Diyarbakır'da büyük hazırlık!
Diyarbakır'da büyük hazırlık! Diyarbakır'ın Hazro, Kulp, Silvan ve Lice ilçelerinde düzenlenecek operasyonlar sebebiyle 46 köy ve mezrada sokağa çıkma yasağı ilan edildi. PKK elebaşı Cemil Bayık'a operasyona ABD engeli ABD, PKK elebaşıCemil Bayık'ı almak için Irak'a giden Türk istihbaratçıları, KYB üzerinden örgüte bildirdiği ortaya çıktı.
Diyarbakır'da büyük hazırlık!
Diyarbakır'ın Hazro, Kulp, Silvan ve Lice ilçelerinde düzenlenecek operasyonlar sebebiyle 46 köy ve mezrada sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Diyarbakır Valiliği, Hazro, Kulp, Silvan ve Lice ilçeleri mülki sınırları içerisinde dağlık ve ormanlık alanda faaliyet yürüten, aralarında üst düzey örgüt yöneticilerinin de bulunduğu değerlendirilen bölücü terör örgütü mensuplarını ve işbirlikçilerini etkisiz hale getirmek amacıyla operasyon yapılacağı belirtildi. Operasyonda, bölgede bölücü terör örgütü mensupları tarafından kullanıldığı değerlendirilen sığınak, barınak, depo alanlarını ve uçaksavar mevziilerini tahrip etmek ve malzemeleri ele geçirilmesinin de hedeflendiği ifade edildi. Valilik, sivillerin can ve mal güvenliğinin sağlanarak, zarar görmemesi için sokağa çıkma yasağı ilan edilen kırsal mahalle ve mezraların isimlerini şöyle açıkladı:
"Operasyon icra edilen bölgelerde halkın can ve mal güvenliğinin sağlanması ve sivil vatandaşların zarar görmemesi amacıyla, 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun ilgili maddeleri gereğince, belirtilen bölgelerde (Lice ilçesine bağlı olan; Budak, Dallıca, Tepe, Türeli, Kabakaya, Kutlu, Yalaza, Ortaç, Bağlan, Oyuklu, Çavundur, Dolunay köyleri ve Hevselbey, Kolbağı, Alataş, Kalkanlı, Bakanlar, Hacıcemil, Esenli, Çaylarbaşı, Göçer, Kerpiçören, Çanak mezraları), (Hazro ilçesine bağlı olan; Çitlibahçe, Ormankaya köyleri ve Güzdamı ve Şahgeldi mezraları), (Silvan ilçesine bağlı olan; Mutluca, Çaldere, Dolaplıdere, Dağçılar köyleri ve Üçdirek, Ergeçiti, Kayabağı ve Erkenciler mezraları), (Kulp ilçesine bağlı olan; Çukurca, Demirli, Düzce, Bayıkköy, Taşköprü köyleri ve Zümrütlü, Keçiveren, Yukarıpolat, Aşağıpolat, Mevik ve Taşköprü mezraları)] 21 Eylül 2017 Perşembe günü saat 05.00’dan itibaren geçerli olmak üzere ikinci bir duyuruya kadar bu bölgelerde sokağa çıkma yasaklanmıştır. Söz konusu yasağa uyulması, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği yönünden önem arz etmekte olup, yasağın bitim süresi ayrıca duyurulacaktır."
PKK elebaşı Cemil Bayık'a operasyona ABD engeli ABD, PKK elebaşıCemil Bayık’ı almak için Irak’a giden Türk istihbaratçıları, KYB üzerinden örgüte bildirdiği ortaya çıktı.Birleşmiş Milletler Genel Kurulu çalışmaları çerçevesinde New York’ta bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Arap medyasına konuştu. Çavuşoğlu’na, “İki MİT görevlisinin terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığı” yönündeki iddia soruldu. Çavuşoğlu, “PKK sıradan sivilleri, doktorları, polisleri ve herkesi kaçırdı. Bu yüzden bir terör örgütü. Elbette kurumlarımız, PKK’nın kaçırdığı tüm vatandaşlarımızın geri getirilmesi için çalışıyor; ancak bahsi geçen iki kişiyi geri getirmek için PKK ile kurduğumuz doğrudan bir bağlantı yok” yanıtını verdi.
ABD, OPERASYONU PKK'YA SIZDIRDI
Sözkonusu gelişmenin arkasında, ABD-PKK ittifakını ortaya koyan yeni bir kanıt ortaya çıktı. ABD’nin, PKK elebaşı Cemil Bayık’a yönelik Türkiye’nin operasyon hazırlığını, terör örgütüne sızdırdığı öğrenildi.
MİT’e, geçen temmuz ayında Cemil Bayık’ın bel ağrısından dolayı Süleymaniye’de bir hastaneye yatacağı istihbaratı geldi. MİT bu istihbaratın ardından Cemil Bayık’ı almak için operasyon hazırlığı yapmaya başladı. Ancak CIA, MİT’in operasyon hazırlığı olduğu bilgisine ulaştı. CIA, MİT’in operasyon hazırlığını Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) üzerinden PKK’ya iletti. Bunun üzerine Bayık, hastaneye gitmedi. Bölgeye giden ekip, operasyonun sızdırılması üzerine geri döndü. Bunun üzerine harekete geçen PKK, aralarında iki MİT mensubunun da olduğu ekibe Süleymaniye-Erbil yolu üzerinde pusu kurdu.
LAHUR TALABANİ’NİN ROLÜ
CIA, MİT’e ulaşan Cemil Bayık istihbaratını KYB’nin istihbarat teşkilatının başındaki kişi olan Lahur Talabani’ye ulaştırdı. MİT’e yönelik karşı operasyon PKK ve Lahur Talabani koordinasyonunda gerçekleşti.
