Dostum Putin'in desteği önemli
-Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar Emiri ile görüştü! -FETÖ elebaşı Gülen'in yeğeni yakalandı! -Bizde ByLock'çu yok FETÖ'cü de barınamaz -FETÖ'ye karşı yurtdışı seferberliği -Rüyada gördüm Hillary Clinton bizi kurtaracak' -367 oy çıksa da halka gideceğiz -İHA buldu, Kobra vurdu -Gizli tanık: FETÖ imamları PKK ile görüşüyordu -Hakkari'de 4 askeri şehit eden terörist yakalandı -Mezhepçi provokasyon ellerinde patladı! -Fransız Bakan 'Ölürüm Türkiyem' ile karşılandı -Girilemez' denilen tüm yerlere girdik
Giriş Tarihi: 24.10.2016 01:58 Güncelleme Tarihi: 24.10.2016 06:03
Dostum Putin’in desteği önemli
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rus resmi kanalı Rossiya-1'de Mihail Gusman'ın sunduğu Formula Vlasti programına konuk oldu. Ortadoğu'daki terörle mücadele sürecine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu bölgede teröre karşı ortak mücadelede saygıdeğer kıymetli dostum Putin'in desteğine ihtiyacım var. Bu alanda Rusya ile işbirliğimiz için biz gereken her adımı atmaya hazırız" ifadelerini kullandı. Erdoğan şu değerlendirmelerde bulundu:
24 KASIM TALİHSİZ BİR OLAY: Olayla ilgili konuyu mektubumda da dile getirdim. Olayın bizler için de üzücü olduğunu ve talihsiz bir olay olduğunu ifade ettim. Suriye topraklarındaki bu olayla bağlantısı olanlar yakalanarak mahkemeye verilmiş bulunuyor. Soruşturma devam ediyor. Şu anda Rus pilotun ölümüne neden olan kişi cezaevinde.
AKKUYU'DA ÇOK ZAMAN KAYBETTİK: Biz daha önce karşılıklı ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkarmayı hedefliyorduk. Burada da aksamalar çıktı. Akkuyu Nükleer Santral projesi bizim için hayati bir proje. Bu konuda da çok zaman kaybettik. Hedef bu projeyi bir an önce bitirerek işletime açmak. Türk Akımı projesine gelince ise Sayın Vladimir Putin'in katılımıyla yapılan ÜDİK toplantısında da aynı görüşlerimizi dile getirdik. Biz bu projenin aksaması hususunda herhangi bir adımımız söz konusu değil.
TURİZM İŞBİRLİĞİMİZ ARTACAK: Halklarımızı en çok kaynaştıran alan turizmdir. Fakat bu alanda büyük ara verildi. Geçen yıl Rus turist sayısı fiiliyatta lider sayısına yaklaşmıştı. Bu yıl belki lider sayı olarak Almanları da geride bırakabilirdi. Ama ben inanıyorum ki gelecek dönemde turizm işbirliğimiz artacak. Tabii akrabalık bağları da artıyor.
SAHİLLERİMİZ GÜVENLİ: Şu anda Türkiye'de, özellikle tatil bölgelerimizde hiçbir sorun yok. Güvenlik konusunda gereken tüm önlemleri alıyoruz. Gelecekte de bunları yapacağız. Dolayısıyla endişelenecek bir durum yok. Şu anda sahillerimiz güvenli ve turistleri bekliyor. Fakat sadece deniz tatili değil, aynı zamanda da bizim inanç, kültür, sağlık turizm, golf, dağ turizmi gibi alanlarımız da var.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN RUS TELEVİZYONUNA 'SICAK MESAJLAR :
-Ortadoğu'da dostum Putin'in desteğine ihtiyacım var
-Komşuyuz barış içinde hareket etmeliyiz
-Sahillerim güvenli Rus turistleri bekliyoruz
-Akkuyu önemli çok zaman kaybettik
KÜRTLERE LİDERLİK YAPTIĞINI SÖYLEYENLER ZULÜM YAPTI
Erdoğan, 'Kürt meselesi' hakkındaki bir soruyu karşısında ise "Kürt meselesinden bahsederken, neyi kastettiğinizi anlamıyorum. Şu anda benim Kürt kardeşlerim, Kürt vatandaşlarım belirli bir partinin çatısı altında yoğunlaşmamakta. Çok sayıda Kürt vatandaşlarım oylarını, benim kurucu olduğum AK Parti'ye veriyor. Hükümetimizde Kürt kökenli bakanlarımız var" ifadelerini kullandı. "Ne yazık ki, Kürt halkına liderlik yaptığını söyleyenler Kürt halkına zülüm etmişti" diyen Erdoğan, "İnsanları sokağa çıkardı ve yaklaşık 50 bin Kürt vatandaşımızın ölümüne neden oldu. Ölenler de Kürt. Ne yazık ki onlar ülkemizde terör faaliyetleri yürütüyor. Biz onlara karşı mücadelemize devam edeceğiz" ifadesini kullandı.
'AB 53 YILDIR BİZİ OYALIYOR'
Brüksel’in Ankara’ya yönelik tutumunu da eleştiren Erdoğan, “AB ile üyelik müzakerelerini 1963 yılından bu yana yürütüyoruz. 53 yıl bizi oyaladılar ve halen oyalıyorlar” dedi.
Sığınmacı krizini de hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu anda Suriye ve Irak’tan 3 milyondan fazla mülteci geldi. Onların barınması için tüm masrafları yapıyoruz. Bazı sivil toplum örgütleriyle birlikte bu masraflarımızı 20 milyar doları geçti. Avrupa bize yardım etmiyor. Bize yardım konusunda söz verdiler. Fakat halen bu yardımı görmedik. Sadece BM bize 53 milyon dolar yardım etti. Türkiye bu kadar yükü kendi üzerine aldı. Batılı ülkeler ise bu mültecilerin batıya kaçacağından endişe ediyor. Bu bağlamda vize uygulaması kaldırılacağını bekliyorduk, onu da kaldırmadılar.”
