Çıldırıyorlar kuduruyorlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ankaralılar şehit, gazi oldu ama teslim olmadı. Her taraftan üzerimize gelenlerin tüm derdi, sizlerin zafere ulaşmış olmanız. Ondan dolayı çıldırıyorlar, kuduruyorlar

Giriş Tarihi: 03.04.2017 02:32 Son Güncelleme Tarihi: 03.04.2017 07:29 Çıldırıyorlar kuduruyorlarCumhurbaşkanı Erdoğan: Ankaralılar şehit, gazi oldu ama teslim olmadı. Her taraftan üzerimize gelenlerin tüm derdi, sizlerin zafere ulaşmış olmanız. Ondan dolayı çıldırıyorlar, kuduruyorlar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım dün ilk kez birlikte Ankara'da 1.4 milyar liralık 193 projenin toplu açılış törenine katılarak 16 Nisan için 'evet' dedi. Atatürk Kültür Merkezi'ndeki törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerinden satırbaşları şöyle:
AVRUPA GÖR ANKARA'YI: Hani bazen "Avrupa Avrupa duy sesimizi" diyorsunuz ya. Gör Ankara'yı gör. Öyle kahve köşelerinde "hayır" kampanyaları yapmayla benim bu milletime anlatamayacaksınız. Avrupa'ya gelen siyasetçilerimizin önünü kesmekle 16 Nisan'ı döndüremeyeceksiniz.
TERÖRÜ BİTİRECEĞİZ: Bedeli ne olursa olsun, Allah'ın izniyle bu terörü bitireceğiz. İnşallah 16 Nisan bunun müjdecisi olacak. 16 Nisan, tüm kriz tüccarlarına verilecek tarihi bir cevap olacak.

VESAYETİN BAŞKENTİNDEN DEMOKRASİNİN BAŞKENTİNE

DAHA BÜYÜK OLACAK: Onlar tuzaklarını kurdular ama Allah'ın tuzağının üzerinde bir tuzak yoktur. Tokadı milletten yediler. Bundan sonraki tokat daha da büyük olacak. Ankara İstiklal Harbi'nden sonra ikinci defa gazilikle şereflendi. Ankaralılar şehit, gazi oldu ama asla teslim olmadı. Başkentini, ülkesini teslim etmedi. İmansızlara imanınızla ders verdiniz. Bu gazi şehre uzanan namahrem elleri kırdınız. Türkiye'nin izzetini kurtardınız.
YERLE YEKSAN ETTİNİZ: Her taraftan üzerimize gelenler var ya işte onların tüm derdi, sizlerin teslim olmak yerine zafere ulaşmış olmanız. Ondan dolayı çıldırıyorlar, kuduruyorlar. Tüm hesaplarını, planlarını, beklentilerini yerle yeksan ettiniz. Milletimizin vurduğu sille onları öyle bir sersemletti ki alnımıza silah dayanmış pankartlarla gösteri yapan teröristlere teslim edecek kadar muvazeneyi kaybetmiş durumdalar.

 

BE DANGALAKLAR: İsviçre Parlamentosu'nun önünde büyük bir pankart. Benim resmim ve şakağıma dayanmış bir silah. "Erdoğan'ı öldürün" diyor. Be dangalaklar, ya Erdoğan sizin demenizle mi ölecek? Bu yola kefenimizi giyerek çıktık. O sokaklarda sosyalist partinizi, PKK'lıları dolaştırarak, sol terör örgütlerini dolaştırarak polislerinizle onları koruma altına alarak Türkiye'nin şanından, izzetinden bir şeyleri söküp alacağınızı mı zannediyorsunuz? 16 Nisan geliyor. Türk milleti Batı'nın liderlerine en büyük dersi verecek.

 

HAÇLI İTTİFAKI: İtalya'da Vatikan'da tüm AB üyesi ülkelerin liderleri kuzu kuzu orada oturdular ve Papa'yı dinlediler. AB'ye Türkiye'yi 54 yıldır niye almıyorlar anladınız mı? Olay tamamıyla açık ve net Haçlı ittifakı. Avrupa ülkelerinde yükselen ırkçılık dalgasının, İslam ve Türk düşmanlığının önünü kesmemiz gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bu sorunlarla daha kolay mücadele edebilmemizi sağlayacak. 16 Nisan'da bu ülkeye ve millete müstemleke gözüyle bakanlara sağlamından Osmanlı yan gözüyle bakmaya evet mi? Sandıkları evet ile patlatıyor muyuz?

