle kapıya ulaşarak bir anda kendimi dışarı attım."
Depremin ardından evinin durumuna bakan bir depremzede ise kendi evinin sağlam ayakta durduğunu ve şiddetli sarsıntıya dayandığı için mutlu olduğunu ifade etti.
Yıkımın büyük olduğu Norcia'da sivil savunma ve itfaiye ekipleri, riskli bölgeleri güvenlik şeridiyle kapatırken, çoğunluğunu yaşlıların oluşturduğu kent insanına açık alanda yardımda bulunduğu gözlendi.
ROMA'DA OKULLAR TATİL EDİLDİ
Bu arada, depremin yoğun şekilde hissedildiği Roma'da da Belediye Başkanı Virginia Raggi, yarın okullarda eğitim-öğretime ara verileceğini açıkladı.
Depremin yaşandığı ve kuzey-güney istikametinde fay hattının bulunduğu Norcia civarında 4 gün önce sık aralıklarla gerçekleşen 2 deprem sonrası, bölge halkının zaten bir süredir evlerinde olmadığı, bu nedenle de bugünkü sarsıntının son 36 yılın en şiddetlisi olmasına karşın, can kaybı yaşanmadığı belirtildi.
Darbeci Semih Terzi'nin eşi de ihraç edildi!Resmi gazete'de yayımlanan 675 sayılı KHK ile bazı bakanlıklar ve bağlı kuruluşlar ile bazı kamu kurumlarından toplam 10 bin 131 kişi kamu görevinden çıkarıldı. İhraç edilenlerden 2 bin 774'ü aralarında doktorların da bulunduğu Sağlık Bakanlığı personeli.İhraç edilen doktorlardan biri de darbeci general Semih Terzi'nin doktor olan eşi Nazire Terzi.
Nazire Terzi, eşinin ölümünün ardından GATA'ya giderek usulsüz bir şekilde otopsi raporunu sorgulatmak istemiş ve eşinin mallarını kaçırmaya çalıştığı iddialarıyla gündeme gelmişti. Terzi, daha sonra FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanmıştı.Cuntacı Semih Terzi, 15 Temmuz darbe girişimi Astsubay Ömer Halisdemir tarafından vurulmuştu. Halisdemir, darbeci askerler tarafından şehit edilmişti.
Ağbal: Yapılandırma için başvurular 5 milyonu geçtiBakan Ağbal, gündeme ve bir çok kişiyi ilgilendiren borç yapılandırma konusuna ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bazı alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin son rakamları açıklayan Ağbal, başvuru süresinin vatandaşlardan gelen yoğun talep nedeniyle 25 Kasım'a kadar uzatıldığını anımsattı.
Şu ana kadar yaklaşık 5,3 milyon başvuru aldıklarını ve yeniden yapılandırılan tutarın 46 milyar liraya ulaştığını aktaran Ağbal, "Bu bir rekor. En son 2011 yılında yapılan yeniden yapılandırma yasasında başvuruların sonunda elde edilen rakam 39 milyar liraydı. Daha biz bugünden 46 milyar liralık bir başvuruyu almış olduk." diye konuştu.
Otomotiv sektörü için getirilen Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) düzenlemesinin sorulması üzerine de Ağbal, bu düzenleme ile Bakanlar Kuruluna bir yetki alındığını ifade etti. Bakan Ağbal, şunları kaydetti:
"Bugün otomobiller üzerinde biliyorsunuz ÖTV var. 1600 cc'ye kadar olan araçlarda yüzde 45, 1600-2000 arası olan araçlarda yüzde 90 ve onun üzerinde olan araçlarda da yüzde 135. Burada şöyle bir durum var. Her ne kadar motor silindir hacmi aynı olsa da araçların fiyatları arasında çok önemli farklılıklar var. Biz burada bir yetki alıyoruz. Vergi oranlarını fiyat aralıklarına göre farklılaştırabilme yetkisi alıyoruz. Fiyatlama türlerine göre, örnek olarak veriyorum bunları, 50 bin ile 70 bin lira arasındaki gruptaki otomobiller için bir farklı vergi oranı, alttakiler için farklı bir vergi oranı."
Getirilen düzenleme ile neyi amaçladıklarını da açıklayan Ağbal, otomotiv sektöründeki ÖTV'de motor silindir hacminin bugün tek belirleyici etken olduğunu, fiyata karşı bir duyarlılığı olmadığını söyledi. Ağbal, "Şimdi, 'fiyatlar arasında bu kadar farklılık varsa, o zaman vergileri de bu farklılığa uygun olarak farklılaştıralım' diyoruz" ifadelerini kullandı.
Bu yetkinin ne zaman ve nasıl kullanılacağına hükümetin karar vereceğini dile getiren Ağbal, şöyle devam etti:
"Bu aslında bugüne has bir konu değil. Uzun zamandır hep burada bir vergi adaleti beklentisi vardı, biz onu karşılamaya çalışıyoruz. Yani 50 bin liralık bir araçla 150 bin liralık bir araç motor silindir hacmi aynı diye aynı oranda vergilendirilmeli midir? Vergilendirilmemelidir. Daha farklı oranlarda vergilendirilmesi lazım. Biz burada özellikle şuna dikkat edeceğiz. Düşük fiyat segmentlerinde vergi oranının daha düşük olması lazım. Burada bunun teknik çalışmaları yapılıp kararı öyle verilecek.
Aslında otomotiv sektörüyle karşılıklı görüşüyoruz, yakın bir zamanda aslında sistemi toptan değiştirecek, hem çevreye duyarlı, enerji kullanımına duyarlı hem de diğer taraftan Türkiye'de otomotiv sektörünü büyümenin itici gücü haline getirecek bir yeni sistem üzerinde de çalışmalarımız var. Bu konuda da ben sektöre her zaman söylüyorum, gelin beraber çalışalım."
- "Bedelli askerlikle ilgili bir çalışmamız yok"
Maliye Bakanı Naci Ağbal, bedelli askerlikle ilgili bir çalışmanın olup olmadığı yönündeki soruya ise "Şu anda bedelli askerlikle ilgili bir çalışmamız yok." yanıtını verdi.
- "Kimse kriz senaryosu üretmesin"
"Acaba Türkiye bir ekonomik krize girer mi?" endişelerinin bulunduğunun hatırlatılması üzerine de Ağbal, "Kimse böyle bir beklenti ve senaryo üretmesin, Türkiye herhangi bir ekonomik krize girme durumu olmayan bir ülke." dedi.
Bütçe dengelerinin olabildiğince sağlam olduğuna dikkati çeken Ağbal, "Türkiye'nin kamu maliyesine ilişkin göstergeleri herkesin gıptayla baktığı göstergeler. Hangi ülkede bugün yüzde 1'ler civarında bütçe açığı var? Hangi ülkenin borcunun milli gelire oranı yüzde 30'lar civarında? Herkes Türkiye'ye hayranlıkla bakıyor." diye konuştu.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, döviz kuru, faiz veya borsanın konjonktürel ve dış ekonomik ve finansal koşullardan etkilenen göstergeler olduğunu belirterek, "Merak etmesinler. İnşallah 2 ve 3. çeyrekte ekonomide bir yavaşlama belirtisi oldu ama 4. çeyrekten itibaren inşallah hem iç tüketimde hem yatırımda hem ihracatta daha güzel günler bizleri bekliyor." ifadelerini kullandı.
