DHKP-C kumpaslı koruma tuzağı

-Erdoğan'ın Musul duruşuna ABD'den tam destek -Başkanlığa geçişte altı alternatif -Darbeci yargıçlar için özel kozmik evler -Terör örgütü PYD karadan da kıskaçta -Terör örgütlerine büyük darbe! -İstanbul'da "Yeditepe Huzur" operasyonu -Telefonlarımız dinlenince ByLock'a geçtik -FETÖ'nün yazılımcısı tutuklandı -HDP Sarıkamış İlçe Başkanı Seyat Dere tutuklandı -İHA'lar da vurdu: 25 terörist öldürüldü -Kadın hakimden şok itiraflar! -Hendekçi kepçeler artık halkın hizmetinde -21 doktora FETÖ gözaltı

Giriş Tarihi: 22.10.2016 08:35 Güncelleme Tarihi: 22.10.2016 10:16 DHKP-C kumpaslı koruma tuzağıFETÖ'cü polisler, 2006'da yakaladıkları bir DHKP-C'linin flash belleğine Erdoğan'ın Üsküdar'daki evinin krokilerini koydu. Sonra uyduruk operasyonla flash belleği bulan hainler, Erdoğan'ın koruma ekibini tasfiye edip kendi adamlarını yerleştirdi.

Sonra uyduruk operasyonla flash belleği bulan hainler, Erdoğan'ın koruma ekibini tasfiye edip kendi adamlarını yerleştirdi.

İstanbul Başsavcılığı'nın talimatıyla terör polisi sabah Okmeydanı'nda DHKP-C'ye yönelik operasyon düzenledi. 6 kişi gözaltına alındı. Operasyonun perde arkasında ise FETÖ-DHKP-C işbirliği yatıyor. AKŞAM iki terör örgütünün hain ittifakının detaylarına ulaştı.

EVİNİ ODA ODA ÇİZMİŞLER

Paralel örgütün güçlü olduğu 2006 yılında İstanbul İstihbarat şubesinde görevli polisler dönemin başbakanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Üsküdar'daki evinin oda oda bilgilerinin yer aldığı bir kroki hazırladılar. Bu krokiyi bir flash belleğe yükleyerek içerideki adamları yardımıyla A.A. isimli üst düzey bir örgütçünün çantasına koydular.

ELLERİYLE KOYMUŞ GİBİ BULDULAR

Yalandan bir ihbar uyduran paralel polisler A.A.'yı yakaladı. Çantasındaki flash belleğe el koydular. Yapılan incelemede Erdoğan'ın evinin krokisi bulundu. Hemen bir ekip, dönemin Başbakanı Erdoğan'a giderek DHKP-C'nin kendisine eylem hazırlığı içerisinde olduğu bilgisini verdi. Krokileri gösterdi.

FETÖ'CÜ KORUMALAR ATANDI

Paralel yapının planı işlemeye başlamıştı. Bu krokinin ardından Erdoğan'ı koruyan koruma polislerinin birçoğunun yeri değiştirildi. Yerlerine FETÖ örgütüne bağlı hareket eden polisler atandı. Başbakanın attığı her adımdan örgüt haberdar olmaya başladı.

BİR TAŞLA İKİ İHANET ORTAYA ÇIKARILDI

İstanbul Başsavcılığı iki terör örgütünün işbirliğinin delillerine ulaştı. İhanet bununla da sınırlı kalmıyor. Paralel örgüt sadece korumaları değiştirmekle kalmayarak Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın yaşadığı yerin tüm bilgilerini uluslararası bağlantıları olan bir terör örgütüne de hiç çekinmeden vermiş oldu. (Akşam)

