Elebaşını iade edin, YPG'den vazgeçin

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul edilen ABD Dışişleri Bakanı Tillerson'a, Türkiye'nin iki talebi yeniden iletildi: FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen'i iade edin, YPG'den vazgeçin

Tarihi: 31.03.2017 06:32 Son Güncelleme Tarihi: 31.03.2017 09:19 Elebaşını iade edin, YPG’den vazgeçin

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edildi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yaklaşık 2 saat 10 dakika süren görüşmede FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen'in iadesini isteyen Erdoğan, ayrıca terör örgütü mensuplarının ABD'deki faaliyetlerinin önlenmesini istedi. Erdoğan, Suriye'de terör örgütü YPG ile hareket etmekten vazgeçilmesi gerektiği mesajını da verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul edilen ABD Dışişleri Bakanı Tillerson’a, Türkiye’nin iki talebi yeniden iletildi: FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen’i iade edin, YPG’den vazgeçin

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edildi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yaklaşık 2 saat 10 dakika süren görüşmede FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen'in iadesini isteyen Erdoğan, ayrıca terör örgütü mensuplarının ABD'deki faaliyetlerinin önlenmesini istedi. Erdoğan, Suriye'de terör örgütü YPG ile hareket etmekten vazgeçilmesi gerektiği mesajını da verdi.

Tillerson, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile de bir araya geldi. İki bakan, görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Obama döneminde ABD'nin terör örgütü YPG'ye verdiği desteğin iki ülke arasındaki ilişkileri etkilediğini hatırlatan Çavuşoğlu, "Bir terör örgütü ile mücadele ederken başka bir terör örgütüyle işbirliği yapmanın gerçekçi olmadığını söyledik" dedi. Çavuşoğlu, bu desteğin, Türk halkının ABD'ye bakışını da olumsuz etkilediğini vurguladı.

Çavuşoğlu, Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın ABD'de tutuklanması konusunda da "Bunun tamamen, Sarraf dahil siyasi bir süreç olduğunu düşünüyoruz ve görüyoruz" dedi. Çavuşoğlu, eski savcı Bharara'nın FETÖ ile çok yakın bağları olduğuna da dikkat çekti.
FETÖ elebaşısı Gülen'in iadesi konusunda somut adım beklendiğini de söyleyen Çavuşoğlu, "Tüm belgeleri ilettik. En azından geçici tutuklama talebimizin yerine gelmesini istiyoruz" dedi. Çavuşoğlu, FETÖ firarisi Adil Öksüz'ün ABD Konsolosluğu'ndan aranması konusunda ise "Bunun arkasında bir şey aramak istemeyiz ama neticede konunun detaylarını sonut olarak görmek isteriz" diye konuştu.
Türkiye'nin güvenilir bir müttefik olduğunu vurgulayan Tillerson ise sorulara net cevap vermekten kaçındı.

ABD medyası Tillerson'ın ziyaretini böyle yorumladı: Zorlanacak!ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'un Türkiye ziyareti, ülkenin önde gelen gazetelerinde haber ve yorumlara konu oluyor. New York Times, Türkiye FETÖ elebaşının iadesini beklerken Tillerson'un Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşeceğine dikkat çekti ve ekledi: "Erdoğan ile buluşma Tillerson en zorlu görüşmesi olabilir"

YAPTIĞI HİÇBİR GÖRÜŞME BU KADAR HASSAS DEĞİL

New York Times, Rex Tillerson için "Daha önce Meksika ve Çin Cumhurbaşkanları ile bir araya geldi ve DEAŞ ile savaşan 68 ülkenin bir toplantısına evsahipliğini yaptı ama Rex Tillerson, Dışişleri Bakanlığını üstlenmesinden bu yana geçen kısa süre içinde yaptığı hiçbir görüşme Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yapacağı görüşme kadar hassas olmayacak" yorumunu yaptı.

AYRIŞMALAR VE FETÖ ÇATLAĞI

Türkiye ile Avrupa arasında yaşanan "ayrışmalar"a değinilen haberde Türkiye'nin ABD'den Teröristbaşı Fetullah Gülen'in iadesini istediğini de anımsattı. Gazete sonra tüm bu zorlukların "en tecrübeli diplomat için bile bir sınav oluşturacağını" yazdı.

BLİNKER: "DAHA ÖNEMLİ BİR İLİŞKİ DÜŞÜNMEK ZOR. TILLERSON HATA YAPMAMALI!"

ABD'li gazete, uzmanların Tillerson'un Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapacak görüşmelerde hata yapılmamasının önemini vurguladıklarını belirtirken Obama Yönetimi döneminde geçen yıl Türkiye'yi üç defa ziyaret eden, ABD eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Antony Blinken'in "Daha önemli veya daha çetrefilli bir ilişkiyi düşünmek zordu" sözlerini yansıttı.

Haberde ayrıca iki ülke arasında YPG ile ilgili anlaşmazlığın gidirilmesinin taşıdığı öneme vurgu yapıldı ve bunun sağlanmaması durumunda Türkiye'nin başka hamlelerde bulunabileceği yazıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 15 kanuna onayCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 kanunu onayladı.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa'nın 89'uncu maddesinin birinci fıkrası ile 104'üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca 15 kanunu onaylayarak, yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onayladığı kanunlar şöyle:

6924 sayılı "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Arasında Hükümetlerarası Tahıl Grubu 31'inci Oturumu ve Hükümetlerarası Pirinç Grubu 42'nci Oturumu Ortak Toplantısına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun."

6925 sayılı "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Makedonya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Makedonya Cumhuriyetinin Kazakistan Cumhuriyetindeki Temsilinin Türkiye Cumhuriyeti Astana Büyükelçiliği İmkanlarından Yararlanılarak Gerçekleştirilmesine İlişkin Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun."

6926 sayılı "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Tarım Alanında Teknik, Bilimsel, Ekonomik ve Ticari İş Birliği Konulu Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun."

6927 sayılı "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Lübnan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık Alanında İş Birliğine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun."

6928 sayılı "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında İkili Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun."

6929 sayılı "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Endonezya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İşgücünün Geliştirilmesi Hakkında Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun."

6930 sayılı "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında 24 Mart 2008 Tarihinde İmzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık Alanında İş Birliğine İlişkin Anlaşmanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun."

6931 sayılı "2009 Gemilerin Emniyetli ve Çevreye Duyarlı Geri Dönüşümü Hakkında Hong Kong Uluslararası Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun."

6932 sayılı "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Mali Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ile Mali Cumhuriyeti Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanlığı Arasında İş Birliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun."

6933 sayılı "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fildişi Sahili Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askerî Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İş Birliği Çerçeve Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun."

6934 sayılı "Türkiye Cumhuriyetine Şanhay İşbirliği Örgütünün Diyalog Ortağı Statüsü Tanınmasına İlişkin Muhtıranın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun."