KYB TEMSİLCİLİĞİ KAPATILDI
Bu olaydan sonra Türkiye, olaydaki sorumluluğu nedeniyle KYB’nin Ankara’daki temsilciliğini kapattı. Temsilci Behroz Gelali sınırdışı edildi. Aydınlık, temsilciliğin kapanmasından sonra Behroz Gelali’ye ulaştı. Gelali, Aydınlık’a “Ankara’daki ofisimizin kapatılması Kuzey Irak’ta operasyon düzenlerken PKK’nın eline düşen MİT’çilerden dolayı olmuştur” dedi. Gelali, bu süreçte KYB ile hiç kimsenin irtibata geçmediğini savundu. Gelali, operasyondan haberleri olmadığını ileri sürdü ve KYB üzerinden PKK ile pazarlık yapıldığı yönündeki iddiaları yalanladı.
PKK ise MİT mensubu kişilerin ellerinde olduğunu, yakında kimliklerini de açıklayacaklarını ileri sürdü.
Aydınlık
Bu sefer yok, yok! İşte son fotoğraflar
Suriye'den son dakika haberler gelmeye devam ediyor.ABD’nin PKK’nın Suriye kolu YPG’ye yaptığı ağır silah ve zırhlı araç yardımı hız kesmeden devam ediyor. Son olarak önceki gün 120 TIR’lık yeni bir sevkiyat ABD askerleriyle birlikte Rakka’da konuşlanan Demokratik Suriye Güçleri’ne (DSG) ulaştı.
ZIRHLILAR VE GÜDÜMLÜ FÜZE
ABD tarafından YPG’ye yapılan son sevkiyatta zırhlı araçlar, mayın temizleme araçları, havan topları ve sofistike silah kapsamında değerlendirilen ısı ve lazer güdümlü füzeler bulunuyor. ABD bunların dışında TSK’nın son operasyonlarda PKK’lılarda ele geçirdiği 3.5 km menzile sahip Rus yapımı 12.7 mm’lik ağır makineli tüfek olan Doçkalar, termal dürbünler ve GPS cihazı gibi teknolojik savaş aletleri ile ağır silahları da terör örgütüne gönderdi.
DAHA DA İSTİYORLAR
Rus haber ajansı Sputnik’e konuşan DSG’den bir yetkili ise ABD’nin kendilerine gönderdikleri silah ve zırhlı araçların dün Sabah ulaştığını söyledi. DSG’li yetkili ABD’nin geçtiğimiz hafta da Deyr ez Zor operasyonu için kendilerine yine zırhlı araç ve ağır silahlardan oluşan bir sevkiyat daha yaptığını açıkladı. Yetkili Rakka operasyonu bitse de DEAŞ’ın biteceği anlamına gelmediğini ve yeni yapılacak operasyonlar için daha çok ağır silaha ihtiyaçları olduğunu söyledi.
IKBY SINIRINDAN GEÇTİ
ABD’nin YPG’ye gönderdiği zırhlı araçlar ve ağır silahlar önceki sevkiyatlarda olduğu gibi Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) bölgesindeki Erbil’e indirildi. Burada tırlara yüklenen zırhlı araçlar ve silahlara yine IKBY’ye ait Semelka Sınır Kapısı’ndan YPG’nin kontrolündeki Rojava’ya geçirildi. Kamışlı üzerinden yola devam eden tır konvoyu silahları Rakka’nın doğusu ve güneyindeki DSG’lilere teslim etti.
ROKETATAR KORUMALI ZIRHLI
Nusaybin’in karşısında yer alan Suriye’nin Kamışlı kentinden geçen konvoydaki TIR’ardan birinin üstünde yakın dönemde geliştirilen roketatarlara karşı çelik telli ağlarla koruma sağlayan kafese sahip taktik tekerlekli Oskosh M-ATV MRAP zırhlı araç ilk defa görüntülendi. Oshkosh firmasının Amerikan Ordusu için geliştirdiği mayına dayanıklı ve pusuya karşı bekası arttırılmış 4X4 zırhlı personel taşıyıcı her türlü arazi koşulunda hareket edebiliyor.
Alman medyasından Merkel'e sert eleştiriler Alman medyası, Merkel hükümetinin terör örgütleri PKK ve FETÖ’yü koruyan tutumunu sert sözlerle eleştirdi.Alman medyası, terör örgütü PKK ve Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) yandaşlarına kucak açan Angela Merkel hükümetine eleştirilerini arttırdı. Bild gazetesinde yer alan bir köşe yazısında, PKK yandaşlarının geçen hafta Köln’de düzenlediği sözde festival kapsamında terör propagandasına imkan verilmesi eleştirildi. Köşede, şu ifadelere yer verildi: “Kürt İşçi Partisi PKK bir terör örgütü mü? Evet! İçişleri Bakanlığına göre Öcalan portresi sadece sarı zemin ve Kürt bayrağı üzerinde yasak. Köln’de Kürtler başka renkler seçtiler ve Devleti Koruma Dairesi binlercesine geçit verdi.’’
BU BİR SAÇMALIK
Almanya’nın en ciddi gazetelerinden Süddeutsche’de yer alan haberde de Federal Mahkemenin, PKK’yı terör örgütü olarak sınıflandırmasına rağmen örgütün açıkça propaganda yapmasına göz yumulduğu belirtilerek, “Bu federalizm değil, bu bir saçmalık” ifadesiyle yetkilileri eleştirdi. Nürnberger Nachrichten gazetesi de gösteriye müdahale edilmemesini eleştirdiği haberinde, “Alman makamları böylesine aptal yerine koyulabiliyorsa o zaman ‘çifte standart’ eleştirisi kimseyi şaşırtmamalı” ifadelerine yer verildi.
ANTİDEMOKRATİK HAİNLER
Alman medyasında diğer bir terör örgütü FETÖ konusunda da Almanya’nın tutumu, yapılan yorumlarda eleştirilerek Almanya’nın bu konuda kendine çeki düzen vermesi gerektiği kaydedildi. Frankfurter Allgemeine gazetesinde yayımlanan bir köşe yazısında FETÖ mensupları, “azılı suçlular ve “antidemokratik hainler” olarak nitelendirildi. Almanya’nın, ABD’de ikamet eden FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen oluşumuna yönelik sergilediği tutumun eleştirildiği yazıda, ‘’Azılı suçluların ve Türkiye’den ülkemize gelen antidemokratik hainlerin hiçbir ceza almadan Almanya’da yaşamlarına devam etmesi düşüncesi de oldukça ters geliyor. Bu tip insanların burada yargılanması gibi hukuki bir yol mümkün değilse bile en azından Berlin, bunların suçsuz olduklarını iddia etmemeli’’ denildi.