Bölgesel güvenlik konularında görüşmelerde bulunmak üzere Ankara'ya gelen ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, dün ilk olarak Milli Savunma Bakanı Fikri Işık'la görüştü. Carter, görüşmede Türkiye'nin Musul politikasına destek veren açıklamalar yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Operasyonda da masada da olacağız" kararlılığıyla örtüşür yorumlar yapan ABD Savunma Bakanı, terör örgütü DEAŞ'ın özel bir önem verdiği Dabık'ın Türkiye'nin desteklediği ÖSO güçlerince kurtarılmasından dolayı tebriklerini iletti ve "Bütün dünya bunun için müteşekkirdir" dedi. Türkiye'nin Suriye ve Irak'tan kaynaklanan milyonlarca sığınmacıya ev sahipliği yaparak büyük yük taşıdığını gördüklerine dikkati çeken Carter, şu ifadeleri kullandı: "Türkiye'nin Suriye ve Irak'taki gelişmelerle ilgilenmesi makuldür. Hudut güvenliğinizin sağlanması için tedbir almanızı destekliyoruz. Türkiye'nin DEAŞ'a karşı icra edilecek operasyonlara katılmasını istiyoruz. Türkiye ile bazen görüş ayrılıklarımız olabilse de prensiplerde daima mutabıkız. Terörizmin her türlüsüne karşı çıkmak da bu prensipler arasındadır. Neticede, aynı amaçlara nasıl ulaşılabileceği hususunda izlenecek yöntemlerde farklılıklarımız olabiliyor ama iki yakın müttefik olarak her konunun üzerinde çalışarak bunları aşabiliriz."

AK Parti, MHP'nin önüne başkanlık, yarı başkanlık ve partili cumhurbaşkanlığı modellerini içeren üç model götürecek. Temaslar sonrası MHP'nin de sıcak bakacağı modele son şekli verilecek. AK Parti, bu üç sistemin geçiş sürecinin nasıl işleyeceğine ilişkin alternatifleri de hazırladı. AK Parti'nin üç modele ilişkin anayasaya geçici maddeler olarak eklenmesi düşünülen geçiş süreci alternatifleri şunlar:

İŞTE EN KAPSAMLI 'BAŞKANLIK SİSTEMİ' ANKETİ

BAŞKANLIK: Referandumdan sonra sistemin uygulamasına geçilecek. Yaz aylarında Başkanlık ile birlikte TBMM seçimi de yenilenecek. Seçim ile siyasi partiler yasaları da alınacak. Seçimlerde dar ya da daraltılmış bölge sistemi yapılacak.
2019'a kadar Cumhurbaşkanı görevine devam edecek. 2019'da seçim ile birlikte sistem tüm kurumları ile devreye girmiş olacak.
Anayasada yapılacak değişikliklerle başkanlık yetkilerini Cumhurbaşkanı Erdoğan kullanacak. Mevcut parlamento ile yola devam edilecek. 2019 da seçimi yapılacak.
YARI BAŞKANLIK: Cumhurbaşkanı Erdoğan, referandum ile anayasada yapılan değişiklikten kaynaklanan yeni yetkilerini kullanarak yoluna devam edecek. Bu durumda parlamento seçimine gerek kalmayacak.
Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilenecek. Seçim sonrası yeni cumhurbaşkanı ve yeni parlamento yarı başkanlık sistemi ile çalışmaya başlayacak.
PARTİLİ CUMHURBAŞKANI: Ne parlamento ne de Cumhurbaşkanlığı seçiminin yenilenmesine gerek kalmayacak. Referandum sonrası AK Parti kongresi toplanacak ve Erdoğan'ı Genel Başkan seçecek.

BAYKAL'DAN 'MİTTERRAND' ÖRNEĞİ
Eski CHP Genel Başkanı ve Milletvekili Deniz Baykal CHP'nin başkanlığa sonuna kadar direneceğini belirtti. Fransa'da da Sosyalist Parti'nin başkanlık düzenlemesine karşı çıktığını hatırlatan Baykal, "Başkanlık geldikten sonra Mitterrand sosyalistlerin adayı olarak başkan seçilmişti. Bu da kulaklara küpe olsun" dedi.

'CHP SIĞ SUDA BALIK AVLIYOR'
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Cumhurbaşkanlığı makamının yetkilerini aşan fiili uygulamalara ilişkin sözlerine maksatlı tepkiler verildiğini belirtti. Yalçın, "Bahçeli'nin çıkışının dayanak ve gerekçeleri iyi anlaşılmalı. CHP bulanık ve sığ suda balık avlamak yerine demokratik politikanın engin denizine ağ atmalıdır" dedi.