HAÇLI-HİLAL MÜCADELESİ BAŞLADI!

İSTİKRARSIZLIK ÇIĞIRTKANLIĞI: 7 Haziran akşamı sonuçlar resmen açıklanmadan 'Sivil darbe önlendi', 'Cumhurbaşkanlığı makamının meşruiyeti tartışmalı hale gelmiştir', 'Siyaseten ve hukuken boşlukta bir kişi var' dediler. Yani istikrarsızlık çığırtkanlığı yaptılar.

'EVET' DİYEN KADAR 'HAYIR' DİYEN DE SAYGIN
"Kılıçdaroğlu çıkmış diyor ki 'Hayır diyenler teröristtir' diyormuşuz. Yine yalan söylüyor. Biz demokrasiye öylesine inanmışız ki, milletin iradesi bizim için en saygın tepe noktadır. 'Evet' diyen ne kadar saygınsa 'hayır' diyen de o kadar saygındır. Ancak 'evet'i anlatırken bir uyarı görevimiz var. Kandil, bölücü başı, Pensilvanya, Avrupa'da bir kısım liderler 'hayır' diyor. Ey gençler, bu zat uzun süre SSK'da genel müdürlük yaptı. Onun döneminde hastanelerimizin halini annelerinize, dedelerinize sorun. Bu zatın beş koyunu bile güdemeyeceğini söylerler."

27 MAYIS PARANTEZİNİ KAPATACAĞIZ
Ankara'daki törende konuşan Başbakan Yıldırım şunları kaydetti:
Ankara 15 Temmuz akşamında bir destan yazdı. Darbeciler özellikle Ankara'yı ele geçirmek istediler. Çünkü Ankara ele geçirilirse devlet ele geçecekti. Ancak Ankara cumhurbaşkanımızın çağrısına kulak vererek akın akın meydanlara indi.
Ankara 23 Nisan 1920'de tarihin akışını değiştirdi. 29 ekim 1923'te "Tarih sahnesinde ben de varım" dedi. 15 Temmuz'da "Ya istiklal ya ölüm" dedi. 27 Mayıs 1960'ta Adnan Menderes hükümeti darbeyle indirildi. Menderes ve iki bakanı darağacına çektiler. 16 Nisan'da 27 Mayıs'ta açılan parantezi kapatmaya hazır mıyız?

BomgeneralAkıncı İddianamesi’ne FETÖ’nün hain saldırıları da girdi. Buna göre 15 Temmuz gecesi uçakların bomba atacağı yerleri Albay Ahmet Özçetin belirledi. Cuntacının kanlı talimatları ise şöyleydi: "Yurtta Sulh Harekatı başladı" "Kızılay ve Genelkurmay'da kırılacak cam kalmasın..."Fetullahçı Terör Örgütü, 15 Temmuz günü tarihin en kanlı saldırısını düzenledi. Kanlı kalkışmanın bir numaralı noktası ise Ankara'daki Akıncı Üssü'ydü. Üsteki FETÖ yapılanmasına yönelik hazırlanan iddianame bitti. Teröristbaşı Gülen, Adil Öksüz ve Kemal Batmaz iddianamede ilk üçteydi. Cunta da iddianamede tek tek deşifre edildi. Onlardan biri ise 4. Ana Jet Üs Komutanlığı Harekat Komutanı Albay Ahmet Özçetin'di. 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin hazırlanan Akıncı iddianamesinde çarpıcı ayrıntılara yer verildi. Bombalama faaliyetlerinin merkez üssü olarak kullanılan 4. Ana Jet Üs Komutanlığı'nda Harekat Komutanı olarak albay rütbesiyle görev yapan ve "Yurtta Sulh Konseyi"nde yönetici olarak tanımlanan cuntacı Ahmet Özçetin'in talimatları iddianameye girdi. Buna göre Özçetin, Akıncı Üssü'nde yakalanan sivil imam Hakan Çiçek'i bizzat yanına çağırıp talimat verdi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi için "Kaçak Saray" tabirini kullanan Özçetin'in hain talimatları şöyleydi:
"Emniyet binasını vurun, tahrip edin. Emniyet binasına atış yapıldı mı, ikinci bomba atılsın."
"Kaçak saray üzerinden MACH geçişi yakıt bitene kadar devam."
"Emniyete bomba atın."
"Genelkurmay ve Kızılay'da kırılmayan cam kalmasın."
"TOMA'lara top taarruzu serbest."



