Erdoğan: Bu kirli oyunlara geçit yok

Cumhurbaşkanı, Ortaköy'deki terör saldırısını kınayarak, 'Milletçe kenetlenip bu kirli oyunlara geçit vermeyeceğiz. Tehditleri kaynağında yok edeceğiz' dedi

Giriş Tarihi: 01201.2017 05:27 Son Güncelleme Tarihi: 02.01.2017 07:12 Erdoğan: Bu kirli oyunlara geçit yokCumhurbaşkanı, Ortaköy’deki terör saldırısını kınayarak, “Milletçe kenetlenip bu kirli oyunlara geçit vermeyeceğiz. Tehditleri kaynağında yok edeceğiz” dedi

C umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul'daki terör saldırısını şiddetle kınadığını belirterek,"İstanbul'daki vahşi saldırı, terörün ayrım yapmadan kan dökmeyi, can acıtmayı hedeflediğini açıkça ortaya koymuştur. Ancak milletçe kenetlenmek suretiyle, bu kirli oyunlara asla geçit vermeyeceğiz" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör saldırısını kınayan yazılı açıklamasında özetle şöyle dedi:

KARANLIK GECEDEN KARELER

"2017'nin ilk saatlerinde meydana gelen terör saldırısını şiddetle kınıyorum. Hayatını kaybeden güvenlik görevlimize ve vatandaşlarımıza rahmet niyaz ediyor, elim olayda yitirdiğimiz yabancı misafirlerimizi tazimle anıyorum. Hayatlarını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Milletimizin huzuruna kastedenler ve onların taşeronları, sivilleri de hedef alan menfur saldırılarla, ülkemizi istikrarsızlaştırmaya, halkımızın moralini bozarak kaos oluşturmaya çalışıyorlar. Ancak bizler milletçe soğukkanlılığımızı muhafaza etmek, birbirimizle daha fazla kenetlenmek suretiyle, bu tür kirli oyunlara asla geçit vermeyeceğiz.
REİNA'DAKİ SALDIRIYA SPOR CAMİASINDAN TEPKİ
SONUNA KADAR MÜCADELE
Terörle mücadelesini sürdürmekte olan Türkiye, vatandaşlarının güvenliğini ve huzurunu sağlamak için ne gerekiyorsa yapmak konusunda kararlıdır. Farklı terör örgütlerinin ülkemizi hedef aldığı bu saldırıların, bölgemizde yaşanan hadiselerden bağımsız olmadığının farkındayız.
Ülkemize yönelik tehditleri ve saldırıları, kaynağında yok etme konusunda da kararlıyız. Bu süreçte kaybettiğimiz her bir can, yüreğimizi dağlamakla birlikte, mücadele azmimizi kamçılamakta, kararlılığımızı perçinlemektedir. Ülke ve millet olarak, terör örgütlerinin ve arkalarındaki güçlerin sadece silahlı değil, ekonomik, siyasi, sosyal saldırılarına karşı da sonuna kadar mücadele edeceğiz."

Cumhurbaşkanı, Ortaköy’deki terör saldırısını kınayarak, “Milletçe kenetlenip bu kirli oyunlara geçit vermeyeceğiz. Tehditleri kaynağında yok edeceğiz” dedi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul'daki terör saldırısını şiddetle kınadığını belirterek,"İstanbul'daki vahşi saldırı, terörün ayrım yapmadan kan dökmeyi, can acıtmayı hedeflediğini açıkça ortaya koymuştur. Ancak milletçe kenetlenmek suretiyle, bu kirli oyunlara asla geçit vermeyeceğiz" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör saldırısını kınayan yazılı açıklamasında özetle şöyle dedi:

 "2017'nin ilk saatlerinde meydana gelen terör saldırısını şiddetle kınıyorum. Hayatını kaybeden güvenlik görevlimize ve vatandaşlarımıza rahmet niyaz ediyor, elim olayda yitirdiğimiz yabancı misafirlerimizi tazimle anıyorum. Hayatlarını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Milletimizin huzuruna kastedenler ve onların taşeronları, sivilleri de hedef alan menfur saldırılarla, ülkemizi istikrarsızlaştırmaya, halkımızın moralini bozarak kaos oluşturmaya çalışıyorlar. Ancak bizler milletçe soğukkanlılığımızı muhafaza etmek, birbirimizle daha fazla kenetlenmek suretiyle, bu tür kirli oyunlara asla geçit vermeyeceğiz.

SONUNA KADAR MÜCADELE

erörle mücadelesini sürdürmekte olan Türkiye, vatandaşlarının güvenliğini ve huzurunu sağlamak için ne gerekiyorsa yapmak konusunda kararlıdır. Farklı terör örgütlerinin ülkemizi hedef aldığı bu saldırıların, bölgemizde yaşanan hadiselerden bağımsız olmadığının farkındayız.

Ülkemize yönelik tehditleri ve saldırıları, kaynağında yok etme konusunda da kararlıyız. Bu süreçte kaybettiğimiz her bir can, yüreğimizi dağlamakla birlikte, mücadele azmimizi kamçılamakta, kararlılığımızı perçinlemektedir. Ülke ve millet olarak, terör örgütlerinin ve arkalarındaki güçlerin sadece silahlı değil, ekonomik, siyasi, sosyal saldırılarına karşı da sonuna kadar mücadele edeceğiz."

Bakanlar Kurulu, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde toplanacak Bakanlar Kurulu toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılacak.

Bakanlar Kurulu toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılacak.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilecek toplantı, bugün saat 14.00'te başlayacak.

FETÖ'nün iç savaş planı devrede.Türkiye'nin birçok cephede yeni istiklal mücadelesi verdiği ve terör örgütleri ile mücadelesinde büyük başarılar sağladığı bu dönemde “Üst akıl” son bir saldırı için düğmeye bastı. Üst akılın maşası FETÖ ve diğer gruplar iç savaş ve kaos planlarını devreye soktu.

2017 yılına girildiği ilk saatlerde İstanbul Ortaköy'deki Reina gece kulübüne yönelik terör saldırısı ile Türkiye'ye topyekün saldırının da düğmesine basıldı. Reina'ya saldırı gerçekleştiği dakikalarda Fetullahçı Terör Örgütü de Fenerbahçe futbol kulübüne yönelik şike kumpasındaki montajlı kurgu kasetlerini internete servis etti. Kurgu tapelerin saldırı ile eşzamanlı olarak paylaşılması dikkat çekti. Bu olay üst aklın ve terör örgütlerinin aynı merkezden yönetildiği gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Futbol taraftarlarını birbirine düşürme ve provoke etme amaçlı saldırının, Reina'daki kanlı terör eylemiyle aynı anda gelmesi, Türkiye'ye yönelik çok büyük bir kaos planının devreye sokulduğunu gösteriyor.

KAHVEHANELERİ DOLANARAK PROVOKASYONA BAŞLADILAR

Görüntülerde kahvehanelere girerek insanları yalanlarıyla provoke edip sokağa dökmeye ve sokakları da karıştırmaya çalışan bir grup görülüyor..

Yine sosyal medyada uzun süredir pasif olan Gezici hesaplar yeniden aktive edildi.
Son dönemde yaşanan ve ince ayrıntısına kadar planalanan saldırılardan sonra harekete geçen ve üst akıldan emir alan sosyal medya hesapları toplumun ayrı ayrı tüm kesimlerini birbirlerine karşı kışkırtma planını devreye soktu. Saldırı yapılan mekanın sahibinin alevi olması üzerinden provokasyona başlayan bazı hesaplar ve siteler, Diyanet'in hutbesini de paylaşarak Diyanet'i hedef göstermeye çalıştı.

2017 yılının ilk saatleriyle birlikte sahneye konulan plan belli… Fırat Kalkanı ile Suriye'deki hesapları bozulan "üst akıl", tüm unsurlarıyla saldırıya geçti. El Bab'ı Türk ordusunun ele geçireceği, PYD ve DEAŞ terör örgütlerinin Türkiye ile Rusya arasındaki yeni bir oyunla bölgededen temizleneceği bir süreçte, PKK ve DEAŞ'ın ipini elinde tutan "üst akıl" yani derin NATO, ABD ve Avrupa Birliği'nin bazı ülkeleri, Türkiye'yi ele geçirecek yeni bir kaos planını devreye soktular.

Hesap net… Katliamlarla, kanla, terörle ülkede iç savaş ve kaos çıkarmak… Bunun için tüm sinir uçlarını tahrik edecekler. Fenerbahçe'ye şike kumpasındaki montaj tapelerinin yeniden servis edilmesinin amacı futbol taraftarlarını kışkırtmak ve o kesimde bir çatışma yaratmak… Otobüslerde, metroda, tramvayda, kahvelerde, insanların olduğu her yerde provokatörler görev alacak. Toplumu tahrik edecek her saldırıyı gerçekleştirecekler.

KOAS VE İÇ SAVAŞ PLANINI DEŞİFRE EDİYORUZ:
Laiklik provokasyonuyla dindar ve laikler arasında bir çatışma yaratmak…

Alevi-Sünni provokasyonu ile mezhep çatışması oluşturmak…

Provokasyonu başarabildikleri anda da sokaklara dökülüp ülkede iç savaş ve kaosu alevlendirmek…

Bu süreçte de suikastler yapıp Türkiye'yi yönetilemez hale getirmek…

En sonunda ülkeyi askeri darbeye kadar götürüp, "üst akıl"a teslim etmek…

Plan bu ve Türkiye'yi karıştıracak her yolu deniyorlar.

FETÖ, DEAŞ, PKK, HDP, CHP, sol örgütler, kemalistler tamamen bu plana göre hareket ediyorlar.

Başardıkları ilk kıvılcımla ülkeyi yangın yerine çevirecekler.

Bunun için dindarlara saldırıp provokasyon yapabilirler, Alevilere aynı şekilde bir operasyon yapabilirler.

Gezi'den bildiğimiz sosyal medya provokatörleri yeniden sahnede. FETÖ operasyonun tam da merkezinde. FETÖ ve PKK ile bağlantılı medya tam da provosyonun ortasında. Odatv, Birgün gazetesi, Doğan medyası tamamen bu kaos için çalışacak.

