Erdoğan'a söz veren işadamları işçi almak için harekete geçti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) tüm üyeleri nezdinde önceki gün başlattığı istihdam seferberliği çağrısına iş adamlarından destek gelmeye devam ediyor.

Giriş Tarihi: 09.02.2017 02:29 Son Güncelleme Tarihi: 09.02.2017 07:09 Devlete yardımcı olun

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, vatandaşlara kentsel dönüşümde devlete yardımcı olmaları çağrısı yaparak, "İnanın bu yapılacak değişim, dönüşümle beraber çok daha mutlu, çok daha memnun olacaksınız" dedi. Türkiye'de eskiden beri bir "hayırcı blok" olduğunu kaydeden Erdoğan şunları söyledi:
"İstanbul'a ilk köprü yapıldığı zaman bu hayırcılar neler yapmadılar ki... Baraj inşasına başlanır, bunlar hemen engellemeye çalışır. 'Özelleştirme' denilir, bunlar hemen ortalığı velveleye verir.
Kentsel dönüşüm, değişimde gelin devletimize, hükümetimize yardımcı olun. İnanın bu yapılacak değişim, dönüşümle beraber çok daha mutlu, çok daha memnun olacaksınız. Devlet, hükümet hiçbir zaman kentsel dönüşüm, değişimde halkını sömürme peşinde değildir. Tek derdimiz var, bunu yapalım ki şehirlerimiz çok daha güzel olsun."

Önceki gün düzenlenen TOBB Ekonomi Şûrası'na, Erdoğan’ın istihdam konusundaki seferberlik çağrısı damga vururken, söz alan işadamları da bu çağrıya olumlu yanıt verdi.

Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan, sektöre yönelik sorunları dile getirerek taleplerinin yerine gelmesi halinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yüzde 5’lik istihdam çağrısına karşılık yüzde 25 istihdam sağlayabileceklerini söyledi. Bu sözlere sert tepki gösteren Erdoğan, “Benimle pazarlık etme” diye çıkıştı.

Erdoğan, denizcilik sektörüne geçmişte verilen ÖTV’siz yakıt desteklerini anımsatarak bu dönemde yapılan çağrının pazarlık konusu edilmemesini istedi.

Ayrıca işadamları, mera tahsisleri için ödenen ot bedelinin de kaldırılmasını istedi. Bunun üzerine Maliye Bakanı Naci Ağbal, topu Tarım Bakanı Faruk Çelik’e attı. Çelik’in olumlu bakması üzerine Ağbal da “Kaldırdım gitti” dedi. Canikli, iş dünyasından da fedakârlık yaparak elini taşın altına koymasını istedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, konuşması sırasında istihdam pazarlığını ilk olarak yaptığı Sanko Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu önceki gün verdiği sözün ardından dün harekete geçti. Konukoğlu, bu yıl yüzde 5 istihdam sağlamayı düşündüklerini ifade ederek “Bugün (dün) İŞKUR Müdürü’nü aradım. Bir toplantı yapacağız. Durumumuza göre de istihdama başlayacağız” dedi.Türkiye’de şu anda yatırım ortamını kolaylaştıracak çok güzel teşviklerin bulunduğuna dikkati çeken Konukoğlu, “İnşallah bu teşvikler yerini bulur. Türkiye’de ikinci bir kalkınma hamlesini başlatacak teşvikler var” dedi.      

Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın ise holding bağlı ortaklıkları ve iş ortaklıkları ile toplam 37 bin 231 kişiye istihdam sağladıklarını bildirdi. Erdoğan’ın çağrısını çok pozitif karşıladıklarını ifade eden Akın “Yılın ilk yarısında toplam bin kişilik istihdam alanı yarattık. 2017 yılı için planladığımız 6 milyar TL’lik yatırım dahilinde yılın ikinci yarısında da benzer istihdam alanı yaratacağız” dedi

Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Mithat Yenigün ise Erdoğan’ın seferberlik çağrısında üzerine düşeni yapacaklarını söyledi. İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım da “Konut sektörü istihdamını yüzde 10 artıracak. Bazı ek taleplerimiz devreye girerse 200 bin ek istihdamın üzerine çıkarız. 300 bini bile bulabiliriz” diye konuştu. KONUTDER Başkanı Ömer Faruk Çelik sektörün yeni düzenlemelerle birlikte aşka ve şevke geldiğini belirleterek “İstihdam bu yıl en az yüzde 10 artar” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini öngören anayasa değişikliğinin geç kalmış bir reform olduğunu belirterek, "Milletimizin bu anayasa değişikliğine tarihi bir oranla evet diyerek yeni Türkiye'nin müjdecisi haline getireceğine inanıyorum" dedi. Dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 36. Muhtarlar Toplantısı'nda Adana, Bartın, Burdur, Bursa, Gaziantep, Giresun, İzmir, Karabük, Kastamonu, Mersin, Niğde, Sivas, Yozgat, Zonguldak'tan gelen muhtarlara hitap eden Erdoğan, özetle şöyle dedi:

