Feto'ya kardinal pasaportu verildi
-Bekir Bozdağ: Siyasette FETÖ temizliği yapmak lazım -Yıldırım'dan Kılıçdaroğlu'na mağdur edebiyatı eleştirisi -Kodcu konuştu çözülme başladı -Bylock'çu yüzbaşıdan şok: 2009 KPSS soruları da çalındı -Demirtaş kışkırttı FETÖ kararttı -Hurşit tiyatrosu Kerkük'te bitti -FETÖ ile mücadeleyi halka iyi anlatın' -Öksüz kaçmadan önce bu evde kaldı -Cumhurbaşkanı, Altan'dan şikâyetçi -TSK: 'Çukurca'da 254, Hakkari'de 374 terörist etkisiz hale getirildi' -Piknik yapmıyoruz terörist temizliyoruz
Giriş Tarihi: 08.10.2016 10:31 Güncelleme Tarihi: 08.10.2016 10:34
Feto’ya kardinal pasaportu verildi
Gülen'e ağlayarak insanları etkileme metodunu Yaşar Tunagür öğretti.
• Tunagür, masonluğun kötü bir şey olmadığını anlatırdı. Kasım Gülek ve elit masonlarla ilişki içindeydi..
Dini liderler, ona referans verdi. Gülen de bu referansla Vatikan'a gitti. 9 maddelik bir mektupla biat ettiğini bildirdi.
Bunun üzerine "özel kişi" olduğunu gösteren bir belge, yani "kardinal pasaport u" aldı, Türkiye'ye döndü.
Ve bu pasaportunu cebine koydu, hastalık bahanesiyle 1999 yılında ABD'ye gitti.
Gülen'e ağlayarak insanları etkileme metodunu Yaşar Tunagür öğretti.
Tunagür, masonluğun kötü bir şey olmadığını anlatırdı. Kasım Gülek ve elit masonlarla ilişki içindeydi.
FETÖ, Adil Öksüz ile şaşırtma yapıyor, Alaaddin Kaya ve Kutbettin Gülen gibi asıl elemanlarını koruyor.
*Nurettin Veren'in birbirinden çarpıcı açıklamaları, bu akşam saat 21.00'de, Yaz-Boz'da ekranlara gelecek..
Takvim
Bozdağ'dan Ankara'daki canlı bombalar hakkında ilk açıklamaAdalet Bakanı Bozdağ, FETÖ mensuplarının tüm dertlerinin kendi gelecekleri olduğunu belirterek, “O nedenle de buradan herkese diyorum ki herkes bildiğini anlatsın. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma imkanı var, bunu elinin tersiyle itmesin, bundan yararlanmanın yoluna baksın” çağrısında bulundu.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, FETÖ ile mücadelede siyasi partilerin de kendi içlerinde temizlik yapması gerektiğini vurguladı. CNN Türk'te Hakan Çelik'le Hafta Sonu programına katılan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, FETÖ ile mücadeleye ilişkin bilgiler verdi. Hakan Çelik'in "Siyasi partilerin içinde FETÖ temizliği yapılmalı mı? AK Parti bunu yaptı mı? Yapacak mı?" sorusunu yanıtlayan Bozdağ, şunları söyledi:"Bu herkesin gündemi şu anda. Tüm partiler, STK'lar herkes kendi içine dönüp bir tarama yapması lazım. AK Parti de buna dahil. Kamuda biz nasıl bir arındırma politikasını güdüryorsak herkes kendi içinde de bir arındırma politikasını gütmesi lazım. SİYASETTE DE FETÖ TEMİZLİĞİ YAPMAK LAZIMDevlet, kendisine sadakatinden şüphe duyduğu bir kamu görevlisiyle çalışmama hakkına sahiptir. Siyasette de bunu yapmak lazım.AK PARTİ'DE FETÖ'CÜ ADAYLARIN ÜSTÜ ÇİZİLDİAK Parti 2011 seçimlerinde bu konuya çok büyük hassasiyet gösterdi. O zaman ben parti içerisinde milletvekillerini belirlemek için Sayın Başbakanımıza şimdi ki Cumhurbaşkanımızın başkanlığında kurulan komisyonda üyeydim. FETÖ'yle irtibatı olan pek çok kişi, değişik illerden bizden milletvekili adayı olmak için müracaatta bulundular ve o dönemde heyet bunların neredeyse tamamına yakınının üzerini çizdi, listeye koymadı.HAKAN ŞÜKÜR SPORCU KİMLİĞİYLE GİRDİSadece kamuoyunun bildiği 2 isim var, onlarda daha sonra