Odatv'nin Reina'daki terörün ardından Diyanet İşleri Başkanlığını ve Noel kutlamayı eleştiren Müslümanları hedef göstermesi tamamen bu plana dayalı yayıncılık…

CHP'nin Reina saldırısı sonrası "laiklik çözüm" çıkışı da laikliği kaşıyan bir iç çatışma amacı taşıyor.

O nedenle provokasyonlara karşı tüm Türkiye uyanık olmalı.

Oyuna gelmemeliyiz.

Bu kez vahşice, topyekün ve ölümüne üzerimize geliyorlar.

Türkiye gerçek anlamda bir Kurtuluş Savaşı verecek…

‘50 kişi bir tuvalete saklandık’Görgü tanıkları dehşet anlarını anlattı: Teröristle göz göze geldik. Tuvaletlere 50’şer kişi girip saklandık. Bir saat orada bekledik. Her yer cesetlerle ve yaralılarla doluydu

Reina'daki saldırının tanıklarından Metin G., dehşet dolu anları SABAH'a anlattı: "3 arkadaş rezervasyonumuz vardı. Önce güvenlikleri geçtik, sonra ikinci kapıda x-ray'de bekleyen arkadaşa ücret ödeyecekken bir anda silah sesleri duyduk. Tuvalete yakın olan kapıya doğru koştuk. Saldırgan birinci kapıyı geçip merdivenlerden inip ikinci kapıya geldi.

'İKİ SİLAH TAŞIYORDU'
İlk olarak sağ taraftaki cam kapıya ateş etti. Kapıdaki güvenlikler dahil herkes mekan içine kaçmaya başladı. Bize doğru dönünce teröristle göz göze geldik. Üstümüze ateş açmaya başlayacakken kısmetimize kapı açık olduğu için oradan daldık. Terörist ana kapıdan girerken elinde iki uzun namlulu silahla ateş etmeye devam etti. Barda düşen insanları gördüm. Barı tarayan saldırganı görünce bir daha geri dönerek tuvalete girdik. Bay ve bayan tuvaletine yaklaşık 50'şer kişi girdik. Tuvalet ağzına kadar dolunca hemen kapıyı kilitledim. Yaklaşık bir saat orada kaldım. Silah sesleri duymaya devam ettik. Ağlamaları, bağırışmaları tahmin bile edemezsiniz. Daha sonra ışıklar kapandı. 'Teslim ol' çağrılarını bir kaç el daha silah sesi izledi. Sonra da Çevik Kuvvet bizi tuvaletten aldı. Yerde bir sürü gencecik ceset gördüm. Yaralılar ise şok geçirmiş, konuşamıyordu. Terörist genç biriydi, yüzünün yarısı atkıyla kapalıydı. 1.75 boylarında lacivert parke, jean pantolon, siyah bot giymişti. Bere, sırt çantası, iki de uzun namlulu silah taşıyordu. Biri pompalıydı galiba. Uzun süre bu şoku atlatamayacağım."

'Eşim üzerime kapandı'
Sinem Uyanık: Silah sesinden sonra birden bire insanlar koşuşturmaya başladılar. Eşim Lütfü Uyanık (36) beni korumak için üzerime atladı. Etrafı bir anda duman kapladı. Eşim vurulmuştu, kanlar içindeydi. Koşan ve kaçan herkese ateş ediyorlardı. Etrafta yaralılar vardı. Çok korkunçtu. İçerisi barut kokuyordu. Sonra Özel Harekât polisi içeriye girdi ve bizi çıkardı. Eşim hayati tehlikeyi atlattı.
Bir gece kulübü çalışanı: Mekanda garsonum. En az 500-600 kişi vardı. Birden panik olduk, aşağı indik saklandık. İki kişilermiş ama ben birini gördüm. İçeride çok yaralı vardı.
Bir yaralı: Herkesi taradı. Sağ olanların başına sıktı.
Bir kadın tanık: Saate en son baktığımda 01.30 sıralarıydı. Annemi aradım. 'Bizi vurdular, eşim öldü' dedim. Hiç konuşmuyordu. Sonra Özel Harekât polisleri içeri girdi. Allahıma sığındım. İnsanlar üstümüze basarak geçtiler. O barut kokusunu hâlâ alıyorum. İhaneti görmek için FETÖ dizilerini tekrar izleyinTahşiyeciler kumpasından Rusya Büyükelçisi Karlov’a gerçekleştirilen suikaste kadar birçok FETÖ eyleminin aylar önce STV dizilerinin senaryolarına eklenmesi bir rastlantı mı? FETÖ’nün kripto elemanları sinema ve dizi sektöründe hala etkili mi? Örgütün bu kadar büyümesinde sinema ve dizi sektörünün etkisi oldu mu? Bu soruları, örgütü 40 yıldır yakından tanıyan yönetmen ve sinema yazarı Mesut Uçakan’a sorduk.

Tahşiyeciler kumpasından Rusya Büyükelçisi Karlov'a gerçekleştirilen suikaste kadar birçok FETÖ eyleminin aylar önce STV dizilerinin senaryolarına eklenmesi bir rastlantı mı? FETÖ'nün kripto elemanları sinema ve dizi sektöründe hala etkili mi? Örgütün bu kadar büyümesinde sinema ve dizi sektörünün etkisi oldu mu? Bu soruları, örgütü 40 yıldır yakından tanıyan yönetmen ve sinema yazarı Mesut Uçakan'a sorduk.

FETÖ'NÜN TV DİZİSİ ÜZERİNDEN İHANETİNİ 17 ARALIK'TA GÖRDÜK
-Sinema ve dizi sektöründe FETÖ yapılanmasının etkisini ne zaman hissettiniz?

-Doğrusu FETÖ'cülerin çektiği filmleri dizileri pek izlemeye değer bulmazdım. Çok azını seyredebildim. Samanyolu TV'de kimi dizilere de şöyle üstünkörü baktıklarım olmuştur. Orada yüzlerini görmediğimiz sadece elleri parmakları gözüken tiplerle sürekli kumpaslara dönük anlatımlar bana garip gelmişti. Ama her birinin planlı bir operasyonun parçası olduğunu ne yazık ki 17 -25 Aralık'tan sonraki süreçte fark edebildik.

TAKTIKLARI MASKE GERÇEĞİ GÖRMEMİZİ ENGELLEDİ
-Sizin sanat hayatınızda bu yapı ile yolunuz hiç kesişti mi?
-Kesişmeyen kimse var mı? Hele ki bir sanat adamıysanız, hele ki filmlerinde dinî inancını eksen edinen sektördeki bir iki isimden biriyseniz… Benim inancımla örtüşmeyen kesimlerle de yollarım kesişmiştir. Bu hayatın doğal yansıması. Ancak, Cumhurbaşkanımızın "İhanet Çetesi" ve "Paralel Yapı" olarak ifade ettiği bu kesimin üst kattakilerin yüzlerindeki maske, saf Müslüman maskesi kabul edelim ki kendilerinden şüphelenmiş olsak bile ters tavırlar almamızı engelledi.

HER SEFERİNDE REDDETTİM
-Size hiç teklifte bulundular mı?
-
Bulunmaz olurlar mı? Ama hiçbirini kabul etmedim. 28 Şubat'tan sonra ekonomik olarak çok sıkıntılar çektim, yalnız bırakıldım ve karnımı doyurmak için sinemaya ara verip reklama, tanıtıma yöneldim. Haliyle sinemadan 7- 8 yıl uzak düşmek zorunda kaldım. Tekrar sinemaya dönmek istiyordum ama imkanlarım yoktu. Samanyolu TV'de drama bölümüne bakan kişi benimle temas kurdu. Kendilerine sürekli dizi çekmem için ricada bulundu ama her defasında bir bahane uydurarak reddettim. O parasızlıkla boğuştuğum, bir işe o kadar çok ihtiyacımın olduğu şartlarda bile…

O GÜNKÜ TEDİRGİNLİĞİM ŞİMDİ NEFRETE DÖNÜŞTÜ
-Neden reddettiniz?
-
O teklifler reddetmemi Rabbimin bir lütfu, bir koruması olarak görüyorum. Bunun birinci sebebi mesleki duruşumdu. Yani ben sinemada birinci lig de oynarken bırakmıştım, tekrar birinci ligde çıkmalıydım sahaya. Oysa Samanyolu TV dizi sektörü bile mevzuu bahis olsa kalite olarak mahalle takımı seviyesindeydi. İkinci ve asıl sebebi ise o camiaya karşı içimde çöreklenen tedirginlikti… İyi ki vardı bu tedirginlik. Şimdi o tedirginlik tam bir nefrete dönüşmüş durumda…

DİĞER MÜSLÜMANLARI AŞAĞILIYORLARDI
-Niye oluştu bu tedirginlik içinizde?
-Fethullah Gülen denilen garabetin söylemleri, fetvaları, başörtüsü füruattandır lafı, özellikle kendisine bağlı subaylara verdiği söylenen talimatlar… Gerekirse içki bile için, karınızın başını açın, namazları akşamları evde kaza edin türü herzelikler… Keza, "Biz sizin misyonunuz için varız!" cümleleriyle Papa'ya yazdığı o mektup… Dinler arası diyalog gibi Hristiyanlıktan otlayarak yumurtladığı saçmalıklar… Bir ateiste bile kucak açıp, din kardeşi hüviyetindeki başka bir cemaati kafirden beter görmeler… Hele son yıllarda artık dini bir cemaat değil iyice şirketleşmiş koca bir gövde oluşturmaları… Gidişlerinde bir gariplik olduğu çok açıktı…

FİTNENİN TOHUMLARI 70'LERDE EKİLDİ
-TRT'de yayınlanan ve yönetmenliğini yaptığınız "Sevda Kuşun Kanadında" dizisinde Fetullah Gülen'in ortaya çıkışını da işlediniz.