FETÖ'nün kriptolu haberleşme programı ByLock kullanan binlerce üyesinin deşifre edilmesinden sonra şimdi de kripto yargı ordusu deşifre oldu. Örgütün hukuk fakültesini bitiren mensuplarından kripto hâkim ve savcı yetiştirmek için 4 aşamalı çalışma evleri oluşturduğu belirlendi. Bu evlerde kalan kadın-erkek hâkim savcı adaylarının aylarca dış dünyayla irtibatlarının kesildiği ve sadece dışarıdan aranabilen sabit bir hat üzerinden iletişim kurulduğu saptandı.

60 GİZEMLİ EV BULUNDU

İstihbarat birimleri, araştırmalarında bu evlerden yaklaşık 60 tanesini tespit etti. FETÖ evlerindeki tek iletişim aracı olarak kullanılan sabit hatların tespit edilmesinden sonra, geriye dönük HTS kayıtları incelendi. Hatların 2006 ile 2016 yılına kadar ki 10 yıllık HTS kayıtları çıkartıldı. İnceleme sonucunda bu hatları arayan yüzlerce ailenin bilgisine de ulaşıldı. Fetullahçı Terör Örgütünün kripto hakim ve savcı yetiştirdiği evlerdeki yöntemler ise istihbarat örgütlerinin ajan yetiştirme yöntemlerinden farksız. Çoğu Ankara ve İstanbul'da bulunan gizemli evlerde kalanlara 6 aylık sıkı bir eğitimden sonra, sınavda çıkacak hâkimlik/savcılık sorularının, yemin töreninin ardından verildiği öğrenildi. Bu evlerde yetişen onlarca hakim ve savcının ismine ulaşılırken, bunların bir kısmının halen görevde olduğu öğrenildi.

F.G İTİRAF ETMİŞTİ

Soruşturmalar kapsamında itirafçı olan F.G isimli şüpheli, esrarengiz çalışma evleri ile bu evlerde yapılanları bir bir anlattı. Hâkimlik ve Savcılık sınava dönemlerinde FETÖ'nün çalışma evlerine kapanan onlarca önemli ismi ve bu evlerin sorumlarının isimlerini veren F.G "Bu evlerde cep telefonu kullanmak yasaktır. Orada kaldığımız müddetçe cep telefonlarımız bize verilmiyordu. Sınava girdiğimizde bize gösterilen soruların bir kısmının hâkimlik sınavında çıktığını gördüm" dedi.

4 AŞAMALI SÜREÇ

Tokat Cumhuriyet Başsavcılığınca ilk kez geçtiğimiz günlerde ortaya çıkartılan FETÖ'nün esrarengiz evlerinde yetiştirdiği hâkim ve savcıları dört farklı ev ve süreçten geçirdikten sonra görevlendiği öğrenildi. Dört aşamalı hâkim/savcı yetiştirme süreçler ise şöyle işliyor:

ÇALIŞMA EVLERİ

- Murakıp olarak tabir edilen abi/ablalar örgüte mensup hukuk öğrencilerini mezuniyete yakın bir tarihte çağırarak, Hâkim/Savcılık çalışma evlerinde kalması gerektiği talimatını verir.

- Altı aylık çalışma sürecinde çok sıkı kurallar uygulanır.

- Zaruretsiz asla evden çıkmayın, gerekiyorsa taksi çağrın

- Kira kontratı ve aboneliklerin başka biri adına yapılması.

- Hâkimlik savcılık sınavlarından bir gün önce, başmurakıp olarak tabir edilen abi gelir adaylara Kur'an üzerine yeminler ettirir.

- Başmurakıp yeminden sonra yaklaşık 30 soru ve cevabını verir. Bu duruma itiraz eden olursa başmurakıp, adayı amacın hizmet olduğu telkinleriyle ikna eder.

- Başmurakıplar soruların yazılı olduğu kağıtları sırasıyla elden ele dolaştırarak ezberlettirir.

- Evde aramaya kapalı ve dışarıdan aranabilen sabit bir hat dışında iletişim aracı bulunmaz.

- Sınavl bitince evler boşaltılarak sonraki gruplara hazırlanır.

MÜLAKAT EVLERİ

- Yazılı sınavın açıklanmasından sonra ev abi/ablaları evlerde kalanları ankesörlü telefondan arayarak sınav bilgisi verip Ankara'ya davet ediyor.

- Bu süreçte hâkim/savcı adayları Mülakat evleri olarak isimlendirilen ayrı evlerde kalır.

- Burada da yaklaşık 6 ay özel bir eğitim verilerek referans görüşmeleri yapılır.