15 TEMMUZ TEŞEKKÜRÜ
FETÖ'nün darbe girişimine de değinen Erdoğan, "Bu olaylar sırasında ikinci gün beni Putin aradı. Görüşmede darbeye karşı olduklarını ve bizim tarafımızda olduğunu vurguladı. Şahsım ve Türk halkı adına bu ilkesel tutumunu hatırlayarak şunu söylüyorum: Teşekkür ederim" dedi.
Erdoğan, şunları söyledi: “Devlete karşı darbe girişiminde bulunanlar bir hususu göz önünde bulundurmadı. Öncelikle bazı darbeciler devletin ordu, polis, yargı gibi kurumlarına sızmıştı. Fakat bu kurumlarda onlara katılmayan görevliler de vardı. Ama bunun ötesinde de bizim halkımız var. Onlar bizim böyle bir halkımızın olduğunu tahmin etmediler. Gerektiği zaman kendilerini tankların altına atan bir halkımızın olduğunu tahmin etmediler, göz önünde bulundurmadılar. Uçaklardan üzerlerine bomba atılırken, helikopterlerden ateş edilirken bu halkın daha dik, güçlü duracağını tahmin etmediler.
Putin’in darbe girişimi karşısındaki tutumunu hatırlatan Erdoğan, “Bu olaylar sırasında ikinci gün beni Putin aradı. Görüşmede darbeye karşı olduklarını ve bizim tarafımızda olduğunu vurguladı. Şahsım ve Türk halkı adından bu ilkesel tutumunu hatırlayarak şunu söylüyorum: Teşekkür ederim” dedi.
SPUTNİK TÜRKİYE
Ortadoğu’daki terörle mücadele sürecine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu bölgede teröre karşı ortak mücadelede saygıdeğer kıymetli dostum Putin’in desteğine ihtiyacım var. Bu alanda Rusya ile işbirliğimiz için biz gereken her adımı atmaya hazırız” ifadelerini kullandı.
RUS PİLOTUN ÖLÜMÜNE NEDEN OLAN KİŞİ CEZAEVİNDE24 Kasım’da Rus savaş uçağının düşürülmesi olayına da değinen Erdoğan şu ifadeleri kullandı: “Olayla ilgili konuyu mektubumda da dile getirdim. Olayın bizler için de üzücü olduğunu ve talihsiz bir olay olduğunu ifade ettim. Suriye topraklarındaki bu olayla bağlantısı olanlar yakalanarak mahkemeye verilmiş bulunuyor. Soruşturma devam ediyor. Şu anda Rus pilotun ölümüne neden olan kişi cezaevinde. Bu talihsiz olayın üzerinden sekiz aydan fazla bir süre geçti.”
AKKUYU PROJESİ BİR AN ÖNCE BİTMELİSputnik'te yer alan habere göre, Erdoğan uçak krizinin ardından iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerde yaşanan süreci de şu sözlerle özetledi: “Biz daha önce karşılıklı ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkarmayı hedefliyorduk. Burada da aksamalar çıktı. Bazı dev projelerimiz durduruldu. Örneğin Akkuyu Nükleer Santral projesi gibi. Akkuyu bizim için hayati bir proje. Çok zaman kaybettik. Akkuyu Rusya ile yaptığımız çok ciddi ve önemli bir proje. Çünkü burada konu nükleer enerji ile ilgili. Hedef bu projeyi bir an önce bitirerek işletime açmak. Türk Akımı projesine gelince ise Sayın Vladimir Putin’in katılımıyla yapılan ÜDİK toplantısında da aynı görüşlerimizi dile getirdik. Biz bu projenin aksaması hususunda herhangi bir adımımız söz konusu değil.”
HALKLARIMIZI EN ÇOK KAYNAŞTIRAN ALAN TURİZMRusya ile Türkiye arasındaki turizm ilişkisine de değinen Erdoğan, “Fakat bunların yanında da halklarımızı en çok kaynaştıran alan turizmdir. Fakat bu alanda büyük ara verildi. Geçen yıl Rus turist sayısı fiiliyatta lider sayısına yaklaşmıştı. Bu yıl belki lider sayı olarak Almanları da geride bırakabilirdi. Ama ben inanıyorum ki gelecek dönemde turizm işbirliğimiz artacak. Tabii akrabalık bağları da artıyor.”
SAHİLLERİMİZ GÜVENLİ VE TURİSTLERİ BEKLİYORErdoğan sözlerine şöyle devam “Rus turistlerinin tatil güvenliğinin sağlanması konusunda değerli dostum Putin’e söyledim. Şu anda Türkiye’de, özellikle tatil bölgelerimizde hiç bir sorun yok. Güvenlik konusunda gereken tüm önlemleri alıyoruz. Gelecekte de bunları yapacağız. Dolayısıyla endişelenecek bir durum yok. Şu anda sahillerimiz güvenli ve turistleri bekliyor. Fakat sadece deniz tatili değil, aynı zamanda da bizim inanç, kültür, sağlık turizm, golf, dağ turizmi gibi alanlarımız da var.”
Erdoğan, Rusya ve Türkiye iki komşu devlet olduğunu ve barış için birlikte hareket etmeleri gerektiğini vurguladı..
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar Emiri ile görüştü!Katar Emiri Şeyh Temim Bin Hamad Al Sani, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la bir görüşme yapmak üzere İstanbul'a geldi.
Özel uçakla saat 13.30'da İstanbul'a gelen Katar Emiri'ni Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde İstanbul Valisi Vasip Şahin ve diğer ilgililer karşıladı.
Makam aracıyla havalimanından ayrılan Katar Emiri Al Sani, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek üzere Trabya Köşkü'ne gitti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar Emiri ile görüştü
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tarabya Köşk'ünde, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani ile bir araya geldi.
Erdoğan, öğlen saatlerinde Üsküdar Kısıklı'da bulunan evinden Tarabya'daki Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ne geçti.
Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani ile görüşmesi saat 14.15'de basına kapalı olarak gerçekleştirildi.