- "Muhalefetin hiç eleştiremediği şey bütçe"
Bütçedeki gelişmeleri de değerlendiren Ağbal, muhalefetin aslında hiç eleştiremediği şeyin bütçe olduğunu söyledi. Ağbal, AK Parti hükümetlerinin hazırladığı bütçelerin en önemli özelliğinin, vatandaşa hizmet götürmesi olduğunu vurguladı. 2017 yılı bütçesinin de tam manasıyla bir kalkınma, büyüme, hizmet ve vatandaş bütçesi olduğunu dile getiren Ağbal, "Biz bütçeyi böyle anlıyoruz ve böyle uyguluyoruz." dedi.
- 4 bin 300 civarında kurum kapatıldı
Fetullahçı Terör Örgütü'ne yönelik yürütülen operasyonlar sonucunda el konulan varlıklara ilişkin soruyu da yanıtlayan Ağbal, şöyle konuştu:
"Şu ana kadar bu FETÖ terör örgütü kapsamında, tüzel kişilikleri kaldırılan kurum ve kuruluşlar kapsamında yaklaşık 4 bin 300 civarında kurum kapatıldı ve kanun hükmünde kararname çerçevesinde bunların bütün taşınmaz varlıkları, binaları, ellerindeki paralar, bütün diğer taşınırlar da devlete geçti. Ben hep söylüyorum. Milletin elinden bir şekilde yasa dışı yollarla elde edilen bu varlıklar tekrar millete dönmüş oldu.
Maliye Bakanlığı olarak bunlarla ilgili işlemlere devam ediyoruz. Türkiye'nin dört bir tarafında yaklaşık 4 binin üzerinde binaya el kondu. Süratle bu binalar ilgili kurumlara verildi ve şu anda kapılarını tekrar açıp vatandaşa hizmet ediyorlar. Bu binalarda paralar ele geçirildi, bankalardaki paralarına el koyuldu. Yaklaşık 400 milyon liranın üzerinde de bir nakit söz konusu."
Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ/PDY'ye finans sağlayan ve örgüt faaliyetlerine iştirak edenlere yönelik soruşturma kapsamında, Konya merkezli 17 ilde haklarında gözaltı kararı çıkarılan 71'i üsteğmen 73 pilotu yakalamak için başlatılan operasyonlar sürüyor.
Polisin gözaltına aldığı şüpheli sayısının 63'e yükseldiği öğrenildi. Zanlıların ifadeleri, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesinde alınıyor.
Konya merkezli 17 ilde FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında 27 Ekim'de, 71'i üsteğmen 73 pilot hakkında gözaltı kararı verilmişti.
'ABD, Fetullah Gülen'in öteceğinden korkuyor'Eski TBMM Başkanı ve AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in iade sürecine ilişkin, "Türkiye'ye teslim ederse, öteceğinden korkuyor. Nasıl oraya gitti, nasıl oturma izni aldı, kim götürdü, hangi faaliyetlerde bulundu, aralarında ne gibi ilişkileri var? 'Türkiye'ye geldiğinde bunlardan konuşacağını düşündüğünden korkuyor ve vermiyor' diye düşünüyorum." dedi.
"BUNDAN DAHA BÜYÜK DELİL Mİ OLUR?"
ABD'nin "Delil var mı?" diye sorduğunu aktaran Şahin, şöyle devam etti:
"En büyük delil Genelkurmay Başkanı. Genelkurmay Başkanı'nı bunlar Mürted'e getirmedi mi? Bunların liderleri 'Seni kanaat önderimizle görüştürelim mi?' diye sordu. 'Kim kanaat önderi?' dedi, 'Fetullah Gülen' diye cevap verdi. Bundan daha büyük delil mi olur. Ne tutuyorsun elinde. Çünkü Türkiye'ye teslim ederse öteceğinden korkuyor. Nasıl oraya gitti, nasıl oturma izni aldı, kim götürdü, hangi faaliyetlerde bulundu, aralarında ne gibi ilişkileri var? 'Türkiye'ye geldiğinde bunlardan konuşacağını düşündüğünden korkuyor ve vermiyor' diye düşünüyorum."
Örgütün kriptolu mesajlaşma programı "ByLock"a da değinerek, her gün yeni delillerin ve gözaltıların yaşandığını, daha da yaşanacağını vurgulayan Şahin, bütün terör örgütlerinin kökünü kazıyacaklarını sözlerine ekledi.
FBI Gülen bağlantılı New York kafesini bastıSABAH'ın elde ettiği bilgiye göre 20'ye yakın FBI ajanı Cafe'de bir arama gerçekleştirdi ve bilgisayarlara el koydu. Aynı sıralarda kafenin sahibi olan Selahattin Karakuş'un da evini basan ajanlar burada da bir arama gerçekleştirdi. Telefonla ulaştığımız Karakuş baskını doğrularken, "bana bu konu hakkında kimseye konuşmayın dediler. Diyebileceğim bundan ibaret" dedi.
SABAH'a konuşan New York'lu iki Türk ise Karakuş'un Gülen'in ABD yapılanmasıyla yakından iniltili olduğunu öne sürdü. Öyle ki mekanın adını Fethullah Gülen bizzat koymuş. Konunun hassasiyeti nedeniyle isminin gizli kalmasını isteyen bir vatandaş, "Pennsylvania'ya her gittiğinde iyi kabul görür. Bu mekan Gülenciler için de popüler. Özellikle havalimana yakın diye tercih ediliyordu" dedi.
Daha önce Amerikalı haber sitesi Buzzfeed, Gülen'in ABD siyasetine akıttığı paralarla ilgili olarak yaptığı bir haberde kafenin sahibi Karakuş'tan da bahsetmişti. Karakuş Buzzfeed'e verdiği mülakatta Gülen hareketini desteklediğini belirtmiş ve FETÖ'nün ABD'deki önemli örgütlenmelerinden biri olan Türk Kültür Merkezi'nin (TCC) etkinliklerine sık sık katıldığını söylemişti.
Brooklyn'de yaşayan bazı vatandaşlar da FBI baskının yakınlardaki büyük çaplı kimi para hareketleri nedeniyle kaynaklandığını ileri sürdü. Pazar günü olduğu için FBI'ın New York ofisinden görüş alınamadı.
Fakat kimi sinyaller FBI'ın Gülen bağlantılı iş adamlarına yönelik daha geniş çaplı bir kovuşturma içine girdiklerini gösteriyor. Üst düzey bir Türk yetkili FBI'ın kara para aklama suçlamalarından Gülen bağlantılı pek çok iş adamıyla ilgili bir süreç götürdüğünü söyledi. Başka bir diplomat ise FBI'ın Chicago'da bazı iş adamlarıyla bu çerçevede görüşmeler yaptığını belirtti.