- Mülakat sürecinin olumlu sonuçlanmasıyla murakıplar hakim adaylarıyla tekrar görüşerek, staj tercih dilekçelerinin ilk iki sırasına Ankara ya da İstanbul yazmaları talimatı verir.

Küçük yerlerde staj yapılmasına izin verilmez.

ADAYLIK SÜRECİ

- Adaylar çalışma ve mülakat sürecinde kaldıkları evler dışında başka evlere nakledilir.

- Kur'aların çekilip görev yerlerinin belirlenmesiyle abi/ablalar adaylarla görüşerek gittikleri yerlerde aranacakları bilgisi verilir.

HÂKİM/SAVCLIK SÜRECİ

- Atanan hâkim ve savcılarla örgütün görevlendirdiği abi/abla tarafından iletişim kurulur.

- 2014 yılından sonra Coverme ya da ByLock gibi programlar aracılığıyla irtibat kurulur.

- Yapılan ilk toplantıda öncelikle maaşlarının yüzde 15'ni himmet olarak vermeleri istenir.

- İl ve ilçelerde görevlendirilen hâkim ve savcılar kendi içinde gruplandırılır.

- Aynı adliye içinde örgüt mensubu hâkim/savcılar bir birlerini tanımaz ancak tahmin edebilirler. (Star)

Terör örgütü PYD/ YPG'ye Türk savaş uçakları tarafından gerçekleştirilen hava operasyonunun yanı sıra, karadan da tanklarla önlem alındı.

Çarşamba gecesi El Bab'a ilerlemek isteyen YPG militanlarının güneyden kıskaca alınması için 9 tankın Suriye'ye girdiği ve terör örgütüne karşı mevzilendiği ortaya çıktı.

Türk savaş uçaklarının bombardımanıyla 200 militanını kaybeden YPG, eğer bir kez daha El Bab'a ilerlemek için hamle yaparsa bu kez güneyden de vurulacak.

Terör örgütü PYD, Türkiye'nin net tavrına rağmen 19 Ekim'de Mare güneyindeki Tel Rifat bölgesinden ÖSO'nun El Bab bölgesine yönelik cephe hattının önünde bulunan bazı köyleri ele DEAŞ'tan geçirdi.

TSK : Hedef tespit vasıtaları ile tespit edilen 52 DEAŞ ve 70 PYD/PKK hedefine ateş destek vasıtalarıyla atış yapıldı.

İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan koordinesinde 237 noktada eş zamanlı gerçekleştirilen ve narkotik suçlarla mücadele, mali suçlarla mücadele, terörle mücadele, kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele, özel harekat, çevik kuvvet ve trafik ekiplerinin de aralarında bulunduğu yaklaşık 5 bin polis katıldığı uygulama tamamlandı.

Uygulamada, şüphelilere yönelik Genel Bilgi Tarama (GBT) sorgulamalarının yanı sıra aranan kişiler ile silah, bıçak, uyuşturucu taşıyanlara ilişkin denetimler yapıldı.

GBT sorgulamasına tabi tutulan 28 bin 322 kişiden, haklarında arama kararı olan 129'u gözaltına alındı. Uygulamada, 10 kurusıkı tabanca, 24 ruhsatsız tabanca, 15 şişe kaçak içki, para sayma makinesi, 161 gram uyuşturucu ile 2 bin 60 paket kaçak sigara ele geçirildi.

Kontrol edilen 15 bin 990 araçtan 121'i trafikten men edildi. Haklarında işlem yapılan sürücülere toplam 172 bin 568 lira ceza kesildi. Denetlenen 902 iş yerinden 57'si hakkında da yasal işlem uygulandı.

Asayiş uygulamasında ele geçirilen malzemeler, Gayrettepe'deki İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü hizmet binasında sergilendi.

Polisin 'Kırmızı listesi'ndeki 1. Sınıf Emniyet Müdürü, FETÖ'cülerin haberleşme uygulaması ByLock'la nasıl tanıştıklarını ve program hakkında bilinmeyenleri anlattı. ByLock'un kullanılmasının örgüt üyeleri için bir zornluluk haline geldiğini söyleyen gözaltındaki emniyet müdürü "Takip edildiğilmiz ve telefonlarımızın dinlendiği istihbaratını aldık. Sohbet yerlerimizin ifşa olmaması için telefon görüşmelerimizi kesip, güvenlik kodlarıyla kullanılan ByLock isimli programla haberleşmeye başladık. Önce kodlar kullanarak arkadaş olduk, ardından sohbet etmeye başladık" dedi.