Başbakan Yıldırım'ın Afyonkarahisar konuşması Başbakan Binali Yıldırım, partisinin istişare toplantısında FETÖ'yü AK Parti ile ilişkilere sert çıktı.Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti'nin Afyonkarahisar'da düzenlediği çalışma kampının kapanış konuşmasında FETÖ'yü AK Parti döneminde kurulmuş, güçlenmiş olarak göstermeye çalışanların olduğuna dikkat çekti.
"Hangi başbakan, hangi cumhurbaşkanı AK Parti iktidarı kadar mücadele etti? Görev yaptıkları dönemde üç maymunu oynayanlar şimdi ahkam kesiyorlar" diyen Başbakan Yıldırım devamında şunları söyledi:
"BYLOCK KULLANAN BAKAN DA YOK VEKİL DE YOK""AK Parti içerisinde ne FETÖ'cü, ne bölücü; hiçbir terör unsuru barınamaz. Partimize sızanları tespit ettik, gereğini yaptık. Hiçbir milletvekilimiz, bakanımız ne ByLock'ta var, ne terörün içinde var, ne FETÖ'nün içinde var. Bu örgütlerle amansız mücadeleyi ve bu tehlikeyi gören parti AK Parti'dir ve gereğini yapmıştır".......
Bizde ByLock’çu yok FETÖ’cü de barınamazAK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, Afyonkarahisar'daki AK Parti 25. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı kapanışında özetle şunları kaydetti:
BÜTÜN HESAPLARI BOZARIZ
Başbakan Yıldırım, konuşmasının ardından, Afyonkarahisar'ın Sinanpaşa ilçesi ile AK Parti'ye en yüksek (yüzde 87) oy oranının çıktığı Kırka beldesini ziyaret ederek, halka seslendi. Yıldırım, Suriye ve Irak'ta yaşanan son gelişmelere ilişkin şunları kaydetti: "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. Osmanlı, atalarımız 6 asır bu prensiple ayakta durdu. Üç kıtada barışı, kardeşliği, sevgiyi, birliği, beraberliği götürdü. Hiç kimsenin diline, dinine karışmadı. Sadece huzur getirdi. Ama bugün Osmanlı'nın bıraktığı topraklarda maalesef huzurdan eser yok. Ama merak etmeyin Osmanlı'nın torunları olarak 79 milyon Türkiye'nin asil milletinin evlatları olarak bölgeye barışı da kardeşliği de biz getireceğiz. Hiç kimse bize nasihat vermesin, hiç kimse bu bölgede Türkiye'ye rağmen hesap yapmasın. Bütün hesaplarını bozarız, başlarına geçiririz."
CHP'YE: NE ZAMAN AYNAYA BAKACAKSINIZ?
17 Aralık 2013 sabahı ülkede FETÖ'ye teslim olanları bu millet gördü, yargı ve kolluğa, siyasete darbe yaparken medya teslim oldu, bürokrasi teslim oldu, siyasi partilerin bir kısmı teslim oldu. O gün 17 Aralık günü tek bir cesur ses Recep Tayyip Erdoğan'dan geldi. Konya'da kürsüye çıkıp, 'Boyun eğmeyeceğiz, diz çökmeyeceğiz' dedi. CHP eğer sorgulayacaksa, önce kendisinin bu örgütle ilişkisini sorgulasın. Millet anamuhalefette genel başkanlık değişiminin nasıl kumpaslarla gerçekleştiğini henüz unutmadı. HDP ile örgüt arasında dönen pazarlıkların ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Biz özeleştirimizi yaptık, yapıyoruz ama siz Allah aşkına ne zaman aynaya bakacaksınız? Asıl onun cevabını millete verin."
ÖZKÖK'E: NE UYARDINIZ KARDEŞİM?
(ESKİ Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün darbe komisyonundaki sözleri) Eski bir genelkurmay başkanı çıkıp diyor ki 'Biz 2004'te uyardık.' Ne uyardınız kardeşim, karara bakıyoruz, 'Nur cemaati ve hizmet hareketi izlenmelidir.' Ne zamandan beri cemaatler terör örgütü oldu? Bizim için kırmızı çizgi, terör faaliyetinin başladığı gündür, o da 17 Aralık'tır. Durup dururken cemaatlerin üzerine gidip, 'Siz bir şeyler yapıyorsunuz biz anlamıyoruz ama ne olur ne olmaz sizlerin defterini dürelim'... Bunu mu söyleyeceğiz? Demokrasilerde böyle şey olmaz. Hiç kimse eline silah almadıkça, teröre bulaşmadıkça, insanları öldürmedikçe terör örgütü muamelesi göremez. Onun için bu örgüt ilk defa devletle bilek güreşine 17 Aralık'ta başlamıştır. Devletin elini tutan o bilek kökünden kırılmıştır.
SELAM GÖNDERİRİM...
Başbakan Yıldırım, gazetecilerin çadırını da ziyaret etti. 'FETÖ'ye iki Başbakan karşı çıktı' sözlerinin çarpıtılıp, Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'na gönderme yapıldığına dair haberlere tepki gösterdi: Ben ancak selam gönderirim..
Başika yakınlarındaki Türk topçusu Peşmerge'nin talebi üzerine atış yapmaya başladığı belirtilmişti.
AK Parti'nin Afyonkarahisar'daki çalışma kampının kapanış konuşmasından sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Binali Yıldırım'a Başika'da peşmergeye destek verilip verilmediği soruldu.
BAŞBAKAN YILDIRIM DOĞRULADI: YARDIM İSTEDİLERPeşmergeye verilen desteği doğrulayan Başbakan Yıldırım, şunları söyledi: "Peşmerge yardım istedi, destek veriyoruz. Biz de obüslerle, topçu atışıyla destek verdik"
Peşmerge Başika'da DEAŞ'ı kuşatmaya aldı Başika yakınlarındaki Türk topçusu Peşmerge'nin talebi üzerine atış yapmaya başladı.Reuters, Peşmerge güçlerinin Başika'da kontrolü ele geçirdiğini duyurmuştu. Fakat gerçekte Başika'nın henüz kuşatıldığı, her an alınabileceği öğrenildi.
TÜRK TOPÇUSU ATIŞ DESTEĞİ VERİYORBaşika yakınlarındaki Türk topçusu Peşmerge'ye atış desteği veriyor.
