FETÖ medyasından Kılıçdaroğlu'na destek!

15 Temmuz darbesinden sonra açık açık Fetullahçı hainleri desteklemeye devam eden Yeni Asya Gazetesi, CHP'nin 'FETÖ'ye adalet' yürüyüşüne tam destek verdi. İstanbul girişinde Kılıçdaroğlu'na eşlik eden Yeni Asya Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mustafa Döküler, Yayın Kurulu üyesi İbrahim Özdabak ve gazete çalışanları çektikleri fotoğrafları sosyal medyada paylaşarak FETÖ-CHP ittifakını bir kez daha gözler önüne serdi.

FETÖ medyasından Kılıçdaroğlu'na destek! Giriş Tarihi: 8.7.2017 12:54 Güncelleme Tarihi: 8.7.2017 13:0815 Temmuz darbesinden sonra açık açık Fetullahçı hainleri desteklemeye devam eden Yeni Asya Gazetesi, CHP’nin “FETÖ’ye adalet” yürüyüşüne tam destek verdi. İstanbul girişinde Kılıçdaroğlu’na eşlik eden Yeni Asya Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mustafa Döküler, Yayın Kurulu üyesi İbrahim Özdabak ve gazete çalışanları çektikleri fotoğrafları sosyal medyada paylaşarak FETÖ-CHP ittifakını bir kez daha gözler önüne serdi.

FETÖ'cü askerler, polisler ve tutuklu yakınlarından sonra FETÖ medyası da CHP'nin yürüyüşüne destek verdi.

FETÖ'NÜN DESTEKÇİSİ GAZETEDEN KILIÇDAROĞLU'NA TAM KADRO DESTEK!

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminden sonra açık açık Fetullahçı hainleri desteklemeye devam eden Yeni Asya Gazetesi, CHP'nin "FETÖ'ye adalet" yürüyüşüne tam destek verdi. İstanbul girişinde Kılıçdaroğlu'na eşlik eden Yeni Asya Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mustafa Döküler, Yayın Kurulu üyesi İbrahim Özdabak ve gazete çalışanları çektikleri fotoğrafları sosyal medyada paylaşarak FETÖ-CHP ittifakını bir kez daha gözler önüne serdi.

ESKİ YENİ ASYA YAZARINDAN FETÖ-CHP YAKINLAŞMASINA TEPKİ

Uzun bir dönem Yeni Asya Gazetesi'nde çalışan yazar Hüseyin Yılmaz, eski gazetesinin FETÖ-CHP'ye yakınlaşmasına sert tepki gösterdi. SABAH.COM.TR'ye konuşan Hüseyin Yılmaz, FETÖ'nün Yeni Asya'yı ele geçirme sürecini şu cümlelerle özetledi:

"Yeni Asya Gazetesi'nin FETÖ ve CHP'ye yakınlaşmasının AK Parti'ye olan düşmanlığı ile açıklanabilir. Ancak bu açıklama en zayıf ve en zararsız ihtimaldir. 1970'lerden itibaren bu hareketin çizgisinde CHP ve Gülen karşıtlığı çok belirleyiciydi. Ancak gazetenin sahibi Mehmet Kutlular'ın Alzheimer rahatsızlığına yakalanmasının ardından gazete çizgi değiştirdi. Ben bu açıdan nispeten Kutlular'ı masum görüyorum. FETÖ-Yeni Asya yakınlaşması bir düşünce birlikteliği değildir. Yeni Asya'nın satmayan ve giderek marjinalleşen bir çizgisi vardı. Gülen'in kolları bu nedenle Yeni Asya'ya rahat uzandı. Bu gazetenin içindeki bazı derin isimler devşirilerek Gülen ile işbirliği süreci başlatıldı. Bu tür yapılarda baştakinin belirlediği politikaya alttakilerin itiraz etme şansı yoktur.

İNSANLARI MENFAATLERİNDEN VE KORKULARINDAN YAKALIYORLAR

FETÖ ile işbirliği yapan bir gazetenin CHP'ye destek vermesine şaşırmamak gerekir. Ancak bir Nur talebesinin ne FETÖ'ye ne de CHP'ye destek vermesi kabul edilemez. Yürüyüşe katılan insanların kaale alınabilir bir yanı yok. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüz'e gelince. Kutlular döneminde şamar oğlanına çevrilmiş ve birkaç kez gönderilmişti. O dönemde ne FETÖ ne de CHP ile ittifak yapacak biri değildi. İnsanlar demek ki şantajla ve ağır tehdit altında fikir değiştirebiliyor. Ben Gülen'in hainliğini yıllar önce ilan etmiştim. Demek ki bu adamlar insanları ya menfaatleriyle ya da korkularıyla bir şekilde yakalıyorlar. Bu çok çirkin ve kötü bir tavır."

Suriyeliler üzerinden kaos planıDoğan medyasının Sakarya'daki vahşete yönelik skandalının ardından Suriyelileri hedef gösteren yayınlarla kimler nasıl bir kaos planı yürütüyor, kamuoyunda tartışılmaya başlandı.

