Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ne yaptınız diyenler bu sabah cevabını aldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tavşandere Metro İstasyonu'nda Pendik Belediyesince düzenlenen toplu açılış töreninde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne yaptınız ki diyenlere parlamento güzel bir cevap verdi. Şimdi milletim inşallah gerçek kararı verecek, Türkiye yeni bir sıçrama noktasına ulaşacaktır." dedi.

Giriş Tarihi: 21.01.2017 15:07 Son Güncelleme Tarihi: 21.01.2017 16:32Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ne yaptınız diyenler bu sabah cevabını aldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tavşandere Metro İstasyonu'nda Pendik Belediyesince düzenlenen toplu açılış töreninde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne yaptınız ki diyenlere parlamento güzel bir cevap verdi. Şimdi milletim inşallah gerçek kararı verecek, Türkiye yeni bir sıçrama noktasına ulaşacaktır." dedi.

Tavşandere Metro İstasyonu'nda Pendik Belediyesince düzenlenen toplu açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hamdolsun ne yaptınız ki diyenlere dün akşam sabah namazına doğru parlamento güzel bir cevap verdi, ama gerçek cevabı inşallah beşer planında egemenlik milletindir. Şimdi milletim inşallah gerçek kararı verecek. Nihai kararı verecek ve bu nihai kararla beraber Türkiye yeni bir sıçrama noktasına ulaşacaktır. Milletimiz için hayırlı olsun. Ülkemiz için hayırlı olsun" dedi.

Erdoğan: Milletim nihai kararı verecek Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul'da toplu açılış töreninde konuştu. Anayasa değişiklik teklifine dair açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Birileri ne yaptığınız ki diyor. Ne yaptınız ki diyenlere dün akşam parlamento güzel bir cevap verdi" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tavşantepe Metro İstasyonu'nda Pendik Belediyesince düzenlenen toplu açılış töreninde konuştu. Erdoğan, "Birileri ne yaptığınız ki diyor. Ne yaptınız ki diyenlere dün akşam parlamento güzel bir cevap verdi. Gerçek cevabı millet verecek. Nihai kararı verecek" dedi.

Tüm yatırımlar bittiğinde İstanbul'un ulaşımının büyük ölçüde raylı sistem üzerinden gerçekleşeceğini belirten Erdoğan, "Raylı sistemle boğaz geçişi konusunda Marmaray'ın ardından Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerindeki hattı da devreye almak suretiyle iki alternatifli bir imkanı oluşturmuş oluyoruz." açıklamasında bulundu.

"TÜRKİYE YENİ BİR SIÇRAMA NOKTASINA ULAŞACAK"
Erdoğan, "Hamdolsun ne yaptınız ki diyenlere dün akşam sabah namazına doğru parlamento güzel bir cevap verdi, ama gerçek cevabı inşallah beşer planında egemenlik milletindir. Şimdi milletim inşallah gerçek kararı verecek. Nihai kararı verecek ve bu nihai kararla beraber Türkiye yeni bir sıçrama noktasına ulaşacaktır. Milletimiz için hayırlı olsun. Ülkemiz için hayırlı olsun." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Sizlerden şimdiden bir ricada bulunuyorum; bu referandumla ilgili kampanyada inanıyorum ki sizler gece gündüz demeden çalışmak suretiyle geleceğe yürüyeceksiniz. Çünkü bizim Rabiamız var. Çünkü biz tek milletiz, tek bayrağız, tek vatanız, tek devletiz. Öyleyse durmak yok, yola devam."

"ATTIĞIMIZ HER ADIMLA İSTİKBALİMİZİ AYDINLATACAĞIZ"
İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve AK Parti İl Teşkilatına yönelik saldırıya değinen Erdoğan, "Bunlarla bir yere varmak mümkün değil. Şunu iyi bilsinler ki kardeşlerim bizler bu yola her şeyimizi koyduk." dedi.

Erdoğan, "Onlar geleceğimizi karartmak isteyecek, biz yaptığımız her yatırımla, attığımız her adımla istikbalimizi aydınlatacağız. Onlar terör örgütlerinin silahları ve bombalarıyla yakacak, yıkacak biz ise inşa edeceğiz, ihya edeceğiz. Onlar ellerindeki finans imkanlarını spekülasyon araçlarını kullanarak bizi dibe çekmeye çalışacak, biz hayata geçirdiğimiz projelerle zirveyi zorlayacağız. Onlar öldürmenin yollarını arayacak, biz yaşatmanın çaresine bakacağız. Çünkü biz hep birlikte Türkiyeyiz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında şunları kaydetti:

* Toplamda 926 trilyon yatırım bedeli olan 43 kalem eserin açılışını gerçekleştiriyoruz. Bu projelerin hayata geçirilmesinde emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Türkiye'nin yaşadığı sıkıntıları aşmasının yolu bu eserlerdir. Tüm bu yatırımlar bittiğinde İstanbul'un ulaşımı büyük ölçüde raylı sistem üzerinden gerçekleşecektir. Raylı sistemle boğaz geçişi konusunda Marmaray'ın ardından Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerindeki hattı da devreye almak suretiyle iki alternatifli bir imkanı oluşturmuş oluyoruz. Bu yatırımlarla verdiğimiz mesaj bu birlikteliğimizdir. Algı operasyonlarıyla, terörle ülkemizin huzurunu bozacak manzara budur. İstedikleri kadar Emniyet müdürlüğümüze lav silahı ile ateş etsinler, istedikleri kadar Ak Parti il binasına ateş etsinler, bunlarla bir yere varmak mümkün değil. Bunu iyi bilsinler ki; kardeşlerim bizler bu yola her şeyimizi koyduk. Ben sizlere bu konudaki kanaatimi söyledim. Şu anda referandum sürecindeyiz, bu süreç milletimizin kahir ekseriyetiyle neticeye ulaşacak.