6935 sayılı "Uzak Pazarlardan Turist Çekilmesi Hususunda Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Tunus Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun."

6937 sayılı "Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı İçin Mukavele Sözleşmesi Elektronik Taşıma Belgesi ile İlgili Ek Protokole Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun."

6939 sayılı "Trans-Asya Demiryolu Ağı Hükümetlerarası Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun."

6993 sayılı "İsviçre Konfederasyonu ile Avusturya Cumhuriyeti Arasında Viyanada Uluslararası Göç Siyasaları Geliştirme Merkezi Kurulması ve İşleyişine Dair Anlaşmaya Katılmamızın Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Mardin'e müjde!Cumhurbaşkanı Erdoğan, dinlerin ve dillerin diyarı Mardin'de toplam yatırım bedeli 514 trilyon olan dev hizmetin toplu açılış töreninde konuştu. Gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan burada yaptığı konuşmada, "Artık bu ülkede hangi örgüte mensup olursa olsun hiçbir teröriste rahat yoktur. Ya girdikleri bu yanlış yoldan geri dönüp teslim olacaklar ya da bu toprakları terk edip gidecekler" dedi. Yapılacak yatırımlara ilişkin bilgi veren Erdoğan Mardinlilere müjdeleri sıraladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: Bundan sonra çok daha farklı yatırımların Mardin'e geleceğini de müjdeliyorum. Mardin'de dev şehir hastanesi açılacak. Mardin hizmet siyasetinin anlamını çok iyi bilir. Cazibe programı ile 4 buçuk katrilyonluk yatırım destek projesi hazırladı. Midyat ve Savur ilçelerimize müjdeyi veriyorum, doğalgaza kavuşturuyoruz. Nusaybin'e yapacağımız canlı bağlantıyla toplu açılış törenini gerçekleştireceğiz. Devlet olarak daima vatandaşlarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mardin'de toplam yatırım bedeli 514 trilyon olan 211 projenin toplu açılışını gerçekleştirdi. Açılış öncesi onbinlerce vatandaşa hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan,"Türkiye Cumhuriyeti devleti, 80 milyon vatandaşımızın tamamının devletidir. Devletimiz meseleleri konuşarak, görüşerek, kimsenin burnu kanamadan çözmek için uzattığı eli ısıranların başını ezmeye muktedirdir. Nitekim çukur eylemlerini başlatan terör örgütünü açtığı çukurlara gömerek bu gücünü göstermiştir" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terör örgütü, birileri tarafından kendisine verilen Türkiye'ye zarar verme, Türkiye'yi oyalama, yıpratma misyonu için gözünü kırpmadan Kürt kardeşlerimizi ateşe atmıştır. Siyasetin kendilerine verdiği imkanları terör örgütünü bu yanlış yoldan döndürmek için kullanmak yerine onun emrine verenler de aynı ateşe odun taşımışlardır." diye konuştu. Erdoğan, "Ülkemizi ve özellikle bölgedeki kardeşlerimizi terör örgütünün tasallutundan tamamen kurtarmak için, güvenlik güçlerimiz günün 24 saati, yılın 365 günü çalışmakta. Artık bu ülkede hangi örgüte mensup olursa olsun hiçbir teröriste rahat yoktur. Ya girdikleri bu yanlış yoldan geri dönüp teslim olacaklar ya da bu toprakları terk edip gidecekler. Aksi takdirde askerimizle, polisimizle, korucularımızla birlikte, bunları ülkemizden söküp atacağız."ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle oldu:

"UTANMADAN, SIKILMADAN ADAM GİBİ DOLAŞMAYA KALKIYORLAR!"

Mardin'in önünü kesmek isteyenlere 16 Nisan'da EVET diyerek veriyor muyuz? Peygamberin, evliyaların şehri Mardin'i, kendi ideolojik saplantılarına kurban etmek isteyenlere 16 Nisan'da EVET diyerek cevap veriyor muyuz? Bu sokaklara, caddelere açılan o çukurlar, hendekler benim buralardaki Kürt kardeşlerime, Süryani kardeşlerime, Arap kardeşlerime reva mıydı? Utanmadan sıkılmadan adam gibi dolaşmaya kalkıyorlar. Türkiye değişim sancılarını bizzat yaşamış bir ülkedir. Türkiye siyasi ve ekonomik krizlerin pençesinde kıvranırken yaşadığımız acıları hatırlayın. 1994 krizini, 2001 krizini hatırlayalım. 28 Şubat uygulamaları başta olmak üzere demokrasi ve insan hakları alanındaki kayıplarımızı hatırlayın. Kurucusu olduğum Ak Parti'nin iktidarıyla o günlerin karanlığının daha iyi farkına vardık. Biz kasamıza ve kesemize sahip çıktık.

"KANDİL'DEKİ TERÖR BARONLARINA PİYONLUK YAPTILAR"

7 Haziran'dan sonra yıllardır arayıpta bulamadıkları fırsatı yakaladıklarını sandılar. Kardeşlerim Diyarbakır'da 53 Kürt kardeşimizi öldürdüler mi? Yahu bu reva mıdır ya? Benim Kürt kardeşlerimden ne istiyorsun? 15-16 yaşındaki bir genci katilce şehit ettiler! Ne istediniz? Diyarbakır Belediyesi'nin önünde analar ağlıyordu. Kız demeden erkek demeden dağa kaçırdılar. Utanmadınız mı? Sıkılmadınız mı? Utanmadan biz Kürtlerin temsilcisiyiz dediler! Yalan! Ben 80 milyonun temsilcisiyim. Niye? Çünkü yaradılanı yaradandan ötürü seviyorum. Bizim derdimiz Türkiye, bunların derdi çukur! Terör örgütü birileri tarafından kendilerine verilen Türkiye'ye zarar verme, yıpratma misyonu için gözünü kırpmadan Kürt kardeşlerimizi ateşe atmıştır. Kürt kardeşlerimle en ufak manevi bağı olmayan marjinal örgütlere, Kandil'deki terör baronlarına piyonluk yaptılar. Bölgedeki kardeşlerimiz kimin kendilerinin yanında olduğunu kimlerin gelecekleri için çalıştığını kimlerin de bunları yok etmek için çalıştığını görmüştür. Bu devlet 80 milyonun tamamının devletidir. zararları telafi etmek, yeni iş alanları oluşturmak için tüm kurumlarımız çalışıyor. Artık bu ülkede hangi örgüte mensup olursa olsun hiçbir teröriste rahat yoktur. Ya teslim olacaklar ya da bu toprakları terk edip gidecekler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan "Kandil'deki terör baronlarına piyonluk yaptılar"