partiden ihraç edildi. Hakan Şükür sporcu kimliğiyle girdi, dolayısıyla biz 2011 seçimlerine girerken ve bu temizliğe başlayan ilk parti olduk. CHP'NİN DE MHP'NİN DE BUNU YAPMASI LAZIMBiz bu konudaki titizliğimizi 15 Temmuz'dan sonra koymuş değiliz, 2011'den beri biz bunu yaptık. Ama bunun aynısını CHP'nin MHP'nin de yapması lazım, diğer partilerin de yapması lazım. Herkes sen şunu yaptın, ben bunu yaptım demek yerine kendi içinde ayıklama mutlaka yapmalı.Bekir Bozdağ: Siyasette FETÖ temizliği yapmak lazım FETÖ TEK BİR PARTİYE AİT OLMAK İSTEMİYORBu FETÖ tek bir partiye ait olmak istemiyor, hem en iyi ülkücü olmak istiyor MHP'ye ait olmak istiyor. En iyi sosyal demokrat olup CHP'ye, en iyi muhafazakar olup AK Parti'ye, en iyi medya olup tüm medyaya.. Hayatın her alanında yegane karar vericisi olmak istiyor"
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Binali Yıldırım, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) kapsamında haklarında işlem yapılanların itirazlarına ilişkin, "İşlem yapılanların sayısından fazla başvuru var. 'Ne olur, ne olmaz, bana da işlem yapılır' diye tedbirli davranıp önceden başvuranlar da var. Ne yaptıklarını bilmiyorum ama doğru bir iş yapmadıklarından eminim." dedi.
Başbakan Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdroğlu'nun FETÖ operasyonlarına ilişkin tepkilerine de burada cevap verdi:
KILIÇDAROĞLU'NA: "BIRAK KARDEŞİM""Şimdi ne yazık ki Anamuhalefet Partisi Başkanı, 15 Temmuz'u bıraktı, sanki 15 Temmuz olmamış, millet mağdur olmamış, şehitler olmamış, gazilerimiz yaralanmamış, bedel ödememiş, bir mağdur edebiyatıdır gidiyor. Bırak kardeşim, milletin mağduriyeti mi önemli, yoksa darbecilerin mağduriyeti mi önemli? Bir şeye karar vermeniz lazım. Onun için hiç kimse çağın vebası bu terör örgütünün yaptıklarını sulandırmaya kalkmasın. Bunlar, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın başına beladır. Bunlara öyle veya böyle destek anlamına gelecek her türlü faaliyet, her türlü açıklama bu millete zulümdür, bu millete yapılacak en büyük haksızlıktır.
Ankara'da iki canlı bomba kendilerini patlattıBölgeye çok sayıda ambulans ve güvenlik görevlisi sevk edildi(DHA)ANKARA VALİSİ'NDEN AÇIKLAMAOlay sonrası konuşan Ankara Valisi Ercan Topaca, operasyonla ilgili ''Bu olay Diyarbakır'dan yapılan bir ihbar üzerine polisin aradığı şahıslar. Dün bu bölgeden bir vatandaşın bir kadın, bir erkek şüpheli şahıs gördüğü ihbarı üzerine bu bölgede yoğunlaşıldı.Ankara'da iki canlı bomba kendilerini patlattı
TERÖRİSTİN KİMLİĞİNE ULAŞILDI
Buradaki bir kulübede bazı şahısların olduğu görüldü. Sabah saatlerinde polisler 'teslim ol' çağrısında bulundu. Buna olumlu cevap vermediler. Daha biz müdahale etmeden kendilerini patlattılar. Alanda yapılan incelemede bir şahsın kimliğine ulaştık.200 KİLO AMONYUM NİTRAT ELE GEÇİRİLDİ
Harun Arslan Bingöl doğumlu. Bir bayan olduğunu da düşünüyoruz ancak onun kimliği henüz tespit edilebilmiş değil. Üçüncü bir kişiden de söz ediliyor. Onu tespit etmeye çalışıyoruz. 200 kilo civarında amonyum nitrat ve plastik patlayıcılar olduğunu tahmin ediyoruz.
Amaçları neresiydi o konuda çok kesin bir şey söylemek mümkün değil. Kendi kendilerini patlattılar. Bir eylem önlenmiş oldu. Otomobilde bu saldırıda kullanacaklardı muhtemelen. Otomobilde son bir iki gün içerisinde satın alınmış.