FETÖ'cü babasına seslenerek, teslim olması çağrısında bulunduHakkında yakalama kararı bulunan FETÖ İmamlarından, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Süleyman Türk'ün oğlu Salim Türk. Bodrum girişinde örgütsel dökümanlarla birlikte yakalanarak gözaltına alındı.
FETÖ'nün yurtdışı okulları koordinatörü olarak da bilinen ve 16 Temmuz günü yurtdışına kaçtığı tespit edilen Süleyman Türk'ün oğlu Salim Türk'ün kullandığı lüks şirket aracı Bodrum girişinde polis ekipleri tarafından durduruldu.
Torba Polis uygulama noktasında görevli ekiplerin durdurdukları 42 HS 888 plakalı araçta yapılan arama sırada, aracın bagajında, terörist başı Fetullah Gülen'e ait kitaplar ve firari Profesör Süleyman Türk'e ait diploma ve evraklar ele geçirildi. Polis tarafından gözaltına alınan Salim Türk, telefonla babasını arayarak teslim olması istendi. FETÖ'den aranan profesör babasıyla konuşan Salim Türk, "Baba Türk polisine teslim ol, beni gözaltına aldılar" dedi. Baba Türk ise en kısa zamanda Türkiye'ye geleceğini söyledi.
Gazetecilerin, 'babanız nerede?' sorusuna ise Salim Türk, "Darbe olduktan sonra İzmir'den İngiltere'ye gitti. Benim cemaat ile bir alakam yok" dedi.
Araçtan çıkan evrakları incelemeye alan polisler, Samet Türk'ü sorguya alındı. Deniz yolu ile Yunanistan'a kaçmak isteyen FETÖ terör örgütü üyelerinin Bodrum'dan kaçışını engellemek için 24 saat boyunca yol kontrolü yapılıyor.
FETÖ'cü babasına seslenerek, teslim olması çağrısında bulundu
Yeni KHK'larla önemli değişiklikler getirildiÖZEL HAREKAT POLİSLERİNDE KPSS ŞARTI ARANMAYACAK
Öte yandan, Özel harekat polisi alımında KPSS şartının kaldırılmasına düzenleme şöyle:
"Özel harekat birimlerinde istihdam edilmek üzere, yirmisekiz yaşından gün almamış olmak kaydıyla, en az lise veya dengi okul mezunları, Kamu Personel Seçme Sınavı şartı aranmaksızın, fiziki yeterlilik ve mülakat sınavları ile polis meslek eğitim merkezlerine alınabilir. Bu fıkra kapsamında alınacak olanların eğitim süresi ve eğitim şekline ilişkin usul ve esaslar ile diğer hususlar Bakanlık tarafından belirlenir."
CUMHURBAŞKANI REKTÖRLERİ DOĞRUDAN ATAYACAK
2016-2017 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Üniversitelerimiz halen var olan, rektör adaylarının öğretim elemanlarının oylarıyla tespit edildiği sistemin kendisi bir sorun haline dönüşmüştür. Görünüşte demokratik olan rektörlük seçimleri üniversitelerde gruplaşmaları, hizipleşmeleri, kırgınlıkları artıran bir işleve bürünmüştür. Üniversite içinde zaten çok yıkıcı bir şekilde yaşanan bu süreç YÖK'ün ve cumhurbaşkanının takdiriyle daha da sıkıntılı bir boyut almaktadır. Bunun için rektör atamalarındaki mevcut usulden vazgeçilmesi, üniversitelerimizin de ülkemizin de yararına olacaktır diye düşünüyorum" şeklinde konuşmasının ardından bugün yayımlanan KHK ile rektör atamalarında değişikliğe gidildi. 676 sayılı KHK'nin ilgili bölümü şöyle:
"Devlet üniversitelerinde rektör Yükseköğretim Kurulu tarafından önerilecek, profesör olarak en az üç yıl görev yapmış üç aday arasından Cumhurbaşkanınca atanır. Bir aylık sürede önerilenlerden birisinin atanmaması ve Yükseköğretim Kurulu tarafından, iki hafta içinde yeni adaylar gösterilmemesi halinde Cumhurbaşkanınca doğrudan atama yapılır. Rektörün görev süresi 4 yıldır. Süresi sona erenler aynı yöntemle yeniden atanabilirler. Ancak aynı Devlet üniversitesinde iki dönemden fazla rektörlük yapılamaz. Rektör, üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü tüzel kişiliğini temsil eder. Vakıflarca kurulan üniversitelerde rektör, mütevelli heyetinin Yükseköğretim Kuruluna teklifi ve Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü üzerine Cumhurbaşkanı tarafından atanır. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte Yükseköğretim Denetleme Kurulu üyesi olarak görev yapmakta olanlardan üç yılını tamamlayanların görevleri kendiliğinden sona erer."
Resmi Gazete'nin 29 Ekim 2016 tarihli nüshasında, 675 ve 676 sayılı iki yeni Kanun Hükmünde Kararname yayımlandı. 676 sayılı KHK ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 149'uncu maddesinin ikinci fıkrasına, "Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar bakımından yürütülen kovuşturmalarda, duruşmada en çok üç avukat hazır bulunabilir" cümlesi eklendi.
MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI'NIN AÇIKLADIĞI DEĞİŞİKLİKLER İSE ŞU ŞEKİLDE;
-İç güvenlik harekatında olduğu gibi sınır ötesi operasyonlarda görev alan TSK personelimize de ilave tazminat ödemesi yapılacak.
-Uzman erbaşlarımızın TSK'da görev yapabilecekleri yaş haddi 45'ten 52'ye yükseltildi.
- 7. hizmet yılını tamamlamış ve 10. yılını bitirmemiş Astsubaylarımıza bir defaya mahsus, subaylığa geçiş sınavına müracaat hakkı verildi
- Hava Harp Okulu'nda olduğu gibi Kara ve Deniz Harp Okulları ile Astsubay MYO'larına da ara sınıftan öğrenci alım imkanı getirildi.
-Tüm mühendislik fakültesi mezunu gençlerimizin Hava Kuvvetlerimizde dış kaynaktan pilot olabilmesinin önü açıldı.
- TSK'da en az 2 yıl uzman erbaş olarak görev yapan ve kendi isteğiyle ayrılmış olanlara, infaz koruma memuru olabilme hakkı getirdik.
PİLOT ALIMINDA YAŞ SINIRI
Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile mühendislik eğitimi veren fakülte veya yüksekokullardan mezun olanlardan muvazzaf subay olmak için başvuran pilot adaylarının yaş sınırı 27'den 32'ye çıkarıldı.
Resmi gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 676 sayılı KHK kapsamında, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun 14'ncü maddesinin A bendi değiştirildi.