BU MANZARA YENİ TÜRKİYE'NİN DOĞUŞUNUN MANZARASIDIR

* Bu manzara yeni Türkiye'nin doğuşunun manzarasıdır. Siz şu an kardeşliğinizi, hep birlikte nasıl Türkiye olacağınıızı ortaya koyuyorsunuz. Unutmayınız onlar geleceğimizi karartmak isteyecek, biz ise ihya edeceğiz. Onlar ellerindeki finansal imkanları kullanarak bizi dibe çekmeye çalışacak biz hayata geçirdiğimiz projelerle zirveyi göreceğiz. Çünkü biz, hep birlikte Türkiye'yiz. Şehitlerimiz var ama şehitler olmadan bu toprak vatan olmaz. Onun için yine İstiklal şairimiz ne diyor; Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda! Kardeşlerim dün Suriye'de 5 askerimiz şehit oldu. Dünkü kahramanlarımızla birlikte tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. İnancımıza göre şehitler ölmez! Rabbim ayetinde buyuruyor. Mesele bu! onun için kimse şehitlerimiz için ölü demesin. Onlar attığımız tüm adımları takip ediyor. Onlar ruhlarıyla bizi takip ediyor. Tenlerin ölmesi bir şey ifade etmez, onlar diridir. Müminler için öteki dünyada en büyük mükafat Peygamberimizle birlikte olabilmektir. Gazilerimizin yaşadığı acıları unutmamız mümkün değil! Döktüğümüz her damla kan bu toprakların bize vatan olduğu gerçeğidir. Onun için diyoruz; Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır! Biz 1000 yıldır bu topraklara kanımızı döktüğümüz için göğsümüzü gere gere bu topraklar vatanımızdır diyoruz.

SİZ GÖVDENİZİ SİPER ETTİNİZ VE HAYASIZCA O AKIN DURDU

* İstiklal şairimizin dediğini siz aynen yerine getirdiniz. Siz gövdenizi siper ettiniz ve o hayasızca akın durdu. Bütün terör örgütlerine karşı kardeşlerim, coğrafyamızda verdiğimiz mücadelede bugüne kadar ihanet çeteleri nasıl çöktüyse yine öyle olacak. Geleceğe yönelik adımlar söz konusu olduğunda milletim 15 Temmuz'da olduğu gibi her şeyi yapacaktır. Referandumda sizler gece gündüz durmadan yürüyeceksiniz. Çünkü bizim Rabia'mız var! Öyleyse durmak yok yola devam! Allah yar ve yardımcımız olsun.

Erdoğan'dan Cumhurbaşkanlığı sistemi değerlendirmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumhurbaşkanlığı sistemi ile birlikte, Türkiye'nin sıçrama noktasına geleceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meclis'ten geçen anayasa değişikliği teklifi ve Cumhurbaşkanlığı sistemi ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Artık kararın millette olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı, "Millet, referandumda nihai kararı verecek, Türkiye yeni bir sıçrama noktasına ulaşacaktır" dedi.

EL ELE VERECEĞİZ

"Birileri hala ne yaptınız ki diyor. Hamdolsun ne yaptınız ki diyenlere dün akşam sabah namazına doğru parlamento güzel bir cevap verdi, ama gerçek cevabı inşallah beşer planında egemenlik milletindir.

Şimdi milletim inşallah gerçek ve nihai kararı verecektir. Ve bu nihai kararla beraber Türkiye sıçrama noktasına gelecektir.

Milletimiz için hayırlı olsun. Ülkemiz için hayırlı olsun.

FETÖ'nün algı operasyonu deşifre oldu! Baransu ve Uslu'nun "operasyon" tweetleri

Terör örgütü FETÖ'nün medya yapılanmasına yönelik 29 şüpheli hakkında 196 sayfalık iddianame hazırlandı. FETÖ'nün medya üzerinden yaptığı algı operasyonlarına işaret edilen iddianamede; örgüte ait televizyon, gazete sosyal medyada nasıl bir yayın politikasına gidileceği, neler yazılacağı, dizilere nasıl müdahale edileceği ve kimlerin hangi tweetler atacağına FETÖ elebaşı Gülen'in karar verdiği açıklandı. Mehmet Baransu ve Emre Uslu'nun 17-25 Aralık darbe girişimlerinde nasıl rol aldıkları ve FuatAvni isimli hesabın nasıl provokasyon yaptığı da ortaya çıkmış oldu

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Murat Çağlak tarafından hazırlanan ve İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen 196 sayfalık iddianamede, FETÖ/PDY liderinin medya üzerinden üyelerine gizli veya ac¸ıktan talimatlar vermesi ele alındı.

Örgüt lideri tarafından medyaorganlarında yayımlanan "sohbet" adlı konuşmalarda, bazen örgütün diliyle gizlenmiş şekilde, bazen de açıktan talimatlar verildiği aktarılan iddianamede, "Sohbetlerde dini bir konu anlatılıyormus¸ gibi yapılıp gerc¸ekte siyasi, ekonomik, o¨rgu¨tu¨n gelecegˆi ile ilgili konular is¸lenmektedir." ifadelerine yer verildi.

Başsavcılıkça yürütülen bir soruşturma dosyasında, o¨rgu¨tün medyatemsilcilerinin nasıl talimat aldıklarına ilis¸kin konus¸ma tespitlerinin olduğu, "özgür basın susturulamaz" kampanyasında sözde hiç medyakuruluşuyla ilgisi olmayan örgüt liderinin talimatının dikkati çektiği belirtilen iddianamede, Fetullah Gülen ile kapatılan Samanyolu TV yöneticisi Hidayet Karaca arasındaki konuşmanın bir bölümüne yer verildi.