MARDİN'E MÜJDE! ŞEHİR HASTANESİ AÇILACAK

Mardin'de dev şehir hastanesi açılacak. Değerli kardeşlerim bütün bunlarla beraber adalet, emniyet aynı şekilde.. Ulaşımda havalimanı, 25 havalimanı vardı. Şu anda 59 havalimanı var Türkiye'de. Kardeşlerim göreve geldik. İstanbul boğazında iki köprü vardı. Denizin altından Marmaray yaptık. Dedik ki bitmez. Boğazın altından Avrasya Tünelini yaptık. Fakat dedik ki bize bu yakışmaz. Biz Fatih'in torunlarıyız, bir de körfezde Kocaeli'nde Osmangazi Köprüsünü yaptık. Ama bunlarda göz yok, kulak yok. Hayır çadırına girdim. Neden hayır diyorsunuz dedim. Bana daha çağdaş bir Türkiye için dediler. Bak dedim köprü görünüyor. Ne dese beğenirsin? Adını Yavuz Sultan Selim Köprüsü koydunuz dediler. Neden Tayyip Erdoğan koymadın dediler. Malesef böyle... Varsın olsun. Biz o hayır mı diyor saygı duyarız. Ama sende evet diyene saygı duy. Devletinizle sizlerin arasına kimsenin girmesine izin vermeyiniz. Biz çözüm süreci başlattık mı? Ama anlamadılar. Onlar malesef bomba patlattılar, çukur açtılar. İşte 16 Nisan daha modern bir Türkiye için sıçrama dönemi olacaktır. Buna hazır mıyız? Eğer bunu başarırsak Mardin birkaç yıla kalmaz Muğla ile yarışır. Çünkü Mardin'de bu potansiyel var.

"BU TERÖR ÖRGÜTLERİNE SESSİZ Mİ KALACAKSINIZ?"

Bu kardeşiniz İsviçre parlamentosunun önünde benim şakağıma silah dayayan bir pankart çıkardılar. Buradan Ak Parti'ye, MHP'ye, BBP'ye, CHP'ye, SP'ye gönül veren tüm kardeşlerime sesleniyorum. Bu terör örgütlerine karşı siz sessiz mi kalacaksınız? Ne yazık ki bunu yapıyorlar. Üzerlerine gideceğiz, onları orada bırakmayacağız. Buradan sesleniyorum. Niçin EVET demeniz gerektiğini merak ediyorsanız, dönüp hayır diyenlere bakın. İmralı, Kandil, Pensilvanya, DEAŞ hayır diyor. Öyleyse biz istikamet üzereyiz. Bugüne kadar Türkiye'ye en küçük bir faydası dokunmuş tam tersine ayağımıza çelme takmaya çalışanlar karşı çıkıyorsa bu değişimin milletimizin lehine olduğu çok açık.

MARDİN'E 514 TRİLYONLUK DEV YATIRIM

Bugün Mardin'de toplam yatırım bedeli 514 trilyon olan 211 projenin de toplu açılış örenini yapıyoruz. TOKİ'nin ciddi yatırımları var. Eğitimde çok sayıda dersliğin, lojman, yurt ve spor salonlarının yapımı devam edenleri ve bitenler var. 2 yüzme havuzunu birden kazandırıyoruz. Şimdi yeni belediye var biliyorsunuz Bu belediye birçok projeyi hizmetinize sundu. Tüm bu yatırımların toplu açılışlarını yapıyoruz. Bundan sonra çok daha farklı yatırımların Mardin'e geleceğini de müjdeliyorum. Mardin hizmet siyasetinin anlamını çok iyi bilir. Cazibe programı ile 4 buçuk katrilyonluk yatırım destek projesi hazırladı. Geçtiğimiz yıl Midyat ve Savur ilçelerimizi müjdeyi veriyorum, doğalgaza kavuşturuyoruz. Nusaybin'e yapacağımız canlı bağlantıyla toplu açılış törenini gerçekleştireceğiz. Devlet olarak daima vatandaşlarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Mardin'e 514 trilyonluk dev yatırım müjdesi

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN MARDİN'DE TOPLU AÇILIŞ TÖRENİNDE KONUŞTU Erdoğan 7 dilde Regaip Kandili'ni tebrik etti Erdoğan, Twitter hesabından Regaip Kandili'ne ilişkin paylaşımda bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Regaip Kandili'nin ve mübarek üç ayların, tüm insanlığa barış ve huzur getirmesi temennisinde bulundu.

7 DİLDE KANDİL MESAJI

Milletin ve tüm İslam aleminin kandilini tebrik eden Erdoğan, "Regaip Kandili'nin ve mübarek üç ayların tüm insanlığa barış ve huzur getirmesini Rabbimden niyaz ediyorum." ifadesini kullandı.

Erdoğan aynı paylaşımı Arapça, İngilizce, Kürtçe, Zazaca, Urduca, Farsça ve Azerbaycan Türkçesinde de yaptı.

 

Adil Öksüz hakkında flaş gelişme: Bileti alınmıştı, deşifre olmasaydı…Akıncı üssünden 15 Temmuz hain darbe kalkışmasını yöneten Fetullahçı terörist Adil Öksüz’ün ABD konsolosluğu tarafından arandığının ortaya çıkmasının ardından yeni bilgilere ulaşıldı. Buna göre her yerde aranan FETÖ kaçkını Öksüz’ün deşifre olmasaydı gideceği yer ve ülke belliydi.

ÖNCE SERBEST KALDI SONRA KAÇIŞ ROTASI HAZIRLANDI

ABD Konsolosluğunun kendisini araması kamuoyunda büyük yankı uyandırırken Sabah Özel İstihbarat ekibinin ulaştığı bilgi ve belgeler gündeme bomba gibi düşecek. Buna göre 15 Temmuz gecesinde gözaltına alınan Öksüz'ün sabah saatlerinde organize biçimde serbest kalması sağlandı.

ÜST DÜZEY EMNİYET MÜDÜRÜ GELDİ!

Birlikte gözaltında olduğu diğer şüpheliler Ankara Adliyesine gönderilirken bulundukları yere gelen bir üst düzey Emniyet Müdürü'nün müdahalesiyle başka bir karakola gönderildi. Sonrasında da serbest kaldı.

ROTA BELİRLENDİ BİLET ALINDI

Öksüz bu sürecin ardından eğer deşifre olmasaydı rotası, kaçacağı ülke ve saate kadar her şey organize edildi. Bileti hazır olan FETÖ teröristi tam kaçırılacaktı ki…

SABAH.COM.TR DEŞİFRE ETMİŞTİ

Bu noktada 15 Temmuz ihanetinin izini süren Sabah.com.tr Latif Erdoğan'ın açıklamalarıyla Adil Öksüz'ün kim olduğunu deşifre etti. Planları suya düşen Öksüz yurt içinde kaçmaya başladı.

DEŞİFRE OLMASAYDI AMERİKA'YA GİDECEKTİ!