Buna göre, en az dört yıl süreli eğitim veren fakülte veya yüksekokullardan pilot olarak mezun olanlar ile ticari pilot lisansı veya havayolu nakliye pilotu lisansı bulunanlar öncelikli olmak üzere en az dört yıl süreli mühendislik eğitimi veren fakülte veya yüksekokullardan mezun olan kadın veya erkeklerden muvazzaf subay olmak için başvuranlar; düzeltilmemiş nüfus kaydına göre müracaat yapılan yılın ocak ayının ilk günü itibarıyla 32 yaşını bitirmemiş olacak. Daha önceki düzenlemede bu kişiler için yaş sınırı 27 olarak öngörülüyordu.
Bu kişiler, yedek subay olma koşulları ile uçuş için gerekli şartları taşımak ve sınavlar ile uygulanacak temel askerlik eğitiminde başarılı olmak şartıyla muvazzaf subaylığa yerleştirilebilecek.
Bunlardan pilotaj eğitiminde başarısız olanlar, Türk Silahlı Kuvvetleri hizmetine ihtiyaç duyulması halinde, ilgili kanunda düzenlenen diğer şartları sağlamak ve gerekli eğitimleri tamamlamak kaydıyla diğer sınıflarda istihdam edilebilecek.
Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce herhangi bir nedenle TSK'dan ayrılan veya ilişiği kesilen pilot subaylar ile ticari pilot lisansı ya da havayolu nakliye pilotu lisansına sahip en az 1000 saat uçuşu bulunan diğer sınıflardaki subaylardan istekliler, uçuş için gerekli şartları sağlamaları ve başvurularının uygun görülmesi halinde ilgili Kuvvet Komutanının teklifi ve Milli Savunma Bakanının onayıyla yeniden subay nasbedilerek TSK'da pilot olarak görevlendirilebilecek.
Bunlar 2629 sayılı Kanun kapsamında pilot kabul edilecek. Bunların dışarıda geçirdikleri süreler rütbe bekleme süresinden, pilot subayların dışarıda geçirdikleri uçuş süreleri, belgelendirmeleri kaydıyla ayrıca uçuş hizmet süresinden sayılacak.
Malullük ve ölüm hali hariç olmak üzere en az dört yıl görev yapmadan TSK'dan ayrılanlar, nasbedildikleri yeni rütbelerinin emeklilik de dahil olmak üzere hiçbir hakkından yararlanamayacak.
Emeklilik veya yaşlılık aylığı almaktayken bu madde kapsamında görevlendirilenlerin bu aylıkları kesilecek. Aylıkları kesilenlerden dört yıl görev süresi şartını yerine getirmemiş olanların, bu hizmet süreleri hizmet birleştirmesine konu edilmeyecek ve başkaca bir şart aranmaksızın haklarında toptan ödeme hükümleri uygulanacak. Aylıkları kesilenlerin sigortalılıklarının sona erdiği tarih yazılı istek tarihi kabul edilerek ilgili sosyal güvenlik kanunlarına göre aylıkları yeniden bağlanacak. Bu maddenin uygulanması nedeniyle geçmişe yönelik olarak herhangi bir ödeme yapılmayacak.
SUBAYLIĞA GEÇİŞ SINAVI
KHK kapsamında ayrıca, yedinci hizmet yılını tamamlamış ve onuncu hizmet yılını bitirmemiş astsubaylara, diğer şartları taşımaları kaydıyla bu maddenin yayımı tarihinden sonra yapılacak ilk astsubaylıktan subaylığa geçiş sınavına başvuru hakkı verilecek.
Milli Savunma Bakanlığı kadrosuna dahil 657 sayılı Kanun'a tabi personelden Bakanlığın özelliği ve hizmetin gerekli kıldığı şart ve vasıflar göz önüne alınarak Bakanlığa intibak edemedikleri üstlerince teklif edilenlerden Bakanlıkta oluşturulacak komisyona yaptırılacak tahkikat sonucuna göre Milli Savunma Bakanınca uygun görülenler, genel hükümlere göre merkezi yönetim bütçe kanununda öngörülen atama sınırlamalarına tabi olmadan Başbakanlıkaracılığıyla başka bir kurum veya kuruluşa naklen atanacak.
Pilot, silah sistem subayı, seyrüsefer subayı, taktik koordine subayı, uçuş ekibi personeli, görev ekibi personeli, paraşütçü, denizaltıcı, ADS pilotu, dalgıç ve kurbağa adamlardan 23 yıl ve daha fazla uçuculuk, paraşütçülük, dalıcılık hizmet süresi olanlara 23. hizmet yılı karşılığında gösterilen oranda aylık tazminat ödenecek. Jet ve pervaneli pilotlarından 32 yıl ve daha fazla uçuş hizmet süresi olanlara ise tazminat oranı yüzde 680 olarak uygulanacak.
6245 sayılı Harcırah Kanunu kapsamında harcırah alanlar hariç olmak üzere, TBMMkararlarına dayanılarak yabancı ülkelere birlik halinde veya münferiden gönderilen subay, astsubay, uzman Jandarma, sivil memur, işçi, uzman erbaş ve sözleşmeli erbaş ve erlere (40.000), erbaş ve erlere ise (20.000) gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık tutarı geçmemek üzere, fiilen sınır ötesinde icra edilen görev süresince damga vergisi dahil hiçbir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın tazminat ödenecek.
Ödenecek tazminatın tutarı, ödenme usul ve esasları ile hangi hallerde kesileceği Milli Savunma Bakanlığının teklifi ve Maliye Bakanlığının görüşü üzerine Başbakan onayı ile tespit edilecek.
GÖZALTINDAKİ ŞÜPHELİNİN MÜDAFİ İLE GÖRÜŞME HAKKI KISITLANABİLECEK
KHK'de Gözaltındaki şüphelilerin müdafi ile görüşme hakkının kısıtlanmasına ilişkin düzenleme, "Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümlerinde tanımlanan suçlar ve Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ile örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu ve uyarıcı madde imâl ve ticareti suçları bakımından gözaltındaki şüphelinin müdafi ile görüşme hakkı Cumhuriyet savcısının istemi üzerine, hâkim kararıyla yirmidört saat süreyle kısıtlanabilir; bu zaman zarfında ifade alınamaz" şeklinde duyuruldu.
MEMUR ADAYINA GÜVENLİK SORUŞTURMASI
Olağanüstü Hal (OHAL) Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile devlet memurluğuna girmek için aranan şartlara "güvenlik soruşturması" maddesi eklendi.
Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 676 sayılı KHK'da, "Kamu Personeline İlişkin Bazı Düzenlemeler" başlığı altında devlet memurluğuna alınacaklara ilişkin düzenlemelere yer verildi.
Yeni düzenlemeye göre, devlet memurluğuna alınacaklarda istenen genel şartlara "Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak" şartı eklendi.
