Bir tarafınızda PKK diğer tarafınızda FETÖ

-Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör diliyle konuşan CHP'ye sert tepki verdi: Siz gökkuşağı gibisiniz, renkten renge devamlı giriyorsunuz. Biz bu devleti ayakta tutabilmek için ne gerekiyorsa onu yapıyoruz. SİHA'larla da yapacağız, tanklarla da yapacağız, -Erdoğan istedi, o rektör İmam Hatip'e müdür oldu -Katar Emiri'nden sürpriz 'Türkiye' kararı! -Barzani'den referandum tehdidi: İstenmeyen olaylar olabilir! -"Türkiye bağımsızlık adımını attı, Erdoğan Batı'ya meydan okuyor"

Bir tarafınızda PKK diğer tarafınızda FETÖGiriş Tarihi: 14.9.2017Cumhurbaşkanı Erdoğan: SİHA’ların yaptığı iş, millete ihanet eden teröristleri yok etmek. Sözde adalet yürüyüşünde beraberdiniz. Bir tarafınızda PKK, öbür tarafta da FETÖ. İyi buldular birbirlerini...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün ATO Congresium'da düzenlenen "Medeniyetimizi Yaşatan Dünyayla Yarışan Şehirler" temalı Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'na katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

CAN ATIYORLAR: Biz kendi kaderimizi ülkemizin kaderiyle bütünleşmiş olarak görürken ana muhalefet partisi unvanını taşıyan bir partinin milletvekilleri maalesef teröristlerle aynı safta olmak için adeta can atıyor. Daha da kötüsü bu partinin genel başkanı hesap sormak yerine, benzer tavırlar içine girmekten çekinmiyor. SİHA'lara yönelik iddialar bu çarpıklığın en son örneğidir. Terörle mücadele ederken sivillerin zarar görmemesine yönelik hassasiyetimizi herkes gıptayla takip edeken birileri suyu bulandırmak için uğraşıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli mesajlar..

BÖYLE BİR HAKKI YOK: Türkiye'nin terörle mücadeledeki başarılardan rahatsız olmaya terör örgütünün hakkı olabilir. Destekçisi güçlerde rahatsızlık duyabilir. Ama bu ülkenin hiçbir milletvekilinin böyle bir hakkı yoktur. SİHA'larla sivillerin hedef alındığı gibi, terör örgütünün uluslararası alana taşımak isteyeceği türden bir iddiayı gündeme getirmenin siyasetle, insan haklarıyla ilgisi kesinlikle yoktur.



GÖKKUŞAĞI GİBİSİNİZ: Ey Kılıçdaroğlu, ey yanındaki kendini bilmezler, SİHA'ların yaptığı iş bu vatana, millete ihanet eden teröristleri yok etmektir. Bunu böyle bilin. Siz gökkuşağı gibisiniz, renkten renge devamlı giriyorsunuz. Bu siyasetçiye yakışan bir yürüyüş değildir. Onun için de 9 seçimde 9 mağlubiyet aldın, almaya da devam edeceksin. Çünkü bu milletin evlatlarını şehit edenleri savunanlar bu milletin oyunu alamaz.

"Ey Kılıçdaroğlu SİHA'ların yaptığı iş bu ülkeye ihanet eden teröristleri yok etmektir"

KANDİL İLE KOALİSYON: Bu devleti dimdik ayakta tutabilmek için ne gerekiyorsa onu yapıyoruz. SİHA'larla da yapacağız, tanklarla da yapacağız, toplarla da yapacağız. Tüm silahlarla güvenlik güçlerimizi donatarak bunu yapacağız. Kandil'den sana destekler geliyor, memnunsun değil mi? Koalisyonunuzu da yaparsınız, yolculuğunuza devam edersiniz. Sözde adalet yürüyüşünde de beraberdiniz. Bir tarafınızda PKK, öbür tarafta da FETÖ. İyi buldular birbirlerini.

KAVGAMIZ SÜRECEK: Ana muhalefetin başındaki zat "Artık kavgaysa kavga"' diyor. Hayatınız zaten bu milletle, bu milletin değerleriyle, kutsallarıyla kavgayla geçti. Düşmanlığı, fitneyi, ihaneti kendisine yol edinenlerle kavga etmekten hiç bir zaman kaçmadık, kaçmayız. Bu arada Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, bugün Türkiye'ye bir çalışma ziyareti gerçekleştirecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Al Sani'nin görüşmesinde, son dönemde Katar ile Körfez ülkeleri arasında yaşanan kriz de ele alınacak.