-Sevda Kuşun Kanadında, bir kuşak çatışmasını anlatıyor. İlk defa dizi sektöründe, milli muhafazakar bir bakışla ele alıyoruz olayları…MTTB'nin Büyük Doğu neslini mihvere oturtarak o dönem gençliğinin fotoğrafını objektif bir bakışla çekmeye çalışıyoruz. Bir nesli ama idealist bir nesli anlattığımız için de o neslin yetişmesinde katkıda bulunan kültür, sanat, siyaset ve din adamlarına yeri geldikçe yer veriyoruz. Haliyle o nesli baştan çıkarmak için çırpınan karanlık tiplere de dikkat çekiyoruz. FETÖ bu tiplerin başında geliyor. Onun o dönem fitnelerini ele alırken, 15 Temmuz ruhuyla gerçek niyetini faş ederek, bugüne gönderme yapan cümlelerle verelim istedik. Zira ülke ihanetler sarmalında, algı kargaşasında kıvranıyor. Milletin bu tür anlatıma ihtiyacı var.

BAŞTAN BERİ VATANI SATMAK VE DİNİ TAHRİP İÇİN…
-Onun olduğu bölümlerin senaryosuna nasıl çalıştınız ve ne tür tepkiler aldınız?

-15 Temmuz ise onun hakkında bütün bildiklerimizin aslında aysbergin küçük bir parçası olduğunu gösterdi. Meğer FETÖ de bir maskeymiş! DEAŞ gibi, PKK gibi, PYD gibi…FETÖ için iki ihtimal var: Ya baştan beri bu vatanı satmak, bu dini tahrip etmek için girdi operasyonun içine; ya da kendinin de bir maske olduğunu fark edemeyecek, kainat imamı zannedecek kadar paranoyak… Biz paranoyaklığı da dışlamadan ilk ihtimal üzerinde durduk. Bunun bulguları, delilleri medyada zaman zaman yer aldı, alıyor da… Zaten en büyük gerçekleri de 15 Temmuz da millet yazmadı mı? Halk FETÖ ile ilgili çektiğimiz sahneleri beğendi, haberlerde, sosyal medyada konuştu.

FETÖ'NÜN KÜLTÜR SANATA İLGİSİ BÜYÜK PLANIN BİR PARÇASIYDI
-Her alanda tekelleşmeyi hedefleyen FETÖ yapılanması kültür sanat hayatında ne tür etkiler bıraktı?

-Müslüman Muhafazakâr camianın zenginleri, televizyona siyasi ve popüler saiklerle ilgi gösterdi. "Sinemaya ilgi gösterin, muhteşem bir tebliğ ve irşad aracı" dedik pek duyan olmadı zamanında. Ve biz projelerimizi uzun müddet gerçekleştiremedik. FETÖ işin başından beri bu sektörün önemini gördü. Ama, bir konuda kapalı yürüdü: Kadro kurar gibi ısrarlı şekilde kendi elemanlarını yetiştirmek için uğraştı. Bu benim dikkatimi çekiyordu. Şimdi anlaşılıyor ki bu da büyük planın bir parçası.

KAMUOYU OLUŞTURMAK İÇİN DİZİLERİ KULLANDILAR
-FETÖ yapılanmasının bu kadar büyümesinde TV, sinema ve tiyatroyu bir propaganda aracı olarak görmesinin bir etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?

-Bundan emin olun; bu böyledir. Biz bunu hala anlamadık ama onlar anladılar. Kendi lehlerine kamuoyu oluşturabilmek için çok çalıştılar. Bunun temelinde ihanet vardı, fitne vardı, vatanı satmak vardı, dini satmak vardı. Ama, millete şırınga ettikleri pis kanla milletin temiz kanı uyuşmadı.

TV DİZİLERİNİ OPERASYONEL OLARAK KULLANMALARINA HİÇ ŞAŞIRMADIM
-FETÖ'nün birçok önemli operasyonu aylar önce dizilerinde anlatılıyor. FETÖ'nün bu propaganda yöntemi hakkında ne düşünüyorsunuz?

-FETÖ, Patolojik bir vak'a bana göre. Baştan beri bu millete karşı bir ihanet içinde ama bu ihaneti kendine masum gösteren paranoyak bir tarafı var. Onun inceden inceye bu tür yöntemlerle toplumsal mühendislik yapacak zeka ve kabiliyete sahip olduğunu sanmıyorum. Devletin kılcal damarlarına kadar sızmış olan olağanüstü bir planlama ancak büyük bir istihbarat ekibinin işi olabilir. Hem de son derece tecrübeli bir ekibin… Şimdi, çeşitli uyduruk haberlerle bizim üzerimize gelmeye çalışıyorlar… Çamur at izi kalsın babından mide bulandırıcı fitne yöntemleri… 15 Temmuz ruhunu istismar etmeye ve geri püskürtmeye yönelik boş çabalar. Bekliyordum. FETÖ'nün kriptolar üzerinden hala etkisini yürüttüğü bir dönemde FETÖ'nün fitnelerini anlatan bir diziye bu saldırılar yapılmamış olsaydı şaşardım zaten. Alakasız ve aptalca bir yerden vurmaya kalkıştılar. Artık bu tür pamuk ipliği türünden bağlantılardan, yalan ve iftiralardan medet ummaya başladıklarına göre iyice dibe vurmuşlar demek ki…

SİNEMADA ŞİŞİRİLMİŞ RAKAMLAR
-FETÖ'nün Sinema filmlerini 10 milyonun üzerinde izleyici takip etmiş. Bu filmlerdeki amaç nedir?
-Bu izleyicilerden çoğu, bilet al ama sinemaya da gitmesen olur, boş salonlara da oynasa önemi yok türünden şişirilmiş rakamlar. Aynen Zaman gazetesinin tirajlarının şişirilmesi, FETÖ'nün TVlerinin reytinglerinin yüksek gösterilmesi gibi sahtekarlıklarla dolu… 15 Temmuz'da ne kadar sanal olduklarını, ne kadar şişirildiklerini bu halk onlara gösterdi. Ama, dine hizmet gibi sunulan bu eylemlerde amacın ne olduğunu hepimiz g biliyoruz artık: Bir toplumu medya üzerinden manipüle etmek…

DİZİLERDE HASAN SABBAH SAPKINLIĞININ İLK İŞARETİ VERİLDİ
-FETÖ dizilerinde İslam'ın temel inanç esaslarına da aykırı birçok bölümün yer aldığını gördük, biliyoruz. Bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

-FETÖ operasyonu, rüya gibi, vatan millet gibi, dahası merhamet, diyalog, peygamber, hikmet, sır gibi İslam'ın pek çok kutsalını kullanmış, kirletmeye çalışmış, istismar etmiş, karikatürize ederek alay konusu yapmıştır. Burada sizin örneğinize ek olarak birkaç misal de ben vereyim. "Ve İnsan Aldandı" diye bir dizileri vardı. Bu dizide şeytan açıkça bir insan figürü üzerinden resmediliyordu. Bir diğer dizide de Azrail ile Zebaniler canlandırılıyordu. Başka bir dizide de Cennet tasvir edilmişti. Aynen Hasan Sabbah'ın Fedailerine vaaddettiği sahte cennetin bir benzeri gibi…

MİLLİ SİNEMA BİREYSEL ÇABALARA MAHKUM EDİLDİ
-Cumhurbaşkanı en çok eksik olduğumuz konunun kültür, sanat ve eğitim olduğunu söyledi geçtiğimiz hafta. Milli Sinema ve bunun beraberinde diğer sanat dalları neden istenilen seviyede değil?

-Çünkü Milli Sinema uzun yıllar bireysel çabalara mahkum edildi. Bu alana gerçek yatırım yapılmadı. Benim gibi tabiri caizse "züğürt" yönetmenlerin eline bırakıldı. Şimdilerde ise TRT'nin doldurduğu bir boşluk var ancak genele bakarsak halen de aynı durum devam ediyor. Milli Sinema, eğlendiren ama başta fikir, estetik ve ahlak sancısı olan bir hareket. Bu sancılar filmlere dizilere yansımalı. Basit sulu anlatımlarla salt eğlendirmeye, vakit öldürmeye dönük içi boş yapımlarla bunu yapamazsınız. Özellikle, seyirci çekmek için horoz yarışına dönen hasılat ve reyting pazarına mahkum bir mantıkla çok zor.

MESLEK HAYATIM BOYUNCA BUNUN ACISINI ÇEKTİM
-Sinema, tiyatro ve TV dizi sektörü başta olmak üzere sanat dallarında belli bir kesimin tekelinde olduğunu düşünüyor musunuz?

-Düşünmüyorum, görüyorum!.. 40 yıllık sanat hayatımda hep gördüm… Gördüm ve yaşadım… Meslek hayatım boyunca da bunun çok acısını çektim. Bahsettiğiniz kesim, çektiği sinema filmleriyle, çektiği dizilerle yeni bir toplum inşa etmeye etmeye çalıştı ve biz hep onları seyretmek zorunda kaldık.

FIRSAT VERİLMELİ
-Sizin de öncülüğünü yaptığınız Milli Sinema ve diğer sanat dallarında gelişim nasıl sağlanabilir?

-Sinemada dini ve milli hislerle sinema yapan yönetmenlere, yapımcılara fırsat oluşturulması gerekiyor. İşin özü bu. Bunun formülleri üzerinde konuşmalıyız. Bu meyanda bu davala sahip çıkmada TRT'nin mevcut ekibinin yeri büyük. Ancak, sinema alanı biraz sahipsiz duruyor. Burada, devletin mutlaka bir katkısı olacaktır elbette ama asıl idrak ve tatbik bizimle aynı duygulara sahip sermayedarlarımızdan gelmeli. Ben bu konuda ümidimi koruyorum ve artık bu konunun ihmal edilmeyecek kadar önemli olduğunu düşünüyorum.

FETÖ'nün iç savaş planı devrede.Türkiye'nin birçok cephede yeni istiklal mücadelesi verdiği ve terör örgütleri ile mücadelesinde büyük başarılar sağladığı bu dönemde “Üst akıl” son bir saldırı için düğmeye bastı. Üst akılın maşası FETÖ ve diğer gruplar iç savaş ve kaos planlarını devreye soktu.