ABİLERDEN TOPLU MESAJ SERVİSİ
İşte kimliği gizli tutulan o emniyet müdürünün ifadesi:
17-25 Aralık 2013 tarihi sonrası abilerin ayarlamış olduğu eve gidip gelmeyi bıraktığımız için iletişimimiz kopmak üzereydi. Bir müddet sonra toplantı için yeniden lojman dışında bulunan evlerde buluşma kararı aldık. Karar sonrası bir süre benim evimde toplandık. Abiler, emniyet tarafından takip edildiğimizi söyledi. Biz de toplantılarımızın deşifre edilmemesini engellemek amacıyla cep telefonlarıyla görüşmeyi ve mesajlaşmayı kestik. Abimiz bize özel geliştirilmiş olan ByLock isimli programdan bahsetti. Bundan sonra görüşmelerimi bu program üzerinden yapmamız gerektiğini söyledi.
Toplandığımız bir gün sohbet abimiz yanında getirdiği tablet bilgisayardan bluetooth aracılığıyla evde bulunan ve toplantıya gelen arkadaşlara sırayla bahsettiği programı yüklemeye başladı. Yükleme işlemi sırasında telefona bir kısa mesaj geliyor, telefona gelen kısa mesajı girdikten sonra güvenlik kodu ve simge belirleniyordu. Güvenlik kodlarıysa abiler tarafından belirlenmişti. Program kurulduktan sonra kodlu mesajlar gelmeye başladı. Bu program çok karışık bir iletişim ağına sahipti. Arkadaş olmak için birbirimize güvenlik kodları gönderiyorduk. Gönderdiğimiz kişi kodu yanlış girerse sohbete başlayamıyorduk. Program, grup yöneticileri tarafından yönetilebiliyordu. Yöneticiler grup kurup, toplu mesaj atabiliyordu.

SİMGE DEĞİŞTİRİLDİ
Program simgesi kartal başı şeklindeydi. ByLock ifşa olmaya başladıktan sonra simge yaygın olarak kullanılan Tango isimli sosyal medya simgesi ile değiştirildi. Ardından Eagle isimli bir programa geçtik. Eagle da tıpkı ByLock gibi kodlar ve simgelerle kurulmuştu. Bu programda da arkadaşlıklar kurulduktan sonra iletişim sağlanıyordu.

İstanbul Küçükçekmece'de yaşayan Mozambikli Helton Silva Malmbane, Emniyet'e gelen ihbar üzerine evinde gözaltına alındı. Kapatılan Fatih Üniveristesi'nde yazılımcı olarak çalıştığı belirlenen Malambane (27) hakkında FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle soruşturma başlatıldı. FETÖ organizasyonu Türkçe Olimpiyatları'na katıldığı belirlenen şüphelinin, "Mozambik'te lise öğrenimim bittikten sonra abilerim beni ASİAD (Akyurt Sanayici ve İşadamları Derneği) isimli derneğe yönlendirdi. Bu derneğin referansıyla Fatih Üniversitesi'nde burslu olarak yüksek lisans yapmaya başladım. FETÖ bana destek olmasaydı da ben yüksek lisans için bu üniversiteyi kabul edilirdim. Öğrenimim bittikten sonra ben bu üniversitede yazılımcı olarak çalışmaya başladım. Cemaat evlerinde de kalmaya devam ettim" dedi

"BİLMİYORDUM"
Tutuklamaya sevk edilen şüpheli Sulh Ceza Hakimliği'ndeki sorgusunda ise, "Fatih Üniversitesi'nde öğrenim gördüğüm ve çalıştığım sırada ben Hıristiyandım. Bu yüzden beni sohbetlerine katmıyorlardı. Bu sırada okul arkadaşıma aşık oldum ve evlendim. Cemaat evlerinden ayrıldıktan sonra irademle Müslüman oldum. Eşim hamileydi. Bu yüzden çalışmaya devam ettim. Eşim doğum yaptıktan sonra cemaat beni tekrar çağırdı. Ben bu örgütü lanetliyorum. Bunların böyle hain olduğunu bilseydim ülkemde kalır tarımla uğraşırdım. Bu örgüt için bilerek isteyerek bir yazılım yazmadım" ifadelerini kullandı. Malmbane'nin cemaat isteğiyle yazılım çalışmaları tutuklama kararı için delil olarak gösterdi

Geçtiğimiz günlerde Sarıkamış ve Selim ilçelerinde terör örgütü PKK/KCK'nın şehir yapılanmasına yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan HDP Sarıkamış İlçe Başkanı Seyat Dere ve O.Ö. çıkarıldıkları mahkemece serbest bırakılmıştı.