HEYKEL İSTEMİYORUM
"Bazı belediyelerimizde şahsımın heykel veya benzer görsellerini yapmışlar. Tabii bunu duyunca ben çok üzüldüm. Bu bizim değerlerimize terstir. Ben ne heykelimin dikilmesini, ne masklar yapılmasını istiyorum. Heykel değil hizmete yönelik eserler diksinler. Kimse de bu yola tevessül etmesin." Bu arada Şanlıurfa'nın Harran ilçe belediyesi 15 Temmuz anıtında yaptırdığı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın heykelini dün kaldırdı.

"Değerlerimize ters! Heykelimin yapılmasını istemiyorum"

ÇILGINA DÖNDÜLER
"Yıllarca ABD, İsrail İHA vermemekte adeta kılı kırk yardı. Verdikleri zaman da bunların tamiratı, tadilatı, şusu busu, bize gerçekten hendek atlattı. Artık bu ülke kendi İHA ve SİHA'sını yapar hale geldi. Şimdi asıl bundan rahatsız oluyorlar. Şurada bir S-400 anlaşması yaptık diye çılgına döndüler. Ne olacaktı, biz sizi mi bekleyecektik? Güvenlik noktasında tedbirlerimizi alıyoruz ve alacağız. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz, bunun başa çaresi yok."

Gökkuşağı gibisiniz Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör diliyle konuşan CHP’ye sert tepki verdi: Siz gökkuşağı gibisiniz, renkten renge devamlı giriyorsunuz. Biz bu devleti ayakta tutabilmek için ne gerekiyorsa onu yapıyoruz. SİHA’larla da yapacağız, tanklarla da yapacağız

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün ATO Congresium'da düzenlenen "Medeniyetimizi Yaşatan Dünyayla Yarışan Şehirler" temalı Belediye Başkanları istişare ve değerlendirme toplantısına katıldı. Parti içi mesajlarda bulunan Erdoğan aynı zamanda CHP hakkında da önemli sözler söyledi. Erdoğan, özetle şöyle dedi:

Çalmadık kapı kalmasın: Asıl hedefimiz milletimizin tamamının gönlünü fethetmektir. AK Parti ve Tayyip Erdoğan düşmanlığını varlık sebebi, hatta ekmek kapısı haline getirmiş küçük bir kesimi hariç tutarsak, yeteri kadar gayret gösterirsek, ülkemizde desteğini alamayacağımız hiçbir vatandaşımızın ben bulunmadığına inanıyorum. Yeter ki çalmadık kapı, sıkmadık el, bakmadık göz bırakmayalım.

Heykel değil hizmet eseri: Bazı belediyelerimizde, sayısı gerçi çok fazla değil, şahsımın heykel veya benzer görsellerini yapmışlar. Tabii bunu duyunca ben çok çok üzüldüm. Bir defa bu bizim değerlerimize terstir. Ben ne heykelimin dikilmesini istiyorum, ne masklar yapılmasını istiyorum. Bunları kaldırttık, ayrı mesele. Bizim belediyelerimiz bundan sonra lütfen bu yanlışlara tevessül etmesinler. Heykel değil hizmete yönelik eserler diksinler.

Gökkuşağı gibisiniz: Ey Kılıçdaroğlu, ey yanındaki kendini bilmezler, SİHA'ların yaptığı iş bu vatana, millete ihanet eden teröristleri yok etmektir. Bunu böyle bilin. Siz gökkuşağı gibisiniz, renkten renge devamlı giriyorsunuz. Ama bir gün başka, bir gün başka, işte bu siyasetçiye yakışan bir yürüyüş değildir. Onun için de 9 seçimde 9 mağlubiyet aldın, almaya da devam edeceksin. Çünkü bu milletin evlatlarını şehit edenleri savunanlar bu milletin oyunu alamaz, bunu böyle bilin.