TÜRK BAYRAĞI ASMIŞLAR
İlginç olan bu araca Türk bayrağı asmışlar. Kendilerini kamufle etmek için Türk bayrağı asmak suretiyle bu hazırlıkları yaptıklarını düşünüyoruz. Henüz örgüt bağlantısı net değil ama elde ettiğimiz bilgiler Harun'un PKK bağlantılı olma ihtimali yüksek. Olayın yapılma ve planlanma şekli olarak PKK'yı işaret ediyor " ifadelerini kullandı. Kodcu konuştu çözülme başladı
MİT'TEN DESTEKHaklarında yakalama kararı çıkan 166 polisten 13'ü 3. ve 4. sınıf 13 emniyet müdürü. 114'ü emniyet amiri, komiser ve komiser yardımcısı, 39'u polis ve başpolis. İstanbul'da 26 ilçede, Türkiye genelinde ise 35 ilde düzenlenen dünkü opererasyonda şu ana kadar listeden 120 polis gözaltına alındı. Polis ekipleri, FETÖ şüphelisi meslekdaşlarının evlerinde ve emniyetteki odalarında aramalar yaptı. Şüpheliler hakkında "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na üye olma" suçundan işlem yapılıyor. Polisin geçen ay ortaya çıkarılan kriptolu ByLock görüşme ağındaki isimlere, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile yapılan ortak çalışmalardan ulaştığı öğrenildi. Gözaltına alınan isimlerin kimliklerine ulaşılmasında, önceki hafta gözaltına alınan ve ByLock'un tasarımını yapan 5 kişiden biri olduğu iddia edilen Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İhsan Taşkın'ın ifadelerinin de etkili olduğu bildirildi.
Nebil, "215 bin kişinin kullandığı tespit edilen anlık mesajlaşma sistemi ByLock, tahminlerimize göre sanal mağazadan indirilmiyor. Kriptolu yazışılıyor. Mesajı gönderen ve alan anahtar giriyor ve bu anahtarlar tutuyorsa iletişim başlıyor." dedi.
Bir mesajlaşma uygulaması geliştirildiğinde öncelikle bunun reklamının yapılacağına işaret eden Nebil, "15 Temmuz öncesine baktığımız zaman, ne yabancı basında ne de Türkiye'de ByLock'un ne olduğu konusunda en ufak bir reklam, haber, bilgi yok. Biz bilişim uzmanları da bu olaylara kadar öyle bir mesajlaşma sistemini duymamıştık. Bu da bu mesajlaşma sisteminin özel bir amacı olduğunu gösteriyor." diye konuştu.
"İstihbarat yetkililerinin, 17-25 Aralık sürecinde bu yapılanmanın ByLock üzerinden haberleştiğini tespit ettiğine dair haberler var. O dönemde yazılımın işletildiği sunuculara sızılmış ve hem hesaplar hem de mesajlar bu sunucudan indirilmiş. Şu anda yapılan tespitler, bu bilgilerin çözümlenmesi ile ilgili gözüküyor.
Ben ByLock'ta sistemin teke tek görüşmeler şeklinde olduğunu ve kullanıcıların birbirini bir rehber üzerinde görmediklerini ancak davet usulu ile iletişime geçtiklerini tahmin ediyorum. Görselerdi birbirlerine 'key' yani anahtar vermek zorunda kalmazlardı. Yani ancak birbirinin anahtarlarını bilen insanların kullanacağı gizli bir uygulama görüntüsü veriyor."
Nebil, "İnternet üzerinde kimin ne yaptığını ancak IP adresi ile bulabilirsiniz. Burada da indirilen bilgilerde, hesapların hangi IP adresi üzerinden bağlandığı tespit ediliyor. Bu IP adresinin hangi operatör tarafından, hangi kullanıcıya verildiği de biliniyor. Böylece o IP'den hareketle ilgili kişi tespit edilmiş oluyor". bilgilerini paylaştı.
Mobil telefonlar üzerinden yapılan haberleşmelerde bu tespitin son derece kolay olduğunu belirten Nebil, şöyle devam etti:
"Eğer wi-fi üzerinden ByLock kullanımı bir kurumdan (yani otel, kafe ya da şirket) ise 2007 yılında yürürlüğe giren 5651 sayılı İnternet Kanunu nedeniyle buralarda kullanım yapanlar kayıt altında. Loglar tutuluyor. Dolayısıyla da ilgili kişinin bulunma olasılığı yüksek. Eğer loglar tutulmuyorsa, zaten ilgili kurum ve yetkili kişi bundan sorumlu tutulur.
Ama bu bir ev ise ve 2-3 komşu kendi aralarında wi-fi paylaşımı yapıyorlarsa, bu durumda hangi komşunun kullandığı anlaşılamaz. Böyle 1-2 olay da biliniyor. Dolayısıyla bugün ByLock için bahsedilen listelerden turuncu olanlar bu bölüme giriyor. Wi-fi paylaşımı, hele bilmediğiniz insanlarla paylaşım her halükarda tehlikeli. Diğer insanların ne yaptığını bilmiyorsanız, bu çocuk pornosu olabilir, banka dolandırıcılığı bile olabilir ya da burada olduğu gibi ByLock gibi bir konu gündeme gelebilir."