PEŞMERGE İSTEDİBu desteğin Peşmerge'nin isteği üzerine verildiğinin altı çiziliyor.
TÜRKİYE'NİN KARA OPERASYONUNA KATILMASI BEKLENMİYORDUTürkiye'nin koalisyon güçlerine sadece havadan destek vereceği biliniyordu. Türkiye topçu atışlarıyla resmen kara operasyonuna katılmış oldu.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ne (IKBY) bağlı Peşmerge güçleri, Başika ilçesinde yer alan Tizxirab, İmam Rıza köylerini kurtarmak için çok sayıda ağır silah ve zırhlı araçlarla harekata başladı.
FETÖ’ye karşı yurtdışı seferberliğiAK Parti, FETÖ ile mücadele için yurtdışı seferberliği başlattı. AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker başkanlığındaki heyet, ABD'nin ardından bu hafta İngiltere'ye gidiyor. Avam ve Lordlar Kamarası, düşünce kuruluşları, basın temsilcileri ile bir araya gelecek olan heyet FETÖ'nün darbe girişimini ve Fetullah Gülen'in terör örgütü lideri olduğunu muhataplarına belgelerle anlatacak.
BALKANLAR'DA MÜCADELE
SABAH'a konuşan Eker, 160 kadar ülkede faaliyeti ve bağlantıları olan FETÖ'yü her platformda anlatacaklarını belirterek, "Türkiye'nin bu konudaki hassasiyetleri, beklentilerini ABD'de de olduğu gibi belgelerle anlatacağız. Örgütün ikincisi tabakası sadece Türkiye'de görüldü. Elimizdeki bilgi ve belgelerlerle bu örgütün gerçek yüzünü anlatacağız. Türkiye aleyhine yürüttükleri lobi faaliyetlerine göz yummayacağız. Asya, Afrika, Amerika bütün ülkelere gideceğiz" diye konuştu. Bosna Hersek, Arnavutluk, Makedonya, Kosova ve Sırbistan'da yaklaşık 40 okulu bulunan FETÖ'nün Balkanlar'daki faaliyetlerinin durdurulması için de bir dizi çalışma yapılıyor. Mehdi Eker, Bosna'nın "Gelin kapatalım" mesajı verdiğini anımsatarak, "Bu bir haftalık bir iş değil. Mücadeleye tüm kesimler iştirak etmeli. Bunların terör örgütü olduğu konusunda dünyayı bilgilendirmeliyiz. İhracatçı, öğrenci, turistik tesis sahipleri her kesim muhataplarına bunu anlatmalı. Bizim gücümüzü etkin kullanıp mobilize etmemiz gerekiyor" değerlendirmesini yaptı.
"2'NCİ TABAKA BİLİNMİYOR"
Örgütün devlete sızan ikinci tabakasının sadece Türkiye'de bilindiğini vurgulayan Eker, "Bu örgütün bir legal tabakası var. Bir de devlet yönetimlerini ahtapot gibi sardığı ikinci tabakası. 15 Temmuz'da yaşanan darbe girişimi örgütün ikinci tabakasını ortaya koydu. Bu tabaka ilk kez MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a yönelik operasyonla gün yüzüne çıkmıştı" dedi.
"BİZİM 11 EYLÜLÜMÜZ"
İngiltere'ye yapacakları ziyarette de buna dikkat çekeceklerini anlatan Eker şöyle devam etti: "FETÖ profesyonel şirketler aracılığı ile Türkiye aleyhine propaganda yapıyor. Amerika'da senatörleri tatile götürüyor, kampanyalarına destek veriyor. ABD'de de anlattık; 'Sizin için 11 Eylül neyse bizim için de 15 Temmuz odur. Sizin için Usame Bin Ladin neyse Gülen de bizim için odur' dedik. Bu ziyaretlerde Türkiye'nin tezlerini, Gülen'in terör örgütü lideri olduğunu belgelerle muhataplarımıza anlatıyoruz."
Karabük T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda A11 numaralı oda çatısında bir not, FETÖ üyelerinin nasıl rüya yalanlarıyla motive edildiklerini ve itirafçı olmalarının önlenmeye çalışıldığını kanıtladı. Tutuklu örgüt üyelerinin birbirine gönderdiği notta, bir örgüt mensubunun eşinin rüyasında, FETÖ tarafından desteklendiği bilinen ABD Başkan adayı Hillary Clinton'ın tutuklu FETÖ'cüleri hapisten kurtardığını gördüğü aktarılıyor. İşte o nottaki ifadeler: "Bir arkadaşın eşi rüyasında Medrese-i Yusufiye'den arkadaşları görüyor. Bir kazandalar ve altlarında ateş yanıyor. Sonra bir konferans salonunda buluyor kendisini, karşısında bir bayan, bu işin takipçisi olduğunu, sonuna kadar destek olacağını söylüyor. Cep telefonunu bile vererek eşlere 'Ne zaman isterseniz arayın ben ABD Başkanıyım' diyor."
Türkiye Van’ı 5 yılda yeniden ayağa kaldırdı5 yıl önce 7.2'lik depremle yıkılan Van, devlet yatırımlarıyla çok kısa sürede yeniden kuruldu. Devlet, enkaza dönen şehre, 5.5 milyar lira yatırım yaparak 15 bin 341 konut inşa etti ve şehri yeniden ayağa kaldırdı. AFAD, TOKİ ve Van Valiliği'nin işbirliğiyle depremin 39. gününde temeli atılan binalar, birinci yıldönümünde o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla hak sahiplerine teslim edildi. Konutlarla birlikte; okul, sağlık ocağı, cami ve ticaret merkezi de yapıldı. 23 Ekim ve 9 Kasım 2011'de sırayla 7.2 ve 6.6 büyüklüğünde meydana gelen depremlerde 644 kişi ölmüştü.
Furkan KARA/SABAH
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin "Başkanlık sistemini halka götürelim" çağrısına hükümetten olumlu yanıt gelmesinin ardından, parlamenter sistemdeki değişiklik yeniden ülke gündemine geldi. Hükümetten gelen ilk sinyaller önümüzdeki ilkbaharda referanduma gidileceği yönünde.