Lafla peynir gemisi yürümüyor: Benim Mehmetçiğim kim, bunlar bizim evladımız, onları şehit edenler teröristler. Onları yok etmek bizim görevim değil öyle mi? Ondan sonra da utanmadan, sıkılmadan da çıkacaksın '4 yılda ben terörü bitirim' diyeceksin. Sen kimsin ya, neyi bitireceksin. Öyle lafla peynir gemisi yürümüyor. Sana 5 tane koyun teslim etseler kaybeder gelirsin.

Kandil'den destek geliyor: Bu devleti dimdik ayakta tutabilmek için ne gerekiyorsa onu yapıyoruz. SİHA'larla da yapacağız, tanklarla da yapacağız, toplarla da yapacağız. Tüm silahlarla güvenlik güçlerimizi donatarak bunu yapacağız. Kandil'den sana destekler geliyor, memnunsun değil mi? Şimdi beraber kendi koalisyonunuzu da yaparsınız, beraber yolculuğunuza devam edersiniz. Size de yakışır. Sözde adalet yürüyüşünde de beraber yürüdünüz zaten. Bir tarafınızda malum o takım PKK, onun desteği altında olanlar, öbür tarafta da FETÖ. İyi buldular birbirlerini. Benim milletim de inşallah bunları görüyor. Bunlara gerekli dersi en kısa zamanda verecektir. Ben buna inanıyorum.

​S-400 İÇİN ÇILGINA DÖNDÜLER:
SİHA'larla ilgili Kılıçdaroğlu bunu konuşuyor. Ya bize yıllarca ABD, İsrail İHA vermemekte adeta kılı kırk yardılar. Verdikleri zaman da bunların tamiratı, tadilatı, şusu, busu, bize gerçekten hendek atlattı. Artık bu ülke kendi insansız hava aracını silahlı olanlarını yapar hale geldi.
Şimdi asıl bundan rahatsız oluyorlar. Şurada bir S-400 anlaşması yaptık diye çılgına döndüler. Ne olacaktı, biz sizi mi bekleyecektik?



AFRİKA DOSTLUK HATIRASI
Erdoğan toplantı çıkışı, İstanbul Fatih Belediyesi Afrika Dostluk Spor Takımı ile hatıra fotoğrafı çektirdi. Erdoğan ayrıca futbolcularla bir süre sohbet etti.

Erdoğan istedi, o rektör İmam Hatip'e müdür oldu Prof. Dr. Aşkın Asan'ı bu göreve teşvik eden, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçen yılki sözleri oldu. İşte ayrıntılar... 13 Eylül 2017 Çarşamba 23:43

Üsküdar’da bulunan Tenzile Erdoğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin okul müdürlüğüne Aile ve Sosyal Politikalar eski Bakan Yardımcısı ve Avrasya Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Aşkın Asan getiriliyor. Asan'ı bu göreve teşvik eden ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözleri oldu. Erdoğan akademisyenlere "Bazı profesörlerimiz çıksın; ‘Ben imam-hatip okullarında yöneticilik yapmaya varım.’ desin. İşte reform budur” çağrısını yapmıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2015 yılında açılışını yaptığı ve annesi merhume Tenzile Erdoğan’ın adı verilen Üsküdar’daki Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin okul müdürlüğüne Aile ve Sosyal Politikalar eski Bakan Yardımcısı ve Avrasya Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Aşkın Asan getiriliyor. Görevlendirmenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın isteğiyle gerçekleştirildiği öğrenildi.

Halihazırda İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. Aşkın Asan’ın önümüzdeki günlerde Tenzile Erdoğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’ndeki yeni görevine başlaması bekleniyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2015 yılında açılışını yaptığı ve annesi merhume Tenzile Erdoğan’ın adı verilen Üsküdar’daki Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin okul müdürlüğüne Aile ve Sosyal Politikalar eski Bakan Yardımcısı ve Avrasya Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Aşkın Asan getiriliyor.

Başarılı akademik çalışmalar atamada etkili oldu

Edinilen bilgilere göre Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) İstanbul Ticaret Üniversitesi’nden (İTİCÜ) bir yıl süre ile geçici görevlendirdiği Prof. Dr. Aşkın Asan’ın, geçmişte eğitim teknolojileri konusunda gerçekleştirdiği başarılı akademik çalışmalarının bu atamada önemli ölçüde etkisi oldu.