2017 yılına girildiği ilk saatlerde İstanbul Ortaköy'deki Reina gece kulübüne yönelik terör saldırısı ile Türkiye'ye topyekün saldırının da düğmesine basıldı. Reina'ya saldırı gerçekleştiği dakikalarda Fetullahçı Terör Örgütü de Fenerbahçe futbol kulübüne yönelik şike kumpasındaki montajlı kurgu kasetlerini internete servis etti. Kurgu tapelerin saldırı ile eşzamanlı olarak paylaşılması dikkat çekti. Bu olay üst aklın ve terör örgütlerinin aynı merkezden yönetildiği gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Futbol taraftarlarını birbirine düşürme ve provoke etme amaçlı saldırının, Reina'daki kanlı terör eylemiyle aynı anda gelmesi, Türkiye'ye yönelik çok büyük bir kaos planının devreye sokulduğunu gösteriyor.

KAHVEHANELERİ DOLANARAK PROVOKASYONA BAŞLADILAR

Görüntülerde kahvehanelere girerek insanları yalanlarıyla provoke edip sokağa dökmeye ve sokakları da karıştırmaya çalışan bir grup görülüyor..

Yine sosyal medyada uzun süredir pasif olan Gezici hesaplar yeniden aktive edildi.
Son dönemde yaşanan ve ince ayrıntısına kadar planalanan saldırılardan sonra harekete geçen ve üst akıldan emir alan sosyal medya hesapları toplumun ayrı ayrı tüm kesimlerini birbirlerine karşı kışkırtma planını devreye soktu. Saldırı yapılan mekanın sahibinin alevi olması üzerinden provokasyona başlayan bazı hesaplar ve siteler, Diyanet'in hutbesini de paylaşarak Diyanet'i hedef göstermeye çalıştı.

2017 yılının ilk saatleriyle birlikte sahneye konulan plan belli… Fırat Kalkanı ile Suriye'deki hesapları bozulan "üst akıl", tüm unsurlarıyla saldırıya geçti. El Bab'ı Türk ordusunun ele geçireceği, PYD ve DEAŞ terör örgütlerinin Türkiye ile Rusya arasındaki yeni bir oyunla bölgededen temizleneceği bir süreçte, PKK ve DEAŞ'ın ipini elinde tutan "üst akıl" yani derin NATO, ABD ve Avrupa Birliği'nin bazı ülkeleri, Türkiye'yi ele geçirecek yeni bir kaos planını devreye soktular.

Hesap net… Katliamlarla, kanla, terörle ülkede iç savaş ve kaos çıkarmak… Bunun için tüm sinir uçlarını tahrik edecekler. Fenerbahçe'ye şike kumpasındaki montaj tapelerinin yeniden servis edilmesinin amacı futbol taraftarlarını kışkırtmak ve o kesimde bir çatışma yaratmak… Otobüslerde, metroda, tramvayda, kahvelerde, insanların olduğu her yerde provokatörler görev alacak. Toplumu tahrik edecek her saldırıyı gerçekleştirecekler.

KOAS VE İÇ SAVAŞ PLANINI DEŞİFRE EDİYORUZ:
Laiklik provokasyonuyla dindar ve laikler arasında bir çatışma yaratmak…

Alevi-Sünni provokasyonu ile mezhep çatışması oluşturmak…

Provokasyonu başarabildikleri anda da sokaklara dökülüp ülkede iç savaş ve kaosu alevlendirmek…

Bu süreçte de suikastler yapıp Türkiye'yi yönetilemez hale getirmek…

En sonunda ülkeyi askeri darbeye kadar götürüp, "üst akıl"a teslim etmek…

Plan bu ve Türkiye'yi karıştıracak her yolu deniyorlar.

FETÖ, DEAŞ, PKK, HDP, CHP, sol örgütler, kemalistler tamamen bu plana göre hareket ediyorlar.

Başardıkları ilk kıvılcımla ülkeyi yangın yerine çevirecekler.

Bunun için dindarlara saldırıp provokasyon yapabilirler, Alevilere aynı şekilde bir operasyon yapabilirler.

Gezi'den bildiğimiz sosyal medya provokatörleri yeniden sahnede. FETÖ operasyonun tam da merkezinde. FETÖ ve PKK ile bağlantılı medya tam da provosyonun ortasında. Odatv, Birgün gazetesi, Doğan medyası tamamen bu kaos için çalışacak.

Odatv'nin Reina'daki terörün ardından Diyanet İşleri Başkanlığını ve Noel kutlamayı eleştiren Müslümanları hedef göstermesi tamamen bu plana dayalı yayıncılık…

CHP'nin Reina saldırısı sonrası "laiklik çözüm" çıkışı da laikliği kaşıyan bir iç çatışma amacı taşıyor.

O nedenle provokasyonlara karşı tüm Türkiye uyanık olmalı.

Oyuna gelmemeliyiz.

Bu kez vahşice, topyekün ve ölümüne üzerimize geliyorlar.

Türkiye gerçek anlamda bir Kurtuluş Savaşı verecek…

Son Dakika: TSK'dan flaş Ortaköy saldırısı açıklamasıTürk Silahlı Kuvvetleri'nden 39 kişinin yaşamını yitirdiği İstanbul Ortaköy'deki terör saldırısına ilişkin açıklama geldi

TSK: İstanbul Ortaköy'de alçakça ve hunharca gerçekleştirilen menfur terör saldırısını şiddetle lanetliyoruz. Terörle mücadelemiz aynı azim ve kararlılıkla devam edecektir.

Kurbanlardan geriye acı hikâyeleri kaldıİlk vurulanlardan olan Reina’nın Güvenlik Amiri Fatih Çakmak’ın ağabeyi “Kardeşim 3 kuruş için nöbet tutuyordu” diyerek gözyaşı döktü. Güvenlik görevlisi Hatice Karcılar’ın cenazesi Erdek’e götürüldü

Reina'daki hain saldırıda ölen 39 kişiden geriye acı hikâyeleri kaldı. Tıpkı Güvenlik Amiri Fatih Çakmak'ın hikâyesi gibi. Birçok kulübün stadında ekibiyle birlikte görev yapan Fatih Çakmak (36), yılbaşı gecesi ekibiyle birlikte Reina'nın güvenliğinden sorumluydu. Giriş kapısında bulunan Çakmak, teröristin silahından çıkan ilk kurşunlara hedef olarak hayatını kaybetti.

ACILI AĞABEYİN İSYANI
Adli Tıp'ta cenazeyi almaya gelen ağabeyi Erkan Çakmak ise kendisini sakinleştirmek isteyenlere, "Yüreğim yanıyor. Hayatta polisle işim olmazdı. Bir kere kapıma geldiler, kardeşimin ölüm haberini verdiler. Kardeşim 3 kuruş için nöbet tutuyordu. Bir hiç uğruna öldürüldü" diyerek gözyaşı döktü.

KARANLIK GECEDEN KARELER

2 ÇOCUK BABASIYDI
Saldırıda ölen güvenlik görevlisi Hatice Karcılar'ın cenazesi de ailesi tarafından Adli Tıp Kurumu'ndan alınarak Erdek'e götürüldü. Karcılar'ın kısa süre önce Beşiktaş'ta yaşanan bombalı saldırı sonrası sosyal medyada, "Severek geldiğim, görmek için göreve gelmek için can attığım yerdin. Artık her gördüğümde acı vereceksin" notunu paylaştığı görüldü.


Saldırıda yaşamını kaybeden garson Kenan Kutluk evli ve 2 çocuk babasıydı. Mekânın sevilen isimlerindendi. Kutluk'tan geriye ise Reina'ya gelen Mesut Özil, Diego Costa ve sanatçı Zülfü Livaneli gibi isimlerle çekilen fotoğrafları kaldı.


TURİST KAFİLESİNİ GETİRMİŞTİ
Saldırının bir diğer kurbanı Gümrükçü Mustafa Kaya ise 32 yaşındaydı. İş arkadaşlarıyla birlikte eğlenmek için Reina'ya gitmişti. Cenazesi memleketi Kastamonu'ya götürüldü.
Turizmci Ayhan Arık, 60 kişilik Arap kafileyi gece kulübüne getirmişti. Yakını Veysel Gündoğan, Arık'ın vurulan ilk kişilerden biri olduğunu anlattı.


Turizmci Ayhan Arık, ailesi tarafından dün gözyaşları arasında toprağa verildi.


İsrailli Leanne Nasser 19 yaşındaydı.


Lübnanlı bankacı Haykal Mousallem de saldırıda can verdi.


Almanya'dan tatile gelen Mesut Gürbüz (28) de turizmciydi.


Iraklı Jamam Abbas, Kemerburgaz Üniversitesi'nde öğrenciydi.


Yunus Emre KAVAK - Furkan KARA - Barış SÖZAL - Zafer HALATÇI - Sercan İNCESU - Gül KİREKLO / SABAH

Reina'nın sahibi herkesi şoke eden o iddiayı yalanladı!Hürriyet Gazetesi’nin haberinde İstanbul Ortaköy’de gerçekleştirilen terör saldırısının 10 gün önceden ABD istihbaratı tarafından Rina’nın sahibi Mehmet Koçarslan’a bildirildiği iddia edilmiş ve güvenlik zaafına vurgu yapılmıştı. Koçarslan bugün tekrar bir açıklama yaparak bu iddiayı yalanladı.

Mehmet Koçarslan'ın bu sözlerinin Hürriyet internet sitesinde yayınlanmasının ardından sosyal medya üzerinden İçişleri Bakanlığı ve İstanbul emniyetine yönelik haksız saldırılar başladı. Bu yanlış algı operasyonuna Reina'nın sahibi Mehmet Koçarslan sert tepki gösterdi.

"SÖZLERİM ANLAMININ DIŞINDA PAYLAŞILDI"

Mehmet Koçarslan şunları söyledi: 'Sözlerim anlamının dışında paylaşıldı. İçim kan ağlıyor. Canlarımız öldü. Arkadaşlarım, misafirlerim öldü. İçim kan ağlıyor. Acımız bile tazeyken maalesef sözlerimden yanlış anlamlar çıkartılmış.