'SORUMLU MUHALEFET ÖRNEĞİ'
Son kamuoyu araştırmalarına göre, başkanlık sistemine toplumsal destek hızla artarken toplumun önemli bir bölümünün bu konuda bilgi sahibi olmadığı anlaşıyor. Başkanlık ve anayasa değişikliği hakkında bundan sonra yaşanacak süreci, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop'a sorduk.
Siyasi partilerin dünya görüşlerindeki ayrımlar sebebiyle farklı ilke ve programlara sahip olmaları da tabiidir. Fakat her sağlıklı demokrasi, siyasi partilerin ve sivil grupların farklılıklarına rağmen, sistemde bir tıkanma yaşandığında veya toplumun bütününü ilgilendiren önemli bir konuda halka başvurur. Bu açıdan bakıldığında, Sayın Bahçeli'nin teklifi, demokrasinin gereğidir ve sorumlu muhalefet örneğidir.
AK Parti'nin genel kurula taşıyacağı anayasa değişikliğinin 330'un üzerinde kabul oyuyla referanduma gideceği kanaatindeyim. Üstelik AK Parti olarak biz, kabul sayısı 367'yi aşsa dahi değişiklik teklifimizi referanduma götüreceğimizi ilan ettik. Parti olarak bizim en önemli farkımız, Türkiye'yi ilgilendiren konularda milleti paydaş kılmaya gösterdiğimiz özendir.
'TEK ADAMLIK ÇÜRÜK BİR İDDİA'
Yeni anayasa değişikliği, hükümet sisteminin, buna bağlı olarak ilgili kurum ve kuruluşların işleyişinde; yani teşkilat tasarımında değişiklikleri kapsayacak. Bizim daha önce hazırladığımız bir çok çalışma var. Çok kısa süre içinde son şekli verilmiş metni ortaya çıkartabiliriz.
Türkiye'nin eriştiği demokratik bilinç düzeyi, 15 Temmuz darbe girişiminde milletimizin ortaya koyduğu tavır ile açık bir biçimde ortaya çıkmıştır. CHP, başkanlık sistemine muhalefetine gerekçeler, daha doğrusu bahaneler arıyor. Fakat bu 'tek adamlık' iddiasının temeli çürüktür ve bilimsel gerçeklerle de bağdaşmıyor. Dünyada bir çok ülkede başkanlık sistemi mevcut; oralarda 'tek adamlık' olmuyor da bizde neden olsun? Üstelik parlamenter sistem iddiasındaki bir çok yerde 'tek adamlık' mevcut. Bilgi temeli olmayan çürük bir iddia bu...
Gerçekte kuvvetler ayrılığı başkanlık sisteminde mevcuttur. Parlamentoda gerçek, sağlam ve kalıcı çoğunluğa sahip bir hükümet varsa, yürütme yasamaya hâkim olur; zayıf bir desteğe sahip hükümet varsa, yürütme yasamanın elinde oyuncak olur. Oysa başkanlık sisteminde kuvvetlerin birbirlerinden kesin bir ayrılığı söz konusudur. Parlamento ayrı, hükümet yani başkan ayrı seçilir; birbirine bağlı veya bağımlı değillerdir. Dolayısıyla başkanlık sisteminin kuvvetler ayrılığını ortadan kaldıracağı iddiası cehaletin ürünüdür.
Parlamentonun 2 temel görevi vardır: Yasama ve denetleme. Parlamenter sistemin, saf haliyle Westminster modelinin yasama ve yürütme ilişkisi bakımından sorunlu bir yönü vardır. Hükümet, parlamentonun içinden çıktığı için yasamanın yürütmeyi denetleme görevi layıkıyla gerçekleşemez. Yasama faaliyeti de genellikle yürütmenin kontrolü ile gerçekleşir. Bu sadece Türkiye'nin değil, bu modeli benimsemiş bütün demokrasilerin temel sorunudur.
Evet. Kısaca özetlediğimizi bu tablo da gösteriyor ki, Türkiye'nin iddia edildiği gibi 140 yıldır sorunsuz işleyen bir parlamenter geleneği yok. Tek parti yönetimlerinin sağladığı ilerleme dönemleri hariç, istikrarsızlıkla ve kesintilerle malul bir siyasi geçmişimiz var. Türkiye'de parlamenter sistemin yerleştiğinden değil, bir türlü yerleşemediğinden söz edebiliriz ancak. Bu bakımdan 50 yıldır devam eden hükümet sistemi arayışları ve başkanlık tartışmaları var. Parlamenter tarihimiz, bizatihi başkanlık sistemi arayışının en önemli gerekçesidir.
'2 PARTİLİ SİSTEM ÇOK ZOR'
2 partili sistem, başkanlık sisteminin zorunlu bir şartı değil. Üstelik ABD'de Cumhuriyetçiler ve Demokratlar dışında da partiler var. Fakat Amerikan seçim sistemi üçüncü bir partinin başarılı olmasına çok da imkân tanımıyor. Benzer durumlar parlamenter sistemin uygulandığı ülkelerde de geçerlidir. Mesela İngiltere'de 2 partili sistem baskınken Almanya, İtalya gibi ülkelerde durum farklı. Türkiye'nin siyasi tarihi ve mevcut ortamı göz önüne alındığında, 2 partili bir sisteme gidişi kısa vadede mümkün görmüyorum.
TÜRKİYE'YE ÖZGÜ BAŞKANLIK TASARIMI
Bizim öngördüğümüz başkanlık sistemi, ABD'de uygulanana benzer bir sistem olmakla birlikte, Türkiye'nin şartlarına özgü bir tasarıma da sahip olacak.