CUMHURİYET'TEN DÖNÜŞ YOK
"Türkiye 1923'te Cumhuriyet'e geçerek rejim tercihini yapmıştır. Artık milletimizin böyle bir meselesi yoktur. Şu anda ana muhalefetin başındaki zat ikide bir rejim diyor. Türkiye'nin böyle bir sorunu yok. Cumhuriyet'ten geri adım atmaya çalışanlar karşılarında herkesten önce milletimizi ve milletimizle birlikte şahsımı bulur.
Türkiye, yetki ve sorumluluğun cumhurbaşkanında toplandığı yürütme, yasama ve yargı arasındaki sınırların daha açık ve net bir şekilde çizildiği yeni bir yönetim sistemine inşallah geçiyor. Cumhurbaşkanı olarak ben de incelememi tamamladıktan sonra mesele milletimizin önüne gelecektir. Artık söz de karar da milletimizindir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Muhtarlar buluşmasında konuştu

EL İNSAF, HEPSİ YALAN
Bu meselede de neye, niçin karşı çıktıklarını bilmedikleri ve ifade edemedikleri için tamamı yalan, tamamı yanlış sloganlar üzerinden milletin kafasını bulandırmaya çalışıyorlar. Ne diyorlar, Parlamento yok... El insaf. Her şey tek adamda bütünleşecek, el insaf. Yargı yok, el insaf. Hepsi yalan, hepsi yalan. Bunlar yalanla yattılar, yalanla kalktılar. Bunların cibilliyetinde bu var.
Türkiye'nin yaşadığı darbelerin, muhtıraların, krizlerin, sıkıntıların müsebbibi olan mevcut sistemi göklere çıkartarak sürekli cumhurbaşkanlığı hükümeti sistemini karalıyorlar. Tarihimizin en büyük yönetim reformlarından biri olan bu anayasa değişikliğini engellemek için Meclis'te sergilenmedik çirkinlik bırakmadılar. Tekme, tokat, her şeyi yaptılar. Şimdi aynı işi meydanlarda yapmaya çalışacakları anlaşılıyor.

İNSANLARA ANLATIN
Madde madde anayasa değişikliğinin ne getirdiğini anlatmak isterim. Sizlerin mahallelerinizde, köylerinizde bu hakikatleri milletimize aktarmanızı özellikle istiyorum. İşin aslının müzmin muhaliflerin söylediği gibi olmadığını, asıl meselenin yeni Türkiye'yi inşa, 2023 hedeflerine ulaşma, 2053 ve 2071 vizyonlarımızı hayata geçirme olduğunu milletimize anlatın. Cumhurbaşkanlığı sisteminin, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ilkelerinin sistemi olduğunu çevrenizdeki herkesle paylaşın.
Birinci madde yargının bağımsız olduğu ibaresinin yanına tarafsız ilkesi ilave ediliyor. Bundan kim, niçin rahatsız olabilir ki? İkinci madde milletvekili sayısının 550'den 600'e çıkmasıyla ilgilidir. Bu değişiklik TBMM'nin temsil tabanını genişletirken milletvekili başına düşen nüfusumuz dikkate alındığında dünyadaki örneklerine de gayet uygundur.
Seçilme yaşı 25'ten 18'e iniyor. Anayasa değişikliğinin en önemli maddelerinden biri budur. Gençlerimizin, kendilerine 18 yaşında seçme hakkı veren ama seçilmelerine rıza göstermeyen bu sistemi değiştirmek için halk oylaması sürecinde gece gündüz çalışacaklarına inanıyorum. Bir zamanlar bir siyasetçi ne demişti Taksim Meydanı'na dört ayaklı çıkarsam seçilir demişti. İnanıyorum ki bu gençlerimize farklı bir sınıf atlatacak.



ANCA BERABER KANCA BERABER
Şimdi çıkmışlar ne diyorlar askerlik ne olacak? Bunları askerlikten muaf tutarsın olur, biter. Polisi muaf tuttuk, tecil ne demek. Şu anda parlamentoda görev yapmak kadar önemli bir görev olabilir mi?
Yeni düzenlemenin en basit ve doğru ifadesi cumhurbaşkanlığı ile başbakanlık makamlarının birleştiriliyor olmasıdır. Böylece her ikisi de gücünü halktan alan iki yürütme yerine bir tek makam ortaya çıkıyor. Bunun anlamı, millet kime oy verdiğini, kimden icraat beklediğini, kime hesap soracağını bilecektir. Bu kişi artık cumhurbaşkanıdır. Yürütme gücü tamamen cumhurbaşkanında toplandığı için artık bu görevde bulunan kişinin ne hükümeti ne Meclis'i ne başka bir bahaneyi öne sürerek sorumluluktan kaçma imkânı kalmamıştır.
Bu anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanı ile Meclis seçimleri hangisi talep ederse etsin eğer cumhurbaşkanı talep ediyorsa ikisi beraber olacak, eğer parlamento teklif ediyorsa yine birlikte olacak. Hani anca beraber kanca beraber denir ya Cumhurbaşkanı ile Meclis arasında işte öyle bir ilişki tesis ediliyor.