ByLock'un bir süredir FETÖ mensubu olmaya dair en önemli kanıt sayıldığına işaret eden Nebil, "Sunucusunun Litvanya'da bulunduğu söyleniyor. ByLock ile ilgili basında 15 Temmuz öncesinde bilgi yok." dedi.
Nebil, ByLock yazılımı yüklemelerinin bir kısmının bluetooth üzerinden olduğunun tahmin edildiğini belirtti.
Türki̇ye Bi̇li̇şi̇m Derneği̇ Yöneti̇m Kurulu Başkanı İlker Tabak da ByLock'un, Türkiye’de kullanımı yaygın olan WhatsApp, Viber gibi bir haberleşme ve mesajlaşma programı olduğunu söyledi.
Kullanıcıların cep telefonlarına kolay bir şekilde ByLock programını yükleyebildiklerini belirten Tabak, yüklemek için kişinin, "programın nereden yükleneceği" bilgisine sahip olması gerektiğini aktardı.
Programın bir web sitesi üzerinden indirilebilecek şekilde planlanmış olabileceğini ifade eden Tabak, FETÖ'nün haberleşme ağı olarak bilinen ByLock gibi herhangi başka bir programın da şu anda kullanılabiliyor olabileceğini ifade etti.
Cep telefonuna indirilen ve kullanılan uygulamaların tespitinin yapılabildiğini dile getiren Tabak, "Programı kim indirdi, hangi numaralı telefon bunu indirdi diye bu yazılımın, programın kaynağındaki sunucu bilgisayarlarda bir arşiv tutuluyordur. Ayrıca indirilen telefona erişilirse orada yapılacak bir incelemede 'hangi uygulamaların yüklendiği, yüklendikten sonra ne kadar süreyle çalıştırıldığı, ne zaman bilgisayardan ya da telefondan kaldırıldığı' gibi birtakım bilgiler de o cihazların içinde bulunabilir. Derin incelemelerle ByLock kullanan herkesi̇n i̇zi̇ne ulaşmak mümkün." şeklinde konuştu.
Tabak, bu tür programların iletişim kanallarında kullandığı birtakım kapılar ve şifreler olduğunu belirterek, "Dolayısıyla uygulamada özel bir şifre kullanıldı mı, kullanılmadı mı diye bakılarak bir analiz yapılıp, sonuca ulaşılabilir." dedi.
Cep telefonlarının seri numaralarından da ByLock kullanıcılarının tespitinin mümkün olabileceğine dikkat çeken Tabak, şöyle devam etti:
"Bir bilgi bir yerde paylaşıldığında veya iz bıraktığında buna erişmek mümkün. Yapılan görüşmeler silinse bile, diyelim ki silindi, bunlar sonuçta birtakım sunucuların belleklerinde, disklerinde saklanan bilgiler ve her ihtimale karşı yedeği alınıyor. Bizler de gerektiğinde yedekleme yapıyoruz. Aldığınız yedekleri temizlemezseniz, oradan bile bu geçmişe dönük bilgilere ulaşılabilir. Ayrıca derin analizlerle, çalışmalarla 'Bu disklerde daha önce neler vardı, neler yoktu' bilgisi çıkabilir."
Vatandaşlara da güvenlik uyarısında bulunan Tabak, "Vatandaşlarımız birçok uygulamayı indirdiği zaman, verisinin, bilgisinin paylaşılmasını da kabul ediyor. Programlar indirilirken 'İzin ver' diye bir buton var. Bunların çoğu okunmadan kabul ediliyor. Öyle olunca bunlar çeşitli dolandırıcılık yöntemlerine de alet olabiliyor. Burada toplanan veriler bir şekilde başkalarının eline geçebiliyor. Olabildiğince lisanslı ürün kullanmak gerekli." ifadelerini kullandı.
Terör Polisi'nin gözaltına aldığı matematik uzmanı Taşkın'ın, ByLock'un 'kodlaması'nı yaptığı ve şifremeleri bizzat kendisinin yaptığı ileri sürüldü. Taşkın'ın, FETÖ'nün iletişim ağı olan ByLock'u, bilgisayar ve matematik uzmanı olan diğer 4 FETÖ'cü ile birlikte TÜBİTAK'ta görevliyken yaptığı belirlendi. Taşkın'ın sorgusunun devam ettiği kaydedildi.