- "Konuşmadan sonra 'Karanlık Kurul' oluşturuldu"

Gülen ile Karaca arasındaki konuşma sonrasında, "S¸efkat Tepe" dizisinin formatının degˆis¸tirildiği ve dizide "Karanlık Kurul"un oluşturulduğu bilgisi verilen iddianamede, başka bir görüşmeden sonra da, o¨rgu¨tu¨n basın organı Zaman gazetesinde ısrarla dershanelerle ilgili haberler yapılmaya bas¸landığı, bu ses kayıtlarının, o¨rgu¨t u¨yelerinin medya alanındaki faaliyetlerini o¨rgu¨t liderinin talimatlarına go¨re s¸ekillendirdiğini gösterdiği ifade edildi.

Hüseyin Gülerce'nin 24 Ocak 2016'daki tanıklık ifadesinde, "1995'ten itibaren gazetede yayımlanacak olan yazıların o¨nce Fetullah Gülen'e go¨nderildigˆi, yazıların onun kontrolu¨nden gec¸tikten sonra yayımlandıgˆı, kendisine gelen yazıları ekleme, c¸ıkarma, degˆis¸tirme ve sansu¨r dahil her tu¨rlu¨ is¸lemi yaptıgˆı, Zaman gazetesinin genel yayın yo¨netmeni gibi davrandıgˆı, Gülen'in onay vermedigˆi hic¸bir haberin ve yazının gazetede yer almadıgˆı, sadece gazetede degˆil Samanyolu TV'de yayınlanan 'Tek Tu¨rkiye' adlı dizideki senaryo konus¸malarının da Gülen'e okundugˆuna bizzat s¸ahit oldugˆu, kendisinin de bazı yazılarına mu¨dahale edildigˆi" beyanında bulunduğu anımsatılan iddianamede, örgu¨t u¨yelerinin lider talimatıyla hareket etmelerinin yanı sıra bu talimatların yerine getirilmesi ve operasyona do¨nu¨s¸me as¸amasından da bahsedilmesi gerektiği ifade edildi.

- Baransu ve Uslu'nun "operasyon" tweetleri

İddianamede, örgüt adına yürütülen "Tahşiyecilere kumpas, Selam-Tevhid, 17-25 Aralık ve MİT tırlarının durdurulması" soruşturmalardan örnekler verilerek, o¨rgu¨t u¨yeligˆinden sorus¸turma açılan Mehmet Baransu'nun 17 Aralık 2013'te gerc¸ekles¸ecek operasyonu kastederek, 2 gün öncesinden, 15 Aralık 2013'te, "Salı gu¨nu¨ de su¨rprizlerim olacak ins¸allah", Emrullah Uslu'nun da 24 Aralık 2013'te, "O tweeti hatırlatma gu¨nu¨, 'bakan c¸ocuklarının adı yolsuzlugˆa karıs¸mıs¸ ise kim gu¨ler kim agˆlar" s¸eklinde tweetler paylas¸tıkları hatırlatıldı.

Samanyolu TV'de yayınlanan "Şefkat Tepe" dizisinde, 17 Aralık operasyonu talimatı sayılacak konuşmalar geçtiği ve operasyondan 4 gün sonra 21 Aralık'ta yayınlanan 131. bölümde ise oyunculardan birinin, "Hedefe aldıgˆımız her u¨lkede oldugˆu gibi burada da etkin, yetkin adamları para ve mutayla agˆımıza du¨s¸u¨ru¨p, bizim istihbarata c¸alıs¸maları temin ettik, devletin kılcallarına sızdık. Hedefimiz bizi c¸o¨zen, inancımızı sorgulayan camiadır." şeklinde konuşma yapıldığı belirtilen iddianamede, dizideki ikinci şahısın da, "Zaten zamanımızda o¨nemli olan, bir u¨lkeyi is¸gal etmek degˆil, kılcalları ele gec¸irmektir. Bir u¨lkenin kalbi olan kılcalların ic¸ine sızmak ve u¨lkeyi kılcalların verdigˆi raporlarla yo¨nettirme, asıl galibiyet budur." ifadesinin kullanıldığı bildirildi.

İddianamede, 17 Aralık so¨zde yolsuzluk operasyonunun, basında da es¸ zamanlı algı operasyonu ile devam ettiği ve bu bagˆlamda 18 Aralık 2013 tarihli bazı gazetelerde "yolsuzluk ve ru¨s¸vet operasyonuymus¸" gibi anlatım yapıldığı kaydedilerek, ileriki zamanlarda da gazetelerde algının sürdürüldüğü aktarıldı.

- "Dizide, yapılması muhtemel MİT tırları operasyonu işlendi"

"Şefkat Tepe" dizisinde 11 Ocak 2014'te yapılması muhtemel MİT tırları operasyonuyla ilgili konuların is¸lendiği, tırların durdurulması ve o¨ncesindeki algıda katkısı olanlarla ilgili kamu davası ac¸ıldığı anlatılan iddianamede, şunlar kaydedildi:

