Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kuveyt Emiri el Sabah'a jest!
-Cumhurbaşkanı Erdoğan: Siyasette jübile zamanı çoktan gelmiş ama hâlâ direniyorlar. Onun için de çıktıkları tüm maçlarda yeniliyorlar. 16 Nisan'da 8. defa yenilecekler. İnşallah bu defa mesajı alırlar. -Gazeteci Tayfun Talipoğlu, İzmir'de tedavi altına alındığı hastanede 55 yaşında hayatını kaybetti.
Tarihi: 21.03.2017 03:32 Son Güncelleme Tarihi: 21.03.2017 09:19Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kuveyt Emiri el Sabah'a jest!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi ziyaret için Türkiye'ye gelen Kuveyt Emiri Şeyh Sabah Ahmed Cabir el Sabah'ı Esenboğa Havalimanı'nda karşıladı.
Kuveyt Emiri el Sabah'ı uçaktan inişinde karşılayan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve Ankara Valisi Ercan Topaca eşlik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kuveyt Emiri, havalimanında bir süre görüştü.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kulüpler Birliği'nce düzenlenen 2. Futbol Zirvesi'nde sporun yanı sıra gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
SİYASET DE TAKIM OYUNU: Çocukluk dönemlerinden itibaren futbola gönül veren, gençlik yıllarında çeşitli kulüplerde top koşturan biri olarak, bunun insana neler kazandırabildiğini çok iyi biliyorum. Hayatımın her aşamasında futbol oynarken edindiğim disiplinden, takım çalışmasından, vefadan, bu oyunun bana kazandırdığı tüm vasıflardan çok istifade ettim. Özellikle siyasetin temelde futbol ile birçok ortak yönü olduğuna inanıyorum. Spor gibi siyasetin de özü rekabettir, yarıştır. Bu yarışın ilk aşaması sandıktan galip çıkmak için, ikinci aşaması da sorumluluk üstlendikten sonra millete hizmet götürmek içindir. Tıpkı futbol gibi siyaset de takım oyunudur, yani sağlam bir kadro gerektirir. Plansızca oynayan, taktiği ve stratejisi olmayan bir takımın kupayı kaldırma ihtimali nasıl yoksa, milletine söyleyecek sözü olmayan siyasetçilerin, siyasi partilerin de başarı şansı yoktur.
"Siyaset futbol gibi bir takım oyunudur"
YIKICI SİYASET ANLAYIŞI : Sporun içine şiddet ve saldırganlık girince centilmenlik ruhunun kaybolması gibi siyasetin içine yalan, iftira ve çarpıtma girince aynı sonuç ortaya çıkmakta. Maalesef ülkemizde bunu çok sık yaşıyoruz. 40 yıllık siyasi hayatım boyunca bir taraftan milletimize hizmet ederken, diğer taraftan da bu yıkıcı siyaset anlayışıyla mücadele yürüttüm. Siyasetin kalitesi yükseldikçe iktidarı sandık yoluyla değil de şikeyle, hileyle, darbeyle, tehditle, yıkıcı siyasetle elde edebileceğini sananlar, bizim milletimiz tarafından tasfiye edilmiştir. Buna rağmen son anayasa değişikliğinde olduğu gibi hâlâ nasıl futbolun, inşallah onlardan kurtuluyoruz, holiganları varsa, hâlâ holigan siyasetiyle netice almaya çalışanların bulunduğunu da görüyoruz. Fikirlerinin gücüne güvenemeyenler, yalana, iftiraya, hatta şiddete başvurmaktan çekinmediler.
YALANLARLA KAFA BULANDIRMAYA ÇALIŞTILAR: Anayasa değişikliğini, içindeki maddeleriyle tartışmak yerine Meclis'in kapatılacağından, ülkenin bölüneceğine kadar akla hayale sığmayacak yalanlarla milletimizin kafasını bulandırmaya çalıştılar. Böyle bir şey yok. Meclis'in fesih yetkisi asla Cumhurbaşkanına ait değildir. Böyle bir şey de yok.
TÜM MAÇLARDA YENİLİYORLAR: Her seçim döneminde oy almak için kollarına girdikleri gençlere, seçilme hakkı verilmesine dahi tahammülleri yok. Milletten korkan, gençlerden çekinen bir anlayışla Türkiye'nin geleceği inşa edilebilir mi? Aslında bunların siyasette jübile zamanı çoktan gelmiş ama hâlâ direniyorlar. Onun için de çıktıkları tüm maçlarda yeniliyorlar. Daha önce 7 defa yenilmişlerdi. İnşallah 16 Nisan'da 8. defa yenilecekler. İnşallah bu defa mesajı alırlar.
"Sekizinci defa yine yenilecekler"
NEVRUZ ATEŞİNİ ANADOLU'DAN YAKACAĞIZ: Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 Mart Dünya Nevruz Günü münasebetiyle de bir mesaj yayımladı. Erdoğan, mesajında özetle şöyle dedi: "Yaşadığımız coğrafyanın her geçen gün biraz daha kıskaca alındığı bir dönemde, Nevruz'un ifade ettiği yeniden diriliş ruhuna sıkı bir şekilde sahip çıkmalıyız. Medeniyet ve kültür havzamızı boğmaya çalışanlara karşı mücadeleyi, kendi tarihimizden ve geleneklerimizden aldığımız güçle vereceğiz. Bizler, bu yeni dönemin öncülüğünü ve taşıyıcılığını yapmak mecburiyetindeyiz. Coğrafyamızla birlikte dünyadaki tüm mazlum ve mağdur halklar için kutlu bir geleceğin sembolü olacak Nevruz ateşini, inşallah, Anadolu'dan yakacağız..