Sakarya'da 20 yaşındaki hamile Suriyeli kadına yönelik vahşetin Suriyeli sığınmacılara yönelik sistematik bir hedef gösterme sürecinin ardından yaşanması gündemin ana konusu oldu. Bugün de Akşam gazetesinde Kurtuluş Tayiz "Suriyeli sığınmacılar neden hedef?" sorusunun peşinden giderek, "Suriyeli sığınmacıları hedef haline getiren bütün siyasi partiler, kişi ve kurumlar, medya ve sanatçılar bu vahşi cinayetin hem sorumlusu hem de ortağı durumunda. Mazlum, gariban, zavallı sığınmacılara düşmanca söylem geliştiren herkes bu cinayetin bir parçası." diye yazdı.

"Suriyeli sığınmacıları hedef alan tahrikler sonuç verdi; Sakarya'da 20 yaşındaki hamile Suriyeli bir kadın ve bir yaşındaki oğlu kaçırıldı. Kadın tecavüz edildikten sonra başı taşla ezilmek suretiyle, oğlu ise boğularak öldürüldü. Katiller, kurbanın kapı komşuları ve öldürülen kadının kocasının iş arkadaşları çıktı."

Suriyeli sığınmacıları hedef haline getiren bütün siyasi partiler, kişi ve kurumlar, medya ve sanatçılar bu vahşi cinayetin hem sorumlusu hem de ortağı durumunda. Mazlum, gariban, zavallı sığınmacılara düşmanca söylem geliştiren herkes bu cinayetin bir parçası.

Suriyeliler, ülkemize keyfiyetten gelmiş değil; ülkelerindeki iç savaş ve sosyo-politik soykırım yüzünden, canlarını kurtarabilmek için komşu ülkelere sığındılar. İşimize, ekmeğimize, yaşamımıza ortak oldukları elbette doğru; ama Müslümanlar, kendilerine sığınanlara Batılı ülkeler gibi muamele etmez. Bin yıllık medeniyetimizi bu temel ayrıma borçluyuz; Batı'nın değerlerine göre Suriyeli sığınmacılar insan bile değil; bizim değerlerimize göre Suriyelilerin öz kardeşlerimizden farkı yok. Bunu söylerken elbette sığınmacılar için yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu gözardı etmiyoruz. Karşı karşıya olduğumuz mesele, Suriyelilerin ülkemize getirdiği-doğurduğu sıkıntıdan kaynaklanmıyor; Suriyeli sığınmacılar üzerinden yeni çatışma alanları yaratılmak isteniyor ve hedefte de Türkiye var, yani hepimiz varız.

Bir süredir sistemli olarak yabancı düşmanlığı körüklenmekte, Suriyelilere karşı tahrik edici haberler pompalanmakta. Bu süreci başlatan aslında ana muhalefet partisi CHP ve ülkenin önde gelen hâkim medya gruplarıdır. CHP lideri, iktidara geldiğinde sınırları kapatacağını ve Suriyelileri ülkelerine geri göndereceğini açıklamıştı. Tabana sürekli yabancı düşmanlığı pompalandı. Bu zihniyet sayesinde CHP tabanı Suriyelilere düşman olup çıktı. CHP tabanında bir araştırma yapılma, tepkileri ölçülse görülecek ki, parti seçmeninin yüzde 99'u Suriyeli düşmanı.

Sadece CHP'yi suçlamak da kuşkusuz büyük bir haksızlık olur; diğer partilerin tabanında da Suriyelilere karşı bir tepki, düşmanlık gelişmeye başladı. Mültecileri hedef alan son algı operasyonları MHP ve AK Parti tabanını da etkiliyor. Parti yönetimlerinin buna dikkat etmesi ve gereken tedbirleri gecikmeden alması şart.

Suriyelilere karşı düşmanlığın artmasının asıl sebebi, medyanın hedef gösteren, tahrik eden, çarpıtılmış haber ve yayınları. Kısa süreli bir tarama yapılsa, başta Doğan grubu olmak üzere FETÖ, PKK ve sol örgütlere yakın gazete ve televizyonların, internet sitelerinin Suriyelilere karşı nasıl sistemli bir şekilde düşmanca yayınlar yaptığı görülecektir. Ayrıca bazı sanatçıların da Suriyelilere karşı psikolojik harpte kullanıldığı, Suriyelileri hedef alan Tweetler atarak algı operasyonlarına katıldığı görülüyor. Bu sanatçılara yaptıkları işin rezilce, aşağılıkça olduğunu mutlaka hatırlatmak lazım.

Suriyeli sığınmacıları hedef gösteren yayınlar belli merkezlerden yönetiliyor ve toplumda yeni çatışma alanları yaratmayı hedefliyor. Bir diğer amaçları ise Türkiye'nin tarihte eşine ender rastlanan misafirperverliğine, dayanışma duygusuna, insanlık gösterisine gölge düşürmek. Suriye iç savaşı, dünya için de bir sınav oldu; Batı, bu insanlık sınavında sınıfta kaldı ve gerçek kötücül yüzünü gösterdi. Türkiye ise etnik ve inanç ayrımı yapmaksızın bütün mazlumlara kapılarını açarak dünya Müslümanlarının saygısını ve takdirini kazandı. İşte, Türkiye'yi çekim merkezi yapan ve Batı karşısında psikolojik olarak üste çıkaran bu özelliğini aşağı çekmeye çalışıyorlar. Hükümet ve yerel yöneticiler başta olmak üzere millet olarak buna fırsat vermememiz gerekiyor.