Terörist Adil Öksüz eğer Sabah.com.tr'nin haberiyle deşifre olmasaydı aldığı biletle Temmuz ayı sonunda Amerika'ya gidecekti. Sabah Özel İstihbarat Müdürü Abdurrahman Şimşek ve Özel İstihbarat şefi Nazif Karaman çarpıcı bilgileri A Haber ekranlarında paylaştı.

Adil Öksüz deşifre olmasaydı ABD'ye gidecektiFETÖ'cü Öksüz’ün ABD konsolosluğu tarafından arandığının ortaya çıkmasının ardından yeni bilgilere ulaşıldı.

Sabah'ta yer alan habere göre; 15 Temmuz gecesinde gözaltına alınan Öksüz'ün sabah saatlerinde organize biçimde serbest kalması sağlandı.

ÜST DÜZEY EMNİYET MÜDÜRÜ GELDİ

Birlikte gözaltında olduğu diğer şüpheliler Ankara Adliyesine gönderilirken bulundukları yere gelen bir üst düzey Emniyet Müdürü'nün müdahalesiyle başka bir karakola gönderildi. Sonrasında da serbest kaldı.

BİLET ALINDI ROTASI BELİRLENDİ

Öksüz bu sürecin ardından eğer deşifre olmasaydı rotası, kaçacağı ülke ve saate kadar her şey organize edildi. Bileti hazır olan FETÖ teröristi, kaçırılacağı sırada  Adil Öksüz deşifre edildi. Planları suya düşen Öksüz yurt içinde kaçmaya başladı.

DEŞİFRE OLMASAYDI AMERİKA'YA GİDECEKTİ

Terörist Adil Öksüz eğer deşifre olmasaydı aldığı biletle Temmuz ayı sonunda Amerika'ya gidecekti. Adil Öksüz Temmuz'un 29'u veya 30'unda ABD'ye gidiş için promosyon bileti alınmış.

İDDİANAME MAHKEMEYE YARIN GÖNDERİLECEK

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kaynaklarından alınan bilgiye göre, darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü yakınlarında gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan, FETÖ'nün "Hava kuvvetleri imamı" olduğu belirtilen Adil Öksüz  ile sivil şüpheliler Harun Biniş, Kemal Batmaz, Nurettin Oruç ve Hakan Çiçek ile  eski orgeneral ve Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk'ün de arasında bulunduğu 400'ün üzerinde şüpheli hakkında yürütülen soruşturmada, hazırlanan iddianame üzerinde son düzeltmeler yapılıyor. Başsavcılık kaynaklarından alınan bilgiye göre, iddianamenin bugün mahkemeye gönderilmesi bekleniyor.

Adil Öksüz, darbe girişimi öncesi ABD bileti satın almış

ADİL ÖKSÜZ'Ü İLK SABAH.COM.TR DEŞİFRE ETMİŞTİ

İŞTE SABAH.com.tr'ye yaptığı açıklamalarla o ismi deşifre eden Latif Erdoğan'ın açıklamaları:

FETÖ, İFADESİYLE ÇÖZÜLEBİLİRDİ FETÖ'nün eğitim yapılanmasına operasyon...FETÖ'ye bağlı eğitim kurumlarına yönelik Ankara merkezli operesyonda 18 ilde 98 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) eğitim kurumlarına yönelik soruşturmasında 98 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Şüphelilerin yakalanması için 18 ilde eş zamanlı operasyon gerçekleştiriliyor.

Alınan bilgiye göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu savcılarından Ender Coşkun tarafından FETÖ'nün eğitim kurumlarına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, Atlantik Eğitim A.Ş'ye ait kapatılan okullarda çalışan ve örgütün şifreli haberleşme programı "ByLock"u kullandığı tespit edilen kişilerle ilgili işlem başlatıldı.

Bu kurumlarda, genel müdür, genel müdür yardımcısı, müdür, müdür yardımcısı ve kurucu temsilci pozisyonunda bulunan şahıslar ve MASAK raporunda şirket ortağı olarak tespit edilen şahıslar olmak üzere toplam 98 şüpheli hakkında 18 ilde eş zamanlı operasyon düzenleniyor.

Şüpheliler, FETÖ üyesi olmak, örgüte finansman sağlamak ve eleman kazandırmakla suçlanıyor.

Terör örgütünün gösteri töreninde skandal görüntü!Kerkük’te bayrak krizinin ardından bu kez de terör örgütü PKK’nın gösteri niteliğindeki töreni olay yarattı. PKK’lılara tören boyunca ABD zırhlıları eşlik etti...

Kerkük Valisi Necmettin Kerim'in baskısıyla Kerkük Şehir Konseyi önceki gün kamu binalarında Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) bayrağını asılmasına yönelik karar çıkarttı. Kerkük Şehir Konseyi'nin oy çokluğuyla aldığı karara ilişkin toplantıyı boykot eden Türkmen ve Arap üyeler, karara büyük tepki gösterdi. Kerkük'te bu kriz yaşanırken başka bir gelişme daha dikkatleri çekti.

Öcalanlı flamalar

Terör örgütü PKK'nın yayın organı Fırat haber Ajansı (ANF), Kerkük'te ABD yapımı zırhlı araçların önünde tören yapan silahlı PKK'lıların görüntülerini yayınladı. 29 Mart'ta çekildiği belirtilen görüntülerde tekerlikli bir zırhlı muharebe aracı ile ABD ordusunun en çok kullandığı 'Humvee' zırhlı personel taşıyıcı görülüyor. Kulesine ağır silahların monte edilebildiği Humvee'lerde; 1 şoför, 3 yolcu ve bir nişancı olmak üzere 5 askeri personel taşınıyor. PKK ve teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın resminin bulunduğu bayrakların asıldığı alanda ayrıca kamuflaj boyası yapılmış bir askeri kamyon da görülüyor.

DEAŞ'tan mı alındı?

ABD yönetimi Humvee ve benzer zırhlı araçlar ile ağır silahları geçtiğimiz aylarda DEAŞ'a karşı yürütülen Rakka Operasyonu için liderliğini PKK'nın Suriye kolu olan YPG'nin yaptığı DSG'ye (Demokratik Suriye Güçleri) vermişti. PKK/YPG'nin hem Irak hem de Suriye'de elinde bulundurduğu bölgeleri terk eden DEAŞ'ın bıraktığı tank dahil bir çok zırhlı araç ele geçirdiği biliniyor. Araçların Kerkük'e YPG tarafından mı getirildiği, yoksa DEAŞ'tan mı ele geçirildiği ise bilinmiyor.