Cumhuriyet Savcısı'nın talimatıyla jandarma ekiplerince tekrar gözaltına alınan Seyat Dere ve O.Ö. bu sefer çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Hakkâri'nin Çukurca ilçesinde, önceki sabah Uzundere Hisar Dağı'nın güneydoğusunda tespit edilen 2 PKK'lı terörist, savaş uçaklarıyla vurularak etkisiz hale tespit edilmesi üzerine tespit edilen 2 PKK'lı terörist, bölgeyi bombalayan savaş uçakları tarafından etkisiz hale getirildi. Ardından 2 saat sonra yine aynı bölgeye düzenlenen hava harekâtında da, teröristlerin bulunduğu mevzileri ateş altına alan savaş uçakları 10 teröristi daha etkisiz hale getirdi. Yüksekova kırsalında da önceki gece tespit edilen 6 terörist, silahlı İHA'lar aracılığıyla etkisiz hale getirildi. Lice'deki operasyonda da 1 terörist öldürüldü.

KUZEY IRAK'A DA OPERASYON
Irak'ın kuzeyindeki Avaşin Basyan bölgesindeki PKK'lı teröristler tarafından ateş açıldı. Savaş uçakları, yeri tespit edilen teröristlerin Doçka mevzisini ateş altına alarak imha etti. 6 terörist etkisiz hale getirildi. Ayrıca uçaklar, Avaşin Basyan bölgesinde tespit edilen teröristlere ait 4 hedefi de vurarak imha etti.

ÖRGÜTÜN HARAÇ SORUMLUSU ÇIKTI
Siirt 'te 17 Ekim'de öldürülen 3 teröristten "Amed" kod adlı Emrah Polat'ın örgütün sözde "Mava bölge sorumlusu" olduğu tespit edildi. Teröristin, örgütün sözde mahkemesinde vatandaşları sorguya çektiği ve işadamlarından haraç topladığı bildirildi. Operasyonda "Amed" kod adlı Emrah Polat ile "Ruken" kod adlı Şerife Ergün ve "Beritan" kod adlı Yeliz Toğu etkisiz hale getirilmişti.

Darbe girişiminde FETÖ'cü subayların Kara Harp Okulu'ndaki eylemlerini organize eden dönemin Kara Harp Okulu Kurmay Başkanı Albay İlhami Polat'ın hâkim eşi Suzan Polat, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanıp serbest kaldı. Deşifre olmamış 20 subayı deşifre eden Polat, 2014'ün mart ayında Dışişleri Bakanlığı'nda yapılan gizli güvenlik toplantısının ses kayıtlarının yayınlanmasını engellemek amacıyla Youtube'a getirilen yayın yasağını, Cemaatçi olan bir hâkim akrabasının tavsiyesi üzerine kaldırdığını söyledi. HSYK tarafından meslekten ihraç edilen Polat'ın ifadesi şöyle:

EŞİMLE 'ABLA' TANIŞTIRDI

Hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra eşim İlhami Polat ile tanıştım. Tanışmamı Cemaat 'abla'sı olan ve Amerika'da olduğunu bildiğim Emine A. sağladı. Emine A.'nın eşi Ertuğrul A.'nın da eşim ve Kurmay Albay Ahmet Zeki'nin 'abi'si olduğunu eşimle evlendikten sonra öğrenmiştim.

CEMAAT'TEN BAHSETMEDİ

Askerlerin ve üstlerinin olduğu toplantılarda eşim Alkol alırdı. Ancak normal hayatında alkolden uzaktı. Eşim o zamanlar Ağrı Doğubayazıt'ta üsteğmen rütbesindeydi. Cemaat'le ilgili bana hiçbir şeyden bahsetmiyordu. Normal Türk askeri gibiydi.