Deniz Baykal Zonguldak'ta konuştu
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, "Referandumda hayır çıkarsa Cumhurbaşkanı’na ‘istifa et’ demeyeceğiz" dedi.
CHP Eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, 16 Nisan 2017 günü yapılacak olan halk oylaması için Zonguldak'taki Camlı Köşk Restoranda vatandaşlarla buluştu.
"HAYIR ÇIKARSA CUMHURBAŞKANI'NA İSTİFA ET DEMEYECEĞİZ"CHP'li Baykal referandum sonucuyla ilgili “Zonguldak’tan ilan ediyorum, ben de Sayın Kılıçdaroğlu’da ‘hayır’ çıkarsa Cumhurbaşkanı’na ‘istifa et’ demeyeceğiz” diye konuştu.
"GÖREVİNİ YAP BAŞIMIZLA BERABER"Halk oylamasından ‘hayır' kararı çıkması halinde devletin milletin yanına gideceğini söyleyen Baykal, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sen orada anayasanın öngördüğü hukuki konuma geç ve görevini yap başımızla beraber, Cumhurbaşkanı seçildin yetkilerin belli devam et diyeceğiz. Sen dersen ki ben bu ‘hayır'dan sonra burada kalamam dersen o senin takdirin. Bizim böyle bir talebimiz olmayacak. Sen bilirsin. Sen devam et. Bizce hiçbir sakıncası yok. Seçildin 5 yıllık süren var ama hukuki olarak devam et. Tam tersi olursa derin bir üzüntü yaşarız. Ama manzaraya bakıyorum durum öyle değil."
"BUNLARIN JÜBİLESİ ZAMANI GELDİ"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uluslarararası Futbol Zirvesi'nde konuştu. "Siyasetle futbolun" çok ortak noktası olduğunu söyleyen Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nu kastederek "Bunların siyasette jübile zamanı geldi ama hala direniyorlar. Sekizinci defa yine yenilecekler. İnşallah bu kez mesajı alırlar." dedi.
Tayfun Talipoğlu hayatını kaybettiGazeteci Tayfun Talipoğlu, İzmir'de tedavi altına alındığı hastanede 55 yaşında hayatını kaybetti.
Alınan bilgiye göre, Talipoğlu'nun Konak ilçesi Güzelyalı Mahallesi'ndeki evinde fenalaşması üzerine yakınları tarafından sağlık ekiplerine haber verildi.
Sağlık görevlilerince İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan Talipoğlu, müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Kars'ta 1962 yılında dünyaya gelen Tayfun Talipoğlu, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünden mezun oldu. Gazeteciliğe muhabirlikle başlayan Talipoğlu'nun "Bamteli" adlı programı 1995'ten itibaren bazı televizyon kanallarında yayınlandı. Köşe yazarlığı da yapan Talipoğlu'nun, kaleme aldığı kitapların yanı sıra şiir ve türkü albümleri bulunuyor.
Tayfun Talipoğlu hayatını kaybetti
Gazeteci Tayfun Talipoğlu, İzmir'de hayatını kaybetti. Talipoğlu 55 yaşındaydı.
Gazeteci Tayfun Talipoğlu saat 01.00 sıralarında evinde fenalaşarak yere yığıldı. Evde bulunan bir arkadaşının haber vermesi üzerine gelen sağlık ekipleri Talipoğlu'na ilk müdahaleyi evinde yaptı.
Talipoğlu, daha sonra ambulansla Katip Çelebi Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırdı. Talipoğlu, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak 55 yaşında hayatını kaybetti.
Tayfun Talipoğlu hayatını kaybetti
TAYFUN TALİPOĞLU KİMDİR?
İlkokulu Malatya Şeker İlkokulu ve Eskişehir Yunus Emre İlkokulu'nda okudu. Ortaokulu Eskişehir'de, liseyi Ankara Atatürk Lisesi'nde tamamladı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü'nden 1983 yılında mezun oldu.
Milliyet Gazetesi'nde muhabir olarak başladığı gazetecilik yaşamına önce Star1'de, sonra ATV'de haber muhabiri olarak devam etti. 1995 yılından itibaren önce ATV'de, 1999'dan beri de NTV'de Bam Teli programını hazırlayıp sunarak mesleğine devam etmektedir. Takvim, Yeni Yüzyıl, Cumhuriyet gazetelerinde köşe yazarlığı da yapan Talipoğlu evli ve bir çocuk babasıdır.
Benim Yolum, Ne Çoktular Ne Kadar Çocuktular, Eskiyen Yüzümün Yeni Gülümseyişi, Çoluk Çocuk Yazıları, Eşekle Gelen Aydınlık yayınlanmış kitaplarıdır. Seyyah ve Bam Teli Yol Müzikleri adlı şiir ve türkü kasetleri de vardır.
Haziran 2008'den itibaret TRT-1 de Bam Teli programının yanı sıra Nasılsınız isimli bir tartışma programı vardır. Aynı zamanda Ekim 2007'den beri UNICEF Türkiye İyi Niyet Elçisidir.