Myanmar hükümetinden pişkin açıklama BM Genel Kurulu'nda konuşan Myanmar'ın Devlet Başkan Yardımcısı Thi, pişkin bir açıklamaya imza attı.Müslümanlara karşı 2 haftadır her hangi bir saldırı olmadığını iddia eden Myanmar Devlet Başkan Yardımcısı Henry Van Thio, BM Genel Kurulu'nda insanların Bagladeş'e yaptıkları göçün sebebini araştıracaklarını söyledi.
ELEŞTİRİLER KARŞISINDA KÜSTAHLAŞTI
Thio, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Arakan'da yaşanan gelişmelere ilişkin uluslararası toplumun giderek artan eleştirilerini yanıtlamaya çalıştı.
Olayların "Teröristlerin" 25 Ağustos'taki koordineli saldırıları ile başladığını ve "az sayıda insanın ölmesine, çok sayıda kişinin ise yerlerinden olmasına yol açtığını" anlatan Thio, "Myanmar Hükümeti Arakan'daki mevcut durumdan ciddi endişe duyuyor." dedi.
Bölgede ciddi sorunlar yaşandığının farkında olduklarını dile getiren Thio, "5 Eylül'den bu yana silahlı çatışma bilgisi gelmedi. Buna rağmen çok sayıda Müslümanın Bangladeş'e geçmeye devam etmesinden endişe duyuyoruz. Bu büyük göçün nedenlerini bulmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.
ARAKAN'A GÖZLEMCİ ÇAĞIRACAK
Arakan'daki sorunların kompleks olduğunu ve çözüm için eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan başkanlığındaki komisyonun tavsiyeleri doğrultusunda çalışmalara başladıklarını aktaran Thio, ilerlemeyi göstermek için gözlemci de çağıracaklarını anlattı.
Thio, Myanmar'ın terörle mücadele ettiğini ancak bunun demokratikleşme ve insan haklarına saygıya engel olmasına izin vermeyeceklerini iddia ederek, reform yolunun uzun ve meşakkatli olduğunu, uluslararası toplumdan destek beklediklerini kaydetti.
250 BİNDEN FAZLA ÇOCUK SIĞINMACI VAR
Myanmar güvenlik güçlerinin uyguladığı şiddet ve köylerin yakılması nedeniyle Bangladeş'e 25 Ağustos'tan bu yana 421 binden fazla Arakanlı Müslümanın ulaştığı bildirilmişti. UNICEF, Myanmar'dan kaçıp Bangladeş'e sığınanlar arasında 250 binden fazlasının çocuk olduğunu duyurmuştu.
BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, geçen hafta yaptığı açıklamada Myanmar'ın BM'nin bölgeye yardım ulaştırmasına izin vermediğini belirterek gerekli izinlerin sağlanması çağrısı yapmıştı.
Myanmar hükümetinin Rohingyalara uyguladığı şiddet, BM Genel Kurulu'na hitap eden birçok devlet başkanı tarafından da kınanmıştı.
Fed kararının ardından dolar bu sabah... ABD Merkez Bankası'nın (Fed) iki günlük toplantısı sonrası dün geç saatlerde açıklanan kararının ardından küresel piyasalarda güçlenen dolar 3.51 lirayı aştı.Fed'in, beklendiği gibi faizleri sabit tuttuğu, ancak "bilanço küçültmeye Ekim ayında başlayacağı" yolundaki kararı üzerine, küresel piyasalarda eruo/dolar paritesi 1.20'nin üzerinden 1.18 düzeyine kadar geriledi.
Küresel piyasalarda güç kazanan dolar lira karşısında da yükseldi ve 3.5125 lira ile son bir ayın zirvesine çıktı. Doların güç kazanmasıyla zayıflayan euro da 4.16 lira düzeyine çekildi. Güçlü dolar karşısında altının ons fiyatı da yüzde 1.0 dolayında gerileme ile 1,300 doların da altına inerek 1,298 dolara kadar gevşedi.
Fed, iki günlük toplantısı sonucunda beklendiği gibi faizleri yüzde 1.0 - 1.25 aralığında sabit tuttu. Fed bu yıl Mart ve Haziran aylarında 0.25'er puan olmak üzere 2 kez faiz artırmıştı. Fed'in önceki kararlarına göre, bu yıl bir kez daha ve 2018 yılında da üç kez faiz artırılması öngörülüyor.
Federal Açık Piyasa Komitesi'nin kararında, ABD'yi bir süredir etkileyen kasırgaların, ekonomideki gelişmeyi orta vadede etkilemeyeceği vurgulandı.
Fed'in Ekim ayında başlayacağını duyurduğu "bilanço küçültme planı"na göre, önümüzdeki aydan itibaren üç ay boyunca tahvil alımları ayda 10 milyar dolar azaltılacak bu miktar üç ayda bir artırılacak.
Gerçeği Merkel’in yüzüne çarptılar Alman medyası, Merkel hükümetinin terör örgütleri PKK ve FETÖ’yü koruyan tutumunu sert bir dille eleştirdi.Alman medyası, terör örgütü PKK ve Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) yandaşlarına kucak açan Angela Merkel hükümetine eleştirilerini arttırdı. Bild gazetesinde yer alan bir köşe yazısında, PKK yandaşlarının geçen hafta Köln’de düzenlediği sözde festival kapsamında terör propagandasına imkan verilmesi eleştirildi. Köşede, şu ifadelere yer verildi: “Kürt İşçi Partisi PKK bir terör örgütü mü? Evet! İçişleri Bakanlığına göre Öcalan portresi sadece sarı zemin ve Kürt bayrağı üzerinde yasak. Köln’de Kürtler başka renkler seçtiler ve Devleti Koruma Dairesi binlercesine geçit verdi.’’