Diğer meslek liselerinin yanı sıra imam-hatip liselerinin başarı ortalamalarını yükseltmeye ve sosyal bilimlerle birlikte fen bilimlerinde yapılacak çalışmalara daha fazla ağırlık verilmesiyle eğitim kalitesini yükseltmeyi hedefleyen MEB, Tenzile Erdoğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’ni pilot okul olarak seçti. Prof. Dr. Asan’ın uzmanı olduğu eğitim teknolojilerine dönük stratejiler uygulanarak, okulun Türkiye’nin en kaliteli ve başarı sırası yüksek kolejler ile rekabet edecek seviyeye getirilmesi hedefleniyor.

Okullarda bilimin öğretilmesi, tarih eğitiminin çocuklar için eğlenceli hale getirilmesi, bilgisayar teknolojileri konusunda farkındalık, dini eğitimde interaktif multimedya kullanımı, sosyal bilimlerle bilgisayar teknolojilerinin entegrasyonu gibi konularda pek çok akademik çalışma yapan Prof. Dr. Aşkın Asan’ın matematik, fen ve sosyal alanlarda öğrencilerin başarısını etkileyen öğrenme ortamları konusunda da araştırmaları mevcut.

Akademik birikimlerini Tenzile Erdoğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’ne aktararak okulun eğitim kalitesini kısa sürede üst seviyelere çıkarması beklenen Prof. Dr. Asan’ın uygulamaları, diğer okullar için de örnek teşkil edecek. Pilot okul olarak bu uygulamayı deneyimleyecek olan Tenzile Erdoğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin öğrencilerinin öğrenim tecrübeleri yakından takip edilerek diğer meslek liseleri ve imam-hatip liseleri için farklı eğitim politikaları geliştirilmesine olanak tanınacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısına gönüllü oldu

Görevlendirmenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın isteğiyle gerçekleştirildiği öğrenildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, profesör ve doçent gibi üst düzey akademisyenlerin imam-hatip liselerinde müdürlük yapmasına yönelik düşüncesini ilk olarak 2015 yılında ifade etmiş, YÖK eski Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç’in Galatasaray Lisesi müdürlüğüne atıfta bulunmuştu. Erdoğan’ın “Bizim imam-hatiplerde proje kollarımız var. Bunlarda seçim yapmak suretiyle bazı profesörlerimiz, doçentlerimiz, yardımcı doçentlerimiz imam-hatiplerde müdür olmazlar mı? ‘Nerden çıktı bu?’ diyebilirsiniz. Bunun örnekleri başka okullarda var. Ben de teklif ediyorum. Bazı profesörlerimiz çıksın; ‘Ben varım.’ desin; doktorasını yapmış hocalarımız çıksın ‘Ben imam-hatip okullarında yöneticilik yapmaya varım.’ desin. İşte reform budur!” sözleriyle yaptığı çağrısının ardından akademisyenlerden imam-hatip liselerinde yöneticilik yapma konusuna destek gelmişti.

Prof. Dr. Aşkın Asan’ın yakın çevresince, proje imam-hatip okulunda yöneticilik yapmak ve reformlara imza atmak için gönüllü ve heyecanlı olduğu ifade edildi. Cinsiyet çalışmaları ve kadın haklarına yönelik uluslararası bildirileriyle de dikkat çeken bir isim olan Prof. Dr. Aşkın Asan’ın kız imam-hatip lisesi anlayışına yeni bir boyut kazandıracağı konuşuluyor.

FETÖ okullarının dünya genelinde Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilerek terör örgütü faaliyetlerinin durdurulmasının sağlanmasında etkili olan Maarif Vakfı’nın Mütevelli Heyeti Daimi Üyesi ve Kuzey Amerika sorumlusu olan Prof. Dr. Aşkın Asan, ABD’nin New Jersey eyaletinin Clifton şehrinde Türkiye Maarif Vakfı’nca açılan ilk okul olan Maarif Miraj Akademi’nin faaliyete geçmesi için büyük çaba göstermişti.



PROF. DR. AŞKIN ASAN KİMDİR?