FETÖ toplantısında Cübbeli’yi bitirme talimatı!
Örgütün kasası Ali Çelik hakkında Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan fezlekede, bu skandalın detayları yer aldı. Savcılığa bilgi veren Enes isimli gizli tanık "2011 yılında tam tarihini hatırlamamakla birlikte kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü isimli şahıs Örgüt Lideri olan Fethullah Gülen hakkında olumsuz ve eleştirel konuşmaları basında yapmaya başlayınca mütevelli toplantısına konu oldu. Bu toplantıda Ahmet Çelik 'Bunun da suyu ısındı, zaten kararı alındı, kellesi kopacak' dedi. Bu toplantıdan yaklaşık 1 ay kadar sonra Ahmet Mahmut Ünlü tutuklandı" dedi. Ünlü 12 Ekim 2011 tarihinde cezaevine konulmuştu.
2011 yılında Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından gözaltına alınıp cezaevine konan Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü için FETÖ/PDY'nin bir mütevelli toplantısında 'bitirilme' kararı alındığı ortaya çıktı.
ÖRGÜT TOPLANTISINDA KARAR
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen Fethullahçı Terör Örgütü'nün kasası Ali Çelik için hazırlanan 178 sayfalık fezlekede gizli tanık Enes'in Cübbeli Ahmet Hoca'ya ilişkin bazı ifadeleri yer aldı. Enes, örgütün mütevelli toplantısında Cübbeli Ahmet Hoca hakkında 'bitirilme' kararı alındığını açıkladı.
'KARAR ALINDI, KELLESİ KOPACAK'
Gizli tanık Enes savcılığa şunları söyledi: "2011 yılında tam tarihini hatırlamamakla birlikte kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü isimli şahıs örgüt lideri olan Fethullah Gülen hakkında olumsuz ve eleştirel konuşmaları basında yapmaya başlayınca mütevelli toplantısına konu oldu. Bu toplantıda Ahmet Çelik 'Bunun da suyu ısındı, zaten kararı alındı, kellesi kopacak' dedi. Bu toplantıdan yaklaşık 1 ay kadar sonra Ahmet Mahmut Ünlü tutuklandı"
1 YIL CEZAEVİNDE YATTI
Bilindiği gibi Ahmet Mahmut Ünlü 12 Ekim 2011 tarihinde FETÖ suçlamasıyla meslekten ihraç edilen savcı Mehmet Ali Uysal'ın talimatıyla gözaltına alınmış, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. 7 Aralık 2012 tarihine kadar tutuklu kalan Cübbeli, sağlık gerekçeleriyle tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmişti. Ünlü, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nde gerçekleştirilen yargılama sonucu 3 Mart 2016 günü yargılandığı davadan beraat etmişti.
İstanbul'da 15 Temmuz darbe girişimi ana davasına ait iddianamede, FETÖ elebaşının tutuklu Hidayet Karaca ile 63 polis hakkında, şifreli konuşmasına yer verildi. FETÖ elebaşısı 19 Nisan 2015'teki konuşmasında "Onları en çabuk zamanda çok rahatlıkla salıver. Günahların kefaret olabilecek şeylere onları hidayet eylesin" sözleriyle hakimlere tahliye işareti verdi. Bu şifreli talimattan 5 gün sonra İstanbul 29. ve 32. Asliye Ceza Mahkemesi hakimleri Karaca ve 63 polisi tahliye etti karar verdi
Son dakika haberi: Korgeneral Zekai Aksakallı ifade verdiÖzel Kuvvetler Komutanlığını (ÖKK) ele geçirmek isteyen cuntacı general Semih Terzi'yi vurarak darbe girişiminin seyrini değiştiren Astsubay Ömer Halisdemir'in şehit edilmesine ilişkin davada mahkeme başkanı İsmail Ademoğlu, tanık ÖKK Komutanı Zekai Aksakallı'nın duruşma günü il dışında olacağını ifade ederek, beyanının tespitini talep ettiğini, bu nedenle celse açılarak Aksakallı'nın beyanının alındığını bildirdi. Aksakallı ifadesinde, "Semih Terzi babasının hastalığını bahane edip o gün izin aldı. 8 defa telefonda görüşüp Ömer Halisdemir'e Semih Terzi'yi vurmasını ben söyledim. Halisdemir'in üstündeki örtüyü kaldırıp alnından öptüm" dedi.
Edinilen ilk bilgilere göre Korgeneral Zekai Aksakallı ifadesinden önemli notlar şöyle:
Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndan darbe girişimine katılanların oranı yüzde 5,4'tür.
Ümit Bak'a sonuçları ağır olur dedim. (Ümit Bak'ın gelen darbe mesajlarına uyacağını söylemesi üzerine)
Mehmet Partigöç'ün yüzü kıpkırmızıydı. Ömer Halisdemir'e 'Semih Terzi hain dedim. ÖKK'ya gittim, Halisdemir cansız yatıyordu. Halisdemir'in örtüsünü kaldırıp alnından öptüm.