BU BİR SAÇMALIK
Almanya’nın en ciddi gazetelerinden Süddeutsche’de yer alan haberde de Federal Mahkemenin, PKK’yı terör örgütü olarak sınıflandırmasına rağmen örgütün açıkça propaganda yapmasına göz yumulduğu belirtilerek, “Bu federalizm değil, bu bir saçmalık” ifadesiyle yetkilileri eleştirdi. Nürnberger Nachrichten gazetesi de gösteriye müdahale edilmemesini eleştirdiği haberinde, “Alman makamları böylesine aptal yerine koyulabiliyorsa o zaman ‘çifte standart’ eleştirisi kimseyi şaşırtmamalı” ifadelerine yer verildi.
ANTİDEMOKRATİK HAİNLER
Alman medyasında diğer bir terör örgütü FETÖ konusunda da Almanya’nın tutumu, yapılan yorumlarda eleştirilerek Almanya’nın bu konuda kendine çeki düzen vermesi gerektiği kaydedildi. Frankfurter Allgemeine gazetesinde yayımlanan bir köşe yazısında FETÖ mensupları, “azılı suçlular ve “antidemokratik hainler” olarak nitelendirildi. Almanya’nın, ABD’de ikamet eden FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen oluşumuna yönelik sergilediği tutumun eleştirildiği yazıda, ‘’Azılı suçluların ve Türkiye’den ülkemize gelen antidemokratik hainlerin hiçbir ceza almadan Almanya’da yaşamlarına devam etmesi düşüncesi de oldukça ters geliyor. Bu tip insanların burada yargılanması gibi hukuki bir yol mümkün değilse bile en azından Berlin, bunların suçsuz olduklarını iddia etmemeli’’ denildi.
Irak ordusu sabah 5'te operasyon başlattı Dünya gündemine oturan referanduma sayılı günler kala Irak ordusu ve Haşdi Şabi sabah 5'te Kerkük'ün Şirkat bölgesine operasyon başlattı.Bağdat yönetiminin referandum öncesi Kerkük'e müdahale edebileceği en kritik bölge olan Havice operasyonunu erkene alması dikkat çekti.
Bağdat'ın böylece bölgeye askeri yığınağını güney batı ekseninde yapılacağı ön görülüyor.
İBADİ DUYURDU
İbadi, devlet kanalı aracılığıyla yaptığı konuşmada,"Yeni bir Irak şafağında Havice'yi kurtarma operasyonunun ilk aşamasının başladığını duyuruyoruz." dedi.
"GÜÇLERİMİZ ZAFER ARDINA ZAFER GERÇEKLEŞTİRİYOR"
"Güçlerimiz tüm birimleriyle aynı anda birden fazla operasyon yürütüyor ve zafer ardında zafer gerçekleştiriyor." ifadesini kullanan İbadi, yeni bir zaferin de ufukta baş gösterdiğini söyledi.
İbadi, dün Musul'a bağlı Mahmur'a giderek ilçedeki askeri yetkililerle Havice ve Salahaddin'e bağlı Şirgat'ı kurtarma operasyonunu görüşmüştü.
Tek sermayeleri kaldı: Duygu sömürüsü Din adına ne varsa kendi menfaati için kullanan FETÖ'nün varlığını devam ettirebilmesi için duygu sömürüsü yapmaktan başka bir şeyi kalmadı.FETÖ 'çatı davası'nın firari sanığı, eski Koza Holdingin yöneticisi Hamdi Akın İpek, kardeşi Cafer Tekin İpek ile annesi Melek İpek'in de aralarında bulunduğu 45 sanığın 'silahlı terör örgütüne üye olmak', 'Vergi Usul Kanunu'na muhalefet', 'güveni kötüye kullanmak', 'özel belgede sahtecilik' ve 'ruhsatsız silah bulundurmak' suçlarından yargılanmalarına başlandı
Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, Akın İpek'in kardeşi Cafer Tekin İpek ByLock kullandığı iddiasını reddetti.
Cafer Tekin İpek, ByLock tespit edilen numaranın şirket çalışanlarından ve bu davanın sanıklarından Hasan Burak Sertcan tarafından kullanıldığını, diğer numara ve IMEI numaralarının da kendisine ait olmadığını öne sürdü. Holdinglerine yapılan kayyum atamasına ve sevcılara suçlamalar yönelten İpek, savunmasına annesini de alet etti. Annesinin de terör örgütü üyeliği suçlamasıyla yargılandığını belirten sanık İpek, "Böyle bir insana yöneltilen bu suçlama kabul edilemez" dedi.
Savunmasında annesiyle ilgili konuşurken, sesi titreyen İpek, bir süre sonra gözyaşlarını tutamadı. Bu sırada, salonda bulunan Melek İpek'in de bir mendille gözyaşlarını sildiği görüldü.
Üniversite sınav sistemi de değişiyor! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sinyali verdi, TEOG’dan sonra LYS de kalkıyor. Yeni sistem için MEB ve YÖK ortak çalışacak.MEB ve Yükseköğretim Kurulu'nun bir süredir üzerinde çalıştığı yükseköğretime geçiş modeline ilişkin çalışmalara da hız verildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatı üzerine iki kurum birbiriyle uyumlu ortak bir model üzerinde uzlaşacak.
Öne çıkan modelin satır başları şöyle:
YÜKSEKOKULLARA SINAVSIZ GİRİŞ
Buna göre, üniversiteye girişin ilk basamağı olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nda (YGS) lise başarısının daha çok etkili olması öngörülüyor. MEB'in liseyi bitirme sınavı yapması durumunda bu sınav sonucuyla üniversite bazı bölümlere sınavsız yerleştirme söz konusu olabilecek.
DAHA AZ ÖĞRENCİ İLE REKABET
Lisans programlarında ise merkezi sınavlar ön görülüyor. Ancak meslek yüksekokulu ve açıköğretimler sınavsız yerleştirildikten sonra lisans için yaklaşık 500 bin öğrencinin merkezi sınava katılması amaçlanıyor. Böylelikle rekabetin daha az sayıda öğrenci arasında gerçekleşmesi bekleniyor.