Her ülkenin kendine özgü bir toplumsal yapısı ve ihtiyaçları vardır. Bu sadece başkanlık sistemi için değil, parlamenter sistem için de geçerlidir. Türkiye'de ABD'den farklı olarak tek dereceli, ama iki turlu seçim sistemi olacaktır. Yine ABD'den farklı olarak, tek kameralı meclis olacaktır; çift meclisli sistemler daha ziyade federasyon olan ülkelerde mevcuttur. Bizim önerdiğimiz üniter başkanlıktır. Malum ABD'de federasyon var. Bizim tarihi tecrübemiz, toplumsal yapımız üniter yapıyı zorunlu kılar.
Bir de, ABD'de disiplinli parti modeli söz konusu değil. Fakat Türkiye'de siyaset aynı zamanda teşkilatlanma olduğu için bizde disiplinli parti sisteminin devamını öngörebiliriz.
'ÜNİTER YAPIDAN VAZGEÇİLMEZ'
Başkanlık sistemi ile ilgili en önemli yanlış propagandalardan biri de, bu sistemin federal yapıya yol açacağı... Federal yapı ile başkanlık sistemi arasında bir zorunluluk ilişkisi yoktur. Mesela parlamenter sistemle yönetilen Almanya federal bir cumhuriyettir. Parlamenter sistem Almanya'da federasyonla yürürken Türkiye'de pekala üniter yapı ile sürdürülmüştür. Federasyonun bu topraklarda tarihi ve toplumsal temeli yoktur. Dolayısıyla Türkiye'nin üniter bir devlet olması, tarihinden getirdiği bir özelliktir; bir tercih değil, bir zorunluluktur.
Tunceli'nin Ovacık ilçesine önceki gün sızmaya çalışırken güvenlik güçlerince fark edilen ve çıkan çatışma sonrası kaçan PKK'lıların ormanlık bölgede sakladığı 2 ton bomba yüklü araç, dün sabah insansız hava aracı (İHA) tarafından tespit edildi. Havalanan kobra helikopterler PKK'nın bomba yüklü aracını imha etti. Valilikten yapılan açıklamada dünkü operasyonda 3'ü kadın 9 PKK'lının etkisiz hale getirildiği belirtildi. Önceki gün Ovacık ilçesine 30-35 kişilik terörist grubu sızmaya çalışmış, ilçe girişinde fark edilen teröristler kaçmak zorunda kalmıştı. Operasyonlar sonrası bölgede çok sayıda silah, mühimmat ve cephane ele geçirildi. Diğer taraftan Şırnak Düğün Dağı güneyindeki operasyonda 15 terörist öldürüldü. Savaş uçaklarıyla yapılan harekatta örgütün barınakları da imha edildi. Hakkâri Çukurca kırsalında ise 4 terörist öldürüldü. Bu arada 24 Haziran'da Hakkari'de yola döşediği patlayıcıyı infilak ettirerek 4 askerin şehit olmasına neden olan E.N.K. isimli terörist İstanbul'da yakalandı. E.N.K. tutuklanarak cezaevine gönderildi.
SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI KALDIRILDI
Ovacık'taki operasyon sonrası Yenisöğüt, Çemberlitaş, Otlubahçe, Yoğunçam ve Aşağıtorunoba köy ve mahalleleri ile bağlı mezralarda önceki gün uygulanan sokağa çıkma saat 20.00 itibariyle kaldırıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında, geçen yıl ifadesi alınan gizli tanığın anlatımları, örgütün gizli toplantıları, darbe planı ve PKK'lı yöneticilerle olan görüşmeler hakkında çarpıcı bilgiler içeriyor. İşte o ifadeler:
Yapıda uzun yıllar çalıştığım için mütevelli heyetine alındım. Amaçlarının başka olduğunu anlayınca, bu yapıdan koptum. Bazen Türkiye'de bazen ABD'de toplantı yapılırdı. Toplantılarda "Devlette deşifre olmamış arkadaşlarımız var, size bir şey sorduklarında küfür edin, kandırıldık deyin" derlerdi. Şu anda FETÖ'nün izlediği yol da budur. Ülke imamları toplantısında, "Ümitsizliğe düşmeyin. Asker içinde uyuyan hücrelerimiz var. Zamanı geldiğinde onlar harekete geçecek. Bunu askeriyedeki mensupları deşifre etmeden mensuplarımıza yayın" diyorlardı.
Örgüt yöneticilerinden Mustafa Eker'in gittiği ülkelerde Ermeni diyasporasından Noray Nakış ve Mason Birliği liderleriyle görüşürdü. Ermeni diyasporası, Yahudi lobi başkanları, Mason loca başkanları ile Fetullah Gülen'in hediyeleşmelerine şahit oldum. Eker, yapının Türkiye'de Ermenilerin bir numaralı destekçisi olduğunu söyleyerek, Türkiye aleyhine konuşmalar yapardı.
Eker havayollarında üst düzey kişilerle samimiydi bedava biletler alınırdı, yer hizmetleri çalışanları ile de para giriş çıkışları ayarlanırdı. Toplanan himmet paraları, havaalanına geldiğinde FETÖ elemanları parayı uçağın önüne ulaştırıyorlar. 2015 Haziran seçimlerinden sonra paraları Uruguay, Paraguay ve birkaç Afrika ülkesine çıkardılar. Transferde öğrencilerin hesapları kullanılıyordu.
Haziran 2015 seçimlerinde "AK Parti'ye HDP dışında başka kimse zarar veremez. HDP'yi desteklemek gerek. Bu da dini mübine yapılmış en büyük hizmettir algısını yerleştirin" şeklinde kararlaştırdılar.
İmamlar, PKK yöneticileriyle düzenli görüşüyorlardı. Görüşmeleri Mustafa Özcan, Şerif Ali Tekalan ve kıta imamları yapıyordu. Ben bu görüşmelerden birine şahit oldum. Pensilvanya'dayken maskeli 2 kişi Gülen'in yanına gelerek, "Biz kıldığımız namazdan bir şey anlamıyoruz" dedi. Gülen'in de "Benim bugüne kadar kıldığım tüm namazların sevabı ile sizin bir vakitte kıldığınız namazın sevabını değiştirmeye var mısınız?" diyerek, yaptığının doğru ve sevap olduğunu anlatarak ikna etti.
RAPORLARI GÖNDERMİYOR...