BİLDİRİ İÇİN PROVA YAPTI
Akıncı Üssü'nde yakalanan sivil imamlardan Harun Biniş'i 15 Temmuz günü eski Çiğli Hava Üs Komutanı cuntacı general Kubilay Selçuk'un emir astsubayı karşıladı. Daha sonra elindeki kamera ile şeref salonuna geçen Harun Biniş, darbe bildirisinin okunmasının provasını yaptı. Önce kamera karşısına geçen Selçuk'un emir astsubayı, kısa künyesini bağırarak okudu. Daha sonra ise darbecilerin sözde atama listesinde Genelkurmay Harekat Başkanı olarak atanan Selçuk, "Silahlı Kuvvetleri'nin yönetime el koyduğuna ve darbe yaptığına" ilişkin bildiriyi okuyarak prova yaptı.


Ahmet Özçetin'in "Yerle bir edin" dediği noktalardan biri de Gölbaşı'ndaki Özel Harekat lojmanlarıydı...

TBMM'Yİ VURDU 'TERÖR OPERASYONUYDU' DEDİ
15 Temmuz gecesi Ankara'ya bomba yağdıran hainlerden biri de Pilot Kurmay Yüzbaşı Hüseyin Türk'tü. Cuntacı o gece Akıncı'daki darbe toplantısına katıldı. Toplantıda Akın Öztürk'ün damadı Yarbay Hakan Karakuş da vardı. Karakuş ile Türk'ün kanlı planı iddianameye yansıdı. Türk, iddianameye giren savunmasında, yarbay Hakan Karakuş'un terörle mücadele harekatı beklediklerini belirttiğini söyledi. Cuntacı, "Terörle mücadele harekatı sandığı için" TBMM, Gölbaşı Polis Özel Harekat Dairesi Başkanlığı ve TÜRKSAT tesislerini bombaladığını iddia etti. Hüseyin Türk ile ilgili düzenlenen MASAK raporu da iddianameye girdi. Türk'ün darbeye teşebbüs faaliyeti kapsamında hakkında işlem yapılan şüpheliler ve FETÖ/PDY kapsamındaki isimlerle havale trafiğinin bulunduğu iddianamede yer aldı.CHP'li vekilden 'evet' diyenlere tehditCHP'li milletvekili Hüsnü Bozkurt, halka referandum tehditleri savurdu. Sandıktan evet çıkması halinde kimsenin heveslenmemesini, oy oranının önemli olmadığını, ülkenin sahibinin kendileri olduğunu söyleyen Bozkurt, evet diyen halka karşı da savaş imasında bulundu: Sizi de, 7 göbek sülalenizi de İzmir'den denize dökeriz.

CHP Konya milletvekili Hüsnü Bozkurt, Uğur Dündar'ın sık sık skandallarla gündeme gelen Halk Arenası programına katılarak Türk halkına referandum tehditleri savurdu.

Sandıktan "hayır" çıkacağına inandığını belirten Bozkurt, "evet" çıkması halinde de kimsenin heveslenmemesi gerektiğini söyledi.

CHP'Lİ VEKİLDEN HALKA REFERANDUM TEHDİDİ

Aldıkları oy oranının önemli olmadığını söyleyerek halkın iradesini hiçe sayan Bozkurt, halkın kimi desteklediğinin önemli olmadığını, ülkenin sahibinin kendileri olduğunu iddia ederek büyük tepki topladı.

CHP'Lİ VEKİLDEN AKILALMAZ İFADELER

EVET DİYEN HALKA TEHDİT

Büyüklüğümüz aldığımız oyla ölçülemez, biz Atatürkçüyüz, Cumhuriyetçiyiz, biz devrimciyiz diyen CHP'li Bozkurt, "Sandıktan evet çıkarsa da kimse heveslenmesin. Yine Samsundan başlar, sizi İzmir'e kadar kovalarız" diyerek "Evet" diyecek vatandaşlara tehditte bulundu.

Referanduma evet diyeceklere "Sizi de 7 göbek sülalenizi de İzmir'den denize dökeriz" diye tehditler savuran CHP'li Bozkurt'un konuşması tepki çekti.