ABD İSTİHBARATI BANA BİLGİ VERMEDİ

Amerikan istihbaratı bana bilgi vermedi. 29 Ekim'de gazetelere, televizyonlara yansıyan ve kendi vatandaşlarına yönelik yaptıkları uyarıyı anlatmaya çalıştım. Dediğim sadece budur, verdiğim tepki buna yöneliktir. 17 Aralık'tan beri Beşiktaş'tan Bebek istikametine kadar İstanbul polisi 3 ayrı noktada kontrol noktası oluşturmuştu.

POLİS ARKADAŞLAR YAĞMURDA ÇAMURDA GÖREVİNİ YAPTI

Polis arkadaşlar yağmurda, çamurda görev yapıyor, aramalar gerçekleştiriyordu. Hatta dün bu kontrol noktaları 4'e çıkartılmış. Benim çalışanlarım bile işyerine bu aramalardan geçerek gelmişler. Bütün bu önlemlere rağmen hain saldırı gerçekleşti' dedi.

7 dakikada vahşetUzun namlulu silahla Ortaköy’deki eğlence mekânı Reina’ya giren terörist, yeni yılı kutlayanları taradı. 25’i yabancı 39 kişi hayatını kaybetti, 65 kişi yaralandı. Yaklaşık 7 dakika süren saldırının ardından üstünü değiştiren terörist kaçtı

İstanbul Ortaköy'deki ünlü gece kulübü Reina'ya dün 01.15 sıralarında taksiyle gelen kimliği belirsiz, siyah giyimli, sırt çantalı ve bereli bir terörist, Kalaşnikof silahıyla katliam yaptı. Terörist ilk olarak kulübün önünde güvenlik tedbiri alan polis memuru Burak Yıldız'ı (21) şehit etti. Hızla kapıya yönelen yönelen terörist, kapıdaki güvenlik görevlisine ve sigaraya çıkan müşterilere ateş ederek içeri girdi. İddiaya göre terörist içeri girer girmez sis bombası attı ve 700'den fazla davetlinin olduğu mekânı yaylım ateşine tuttu. Bazı kişiler denize atlayıp kurtulmaya çalışırken, saldırgan kaçmaya çalışan yaralı haldeki insanları da katletti. 6 şarjör boşaltan (yaklaşık 180 adet mermi sıkan) terörist üzerindeki kıyafeti çıkarıp mekândan ayrıldı. Güvenlik güçlerine göre terörist saldırıyı 7 dakika içinde gerçekleştirdi. Saldırının ardından bölgeye 100'e yakın ambulans ile çok sayıda polis ekibi ve Özel Harekât timleri sevk edildi. Polis hem karadan hem denizden bölgeyi abluka altına aldı.

SİLAHINI BIRAKTI
Terörist, saldırının gerçekleştiği dünyaca ünlü mekândaki ikinci katta olanlara ulaşamadı. Görgü tanıklarının ifadelerine göre tuvalette, masa altlarında ve diğer bölümlerde kalan insanları, Özel Harekât ve Çevik Kuvvet polisleri dışarıya çıkardı. Olayın ilk sıcak dakikalarında polis, çevredeki çok sayıda kişiyi emniyete götürerek el swap'larını aldı. Sabah saatlerine kadar ekipler olay yeri incelemesini sürdürdü. Silah olay yerinde bulundu. Öte yandan saldırının gerçekleştiği gece kulübü önünde bulunan taksi ise çekici aracına yüklenerek incelenmek üzere polis merkezine götürüldü. Taksinin şoförü ifadesi alınmak üzere emniyete alındı. Polis ekipleri, saldırıyı gerçekleştiren kişi ya da kişilerin bu taksi ile mekâna gelmiş olabileceği ihtimali üzerinde duruyor. Terör saldırısı sonucu hayatını kaybedenlerin cansız bedenleri ambulanslarla İstanbul Adli Tıp Kurumu Morgu'na götürüldü. Saldırının ardından trafiğe kapatılan Muallim Naci Caddesi yaklaşık 15 saat sonra yeniden açıldı. Saldırının gerçekleştiği Reina'ya itfaiye ekipleri Türk bayrağı astı.


Görgü tanıkları bazı kişilerin can havliyle denize atladığını anlattı. Olayın şokunu yaşayanlar saldırganın hedef gözetmeksizin etrafa ateş açtığını söyledi.

İKİ HAFTADIR KORUNUYORDU
Bu arada, saldırının gerçekleştiği Ortaköy-Arnavutköy-Bebek bölgesinde, bir terör eylemi yapılacağına yönelik istihbarat doğrultusunda 23 Aralık'tan bu yana emniyet tedbirleri alındığı bildirildi. Reina'nın sahibi Mehmet Koçarslan'ın da açıklamasında yer verdiği bilgiye göre, bölgede çadırlar kuruldu ve 24 saat esasına göre ekipler yerleştirildi. Sahil güvenlik ekipleri de denizde gerekli önlemleri aldı. Tüm önlemlere karşın saldırının yaşandığı kaydedildi. Bununla birlikte, 29 Aralık'ta da 'DEAŞ bombalı kamyon saldırısı' yapacak şeklinde ikinci bir istihbarat bilgisi de geldiği ifade edildi.


Yakınlarının ölüm haberini alanlar, Adli Tıp Kurumu önünde gözyaşı döktü.

'EMNİYET MÜDÜRÜ DAKİKALAR ÖNCE OLAY YERİNDEYDİ'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın da olay saatinden kısa süre önce bölgede tedbirleri denetlediğini söyledi. Soylu, "Gerek yabancı servislerden, gerekse kendi istihbarat örgütlerimizden bu tip ihbarlar gelmektedir. Türkiye'nin her tarafında tedbir aldılar ki en yoğun tedbirler de İstanbul'da alındı. Yılbaşından önce birçok operasyon da gerçekleştirildi" dedi.


Teröristin içeride yüzlerce kişiye kurşun yağdırdığı anlar, güvenlik kameralarınca kaydedildi. Saldırganın en net yüz görüntüsü de emniyet tarafından medya ile paylaşıldı.

KURBANLARIN ÇOĞU YABANCI UYRUKLU
Hayatını kaybeden 39 kişiden 38'inin kimliği belirlendi. 11'i Türk, biri hem Türk hem Belçika vatandaşı, biri de Iraklı 13 kişinin cenazeleri ailelerine teslim edildi. 25 kişinin ise yabancı olduğu tespit edildi. Cenazeleri bugün ailelerine teslim edilecek bu kişilerin 7'si Suudi Arabistan, 3'ü Lübnan, 2'şer kişi Tunus, Hindistan, Fas, Ürdün ve Irak, birer kişi ise Kuveyt, Kanada, İsrail, Suriye ve Rusya Federasyonu vatandaşı.

Kurbanlardan bazılarının isimleri de şöyle: 3 Burak Yıldız (22) - polis memuru 3 Fatih Çakmak (36) - güvenlik amiri 3 Yunus Görmek - güvenlik görevlisi 3 Hatice Karcılar - güvenlik görevlisi 3 Bahadır Çakır - güvenlik görevlisi 3 Kenan Kutluk - garson 3 Ayhan Arık-turizmci 3 Mesut Gürbüz 3 Mustafa Kaya (32) 3Jalal Abbas 3 Mustafa Sezgin Seymen 3 Büşra Kösa 3 Baran Cemal 3 Mustafa Barın 3 Hatice Aslandoğdu 3 Hafize Uyar 3 Mustafa Jalal Ahmed Abbas 3 Ahmed Saud Alfaoul 3 Mohammed Saud A Alfaoul 3 Ahmed Raad İsam 3 Altmanı Basmah Abourazaq 3 Leanne Nasser 3 Heykel Müsellem 3 Ayhan Arık 3 İlyas Vardini 3 Heykel Müsellem 3 Rita Şami.

Emir SOMER - Barış SÖZAL - Ferit ZENGİN - Ümit UZUN - Yunus Emre KAVAK - Furkan KARA - Zafer HALATÇI - Sercan İNCESU / SABAHDemirtaş’a bir dava dahaHDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a Ankara ve Diyarbakır'da açılan 4 davanın ardından İstanbul'da da 'Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Alenen Aşağılama' suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddianamesine göre dava süreci 4 Kasım 2015'te yapılan ihbarla başladı. Demirtaş'ın bir gazeteye verdiği röportajdaki ifadeleri üzerine soruşturma açıldı.

İddianamede Demirtaş'ın, "...AKP iktidarının artık eveleme geveleme hakkı ve şansı çoktan bitmiştir, katilsiniz, eliniz kanlıdır, yüzünüzden alnınızdan tırnağınıza kadar her yerinize kan sıçramıştır ve en büyük terör destekçisi olduğunuz ortaya çıkmıştır..." sözlerine yer verildi.

Demirtaş'ın suçu işlediğine dair yeterli delil elde edildiği ve TCK'nın 301/4 maddesi uyarınca 'soruşturma izninin' Adalet Bakanlığı'ndan verildiği aktarıldı.

Mahkeme, Demirtaş'ın SEGBİS (sesli ve görüntülü) aracılığıyla ya da mahkemede savunmasını yapıp yapmak istemediğinin kendisine sorulmasına karar verip duruşmayı erteledi. İddianamede Demirtaş'ın, "Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Alenen Aşağılama' suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.

4 DAVASI DAHA VAR
İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi'nde geçen hafta görülen davanın ilk duruşmasına Demirtaş'ın 4 avukatı katıldı. Demirtaş'ın avukatları savunmalarında, "Bu davanın düşürülmesini istiyoruz. Çünkü müvekkilimizin bu davadaki konuşmasıyla 28 Temmuz 2015'te TBMM grup toplantısında yaptığı konuşma aynıdır. Dokunulmazlığın kaldırılması ve tutuklanması anayasaya aykırıdır. Muhalefetin hükümeti eleştirmesi doğaldır" dedi.