Ayrıca "Terör örgütleriyle eylem birliği içerisinde olmak, bu örgütlere yardım etmek, kamu imkan ve kaynaklarını bu örgütleri desteklemeye yönelik kullanmak ya da kullandırmak, bu örgütlerin propagandasını yapmak" ise "bir daha atanamayacak şekilde devlet memurluğundan çıkarılmayı gerektiren haller" kapsamına alındı.
SÖZLEŞMELİ SAĞLIK PERSONELİ 4 YIL SÜREYLE ATANAMAYACAK
Olağanüstü hal (OHAL) Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile sözleşmeli sağlık personelleri 4 yıl süreyle başka bir yere atanamayacak, aile birliği mazeretine bağlı yer değiştirmelerde bu madde uyarınca istihdam edilen personelin eşi de buna tabi olacak.
Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 676 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede (KHK) "Kamu Personeline İlişkin Bazı Düzenlemeler" başlığı altında Sağlık Bakanlığına alınacak sözleşmeli personelin istihdamına ilişkin düzenlemelere yer verildi.
Buna göre, sözleşmeli sağlık personeli istihdamında bakanlık ve bağlı kuruluşları, merkez teşkilatları hariç olmak üzere ve öncelikle personel istihdamında güçlük çekilen yerlerde, kura ile ataması öngörülenler dışında 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli cetvellerde Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfı kapsamında yer alan unvanlarla vize edilmiş pozisyonlarda sözleşmeli personel istihdam edilebilecek.
Sözleşmeli sağlık personeli Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) sonucuna göre, Bakanlık ve bağlı kuruluşlarına Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanlığı tarafından yapılacak yerleştirme ile atanabileceği gibi, pozisyon ve ihtiyaç durumuna göre KPSS puanı esas alınarak Bakanlık tarafından yapılacak sözlü sınavla da atama yapılabilecek. Sözlü sınav ve yerleştirmeye ilişkin usul ve esaslar ise bakanlıkça belirlenecek.
Bu kapsamda istihdam edilecek sözleşmeli sağlık personelleri 4 yıl süreyle başka bir yere atanamayacak, "aile birliği" mazeretine bağlı yer değiştirmelerde bu madde uyarınca istihdam edilen personelin eşi de buna tabi olacak.
HİZMET İHTİYACININ FAZLA OLDUĞU YERE ATANABİLECEK
Ancak sözleşmeli sağlık personelinin bulunduğu ilde 1 yıl görev yapması ve vizeli pozisyon bulunması durumunda, eşlerin her ikisinin de Bakanlık ve bağlı kuruluşlarında sözleşmeli veya eşlerden birinin sözleşmeli, diğerinin Bakanlık ve bağlı kuruluşlarında veya diğer bir kamu kurum veya kuruluşunda kadrolu statüde istihdam ediliyor olması halinde, hizmet ihtiyacının daha fazla olduğu yere atamaları yapılabilecek.
Sözleşmeli sağlık personelinden 4 yıllık çalışma süresini tamamlayanlar, talepleri halinde bulundukları yerde 657 sayılı Kanunun 4'üncü maddesinin (A) bendi kapsamındaki kadrolara atanabilecek. Bu kadrolara atananlar, aynı yerde en az 2 yıl daha görev yapacak ve bunlar hakkında adaylık hükümleri uygulanmayacak.
Bu madde hükümlerine göre, kadrolara atananların, 657 sayılı Kanunun 4'üncü maddesinin (B) bendi uyarınca sözleşmeli pozisyonlarda geçirdikleri hizmet süreleri, öğrenim durumlarına göre yükselebilecekleri dereceleri aşmamak kaydıyla kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinin tespitinde değerlendirilecek.
Memur kadrolarına atananlara iş sonu tazminatları bölümünde ise "Personelin önceden iş sonu tazminatı ödenmiş süreleri hariç, iş sonu tazminatına esas olan toplam hizmet süreleri, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ve 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümleri uyarınca ödenecek emekli ikramiyesine esas toplam hizmet süresinin hesabında dikkate alınır." ifadelerine yer verildi.
Öte yandan, sözleşmeli sağlık personeli pozisyonlarına yapılan atama, sözleşmenin imzalanmasıyla geçerlilik kazanacak, sözleşme, imzalanmadan herhangi bir hak doğuramayacak.
KORUCULARLA İLGİLİ DÜZENLEME
676. KHK'de, güvenlik ile ilgili düzenlemeler de bulunuyor. 442 sayılı Köy Kanunu'nda yapılan değişiklik şöyle:
"18 Mart 1924 tarihli ve 442 sayılı Köy Kanununun 74 üncü, ek 16 ncı ve ek 17 nci maddelerinde yer alan 'geçici köy' ibareleri 'güvenlik' şeklinde, 74 üncü, ek 16 ncı, ek 17 nci ve ek 18 inci maddelerinde yer alan 'Geçici köy' ibareleri 'Güvenlik' şeklinde, 74 üncü maddesinde yer alan 'Geçici Köy' ibaresi 'Güvenlik' şeklinde, 74 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan 'gönüllü korucu' ibaresi 'gönüllü güvenlik korucusu' şeklinde ve aynı fıkrada yer alan 'gönüllü korucular' ibaresi 'gönüllü güvenlik korucuları' şeklinde değiştirilmiştir.
442 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
EK MADDE 19- Diğer mevzuatta geçen 'Geçici köy korucusu' ibarelerinden 'güvenlik korucusu'; 'Gönüllü köy korucusu' ibarelerinden 'Gönüllü güvenlik korucusu' anlaşılır."
SAHTE PLAKAYA 5 BİN LİRA CEZA
676 sayılı KHK ile Karayolları Trafik Kanunu'ndan yapılan değişikliğe göre, araç tescil belgesini araçta bulundurmayan veya tescil plakasını monte edilmesi gereken yerin dışında farklı bir yere takan sürücülere 92 lira idari para cezası verilecek ve araç bilgileri doğrulanıncaya ve plaka uygun yere takılıncaya kadar araç trafikten men edilecek. Araç plakaları hakkında yapılan diğer düzenlemeler şöyle:
"Yönetmelikte belirtilen nitelik veya ölçülere aykırı plaka takan, öngörülen sayıda plaka takmayan ya da farklı okunmasına veya okunamamasına neden olacak şekilde plakasında değişiklik yapan araç sahibine 412 Türk Lirası idari para cezası verilir, plakanın uygun duruma getirilmesi için 7 gün süre tanınır. Bu süre sonunda tescil plakalarını uygun duruma getirmeyenler hakkında 844 Türk Lirası idari para cezası verilir ve tescil plakası uygun duruma getirilinceye kadar araç trafikten men edilir.
Tescilli aracı plakasız kullanan sürücüye bin 698 Türk Lirası idari para cezası verilir ve tescil plakası takılıncaya kadar araç trafikten men edilir. Başka bir araca tescilli veya sahte plakayı takan veya kullananlara 5 bin 000 Türk Lirası idari para cezası verilir ve araç trafikten men edilir. Ayrıca bu kişiler Türk Ceza Kanununun 204 üncü maddesi hükmüne göre cezalandırılır.