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında cuntacı Semih Terzi ile birlikte Özel Kuvvetler Komutanlığı'na giden 18 sanığın yargılandığı davaya dün Ankara 14'üncü Ceza Mahkemesi'ndeki 4'üncü duruşmayla devam edildi. Duruşma öncesinde adliye önünde toplanan vatandaşlar ise temsili idam sehpasına çıkardıkları terörist başı Fetullah Gülen'in üzerinde "FETÖŞKEŞTAYN" yazan maketine idam ipi geçirdi.
'NABZI ATIYORDU AMA...'
Gülen'in turuncu tulum giydirilmiş maketinin üzerinde "Adı: Fetoşkeştayn, Suçu: Vatan Haini, Cezası: İdam - Tüm şehitler adına Ömer Halisdemir" yazdığı görüldü. "Vatan haini FETÖ'nün uşakları", "Papalığın Truva Atı FETÖ" yazılı pankartlar taşıyan, "İdam isteriz" şeklinde slogan atan vatandaşlar, sanıkların üzerine urgan attı. Duruşmada tanık olarak dinlenen Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı'nın duygusal konuşması damgasını vurdu. Aksakallı "Halisdemir ile 8 kez telefonda konuştum. Son görüşmemizde güvendiğim bir asker olduğu için Terzi'nin hain olduğunu ve onu öldürmesi emrini verdim. Hatta bu olayın sonunda şehadet de olduğunu belirterek helalleştim. Sabah (16 Temmuz) saat 10'a doğru Karargah'a gittiğimde beton zemin üzerinde Ömer'in cansız bedenini gördüm. Üzerinde bir örtü vardı. Örtüyü kaldırdım ve onu alnından öptüm" dedi.
Aksakallı, 15 Temmuz'da saat 14.00'te Genelkurmay Karargahında 'Terörle Mücadele' toplantısına katıldığını ancak saat 16'da Genelkurmay İkinci Başkanı Yaşar Güler'in önüne bırakılan not üzerine dışarı çıkmasıyla bir şeylerin ters gittiğini anladığını söyledi. Aksakallı bu toplantı öncesi Semih Terzi'nin babasının rahatsızlığını öne sürerek kendisinden izin istediğini de anlattı. Tanık Yüzbaşı Volkan Bal da cuntacı Albay Ümit Bak'ın, Aksakallı'nın telefonlarını açmadığını cuntacı Mehmet Ali Çelik'in kendilerine silah doğrultup 'tarafınızı seçin' dediğini söyledi. Bal, sağılık personelinin kendisine Halisdemir'in hafif nabzı olduğunu söylediğini ancak o sırada darbeci Üsteğmen Mihrali Atmaca'nın "Komutanım çekilin" diyerek Halisdemir'e iki el ateş ettiğini, TİM personelinin Atmaca'ya " Vurmasaydınız da hesap verseydi" dediğini aktardı.
FETÖ'nün Deniz Kuvvetleri yapılanmasında bir dönem görev alan Hüseyin G. itirafçı oldu. Kendisi ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki astsubayların imamlığını Emin Bağcı isimli şahsın yaptığını söyledi. Hüseyin G.'nin 'İrticadan atılma yok. Neden hala namazlarımızı gizlenerek kılıyoruz' şeklindeki sorusuna Bağcı'nın bizzat FETÖ elebaşısının albay ve generallere söylediği şu sözlerle karşılık verdiği ortaya çıktı: "Meleği Ala'nın sakinleri yeryüzüne inse TBMM'yi onlar yönetse bile biz tedbir yapmaya devam edeceğiz.' Savcılık, bu ifade üzerine mahrem imam Bağcı hakkında yakalama kararı çıkarttı. Gözaltına alınan Bağcı, geçtiğimiz aylarda tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bağcı'nın FETÖ'nün kriptolu mesajlaşma uygulaması ByLock'çu olduğu tespit edilan Bacğcı için 22.5 yıla kadar hapsi istendi.
Almanya’dan FETÖ’ye 3’lü kalkan!* FETÖ'nün 220 "Abi"si Almanya'da yaşıyor.
* FETÖ'cüler Almanya'da şirket kurup, kolaylıkla oturma izni alıyor.
* FETÖ'cüler darbe girişimi sonrası bu ülkeye 720 milyon euro kaçırdı.
Referandum sürecinde vatandaş buluşmalarını engelleyen, terör örgütü PKK yandaşlarına sınırsız tolerans gösteren, son olarak 15 Temmuz darbe girişiminde FETÖ'yü temize çekmeye çalışan Almanya'nın sicili hayli kabarık. Türk istihbarat birimleri ve mali suçlar kurulu uzmanları çarpıcı verilere ulaştı. Buna göre, 15 Temmuz'dan sonra Almanya'ya 720 milyon euro kaçırıldı. Bu paraların önemli bölümü Almanya'nın iyi bilinen bankalarından birinde tutuluyor. FETÖ'nün 220 "Abi"si Almanya'da yaşıyor. FETÖ'cüler Almanya'da şirket kurup, kolaylıkla oturma izni alıyor.