Yurtdışında gördüğüm kadarıyla, bazı elçilikler Paralel Yapı ile ilgili gerçek raporları Türkiye'ye vermiyor. Bu yüzden FETÖ yurtdışında daha da güçlendi. Örgütün yöneticilerinden İrfan Durmaz, yurtdışına görevlendirilecek kişileri seçerdi. Komisyonda Mustafa Özcan ve tüm imamların imamı olan Dr. Ali Ursavaş yer alırdı.
"TÜRKİYE'Yİ FETHEDECEĞİZ"
Hakkari Valiliğinden yapılan açıklamada, geçmiş tarihlerde yakalanan ve örgütün kırsal kadrosunda faaliyet yürüten bölücü terör örgütü mensuplarının ifadeleri doğrultusunda E.N.K. isimli bölücü terör örgütü mensubunun İstanbul'da yakalandığı bildirildi.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"24 Haziran 2016 tarihinde Hakkari merkez ilçesine bağlı Ceylanlı köyü Ganizark Tepe mevkinde icra edilen operasyon ve gözetleme faaliyetinde görevli 4 askeri personelin şehit edilmesi ve bir askeri personelin yaralanması olayında, el yapımı patlayıcının yerleştirilmesi ve patlatılması eylemini gerçekleştirdiği tespit edilmiş, bulunduğu İstanbul ilinde 13 Ekim 2016 tarihinde yakalanması sağlanarak ilimize getirilmiştir. Bahse konu eyleme iştirak ettiğini kabul eden
E.N.K. isimli bölücü terör örgütü mensubu 23 Ekim 2016 tarihinde, 'PKK/KCK terör örgütü üyesi olmak', 'terör örgütü içerisinde silahlı eylem ve faaliyetlerde bulunmak', 'silahlı olarak kasten adam öldürmek' ve 'silahlı olarak kasten adam öldürmeye tam teşebbüs' suçlarından tutuklanması istemiyle sevk edildiği mahkemece tutuklanmıştır."
MEZHEPÇİ ERDEM'DEN SON TAHRİK
Mezhepçi söylemleri ve provokatif çıkışlarıyla gündemden düşmeyen CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem, son olarak Bağcılar'da sahneye çıktı. Malatya Akçadağ Güneşli Köyü Derneği tarafından düzenlenen bir panele konuşmacı olarak katılan Erdem, bu sırada kendisini protesto etmek isteyen vatandaşların gelişini fırsat bilerek periscope yayınında, yeni bir 'Madımak saldırısı' iddiasıyla provokasyonda bulundu. Erdem, "İçeriye taş atıyorlar. İstanbul'un göbeğinde Bağcılar'da saldırı altındayız. Arkadaşımız yaralı şekilde geldi. Bağcılar'da devlet yok. Burada devlet yok. Tamamen provokasyon. Bizleri linç etmeye çalışıyorlar. Bir Madımak'la karşı karşıyayız. Devlet yok, polis yok." iddiasında bulundu. Ancak Erdem'in vatandaşları sosyal medya üzerinden tahrik etme çabası, polisin olay yerinde önlem almasıyla önlendi. Protestocu vatandaşlar evlerine yönlendirilirken, Erdem de dernekten kendi aracıyla sorunsuz bir şekilde ayrıldı.
Mezhepçi söyemleri ve Fetullahçı Terör Örgütü'ne verdiği destekle tanınan Erdem, daha önce de Türkiye ile İran arasında savaş çıkması durumunda İran'ın tarafını tutacağını açıklamış, Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim'e Alevileri katlettiği iddiasıyla hakaretler savurmuştu.
ALEVİLERE SALDIRI YALANI ÇABUK SÖNDÜ
İstanbul merkezli bir başka mezhepçi komplo ise Nişantaşı'nda kurgulandı. Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Baki Düzgün, 23 Ocak gecesi 01:46 sularında Facebook hesabından yaptığı paylaşımda, "Canlar Şişli Bomonti'de otelde, saldırıya uğradık, 30 kişilik bir grup 'Allahu ekber' sloganıyla otelin önünde ve daha sonra daha geniş bir alan, Aytemiz petrolün önüne geçtiler ve slogan atmaya devam ediyorlar… Emniyet güçleri geldi..." iddiasında bulundu.
Düzgün'ün bu paylaşımı yapmasının ardından cep telefonunu arayan vatandaşlar kendisine ulaşamazken, Düzgün'ün kısa bir süre sonra bu paylaşımı kaldırdığı görüldü. 23 Ekim gecesi de Big Box isimli aynı otelde konaklayan Düzgün'ün çevredeki Emniyet güçlerine herhangi bir ihbarda bulunmadığı öğrenilirken, ne otel çalışanlarının ne de çevredeki vatandaşların tekbir sesleri ve saldırı içeren bir olaya şahit olmadığı öğrenildi.
İzmir Emniyet Müdürlüğü İstihbarat ve Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, yaptıkları istihbarat çalışmaları neticesinde Erzurum 1. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından Fethullahçı Terör Örgütü'ne üye olmak suçundan haklarında yakalama kararı bulunan FETÖ Elebaşı Fethullah Gülen'in kardeşi Vedat Gülen'in çocukları Hüseyin Gülen ile Büşra Gülen'in Yeşilyurt Semti'nde bir evde saklandığını belirledi.
Adrese yapılan baskında Hüseyin Gülen ile Büşra Gülen gözaltına alındı. Şüphelilerin yakalandığı evde yapılan aramada 2 bilgisayar, 2 cep telefonu, fotoğraf makinesi ve 2 bin TL ele geçirildi.
Örgüt üyesi oldukları ve örgütün kriptolu haberleşme sistemi olan 'ByLock' kullandıkları belirlenen iki zanlı, sorgulanmak üzere Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürüldü..
Adrese yapılan baskında Hüseyin Gülen ile Büşra Gülen gözaltına alındı. Şüphelilerin yakalandığı evde yapılan aramada 2 bilgisayar, 2 cep telefonu, fotoğraf makinesi ve 2 bin TL ele geçirildi.