Kerkük Valisi destekliyor

PKK'lılara Kerkük'te oldukça rahat hareket edebildikleri bir alan açan Vali Necmettin Kerim geçmişte makamında terör örgütünün bazı yöneticilerini ağırlamıştı. Kerim, 2013 Eylül'ünde de Kandil'e giderek örgütün dağdaki lideri Cemil Bayık ve yönetimde yer alan Sabri Ok ile Öcalan posterleri altında buluşmuştu. (Vatan)

Son dakika: Şehit Astsubay Ömer Halisdemir’in annesi hayatını kaybettiNiğde’de yaşayan şehit Astsubay Ömer Halisdemir’in annesi Fadimana Halisdemir hayatını kaybetti. Niğde Valisi Peynircioğlu: "Kahraman şehidimiz Ömer Halisdemir'in annesi Fadimana Halisdemir, kalbi durmuş vaziyette ambulansla hasteneye getirildi ve bir saatten daha fazla hem elle hem makineyle müdahale edilip kalp masajı yapıldı ancak kurtarılamadı"

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Özel Kuvvetler Komutanlığında darbeci generali vurduktan sonra şehit edilen Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir'in annesi Fadimana Halisdemir hayatını kaybetti.

Anne Fadimana Halisdemir (69) Aşağı Kayabaşı Mahallesi'ndeki kızının evinde rahatsızlandı. Eve gelen sağlık ekipleri, buradaki müdahalenin ardından anne Halisdemir'i, oğlunun adını taşıyan Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırdı. Halisdemir, tüm müdaheleye rağmen kurtarılamadı.

Niğde Valisi Ertan Peynircioğlu, AK Parti Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu, İl Emniyet Müdürü Ali Kemal Kurt ve diğer ilgililer, hastaneye gelerek yetkililerden bilgi aldı.

Vali Peynircioğlu, hastane çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, "Kahraman şehidimiz Ömer Halisdemir'in annesi Fadimana Halisdemir, kalbi durmuş vaziyette ambulansla hasteneye getirildi. Buraya intikal ettiğinde kalbinin durduğunu doktorlar beyan etti. Kalp krizi olduğundan şüpheleniliyor. Bir saatten daha fazla hem elle hem makineyle müdahale edilip kalp masajı yapıldı ancak kurtarılamadı. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun." diye konuştu.

Peynircioğlu, Fadimana Halisdemir'in cenazesinin yarın cuma namazı sonrası Bor ilçesine Çukurkuyu beldesinde, oğlu şehit Ömer Halisdemir'in kabrinin de bulunduğu mezarlıkta defnedilmesinin planlandığını bildirdi.

ŞEHİT ASTSUBAY ÖMER HALİSDEMİR'İN ANNESİ HAYATINI KAYBETTİ BAŞBAKAN YILDIRIM, ŞEHİT HALİSDEMİR'İN MEZARINI ZİYARET ETTİ Halkbank'tan Mehmet Hakan Atilla'nın tutuklanmasına ilişkin açıklamaHalkbank, bankanın uluslararası bankacılıktan sorumlu genel müdür yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın ABD'de tutuklanmasına ilişkin, "Gözaltına alınma gerekçesi olarak ifade edilen iddiaların, 17-25 Aralık 2013 tarihlerinde ortaya atılan ve bankamızla hiçbir ilgisi olmayan iddialardan oluştuğu, bu girişimin de o dönemde Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından ülkemize yönelik yapılan hain saldırının bankamızı hedef alan ekonomik-finansal halkası olduğu aşikardır." açıklamasında bulundu.

Bankadan yapılan yazılı açıklamada, son günlerde muhtelif basın yayın organlarında bankanın güven ve itibarını sarsıcı, kamuoyunu ve yatırımcıları yanıltıcı nitelikte haberlere yer verildiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:

"Öncelikle bilinmelidir ki; bankamız tüm iş ve işlemlerinde ulusal ve uluslararası düzenlemelere her zaman tam bir şekilde uymakta, paydaşlarının, iş ortaklarının ve mevduat sahiplerinin haklarının korunması için tüm tedbirleri almaktadır. Bankacılık hizmetini sunarken mevcut düzenlemeler ve diğer tüm bankalarca bilinen ve izlenen dış ticaret uygulamaları dışında hiçbir mekanizma, yöntem veya sistem kullanılmamaktadır. Yapılan tüm dış ticaret işlemleri ve para transferleri açık, şeffaf ve sistem üzerinde ilgili otoritelerce izlenebilir durumdadır.

Bankamızın tüm iş ve işlemleri, ulusal ve uluslararası bağımsız denetim kuruluşlarınca düzenli olarak denetlenmektedir. İlgili döneme ilişkin yapılan denetimlerde dış ticaret işlemleri de dahil bankacılık hizmetlerimizin hiçbirisinde uluslararası bankacılık kurallarına ve hukuka aykırılık tespit edilmemiştir. Herhangi bir ülkeyle ilgili olarak mahiyeti belirsiz ve hukuksuz hiçbir ticari işleme taraf olunmamış, kaynağı ve mahiyeti belirsiz hiçbir transfer işlemi gerçekleştirilmemiştir."

"Bankamızın takdire şayan durumu açıkça ortadadır"

Açıklamada banka tarafından herhangi bir yasaklı tarafın, kişinin veya mal ya da hizmetin dahil olduğu işlemlere aracılık edilmediği aktarılarak, "Söz konusu iddialarda bahsi geçen ülke ile ilgili ticarete konu işlemlerde düzenlemeler gereği ABD finansal sistemi ve para birimi kullanılmamıştır. Bugüne kadar herhangi bir işlemi nedeniyle hiçbir yaptırıma maruz kalmayan bankamızın takdire şayan durumu açıkça ortadadır." değerlendirmesi yapıldı.

Atilla'nın gözaltına alınma gerekçesi olarak ifade edilen iddiaların mesnetsiz olduğu belirtilen açıklamada, "Gözaltına alınma gerekçesi olarak ifade edilen iddiaların, 17-25 Aralık 2013 tarihlerinde ortaya atılan ve bankamızla hiçbir ilgisi olmayan iddialardan oluştuğu, bu girişimin de o dönemde FETÖ terör örgütü tarafından ülkemize yönelik yapılan hain saldırının bankamızı hedef alan ekonomik/finansal halkası olduğu aşikardır." ifadeleri kullanıldı.

Duruşma 10 Nisan'da yapılacak

Açıklamada, ABD'ye 23 Mart'ta giden Halkbank Uluslararası Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın ABD'den dönüş yaptığı 27 Mart'ta (TSİ 28.03.2017 01:30) New York JFK Havalimanı'nda uçağa binmek üzereyken alıkonularak 28 Mart'ta yapılan duruşma ile tutuklandığı aktarıldı.

İlk duruşması yapıldıktan sonra iddianame hazırlanmak üzere savcılığa süre verildiği hatırlatılan açıklamada, ikinci duruşmanın 10 Nisan 2017'de yapılacağı bilgisi verildi.