FETÖ yine saldırırsa bu kez millet kökünü kazır20 yılı aşkın süredir ekranlarda olup da izleyici ilgisini her geçen gün arttıran, kendini tekrarlamayan çok az insan vardır. Bu insanlardan biri de Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu. ATV ekranlarında haftada 3 gün izleyicisiyle buluşan Nihat Hatipoğlu'nun sadece Türkiye'de değil dünyanın en ücra köşesinde bile takipçisi var. Bu kadar büyük bir sevgiyi büyüten Nihat Hatipoğlu Hoca'yı bir de acımasızca eleştirenler var. Onlar hakkında konuşmaktan özenle kaçınan Nihat Hatipoğlu Hoca bugünlerde Türkiye'nin geleceği üzerine önemli açıklamalarda bulunuyor. "Benim için Türkiye ve İslamiyet ayrı kavramlar değil. Ben herşeye din penceresinden bakarım" diyen Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu'na merak ettiğiniz tüm soruları sorduk.

HASET DUYANLAR VAR

- Çok seviliyorsunuz. Bu sevgiyi çekemeyenlerin olduğunu düşünüyor musunuz?

Eleştiriye açık olmak gerekir. Eleştirinin mümini geliştiren bir yönü vardır. Ancak samimiyet çok önemli. Eleştiri bu işin tabiatında var. İki kesimden bu konuda eleştiri gelir. Birincisi kendi çevrenizden gelen eleştiriler. Bunların bir kısmına islami litaratürde 'haset' denir. Aşırıya kaçılmadığı sürece bu anlaşılabilir bir durumdur. İkincisi ise; siz insanları Allah'a ve Peygambere çağırıyorsunuz. Toplumdaki kutuplaşmayı engellemeye çalışıyorsunuz. Toplumdaki kucaklaşmayı ben programlarda görebiliyorum. Toplumun her kesiminden insanlar birarada oturabiliyor. Türkiye'yi sevmeyen insanlar da bu nedenlerden ötürü kendisinde eleştiri hakkı görüyorlar.

- Hiç mi rahatsız olmuyorsunuz?

Biz de insanız, beşeriz, darlandığımız oluyor tabi ki. Hz. Peygamberin bu konudaki metodu onları hiç görmeden yaptıklarını Allah'a bırakmaktır. Ben kendi işime bakıyorum. Görüyorum ki bizi rahatsız eden kim varsa tarih içinde yok olup gidiyor. Bir müddet sonra esameleri okunmuyor. Biz hizmetimize devam ediyoruz.



PEYGAMBERİMİZİN CEMAATİNİN MENSUBUYUM

- Milyonlar sizin takip ediyor. Ama çevrenizde insan toplamıyorsunuz veya cemaatleşmiyorsunuz. Bunu özellikle mi yapıyorsunuz?

Benim cemaatim Hz. Muhammed'in cemaatidir. O bizim liderimiz, sığınağımız, efendimizdir. Bence en büyük cemaat Hz. Muhammed ümmetidir. Bana bu cemaat yetiyor. Keşke ona layık olabilsek.

- Yıllardır ekranlardasınız, konferanslardasınız. İlgi hiç azalmıyor mu?

İnsanlardan aldığınız geri dönüşümler nasıl? Çok muhteşem. Ben yıllardır insanların içindeyim. Anadolu'dayım, yurtdışındayım, televizyondayım. İnsanlarda en ufak bir bıkkınlık ve ilgi azalması görmüyorum. Aksine ilgi artarak devam ediyor. Her gittiğim yerde "buranın tarihinde böyle bir konferans görülmedi" diyorlar. Bu benim çok hoşuma gidiyor. Nihat Hatipoğlu kim ki? Bu ilgi benimle ilgili değil. Bu Kuran'ın bereketi.



'BÜTÜN BUNLARI BEN Mİ YAPTIM' DİYE DÜŞÜNÜYORUM

- Mesela bir ateistten, agnostikten ya da tamamen dünyevi bir hayat süren insanlardan değişim mesajları alıyor musunuz?

Binlerce, onbinlerce geliyor. Her ailede bir kişiye dokunmuşumdur. Kabe'de bile "bugün burada isem sen vesile oldun" diyorlar. Her programdan sonra 300-500 mesaj geliyor bana. Öyle güzel şeyler anlatıyorlar ki. Ben bunları nasıl yaptım diyorsunuz. Bunların benimle ilgisi yok. Ben sadece vesileyim.

- Tekrara düşmemek de zor. Bunun için neler yapıyorsunuz?

Dini hizmetin ilki aşktır. Allah'a aşk duyacaksın, özleyeceksin. Onun huzuruna çıkmaya hazır mısın? Eğer bunun cevabı "Evet" ise kayıpta değilsin demektir. Ben çok fazla okuyorum. Kuran üzerinde tefekkür ediyorum. İslam tarihi üzerine, Peygamberimizin 23 yıllık hayatı ve Sahabenin Hayatı üzerinde okuyorum. Bu öyle geniş bir alan ki eğer okursanız tekrara düşmezsiniz.