ANA SERVER'I LİTVANYA'DA
ByLock, örgütten alınan şifreyle çalıştırılabiliyor. Litvanya'daki bir server üzerinden çalışan program, App Store veya Google Play üzerinden indirilemiyor ve sadece bluetooth ile yüklenebiliyor. ByLock'u kullananların bir kısmı, geçen hafta MİT tarafından belirlenmişti. Programın yayımlandığı server'ı kırarak, ByLock listesini ele geçiren MİT ve emniyet istihbarat birimleri, binlerce örgüt üyesini deşifre etmeyi başarmıştı. Emniyet birimleri de son operasyon öncesinde ByLock kullanan bazı şüphelileri belirledi. Bu nedenle operasyona "Çözülme-1" (Unlock-1) operasyonu adı verildiği öğrenildi. Bylock’çu yüzbaşıdan şok: 2009 KPSS soruları da çalındı
GİZLENMEK İÇİN NAMAZ YOK
C.Ç., örgüte dershanelerine giderek katıldığını anlatarak. "Kara Harp Okulu'nda okurken cemaatin kuralları gereği kendimizi gizlemek için namaz kılmıyor, oruç tutmuyorduk. Namazı ima ile gözle kılıyorduk. Abdesti de teyemmüm ile alıyorduk" dedi. C.Ç., evlilik sürecini ise, "Evlenmek istediğim zaman bana bilgisayardan eşimin fotoğrafını gösterdiler. Bizi tanıştırıp evlendirdiler. Sıkıntı olmasın diye eşimini başını açtırdılar" diye anlattı. İtirafçı yüzbaşı "2009 KPSS sınavından önce örgüt abisi beni aradı. Soruları o yıl alamadık. 2010 KPSS'den 2-3 gün önce H.A. beni eve çağırdı. Yemin metnini okuttuktan sonra 2010 KPSS sorularını flaş bellekle bana verdi. Eşime götürdüm. Doğru şıkları koyulaştırmışlardı. Sınavda hepsi çıktı eşim yüksek puan aldı" diye konuştu. 2009, 2010, 2012 KPSS sınavı ile 2013 YDS ve ALES sınav sorularının örgüt tarafından ele geçirildiğini itiraf eden C.Ç., "Maça gel" şifresiyle kendilerini çağırıp verdiklerini anlattı. ByLock'çu yüzbaşı, "Ben 2013'te YDS, ALES sınavlarına ve İç Denetçilik Sınavları'na girdim. YDS ve ALES sorularını sınavdan bir gün önce cemaat abisi bana verdi" ifadelerini kullandı. C.Ç, ByLock'un telefonuna 2015 Ocak'ta Murtaza kod adlı bir FETÖ abisi tarafından hafıza kartı çıkartılarak bilgisayardan yüklendiğini söyledi. Demirtaş kışkırttı FETÖ kararttı
GERÇEK FAİLLERİ GİZLEDİLER
FETÖ'cü polislerin, olaylara katılan vandalların yakalanması durumunda olayların durulacağını düşünerek gerçek failleri gizledikleri, bunun yerine masum kişileri fail diye yakalayıp, sade vatandaşlarla devleti karşı karşıya getirerek kamuoyunda, "Devlet Kürtleri cezalandırıyor" algısı yaratmak için bu sinsi planı hayata geçirdikleri belirtildi. Mahkemeye gönderilen bazı polis kamerası görüntülerinde, kişilerin yüzlerinin teşhis edilmemesi için kameraların yoğun biçimde hareket ettirildiği belirlendi. Taş, molotof ve el yapımı patlayıcılar kullanılırken, kameraların farklı açılara çevrildiği tespit edildi.
YÜZDE 85'İ BERAAT ETTİ
İşyerlerini yağmadıkları iddiasıyla yakalanan çok sayıda kişinin olaylarla ilgisi olmadığı tespit edildi. Polis tutanaklarına göre, yakalanan sanıkların yüzde 85'i hakkında, eylemlere katıldıklarına dair emare olmadığı için beraat kararı verildi. Mahkeme, olay tutanağında imzası bulunan bazı polislerle ilgili, olaylar sırasında emniyet araçlarındaki kamera görüntülerinin mahkemeden gizlenmesi nedeniyle, "Görevi kötüye kullanmak"tan suç duyurusunda bulundu.