CUMHURBAŞKANI BELGELERİ
Almanya bir yandan da PKK, FETÖ başta olmak üzere terör örgütlerine ev sahipliği yapıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz aylarda Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeir'le yaptığı görüşmede terör örgütü PKK'nın bu ülkedeki faaliyetlerini belgeleriyle ortaya koymuştu. Erdoğan, Almanya'da sadece bir derneğin PKK'ya 13 milyon euro topladığına dair belgeyi gösterirken, bu örgüte para aktaran kuruluşların listesini de masaya koydu. Bugüne kadar Almanya'ya verilen aralarında FETÖ; PKK, DHKP-C mensuplarının da bulunduğu 4500 kişilik dosyadan sadece 90'ı sonuçlandırıldı. Federal Parlamento'nun açıkladığı sonuçlanan dosya sayısı ise sadece 6'da kaldı. Almanya, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası da FETÖ'nün "abi" olarak isimlendirdiği yönetici kadrosuna kucak açtı.
FETÖ'CÜLERİN VATANI
Almanya'ya giderek buradaki bazı şirketler üzerinden oturma izni alanların sayısı da her geçen gün artıyor. Frankfurt, Berlin ağırlıklı olmak üzere bugüne kadar 21 şirket üzerinden oturma izni alındığı belirlendi. FETÖ'cü eski savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'yı bugüne kadar vermeyen Almanya, NATO Üssü'nde görev yapan örgüt üyelerine de sığınma talebi konusunda yeşil ışık yaktı.
HOLLANDA İKİNCİ SIRADA
İstihbarat, Emniyet, Maliye ve hazine birimleri FETÖ ile bağlantılı döviz bürolarından finans kurumlarına kadar geniş alanda mali sistemdeki tüm şüpheli işlemler ve dikkat çeken para hareketlerini takip etti. Buna dayanarak bir veri tabanı oluşturuldu. Örgütün para trafiğinin Almanya, Hollanda, Danimarka başta olmak üzere 10'a yakın Avrupa ülkesinin tamamında dolaşım yaptığı belirlendi. Ağırlıklı olarak 15 Temmuz darbe girişiminden hemen önce olmak üzere yaklaşık 720 milyon euro Almanya'ya kaçırıldı.
ALMANYA NEDEN SUSKUN?
FETÖ'ye yönelik dört koldan sürdürülen mücadele yurt dışında da yoğunlaştı. Darbe girişimine yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınanların ifadelerinde de örgüt üyelerinin önemli bölümünün ağırlıklı olarak Almanya'ya kaçtığı belirtildi. Yurtdışına kaçan örgütün çekirdek kadrosunda yönetici pozisyonundaki kripto elemanların isimleri de tek tek belirlendi. 17-25 Aralık sonrası yapılan inceleme, soruşturmaların sonuçlarına göre örgütün yönetici kadrosuna ilişkin yaklaşık 10 bin kişiye ilişkin tarama yapıldı. Bunlar içinde özellikle 2 bin isme yönelik güvenlik soruşturması da tamamlandı. Bu kişilerin örgüt içinde talimatları veren yönetici pozisyonunda olduğu biliniyor
ARAMA KARARLARI ÇIKARTILDI
Darbe soruşturması kapsamında yönetici kadroya ilişkin olarak da, "silahlı terör örgütüne üye olma, terörün finansmanına dair yasaya muhalefet, nitelikli dolandırıcılık, suçtan kaynaklı varlıkları aklama" başlıkları altında arama kararı çıkarıldı. Almanya'dan iade talebinde de bu suçlara dikkat çekildi. Ancak tek bir adım atılmadı. Örgütün yurtdışındaki faaliyetlerini yakından izleyen Ankara, FETÖ'nün Avrupa, Afrika, ABD başta olmak üzere birçok ülkedeki okul, dernek, vakıflarının mali bilançosu ve röntgenini çekti. Örgütün, bu ülkelerdeki mal varlığının 500 milyarı bulduğu belirtiliyor.
Türkiye'nin tüm bölgelerinde aşiretlerine üye ailelerin yaşadığını ifade eden Öter, 16 Nisan'daki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne ilişkin halk oylamasının önemine değindi.
"Cumhurbaşkanını halkın seçecek olması çok önemli. Aşiret olarak referandumda, 'evet' oyu kullanacağız. Cumhurbaşkanımızın arkasındayız." diyen Öter, halk oylamasının hayırlı olmasını diledi.
Şırnak'ın Silopi ilçesinde tanınan ailelerden Haşimoğlu ailesi de halk oylamasında, "evet" oyu kullanacaklarını açıkladı.
"HİÇBİR GÜÇ BİZİ CUMHURBAŞKANIMIZIN YOLUNDAN ÇEVİREMEMİŞTİR"
Haşim Haşimoğlu'nun evinde toplanan aile bireyleri adına açıklama yapan Heşar Haşimoğlu, 2008 yılında aile olarak siyasi hayatlarına AK Parti'de devam etme kararı aldıklarını belirtti.