Prof. Dr. Asan, 1989 yılında Riyad Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde İslami İlimler bölümünü tamamlayıp Yüksek Lisansını Teksas Teknoloji Üniversitesi’nde Eğitim Teknolojileri bölümünde 1992 yılında aldı. 1996 yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Doktora unvanını elde eden Prof. Dr. Aşkın Asan, akademik hayatına 1995 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde başladı ve Birleşik Arap Emirlikleri Ajman Üniversitesi Eğitim Teknolojileri Bölümünde Doçentlik unvanı ile devam etti. YÖK tarafından yapılan yurtdışı görevlendirmesini Umman Sultan Kabus Üniversitesi Yapısal Teknolojiler ve Öğrenim Teknolojileri bölümünde sürdüren Asan, 2014’te Psikoloji bölümünde Profesörlük unvanı ile Avrasya Üniversitesi rektörlüğüne atandı.
  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davetiyle Umman’dan Türkiye’ye dönerek siyasete giren Prof. Dr. Asan, TBMM’nin 23. döneminde Ak Parti sandalyesinde Ankara Milletvekili olarak oturmuş, aynı zamanda Akdeniz Parlamenterler Birliği Uluslararası Komisyonu Başkanı olarak da görev yapmıştı. Katar Emiri'nden sürpriz 'Türkiye' kararı! Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani'nin Türkiye'ye sürpriz bir ziyaret gerçekleştireceği öğrenildi.

Al Sani'nin ziyaretinin Cuma günü gerçekleşmesi bekleniyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Al Sani'nin Cuma günü Türkiye'yi ziyaret edeceğini açıkladı.

Bakan Çavuşoğlu şu ifadeleri kullandı: "Dün Pakistan ve Katar Dışişleri Bakanları ile bir görüşme gerçekleştirdik. Yarın Fransa ve Kuveyt Dışişleri Bakanları ülkemize gelecek. Cuma günü ise Katar Emiri ülkemizi ziyaret edecek."

TEMMUZ'DA GÖRÜŞTÜLER

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuveyt'teki temaslarının ardından 24 Temmuz'da Katar'ın başkenti Doha'ya gitti. Erdoğan'ı havalimanında Katar Emiri Al Sani karşıladı.

Barzani'den referandum tehdidi: İstenmeyen olaylar olabilir! Barzani, Irak Meclisi'nin referandum kararını hiçe sayarak tehditler savurdu.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud Barzani, Irak Meclisi'nin referandum kararını hiçe sayarak "istenmeyen olaylar meydana gelebilir" diye tehditler savurdu.

Barzani, Kerkük'te kentin bazı siyasi partilerinin temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda konuştu. 25 Eylül tarihinde yapılmasına ısrar edilen referandum hakkında açıklamalarda bulunan Barzani, şunları söyledi:

"Referandum bir şahsın, siyasi parti veya sadece Kürtlerin değil ancak Kürdistan halkının kararıdır. Bu karar neden verildi diye sorarsanız; Irak merkezi hükümetiyle tüm yollar denendi ancak tüm çabalar başarısızlıkla sonuçlandı. Maalesef, Irak'ta gerçek bir ortaklık sağlanamadı. Gerçek bir ortaklık sağlanamayıp, başka bir çözüm yolu da önerilmezse Allah korusun istenmeyen başka olaylar meydana gelebilir."

DEMOKRASİYİ TANIMIYOR

"Kerküksüz Kürdistan, kalbi olmayan insana benzer. Kerkük’ü zor kullanarak Kürdistan’dan ayırmak isteyen tüm güçlere karşı Kürdistan halkı son ferdine kadar savunmaya hazırdır. Hiç kimsenin Kerkük’ün güvenlik ve istikrarını bozmasına izin vermeyeceğiz. Bizim referanduma karşı olan tüm kesimlere saygımız var. Ama onların da Kerkük halkının büyük çoğunluğunun isteğine saygı duyması gerekiyor." diye konuşmasına devam eden Barzani, Irak Meclisi'nin demokratik bir oylama ile aldığı kararı tanımadığını ilan etti.

"Türkiye bağımsızlık adımını attı, Erdoğan Batı'ya meydan okuyor" Türkiye'nin Rusya'dan aldığı S-400 hava savunma sistemlerini değerlendiren Fransız yazar, Türkiye'nin bağımsızlık adımı attığını söyledi.