"Sorus¸turma as¸amasında, Suriye'de yas¸anan olaylarla ilgili her u¨lkenin kendi c¸ıkarlarını go¨zeterek kendine o¨zgu¨ devlet politikası sergiledigˆi, Tu¨rkiye'nin de aynı s¸ekilde sınır koms¸usu olan Suriye ve Irak'ta cereyan eden savas¸ ve c¸atıs¸malara kars¸ı u¨lke c¸ıkarlarını go¨zeterek devlet politikası belirledigˆi, bu bagˆlamda Tu¨rkiye ile soydas¸ Suriye'deki Tu¨rkmen vatandas¸larla yıllardan bu yana su¨regelen akrabalık ilis¸kilerinin dogˆal bir sonucu olarak, Tu¨rkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve hu¨ku¨metinin de bu bo¨lgede yas¸ama tutunmaya c¸alıs¸an insanlara yardımda bulunduğu, bu insani yardımların da uluslararası bir yardım kurulus¸u olan I·HH aracılıgˆıyla gerc¸ekles¸tirildigˆi, bu yardımlar sayesinde I·HH'nın bo¨lge halkı tarafından takdir go¨rdu¨gˆu¨, Tu¨rkiye'nin gerek Suriye'de gerekse Irak'ta savas¸ s¸artlarından dolayı birtakım sıkıntılarla kars¸ı kars¸ıya kaldıgˆının bilindigˆi (Musul Konsoloslugˆu rehin alma olayı, Tu¨rk tır s¸ofo¨rlerinin alıkonulması gibi), bo¨lge halkı tarafından benimsenen I·HH'nın ise bu sıkıntıların c¸o¨zu¨me kavus¸turulmasında aracılık yaptıgˆının degˆerlendirildigˆi, FETO¨/PDY u¨yelerinin ise I·HH'nın bu faaliyetlerinden haberdar oldugˆu, o¨rgu¨tu¨n taktik ve stratejisi geregˆi uzunca bir su¨re I·HH-MI·T ilis¸kisinin takip edildigˆi, yapılanmaya mensup TSK ic¸erisindeki o¨rgu¨t u¨yelerinin ise bir kısım MI·T personelini uyus¸turucu kac¸akc¸ılıgˆı s¸u¨phelisi olarak dinledigˆi ve izledigˆi, bu dinleme ve izleme faaliyetleri sonucunda Tu¨rkiye'nin Suriye'deki politikaları hakkında bilgi sahibi oldukları, 2013 yılı eylu¨l ayından itibaren sistematik olarak gizli bir s¸ekilde MI·T ve I·HH u¨zerinden Tu¨rkiye Cumhuriyeti Devleti'ni zor duruma du¨s¸u¨rmek ic¸in bu eylemi gerc¸ekles¸tirdikleri, kamuoyunda eylemin haklılıgˆı yo¨nu¨nde algı olus¸turmak ic¸in medyanın da kullanıldıgˆı tespiti yapılmıs¸tır."

Örgu¨t lideri Gülen'in tutuklu s¸u¨phelilerle ilgili tahliye talimatı vermesi sonrasında, o¨rgu¨t u¨yeligˆi suc¸laması kapsamında tutuklu s¸u¨pheliler hakkında o¨rgu¨tu¨n yargıdaki u¨yeleri tarafından so¨zde tahliye kararlarının verildiği ifade edilen iddianamede, "Örgu¨t, devleti ele gec¸irme planını istedigˆi gibi is¸letemeyince o¨rgu¨t lideri tarafından etkili u¨yelerine, 'yurt dıs¸ına c¸ıkma' talimatı vermesi ve u¨yelerin yurt dıs¸ına c¸ıkmaları; darbe mesajı niteligˆinde Zaman gazetesinin, sirenler altındaki harabe s¸ehir ve akabinde gu¨len bebek reklamı, Sızıntı dergisinde asker kamuflajlı bir kis¸inin c¸ic¸ek bahc¸esine ac¸ılan bir kapıyı ac¸ması ve 'bir ihtimal daha var' s¸eklindeki gazete reklamı tamamen o¨rgu¨t veya o¨rgu¨t lideri tarafından verilmis¸ mesajlar olup, tespitler dosya arasındadır." değerlendirmesi yapıldı.

- "Bulundukları konuma göre dedikodu yapan örgüt üyeleri"

Özellikle "Karanlık Kurul" diyalogları dikkate alındıgˆında, o¨rgu¨t mensuplarının "vatan delileri" olarak vasıflandırıldığı ve operasyonların bu kis¸ilere kars¸ı yapılacakmıs¸ gibi is¸lendiği belirtilen iddianamede, "Yani ters algı operasyonu yapılarak hem o¨rgu¨t mensupları masum olarak go¨sterilmekte hem de o¨rgu¨t mensuplarının yapacagˆı operasyonlar ile ilgili talimat verilmektedir. Tu¨m o¨rneklerde bu ters algı rahatc¸a go¨ru¨lebilir." ifadesi kullanıldı.

FETÖ'nün medyadaki en temel faaliyetinin o¨rgu¨tün amacı ve stratejisi dogˆrultusunda algı operasyonu yapmak olduğu, örgütün bu yolla toplumdaki tepkiselligˆi yo¨nlendirmek için kendisine mes¸ruiyet alanı sagˆlamaya c¸alıs¸tığı vurgulanan iddianamede, "Algı operasyonları yapılırken medya c¸ok etkin kullanılmakla birlikte o¨rgu¨tsel faaliyet c¸erc¸evesinde toplumun her alanına sızmıs¸ o¨rgu¨t mensupları da bulundukları konuma go¨re dedikodu yaparak, istihbarat toplayarak, sahte delil u¨reterek, yargılama konularında o¨rgu¨t menfaatini go¨zeterek veya maddi destek sagˆlayarak neticede her tu¨rlu¨ faaliyette bulunarak bu algıya destek olmaktadır. Yapılan bu algı sonucu bireyler objektif olmaktan uzaklas¸tırılıp o¨rgu¨t go¨zu¨yle olayları yorumlamaya zorlanmaktadır." bilgisine yer verildi.