ABD'den yalanlama geldiABD Ankara Büyükelçiliği, İstanbul'daki terör saldırısına ilişkin Reina'nın sahibinin söylediği "ABD istihbaratı bizi uyarmıştı" açıklamasını yalanladı.

ABD Büyükelçiliği'nden yapılan açıklama şöyle:

ABD Büyükelçiliği 22 Aralık tarihinde, Amerikan vatandaşlarının hedef alınabileceğine ya da şiddete maruz kalabileceğine dair belirtilerle her karşılaştığımızda yaptığımız gibi, Türkiye ve Avrupa'nın birçok kısmını kapsayan, yortu günlerine yönelik genel bir tehdit uyarısı yayınlamıştır. Bu açıklamada Amerikan vatandaşlarına şu gibi tavsiyeler iletilmiştir:

"Lokantalar, ticari merkezler, ibadet yerleri ve ulaşım merkezleri de dahil olup bunlarla sınırlı olmamak üzere, özellikle de Batılıların, turistlerin ve ülkede yaşayan yabancıların sıkça ziyaret ettiği bilinen yerlerde, mümkün olduğunca büyük kalabalıklardan ve kalabalık yerlerden kaçının."

BİLGİ SAHİBİ DEĞİLİZ VE UYARMADIK

‎Sosyal medyada dolaşan dedikoduların aksine, Amerikan hükümeti Reina kulübü dahil olmak üzere belirli eğlence yerlerine yönelik tehditlerle ilgili bilgi sahibi değildi ve Amerikan hükümeti Amerikalıları belirli mekanlar ya da mahallelerden uzak durmaları konusunda uyarmadı.

İŞBİRLİĞİMİZ SÜRECEK

ABD ve Türk kurumları terörle mücadelede yakın istişare içindedir, buna terör tehdidi şüphelerine ilişkin bilgi paylaşımı da dahildir. Bu işbirliği, bizler ortak terör tehdidiyle mücadele ederken sürecektir.

Günün erken saatlerinde Beyaz Saray ve Büyükelçiliğimiz tarafından da belirtildiği üzere, dün geceki terör saldırısını kati surette kınamaktayız. Amerikan vatandaşlarının da saldırıya uğradığı bu çirkin saldırıdan etkilenen herkese taziyelerimizi sunuyoruz.

Diyarbakır'da emniyete saldırı!Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde bir grup terörist tarafından İlçe Emniyet Müdürlüğü binasına roketatar ve uzun namlulu silahlarla saldırı düzenlendi. Diyarbakır'dan çok sayıda ambulans istenen bölgede çatışmanın sürdüğü öğrenildi.

Olay, saat 21.30 sıralarında, Çınar İlçe Emniyet Müdürlüğünde meydana geldi.

Edinilen ilk bilgilere göre, bir grup terörist tarafından emniyet binasına roketatar ve uzun namlulu silahlarla saldırı düzenlendi.

Saldırıya, polislerin de karşılık vermesiyle çatışma çıktı.

Çatışmanın devam ettiği bölgeye Diyarbakır'dan çok sayıda ambulans istendi.

Yeni sistem yeni içtüzükCumhurbaşkanlığı sistemi ile ilgili anayasa değişikliği haftaya Meclis Genel Kurulu’na gelecek. Değişikliğin referandumla kabul edilmesiyle Meclis içtüzüğü de değişecek.

Önümüzdeki hafta Meclis Genel Kurulu'na gelmesi planlanan cumhurbaşkanlığı sistemi ile ilgili anayasa değişikliği, referandumda kabul edildikten sonra devletin tüm kurumlarında buna göre yeni düzenlemeler de yapılacak. Meclis'te yeni dönem için hazırlıklar başladı. Anayasa değişiklik teklifinin yürürlüğe girmesinden sonraki 6 ay içinde TBMM yeni bir içtüzük yapacak. Yeni döneme uygun çalışma kuralları belirlenecek. Buna göre şu değişiklikler gündemde: Komisyon sayıları yeniden belirlenecek. Plan ve Bütçe Komisyonu'nda çoğunluğun iktidar partisinden oluşacağı hükmü kaldırılacak. Partilerin milletvekili oranlarına göre temsil getirilecek.

BAKANLAR SAHADA
Gensoru, sözlü soru gibi 80 yılı aşkın süredir yapılan uygulamalar yeni dönemde sona erecek. Milletvekilleri sadece yazılı soru verebilecek, meclis araştırma ve genel görüşme uygulamalarına devam edilecek. Bakanlar, Cumhurbaşkanı ile birlikte TBMM'nin açılış toplantıları dışında Meclis çalışmalarına katılmayacak.

TEKLİF VERİLECEK
Hükümetten gelen yasa tasarıları da tarihe karışacak. Yasal düzenleme gerektiren konularda sadece milletvekilleri yasa teklifi verebilecek. Ancak iktidar partisinin verdiği teklifler yasalaşma olasılığı çok yüksek olduğu için tasarı kadar önemli olacak.

REFERANDUM İÇİN 330 OY GEREKİYOR
Anayasa değişiklik teklifinin referanduma götürülmesi için Meclis Genel Kurulu'nda en az 330 oyla kabul edilmesi gerekiyor. TBMM'de AK Parti'nin 317, MHP'nin 39 sandalyesi var.

25 OLAN SEÇİLME YAŞI 18'E İNECEK
Parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçişi öngören Cumhurbaşkanlığı sistemini içeren 18 maddelik anayasa değişiklik teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Anayasa Komisyonu'nda dokuz gün süren görüşmelerin ardından 30 Aralık'ta kabul edilmişti.

Teklifle getirilen bazı değişiklikler şöyle:
Cumhurbaşkanının partisiyle ilişiği kesilmeyecek, Cumhurbaşkanı partisinin genel başkanı da olabilecek.
Cumhurbaşkanı, yardımcılarını ve bakanları milletvekilleri arasından kendi belirleyecek.
Cumhurbaşkanı ve meclisin görev süresi 5 yıl olacak. Yerel seçimler Mart 2019'da yapılacak.
Cumhurbaşkanı kararname ile bakanlıklar ve teşkilatların kurulmasına ve kapatılmasına karar verebilecek.
Üst düzey kamu görevlilerini atama yetkisi Cumhurbaşkanında olacak.
Cumhurbaşkanı hakkında Meclis Soruşturma Komisyonu oluşturulması için 5'te 3, Yüce Divan'a sevk kararı için ise 3'te 2 çoğunluk aranacak.
Cumhurbaşkanına olağanüstü hal ilan etme yetkisi verilecek.
Milletvekili sayısı 550'den 600'e çıkacak. Seçilme yaşı 25'ten 18'e inecek.

Amberin Zaman PKK'yı övmek için fırsat kolluyorHer fırsatta terör örgütü PKK'nın Suriye kolu YPG'yi öven Amberin Zaman, bu gece Ortaköy'de Reina gece kulübünde gerçekleşen hain saldırı sonrası da Twitter hesabından PKK'ya övgüler dizdi.

Türkiye, Ortaköy'de düzenlenen terör saldırısının sarsıntısıyla 2017'ye girdi. Ortaköy'de düzenlenen hain terör saldırısında 39 kişi hayatını kaybederken 65 kişi de yaralandı.

HER FIRSATTA PKK'YA ÖVGÜ DİZİYOR

Yaralıların tedavisi devam ederken olayla ilgili geniş çapta soruşturma başlatıldı. Hastane önlerinde acı bekleyişler sürerken gazeteci Amberin Zaman'dan tepki çeken tweet'ler art arda geldi.

Fransa'nın Nice şehrinde yaşanan terör saldırısından sonra da terör örgütü PKK'nın Suriye'deki uzantılarının önemine vurgu yapan Amberin Zaman, Ortaköy saldırısından sonra da aynı örgütleri işaret etti.

"HAİN DİYEBİLİRSİNİZ"

PKK'nın Suriye'deki uzantılarının DEAŞ'a karşı en etkin güç olduğunu savunan Zaman, "Hain diyebilirsiniz ama gerçek bu" dedi.

Reina'daki hain saldırıda hayatını kaybedenlerin kimlikleri belirlendiİstanbul Reina gece kulübüne yapılan terör saldırısında hayatını kaybeden 38 kişinin kimliği belirlendi

Hayatını kaybeden yabancılardan kimlikleri belirlenenler

Ortaköy'deki Reina'da terör saldırısında hayatını kaybeden yabancı uyruklulardan 5'inin kimlikleri belirlendi. Otopsi işlemleri tamamlanan 5 kişinin cenazesi, resmî işlemlerin ardından vatandaşı oldukları ülkelerin konsolosluk yetkililerine teslim edilecek. Terör saldırısında hayatını kaybedenlerin isimleri şöyle; Jalal Abbas, Ahmed Saud Alfaoul , Muhammed Saud Alfaoul, Ahmed İsam, Basma Abourazaq.

11'İNİN CENAZESİ AİLELERİNE TESLİM EDİLDİ

Ortaköy'deki terör saldırısında hayatını kaybeden 39 kişiden 11'inin cenazesi ailelerine teslim edildi.

Yenibosna'daki Adli Tıp Kurumunda, terör saldırısında hayatını kaybedenlerden 11'inin cenazesiyle ilgili işlemler tamamlandı. Çıkış işlemlerinin ardından 11 kişinin cenazesi yakınlarına teslim edildi.

Terör saldırısında hayatını kaybeden 28 kişinin cenazesiyle ilgili işlemlerin devam ettiği belirtildi.

Saldırıda hayatını kaybeden 25'i erkek 14'ü kadın 39 kişiden 24'ünün farklı ülkelerin vatandaşları olduğu öğrenildi. 4 kişinin ise kimliklerinin tespit edilmeye çalışıldığı kaydedildi.