Basılı kâğıtlar ve tescil plakalarının yetkilendirilenler dışında basımını veya dağıtımını yapanlara 10.000 Türk Lirası idari para cezası verilir. Ayrıca bu kişiler Türk Ceza Kanununun 204 üncü maddesi hükmüne göre cezalandırılır."
PASAPORT VE EHLİYET İŞLEMLERİ NÜFUS VE VATANDAŞLIK İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE GEÇİYOR
KHK'ye göre, Emniyet Genel Müdürlüğünce yürütülen pasaport ve sürücü belgesi hizmetlerine ilişkin iş ve işlemler, bir yıl içerisinde Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne devredilecek. Gerekli görüldüğü takdirde, bu sürenin uzatılmasına Bakanlar Kurulu karar verecek. Devir işlemleri tamamlanıncaya kadar, pasaport ve sürücü belgesi işlemlerine ilişkin görev ve hizmetler daha önce bu görev ve hizmetleri yapmakta olan birimler veya personel tarafından yürütülmeye devam edilecek.
İşte Toroğlu'nun açıklamaları:
Penaltı pozisyonunda rakip oyuncu Mehmet Topal'ın üstüne basıyor, omuzuna basıyor, eğer oraya veriyorsa doğru. Arkadan çekme filan değil.
Ceyhun, İstanbul'da oynuyorsun, İstanbul'da büyüklerle oynayınca itiraz etmeyeceksin. Kaderinize razı olacaksınız. Hele şimdi Fırat gibi 'kaşar' diye tabir ettiğim hakemlerle zorlanırsınız. Bunlar artık işin sonuna gelmişler. Ununu eleyip eleğe asmışlar. Artık bundan sonra FİFA falan da yok. Onlara artık büyük takımlar lazım. Küçük takımlar lazım değil. Yarın bu Fırat Aydınus'lar Merkez Hakem Komitesine oynayacaklar. Büyüklerle kötü olmak istemezler. Onun için bunlara itiraz etme.
"TAM EYYAM MAÇI YÖNETİYOR"
Sarıyı aldın ikinci pozisyon tartışılır. Faul varsa faul olabilir, yalnız faul de sarı kartı anlayamadım. O sarı kartsa ona da kabulüm, 40 veye 41. dakikada Van Persie'nin yaptığı bir hareket var aynı hemen hemen hareketler, aynı faul ee sarı kart. İkinci sarıdan kırmızı atıyorsun, ondan sonra zaten ipini çekiyorsun. İpi çekildi bitti Karabük'ün. 2-0 bundan sonra gider 3 olur belki. Yoksa Karabük tehlikeli bir takım Fenerbahçe için çok tehlikeli bir takım. Ancak eksilirse olurdu eksildi. Fener 1-0 olana kadar düdükler farklı 1-0 olduktan sonra farklı. Oyuncu atılana kadar düdükler farklı atıldıktan sonra farklı. Tam eyyam maçı yönetiyor Fırat. İstanbul'da ağzını açmayacaksın, 3 büyüklerden rakip oyuncular sana küfür edecek eyvallah abi diyeceksin.
"F.BAHÇE SEYİRCİSİ BUNDAN BIKTI"
Yazık oluyor Fener kulübüne, Fener kulübüyle top gibi oynuyorlar. Biri çıkıyor adayım diyor, öteki çıkıyor. Bıktı artık Fener seyircisi de bu işten bıktı hocam. Ben sana kestirme söyleyeyim bıkık. Hani ne kırık ne çıkık derler ya, bıkık. Bıktı Fener seyircisi. Kardeşim artık gidin de birileri gelsin bi heyecan olsun diyor. Bu ekipler kaldığı müddetçe Fener seyircisi böyle olacak o gözüküyor artık.
Türkiye Elektrik Elektronik ve Benzerleri Teknisyenleri Esnaf ve Sanatkarları Federasyonu (TETESFED) Başkanı Osman Yeşilyurt, ikinci el telefon ve ipad alacak vatandaşları, cihazların FETÖ mensuplarının haberleşme ağında kullanılmış olma ihtimaline karşı uyararak, "İllaki ikinci el ürün alacaklarsa bunu çok iyi tanıdıkları, güvendikleri insanlardan alsınlar ve alım işlemlerini yaparken kontrat imzalasınlar." dedi.
Yeşilyurt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, vatandaşlara, OHAL süreci bitene kadar, ikinci el telefon, ipad ve benzeri teknolojik ürünler satın alırken dikkatli olmaları önerisinde bulundu.
"Eagle, Kakao Talk, Bylock" indirilen teknolojik ürünler yüzünden mağduriyet yaşamamaları için vatandaşlara, özellikle internet üzerinden satılan ikinci el cihazlardan uzak durmalarını tavsiye eden Yeşilyurt, "Kesinlikle internet üzerinden yurt dışından getirilmiş ürünler alınmamalı. Vatandaşlar illaki ikinci el ürün alacaklarsa bunu çok iyi tanıdıkları güvendikleri insanlardan alsınlar ve alım işlemlerini yaparken kontrat imzalasınlar. Kontrat yaparken de alacakları cihazın seri numarasını kontrata yazsınlar." diye konuştu.
FETÖ üyelerinin kullandıkları cihazların seri numaralarından tespit edilebileceğini belirten Yeşilyurt, "Bu örgütün kullandığı ürünler seri numaralarından bulunabilir. Söz konusu cihazlara başka bir sim kart takılarak daha önce hangi işlemler yapılmış, hangi programlar indirilmiş hepsi tespit edilebilir." değerlendirmesinde bulundu.
Teknolojinin gelişmesiyle haberleşme ağının kolaylaştığını aktaran Yeşilyurt, şunları kaydetti:
"Günümüzde teknolojinin hızına yetişilemiyor. Her gün kalkıyorsunuz başka bir gelişmeyle karşılaşıyorsunuz. Bunun artıları olduğu gibi eksileri de var. Terör örgütleri bu gelişmeleri kendi çıkarları doğrultusunda haberleşme ağı olarak kullanıyor. Telefonlarda, cihazlarda kullanılan uygulamaları sadece FETÖ'cüler değil diğer terör örgütleri de kullanıyor. Örneğin WhatsApp'ta bir grup kurduğunuzda en fazla 256 kişi ekleyebilirken yeni uygulamalarda bu sayı beş binlere on binlere kadar çıkabiliyor."
Aselsan'dan İHA avcısıElektronik eşya satan marketlerden ve internet üzerinden kolaylıkla satın alınabilen İHA'ların kullanımı günlük hayatı kolaylaştırırken, yerleşim alanları için yeni bir güvenlik sorununu da beraberinde getiriyor. İHA'ların, iniş veya kalkış yapan uçakların uçuş yoluna yakın uçurulması, kamu ve ticari alanlarda izinsiz görüntü ve ses kaydı yapılması gibi faaliyetler önemli güvenlik problemleri yaratıyor. Söz konusu araçlar doğrudan terör amaçlı olarak da kullanılabiliyor.