"AK Parti'ye geçtiğimiz günden bu yana hiçbir güç ve tehdit bizleri AK Parti'den ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın yolundan çevirememiştir. İlk gün olduğu gibi bugün de ailemiz ve bizimle hareket eden Silopili hemşehrilerimizle AK Parti ve Sayın Cumhurbaşkanımızın yanında ve yolunda olduğumuzu beyan etmek üzere bir araya geldik." ifadelerini kullanan Haşimoğlu, şunları kaydetti:
"SAYIN ERDOĞAN İLE HİZMET GÖRDÜK"
"Ülkemizin geleceği için belirleyici özellikteki 16 Nisan'daki halk oylamasında ülkemizin bekası ve istikrarı, milletimizin geleceği ve ülkemiz üzerinde oynanan oyunların bozulması, en önemlisi de daha güçlü bir Türkiye için oyumuzun rengi, 'evet' olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti ve özellikle bölgemiz 2002 yılından sonra Sayın Erdoğan ile hizmet, özgürlükler gördü ve insan hakları gördü. Ülkemizin kalkınmasına, Sayın Cumhurbaşkanımızın ülke içerisindeki ve Ortadoğu'daki hakimiyetine, Avrupa'ya olan tutumuna tahammül edemeyen dış güçler yolunu kesmek için her yolu denediler. Ama Allah'ın izniyle başaramadılar ve inanıyorum ki; bölge halkı ve Türkiye milleti bir daha böyle çirkin oyunların oynanmaması için referandumda, 'evet' diyecektir."
"CANIMIZI FEDA EDEREK TANKLARIN ÖNÜNE YATTIYSAK 'EVET' DEMELİYİZ"
Haşimoğlu, referandumda çıkacak "evet" oylarının yüksek çıkmasıyla ülkenin 2023 ve 2071 hedeflerine ulaşmasında hiçbir engelin kalmayacağına inandıklarını aktararak, "Çıkacak sonuç anayasanın daha sivil ve demokratik hazırlanmasına da yol açacaktır. Ülkemizin zor gününde yollara çıkıp, canımızı ülkemize feda ederek, tankların önüne yattıysak sandıkta da gereken cevabı vermeli, 'evet' demeliyiz." dedi.
Heşar Haşimoğlu, Türkiye'nin bir bütün olduğunu vurgulayarak, aile olarak daha güçlü, özgür ve istikrarlı bir Türkiye için referandumda "evet" diyeceklerini aktardı.
Almanya tehditte sınır tanımadı...Türkiye, ekonomiden siyasete her alanda çağ atlatacak cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine emin adımlarla giderken, "evet"in önünü kesmek isteyen Almanya yasakçı tutumunda sınır tanımadı. Alman belediyeleri AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker'in Hannover programının iptali için antidemokratik yöntemlere başvurdu. Eker'in konuşma yapacağı cami ibadete kapatılmakla tehdit edildi. Bununla kalınmadı imama 20 bin euro para cezası kesileceği bildirildi. Aşağı Saksonya'da hiçbir siyasi faaliyet yapılmayacağına dair dört ayrı yazı çıkarıldı, birinde de Eker'e hapis cezası öngörüldü. Eker, Alman belediyelerinin keyfi tutumuna karşı hukuki süreci başlattı. Eker, yaşananları SABAH'a şöyle anlattı:
HAPİSLE TEHDİT ETTİLER
"Hannover'e gider gitmez arka arkaya dört yazı elimize ulaştı. Aşağı Saksonya bölgesinde hiçbir siyasi faaliyette bulunamayacağımızı yazmışlar. Yazılardan biri doğrudan şahsıma hitabendi. Belediye başkanı adına yetkili imzasıyla gönderilen yazılar bunlar. Şahsıma yönelik de bir yıl hapis cezası tehdidinde bulundular. Avukatlara vekalet verdim, hukuki süreç başlatılıyor. Biz bu yasaklara meydan okuduk."
Siirt Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamada, "FETÖ/PDY yöneticisi, mahrem hizmetlerinde görevli, infaz koruma memurları ile zabıt katiplerinden sorumlu Türkiye imamı olduğu tespit edilen ve Ankara'da yakalanan bir kişi ile 679 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilen bir polis memuru muhtelif tarihlerde yapılan operasyonlarda yakalanarak gözaltına alındı" denildi.
Polisin üstüne sık Kayhan15 Temmuz darbe girişimi sırasında Fenerbahçe Orduevi'nin işgal girişimi ile ilgili yürütülen soruşturma tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından işgal girişimine katılan aralarında rütbelilerine de olduğu 40 şüpheli hakkında iddianame düzenlendi.
İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianamede 15 Temmuz gecesi Fenerbahçe Orduevi'nde yaşananlar tek tek anlatıldı. FETÖ cuntasının darbe girişimi öncesi İstanbul'da çok sayıda darbeye hazırlık görüşmesi gerçekleştirdikleri ifade edildi. Başsavcı vekili İsmail Uçar tarafından onaylanan iddianamedeki en çarpıcı detay ise o gece Acıbadem Türk Telekom Bölge Müdürlüğü'nü ele geçirmeye çalışırken öldürülen darbeci Yüzbaşı Mehmet Karabekir'in Üsteğmen Kayhan Korkmaz'a çektiği mesajlar. 15 Temmuz gecesi saat 03.00 sularında çekilen mesajlarda Yüzbaşı Karabekir'in, Fenerbahçe Orduevi'ni koruyan polislerin etkisiz hale getirilmesi için Korkmaz'a, "Kayhan mühimmat takviye. Üstlerine sık" şeklinde emir verdiği tespit edildi.