TAYYİP ERDOĞAN'IN MESELESİ DEĞİL
"Cumhurbaşkanlığı hükümeti sistemi şahsımla baki hiç değildir. Her sistem kendi liderini üretir. Türkiye'de Allah'ın izniyle Tayyip Erdoğan'lar bitmez. Milletinin yarısından fazlasını teveccühünü kazanmak zorunda olan bir cumhurbaşkanının bu sistemi kullanarak yanlış yola sapma ihtimali yoktur. Bu mesele Recep Tayyip Erdoğan'ın kişisel meselesi, AK Parti'nin, MHP'nin parti meselesi değildir. Şu anda şahsımın ve AK Parti'nin uyum sorunu da icraat sorunu da yoktur. Ama bu durum sistemin doğruluğundan değil şahsımla hükümetin uyumundan kaynaklanıyor. Biz işte bu dunumu şahsi olmaktan çıkartıp sisteme bağlamak istiyoruz. Çünkü bugün varız yarın yokuz. Öyle bir sistem inşa edelim ki yarın da bu sıkıntılar yaşanmasın."



DEVLETİN SAHİBİ MİLLET OLACAK
Artık milletin değerleriyle kavgalı kimsenin ülkenin başına bela olma ihtimali kalmamıştır. Bu sistemde hiçbir etnik grubun, hiçbir inanç grubunun, hiçbir yaşam biçiminin tehdit altında olması mümkün değildir. Çünkü devletin sahibi bizatihi milletin ta kendisidir. Keşke bu sisteme darbelere, darbe teşebbüslerine, vesayet güçlerinin tahakkümüne, krizlere maruz kalmadan geçmiş olsaydık. İstiklalimiz ve istikbalimiz için cumhurbaşkanlığı hükümeti sistemine, muhtar kardeşlerime soruyorum, evet mi?

ACELEYE GELMEDİ, GEÇ BİLE KALINDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan:
"Benim mesela kurucusu olduğum partimle ilişkim kesildi. Yeni değişiklikle bu yanlış düzeltiliyor. Zaten siyasi sorumluluğu bulunan cumhurbaşkanının partili olmasının önü açılıyor.
Meclis'te yeterli çoğunluk sağlanması halinde cezai sorumluluk gerektiren durumlarda cumhurbaşkanının Yüce Divan'da yargılanabilmesinin yolu açılıyor. Böylece yürütme yetkisi verilen cumhurbaşkanının millete hesap vermenin yanında Meclis tarafından da denetlenebildiği demokratik bir tablo ortaya çıkıyor. Millet doğrudan denetimi altında tuttuğu Meclis'i ve cumhurbaşkanı aracılığıyla demokrasisine de istiklaline de istikbalini de sahip çıkacak. Bu düzenleme aceleye getirilmiş değil, bilakis çok geç kalmış bir reformdur."



KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇAĞRISI: DEVLETE YARDIMCI OLUN
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, vatandaşlara kentsel dönüşümde devlete yardımcı olmaları çağrısı yaparak, "İnanın bu yapılacak değişim, dönüşümle beraber çok daha mutlu, çok daha memnun olacaksınız" dedi. Türkiye'de eskiden beri bir "hayırcı blok" olduğunu kaydeden Erdoğan şunları söyledi:
"İstanbul'a ilk köprü yapıldığı zaman bu hayırcılar neler yapmadılar ki... Baraj inşasına başlanır, bunlar hemen engellemeye çalışır. 'Özelleştirme' denilir, bunlar hemen ortalığı velveleye verir.
Kentsel dönüşüm, değişimde gelin devletimize, hükümetimize yardımcı olun. İnanın bu yapılacak değişim, dönüşümle beraber çok daha mutlu, çok daha memnun olacaksınız. Devlet, hükümet hiçbir zaman kentsel dönüşüm, değişimde halkını sömürme peşinde değildir. Tek derdimiz var, bunu yapalım ki şehirlerimiz çok daha güzel olsun."

'MEMUR MAAŞINI ÖDEYEMEYEN TÜRKİYE VARDI'
"Biz geldik, borç yığın. O zaman arkadaşlarıma 'Kaynak çeşitlendirme denilen bir olay var, bunu yapmamız lazım. Kendimize farklı kaynaklar üreteceğiz. Kasa ortada' dedim. Memurların maaşını, işçi maaşını ödeyemeyen bir Türkiye vardı, kasaların fırlatıldığı bir Türkiye vardı. Nereden nereye geldik."



YUSUF İSLAM'I KABUL ETTİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan muhtarlarla toplantının ardından, ünlü müzisyen Yusuf İslam'ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ağırladı. Basına kapalı gerçekleşen görüşme 1 saat 15 dakika sürdü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adel Al-Jubeir'i ve Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Faiez Mustafa Serraj'ı ayrı ayrı kabul etti.