Mini İHA'lar, kötü amaçlı olarak kullanıldığında sivil ve askeri stratejik tesislerin, bölgelerin hava sahasında tehdit yaratıyor. Bu nedenle söz konusu tesis ve bölgelerin mini IHA tehdidine karşı korunmasına ihtiyaç duyuluyor.
- Havaalanlarının güvenliği ondan sorulacak
ASELSAN, bu ihtiyaçtan yola çıkarak İnsansız Hava Araçlarını Önleyen Hava Savunma Sistemi (İHTAR) geliştirdi.
İHTAR, kamuya ait alanlar ile ticari bölgelerin mikro ve mini boyutlardaki İHA'ların yasal olmayan faaliyetlerine karşı korunmasına olanak sağlıyor.
Zorlu çalışma koşullarında güvenilir şekilde faaliyetlerini gerçekleştirecek şekilde tasarımı yapılan İHTAR sistemi, güvenlik güçlerinin, kamu ve ticari alanların güvenliğini sağlayan unsurların hizmetine sunuldu. İHTAR sisteminin, müstakil binaların güvenliğinden hava alanlarının güvenliğine kadar geniş bir yelpazede uygulama alanı bulması bekleniyor.
- Sabit veya mobil olarak kullanılabilecek
İHA'ların tespit edilmesi, otomatik olarak takibe alınması, tehdit olarak işaretlenmesi ve yasal olmayan faaliyetlerinin en uygun karşı tedbir ile engellenmesi İHTAR sisteminin temel fonksiyonlarını oluşturuyor. Etkin ve güvenlik açısından en uygun karşı tedbirin kullanılması için İHTAR sistemi, radar, kamera ve önleyicilerin entegre ve koordineli bir şekilde çalışmasını komuta kontrol yetenekleri ile sağlıyor.
İHTAR sistemi, tehdidin tespit, takip ve teşhisi için radar ve kameralar, tehdidin önlenmesi için elektronik karıştırma ve aldatma sistemleri ile tüm bu sistemlerin entegre bir şekilde çalışmasını sağlayan komuta kontrol sistemlerinden oluşuyor.
Sistem, enerji santralleri, hava alanları gibi sivil tesisler ile sınır karakolları, karargah binaları gibi askeri tesislerin korunmasında sabit veya mobil olarak kullanılabiliyor.
- Birden fazla tehdide yanıt verebiliyor
Sistemdeki radar birden fazla tehdidin tespit ve takip edilmesini sağlıyor. İHTAR sistemi, tehditlerin önlenmesine yönelik olarak, karıştırma ve aldatma sistemlerinden yararlanıyor. Radar ve kameralar her türlü ortamda ve hava şartlarında kullanılabiliyor.
Karıştırma sistemi, uzaktan komuta veya GPS kontrollü insansız hava araçlarının uzak komuta ve GPS kanallarının karıştırılmasına ve köreltilmesine olanak veriyor. Bu sayede İHA'ların kontrolünün kaybedilmesi sağlanıyor. Sistemdeki aldatma özelliği de uzaktan komuta kontrollü ve GPS kontrollü küçük İHA'ların kontrolünü ele alabilmek için kullanılabiliyor.
- Karıştırma yeteneğine sahip
İHTAR sistemi merkezi bir komuta kontrol ile yönetiliyor. Geliştirilen yazılım, tehdidin otomatik takip ve teşhis edilmesi, uygun önleme sistemine yönlendirilmesini sağlıyor.
İHTAR, münferit hedefler için yönlü karıştırma yaparken sürü saldırılarına karşı 360 derece karıştırma yeteneğine sahip bulunuyor. Modüler bir şekilde geliştirilen sistem, bu sayede farklı sayıda ve özellikte radar ve önleyici sistemin entegre edilmesine imkan tanıyor.
Nevşehir merkezli 13 ilde FETÖ operasyonuNevşehir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşma çerçevesinde, örgütün emniyet yapılanmasına yönelik Nevşehir merkezli İstanbul, Ankara, Sivas, Kayseri, Samsun, Yozgat, Balıkesir, Muğla, Diyarbakır, Siirt, Sinop ve Bayburt'ta 19 adrese eş zamanlı operasyon düzenlendi.
Operasyonun devam ettiği öğrenildi.
Ertuğrul Özkök'ün David Keynes yalanı!Sabah.com.tr / ÖZEL
Hürriyet Gazetesi geçtiğimiz hafta "İşte Herkesin Aradığı By Lock" manşeti ile skandal bir habere imza atmıştı. Gülen'in medya imamlarından Eyüp Can yönetimindeki Radikal'de FETÖ'nün 17/25 Aralık darbesine destek veren haberlere imza atan İsmail Saymaz tarafından gerçekleştirilen röportajda örgüt davasının en büyük delillerinden By Lock sulandırılmaya çalışılmıştı. Daha sonra CNN Türk'te Tarafsız Bölge programına katılan Hürriyet yazarı Murat Yetkin Alpaslan Demir'in ya da Röportajdaki adıyla David Keynes'in aktif bir FETÖ elemanı olduğunu, ve By Lock'un delilini sulandırmak amacıyla bu açıklamaları yaptığını itiraf etmişti.
ERTUĞRUL ÖZKÖK YALANLARLA SABAH'I HEDEF ALDI
Hürriyet yazarı Murat Yetkin CNN Türk ekranlarında Sabah'ın eleştirilerini doğrularken Ertuğrul Özkök bugünkü yazısında yine Sabah'ı hedef aldı:
"15 Temmuz darbe girişimini araştıran Türkiye Büyük Millet Meclisi Komisyonu, önceki akşam çok önemli bir karar aldı...
ByLock'un "patent imamı" David Keynes'i davet edecek. Bunun anlamı şu: Komisyon, günlerdir yaygara koparan köşe yazarlarına değil, Hürriyet'in haberine itibar etti. Çok da doğru yaptı. Hürriyet'e bu haber nedeniyle Sabah gazetesi tarafından çok haksız suçlamalar yöneltildi. Hatta bu haberin FETÖ ve CIA'in ortak bir "algı operasyonu" olduğu bile iddia edilebildi. Ama belli ki, 15 Temmuz darbe girişimini soruşturan TBMM Komisyonu bu iftiralara itibar etmedi."
"Komisyonumuzun adı David Keynes olduğu ve By Lock'un patent sahibi olduğu iddia edilen kişiyi dinleme kararı aldığı doğru değildir. Bu konuda medyada çıkan haberler gerçekleri yansıtmamaktadır. Sadece komisyon üyesi bir milletvekilinin böyle bir talebi oldu. Ancak komisyon bu talebi konuşup bir karara bağlamadı. Biz haftalık olarak komisyonda kimlerin dinleneceğini medya ile paylaşıyoruz. Bu kişiler arasında adı David Keynes olduğu iddia edilen kişi bulunmuyor."