- Emeklilik gibi bir planınız var mı?

Eşime bazen şunu söylüyorum. Belli bir yaşa geldikten sonra konferanslardan, ekranlardan uzaklaşayım. Güzel bir sakal bırakayım. Hayatımın bir kısmını Medine'de bir kısmını Türkiye'de geçireyim istiyorum. Rahmetli babamın başladığı bir tefsiri tamamlamak ve hayatı böyle sonlandırmak gibi bir isteğim var. Bunun dışında bir makam mevkiye talip olmadım olmam da.

İSLAM DÜNYASI TÜRKİYE DEMEK

- Batı Türkiye düşmanlığı ve islamofobi üzerinde birleşebiliyor. İslam dünyasının birlikte hareket etme konusunda bir eksikliği olduğunu düşünüyor musunuz?

Bugün Batı için İslam dünyası denilince akıllarına Türkiye gelir. Diğer islam ülkelerini küçümseme anlamında söylemiyorum ama islam dünyasını temsil edebilme yeteneği bizdedir. İslam dünyası kendi içinde bir birliği maalesef sağlayamadı. AB ülkelerinin ise Vatikan'da Papa'nın önünde biraraya gelebiliyor. 4 mezhebi hatta Caferileri temsil eden İslam alimleri neden biraraya gelip bir komisyon kurmazlar. Neden islam ülkeleri bu konuda bir katkı sunmaz. Bu hala mümkün. Müslümanların elzem şekilde bunu yapması gerekir.

- Batı'da yükselen Türkiye düşmanlığı ve islamofobinin kaynağı bu mudur?

Batı dünyasının oyununu bozan tek ülke Türkiye'dir. Türkiye 15 Temmuz'da büyük bir badire atlattı ve yürüyüşüne devam ediyor. Batı, Türkiye'nin bu darbeden kurtulacağını düşünmüyordu. Batı'daki Türkiye düşmanlığı ve İslamofobi bir akıl tutulmasıdır ve makuliyetten uzaktır. Ama ben bu sürecin geçici olduğunu düşünüyorum.

EVLATLARIMIZA GÜÇLÜ BİR ÜLKE BIRAKMAK İÇİN

-Türkiye 16 Nisan'da tarihi bir seçim yapacak. Türkiye'nin geleceği hakkında neler düşünüyorsunuz?

Ben Türkiye'yi ve dinimizi birbirinden ayırmıyorum. Ben her şeye din penceresinden bakıyorum. Bu ülkenin dualı bir ülke olduğuna inanıyorum. Ben bunları gittiğim yerlerde görüyorum. Bunların birçoğu ekrana yansımıyor. 16 Nisan referandumundan sonrası için çok ümitliyim. Sonuç mutlaka iyi olacak. Milletimiz doğru olan kararı verecektir. Halk yanlışta ittifak etmez. Türkiye'nin önü çok açılacak. Milletimiz tekrar eskiye dönmeyecek. Ne Türk ne Kürt, Ne Alevi ne Sünni eski oyunlara gelmeyecek. Bunlar artık eskide kaldı. Ben geleceğimizi çok güzel görüyorum. Türkiye'deki gelişmeyi görmek için bir süre buradan ayrılıp gelmek lazım. Evlatlarımıza daha güçlü bir ülke bırakmak için gayret göstermeliyiz.



FETÖ YİNE KALKIŞIRSA BU MİLLET KÖKÜNÜ KAZIR

- FETÖ tehlikesi bitti derken hala operasyon yeteneğini sürdürmeye çalıştığını görüyoruz. Bu ihanet şebekesi Türkiye'den kazındı mı sizce?

Artık gücünü kaybettiğini ve belini doğrultamayacağını düşünüyorum. Yeni 15 Temmuzlara cesaret edebileceğine inanmıyorum. Zaman zaman bu tür söylentiler benim de kulağıma geliyor. Elbette dikkatli olunmalı. Bu kez 15 Temmuz'daki karşılıktan daha sert bir karşılık bulabilirler. Bu sefer bu millet hepsinin kökünü kazır. Bu kalkışma tümünün intiharı olur. Ben böyle bir intihar girişiminde bulunacaklarını beklemiyorum. Bulunurlarsa kendileri bilir.