Hâkim, FETÖ talimatını anlattı: Cumhurbaşkanı'na hakaret edeni salıverinFETÖ’nün, örgüt mensubu hâkimlere, Cumhurbaşkanı’na hakaret davalarında sanıkların beraat ettirilmesi için talimat verdiği ortaya çıktı

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik hakaret içerikli söylemlerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi ve sanıkların bu davalarda beraat ettirilmesi yönünde örgüt mensubu hakimlere talimat verdiği ortaya çıktı. FETÖ soruşturmaları kapsamında alınan ifadeler, örgütün hakimleri nasıl yönlendirdiğini ortaya koydu. Soruşturmalar kapsamında "tanık" sıfatıyla ifadesi alınan bir hakim, örgütün "abi"ler aracılığıyla ByLock üzerinden hakimlere talimat vererek, mahkeme kararlarını etkilediğini anlattı.

Buna göre, örgütün ByLock sistemi üzerinden hakimlere verdiği talimatlarda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik hakaret içerikli söylemlerin 'ifade özgürlüğü' kapsamında değerlendirilmesi istendi. Talimatla hakimler, bu tür davalarda sanıklar hakkında beraat hükmü kurulması için yönlendirildi. Mahkemelerin önceki uygulamalarında benzer davalarda mahkûmiyet kararları verilirken, hakimin ifadesine göre, bu talimatın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konu olduğu hakaret davalarında belli mahkemelerden beraat kararları çıkmaya başladı. Örgütün, bu uygulamayı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı sistemli ve planlı şekilde sürdürmesi, yargının bu şekilde kullanılması da FETÖ'nün Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı duyduğu kin ve nefretin göstergesi olarak yorumlandı. Bu arada, HSYK Teftiş Kurulu'nca ilgili hakimler hakkında söz konusu talimatla ilgili incelemelerin sürdüğü öğrenildi. ‘Paraşüt eğitimine’ deyip darbeye çağırmışlarİddianamede, 22 Haziran 2016 tarihli paraşüt atlayışları konulu emrinin darbeci Hava Korgeneral Kurmay Başkanı Hasan Hüseyin Demirarslan tarafından imzalanarak, Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Hava Eğitim Komutanlığı ve Hava Lojistik Komutanlığı’na gönderildiği vurgulandı. Öğrencileri Ankara’ya gönderen Hava Harp Okulu Alay Komutanı Albay Hüseyin Ergezen ile öğrencilerin Etimesgut Hava Üssü’ne götürülme işini organize eden Yüzbaşı Kenan Baştuğ’un da darbe girişimi sırasında aktif rol üstlendiği ifade edildi.

Ankara Cumhuriyet Savcısı Adem Akıncı tarafından, 51 hava harp okulu öğrencisi hakkında 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 22.5 yıla kadar hapis cezası istenen iddianamede çarpıcı bir 'eğitim takvimi' tespiti yer aldı. İddianamede, Hava Harp Okulu Komutanlığı tatbiki eğitim kampı faaliyetleri kapsamında 3. sınıf Harbiyelilere Yuvarlak Kubbe Temel Paraşüt Eğitimi'nin ilk kez Ankara'da yapıldığına dikkat çekildi. Genelkurmay Başkanlığı tarafından Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri arasındaki müşterek eğitim planlamasının en az 1 yıl önce yayımlandığı belirtilen iddianamede, söz konusu eğitime ilişkin Hava Kuvvetleri Komutanlığı Hava Harp Okulu Komutanlığı'ndan gönderilen bilgi yazısına yer verildi. Yazıda şunlar aktarıldı: "Hava Harp Okulu Komutanlığı bünyesinde son 5 yıl dahil olmak üzere uzun yıllardır Harbiyelilere paraşüt eğitimi verilmemektedir. 2015-2016 Eğitim Kampı döneminde icra edilmesi planlanan paraşüt eğitimlerinin son sınıfa geçecek 3. Sınıf Harbiyelilere 1. Grup 11-23 Temmuz 2016 tarihleri arasında, 2. Grup 24 Temmuz-5 Ağustos 2016 tarihleri arasında olacak şekilde Ankara'da icra edilmesi planlanmıştır. Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından paraşüt eğitiminin Kara Kuvvetleri Komutanlığı imkânları ile yapılması planlanmıştır."

DEMİRARSLAN İMZALAMIŞ
İddianamede, 22 Haziran 2016 tarihli paraşüt atlayışları konulu emrinin darbeci Hava Korgeneral Kurmay Başkanı Hasan Hüseyin Demirarslan tarafından imzalanarak, Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Hava Eğitim Komutanlığı ve Hava Lojistik Komutanlığı'na gönderildiği vurgulandı. Öğrencileri Ankara'ya gönderen Hava Harp Okulu Alay Komutanı Albay Hüseyin Ergezen ile öğrencilerin Etimesgut Hava Üssü'ne götürülme işini organize eden Yüzbaşı Kenan Baştuğ'un da darbe girişimi sırasında aktif rol üstlendiği ifade edildi.

MERMİLERİ DOLAPTA SAKLAMIŞ
İddianamede şüpheli Hasan Hüseyin Ecik'in darbe girişiminde rol alanları WhatsApp mesajıyla göreve çağırdığı, nöbetçi subayı Hakan Olga'ya "bütünleme sınavları" maksadıyla okulda kalan Harbiyelileri ivedi olarak içtimaya almasını, silahların bulunduğu malzemeliği açmasını emrettiği ifade edildi. Ecik'in taburun iç bahçesinde toplanan Harbiyelilerden 20'sine silah dağıtımı yaptığı ve cuntacı Ümit Gençer'in temin edip dolabında sakladığı toplamda 2 bin 250 mermiden bir kısmının söz konusu Harbiyelilere dağıtıldığına dikkat çekildi. Öğrencilerin silahlandırıldıktan sonra helikopterlerle Genelkurmay Başkanlığı, Türk Telekom ve Etimesgut Askeri Hava Üssüne taşınarak darbe girişiminde görevlendirildiği belirtildi.Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan son dakika ABD açıklamasıCumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen TÜBİTAK ödül töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütlerine yardım ettiği halde, 'etmiyoruz' yalanını söyleyen ABD'ye çok sert çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan: Biliyorsunuz Türkiye olarak uzun süredir Batılı ülkelere terör örgütlerinde ayrım yapmamaları için çağrıda bulunuyoruz. Ancak onlar harf oyunlarıyla göz boyayarak bölgemizde masumları katleden örgütlere destek veriyor. Bunları da dile getirince beyefendiler rahatsız oluyor. Sizler terör örgütlerine kalkar bu bölgede her türlü silah yardımı yaparsanız sonra da kalkar silah değil mühimmat derseniz kusura bakmayın bunu yutmayız

TÜBİTAK ödül konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye olarak uzun süredir Batılı ülkelere, 'terör örgütleri arasında ayrım yapmamaları, bu konuda ilkeli tutarlı davranmaları' çağrısında bulunuyoruz. Buna karşılık Amerika başta olmak üzere kimi ülkeler kendilerince çeşitli bahaneler ileri sürüp harf oyunlarıyla göz boyayarak bölgemizde masumları katleden örgütlere aleni destek verme yoluna gidiyor. Bunları da dile getirdiğimiz zaman beyefendiler rahatsız oluyor" ifadelerini kullandı. "Türkiye, Suriye kaynaklı tehditleri sınırları boyunca yaşarken hatta sınırlarımızın içine bombalar yağarken, NATO adeta olayın tamamen dışında tutuldu." diyen Erdoğan, "Bugün de El Bab operasyonumuzda ne NATO'nun ne de bölgede güç bulunduran güya müttefik ülkelerin en küçük bir desteğini görmüyoruz. Sözüm ona DEAŞ'a karşı mücadele için kurulan koalisyon bugün DEAŞ'a en büyük zayiatı verdiren, örgütün belini kıran El Bab harekatına hiçbir katkı sunmuyor." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ödül töreninde yaptığı konuşma şöyle:

1966'dan beri devam eden geleneğin süreceğine inanıyorum. 3 bilim ödülü, 1 özel ödül ve 4 teşvik ödülü verildi. Kıymetli hocalarımıza çalışmalarında başarılar diliyorum. Türkiye'nin sınırları içinde ve bölgesinde pek çok sorunla mücadele ettiği dönemde dün Kültür ve Sanat ve bugün Bilim Ödülleri'ni vermemizi sevinçle karşılıyorum. OECD 2017 raporunda ülkemizi yüksek ve sürdürülebilir kalkınma grubunda göstemesi çok önemli. Bununla da kalmıyor kalkınma hızımızı sürdürmemiz halinde 2030'a kadar yüksek gelirli ülkeler sınıfına çıkacağımızı ifada ediyor. Türkiye adım adım sınıf atlıyor. Şu 14 yılda biz bir sıçrama yaptık.

"Türkiye adım adım sınıf atlıyor"

"BEYEFENDİLER RAHATSIZ OLUYOR"

Güzel haberler tabii ki bunlarla bitmiyor. Biliyorsunuz Türkiye olarak uzun süredir Batılı ülkelere terör örgütlerinde ayrım yapmamaları için çağrıda bulunuyoruz. Ancak onlar harf oyunlarıyla göz boyayarak bölgemizde masumları katleden örgütlere destek veriyor. Bunları da dile getirince beyefendiler rahatsız olutyor. Sizler terör örgütlerine kalkar bu bölgede her türlü silah yardımı yaparsanız sonra da kalkar silah değil mühimmat derseniz kusura bakmayın bunu yutmayız. Biz NATO'da sizinle beraberiz, NATO'da sizlerle beraber olduğumuz halde siz bu destekleri bize değil, bölücü terör örgütlerine veriyorsunuz. Yoksa NATO'daki ortağınız sizin bu bölücü terör örgütleri midir? Nasıl oluyor da siz, bu bölücü terör örgütleri olarak kabul ettiğiniz bu örgütlere bu tür destekleri veriyorsunuz? Bunu bizim kabul etmemiz mümkün değil. Bunu yutmamız mümkün değil. Eğer biz model ortaksak o zaman siz bizim yanımızda yer alacaksınız. Bunun içinde bizden güzellemeler beklemeyeceksiniz. Bunu da açık açık söylemeye mecburuz. Yalan üzerine yalan.. DEAŞ'a karşı en büyük mücadeleyi veren biziz, en büyük zaiyat veren biziz. ÖSO terör örgütü değil. ABD'nin başında kuralım dediği bir örgüt. Biz onlarla beraber hareket ediyoruz. Onlara gerekli desteği veriyoruz. Terör örgütleriyle ilgili çifte standartlara karşılık NATO içinden de sesler yükseliyor.