LİSEDEN SONRA 3 KEZ SINAV
LYS yerine öngörülecek yeni modelde öğrencilerin tek bir sınavla bir yıl boyunca tüm hayatlarını stres altına almamaları için ÖSYM'nin yıl içinde eş değer sınavlar yapması gündeme gelecek. Hükümet programında da yer alan birden fazla sınav uygulamasının ÖSYM tarafından elektronik ortamda 3 eşdeğer sınav olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Öğrenci isterse tek sınavla isterse 3 sınavdan aldığı en yüksek puan ile üniversite yerleştirme başvurusunda bulunabilecek.
A-B-C SINIFI ÜNİVERSİTE
Üniversiteler kalitelerine göre A-B-C sınıfı akreditasyon notları alacak ve sürekli bir üst kaliteye atlanması için program uygulanacak. Uzun vadede üniversiteler arasındaki kalite farklılığı kapandığında üniversitenin ilgili bölümlerinin tercihleri doğrultusunda öğrenci alımı sınavsız gerçekleşebilecek.
Sabah
'Ruhunu 1 dolara satışa çıkaran insan müsveddeleri!' Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York'ta TURKEN Vakfı Geleneksel Gala Yemeği'nde konuştu.Sözlerine bir yıllık aranın ardından TÜRKEN ailesiyle tekrar bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek başlayan Erdoğan, artık geleneksel hale gelen bu yemek vesilesiyle salonda bulunanları bir araya getirenlere teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vakıf geleneğinin New Yorktaki temsilcisi olarak gördüğü TÜRKENin her geçen yıl güçlendiğini, Türkiye ile ABD arasında sağlam bir köprüye dönüştüğünü görmenin bahtiyarlığı içinde olduğunu söyledi.
TÜRKEN Vakfının faaliyetlerini bilhassa da gençlerin eğitimine akademik ve ilmi tekamüllerine yönelik hizmetlerini takdirle izlediğini belirten Erdoğan, vakfın kendini sadece öğrenci yurtlarıyla sınırlandırmayarak dayanışma ve yardım etkinlikleriyle de hizmetlerini sürdürecek olmasının ayrı bir memnuniyet kaynağı olduğunu ifade etti.
Erdoğan, 2014 yılından bu yana geçen kısa sürede böylesine anlamlı hizmetlere imza atan vakfın tüm emektarlarını tebrik ederek, "Bugün aramızda Türk öğrencilerinin yanı sıra diğer toplumlardan öğrenci kardeşlerimizin de bulunduğunu memnuniyetle görüyorum. Bu kardeşlerimizle burada hemhal olan ve adeta bir ümmet bilincinin tezahürü olarak meydana çıkan bu gençlik, gelecekte çok daha farklı yükleri, yüklenmek suretiyle inşallah dünyada ses getirecektir." diye konuştu.
Vakfın, Amerikada yaşayan diğer ülke öğrencilerine de sağladığı desteklere işaret eden Erdoğan, bu kişilerin, dini ve kültürel değerlerini kazanabilecekleri imkanları sunmaya başlamasının bu alanda ABDde de önemli bir eksikliğin giderilmesi bakımından da faydalı olduğunu kaydetti.
"ŞU KARDEŞLİK TABLOSUNUN HERKESE ÖRNEK OLMASINI TEMENNİ EDİYORUM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salonda bulunanlara, "Bu akşam davete icabet eden, teşrifleriyle bizleri onurlandıran tüm öğrenci kardeşlerime bir kez daha hoş geldiniz diyor, her birine en kalbi selamlarımı sunuyorum. Adeta bir Birleşmiş Milletler Genel Kurulu salonunu andıran şu kardeşlik tablosunun herkese örnek olmasını temenni ediyorum." diye seslendi.
Salonda farklı ülkelerden gelen gençleri kökenine, meşrebine, teninin rengine veya siyasi görüşüne bakmadan bir araya getiren, aynı masa etrafında toplayan bu ruhun en büyük güç kaynakları olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sevgili gençler, biz çıkarların, menfaatlerin, kirli hesapların bir araya getirdiği insanlar değiliz. Biz muhabbetin, dayanışmanın, karşılıklı saygının buluşturduğu insanlarız. Biz birbirini Allah için seven, Peygamber Efendimizin tabiriyle, bir duvarın tuğlaları gibi diğerine kenetlenmiş, 1,7 milyarlık bir kardeşler topluluğunun temsilcileriyiz.
Bilhassa ayrımcılığın arttığı, kin ve nefret atmosferinin yaygınlaştığı zor bir dönemde sizlerin bu muhabbetinizle herkese örnek olduğunuza inanıyorum. Kişisel ve kurumsal networkünüzü genişleterek, yolunuzda ilerlemenizi temenni ediyorum. Burada edindiğiniz hasretler, kök salan dostluklar bir ömür boyu yolunuzu ve ufkunuzu aydınlatacaktır."
"SABIR, İNSANI MAKSADINA ULAŞTIRAN EN HIZLI KILAVUZDUR"
Erdoğan, gurbette tesis edilen dostlukların hasret, çile ve zorluklarla yoğrularak tıpkı "kor ateşle dövülen demir" gibi çelikleştiğini dile getirdi.
Salondaki gençlere, asla yaptıkları şeyleri ve kurdukları dostlukları küçümsememeleri, edindikleri tecrübeleri de asla hafife almamaları gerektiği çağrısında bulunan Erdoğan, "Bizim inancımızda ibadetin bile az da olsa düzenli, sürekli olanı makbuldür. Burada yapılan çalışmalar kimi zaman meyvelerini 10 yıl sonra, kimi zaman 20 yıl sonra, belki 50 sene sonra verecektir ama bugün sizlerin yaşadığı zorlukları sizlerin çocukları, torunları inşallah yaşamayacaktır." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 40 yıldır siyaset yaptığını, ilk gençlik yıllarından beri hayatının mücadeleyle geçtiğini vurgulayarak, "Bu süreçte şu gerçeğe defaatle şahit oldum. Eğitime, kaliteye ve insani ilişkilere yapılan yatırım, her zaman katlanarak geri döner. Okuyan, araştıran, kendi alanında en iyisi olmak için çaba gösteren biri eninde sonunda hedeflerine ulaşır ve bunun da bahtiyarlığını yaşar. Şunu unutmayın: Sabır, insanı maksadına ulaştıran en hızlı kılavuzdur. Onun için sabreden kimse zafere ulaşır. Niyeti sağlam, istikameti muhkem olanın başaramayacağı hiçbir mücadele yoktur." değerlendirmesinde bulundu.