FETÖ başta olmak üzere kamudaki terör destekçilerini temizlemek için önceki gün yayımlanan KHK ile kamudan toplam 4 bin 464 kişi ihraç edildi. Üniversitelerden de 42'si profesör toplam 330 sözde akademisyenin ilişiği kesildi. Üniversitelerden ihraç edilenler arasında devletin terörle mücadelesini "katliam" olarak gören ve PKK terör örgütünün eylemlerini görmezden gelen akademisyenler de yer aldı. İhraç edilenler arasında "Barış İçin Akademisyenler Bildirisi" olarak bilenen PKK savunucusu metne imza atan 90 akademisyen de yer alıyor. PKK ağzıyla hazırlanan bildiri nedeniyle ihraç edilenlerde rekor Ankara Üniversitesi'nde. Ankara Üniversitesi'nde 30, Marmara Üniversitesi'nde 19, Anadolu Üniversitesi'nde 13 olmak üzere toplam 90 akademisyen üniversiteden atıldı ve unvanları da ellerinden alındı. Toplam ihraçlarda da 71 kişiyle Ankara Üniversitesi birinci sırada bulunuyor.

SANATÇILAR DA VAR
İhraç edilenler arasında İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde danışmanlık yapan orkestra şefi İbrahim Yazıcı ile sanatçı Filiz Özsoy da yer alıyor.

O İSİMLERDEN BAZILARI
İhraç edilenler arasında dikkat çeken isimler şöyle
Prof. Dr. İbrahim Özden Kaboğlu: Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Yüksel Taşkın: Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
Prof. Dr. Nur Betül Çelik: Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi
Prof. Dr. Ülkü Doğanay: Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi
Prof. Dr. Ahmet Haşim Köse: Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
Prof. Dr. Serdar Mustafa Değirmencioğlu: Doğuş Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi
Prof. Dr. Öget Öktem Tanör: İstanbul Ayvansaray Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi
Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı: İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi
Buğra OLAÇ / ANKARA

687 Sayılı Olağanüstü hal kapsamında bazı düzenlemeler yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname Resmi Gazetenin bugünkü sayısında yayımlandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında 2 Ocak'ta toplanan Bakanlar Kurulunca alınan kararlar doğrultusunda hazırlanan kararnameye göre; kayyum atanmasına karar verilip kayyımlık yetkisi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından kullanılan şirketler, ortaklık payları ve varlıkların Terörle Mücadele Kanunu ile Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunu kapsamına giren suçlardan dolayı müsaderesine karar verilmesi halinde müsadere kararı; Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından satış ve tasfiye edilmesi suretiyle yerine getirilecek.

Satış ve tasfiye sürecinde şirket, ortaklık payları ve varlıkların yönetiminin atanan yöneticiler tarafından yürütülmesine devam edilecek. Satış veya tasfiyeden elde edilen gelirler Hazineye irat kaydedilecek.

Yolcu ve eşya taşımalarında kullanılan araçların kış lastiği kullanmaları, illerin hava ve iklim şartlarına göre Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından yılın belirli dönemi için zorunlu tutulması yetkisi valiliklere devredilebilecek.

Düzenlenen yükümlülüğe uymayan aracın işletenine 625 Türk Lirası tutarında idari para cezası verilir ve bu araçların lastiklerini uygun hale getirebilecekleri en yakın yerleşim birimine kadar gitmelerine denetimle görevli olanlar tarafından izin verilecek.

Bankacılık mevzuatı ile bankacılık usul ve prensiplerine uygun kredi kullandırma, bu kredileri temdit etme veya ek kredi kullandırma, taksitlendirme, teminata bağlama veya yeniden yapılandırma işlemleri zimmet suçu olmaktan çıkartıldı.
Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanununda yer alan "kuran ve işleten" ibaresi "kuran ve/veya işleten" şeklinde değiştirildi.

298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 149/A maddesi yürürlükten kaldırıldı.
Kapatılan özel radyo ve televizyonların; sahip oldukları yayın lisansları, yayın hakları, frekans ve kanal kullanımı ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulu nezdindeki benzeri izinleri Maliye Bakanlığının bu yöndeki talebi üzerine, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından verilecek.

Konya'da yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturmalar kapsamında bilgi sahibi olarak ifadesine başvurulan kişi, örgütün Kimse Yok Mu Derneği üzerinden kanser hastasının parasını nasıl aldığını, katarakt tedavisi yapılıyormuş, kurban kesiliyormuş ve su kuyusu açtırılıyormuş gibi gösterilerek bağışçıların dolandırıldığını anlattı. Gönüllü olarak dernekte çalıştıktan sonra kadrolu olarak çalışan gizli tanık ifadelerine şu tespitler yer aldı:

'SU KUYUSU' YALANIYLA KANDIRDI
"17-25 Aralık sürecinden yaklaşık 1-2 ay kadar önce bir kişi, Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi'nde kanser tedavisi gören 80 yaşlarındaki annesinin iki evini 400 bin liraya sattığını, bunu da derneğe bağışlayacağını iletti. Bunun üzerine kadın ve oğlu ziyaret edildi. Birkaç gün sonra kadından 400 bin lirayı aldılar. Paranın akıbeti konusunda herhangi bir bilgim yoktur. Normal şartlarda paranın banka yoluyla dernek hesabına yatırılması ve dekontunun bağış yapana verilmesi gerekmektedir. Kadının oğlu sürekli derneği arayıp annesinin parayı Afrika ülkelerinde su kuyusu açılması ve oradaki insanların katarakt ameliyatı olması için bağışladığını, makbuz istediğini söylüyordu. Dernekte çalıştığım süre boyunca bu kişiye makbuz verilmedi."