YASİNLER UNUTULMADI
Diyarbakır'da, Kobani gösterileri sırasında terör örgütü PKK'lıların katlettiği Yasin Börü ve arkadaşları ölüm yıldönümünde unutulmadı. Kentin değişik yerlerine, "6-8 Ekim olaylarında vahşice katledilen Yasin Börü ve arkadaşlarını rahmetle anıyoruz" pankartları asıldı. Hurşit tiyatrosu Kerkük’te bitti
Yalancı tanıklar ortaya çıkarıp, "Gözaltına alındı, kaçırıldı, infaz edildi" şeklindeki suçlamalarının dozunu artırdılar. HDP Şırnak milletvekilleri Aycan İrmez ile Leyla Birlik, Külter'in akıbetinin araştırılması için Başbakan Binali Yıldırım ile eski İçişleri Bakanı Efkan Ala'ya soru önergesi verdi. CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan ise, "Zorla kaybetme insanlık suçudur" diyerek, Meclis Başkanlığı'na soru önergesi verdi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby de, Külter'in akıbetiyle ilgili araştırma yapacaklarını söyledi. İçişleri Bakanlığı bir müfettişi Külter'in akıbetinin araştırması için görevlendirdi. Şırnak Valiliği, Emniyet Müdürlüğü, 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı da Hurşit Külter adında birinin gözaltına alınmadığını açıkladı.ORTAYA ÇIKTI , ÖZÜR DİLEDİ
Fırat Haber Ajansı dün Hurşit Külter'in Irak'ın Kerkük kentinde olduğunu duyurdu. DBP eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ise konuyu kendilerinin de basından öğrendiklerini söylemekle yetindi. Külter yaptığı basın toplantısında 13 gün gözaltında tutulduğunu ve bir fırsatını bulup, kaçtığını iddia etti. Bazı kişilerin yardımıyla Irak'a geçirildiğini söyleyen Külter, kendisi için eylemler yapan STK'lardan özür diledi. Külter'in ağabeyi Kâmil Külter ise haberi alınca şoke olduklarını, annesinin bayıldığını söyledi.
MİLLETİN YÜZÜNE NASIL BAKACAKSINIZ?
6-8 Ekim'de Kürt vatandaşları sokağa çağırarak bir katliama neden olan HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş partisinin grup toplantısında eline aldığı büyük bir Hurşit Külter posteriyle kameralara poz vermişti. Vatandaşları "Kürtler direnişi yükseltmezse Hurşit Külter gibi bir bir kaybettirilecekler" diyerek yine 'sokağa çıkın' çağrısı yapmıştı. Yenikapı'daki mitinge katılmayan Demirtaş, "Yenikapı'ya gitseydik, Hurşit Külter'in, Berkin'in ve Uğur'un gözlerine bakamazdık" demişti. ‘FETÖ ile mücadeleyi halka iyi anlatın’
"ACIMASIZ OLACAĞIZ "
FETÖ ile mücadelede görevden alınan ancak mağdur olduğunu söyleyenlerin itirazları da gündeme geldi. İtiraz mekanizmasının iyi işletileceği kaydedilirken, FETÖ'nün mağduriyet oyununa karşı da dikkatli oluması belirtildi. Başbakan Yıldırım tüm önerileri dinlerken, "FETÖ soruşturmalarını kin güderek yapmıyoruz. Ortada bir terör örgütü var, bunun hesabını soracağız. Bu konuda acımasız olacağız. FETÖ ile mücadelede kılı kırk yaracağız. Sahaya inin ve FETÖ'ye karşı yapılan mücadeleyi halka iyi anlatın" mesajı verdi. Öksüz kaçmadan önce bu evde kaldı
BALDIZI: GİTTİĞİNİ GÖRMEDİK
Akyazı İnönü mahallesinde kayınpederine ait villaya, serbest bırakıldığı 20 Temmuz günü gelen Adil Öksüz, burada bir gece yattıktan sonra sabah valizini alıp ortadan kayboldu. Adil Öksüz'ün Akyazı'daki yakınlarına darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü'nde olduğunu söylemediği, yol çevirmesi sırasında gözaltına alındığı yalanını uydurduğu öğrenildi. Akyazı'daki villada SABAH'ın sorularını cevaplandıran Adil Öksüz'ün baldızı Belkıs Tetik, "Bize yol çevirmesinde alındığını, gözaltında tutulduğunu söyledi. Akıncı Üssü'nde olduğunu kesinlikle söylemedi. Serbest bırakıldığı gün gelip bu evde bir gece geçirdi. Sabah da yakalama çıktığını öğrenip evden ayrılmış, biz gittiğini görmedik" dedi. Adil Öksüz'ün içine kapanık bir kişilikte olduğunu kaydeden Belkıs Tetik, nerede olduğu konusunda bilgileri olmadığını zaten kendisi yüzünden büyük mağduriyetler yaşadıklarını kaydetti.