1. ORDU KOMUTANI ÜSTEĞMEN'İ İKNA ETTİ
22.58 sıralarında Fenerbahçe Orduevi'nin bulunduğu caddeye geldikleri, zırhlı araçları orduevi girişine çektikleri, araçtan dışarıya silahlı vaziyette çıkarak araçların yanında tertibat almaya başladıkları belirtilen iddianamede, Orduevi müdürü olarak görev yapan Albay Cem Gültekin'in darbeci askerlerle müzakere yaptığı ifade edildi. İddianameye göre bu sırada Albay Gültekin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar ile orduevini işgale gelen Üsteğmen Kayhan Korkmaz'ı telefonla görüştürdü. Dündar, Üsteğmen'e gerçekleştirdiği eylemin kanunsuz olduğunu belirterek kışlaya geri dönmesini söyledi. Telefon görüşmesi sonrası Üsteğmen Korkmaz, "Biz kimden emir alacağız yaa, biri öyle söylüyor, diğeri farklı söylüyor" dedi. Bu telefondan sonra işgalcilerin direnişi kırıldı. Askerler darbe girişiminin başarısız olduğununanlaşılması üzerine silahlarını bırakarak orduevinin nizamiyesine alındı.
GÖREV LİSTESİ PAYLAŞTILAR
İddianamede şüphelilerin aralarında kurdukları mesaj grubunda 'Mekanize piyade takımı tatbikata katılacak personel isim listesi' ve 'Harbe hazırlık denetlemesine çıkacak olan takım' başlıklı personel listelerinin paylaşıldığı belirlendi. Savcılık bu isim listesindeki kişilerin çoğunun darbe girişimine katıldığını tespit etti.
'ÜSTEĞMEN BİLİYORDU'
Şüphelilerden Faruk Yüksel'in ifadesi de iddianamede yer aldı. Yüksel ifadesinde, "Fenerbahçe Orduevi'nin içinde iken Üsteğmen Kayhan Korkmaz bana ve Piyade Uzman Çavuş Recai Yeğen'e kışladan çıkmadan darbeden haberdar olduğunu fakat mevki olarak nereye gideceğini bilmediğini beyan etti. Sabah teslim olduğumuzda Kayhan üsteğmen yoktu. Üsküdar Çevik Kuvvet'e 3 saat sonra sivil kıyafetle getirildiğini gördüm" dedi.Diyarbakır'da çok sayıda silah ve mühimmat ele geçirildi
Valilikten yapılan açıklamaya göre, Kulp, Lice ve Hani ilçelerinin kuzeyi ile Bingöl il sınırı arasındaki dağlık alanda barınan ve kış üslenmesine giren, aralarında üst düzey örgüt yöneticilerin de bulunduğu değerlendirilen teröristlerin etkisiz hale getirilmesi, terör örgütü PKK ile yasa dışı uyuşturucu üretimi ve ticareti yapanlar arasındaki bağın somut delillerle ortaya konulması, operasyon bölgesinde saklanan uyuşturucular ve bunları gizleyenlerin bulunması, bölgedeki yerleşim yerlerinde tespit edilen işbirlikçiler ve aranan kişilerin yakalanması amacıyla 5 Mart'ta başlatılan "Bayrak-41 Şehit Jandarma Tolga Topçuoğlu Müşterek Operasyonu" sürüyor.
Operasyon kapsamında Lice ilçesi kırsalındaki Şenlik Mahallesi Akçapınar mezrası sınırları içinde 19 Mart'ta iki farklı yerde bir grup terörist ile sağlanan silahlı çatışmada 6 teröristin etkisiz hale getirilmesinin ardından dün havanın aydınlanması ile yapılan aramalarda sığınak civarındaki arazide iki terörist daha ölü ele geçirildi.
- Sığınaklar ve ele geçirilen malzemeler imha edildi
Lice ve Kulp ilçelerinde teröristlere ait iki sığınakta yapılan aramalarda, omuzdan atılan ısı güdümlü portatif alçak irtifa hava savunma sistemi olduğu değerlendirilen tetik tertibatı ile termal bataryası mevcut SA-18 Grouse füzesi, bir M-16 piyade tüfeği, bir PKMS (bixi) makineli tüfek, iki kalaşnikof piyade tüfeği, 5 adet M-16 piyade tüfeği şarjörü, iki kalaşnikof piyade tüfeği şarjörü, 6 el bombası, 396 muhtelif fişek, 3 el yapımı patlayıcı ateşlemede kullanılan basma düzenek, 8 Alfa Fire alıcı, 3 ateşleme anahtarı, 17 elektrikli fünye, 8 pil bloğu, sabit telsiz, iki el telsizi ve ses kayıt cihazı bulundu.
Sığınakları kullanılmaz hale getiren güvenlik güçleri, ele geçirdikleri örgütsel doküman ve giyim malzemesi ile bin 220 kilogram muhtelif yiyecek maddesi ve çok sayıda yaşam malzemesini yerinde imha etti.
Teröristlerce amonyum nitrat ve alüminyum tozu kullanılarak tuzaklanmış 6 el yapımı patlayıcı düzeneğinin de yerinde imhası gerçekleştirildi.
Adli aramalarda, terör örgütü PKK'ya lojistik destek sağlayarak işbirlikçilik yaptığı gerekçesiyle iki şüpheli gözaltına alındı.
Narko-terörle mücadele kapsamında ise 3 bin 642 kilogram toz, bin 200 kilogram kubar esrar olmak üzere 4 bin 842 kilogram uyuşturucu ele geçirildi.