AYDA BİR ABİLERE GİDERDİ

Tekirdağ Çerkezköy'de çalışmaya başladık, kendisi kurmay yüzbaşıydı. İlhami, "Abi" dedikleri veÇorlu'da bulunan kişilere gidip geldiğini bana söyledi. Ayda bir kez görüşmeye gidiyor, telefonunu kapatıyordu.

'DAHİL OLMAK İSTİYORSAN'

Eşimin daha sonra Genelkurmay Başkanlığı'na tayini çıktı. Yargıtay Tetkik Hâkimliği'ne geçtim. Burada çalışırken Cemaatçi olduğunu bildiğim mesai arkadaşım Fatma Betül Ö. beni yemeğe davet etti. Fatma, 4 kardeşti ve eşi de hâkimdi. Bana "Eğer bizim yargıdaki Cemaat'e dahil olmak istiyorsan, maaşının belirli bir oranını bize vermem gerekiyor" dedi. Kabul etmedim. Fatma bir daha beni toplantılara çağırmadı.

TELKİNDE BULUNDULAR

Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada (Dışişleri Bakanlığı'nda yapılan gizli güvenlik toplantısının ses kayıtlarının sızdırılması soruşturması) dosya istemeden evrak üzerinden, neden karar verdiğim sorulmuştu. Bu konuyla ilgili mahkememizin verdiği Youtube'un kapatılması kararına itiraz edilmişti. İtiraz üzerine konuşma içeriklerini bildiğim için dosyayı sehven istemedim, bu usul eksikliği olabilir, ancak ne şekilde karar vermem konusunda araştırma yaptım. Cemaatçi olarak bildiğim, aynı zamanda eniştem olan Hâkim Fatih Özaydın, Yargıtay 13. Ceza Dairesi'nde tetkik hâkimidir. Bu karardan bir gün önce Fatih, telefonla beni aradı. Beni adliyenin karşısındaki lokantaya çağırdı. Bana orada bu konuda AnayasaMahkemesi'nin emsal kararı olduğunu, bu karar doğrultusunda karar vermem gerektiğini söyledi. Kendisi Gölbaşı'na gelmeden önce de beni arayıp "Gölbaşı'nda mısın? Oraya geliyorum, bir husus görüşeceğiz" demişti. Bu şekilde eniştem vasıtasıyla bana telkinde bulunup bu şekilde karar verdirdiler.

'EMİR BÜYÜK YERDEN'

Eşimi en son 16 Temmuz Sabahı gördüm.15 Temmuz günü öğlen eve gittim ve eve gittiğimde İlhami evdeydi. Misafirlerinin geleceğini söyledi. 2 kişi geldi, gelenlerin kim olduğunu bilmiyorum. Yarım saat konuşup sonra hep beraber ayrıldılar. Kendisi heyecanlıydı, tedirgindi. Ancak bana bir olaydan bahsetmedi. Eşimi sabah gördüğümde bana kendisini affetmemi, emrin büyük yerden olduğunu, Fethullah Gülen'in emir verdiğini söyledi. Şu an nerede olduğunu bilmiyorum. (Habertürk)

İçişleri Bakanlığı'nca Güneydoğu'da belediyelere kayyum olarak atanan yeni başkanlar ve yönetim kadrosu belediyecilik hizmeti vermeye başladı. 28 kayyumun 18'i Güneydoğu'daki belediyelerde görevlendirildi. 20 yıla yakındır bölgede birçok belediyeyi yöneten HDP ve ondan önceki partiler, hizmet yerine 'sözde siyaset' yapınca belediyecilik anlamında Güneydoğu kentleri, Batı illerinin çok gerisinde kaldı. Terör örgütünün hendek ve çukur siyasetine destek veren, bombalı saldırılarda araçları ele geçirilen bazı belediyelere 1 Eylül'de atanan kayyumlar, Kandil'in tehditlerine rağmen halka hizmet veriyor.