YÖK ÜYELİĞİ SÜPRİZ OLDU

- YÖK üyeliğine atandınız, hayırlı olsun. Bu görevi bekliyor muydunuz?

Ben Cumhurbaşkanımıza teşekkür ederim. Kendisi ile benim ayrı bir muhabbetim var. Böyle bir görev beklemiyordum. Tensip buyurmuşlar ben de kabul ettim. YÖK üyesi ilahiyatçı arkadaşımızın görev süresi bitince beni atamışlar. Ben de bu görevi onurla kabul ettim. Kararname imzalandıktan sonra haberim oldu. Yarım saat içinde yüze yakın YÖK ile ilgili istek geldi. Sosyal hayatı yok sayan bir İlahiyat elbette düşünülemez. Özellikle İlahiyatlarla ilgili aklımda önemli işler var. Çünkü toplumun buna ihtiyacı var.

- YÖK üyeliğine atandıktan sonra sosyal medyada çirkin mesajlar gördük…

Toplumun her kesiminde derin bir iz bıraktığımız için YÖK üyeliğimiz de tartışma konusu oldu. Bu bizim için sevindirici bir durum. Eleştiriden rahatsız olmamız mümkün değil. Kuran'ın ruhuna da aykırıdır. Her türlü fikre açık olmamız gerekiyor. Her şeye saldıran bir hayasızlar güruhu var. İnsanların namusu ve iffeti ile oynuyorlar. Talimatla iş yapıyorlar. Bunlarla ilgili elbette önlem alınmalı. Halk uyanık artık bunlara itibar etmiyor.

3 AYLAR KALBİN BAKIM DÖNEMİDİR

- 3 aylara girdik. Türkiye Müslümanlarına bir mesajınız olacak mı?

Hayat bir mücadeleden ibarettir. Bu mücadele mezarda da bitmiyor. Kıyamet kopunca hepimiz öleceğiz, yeniden dirilmek için. İntihar da etsek kurtaramayız. Bu üç aylık mevsim gerçekten çok önemli. Özel zamanlar vardır. Üç aylar da böyle zamanlardır. Recep ve Şaban ayı kendini manevi olarak kendini Ramazan'a hazırlamaktır. Zirve ise Kadir Gecesi'dir. Allah çok merhametli ve rahmet sahibidir. Biz günaha düşmanız günahkara değil. Günah ortamını kaldırmaya çalışalım, günahkarı değil. Bu üç aylar tevbe aylarıdır. Hiç ümidimizi kaybetmeyelim. Hiçbirimizin günahı Allah'ın rahmetinden daha büyük değil. Hayatta insanın bakım dönemleri vardır. Kalp bakımı dönemi de bugünlerdir.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'ndan flaş YPG açıklaması!Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Suriye'de 'YPG'yi birbirine kaptırmayacağım' diye rekabet eden süper güçler var. YPG bir terör örgütü. Terör örgütünü kaptırmamak için yarışan ülkeler var." dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Fatih Belediyesi tarafından düzenlenen ve soysal medya üzerinden canlı yayınlanan "Referandum Sohbetleri"nin konuğu oldu. Moderatörlüğünü gazeteci Balçiçek İlter'in yapığı programa, Çavuşoğlu'nun yanı sıra Fatih Belediye Başkan Mustafa Demir de katıldı. Konuşmalar öncesi, Avrupa ülkelerinde siyasetçilerin de katılım göstereceği ancak iptal edilen "Evet Mitinglerini" konu alan bir video gösterildi.

Çavuşoğlu konuşmasında, Türkiye'nin çevresindeki bazı ülkelerde savaş olduğunu hatırlatarak, bu ülkelerin yönetilemez hale geldiğini söyledi.

Türkiye'nin hem içeride hem de dışarıda terörle mücadelesini sürdüğünü belirten Çavuşoğlu, "Tüm bunlarla mücadele ederken Avrupa'da artan yabancı düşmanlığının, İslam karşıtlığının, hatta nefretin yansımaları ile karşı karşıyayız. İslam karşıtlığı, Türk karşıtlığı, Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı ile birleşerek, Türkiye'ye karşı ciddi bir saldırı olduğunun farkındayız. Referandum öncesi, birçok ülkenin 'hayır kampanyası'na dahil olması, 'evet kampanyası' için gidenlerin engellenmesi, PKK ve FETÖ gibi örgütlere sahip çıkılması, bizi rahatsız ediyor. Biz bu konuları, sadece referandum öncesi bir gelişme olarak görmüyoruz. Yıllardır tırmanan bir trend. Avrupa, bir uçurumun kenarında; bu akımı kim geri çevirecek. Merkez partilerde zemin kayması var. Medya siyasetçilerden daha beter. Bugün Avrupa'da gördüklerimize inanamıyoruz. Bir dönem bireysel olan konular, kurumsal hale geldi Sadece ırkçı partiler değil, merkez partileri de o çizgiye kaydı. Demirtaş'ın toplantı yaptığı yerde, benim toplantımı iptal ettiler" diye konuştu.