İddianamede, 17 Aralık 2013'ten o¨nce emniyet ve yargı tarafından yapılan operasyonlarla ilgili örgüt üyelerince, "operasyonların hukuka uygun oldugˆu, yargı organlarının verdikleri kararlara saygı duyulması gerektigˆi, gazeteci veya medya mensubu olmanın insanların suc¸ is¸lemeyecekleri anlamına gelmeyecegˆi" şeklinde yayınlar yapıldığı da kaydedilerek, "17 Aralık 2013 sonrasında o¨rgu¨tle mu¨cadele kapsamında yapılan medya ile ilgili operasyonlar, aynı televizyon kanalları tarafından gu¨nlerce canlı yayınlarla ve aynı konuklarla 'medyaya darbe' bas¸lıgˆı ile kamuoyuna sunulmus¸tur. Burada da o¨rgu¨tu¨n ilkesel bir yayıncılık yerine tamamen stratejik olarak o¨rgu¨t amacı dogˆrultusunda medyayı kullanmasının tipik bir o¨rnegˆi go¨ru¨lmektedir." değerlendirmesinde bulunuldu.

- "FETÖ tarafından kurgulanan hayali Ergenekon Terör Örgütü"

Örgütün zaman zaman hedefi yok etmek adına kumpaslar kurduğu da belirtilen iddianamede, şunlar kaydedildi:

"FETO¨ tarafından kurgulanan hayali bir o¨rgu¨t ortaya atılmıs¸, adına 'Ergenekon Tero¨r O¨rgu¨tu¨' denmis¸, bu hayali o¨rgu¨tle ilgili basın yayın u¨zerinden iyi kurgulanmıs¸ metinler defalarca tekrar edilmis¸, sosyal medyada bo¨yle bir o¨rgu¨t varmıs¸ gibi paylas¸ımlar yapılmıs¸, o¨rgu¨tle iltisaklı ko¨s¸e yazarları da bir anda o¨rgu¨t medyası ile paralel yazılar yazmaya bas¸lamıs¸tır. Toplumda uyanan tehlikeli bir o¨rgu¨t algısı u¨zerine, 'Ergenekon sorus¸turmalarına!' toplumsal destek sagˆlanmıs¸ ve hedefteki kis¸ilere kars¸ı yapılan operasyonlara tepkisellik engellenmis¸tir. 19 Ocak 2011 tarihinde Zaman gazetesi, Soner Yalc¸ın'ın go¨zaltına alınmasını is¸leyerek, ABD Bu¨yu¨kelc¸isine atfen 'Ergenekon du¨nyanın neresinde olsa yargılanır' haberini yapmıs¸tır. 06 Mart 2011 tarihinde ise 'Odatv'deki belgelerden kaos taktikleri c¸ıktı. Bu mu gazetecilik?' bas¸lıgˆı ile haber yapılmıs¸tır. Oysa 2011 yılında yapılan Odatv sorus¸turması kapsamında Soner Yalçın, Barıs¸ Pehlivan ve Barıs¸ Terkoğlu adlı kis¸ilere ve Ergenekon sorus¸turması kapsamında Ahmet S¸ık ve Nedim S¸ener (Fetullah Gülen yapılanması hakkında 'I·mamın Ordusu' isimli kitap yazarak o¨rgu¨tu¨n faaliyetlerini des¸ifre etmeye c¸alıs¸an) adlı kis¸ilere uygulanan yakalama-go¨zaltı is¸lemleri ve sorus¸turma su¨rec¸leri irdelendigˆinde ise FETO¨/PDY'nin kamu kurumları ic¸erisindeki u¨yelerinin kendisine muhalif olarak go¨rdu¨kleri medyayı etkisiz hale getirmek amacıyla harekete gec¸tikleri, Zaman gazetesinde de buna paralel olarak, adı gec¸en kis¸ilerin basın faaliyetlerinden degˆil de o¨rgu¨tsel faaliyetler c¸erc¸evesindeki eylemlerinden dolayı yakalanarak tutuklandıklarına dair haberlerin yapıldıgˆı anlas¸ılmaktadır. Aynı su¨rec¸te yu¨ru¨tu¨len c¸es¸itli isimlerdeki sorus¸turmalar ile TSK'daki o¨rgu¨t, o¨nu¨nde engel go¨rdu¨gˆu¨ c¸ok sayıda rütbeli tasfiye edilmis¸ yerlerine kendi mensuplarını yerles¸tirmis¸tir."

İddianamede, FETO¨'nün elindeki gu¨cu¨ ve kamu imkanlarını kullanarak gerc¸ekles¸tirdigˆi 17-25 Aralık su¨recindeki operasyonun ne kadar haklı oldugˆunu, ayakkabı kutularındaki paralar, para kasaları, cinsellik ve benzeri konular c¸erc¸evesinde savunduğu, devletin mu¨dahalesiyle operasyonunun bas¸arılı olamaması sonucu bu defa o¨rgu¨tün, 2014 yılının ocak ayında, hemen her gu¨n Bas¸bakan'a ait oldugˆunu iddia ettigˆi ses kayıtlarını medyaya servis ederek itibarsızlas¸tırmayı ve istifaya zorlamayı denediğine dikkat çekildi.

Ses kayıtlarıyla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca uzman kurumdan alınan raporda, "seslerin montajlandığı, Bas¸bakan ve ogˆluna ait olmadıkları" tespitine yer verildiği hatırlatıldı.

 

- "Toplum, 'fuatavni' hesabıyla topyekun algıya maruz bırakıldı"

O¨zellikle Gezi Parkı olayları esnasında sosyal medyanın Türkiye'de c¸ok etkin kullanılabildigˆinin go¨rüldüğü ve FETO¨ ac¸ısından ise 17-25 Aralık sonrası su¨rec¸te algı olus¸turulması ac¸ısından sosyal medyanın etkin s¸ekilde kullanıldığına işaret edilen iddianamede, örgu¨tu¨n sosyal medyada c¸ok sayıda propaganda hesabı olmasına ragˆmen o¨zellikle "fuatavni" adıyla kullanılan hesabın, tu¨m digˆerlerini de kapsayacak s¸ekilde sembol haline geldiği ve o¨rgu¨tu¨n yayın, dedikodu yo¨ntemiyle yaptıgˆı algıyla aynı konuların es¸ zamanlı bu hesapta da is¸lendigˆinin o¨zellikle dikkat c¸ekici bulunduğu aktarıldı.