Almanya’daki Müslüman ve Türklerin tek umudu ErdoğanAlmanya'da terör örgütü PKK yandaşlarının pankart açıp, terörist başı Abdullah Öcalan'ın fotoğraflarını taşıması Alman gazeteci Martin Lejeune'nin tepkisine neden oldu. SABAH'a konuşan Lejeune, 16 Nisan'daki referandum için Avrupa ülkelerinin "hayır"ı desteklediğini belirterek, PKK'nın Almanya'nın derin devleti konumuna geldiğini savundu. Lejeune, "AK Parti ve MHP'nin 42 toplantısı iptal edilirken, PKK'lıların flama ve bayrak açmasına izin veriliyor. Bu, demokrasiyi savunan bir devlet için dürüst bir davranış değil. Merkel'in demokrasi anlayışı nerede" diye konuştu Alman gazeteci Lejeune Almanya'da 3 milyon Türk ayrımcılığa, ırkçılığa uğruyor. Maalesef Türk ve Müslüman karşıtlığı var. Almanya'da ayrımcılığa ve ırkçılığa uğrayan Türkler'in ve Müslümanlar'ın tek umudu Türkiye ve Recep Tayyip Erdoğan" dedi. SABAH
Sahaya ininYILDIRIM: ESKİ YENİ YOK
Toplantıya katılan bakanlar Başbakan Yıldırım'ın üslubu nedeniyle hoş sohbet, esprili bir toplantı olduğunu belirtirken, Yıldırım'ın "'Evet'ler 'Hayır'lardan fazla. Elimizdeki veriler bunu gösteriyor. Buna rağmen rehavete kapılmayacağız, çalışmaya devam edeceğiz" dediği belirtildi. Yıldırım, AK Parti'nin bir "vefa hareketi" olduğunu da vurgulayarak "Eski, yeni ayrımı yok. Biz AK Parti kurulduğu günden bu yana birçok engeli aşarak bugünlere geldik. Bu dava bizim, hepimizin. Bu süreçte de hep birlikte sahada olacağız, çalışacağız. AK Parti'de emeklilik yok" diye konuştu.
HEPİMİZ SAHADAYIZ
Toplantıya katılan bakanlar da değerlendirmelerde bulundu ve Başbakan Yıldırım'a "hepimiz sahadayız 'evet' için çalışıyoruz" mesajı verdi. Bazı bakanlar da sahada gördükleri eksiklikleri Başbakan Yıldırım ile paylaşarak düşüncelerini dile getirdi. Özellikle genç seçmeni 'evet' oyu vermeye ikna edecek çalışmalar yapılmasının gündeme getirildiği belirtildi.
YÜZDE 55'İ AŞACAK
Bakanlar genellikle sahadaki mevcut durumu anlatırken 16 Nisan'da alınacak sonucun yüzde 55'in üzerinde olacağı yönünde değerlendirme yaptı. Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AK Parti'nin tam kadro sahaya sürülmesini istedi ve "bütün arkadaşlarla birlikte çalışmamız lazım" diye konuştu.
ANKARA KAHVALTIYA KATILANLAR:
Eski TBMM başkanlarından Cemil Çiçek, Bülent Arınç ve Mehmet Ali Şahin, eski başbakan yardımcılarından Beşir Atalay ve Yalçın Akdoğan, eski bakanlar Abdülkadir Aksu, Muammer Güler, Efkan Ala, Sadullah Ergin, Vecdi Gönül, Taner Yıldız, Hüseyin Çelik, Nimet Baş, Zafer Çağlayan, Mustafa Elitaş, Kürşad Tüzmen, Nihat Ergün, Ali Coşkun, Fatma Şahin, Selma Aliye Kavaf, Ayşenur İslam, Volkan Bozkır, Suat Kılıç, Atilla Koç, Erdoğan Bayraktar, Fatma Güldemet Sarı, İdris Güllüce, İmdat Sütlüoğlu, Mustafa Demir, Osman Pepe ve Faruk Nafiz Özak.
Uşak Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma doğrultusunda İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince gözaltına alındıktan sonra adliyeye sevk edilen 11 şüpheli savcılık tarafından sorgulandı.
Şüphelilerden biri savcılık tarafından salıverildi, 10'u ise tutuklanmaları talebiyle nöbetçi mahkemeye çıkarıldı.
Zanlılardan 6'sı "terör örgütüne üye olmak" ve "terör örgütüne yardım" suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi. Diğer 4 kişi ise mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
FETÖ/PDY'ye yönelik geçen hafta gerçekleştirilen operasyonda değişik meslek gruplarından 11 kişi gözaltına alınmıştı. Şüphelilerin büyük bölümünün örgütün kriptolu mesajlaşma uygulaması "ByLock" kullandığı iddia edilmişti.
“ByLock’u yüklesene sana ulaşamıyoruz”Ankara'da evine yapılan baskınla gözaltına alınan ve örgütün Meksika imamı olduğu ortaya çıkan C.P.(49) ifadesinde 31 yıl FETÖ'ye hizmet ettiğini söyleyerek ancak örgütle bağlarını kopardığını öne sürdü. C.P. kendisini Meksika imamı atayan kişinin örgütün beyin takımındaki firari Barbaros Cankurt olduğunu belirterek "Cankurt bana 2013'te 'ByLock'u yükle. Sana ulaşamıyoruz' dedi." diye konuştu.