Mehmet Hakan Atilla'nın, 2014-2017 yılları arasında yedi defa Amerika'ya görevli olarak gittiği, bu seyahatlerinde çok sayıda uluslararası finans kuruluşu ve üst düzey kamu yöneticisiyle temaslarda bulunduğu, son seyahatte tutuklama yapılmasının manidar olduğu belirtildi.

"Spekülatif yayınlar hakkında da hukuki çerçevede gereği yapılacaktır"

"Uluslararası bankacılıktan sorumlu genel müdür yardımcımızın tutuklanmasına dair hukuki süreç, gerek bankamızca gerekse devletimizin ilgili makamlarınca yakından takip edilmektedir." denilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Tüm bu bilgilendirmeler dikkate alındığında gerek yazılı ve görsel basında gerek sosyal medyada bankamızın ticari faaliyetlerini olumsuz etkileyebilecek spekülatif yayınlar hakkında da hukuki çerçevede gereği yapılacaktır. Bankamızın faaliyetlerini geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de tüm ulusal ve uluslararası düzenlemelere uygun ve kesintisiz bir şekilde sürdüreceğini kamuoyunun bilgisine sunarız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Halisdemir'in annesi için taziyeCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şehit Ömer Halisdemir'in annesi Fadimana Halisdemir'in vefatı üzerine Halisdemir ailesini telefonla arayıp, taziyelerini iletti.

Edinilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit Astsubay Ömer Halisdemir'in annesi Fadimana Halisdemir'in vefat haberinin ardından merhumenin eşi Hasan Hüseyin Halisdemir'i telefonla aradı.

Şehit Halisdemir’in annesi vefat etti

15 Temmuz şehidi Astsubay Ömer Halisdemir'in annesi Fadimana Halisdemir (69) vefat etti. Hain darbe girişimi sırasında Ankara'daki Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda FETÖ'cü Tuğgeneral Semih Terzi'yi öldürdükten sonra şehit edilen Astsubay Ömer Halisdemir'in annesi Fadimana Halisdemir, Niğde'de yaşıyordu. Kızının evinde kalp rahatsızlığı geçiren Halisdemir, oğlunun adını taşıyan Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Fadimana Halisdemir'in oğulları Doğan ve Soner Halisdemir ile yaylada bulunan eşi Hasan Hüseyin Halisdemir de acı haberin ardından hastaneye geldi. Niğde Valisi Ertan Peynircioğlu ile Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu, hastanede aileye başsağlığı diledi. Hasan Hüseyin Halisdemir'i telefonla arayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşinin vefatı nedeniyle taziyelerini iletti.

ŞEHİT ASTSUBAY ÖMER HALİSDEMİR'İN ANNESİ HAYATINI KAYBETTİ

Erdoğan, telefon görüşmesinde Fadimana Halisdemir'in vefatından derin üzüntü duyduğunu belirterek, merhumeye Allah'tan rahmet dileğinde bulundu.

Halisdemir ailesinin acılarını tüm kalbiyle paylaştığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhumenin eşi, oğulları ve yakınlarına sabır ve metanet diledi.

15 Temmuz darbe girişimi sırasında darbeci general Semih Terzi'yi öldürdükten sonra şehit edilen Astsubay Ömer Halisdemir'in Niğde'de yaşayan 69 yaşındaki annesi Fadimana Halisdemir, bu akşam evinde rahatsızlanınca hastaneye kaldırılmış, ancak tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı.Şehit Ömer Halisdemir’in annesi vefat ettiŞehit Ömer Halisdemir’in annesi 69 yaşındaki Fadimana Halisdemir, geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.

15 Temmuz gecesi Ankara'daki Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda darbeci general Semih Terzi'yi vurduktan sonra şehit olan, ancak gösterdiği kahramanlıkla darbe girişiminin seyrini değiştiren Astsubay Ömer Halisdemir’in annesi Fadimeana Halisdemir, Niğde'deki evinde akşam saatlerinde rahatsızlandı.

ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ'NDE HAYATINI KAYBETTİ

Ambulansla oğlunun ismini taşıyan Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Fadimeana Halisdemir'in kalp krizi geçirdiği belirlendi. Tedaviye alınan Fadimeana Halisdemir, doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı.

Olayın ardından hastaneye giden Niğde Valisi Ertan Peynircioğlu ile Ak Parti Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu, Halisdemir'in eşi Hasan Hüseyin Halisdemir ile oğulları Doğan ve Soner Halisdemir'e başsağlığı diledi.

FETÖ’nün karaparaFBI kıskacındaFBI, FETÖ’nün kara para trafiğinin peşine düştü. Gülen’in karakutuları Mustafa Özcan, Cevdet Türkyolu, İzzet Akyar ve Salih Dinçer’in ABD’deki şahsi hesaplarına yaptıkları para transferleri şüpheli bulundu. 4 FETÖ’cünün hesapları donduruldu

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) özellikle ABD'deki charter (sözleşmeli) okullarına yönelik operasyonlarıyla bilinen iç istihbarat teşkilatı Federal Soruşturma Bürosu (FBI), şimdi de FETÖ'nün kara parasının peşine düştü.
Mustafa Özcan gibi örgütün mali işlerini yürüten üst düzeyde isimlerin ABD'deki şahsi hesaplarına gönderdiği paraları dikkat çekici bulan FBI, bu kişilerin hesaplarını dondurdu, aktarılan paralara el koydu ve paraların kaynağını bulmak için soruşturma açtı.
İlk belirlemelere göre FETÖ, kara para aklama üssü olan Pinhan Restoran üzerinden aklamaya çalıştığı 600 milyon euroyu usulsüz biçimde ABD'deki şahsi hesaplara gönderdi. FBI'nın kara para trafiğiyle ilgili Mustafa Özcan, Cevdet Türkyolu, İzzet Akyar ve Salih Dinçer hakkında soruşturma başlatıldı.
SABAH'ın edindiği bilgilere göre FETÖ'nün Mustafa Özcan ile birlikte en önemli mali yöneticisi olan Ali Çelik paranın kaynağına ilişkin sorgulamayı aşmak için aktarılan paraları kendi şirketlerinin geliri gibi gösterdi. Aker Eşarpları'nın sahibi İzzet Akyar'ın da bu para aktarımında aracılık rolünü üstlendi. Paraların Salih Dinçer ile İzzet Akyar'ın ABD'deki hesaplarına gönderildiği anlaşıldı. Mustafa Özcan'ın ise Kırgız pasaportu taşıdığı ve İngiltere'den oturum aldığı halde örgütün hem siyasi hem de ekonomik işlerini yürütmek için ABD'ye taşındığı tespit edildi. Emekli bir vaiz olan Özcan, hesaplarındaki yüksek montanlı para hareketlerini izah edemedi. FBI bunun üzerine Özcan'ın da aralarında bulunduğu 4 FETÖ yöneticisin hesaplarını dondurdu.