Suriye meselesine değinen Çavuşoğlu, "Suriye'de 'YPG'yi birbirine kaptırmayacağım' diye, rekabet eden süper güçler var. YPG bir terör örgütü. Terör örgütünü kaptırmamak için yarışan ülkeler var. Avrupa'nın ve dünyanın ne yapıyoruz diye bir silkinmesi lazım. Bu, doğru bir gidişat değil." dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir radyo programında yaptığı konuşmanın bir bölümünün dinletildiği programda, Çavuşoğlu, halk oylamasına sunulacak anayasa değişikliği maddelerinin sadece Kılıçdaroğlu değil, vatandaşlar tarafından da bilinmediğine dikkati çekerek, katılımcılara, bu maddeleri dikkatli okumaları tavsiyesinde bulundu.

"KORKU SENARYOLARI İLE VATANDAŞI ETKİLEMEYE ÇALIŞIYOR"

CHP'nin korku üzerinden referandum çalışması yürüttüğünü kaydeden Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

"Kimi görse onu korkutacak bir şeyler buluyorlar. Antalya'da bunu yaptılar. Antalya'da yaşayan Ruslara da böyle yaptılar. Bunun üzerine Antalya'daki Rus Konsolosu partimizin il başkanlığına geldi. CHP, 'Ruslara, 16 Nisan'da rejim değişiyor, şeriat geliyor. Sizi zorla Müslüman yapacaklar. Kadınlara, sizin başınızı kapatacaklar. Onun için çalışan, etrafınızdakilere söyleyin, 'hayır' desinler' demişler. Bazıları paniklemiş, konsolosa gitmişler. Ben, Ruslarla konuşurken onlara öyle bir şeyin olmadığını, Rusya ile kriz yaşadığımız dönemde bile korkmayın, 'Siz Türk milletine emanetsiniz' demiştim. Bu kez yaptığımız buluşmada da 'rahatsız olmayın' dedim ve durumu anlattık. İki oy alabilmek için insanları korkutacaksın. Bu insanlığa sığmaz. 'Federasyon kurulacak, doğru mu? sorusu soruluyor. Bu korkuyu da salan CHP. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nin 781 bin metrekaresini korumak, güçlendirmek için her türlü mücadeleyi yapıyoruz. Aynı zamanda terör örgütlerini de içeride ve dışarıda etkisiz hale getiriyoruz. Korku senaryoları ile vatandaşı etkilemeye çalışıyor."

Çavuşoğlu, yürütmenin başında kişinin bir partiye mensup olmasının bir sıkıntıya neden olmadığını dile getirerek, önemli olanın parti ayrımı yapmadan hizmet getirmek olduğunun altını çizdi.

Türkiye'de başkanlık sistemine geçilmesinin diğer liderler tarafından da istendiğini hatırlatan Çavuşoğlu, mevcut ikili yönetim sisteminin, Cumhurbaşkanı ve Başbakan arasında yetki sorununa yol açtığını ifade etti.

Bakan Çavuşoğlu, moderatörün "sistem değişikliğinin aceleye mi getirildiği" şeklindeki sorusuna, "Türkiye'nin istikrarı için bunu önerdik. Türkiye'nin sosyal ve siyasi yapısına uygun olduğuna inandığım için, geçmişte mevcut sistemin Türkiye'ye verdiği hasarları, darbeleri, koalisyonları, kıtlıkları gören birisi olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni savunuyorum. Bana göre geç kalınmış bir sistem. Bu sistem, asıl Erdoğan sonrası için şarttır ve Türkiye'nin sigortasıdır." cevabını verdi.

Çavuşoğlu, gençlerden gelen bir soru üzerine, askerlik yapmanın milletvekilliğine engel olamayacağını, 20'li yaşlarda birinin milletvekili olması halinde, ilgili kanunlarda değişiklik yapılacağını anlattı.