İddianamede, şunlar aktarıldı:

"O¨rgu¨t toplumu germek, u¨yelerini motive etmek, algı olus¸turmak, insanları sindirmek ve devlet kurumlarını as¸agˆılamak, hakaret, tehdit, iftira gibi her tu¨rlu¨ suc¸u o¨rgu¨t adına faili mec¸hul s¸ekilde is¸lemek ic¸in olus¸turdugˆu 'fuatavni' ve tu¨revleri mahlaslı hesapların paylas¸ımlarını incelemek gereklidir. Zira bu s¸ekilde o¨rgu¨tu¨n amacına ulas¸mak ic¸in sosyal medyayı nasıl kullandıgˆı go¨ru¨lecektir. 'Fuatavni' mahlaslı Twitter kullanıcısının sosyal medyayı kullanmasının en bu¨yu¨k nedeni, Tu¨rkiye'nin sosyal medyayı kullanmakta du¨nya üçüncüsü olmasıdır. Bu Twitter kullanıcısının kimligˆinin toplum tarafından bilinmemesi herkes tarafından 'Kim bu fuatavni?' diye sorularak toplumun bilinc¸altında merak uyandırması, o¨rgu¨t mensuplarının bu hesabın dedikodularını yayması, atılan tweetlerde, 'korkma, titre' gibi kara mizahi u¨slup ile Sayın Cumhurbakanı'na sempati duymayan toplumun belirli kesimi ic¸in sempati uyandırması gibi bilinc¸li davranıs¸larla hesabın genis¸ kitlelere ulas¸ması hedeflenmis¸tir.

O¨rgu¨tu¨n bu hesabındaki paylas¸ımları, halk ic¸inde o¨rgu¨t sempatizanları tarafından dedikodu yo¨ntemiyle yayılmıs¸, o¨rgu¨tu¨n yazılı ve go¨rsel basınına ve internet sitelerine tas¸ınmıs¸, ko¨s¸e yazılarında is¸lenmis¸ ve takipc¸ileri vasıtasıyla genis¸ kitlelere ulas¸ması sagˆlanmıs¸tır. Halk nezdinde bu hesaptaki paylas¸ımlar o¨rgu¨tu¨n so¨ylemleri olarak du¨s¸u¨nu¨lmeye bas¸lamıs¸ ve neticede toplum o¨rgu¨tu¨n hedefi dogˆrultusunda topyekun algıya maruz bırakılmıs¸tır."

- Gülen'in, 'zorluk çıkarın' talimatıyla gerçekleşen eylemler

"Fuatavni" hesabının, ac¸ıldıgˆı gu¨n itibarıyla yaklas¸ık 230 kis¸i tarafından takibe alındığı ve tweetlerinin retweet yapıldığı belirtilen iddianamede, "Yani hic¸ tanınmayan bir hesap ac¸ıldıgˆı gu¨n, trend topic hale getirilip digˆer kullanıcıların takip etmelerinin yolu ac¸ılmıs¸tır. Popu¨leritesi artırılan o¨rgu¨t hesabı, kısa su¨re sonra yine o¨rgu¨tle irtibatlı internet sitelerinde haberles¸tirilmis¸ ve ismi duyurulmus¸tur. Twitter ortamında hic¸ tanınmayan, gerc¸ek kis¸i oldugˆu dahi belli olmayan bir hesabın ilk ac¸ıldıgˆı gu¨n itibariyle ile yu¨zlerce kis¸i tarafından takibe alınması, o¨rgu¨t u¨yeleri tarafından takip edilmesi konusunda birbirlerine tavsiyede bulunulması, normal s¸artlarda bir kis¸inin bilemeyecegˆi kadar degˆis¸ik kurum-mahal-olay-kis¸i hakkında paylas¸ımlarda bulunması ve paylas¸ımlarının o¨rgu¨te ait yazılı ve go¨rsel basında gerc¸ek ve dogˆru oldugˆu varsayımı ile duyurulması gibi hususlar dikkate alındıgˆında bu hesabın o¨rgu¨t adına bir 'proje hesap' oldugˆu sonucuna varılmaktadır." ifadelerine yer verildi.

Devletin aldıgˆı kararlara kars¸ı o¨rgu¨t u¨yelerinin medya u¨zerinden dayanıs¸maya c¸agˆrıldığı ve bazı sorus¸turmalarda "sıfır" yazılı tis¸o¨rt giyilip, "Fetullah Gu¨len'in yolunda biz sıfırız" mesajı verildiğine de dikkat çekilen iddianamede, devletin yaptıgˆı is¸leme kitlesel olarak kars¸ı c¸ıkılması ve direnilmesi ic¸in c¸agˆrılar yapıldığı, muhalefet partileri ve bazı medya kurulus¸larına basın-yayın u¨zerinden mesajlar verilip destek istendiği, bunun da Gülen'in, 'zorluk c¸ıkarılması' konusundaki talimatıyla gerçekleştiği belirtildi.