"ABD'YE GİDER GELİRDİ"
Öksüz'ün kaçması sebebiyle anne, baba ve eşinin tutuklu olduğunu, abisi ve bir eniştesinin daha cezaevine konulduğunu kaydeden Belkıs Tetik,"Adil Öksüz hayatımızı mahvetti. Bir an önce yakalanmasını istiyoruz. Kendi keyfi için ailemizin bütün düzenini bozdu. İnsanların onun yüzünden mağdur olduğunu görüp adalete teslim olması lazım ama işte bunu yapmıyor" diye konuştu. Adil Öksüz'ün Fetullah Gülen ile görüştüğünü bildiklerini fakat darbeyi organize edecek kadar bu işlerin içinde olduğunu kesinlikle bilmediklerini kaydeden Belkıs Tetik şöyle devam etti: "ABD'ye gider gelirdi. Gülen ile görüştüğünü bilirdik. Odasından çıkmayan sürekli bir şeyler yazıp çizen bir ilahiyatçıydı. Bizimle pek konuşmazdı." Firari Adil Öksüz'ün 15 Temmuz'da Ankara'ya tarla bakmaya gittiğinden haberdar olmadıklarını kaydeden Tetik, Akıncı Hava Üssü yakınlarında herhangi bir akrabalarının da bulunmadığını ifade etti. Adil Öksüz'e teslim olması çağrısında bulunan Belkıs Tetik, "Gelip teslim olsun ve yaşlı anne babamı, ailemizi bu zulümden kurtarsın. Kendisi zaten bundan böyle yanımıza yöremize yanaşamaz, bizim böyle bir eniştemiz artık yok" dedi.
'TESLİM OLUP HESAP VERSİN'
Adil Öksüz'ün diğer baldızı Şennur Şen ise Adil Öksüz sebebiyle büyük mağduriyet yaşadıklarını özellikle hasta annesinin cezaevinde bulunmasının kendilerini çok endişelendirdiğini ifade etti. Öksüz'ün 20 yıllık enişteleri olduğunu ve kendileri ile çok iletişim kuran bir insan olmadığını kaydeden Şen, "Sabah anneme selam verip ayrılmış. Bir daha kendisinden haber alamadık. Kendisine hakkımızı helal etmiyoruz. Adalete teslim olsun ve hesap versin" dedi.
KAMERALAR ÇALIŞMIYOR
Adil Öksüz'ün son gecesini geçirdiği Akyazı İnönü Mahallesi'ndeki villa, kayınpederi Cevat Yıldırım'a ait… 9 odalı villa, doktor olan Yıldırım tarafından muayenehane olarak da kullanılıyor. Savcılık tarafından mühürlenen villa, aynı zamanda Öksüz'ün SIR plakalı aracının bulunduğu yer. İddiaya göre Adil Öksüz serbest kaldığı 20 Temmuz günü kayınbiraderi Ali Sami Yıldırım ile eve geldi ve geceyi burada geçirdi. Sabah yakalama kararı çıktığını öğrenince evin önünden geçen ana caddeden dolmuşa binerek sırra kadem bastı. İşin ilginci Adli Öksüz'ün evden ayrıldığı sırada villadaki güvenlik kameraları çalışmıyordu. Cumhurbaşkanı, Altan’dan şikâyetçi
"Çukurca operasyon bölgesinde icra edilen hava harekatında BTÖ açısından çok önemli olan Zengil Tepe'de 2 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Hemen ardından Accuracy nişancısı atışı ile Zengil Tepe'de 1 terörist daha etkisiz hale getirilmiştir. Çukurca Çilekli Tepe'de iki dün ve bugün çıkan çatışmada öldürülen ancak kayda girmeyen 5 teröriste ait ceset, bugün 1'nci Komando Tugay unsurlarınca arazide bulunmuştur. Şehit Piyade Astsubay Kıdemli Çavuş Bahri Uçuş Operasyonu'nda etkisiz hale getirilen terörist sayısı toplam 21 oldu. 30 Ağustos 2016'dan bu yana Çukurca'da toplam 254; Hakkari genelinde toplam 374 terörist etkisiz hale getirildi." Piknik yapmıyoruz terörist temizliyoruz
Piknikte olduğunu kim söylüyor, asker piknik yapar mı, asker görev yapar. Bizim askerimiz de orada görev yapıyor. Dünyanın başının belası DEAŞ ile mücadele yapıyor. Bu mücadeleyi Suriye'de Irak'ta yapan sadece biz değiliz. ABD, Rusya, 60 küsür ülkeden orada mücadele eden var. Irak ile ne fiziki ne gönül bağı olmayan birçok ülkenin orada uzmanı var, askeri var.
Bağdat'ın bu ve buna benzer açıklamalarını fevkalade tehlikeli ve kışkırtıcı buluyorum. Yani bugün gitmiş değil bizim askerimiz oraya. Uzun zamandan beri oradadır ve çok faydalı çalışmalar yapıyor. Bizim Irak'ın toprak bütünlüğüyle veya Irak'a hasmane, düşmanca bir tutumumuz yok. Bağdat hükümeti, buna takılacağına yıllardır bağrında beslediği ve Türkiye'nin canını yakan terör örgütüne karşı yapacağı bir şey varsa onu yapsın. Önce onu yapsın, sonra konuşsun.