"Beyefendiler rahatsız oluyor"

YILANLA YATAĞA GİREN ZEHİRLENMEYİ GÖZE ALMALIDIR

Nitekim bunun emareleri zaman zaman ortaya çıkıyor. Yılanla yatağa giren, ısırılıp zehirlenmeyi göze almalıdır. Terör örgütleriyle iş tutanlar da kana ve gözyaşına boğulmaya hazır olmalıdır. Türkiye'de patlayan bombaları film sahnesi gibi seyredip, bunların müsebbibi olan örgütlere kol kanat germeyi sürdürenleri, yarın aynı akıbetin beklediğini anlamak için müneccim olmaya gerek yok. Türkiye'de patlayan bombalı film sahnesi gibi izleyenleri yarın aynı akıbeti beklediğini bilmek için müneccim olmaya gerek yok. Biz bir yandan mücadelemizi sürdüreceğiz bir yandan da ikaz görevimizi yapacağız. Ben milletime güveniyorum. Benim milletim 15 Temmuz'da nasıl bir istiklal mücadelesi verdiğini tanklar karşısında açık ve net ortaya koymuştur.

"Yılanla yatağa giren zehirlenmeyi göze almalıdır"

DÜNYANIN EN ÜST LİGİ BİZİ BEKLİYOR

Dünyanın en üst ligi bizi bekliyor. Kendi projelerimizi hayata geçiriyoruz. Ekonomide yaptık. Küresel krizler dünyayı derinden sarsarken biz büyümemizi gerçekleştirdik ve ilk sıralarda yerimizi aldık. Savunma Sanayii'nde aynı şekilde. Dışa bağımlılığımızı yarı yarıya indirdik. Dış politikada aynı başarıyı elde ettik.

Reina'daki hain saldırıda hayatını kaybedenlerin kimlikleri belirlendiİstanbul Reina gece kulübüne yapılan terör saldırısında hayatını kaybeden 38 kişinin kimliği belirlendi

Hayatını kaybeden yabancılardan kimlikleri belirlenenler

Ortaköy'deki Reina'da terör saldırısında hayatını kaybeden yabancı uyruklulardan 5'inin kimlikleri belirlendi. Otopsi işlemleri tamamlanan 5 kişinin cenazesi, resmî işlemlerin ardından vatandaşı oldukları ülkelerin konsolosluk yetkililerine teslim edilecek. Terör saldırısında hayatını kaybedenlerin isimleri şöyle; Jalal Abbas, Ahmed Saud Alfaoul , Muhammed Saud Alfaoul, Ahmed İsam, Basma Abourazaq.

11'İNİN CENAZESİ AİLELERİNE TESLİM EDİLDİ

Ortaköy'deki terör saldırısında hayatını kaybeden 39 kişiden 11'inin cenazesi ailelerine teslim edildi.

Yenibosna'daki Adli Tıp Kurumunda, terör saldırısında hayatını kaybedenlerden 11'inin cenazesiyle ilgili işlemler tamamlandı. Çıkış işlemlerinin ardından 11 kişinin cenazesi yakınlarına teslim edildi.

Terör saldırısında hayatını kaybeden 28 kişinin cenazesiyle ilgili işlemlerin devam ettiği belirtildi.

Saldırıda hayatını kaybeden 25'i erkek 14'ü kadın 39 kişiden 24'ünün farklı ülkelerin vatandaşları olduğu öğrenildi. 4 kişinin ise kimliklerinin tespit edilmeye çalışıldığı kaydedildi.

Bakan Bozdağ'dan sosyal medya uyarısı!Adalet Bakanı Bozdağ, "Sosyal medyadan, terörü, terör örgütlerini, teröristleri ve terör eylemlerini övenlerin ve destekleyenlerin eylemleri, hukukumuza göre suçtur." dedi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, terörü, terör örgütlerini, teröristleri ve terör eylemlerini övenlerin ve destekleyenlerin eylemlerinin suç olduğunu vurgulayarak, cumhuriyet savcılarının görevinin suçları soruşturmak ve deliller suçun işlendiğine dair yeterli şüphe doğurduğu takdirde kamu davası açmak olduğunu belirtti.

Bozdağ, Twitter hesabında, terör saldırılarının ardından yapılan yorum ve paylaşımlara dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Terör örgütü kurma/yönetme, terör örgütü üyeliği, terör örgütüne üye olmamakla beraber terör örgütü adına suç işleme, suçu ve suçluyu övme, terörün ve terör örgütünün propagandasını yapma, suç işlemeye ve kanunlara uymamaya tahrik, halk arasında korku ve panik yaratarak tehdit, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama, nefret ve ayrımcılık, hukukumuza göre suçtur ve cezai müeyyidesi vardır. Terör saldırıları öncesi ve sonrası; yazdıkları, yorumları, söyledikleri ve sosyal medya hesaplarındaki mesajlarıyla... Terörü, terör örgütlerini, teröristleri ve terör eylemlerini övenlerin ve destekleyenlerin eylemleri, hukukumuza göre suçtur. Cumhuriyet savcılarının görevi, suçları soruşturmak, deliller suçun işlendiğine dair yeterli şüphe doğurduğu takdirde kamu davası açmaktır."

Bahçeli'den terör açıklaması Bahçeli'den provokasyon uyarısı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Türk milletinin tamamı kanlı namlunun ucundadır. Düşmana karşı ayağa kalkmak, tüm vatan sathını korumaya almak yalnızca iktidarın değil, hepimizin manevi sorumluluğu altındadır” dedi.MHP Genel Başkanı Bahçeli: MHP, Türkiye’nin adeta bir savaş cephesinde olduğunu görmektedir ve de sonuna kadar devlet ve milletiyle bir, beraber olacaktır. Yıkılmayacağız, yenilmeyeceğiz, pekişen kardeşliğimizle, güçlenen azmimizle, kuvvetlenen irademizle hainlerin başına gök kubbeyi yıkacağız

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İstanbul'daki terör saldırısına ilişkin, "MHP, Türkiye'nin adeta bir savaş cephesinde olduğunu görmektedir ve de sonuna kadar devlet ve milletiyle bir, beraber olacaktır. Yıkılmayacağız, yenilmeyeceğiz, pekişen kardeşliğimizle, güçlenen azmimizle, kuvvetlenen irademizle hainlerin başına gök kubbeyi yıkacağız." ifadesini kullandı.

Bahçeli, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından İstanbul'daki terör saldırısına ilişkin paylaşımda bulundu.

"(Yeni bir yılın sıcaklığıyla umutlanalım) derken, Türkiye'nin yeni bir terör saldırısıyla sarsıldığını" belirten Bahçeli, azılı katillerin bu defa bir gece kulübünü hedef aldığını, masumların alçakça katledildiğini, 2017 yılının ilk anlarında terörün hain ve vahşi yüzünü tekrar gösterdiğini kaydetti.

Noel Baba kılığına girmiş bir caninin Ortaköy'deki gece kulübünü kana boğduğunu, aralarında turistlerin de bulunduğu 39 kişinin hayatını kaybettiğini anımsatan Bahçeli, şu ifadelere yer verdi:

KARANLIK GECEDEN KARELER

"Bu menfur saldırıda 4'ü ağır olmak üzere, 65 kişi de yaralandı. Acımız büyüktür, öfkemiz büyüktür, ama metanetimiz de büyüktür. Hunhar terör saldırısında şehit olan polisimize ve vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyor, yaralılara şifa dileklerimi iletiyorum. Ülkemizi ziyarete gelen ve hayatlarını kaybeden yabancı ülke vatandaşlarını saygıyla anıyor, ailelerine taziyelerimi sunuyorum. Elbette terörizm kazanamayacak, elbette hainler ve işbirlikçiler hedefledikleri yıkım ve çözülmeye dünya gözüyle şahit olamayacaklardır. Artık teröre karşı kınama ve lanetleme yarışından daha fazlası yapılmalıdır. Türkiye'nin varlığı için ortak akıl, milli birlik şuuru şarttır."

"Aynı şeyler yapılarak farklı sonuçlar alınamayacağını" vurgulayan Bahçeli, "Klasik tedbir ve güvenlik politikalarının yanında teröre tam saha pres ve baskı kurulmalıdır. 2017'de de terörizmin sistematik ve periyodik cinayetleri durmayacaktır. Artık eski ezberlerde ve denenmiş yollarda ısrar anlamsızdır. Kastedilmek istenen istikbalimizdir. İmhası amaçlanan milli birlik ve bağımsızlığımızdır. Türk milletinin tamamı kanlı namlunun ucundadır. Düşmana karşı ayağa kalkmak, tüm vatan sathını korumaya almak yalnızca iktidarın değil, hepimizin manevi sorumluluğu altındadır." değerlendirmesinde bulundu.

"TERÖRİSTLER VE TERÖR ÖRGÜTLERİ KUKLA"

"Gerçekte, teröristlerin ve terör örgütlerinin kukla olduğuna" dikkati çeken Bahçeli, bunların arkalarında duran canavar güçlerin, Türkiye üzerinde ve Ortadoğu'da "vahşi hesap" yaptığını belirtti.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, şu görüşlerini aktardı:

"Ne yaparlarsa yapsınlar, milletimizi bölemeyecek, ülkemizi paylaşamayacaklardır. Kaderimize ve milli namusa sahip çıkacağız. Herkes müsterih olsun, provokasyonlara dikkat etsin ve merak etmesin ki zalimleri, mazlumların dua ve dirençleri yok edecektir. MHP, Türkiye'nin adeta bir savaş cephesinde olduğunu görmektedir. Ve de sonuna kadar devlet ve milletiyle bir, beraber olacaktır. Yıkılmayacağız, yenilmeyeceğiz, pekişen kardeşliğimizle, güçlenen azmimizle, kuvvetlenen irademizle hainlerin başına gök kubbeyi yıkacağız."