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından geçtiğimiz güve terör örgütü DHKP-C'ye yönelik 6 kişinin gözaltına alındığı operasyonun detayları ortaya çıkıyor. Akşam'ın haberine göre, operasyon kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın evinin krokilerini, DHKP-C'li Asuman Akça'nın evinde ele geçirilen flash belleğe yükleyerek hayali bir suikast planının nasıl kurgulandığı DHKP-C'nin eski üst düzey yöneticilerinden M.A.'nın ifadesinde ortaya çıktı. M.A., "Örgütten kurtulmaya çalıştığım yıllarda emniyetten benimle irtibata geçerek 'örgütün rahat bırakmayacağını devletin bana ihtiyacı olduğunu söylediler. Emniyete yardımcı olmak için İstanbul'a geldim.
BANA EV VERDİLER
Beni eski istihbarat müdürleri Mehmet Yılmaz ve Ali İhsan Kaya karşıladı. Ataşehir'de bana ev tutarak araba verdiler. Bende örgütle yeniden irtibat kurarak verecekleri görevleri yapacağımı söyledim. Şadi Özpolat ve Hüseyin Fevzi Tekin ile ilişkilere başladık. Örgüt bana yazışma yapmamız için şifreleme anahtarı gönderdi. Bunu emniyete verdim. Böylece bana gelen mailleri görebiliyorlardı" şeklinde konuştu.
ADAMLARIMIZ GEREKENİ YAPACAK
2002-2010 yılları arasında ise İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde Ahmet Duvarcı kod ismiyle yardımcı istihbarat elemanı olarak görev aldığını söyleyen M.A., "2007 yılının sonlarında İstihbarat Şube görevlileri Mehmet Yılmaz ve Halil Karakuzulu bana bir flash bellek vererek bunu örgüte vermemi istediler.
İçerisinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Üsküdar'daki evinin krokisiydi vardı. Onların isteği üzerine flash belleği İkitelli'de müzikholde bir kişiye bıraktım. Müdürlere "Örgütün bir şeyden haberi yok bu ne iş dedim" Onlarda "Senin gibi birkaç adamımız daha var içeride onlar gereğini yapacak" dediler" ifadelerini kullandı.
VELİ KÜÇÜK'Ü ÖLDÜRÜN TALİMATI
"Asuman Akça yakalandığında üzerinde bana verilen flash bellekteki gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın evinin krokileri çıktı" diyen M.A., "Asuman bu krokilerin nereden temin ettiğini örgüte açıklayamadı. Bu nedenle öldürüldü. Krokilerin Asuman'ın evinden bulunmasını istihbarat müdürleri organize etti. Asuman yakalandıktan sonra Taylan Tanay Asuman'a gönderildi. Krokileri nerden aldığının Tanay'ın Asuman'dan öğrenmesini istediler. Karakuzulu Veli Küçük'le ilgili bana, Kadıköy'de bir avukatlık bürosuna gittiğini ve öldürülmesi gerektiğini söyledi. Bu istihbaratı DHKPC Türkiye sorumlusu Caferi Sadık Eroğlu'na vermemi söyledi" dedi.
Milletim gereğini yapacakCumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan eşi Emine Erdoğan ile birlikte 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla bir resepsiyon verdi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşen resepsiyona, siyaset, sanat ve iş dünyasından yaklaşık 2 bin davetli katıldı.
NE SURİYE'DE NE IRAK'TA KİMSEDEN TALİMAT ALMAYIZ
Milletimiz 93 yıl önce varlığına, vatanına ve bağımsızlığına kast eden işgalcilere ve yerli işbirlikçilerine karşı verdiği mücadeleyi bugün de farklı bir şekilde sürdürüyor. Terör örgütlerine, sınırlarımızın hemen yanı başındaki fitne yuvalarına karşı yürüttüğümüz savaşı da inşallah zaferle neticelendireceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Biz, bizim için tehdit unsuru olan ne Suriye'de ne Irak'ta kimseden talimat almaya asla ihtiyacımız yok, tahammülümüz de yok. Bunun da böyle bilinmesini istiyorum. Yapılacak tek şey vardır. Herkes konumunu iyi bilecek. 911 kilometre Suriye'de, 350 kilometre Irak'ta sınırı olan bir Türkiye olacağız. Her an oradan bize bir tehdit yansıması olacak. Biz de bunlara karşı sessiz duracağız. Yok böyle bir şey, olamaz. Çünkü bu milletin karakterinde böyle bir şey yoktur, bundan sonra da olmayacaktır. Terör örgütlerine, fitne yuvalarına karşı verdiğimiz savaşı zaferle sonuçlandıracağız.
YILDIRIM: İDAM İÇİN ÇALIŞMAMIZ OLACAK
Resepsiyonda, Başbakan Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın idamın getirilmesiyle ilgili sözlerinin hatırlatılarak sorulan bir soruya şöyle cevap verdi: Cumhurbaşkanımızın sürekli söylediği bir şey var: 'Halkın talebinin karşısında durulmaz.' Dolayısıyla idamın toplumsal bir talep olduğu biliniyor, 15 Temmuz darbe girişimiyle beraber ama unutmayalım ki idamı AK Parti'nin tek başına kaldırma imkanı yok. Dolayısıyla partilerle bir uzlaşma suretiyle ancak olabilecek durum. Gültan Kışanak'a tutuklama istemiİHA Giriş Tarihi: 30.10.2016 18:55
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak ile DBP'li Meclis Üyesi Fırat Anlı, tutuklanma talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan Kışanak ile "devletin egemenliği altındaki topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya yönelik" suçtan dolayı yakalanan Anlı'nın savcılıktaki sorguları tamamlandı.
Savcılıktaki ifadelerinin ardından Kışanak ve Anlı, tutuklanma talebiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi.
Terör örgütü PKK'ya yönelik soruşturma kapsamında, hakkında gözaltı kararı verilen Kışanak, 25 Ekim günü Diyarbakır Havalimanında, DBP Meclis Üyesi Fırat Anlı ise adresinde, Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince gözaltına alınmıştı.
Gülten Kışanak adliyeye sevk edildiGiriş Tarihi: 30.10.2016 13:19 Güncelleme Tarihi: 30.10.2016 14:18
Türk savaş uçaklarınca, Hakkari'nin Çukurca kırsalı ile Avaşin-Basyan bölgesine düzenlenen hava harekatında, iki silah mevzii ve yedi dinamik hedef imha edildi.
Genelkurmay Başkanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Çukurca, Avaşin-Basyan bölgesine 14.37-14.57 saatleri arasında, Türk Hava Kuvvetleri'ne ait savaş uçaklarınca hava harekatı düzenlendi
Bölgede tespit edilen iki silah mevzii ve yedi dinamik hedefin imha edildiği operasyon sonrası, savaş uçakları emniyetle üstlerine döndü.
Bölgede, teröristlere verilen hasar ve zayiata yönelik gözlem ve tespit çalışmaları sürüyor.
Terörle mücadele kapsamında, Hakkari genelinde toplam 476 terörist etkisiz hale getirildi.