(Abadi'nin 'Irak'ta yabancı ülke güçleri yok' sözü) Biz Irak'ta neyin var olduğunu, neyin yok olduğunu biliyoruz. Onun için bu lafların hiç kıymeti harbiyesi yok. Irak neden bu açıklamaları yapıyor, bunun nedenini müsaade edin de zamanı gelince söyleriz.
(Irak'ın BM'yi toplantıya çağırması) Olabilir. Herkes BM'yi toplantıya çağırabilir ama BM keşke dünyanın sorunlarını çözebilecek iradeye sahip olsa. 5 tane daimi üyenin maalesef her zaman dediği oluyor ve 196 ülke ona boyun eğmek zorunda kalıyor. Onun için BM'nin güvenilirliği gün geçtikçe daha fazla sorgulanıyor. BM'nin mutlaka bir yeniden yapılanmaya ihtiyacı var.
BAŞİKA'DA MUSUL HAZIRLIĞI
Başika'ya giren Reuters Haber Ajansı, Sünni ağırlıklı 2 bin 500 savaşçıdan oluşan bir birliğin Musul operasyonu için işaret beklediğini yazdı. TSK'nın çatışma eğitimi verdiği Sünni Arap kuvvetinden Ebu Mahmud kod adlı savaşçı, "Musul'daki yakınlarım anlatıyor, DEAŞ militanları 'Musul'un kurtarılmasından bahseden olursa kafasını keseriz' diye tehditler savuruyormuş" ifadelerini kullandı. Ebu Mahmud, Türkiye'nin de bölgedeki varlığına karşı çıkan Bağdat yönetiminin, Şii yanlısı bir siyaset izleyerek kendilerine destek vermemesinden endişe ettiklerini belirtti. Haberde Musul'a 13 kilometre mesafede kamp kuran birliğin önemli bir kısmının eski Irak ordusu mensubu ya da DEAŞ'ın eline düşmeden önceki Musul sakini olduğu belirtildi.
KILIÇDAROĞLU MAĞDUR EDEBİYATI YAPIYOR
Ne yazık ki ana muhalefet partisi genel başkanı, 15 Temmuz'u bıraktı, sanki 15 Temmuz olmamış, millet mağdur olmamış, şehitler olmamış, gazilerimiz yaralanmamış, bedel ödenmemiş... Bir mağdur edebiyatıdır gidiyor. Bırak kardeşim... Milletin mağduriyeti mi önemli, yoksa darbecilerin mağduriyeti mi?.. Bir şeye karar vermeniz lazım. Onun için hiç kimse çağın vebası bu terör örgütünün yaptıklarını sulandırmaya kalkmasın. Bunlar sadece Türkiye'nin değil, dünyanın başına beladır. Bunlara öyle veya böyle destek anlamına gelecek her türlü faaliyet, her türlü açıklama bu millete zulümdür, bu millete yapılacak en büyük haksızlıktır.AŞİRET LİDERİNİN OĞLU KAÇIRILDI
51 DEAŞ hedefi imha edildi
Fırat Kalkanı Harekâtı'nın 45. gününde TSK tarafından 51 DEAŞ terör örgütü hedefine 153 Fırtına obüsü, 116 çok namlulu roket atar ve 9 tank atışı yapıldı. DEAŞ hedeflerinin tam isabetle imha edildiği bildirildi. Harekât kapsamında, Azaz-Rai bölgesinde, muhalif unsurlardan oluşan Özel Görev Kuvvet Grubu'nca, karadan ve havadan sağlanan yoğun ateş desteğiyle Rai'nin güneybatısında yer alan Aktarin meskûn mahallinde büyük ölçüde kontrol sağladı. Öte yandan Türk Hava Kuvvetleri'ne ait uçaklar tarafından, Aktarin, Arşak, Rasm Al Ward, Baragidah, Güzel Mezra, Tel Hışn, Şeyh Rih ve Tughali'de bulunan 18 hedefe 19 bomba atıldı. DEAŞ terör örgütü unsurlarının mevzilendiği 15 bina imha edildi, 3 kontrol noktasında bulunan teröristler etkisiz hale getirildi. Harekatı kapsamında, Aktarin, Al Bull ve Cakka'da da 6 DEAŞ hedefinin daha Türk savaş uçaklarınca imha edildiğini bildirdi. Yenibosna bombacısı ‘çekirdek ailesi’ ile yakalandı