O¨zellikle televizyon kanalları ve basın yayın organlarının o¨rgu¨t tarafından yo¨netim kadrosuyla hu¨creler arasında dogˆrudan iletis¸im aracı olarak kullanıldığı, algı operasyonları sonrasında o¨rgu¨t mensupları ve algıya maruz kalmıs¸ kis¸ilerin, o¨rgu¨t medyasının da yo¨nlendirmesiyle kalabalık olus¸turup belirlenen, medyada kullanılan sloganları attığı, pankartlar ac¸tığı aktarılan iddianamede, "Örgu¨tu¨n kullanımında olan Bugu¨n TV, Kanal Tu¨rk, Samanyolu TV ve Samanyolu Haber kanallarında da bu eylemler canlı yayınlanmıs¸tır. Hakkında sorus¸turma yapılan FETO¨ mensupları o¨rgu¨t kanallarının her birinde pes¸ pes¸e ekrana c¸ıkarılmıs¸, devlet yo¨neticileri ve sorus¸turmacı birimler ileride yargılanmakla tehdit edilmis¸tir. FETO¨'ye yo¨nelik operasyonlar, 'makul s¸u¨phe adı altında yapılan hukuksuz operasyonlar' olarak nitelendirilmis¸tir. Hatta o¨rgu¨te destek olmayıp canlı yayın yapmayan digˆer medya kurulus¸larıyla ilgili de o¨rgu¨t kanallarında 'bugu¨nlerin unutulmayacagˆı' yo¨nu¨nde u¨stu¨ o¨rtu¨lu¨ tehdit yapılmıs¸tır. Haklarında o¨rgu¨t u¨yeligˆi suc¸laması ile sorus¸turma olan eski emniyet yetkilileri kanallara c¸ıkarılıp o¨rgu¨tu¨n propagandası yaptırılmıs¸tır." değerlendirmesi yapıldı.

- "Örgütün emniyet ve basın ayağı birlikte hareket etti"

Kamuoyunda "S¸ike operasyonu" olarak bilinen operasyonda go¨revli u¨st ru¨tbeli emniyet mensubu Mutlu Ekizoğlu, Nazmi Ardıç ve digˆer s¸u¨phelilerin kullandıkları telefon hatları ile Zaman gazetesinin bu¨nyesinde bulundugˆu Feza Gazetecilik AS¸'ye ait telefonlar arasında sık sık go¨ru¨s¸meler oldugˆunun tespit edildiği de vurgulanan iddianamede, böylece o¨rgu¨tu¨n emniyet ic¸indeki mensuplarıyla basın ic¸erisindeki mensuplarının birlikte, aynı amaca yo¨nelik hareket ettikleri kanaati olus¸tuğu ifade edildi.

İddianamede, örgu¨t medyasında çıkan, algıya yo¨nelik digˆer haberlere de yer verildi.

Dışişleri Bakanlığı'ndan AB'nin FETÖ raporu haberlerine sert tepki!

Dışişleri Bakanlığı, 15 Temmuz darbe girişimi hakkında yanlış, temelsiz, yanlı ve cahilce iddialara ilişkin AB yetkililerinden izahat talep edildiğini bildirdi

Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerinin istihbaratçılarından oluşan bir merkezin kaleme aldığı, 15 Temmuz darbe girişimi hakkında yanlış, temelsiz, yanlı ve cahilce iddiaların yer aldığı ileri sürülen bir raporla ilgili Birlik yetkililerinden izahat talep edildiğini belirtti.

''MUHATAPLARIMIZI UYARMAKTAYIZ''

Basında yer alan haberlerde, raporun "sızdırıldığı" iddialarına yer verildiği hatırlatılan açıklamada, "15 Temmuz terörist darbe girişiminin arkasında Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) olduğu hususu kanıtlarıyla ortaya çıkmıştır. Bu terör örgütünün, ülkemizin ulusal güvenliğine, istikrarına, birliğine ve bütünlüğüne yönelik oluşturduğu tehdit hakkında AB ve AB ülkelerine her düzeyde bilgi verilmiştir. FETÖ'nün sadece Türkiye bakımından değil faaliyet gösterdikleri diğer ülkeler açısından da güvenlik riski taşıyan karanlık bir küresel ağ olduğu hususunda da muhataplarımızı uyarmaktayız." ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, AB istihbarat kurumlarının böyle bir rapor hazırladığı iddialarında doğruluk payı olması halinde bunun, AB'nin kötü niyetli davrandığının en açık göstergesi olacağına işaret edilerek, şu değerlendirmelere yer verildi:

''NE KABUL EDİLEBİLİR NE DE VİCDANLARA SIĞAR''

"Diğer taraftan söz konusu raporun, AB'yi ülkemiz aleyhine tavır almaya yönlendirecek bir algı operasyonunun ürünü olabileceği de akla gelmektedir. Türk halkının, FETÖ'nün bu girişimi karşısında demokrasimizi korumak uğruna verdiği onurlu mücadeleye ve teröre kurban verdiğimiz şehitlerimize dahi saygı göstermekten uzak olan böyle bir yaklaşım ne kabul edilebilir ne de vicdanlara sığar. Söz konusu raporun Türkiye-AB ilişkilerine pozitif bir gündem kazandırılmasına yönelik gayretlerin yoğunlaştığı bir dönemde gündeme gelmesi de ayrıca manidar görülmektedir.?"

Yabancı basında, Avrupa Birliği istihbaratçılarının 15 Temmuz darbe girişiminden önce ordudan tasfiyeler yapılacağı iddialarının bulunduğu bir rapor kaleme aldığı ileri sürülmüştü.

Flaş haber! Adıyaman'da büyük operasyon

TSK : 20 Ocak 2017 tarihinde saat 12:00-12:50 saatleri arasında, Adıyaman kırsalında Bölücü Terör Örgütü mensubu teröristlerce kullanıldığı tespit edilen silah mevzileri, barınak ve sığınaklar Türk hava kuvvetlerine ait savaş uçakları ile hava harekâtı düzenlenerek imha edilmiştir.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Adıyaman kırsalındaki bölücü terör örgütü hedeflerine yönelik hava harekatı düzenlendiğini açıkladı.