Salonda bulunan öğrencilere örnek olması için dünyaca meşhur bilim tarihçisi Prof. Dr. Fuat Sezginin bir anekdotunu anlatan Erdoğan, Sezginin ilim çalışmaları yanında ülkeye kazandırdığı İslam, bilim ve teknoloji tarihi müzesiyle farklı bir konuma sahip olduğunu belirtti.
Erdoğan, salondaki gençlerin sabır, azim ve kararlılıkla çalışmalarına devam edeceklerine inandığını vurguladı.
"NİYET SON DERECE SAMİMİDİR ANCAK HEDEFLENEN SONUCA BİR TÜRLÜ ULAŞILMAMIŞTIR"
Konuşmasında, yaklaşık iki asırdır ülke olarak yurt dışına öğrenci gönderildiğini belirten Erdoğan, Osmanlı Devletinin son döneminde devletin zayıflamasının önüne geçebilmek için idareciler tarafından Batıya öğrenci göndermenin bir çözüm yolu olarak görüldüğünü anlattı.
Buradaki amacın Batının ilmini ve fennini almak, yetişmiş insan kaynağı ile devleti çöküşten kurtarmak olduğunu söyleyen Erdoğan, "Niyet son derece samimidir ancak hedeflenen sonuca bir türlü ulaşılmamıştır." diye konuştu.
İlim ve fen tahsili için Batıya gönderilenlerin çoğu zaman Batının sadece kültürünü alarak, benliklerini de kaybederek ülkelerine döndüklerini dile getiren Erdoğan, kendilerinden ülkeleri için kurtuluş reçetesi hazırlaması beklenenlerin Batının gönüllü ajanları haline geldiklerini ifade etti.
"BUNLARIN İHANET EDEMEYECEKLERİ HİÇBİR DEĞER, HİÇBİR İLKE YOKTUR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendi milletine tepeden bakan, kendi değerlerinden tiksinen bu sözde aydınların bize verdikleri zararı emin olun düşman dahi vermemiştir. Çünkü bunlar ülkesinin menfaatleri için çalışmak yerine yabancı şirketlerin, devletlerin, kurum ve kuruluşların çıkarlarına hizmet etmişlerdir. Geçmişte Türkiyenin sanayi hamlelerini daha emekleme aşamasındayken sabote edenlerin bunlar olduğunu görüyoruz. Bu kesimlerin ülkemizin her açıdan dışa bağımlı olması için özel çaba harcadıklarına da şahit oluyoruz. Bunların ihanet edemeyecekleri hiçbir değer, hiçbir ilke yoktur." değerlendirmesinde bulundu.
"BEYNİNİ PENSİLVANYA'DA YAŞAYAN BİR ŞARLATANA İPOTEK ETMİŞ MANKURTLAR"
"Ne yazık ki dün olduğu gibi bugün de benzer kesimlere medeniyet coğrafyamızda çokça rastlıyoruz." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"15 Temmuz gecesi darbe teşebbüsünün faili olan Fetullahçı Terör Örgütü işte böyle bir güruhtur. Beynini Pensilvanyada yaşayan bir şarlatana ipotek etmiş bu mankurtların neler yapabileceklerini hep beraber gördük, yaşadık, Bunların içinde proflar da var, bunların içinde multimilyarder zenginler de var ama bunların hiçbiri kar etmiyor. Satmaksa, iradeyi ve aklı kiraya vermekse verdiğin andan itibaren işte tablo bu olacaktır. Ruhunu 1 dolara satışa çıkaran bu insan müsveddeleri 15 Temmuz gecesi bize tarihimizin en büyük ihanetini yaşatmıştır.
Devletin namuslarına emanet ettiği silahları kendi milletine çevirmekten ve gerektiğinde kullanmaktan çekinmediler. İşte bütün video çekimleriyle neler yaptıklarını hep izledik, takip ettik, ediyoruz. Bu hainlerin elebaşılarına baktığınızda birçoğunun iyi eğitim aldığını, iyi okullarda okuduğunu, ülkemizin en kritik kurumlarında görev yaptıklarını görüyorsunuz. Eğitim belki cehaleti alıyor ama hainlik, karaktersizlik, soysuzluk baki kalıyor. Vatanına, milletine, kendi bağrından çıktığı topluma aidiyetini kaybedenin varacağı tek yer, unutmayın, ihanet çukurudur. Hiçbir medeni devlet, darbe teşebbüsü gibi demokrasiye ve milli iradeye yapılan bir saldırıyı cezasız bırakmaz. 15 Temmuz gecesi işlenen bu suçun hesabını da bizler hukuk içinde soruyoruz, soracağız. Bundan geri adım atmak yok. Birileri zaman zaman bize akıl vermeye çalışıyor, onlar bu akıllarını kendilerine saklasınlar."
"ALLAHIN AFFETMEDİĞİNİ KUL OLARAK BİZİM AFFETME YETKİMİZ YOKTUR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin huzuruna kastedenlere, yaptıklarının hesabını sormaya devam edeceklerini vurguladı.
Yaşanan ihanetin milletin yüreğinde açtığı derin yaraya rağmen infiale kapılmadan, intikam hissi gütmeden adaletin tecellisi için sabırla çalıştıklarını anlatan Erdoğan, "Parlamentomuzu bombalayan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesini bombalayan, emniyet teşkilatımızın en önemli harekat merkezini bombalayan ve buralarda onlarca, yüzlerce vatan evladının şehit olmasına zemin hazırlayanları kusura bakmasınlar bizler affedemeyiz, Allah'ın affetmediğini kul olarak bizim affetme yetkimiz yoktur." değerlendirmesini yaptı.