SORUŞTURMAYI ÖRTBAS ÇABASI
FETÖ'nün, FBI soruşturmasının uluslararası kamuoyunda yaratacağı sarsıntıyı atlatmak için konuyu ABD'deki hukuk bürolarını ve siyasi ilişkilerini kullanarak kapatmaya çalıştığı öğrenildi.

İHANET AKRABALIĞI
Örgütün iki üst düzey yöneticisi olan Ali Çelik ile Cevdet Türkyolu'nun çocukları (Ömer Çelik ve Hafsa Türkyolu) geçtiğimiz yaz ABD'de evlendirildi. Nepotizm (akraba kayırmacılığı) sistemini benimseyen örgütün bu evliliklerle örgütün üst yönetimi arasındaki parasal ilişkileri güvenceye aldığı belirtiliyor. FETÖ'nün özel kalem müdürü gibi çalışan ve 'süper imam' denilen Cevdet Türkyolu da Fetullah Gülen'in öz yeğeni. Türkyolu'nun ABD'de pek çok gayrimenkulü bulunuyor. Türkyolu, 21 Mart 2014'te Monroe bölgesinde satın aldığı 45 dönümlük araziyi, 23 Aralık 2014'te 257 bin 500 dolar karşılığında Aker Grup'un sahibi İzzet Akyar'a sattı.

FETO'NUN BEYİN TAKIMI
Hakkında soruşturma açılan isimlerden Mustafa Özcan, örgütün gizli ses ve görüntü kayıtlarını elinde tutan eski Türkiye imamı. Fetullah Gülen'den sonra örgütün iki numaralı ismi. Cevdet Türkyolu ise Gülen'in Pensilvanya'daki sağ kolu. İzzet Akyar, Aker Grup'un kurucusu ve Kaynak Holding ile Bank Asya'nın da aralarında bulunduğu FETÖ şirketlerinde yıllarca yöneticilik yaptı. Salih Dinçer ise FETÖ'nün 'asker' kadrosundan bir emekli astsubay ve Cevdet Türkyolu'nun yardımcısı.

ABD'DEN GAYRİMENKUL ALMIŞ
Soruşturmadan geçen İzzet Akyar FETÖ'nün en önemli holdingi olan Kaynak Holding'de Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı yaptı. NT Kitap Kırtasiye, Feta Tekstil, Sürat Bilişim Teknolojileri, Sürat ve Nüans Turizm'de Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı. Şubat 2011'de denetleme kurulu üyesi olarak Bank Asya'da göreve getirildi. Sonrasında bankada yönetim kurulu başdanışmanlığı yaptı. Akyar, FETÖ'nün, tabanına "Bank Asya'ya para yatırın" dediği dönemde ABD'den 607 bin 500 dolarlık gayrimenkul aldı.

‘Hazırol’daki yargıdan bağımsız mahkemelereTürkiye’de yargı, 1961’den 2010’a kadar askeri vesayet ve CHP, 2010’dan 2014’e kadar da FETÖ’nün vesayetinde kaldı. Yeni anayasa ve cumhurbaşkanlığı sistemi ile yargı yetkisini kullanan hâkim ve savcıların artık hem “bağımsız”, hem de “tarafsız” olması sağlanacak

MADDE 1: Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır

Yargının tarafsızlığı ilkesi, AK Parti ve MHP'nin desteğiyle yapılan yeni anayasanın ilk maddesini oluşturuyor. Mevcut anayasanın 9. maddesinde, "Yargı, yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kurulur" ifadeleri yer alıyor. Yeni anayasada söz konusu maddeye "ve tarafsız" ifadesi ekleniyor. Değişiklikle yargı yetkisini kullanan hâkim ve savcıların, hem "bağımsız", hem de "tarafsız" olması sağlanıyor. Türkiye'de yargı hiçbir zaman "tarafsız" olmadı. 27 Mayıs 1960 ihtilali, 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesinin ardından oluşturulan bürokratik kurumlar siyaseti şekillendirdi.

CHP: İSTEDİĞİMİZ OLDU
Türk siyasetini şekillendiren bürokratik kurumların CHP'nin seçim bildirgesinde yer alması ve bu isteklerin, askeri darbelerin hemen ardından kurulması, CHP'nin isteklerinin darbeciler tarafından aynen uygulanması dikkat çekici. CHP'nin, 1960 darbesine aylar kala, 12 Ocak 1959 tarihinde gerçekleştirdiği 14. Kurultayı'nda "İlk Hedef Bildirisi" kabul edildi ve seçim bildirisinde, "Mahkeme bağımsızlığı ve yargıç güvencesi sağlanacak", "Yüksek Hâkimler Şûrası kurulacaktır", "Radyo ve üniversite özerkliği sağlanacaktır", "Kanunları denetleyecek Anayasa Mahkemesi kurulacaktır" ve "Cumhurbaşkanı tarafsızlığı sağlanacaktır" denildi. CHP'nin seçim bildirgesindeki bu teklifler, 27 Mayıs 1960 darbesi ile gerçekleşti. Darbeciler tarafından Anayasa Mahkemesi, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) ve Askeri Yargıtay kuruldu. Söz konusu kurumlar, 1961 Anayasası'nda yer aldı. 1971 Muhtırası'ndan sonra Yüksek Askeri Şûra (YAŞ), 12 Eylül sonrası Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kuruldu. CHP'nin talebiyle darbeciler tarafından oluşturulan kurumlarla iktidara gelen partiler kapatıldı, Meclis'in çıkardığı yasalar iptal edildi. CHP'nin internet sitesinde, "partinin 12 Ocak 1959'ta gerçekleştirdiği 14. Kurultay'daki seçim bildirgesindeki hedeflerin, 27 Mayıs 1960 ihtilalinin ardından oluşturulan anayasa ile gerçekleştiği" açıkça yazılıyor.

28 ŞUBAT'TA HAZIR OLDA!
Yargının bağımsız ve tarafsız olmadığının en büyük delili 28 Şubat süreci. 420 yargı mensubu otobüslerle Genelkurmay'daki brifinglere taşınmış, Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, Yargıtay Başkanı Müfit Utku, Danıştay Başkanı Füruzan İkincioğulları, daha sonra Yargıtay Başsavcısı Olan Sabih Kanadoğlu protokolde yer almıştır. Brifinge katılan yargı mensupları Refahyol Hükümeti'ne karşı mücadele edilmesini savunan Genelkurmay İstihbarata Karşı Koyma Dairesi Başkanı Tümgeneral Fevzi Türkeri'yi ayakta alkışlamışlardır. Cuntacı askerlerden talimat alan yargı, harekete geçmiş; Vural Savaş, 1995 seçimlerinde birinci parti olan Refah Partisi'ne kapatma davası açmıştır. RP, 16 Ocak 1998'de Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmış, Genel Başkanı Necmettin Erbakan'a 5 yıl siyaset yasağı getirilmiştir. RP'li yöneticilerin başörtüsü yasağını eleştirmesi partinin kapatılma gerekçesi sayılmıştır. Vural Savaş, 7 Mayıs 1999'da Fazilet Partisi'ne de kapatma davası açmıştır. Parti 22 Haziran 2001'de kapatılmıştır.