BAĞIŞÇILARI BÖYLE KANDIRDILAR
"Katarakt ameliyatı için toplanan paralarla ameliyat yaptırılmıyor, bu paralar örgüt içinde farklı yerlerde kullanılıyordu. 2006'dan 2010'a kadar ameliyatı yapılmış Afrika ülkelerindeki hastaların arşivimizde bulunan fotoğraflarını çıkartarak bir kağıda basmamızı, altına da ameliyat olan şahsın adını, soyadını, uyruğunu ve bağışçının ismini yazmamız istendi. Arşivlerde bulunan göz ameliyatı fotoğraflarını ve internetten indirdiğimiz fotoğrafları kağıda basarak ameliyat olan şahsın ismi ve uyruğuyla ilgili herhangi bir isim yazıp, bu tür sahte evrakları bağışçılara, 'Verdiğiniz bağışla bu kişi ameliyat oldu' diyerek teslim ederdik. Düzenlenen sahte belgelerle yapılmış gibi gösterilen ameliyatlarla bağışçılar kandırılıyordu."

"ÇOK YOLSUZLUKLAR DÖNÜYOR
"Kuyu açtırma konusunda da çok yolsuzluklar dönüyordu. Açtırılmadığı halde açtırılmış gibi gösterilen kuyuların fotoğrafları çekilerek bağışçıya gösteriliyordu. Bir kuyuya çok defalar farklı bağışçının ismi yazdırılıp fotoğrafları çekilerek yeni yapılmış gibi bağışçıya gösteriliyordu. Bazı bağışçılar açtırmış olduğu kuyuyu görmek için o ülkeye gitmek isterse kuyudaki isim değiştirilerek bağışçının ismi yazılıyordu. Bağışçı da ismini görünce kuyunun bağışladığı parayla açıldığına inanıyordu. Daha önceden o ülkeye gidip kuyuların yerini bilen bağışçılar olursa söz konusu ülkeye gitmeden önce mecburen yeni bir kuyu açılıp bu kişiye gösterilmek zorunda kalınıyordu."

KURBANLAR DA KESİLMİYORDU
"Yeni seslendirme, tarihler ve yazılar koyarak daha önceki dönemlere ait kurban görüntüleri, sanki yeni kesilen kurbanların görüntüsüymüş gibi bağışta bulunan kişilere izlettirildi. Yapılan bağış kurbanlarının çoğu kesilmiyordu. Kurban bağışında bulunan bir kişi görüntülerin eski olduğunu fark etti. Bu kişi bağışladığı kurbanın kesildiğiyle ilgili kendisine bilgi verildiğini ancak inanmadığını söyledi."

İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı, farklı müdürlüklerden 500 polis, ilçe merkezi ile bazı mahallelerde uygulama yaptı.

Şüpheli kişilere yönelik Genel Bilgi Tarama (GBT) gerçekleştirilen uygulamada, polisler zırhlı araçlarla yoğun güvenlik önlemleri aldı.

Ekipler, şehir giriş-çıkışları ile şehir merkezlerinde önceden tespit edilen hassas noktalarda şüpheli şahıs ve araçlar üzerinde arama, kimlik kontrolü ve plaka sorgulaması yaptı, bazı araçlar özel eğitimli köpekler kullanılarak arandı.

Polis, yol kontrollerinde aradığı 168 araçtan 6'sına çeşitli sebeplerden 8 bin lira para cezası uyguladı, 2 araç da trafikten men edildi.

Ayrıca uygulamada 470 kişinin GBT'si yapılırken, hakkında arama kararı olan ve uyuşturucu madde bulundurmaktan 3 kişi gözaltına alındı.

Ekiplerce yapılan yol kontrol uygulamasının ardından ilçe merkezindeki umuma açık yerlerde de denetim yapıldı.

Adıyaman merkezli 5 ilde DEAŞ operasyonu

Terör örgütü DEAŞ'a yönelik operasyonda gözaltına alınan 10 şüpheliden 6'sı tutuklandı

Adıyaman merkezli 5 ilde terör örgütü DEAŞ'a yönelik operasyonda gözaltına alınan 10 kişiden 6'sı tutuklandı.

İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin, Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığının koordinesinde, Suriye'deki çatışma bölgelerindeki teröristlerle irtibatlı oldukları, örgütsel toplantılar düzenleyerek propaganda yaptıkları ve terör örgütüne eleman kazandırmaya çalıştıkları öne sürülen şüphelilere yönelik Adıyaman, İstanbul, Manisa, Gaziantep ve Samsun'da 84 adrese eş zamanlı düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 10 kişinin emniyetteki işlemleri tamamlandı.

Şüphelilerden 2'si emniyetteki işlemlerin ardından serbest bırakıldı. Diğer 8 kişi adliyeye sevk edildi.

Adliyeye sevk edilenlerden 6'sı çıkarıldıkları mahkemece tutuklanırken, 2'si adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Adıyaman merkezli 5 ilde 5 Şubat Pazar günü terör örgütü DEAŞ'a yönelik operasyonda 10 şüpheli gözaltına alınmıştı.