İhanetin kimsenin yanına kar kalmayacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türk adaletinden firar ettiklerini düşünen korkaklar bir gün mutlaka döktükleri kanın hesabını vereceklerdir. Yıllarca dünyanın her köşesinde hizmet, himmet, diyalog diyerek örgütlenen bu ihanet şebekesinin foyası ortaya çıkmıştır. Birçok ülke kimi açıktan ve doğrudan, kimi de örtülü olarak Feto konusunda gerekli tedbirleri almaktadır. Elbette dost bildiğimiz kimi ülkelerin sırf Türkiyeye zarar vermek için örgütü kullanmaya devam ettiğini biz gayet iyi biliyoruz. Nerede, kim, neler yapıyor bunları gayet iyi biliyoruz ama öyle durum var ki sabretmek bizim için bir mecburiyet oluyor. Bugün kısa vadeli çıkarları için örgüte kol kanat gerenlerin yarın bu ihtiyaç ortadan kalktığında neler yapacağını hep birlikte göreceğiz. Çünkü herkes bilir ki akrebin karakteri sokmak, hainin karakteri de ihanet etmektir. Fetocular kimin eteğine yapışırsa yapışsınlar, dünyanın neresine kaçarsa kaçsınlar kullanılma sürelerinin ne zaman dolacağının endişesiyle daima korku içinde, zelil bir şekilde yaşayacaklardır."
Erdoğan, "Doğru yerinden kalkana kadar yalan dünyayı dolaşır." atasözünü hatırlattı.
Söz konusu terör örgütünün yalanlarına değinen Erdoğan, "Bugün birileri şahsıma, AK Partiye ve ülkemize düşmanlıkları hasebiyle Fetonun yalanlarının yayılmasına destek veriyor. Örgüt kara propaganda faaliyetlerine hem Amerikada hem de dünyanın farklı coğrafyalarında tüm hızıyla devam ediyor. Yalanın panzehiri elbette hakikattir. Hakikat güneşinin ışıklarına direnebilecek hiçbir karanlık yoktur." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, bu anlayışla çalışmalarını yürütmeleri gerektiğini belirtti.
Salonda bulunan katılımcılara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sizlerden bir taraftan derslerinize, eğitiminize eğilirken diğer taraftan da ümmetin ve insanlığın geleceği için tehdit oluşturan bu ve bu tür yapılara karşı mücadele etmenizi özellikle rica ediyorum. Fetonun DEAŞtan veya PKKdan bir farkının olmadığını herkesin görmesi, anlaması gerekiyor. Feto milletimize çektirdiği acılar yanında Amerikada birçok sahtekarlığa ve usulsüzlüğe de imza atıyor. İşte charter schoolları üzerinden yapılan vurgunun buz dağının sadece görülen yüzü olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Sadece bunu Amerikalı dostlarımız hala anlamadılar veya anlamak istemiyorlar. Bu okullarda yapılan hırsızlıkların da yavaş yavaş ifşa olmaya, basında ve kamuoyunda tartışılmaya başlandığını görüyoruz. Amerikalı dostlarımızın çok uzak olmayan bir gelecekte bu örgütü gerçek yüzüyle göreceklerine inanıyorum. Allahın yardımı, milletimizin desteği, sizlerin ve bizlerin ortak çabasıyla bu tehdidin de üstesinden hep birlikte inşallah geleceğiz."
Öğrencilere öğretim hayatı ve vakıf çalışmalarında başarı dileyen ve vakıfta emeği geçenleri tebrik eden Erdoğan, inşası başlayacak hizmet ve yurt binasının öğrenciler için eğitim ve öğretimde bir harekat merkezi olmasını temenni etti.
Karaman'da Karadağ'daki yılkı atlarının toplanması için yapılan ihalenin ardından yaklaşık 200 at yakalandı. Atların ücretsiz olarak dağıtılacağı açıklandı.Türkiye’nin endemik türlerinden olan ve nesli hızla tükenen Anadolu Yaban Koyunu, koruma altına alınarak mera ve yayla bakımından zengin olan Karaman’da bulunan Karadağ bölgesine yerleştirilmişti. Ancak buradaki sayıları binin üzerinde olan yılkı atlarının, yaban koyunlarının su ve otladıkları alanları tahrip ettiği saptandı. Bunun üzerine Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar 8’inci Bölge Müdürlüğüne bağlı Karaman Şube Müdürlüğü tarafından ‘Yılkı Atları Kontrolü ve Rehabilitasyon Projesi’ kapsamında atlarının bakım ile tedavilerinin yapılması, kayıt altına alınması ve sayılarının alanın taşıma kapasitesi seviyesine getirilmesi için çalışma başlattı.
Çalışma kapsamında geçtiğimiz ay atların yakalanması için ihaleye yapıldı. Dört firmanın katıldığı ihaleyi 368 bin lirayla en düşük fiyatı veren Kuzeyas Grup kazandı. İhaleyi kazanan firma bu ayın başında atların yakalanması için çalışmalarına başladı. Dağın zirvesindeki kısıtlı su kaynağına su içmeye gelen atlar, at seyisleri tarafından zarar verilmeden gruplar halinde yakalanıyor. Burada yakalanan atlar daha sonra kamyonlarla dağın ortasında bulunan meralık alanındaki çitlerle çevrilen çiftlikte toplanıyor.
Firma; sayıları 1000’i aşan atın bulunduğu dağda, şu ana kadar 200’e yakınını yakaladı. Yakaladıkları üç atı kısa sürede eğiten seyisler, eğittikleri atlara binerek arazide tur attı.