411 VEKİLİNİN OYU YOK SAYILDI
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, 4 Mart 2008'de AK Parti hakkında kapatma davası açmıştır. Yalçınkaya'nın, yüzde 46.5 oy ile 341 milletvekili çıkaran AK Parti hakkında açtığı kapatma davası bir oy farkla reddedilmiş, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, "AK Parti kapatılmadı ama bu karar ciddi bir ihtardır" demişti. Erdoğan'ın başörtüsü yasağını eleştiren sözleri kapatılma davasının en önemli deliliydi. Üniversitelerde başörtüsünü düzenleyen anayasa teklifi, Meclis Genel Kurulu'nda 411 oyla kabul edildi. Yasakçı zihniyetin medya ayağı Hürriyet "411 el kaosa kalktı" manşeti atarken, o zaman Grup Başkanvekili olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da aralarında bulunduğu CHP'liler Anayasa Mahkemesi'ne giderek yasanın iptalini istedi. Anayasa Mahkemesi de, talep doğrultusunda üniversitelerde başörtüsü yasağının uygulanması yönünde karar verdi.

ANADOLU İHTİLALİNİN ADI: AK PARTİ

3 Kasım 2002 seçimlerinde AK Parti, yüzde 34.28 oy aldı ve 363 milletvekili çıkardı. Bu sonuç halkın 28 Şubat darbecilerine verdiği çok net bir cevaptı. AK Parti tek başına hükümet kurdu. AK Parti'nin cumhurbaşkanlığına eşi başörtülü Abdullah Gül'ü aday göstermesi darbecileri rahatsız etti. Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, Cumhurbaşkanlığı seçimine 27 Nisan e-muhtırası ile müdahale etti. Buna cevap olarak Başbakan Erdoğan 1 Mayıs 2007'de erken seçim kararı aldı. AK Parti, 22 Temmuz 2007'de yüzde 46.58 oy aldı ve 341 milletvekili çıkardı.

FETÖ'YÜ DEVREYE SOKTULAR
Askerin ardından yargı harekete geçti ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, 14 Mart 2008 tarihinde AK Parti hakkında kapatma davası açtı. Anayasa Mahkemesi bir oy farkla AK Parti'nin kapatılmamasına hükmetti. AK Parti, 12 Haziran 2011 seçimlerinde yüzde 49.83 oy aldı ve tek başına iktidar oldu. 27 Nisan muhtırası ve kapatma davasında başarılı olamayan darbeciler FETÖ'yü devreye soktu. FETÖ'nün militan savcı ve hâkimleri, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı gözaltına almak istedi. Gezi kalkışmasına destek verdi ve 17-25 Aralık 2013 tarihinde yargı darbesi gerçekleştirmek istedi ama başarılı olamadı. FETÖ, ABD ve Almanya desteğiyle 15 Temmuz 2016'da askeri darbeye kalkıştı ama Türk milleti bu hain girişimi bertaraf etti.

YÜKSEK YARGIDAN EMEKLİ OLAN CHP'YE GEÇTİ

Yargının tepe noktasındaki isimlerin, emekli olduktan sonra CHP'ye geçmesi de dikkat çekici bir diğer ayrıntı. 28 Şubat sürecinde Refah Partisi (RP) ve Fazilet Partisi'ne (FP) kapatma davası açan Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, şu anda CHP'de siyaset yapıyor. Aynı Vural Savaş, Fazilet Partisi için açtığı davanın iddianamesinde partinin yöneticileri için 'vampir' ve 'habis ur' gibi benzetmeler yapmış, RP'nin ise "Cumhuriyet tarihinin en büyük sahtekârlık çetesi" olduğunu ileri sürmüştü. Yekta Güngör Özden, 28 yıl aralıksız CHP'de görev yaptıktan sonra 1979'da Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'na seçilmiştir. Özden, Refah Partisi kapatılması davasına bakmıştır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 3 Kasım 2002 milletvekili seçimlerinde aday olmasını engelleyen dönemin Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı Naci Ünver de, CHP'de siyaset yapmıştır.
YUSUF KENAN DOĞAN: 22 Temmuz 2007 seçimleri öncesi Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkanlığı görevinden istifa ederek, CHP'den milletvekili adayı oldu. Seçilemeyince görevine döndü ve Yargıtay 8. Ceza Dairesi'ne başkan seçildi. CHP'nin 32. Olağan Kurultayı'nda Parti Meclisi'ne seçildi.
KADİR ÖZBEK: HSYK Başkan Vekilliği yaptı. Yargıtay'dan istifa ederek CHP'ye katıldı.
ÖNDER SAV: Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı yaptıktan sonra CHP Genel Sekreterliği görevinde bulundu.
HAKKI SÜHA OKAY: Ankara Baro Başkanlığı görevinden ayrıldıktan sonra CHP'ye geçti. Partide Grup Başkanvekili oldu.
İLHAN CİHANER: Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı olduğu dönemde Ergenekon davasının sanığı oldu, görevinden alındıktan sonra CHP milletvekili oldu.
ERBAŞAR ÖZSOY: Barolar Birliği'ndeki görevinden sonra CHP'nin Parti Meclisi'nde görev yaptı.

MOĞULTAY'DAN KADROLAŞMA İTİRAFI
Mehmet Moğultay ve Seyfi Oktay'ın Adalet Bakanı oldukları dönemde CHP yargıda kadrolaşmış, 5 bin hâkim ve savcı alınmıştır. Dönemin Adalet Bakanı Mehmet Moğultay, 22 Ağustos 1995'te CHP İstanbul İl Kongresi'nde yargıda kadrolaşma iddialarını doğrulayarak şöyle demişti: "Hükümetten 5 bin kişilik kadro çıkardım. Bu kadroları örgütüme vermeyip de MHP'ye ve RP'ye mi verseydim? Yapılacak en akıllı şey kendi iktidarında örgütleneceksin, kadrolaşacaksın ve bu kadrolar günün birinde senin yolunu açacak. Yaptığım suçsa ben bu suçu işlemeye devam edeceğim. Bu makamı da terk etmeyeceğim."

YARIN
Meclis'in yapısı güçleniyor. Temsilde adalet sağlanıyor. Hangi parti 23 yıl önce milletvekili sayısı 600 olsun demişti?