TSK'dan yapılan açıklamada, Adıyaman kırsalında bölücü terör örgütü mensubu teröristlerce kullanıldığı tespit edilen silah mevzileri, barınak ve sığınakların, 20 Ocak 2017 tarihinde saat 12.00-12.50 saatleri arasında Türk Hava Kuvvetlerine ait savaş uçakları ile düzenlenen hava harekatında imha edildiği kaydedildi.

Görevlerini başarıyla icra eden savaş uçaklarının emniyetle üslerine döndükleri bildirildi.

PKK’YA ‘JELATİNİ AÇILMAMIŞ MÜHİMMAT’ DARBESİ!EYLEM HAZIRLIĞINDA OLAN PKK'LILARA OPERASYON KAMERADA: 2 ÖLÜ

Jandarma ve Sahil Güvenlik'te başörtüsü yasağı kalktı

Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının Personel Yönetmeliği'ne göre Jandarma ve Sahil Güvenlik'te kadın personel, şapka, kep veya örgü bere altında, yüzünü kapatmayacak şekilde başlarına taktıkları üniforma rengindeki desensiz giysileri giyebilecek. İçişleri Bakanı tarafından Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı arasında her kademedeki personel, geçici görevlendirmeyle görevlendirilebilecek.

Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı kadın personeli şapka, kep veya örgü bere altında yüzünü kapatmayacak şekilde başlarına taktıkları üniforma rengindeki desensiz giysileri giyebilecek.

"Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Personel Yönetmeliği" Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak, yürürlüğe girdi.

Yönetmelikle Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personeline ilişkin, ilgili kanunlarda bulunan hükümlerin uygulanmasına dair usul ve esaslar belirlendi.

Personelin genel kolluk kuvvetleri arası geçici görevlendirmeler, personelin ödevleri, hak ve sorumlulukları, yasaklar, nöbet ve izinleri, değerlendirme ve ödüllendirmeler düzenlendi.

Buna göre, Jandarma ve Sahil Güvenlik'te kadın personelin şapka, kep veya örgü bere altında yüzünü kapatmayacak şekilde başlarına taktıkları üniforma rengindeki desensiz giysileri giymesine izin verilecek.

Resmi olarak görev yapan kadın personel, hamileliğini belgelediği takdirde resmi kıyafet yerine sivil kıyafetle görev yapabilecek.

GEÇİCİ GÖREVLENDİRMELER

İçişleri Bakanı tarafından Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı arasında her kademedeki personel, geçici görevlendirmeyle görevlendirilebilecek.

Geçici görevlendirilen personelin, aylık ve diğer mali, sosyal hakları kendi kurumunun bütçesinden karşılanacak ancak disiplin soruşturması fiilen görevli olduğu kurum bünyesinde yapılırken, soruşturma dosyası, işlem yapılmak üzere soruşturulan personelin mensubu olduğu kurumun yetkili disiplin amiri ve kurullarına gönderilecek.

KADIN POLİSLER İÇİN BAŞÖRTÜSÜ DEVRİM

CHP’nin çakma ülkücüleri

Anayasa değişikliği teklifinde MHP tabanını genel merkeze karşı kışkırtma provokasyonu açığa çıktı. Genel Başkan Yardımcısı Öztürk “Gelen 100 mesajdan 95’i CHP’lilerden” dedi.

Cumhurbaşkanlığı sistemine yönelik Anayasa değişikliğinde kritik bir görev üstlenen MHP şer odaklarının hedefi oldu. Oylamada evet dememeleri için MHP milletvekillerine gönderilen mesajlarla ilgili de çarpıcı bilgilere ulaşıldı.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk, MHP tabanından geliyor gibi gösterilerek son günlerde MHP milletvekillerine gönderilen mesajlara da dikkat çekerek, "Telefonlarımıza 100 mesaj geliyorsa bunun 5'i MHP'lilerden, 95'i CHP'liler. Bakıyoruz mesajlara, klişe laflar, hemen kendini gösteriyor. Biz bu cepheye yeniden Atatürk'ü hatırlattığımız için. Atatürk'ün büstleri yerlerde kırılıp ayakkabılar üzerinde temizlenirken sesi çıkmayan CHP'lilere yeniden Atatürk'ü hatırlattığımız için, hayatları boyunca milliyetçilik kelimesini ağzına almayan bunlara milliyetçiliği hatırlattığımız için biz mutluyuz" diye konuştu.

KÜSKÜNLÜK OLMAZ

Parti tabanının Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin ne yapmak istediğini çok iyi anladığını belirten Öztürk. "Tabanımız, Genel Başkanının yanlış yapmayacağını, bugüne kadar hep isabetli kararlarla yarınları okuduğunu biliyor, görüyor. Dolayısıyla küskünlük söz konusu olmaz. Bu, bir takım müzmin muhaliflerin yaymaya çalıştıkları bir şeydir" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan 12 üniversiteye rektör atadı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 12 üniversiteye rektör atadı.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 12 üniversiteye rektör atadı. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa'nın 130. ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 13'üncü maddeleri uyarınca, Yükseköğretim Kurulu'nun önerdiği adaylar arasından 12 üniversiteye rektör atamalarını gerçekleştirdi.

İŞTE O ATAMALAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan; Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut'u,

Ardahan Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Mehmet Biber'i,

Artvin Çoruh Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Fahrettin Tilki'yi,

Batman Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Aydın Durmuş'u,

Bitlis Eren Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Erdal Necip Yardım'ı,

Gümüşhane Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek'i,

Hakkari Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Ömer Pakiş'i,

Yeni kurulan İzmir Demokrasi Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Bedriye Tunçsiper'i,

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Mehmet Akgül'ü,

Kilis 7 Aralık Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Mustafa Doğan Karacoşkun'u,

Kırklareli Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Bülent Şengörür'ü

Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Murat Türk'ü atadı.