Başiskele'de 200 polisle huzur uygulaması

KOCAELİ'nin Başiskele İlçesi'nde yaklaşık 200 polisin katılımıyla gerçekleştirilen huzur uygulamasında bin 3 kişi sorgulandı. 16 araç sahibine 4 bin 856 lira ceza kesilirken, uyuşturucu bulunduran 2 kişi gözaltına alındı.

Başiskele İlçe Emniyet Müdürlüğü, Terörle Mücadele Şubesi, Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şubesi, İl Asayiş Şube Müdürlüğü, Narkotim, Çevik Kuvvet ve Trafik Şube Müdürlüğü ekiplerince 7 ayrı noktada yol uygulaması yapılırken, dernek lokalleri, kafe ve kahvehanelerde denetleme yapıldı. Yaklaşık 200 polisin katılımıyla gerçekleştirilen denetimlerde bin 3 kişi güvenlik soruşturmasından geçirildi. Uygulamada 304 araç aranırken, uyuşturucu bulunduran 2 kişi gözaltına alındı. Yapılan trafik denetlemelerinde ise 16 araç sahibine 4 bin 856 lira ceza verilirken, bir araç trafikten men edild

Hükümet, kısa süre içinde yayınlamayı planladığı kanun hükmünde kararname kapsamında, özel televizyonlara seçim dönemlerinde yayın ilkelerine uymadığı gerekçesiyle kesilen haksız cezalara son verecek düzenleme yapıyor. RTÜK Yasası'nın yayın ilkeleri ile ilgili maddesinde yer alan ve cezalara dayanak olarak gösterilen "yayınlar siyasi partiler ve demokratik gruplar ile ilgili tek yönlü veya taraf tutar nitelikte olamaz" hükmü yasadan çıkartılacak. Böylece televizyonların üstündeki baskı kalkacak. Televizyonlar özgür bir şekilde konukları seçip yayınlarını yapabilecek. 1 Kasım seçimleri öncesinde RTÜK, 65 kuruluş hakkında 209 raporu YSK'ya göndermişti. YSK 103'ünde "tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk", 52'sinde "seçim sonuçlarını erken açıklama", 32'sinde "anketler" ve 5'inde siyasi reklamlarla ilgili toplam 192 ceza vermişti.

45 DAKİKALIK SAMİMİ GÖRÜŞMENİN PERDE ARKASI ORTAYA ÇIKTI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün ABD Başkanı Donald Trump ile ilk resmi telefon görüşmesini yaptı. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, telefon görüşmesi son derece olumlu ve samimi bir atmosferde gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump'a başkanlık görevinde başarılar diledi. Yaklaşık 45 dakika süren görüşmede müttefiklik ve yakın işbirliği vurgusu ön plana çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ve ABD'nin her zaman birbirlerine ittifak bağlarıyla bağlı dost ve müttefik iki ülke olduklarını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önceki başkan Barack Obama'ya sunduğu Suriye'de terörden arındırılmış güvenli bölge konusu görüşmede ele alındı. Ayrıca, mülteci krizi ve terörle mücadele konularında iki lider görüş alışverişinde bulundu. Trump, Türkiye ile ikili ilişkileri geliştirmek ve bölgesel konularda daha yakın işbirliği içerisinde olmak istediklerini söyledi.

EL BAB VE RAKKA'YI KONUŞTULAR: Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütü PKK ile mücadelenin önemine dikkat çekti, ABD'nin terör örgütü PYD/YPG'ye destek vermemesi gerektiğini söyledi. İki lider, El-Bab ve Rakka'daki operasyonlarda iş birliği olanaklarını ele aldı.

TÜRKİYE'YE ÖVGÜ: ABD Başkanı Trump, ülkesinin stratejik ortağı ve NATO müttefiki olan Türkiye'ye desteklerini ifade ederek, terör örgütü DEAŞ'a karşı sürdürülen mücadeleye Türkiye'nin yaptığı tüm katkıları memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

FETÖ İLE MÜCADELEDE YANIMIZDA OLUN: Erdoğan, ABD'nin yeni dönemde FETÖ ile mücadelede Türkiye'nin yanında olmasını beklediğini söyledi. Görüşmede, Türkiye-ABD arasında ekonomik işbirliğinin artırılması için atılacak adımlar da görüşüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Trump en kısa zamanda görüşme konusunda mutabık kaldılar.

İki liderin ilk yüz yüze görüşmesi ile ilgili iki ihtimal gündemde. İlki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın referandum takvimine göre ABD'yi ziyaret etmesi... İkinci ihtimal ise iki liderin 24-25 Mayıs tarihlerinde Brüksel'de düzenlenecek NATO Liderler Zirvesi'nde bir araya gelmesi.

CIA Direktörü Türkiye'ye geliyor
Görüşmeden sonra ilk stratejik ziyaret bugün gerçekleşecek. CIA Direktörü Mike Pompeo, ilk yurtdışı ziyaretini Türkiye'ye yapacak. Ziyaret kapsamında Türk yetkililerle terör örgütleri PYD ve FETÖ başta olmak üzere gündem maddelerinin istişare edileceği belirtildi.