İSTEYENLERE ÜCRETSİZ VERİLECEK
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar 8’inci Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Karaman Şube Müdürlüğü ‘Yılkı Atları Kontrolü ve Rehabilitasyon Projesi’ kapsamında yakalanan atların bir kısmını yapılan kontrollerin ardından isteyen vatandaşlara ücretsiz olarak verecek. Yetkililer, atların verilecek olmasıyla ilgili çıkan haberler üzerine ciddi bir talebin geldiğini belirtti.
Sebze ve meyve satışında yeni dönem başlıyor Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, meyve sebze satışlarında yeni dönemin Ekim ayında başlayacağını duyurdu.Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci gıda da hem tüketicilerin sağlıklı şekilde ürünlere kavuşması, kazanması hem de üreticilerin kazanması için mekanizmalar oluşturmak istediklerini söyledi.
Bakan Tüfenkci, "Özellikle sebze ve meyvede standart kap uygulamalarını getirerek, buradaki sebze ve meyve israfını önleme noktasında önlemlerimizi alıyoruz" şeklinde konuştu.
Sebze ve meyveye standart ambalaj getireceklerini açıklayan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, " Taşımada soğuk zinciri getirerek, soğutuculu araçlarla taşınmasını sağlamak, soğuk depolarda bunları muhafaza etmek, özellikle marketlerde ve manavlarda da yine soğuk zincir içerisinde tüketiciye ulaştırarak, buzdolabına erişmesini istiyoruz"diye konuştu.
Sevdiği kızın önünde harakiri yaptı Bursa’nın İnegöl ilçesinde iddiaya göre kıskançlık krizine giren 21 yaşındaki Fırat Ç. sevdiği kızın gözü önünde bıçağı karnına sapladı.Olay, Burhaniye Mahallesi Edirne Caddesi üzerinde meydana geldi. Kıskançlık krizine giren Firat Ç., iddiaya göre 20 yaşındaki Naciye K.’ya telefon açarak, "Gel, yoksa ben sizin eve geleceğim” diyerek tehdit etti. Bunun üzerine genç kız, Burhaniye Mahallesi Edirne Caddesi üzerinde bekleyen Fırat Ç.'nin yanına gitti. Çıkan tartışma sırasında Fırat Ç., genç kıza tokat attı. Bu olayı gören çevredekiler gence tepki gösterirken, polise haber verdi.
5 LİRAYA ALDIĞI BIÇAKLA HARAKİRİ YAPTI
Kısa süre sonra olay yerine gelen polis ekibini gören Fırat Ç., bir marketten 5 liraya aldığı ekmek bıçağını karnına saplamaya başladı. Polis, hemen müdahale ederek kanlar içerisinde kalan Fırat Ç.'nin elinden bıçağı aldı. Polislerden biri, kanlar içindeki Fırat Ç.'nin kan kaybını önlemek için sağlık ekibi gelinceye kadar eliyle tampon yaptı.
Ağır yaralanan Fırat Ç., başından ayrılmayan Naciye K.'ya “Sen beni hiç sevmedin. Hakkımı sana helal etmiyorum” diyerek sitem etti. Ağır yaralı genç, olay yerine gelen 112 Acil Servis ekibi tarafından yapılan ilk müdahalenin ardından İnegöl Devlet Hastanesi'ne sevk edildi. Fırat Ç. hemen ameliyata alınırken, Naciye K. ise ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.
O cani Suriye'de görüldü İstanbul’da Atatürk Havalimanı'nda 45 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyı organize eden DEAŞ’lı Ahmet Çatayev’in izi Suriye’deki Mayadin bölgesinde bulundu.İstanbul Atatürk Hava Limanı Dış Hatlar Terminali’nde geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen ve 45 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısını organize eden Çeçen asıllı DEAŞ komutanı Ahmet Çatayev’in izi bulundu. Bir kolu ve bir bacağı olmayan Çatayev, uzun süredir kaldığı Irak’ın Tel Afer ilçesinin DEAŞ’tan temizlenmesi üzerine Suriye’ye geçti.
AMERİKA, PKK VE HAŞDİ ŞABİ ORTAKLIĞI
Tel Afer Operasyonu, geçtiğimiz haftalarda DEAŞ’tan alınmıştı. DEAŞ, 2014 yılında işgal ettiği ilçeyi, büyük mukavemet göstermeden bu güçlere teslim etti. Terör örgütü PKK da ABD öncülüğündeki uluslararası askeri koalisyon tarafından gerçekleştirilen ve Haşdi Şabi’nin de katıldığı operasyona destek vermişti. Şehirde çatışmalar büyümeden, Tel Afer’deki üst düzey DEAŞ’lı teröristler ve ailelerinin açılacak güvenlik koridorundan geçerek Suriye’deki güvenli noktalara geçmelerine yönelik bir anlaşma yapıldığı da ortaya çıktı.
O CANİ ARTIK GÜVENDE
Bu kapsamda, koalisyon havadan önceden belirlenen boş noktaları bombaladı ancak bu sırada DEAŞ’lı teröristler Tel Afer’den güneybatı yönünde açılan güvenli koridordan Suriye’ye geçti. 240 kilometrelik koridorun ardından DEAŞ’lı teröristler 20 Ağustos’ta Suriye-Irak sınırında bulunan Elbukemal bölgesine ulaştı.Tel Afer’den buraya gelen teröristler arasında “tanıdık” bir isim de bulunuyor. Yerel kaynakların bildirdiğine göre, 28 Haziran 2016 günü İstanbul Atatürk Havalimanı’na saldırarak 45 kişiyi katleden DEAŞ hücresinin bağlı olduğu Çeçen terörist Ahmet Çatayev de ABD’nin açtığı güvenli koridorla Telafer’den çıkıp Elbukemal’e gelen teröristler arasında bulunuyor.
MAYADİN’DE GÖRÜLDÜ
Elbukemal’de Suriye Ordusu ile DEAŞ arasındaki çatışmaların şiddetlenmesi üzerine Çatayev’in yanındakilerle birlikte Elbukemal’in 65 km kuzeybatısındaki Mayadin’e geçtiği öne sürülüyor. Bölgede, Koalisyon güçleri desteğiyle PKK ve Rusya desteğiyle rejim güçleri farklı noktalardan operasyon yapıyor.