Türkiye ile Rusya arasında S-400 hava savunma sistemleri konusunda anlaşmaya varıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu konuda kararlı olduklarını, Rusya'ya kaporanın verildiğini açıkladı.

KILIÇDAROĞLU ANLAŞMANIN KARŞISINDA

Erdoğan'ın bu açıklamalarını değerlendiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, S-400'lerin olumsuz sonuçlar doğuracağını belirterek anlaşmanın karşısında durduğunu ortaya koydu.

ABD KAYGILIYIZ DEDİ

Anlaşmada sona yaklaşılmasıyla ABD'den de üst üste anlaşmanın iptali için açıklamalar geldi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, durumu "kaygı verici" olarak nitelendirdi.

FRANSIZLAR BUNU KONUŞUYOR

Türkiye'nin bu alanda attığı büyük adım, Fransız medyasını da meşgul etmeye başladı. Ülkede yayın yapan Le Figaro yazarı Pierre Avril, S-400 alımını köşesine taşıdı.

"TÜRKİYE BATI'YA BAĞIMLIYDI"

"Bu anlaşma, Rusların “Batı 2017” adını verdiği ve NATO’nun endişesine neden olan askeri tatbikatların arifesine rastlıyor." ifadelerini kullanan Fransız yazar, "Türkiye’nin mevcut hava savunma sistemleri Batı’ya bağımlıydı." diye yazdı.

"ERDOĞAN BATI'YA MEYDAN OKUDU"

Pierre Avril, yazısına şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Rusya ile yaptığı anlaşmanın “stratejik menfaatlerden” kaynaklandığını belirtti ve Batılılara meydan okurcasına “Artık bağımsızlığımızla ilgili kararları tek başımıza alacağız.” dedi."

Referandum öncesi şok iddia! Görevden alınacak Irak'ta Cumhurbaşkanı Fuad Masum'un görevden alınması için imza toplanmaya başladığı iddia edildi.

Irak Başbakanı Haydar el-İbadi, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) 25 Eylül'de düzenlemeyi planladığı referandumun yasal olmadığını yineleyerek, tek taraflı adım atılmasını kabul etmeyeceklerini belirtti.

Başbakan İbadi, ülkenin güneyindeki Zikar vilayetini ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, "Bölgesel yönetimin referandumu anayasaya aykırıdır. Biz Irak'ın birliğinden yanayız ve adı Irak olan bu vatanda hep beraber yaşamak istiyoruz" dedi.

"Tek taraflı adım atılmasını kabul edemeyiz ve bu mümkün de değil" diye konuşan İbadi, ülke topraklarının kurtarılmasının son aşamasına geldiklerini ve terör tehdidine karşı güvenlik güçlerini eğitip donatmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.

CUMHURBAŞKANINI DÜŞÜRME HAMLESİ

Öte yandan Bağdat'ta bazı siyasi çevrelerden edinilen bilgiye göre, referandum planlarına karşı meclisin en büyük grubu olan Şii Ulusal Koalisyonu ile Sünnilerin en büyük grubu Irak Güçler Birliği Koalisyonu'ndan milletvekilleri, Kürt kökenli Cumhurbaşkanı Fuad Masum'u görevden almak için imza toplamaya başladı.

Meclisin ayrıca Kerkük Valisi Necmeddin Kerim'i de azletmeyi gündeme aldığı iddia ediliyor.

MECLİS REFERANDUMU REDDETMİŞTİ

Irak meclisi, dünkü oylamada IKBY'nin 25 Eylül'de gerçekleştirmeyi planladığı "bağımsızlık referandumunu" reddetmişti. Öte yandan Diyala ve Salahaddin vilayetlerindeki yerel yönetimler de referandumun kendi sınırları dahilinde yapılmasını reddetme kararı almıştı.

Rusya'da kırmızı alarm! 10 bin kişi tahliye edildi Rusya'nın başkenti Moskova'da, peş peşe gelen ihbarlar üzerine 10 bin kişi ve kentin birçok yeri bomba şüphesiyle tahliye edildi.

Rusya'nın başkenti Moskova'da bomba paniği yaşanıyor. Yetkililerin yaptığı açıklamaya göre, eş zamanlı yapılan ihbarlar nedeniyle yaklaşık 10 bin kişi, tren istasyonları, AVM'ler ve üniversitelerden tahliye edildi.