Önceki gün yayımlanan KHK ile Emniyet Genel Müdürlüğü'nden ihraç ve emekli edilen 242 FETÖ'cü'nün tüm hakları ellerinden alındı. Emniyet'te resen emekliye sevk edilen, kendi isteğiyle emekli olanlar veya Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü hükümlerine göre meslekten veya devlet memurluğundan çıkarılan FETÖ'cülere uygulanan tedbir kapsamında, FETÖ tetikçisi Emre (Emrullah) Uslu'nun başkomiserlik unvanı, polis akademisinde ders veren kaçak Önder Aytaç'ın ise Yrd. Doç. Dr. unvanı elinden alındı. Bu kararnameyle 242 FETÖ'cü kamuya yeniden dönemeyecek, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemeyecek, ayrıca bunlar uhdelerinde taşımış oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamayacaklar.
Buğra OLAÇ /ANKARA

Suriye'nin El Bab bölgesinde terör örgütü DEAŞ ile süren çatışmalarda bir asker daha şehit oldu. Akşam saatlerinde çıkan çatışmada şehit olan asker ile birlikte gün içerisinde şehit olan asker sayısı 5'e yükseldi. Helikopterle Gaziantep'e getirilen şehit askerin naaşı otopsi için Adli Tıp Kurumu morguna konuldu

İki liderin telefon görüşmesi dünya basınında geniş yer buldu. CNN, "Trump'ın, Suriye'de 'güvenli bölgeler' oluşturma sözünü yerine getirmek için Türkiye ile yakın ilişkilere ihtiyacı olacak" yorumunda bulundu. İşte öne çıkan ifadeler:
CNN: Başkan Donald Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı telefon konuşmasında "uzun süreli yakın ortak" Türkiye'ye desteğini bir kez daha dile getirdi.
Reuters: Trump, iki ülkenin "terörün her şekliyle mücadeleye olan ortak bağlılığından" bahsetti ve Türkiye'nin DEAŞ'la mücadeledeki rolünü övdü.
Sputnik News: İki liderin 45 dakika süren telefon görüşmesinin olumlu bir havada geçtiği belirtildi.
Washington Examiner: Trump, Türkiye ile olan ilk telefon görüşmesinde terörle mücadele ve NATO'yu gündeme getirdi.
AFP: Donald Trump, Türk mevkidaşı Recep Tayyip Erdoğan'a ABD'nin NATO'ya desteğini sürdüreceği sözünü verdi.
Washington Post: İki devlet adamı terörle mücadele ve ABD'nin NATO'ya desteğini konuştu.

Balıkesir'in Dursunbey İlçesinde aracının camlarında bulunan cam filmi sebebi ile ceza kesilen Fikri Conker, Yargıtay'a başvurdu. Yargıtay 19 Ceza Dairesi cam filmi sebebi ile kesilen cezayı iptal ederek emsal bir karara imza attı. Dursunbey Kaymakamlığında yazı işleri müdürlüğü yapan Fikri Conker'e 2015 yılı nisan ayında aracının camlarında bulunan cam filmi sebebi ile kesilen ceza Yargıtay'dan döndü.

Kesilen bu cezanın ardından hemen mahkemeye başvuran Fikri Conker yerel mahkemeden ret kararı alınca durumu bir üst mahkemeye taşıdı. Kesilen cezanın kanunlara aykırı olarak kesildiğini iddia eden Conker, yönetmeliklerle kesilen bu cezanın kurumlar arasında görüş farklılığına sebep olduğunu ve yanlış yorumlandığını savundu. Aracın fenni muayeneden cam filmleri ile kusursuz şekilde çıktığını ifade eden Conker, trafikte ise polis tarafından bu filmlere ceza kesildiğini hatırlattı.

Mahkeme sürecini değerlendiren Fikri Conker, 11 Nisan 2015'de Dursunbey'de yeni yapılan hizmetleri görmek için aracı ile dolaşmaya çıktığını bu esnada polis tarafından durdurulduğunu belirtti. Rutin işlemlerin ardından aracının camında bulunan filmlerin polisler tarafından sökülmesinin istendiğini daha sonra ise kendisine ceza uygulandığını söyledi. Cezayı hemen ödeyen Conker, daha sonra konuyu mahkemeye taşıdığını fakat Dursunbey'deki mahkemenin cezanın iptalini ret ettiğini belirtti. Bunun üzerine Yargıtay'a başvuran Conker, kanun yararına cezanın bozulmasını talep etti. Kanun ile yönetmeliğin bir birine zıt olarak uygulandığını savunan Fikri Conker, bu durumun kendisini de bir kamu görevlisi olarak çok rahatsız ettiğini söyledi. Bu sebeple kanun yararına dava açtığını ifade eden Conker, kurumlar arasında da çelişkiye yol açan bu durumun çözülmesi için çaba harcadığını söyledi.

Yargıtay 19. Ceza dairesi tarafından görülen dava sonucu cam filmlerinin görüşü engelleyecek bir durumunun olmadığı ve kesilen bu cezanın iptaline oy birliği ile karar verdi.