PKK'nın Mersin sözde sorumlusu yakalandı!Terör örgütü PKK/KCK'nın Mersin sözde toplumsal alan sorumlusu olduğu iddiasıyla 'Terör örgütü üyesi olmak' suçundan aranan K.S.Y., Adıyaman'da yakalandı.

Ticaret ve Sanayi Odası çevresinde polis, durumundan şüphelendiği K.S.Y.'nin kimliğini kontrol etti. Yapılan incelemede K.S.Y.'nin, terör örgütü PKK/KCK'nın Mersin sözde alan sorumlusu olduğu iddiasıyla 'Terör örgütüne üye olmak' suçundan Mersin Sulh Ceza Hakimliği'nce arandığı belirlendi.

Hakkında yakalama kararı bulunan K.S.Y., gözaltına alınıp, hastanede sağlık kontrolünün ardından Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.

Emniyetteki ifadesinin ardından K.S.Y., Mersin'e götürüldü.

İşte bugüne kadar FETÖ'den gözaltına alınanların sayısı!  İçişleri Bakanı Sülayman Soylu, bugüne kadar FETÖ'den gözaltına alınanların toplam rakamını açıkladı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yerel bir televizyon kanalında katıldığı programda FETÖ ve PKK operasyonlarına yönelik önemli açıklamalarda bulundu.

Soylu "Bugüne kadar 113 bin 260 kişi FETÖ'yle ilgili gözaltına alınmış ve yaklaşık 745 kişinin gözaltı işlemi devam ediyor. Bugünkü tutuklu sayısı 47 bin 155 ve önemli bir rakam. Adli kontrol ile bırakılan 41 bin 499 kişi ve serbest kalan da 23 bin 861 kişi var. 863 kişi de firari. Tutukluların 10 bin 732'si polis, 7 bin 463'ü asker ve 168'i general. 2 bin 575'i de hakim ve savcı. 26 bin 177'si sivil, 208'i de mülki idare amiri" dedi.

PKK OPERASYONLARI

Bakan Soylu, PKK'ya yönelik operasyonlar hakkında da önemli bilgiler verdi.

Soylu, "12 bin 500'ü aşkın operasyon yaptık. Kış boyunca son 6 ayda. Bu önemli bir şeydir. Eksi 40 derecede, eksi 30 derecede evlatlarımız hala operasyon yapıyorlar. Ya sınır boylarında ya söylediğim ilgili yerlerde. Yine söylemek lazım, kış döneminde 887 sığınak ve barınak imha edildi. Bu önemli bir şeydir" dedi.

16 Nisan öncesi ortak kaos propagandasıCumhurbaşkanı Erdoğan'ı ölümle tehdit eden CHP'li vekil Bozkurt'un ile Amerikalı Neo-Con yazar Michael Rubin'in söylemleri arasındaki benzerlik dikkat çekti.

CHP Konya milletvekili Hüsnü Bozkurt, Halk Arenası programına katılarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Saddam Hüseyin ve Kaddafi örneği vererek öldürmekle tehdit etti. CHP'li vekil Bozkurt'un ölüm tehditleri ile Amerikalı Neo-Con yazar Michael Rubin'in söylemleri arasındaki benzerlik dikkat çekti



ORTAK KAOS PROPAGANDASI
Geçtiğimiz günlerde "Recep Tayyip Erdoğan artık yolun sonuna geldi" diye küstahca tweetler atan Rubin, ardından ise "Demeçler, ihtişam ve tehditler bir ülkeyi güçlü kılmaz. Aynen Kaddafi'ye sorun" şeklinde paylaşımlarda bulundu. Erdoğan'ın sonunun Kaddafi gibi olacağını söyleyen CHP'li vekil Bozkurt'un da Rubin gibi aynı ifadeleri kullanması ortak kaos planlarını da gözler önüne serdi. Türkiye'yi şahlandıracak olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne karşı topyekün saldırıya geçen Haçlı İttifakı sandıktan 'evet' çıkması halinde Türkiye'yi alçakça tehdit etmeye başladı. Kaos planlarına destek veren açıklamalarda bulunan FETÖ-PKK gibi taşeron terör örgütlerini Türkiye'nin üzerine salan emperyalist güçler CHP'li vekillere de kaos propagandası yaptırtarak ortam hazırlamaya çalışıyor. 16 Nisan öncesi toplumda korku ve panik havası yaratmaya çalışan CHP'li Bozkurt aynı Amerikalı Neo-Con yazar Rubin gibi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Saddam Hüseyin ve Kaddafi örneği vererek öldürmekle tehdit etti.