Örgüt üyesi oldukları ve örgütün kriptolu haberleşme sistemi olan 'ByLock' kullandıkları belirlenen iki zanlı, sorgulanmak üzere Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürüldü.
Fransız Bakan ‘Ölürüm Türkiyem’ ile karşılandıFransa Dışişleri Bakanı Jean-Marc Ayrault konteynır kentte incelemelerde bulunmak üzere, uçakla Gaziantep'e geldi. Nizip'te konteynır kenti ziyaret eden Ayrault, okul öncesi öğrencilerinin İngilizce, Arapça ve Türkçe seslendirdiği "Ölürüm Türkiyem" şarkısıyla karşılandı. Ayrault, kendisine çiçek takdim eden bir çocuğu da öptü. Çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ayrault, DEAŞ'a karşı karşı hep birlikte mücadelenin içinde yer aldıklarını ifade ederek şu mesajları verdi:
"DİNİ ÇEŞİTLİLİK" VURGUSU: Irak'taki nüfus çeşitliliğini, dini çeşitliliği korumamız gerekiyor ve herkese saygı gösteren bir yönetişimin başlatılması gerekiyor.
BOMBARDIMAN DURMALI: İlk önce bombalamaların durması ve insani yardımların erişiminin sağlanması gerekiyor bu Fransa'nın siyasi konumudur. Barışı isteyen, yeni bir denge, yeni bir umut isteyen herkesin tanımı bu olmalıdır.
AK Parti'nin Afyon'daki istişare ve değerlendirme toplantısının ilk gününde, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, terörle mücadele kapsamında milletvekillerine bir sunum yaptı. Basına kapalı gerçekleşen sunumda, operasyonların son dönemde hızlandırıldığını söyleyen Soylu'nun, "PKK ile mücadelede örgütün sözde kurtarılmış alan olarak gördüğü, girilemez olarak değerlendirdiği tüm alanlara girildi" dediği öğrenildi. Bakan Soylu, Diyarbakır, Kars, Ağrı, Batman, Bitlis, Muş, Tunceli, Şırnak, Bingöl, Siirt, Mardin, Hakkâri olmak üzere 12 ilde operasyonların aralıksız devam ettiğine vurgu yaparken, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin de istihbarata dayalı nokta operasyonlar gerçekleştirdiğini söyledi. Soylu, operasyonları ise gayrinizami harekât, taktik ve teknikleri kullanan özel birliklerin yaptığını belirtti.
SUİKASTLARA SİLAH TEDBİRİ
Soylu, çukur ve barikatlarla terör örgütünün kapatmak istediği bölgelerde 3 bin 714 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı. Soylu, 3 bin 630 çukur ve barikatın da kaldırıldığını, 6 bin 187 bomba düzeneğinin imha edildiğini açıkladı. PKK'nın AK Partili siyasetçilere yönelik suikastlarına karşılık bölgedeki siyasetçilere silah ruhsatı vereceklerini ifade eden Soylu, gerekirse korucuları da koruma amacıyla görevlendirebileceklerini belirtti
Bugün yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, Tunceli kırsalında yürütülen operasyonlar sırasında bir pikaba yüklenen 1 tona yakın bomba güvenlik güçlerince fark edildi.
Gelişmeyi takiben hemen gerekli adımların atılmasıyla fark edilen araç kobra tipi helikopterlerle havadan kontrollü bir şekilde infilak ettirildi.
İşte Kalın'ın açıklamalarından öne çıkanlar:
Bugüne kadar Türkiye tarafından Irak'a yönelik bir tehdit olmadı. Terör örgütleri Irak topraklarını kullanarak bize saldırıyor. PKK sadece bizle değil, Barzani ile de savaşıyor. Biz Irak'a diyoruz, bu örgüt yıllardır sizin komşunuza saldırıyor ve siz bir şey yapmıyorsunuz ve ya yapamıyorsunuz. Tezkere de bu yüzden çıktı. Sonra Irak'tan sanki bu ilkmiş gibi açıklamalar geldi. Siz orada gereğini yapın. PKK ve DEAŞ'ı bertaraf edin Türkiye'nin tezkereye ihtiyacı kalmayacak.
OPERASYONDA TÜRKİYE'NİN ROLÜ NE?
Hava operasyonu ile ilgili hazırlıklar yapıldı. Bizim burada birinci önceliğimiz DEAŞ'ın temizlenmesi. Bir diğer ise sonrası. 2003 'de yapılan hatalar ve Amerikan işgali DEAŞ'ı Irak'ta icat etti ve tüm dünyanın başına bela etti. Bugün Musul Operasyonu'nda aynı hatalar yapılırsa başka canavarlar ortaya çıkar. Yapılan operasyonlar Irak'ın dinamiklerine uygun olmalıdır. Şimdi bize diyebilirler ki Musul'dan size ne. Bu bizi de etkiliyor. Biz Musul'da yaşananlara sessiz kalabilir miyiz? Suriye meselesini gördük.
MUSUL'DA GİRDİKÇE ÇATIŞMA ARTACAK
Türkiye Suriye ve Irak'ta DEAŞ ile mücadele konusunda koalisyonla beraber hareket ediyor. Fırat Kalkanı bir ayrıcalıktır ama burada da koalisyon güçleri sürekli bilgilendirildi. Cerablus'ta hayat normale döndü ama Musul'la ilgili daha işin çok başındayız. Bu çok kolay olmayacak. Şu an Musul'un çevresi sarılmış durumda.İçeri doğru girildikçe çatışmaların şiddeti artacak. Kanal7
Görmez'den 'Açık Cami' pişmanlık ve önerisiDiyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Önder İmam Hatipliler Derneği'nin pazar kahvaltısı programında misafir edildi. Merak edilen konu başlıklarına ilişkin olarak açıklamalarda bulunan Başkan Görmez, yatsı vaktinden sonra camilerin kapatılmasına ilişkin olarak düşüncelerini paylaştı. Camilerin kapalı tutulmasından duyduğu rahatsızlığı dile getiren Başkan Görmez, "Keşke tüm halıları çalsaydılar da camiler açık kalsa gençler Allah'ın evine gelseydi" ifadelerini kullandı.