FETÖ'ye ve 15 Temmuz darbe girişimine yönelik operasyonlar dün de hız kesmeden devam etti. Bu kapsamda İzmir'de 23 öğretmen, Malatya'da 21 doktor ve sağlık görevlisi, Karabük'te de 10 sağlıkçı gözaltına alındı.
İzmir: ByLock kullandıkları ve örgüt toplantılarına katıldıkları belirlenen, daha önce meslekten ihraç edilen 23 öğretmen, Kınık ilçesi merkezli operasyonda 9 öğretmen ve 1 zabıt katibi gözaltına alındı.
Trabzon: Trabzon merkezli 11 ilde düzenlenen operasyonlarda 22 şüpheli gözaltına alındı.
Malatya: Malatya merkezli 5 ilde düzenlenen operasyonlarda, 21 doktor ve sağlık görevlisi gözaltına alındı. 8 doktor da aranıyor. Ayrıca ByLock kullandığı tespit edilen 2 icra müdür yardımcısı, 1 gardiyan, 1 katip tutuklandı.
Kırşehir: ByLock kullandıkları belirlenen, aralarında infaz koruma memurlarının da bulunduğu 14 cezaevi çalışanı gözaltına alındı. 2 infaz koruma memuru tutuklandı.
Ankara: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca FETÖ'ye yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınan, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda görevli 4 uzman çavuş, 2 askeri ataşe ve bir öğretmen tutuklandı.
Antalya: Bir icra müdürü, bir icra müdür yardımcısı ve 2 pedagog gözaltına alındı.
Kırıkkale: ByLock kullandıkları iddiasıyla adliyeye sevk edilen 13 öğretmen tutuklandı.
Uşak: ByLock kullandığı belirlenen eski Denizli Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü E.D. Uşak'da gözaltına alındı.
Amasya: ByLock kullandıkları belirlenen 4 şüpheli tutuklandı.
Kocaeli: TÜBİTAK'ta görevli 3 üst düzey mühendis tutuklandı.
Giresun: İl ablası K.K., örgüte ait bir dershanenin müdürü olan eşi B.K. ile örgütün evlendirme sorumlusu H.D. tutuklandı
Bolu: 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Zeynep Eralp, Abant İzzet Baysal Üniversitesi öğretim görevlisi Uğur Akkaya ve özel bir şirkette çalışan Ömer Boz tutuklandı.
Muğla: Bodrum'da ByLock kullandıkları belirlenen 1icra müdür yardımcısı ve 1 zabıt katibi tutuklandı.
Çankırı: ByLock kullandığı belirlenen Denetimli Serbestlik Müdürlüğü çalışanı Elif Güler Yılmaz tutuklandı.
Isparta: İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Hakan Esen tutuklandı.

46 ÖĞRETMEN TUTUKLANDI
Aydın: Iğdır Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Şadi Eren, gözaltına alındı.
Antalya: 30 öğretmen tutuklandı.
Kilis: Eski Emniyet Müdür Yardımcısı Kenan Gök, eski Personel Şube Müdürü Kemal Gürcan, komiser Mehmet B. ile 10 polis tutuklandı.
Manisa: 9 rütbeli asker tutuklandı.
Sakarya: 2 imam, 2 memur, bir spor yöneticisi ve bir öğrenci tutuklandı.
K.Maraş: 6 öğretmen tutuklandı.
Muğla: 11 şüpheli öğretmenden 10'u tutuklandı.

SABAH, Başika-Nevaran hattında peşmerge ile DEAŞ'lı teröristler arasındaki şiddetli çatışmaların yaşandığı kuzey cephesinde, Musul'a en yakın noktadan operasyonu takip etti. Faziliye köyü ve çevresinde peşmerge güçlerinin sadece 500 metre uzağında bulunan DEAŞ'lılar ile yaşanan sıcak çatışmaları görüntülendi. Gün boyu süren operasyonda Faziliye köyünü bırakmak istemeyen DEAŞ militanları bizim de bulunduğumuz peşmerge güçlerinin olduğu noktaya 8 havan topu attı. 6 intihar saldırısı girişiminde bulundu. İnsansız Hava Aracı ile saldırı düzenlemek istedi. Peşmerge güçleri saldırıları püskürttü. DEAŞ'lı keskin nişancıların Kanas seslerinin eksik olamadığı sıfır noktasında çatışmalar gün boyunca devam etti. Faziliye'deki DAEŞ hedefleri ise Koalisyon güçlerinin havadan peşmergelerin ise karadan tank ve topçu ateşiyle vuruldu. 5 köy DEAŞ'tan temizlendi.