Klip yönetmeni, programcı Ayşe Ersayın, bu sabah saatlerinde ünlü şarkıcı Ajda Pekkan'ın evinde hayatını kaybetti. Ersay'ın ölümü müzik dünyasını ve sevenlerini yasa boğdu. Peki hayatını kaybeden Ayşe Ersayın kimdir? İşte tüm detaylar...

AYŞE ERSAYIN KİMDİR

Ayşe Ersayın, Özel Yükseliş Koleji'ni bitirdikten sonra Bülent Osma ile evlendi. Uzun süren evliliğinin ardıdan, ayrıldıktan sonra İstanbul' a yerleşti. TRT de yayınlanan bir cumartesi eğlencesi programında Aydoğan Ergezen'e asistanlık yaptı.

Star televizyonunun kurulması ile Aydoğan Ergezen'le birlikte bu kanala geçti.
Bir sene yönetmen yardımcılığı yaptıktan sonra Mustafa Mayadağ ile birlikte Pazarlık isimli müzik eğlence programını yapmaya başladı. Kısa bir süre sonra Cuma Postası isimli programla yapımcı yönetmenliğe adım attı.

Piknik, Salı Pazarı, Kabere Kiboş, Şamata, Benimle Oynarmısın yarışması, Jazz Festivali gibi programlara imza attı. Uzun bir süre bayram özel proglamları ve yılbaşı eğlence programları hazırladı.

Konser çektiği bazı sanatçılar:
Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Nilüfer, Zerrin Özer, Muazzez Abacı, Bülent Ersoy, Müslüm Gürses, Kenan Doğulu, Ayşegül Aldinç, Ahmet Kaya, Ebru Gündeş, Seda Sayan, Yıldız Tilbe, Hülya Avşar, Zuhal Olcay, Diana Ross, Shirley Bassey, Dionne Warwick, Al Jarreau, David Sanborn, Salif Kama.

ABD Başkanı Donald Trump'ın AB elçisi olacağı belirtilen ve birlik karşıtı açıklamalarıyla tepki çeken Ted Malloch, Avrupa'yı vefasızlıkla suçladı.

Malloch, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Avrupalıların AB içinde yer alıp almama ya da nasıl bir birlik inşa etmede kendilerinin karar vermesi gerektiğini kaydetti.

2. Dünya Savaşı sonrası Avrupa'nın yeniden doğumunun ABD sayesinde olduğunu belirten Malloch, "Avrupa'yı bügünkü haline getiren, bizim kanımız, bizim terimiz, bizim gözyaşımız ve bizim paramızdı. Şu anda elimizde, Amerikan karşıtlığından ziyade bir dereceye kadar minnettarlık olsaydı daha iyi olurdu." dedi.

AB KARŞITI AÇIKLAMALARIYLA TEPKİ ÇEKİYOR

Malloch, daha önce de avro para biriminin ciddi problemleri olduğuna dikkati çekerek, "Bence (avro) sadece ölmekle kalmıyor, avronun gerçek sorunları da bulunuyor. Avro, önümüzdeki 1-1,5 yıl içerisinde çökebilir. Ben olsam 2017 yılında avro açığa satardım." demişti.

Başka bir açıklamasında Malloch, "Sovyetler Birliği'nin yıkılmasına yardımcı olduğum bir diplomatik görevim vardı. Belki biraz ehlileşmeye ihtiyacı olan başka bir birlik vardır." diyerek AB'yi hedef almıştı.

Son olarak Malloch, katıldığı bir TV programında, "Sizce Yunanistan, AB'den ayrılmalı mı?" şeklindeki soru üzerine, "Yunanların yerine konuşmak istemem ama bir ekonomist bakış açısıyla muhtemelen Yunanistan'ın avrodan uzaklaşması için çok güçlü bir sebep var." ifadesini kullanmıştı.

BRÜKSEL'DE İSTENMİYOR

Bu açıklamalar karşısında Avrupa Parlamentosundaki (AP) büyük grupların liderleri de AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ve AB Konseyi Başkanı Donald Tusk'a mektup göndererek, Malloch'a "kötü niyetli tavrından dolayı" akreditasyon verilmemesini istemişti.

AB Konseyi Başkanı Tusk da Trump'ı AB'nin karşı karşı olduğu dış tehditler arasında saymıştı. Ted Malloch'un yakın zamanda ABD Başkanı Trump tarafından ABD'nin AB Büyükelçisi olarak görevlendirileceği belirtiliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, müzisyen Yusuf İslam'a Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne ziyaretinden dolayı Twitter'dan teşekkür etti.

Erdoğan, ünlü İngiliz müzisyen İslam'ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabulüne ilişkin fotoğrafı sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki hesabından paylaştı.

Yusuf İslam'ın Twitter hesabı olan "YusufCatStevens"ı da etiketleyen Erdoğan, "Sevgili kardeşim Yusuf, Külliye'yi ziyaretin ve samimi sohbetin için teşekkür ederim. Türkiye'ye hoşgeldin." paylaşımında bulundu.

İslam da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın paylaşımını retweet etti.

Başbakanlık kaynaklarından alınan bilgiye göre, Yıldırım, yarın saat 15.00'te, Çankaya Köşkü'nde Bahçeli'yi kabul edecek.