Russia Today'in haberine göre, ihbarları nedeniyle alarma geçti. Yaklaşık 20 bölgenin boşaltıldığını duyuran yetkililer, bu bölgeler arasında üniversitelerin, tren ve metro istasyonlarının yanı sıra AVM'lerin de bulunduğu öğrenildi.

KÖPEKLER VE UZMAN EKİPLER İNCELEMEDE BULUNUYOR

Olayda, uzman birliklerin ve müdahale köpekleri bulunan memurların binaları inceledikleri belirtildi.

İŞTE TAHLİYE EDİLEN YERLER

Etkilenen yerler arasında başkentin en büyük demiryolu istasyonlarından üçü, Kızıl Meydan'ın yanında bulunan ünlü alışveriş merkezi GUM da dahil olmak üzere bir düzineden fazla alışveriş merkezi ve içlerinde Moskova Devlet Tıp Üniversitesi ve Moskova Devlet Enstitüsü de olmak üzere en az üç üniversite yer aldı.

Cerrahi operasyon gibi müdahale yapılıyor! Eski ordu komutanlarından emekli Orgeneral Ergin Saygun, "SİHA ile çok hassas şekilde cerrahi bir operasyon gibi müdahale yapılmaktadır." dedi.

Eski ordu komutanlarından emekli Orgeneral Ergin Saygun, AA muhabirine, insansız hava araçlarıyla ilgili tartışmalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

Ergin Saygun, çok geniş kullanım yelpazesinde büyük faydalar sağlayabilecek İHA'ların öneminin Türkiye'de tam olarak anlaşılamadığını belirtti.

İHA ve SİHA'ların, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve emniyet teşkilatı dışında pek kullanılmadığını dile getiren Saygun, İHA'ların muhtemel kullanma yerlerinden bazılarını kaçak göçmenlerin takibi, deniz kirliliği kontrolü, orman yangınlarının gözetlenmesi, barajlardaki su seviyelerinin tespiti, tarım ürünlerinin rekoltelerinin hesaplanması, yüksek gerim hatlarındaki arızaların tespiti, kaçak yapılaşmanın kontrolü, gösteri ve nümayişlerin kontrolü olarak sıraladı.

Eski ABD Hava Kuvvetleri Komutanının, 1943 yılında, havacılığın geleceğinin İHA'larda olduğunu söylediğini hatırlatan Saygun, "Bizde ise İHA'lar çok sonraları gündeme gelebilmiştir. Önce bir Heron meselesi ortaya çıkmıştır. İsrail'den direkt alım yani mevcut ne ise gidip alnacak. Bu öyle değil. Üst yüklenici TAİ, alt yüklenici İsrail firması, onun alt yüklenicisi de ASELSAN. Projenin yürümeyeceği daha baştan belli. Nitekim İsrail, ASELSAN'ın yaptığı kamerayı kullanmamak için çeşitli bahaneler yürütünce proje durdu. Bu sefer kiralama yöntemine gidildi. İsrailliler kiralanmış olan Heronları uçurmamak için çeşitli bahaneler yarattı. PKK'lılar, Heronların uçuşlarına mani olunması için İsrailli hahamları devreye soktular." ifadelerini kullandı.

"ENGELLEME ÇABALARINA RAĞMEN ENVARTERE GİRDİ"

Bu sıkıntıların, milli İHA'ların bir an önce geliştirilmesi için itici güç oluşturduğunu, bu kapsamda ilk aşamada mini İHA'ların envantere girdiğini anlatan Saygun, bunların, elle atılabilmesi açısından önemli olduğunu söyledi. Bir keşif kolu veya birliğin, tepesinde uçuracağı bu İHA'larla yaklaşan her türlü tehdidi görebileceğini söyleyen Saygun, mini İHA'ların halen yaygın olarak kullanıldığını belirtti.

Emekli Orgeneral Saygun, tedarik sürecindeki bütün sıkıntı ve engelleme çabalarına rağmen taktik İHA'ların da birkaç yıl önce envantere girdiğini, hemen ardından ROKETSAN'ın ürettiği lazer güdümlü füzeyi atacak kabiliyete ulaşarak SİHA kategorisine yükseldiğini hatırlattı.

Güvenlik güçlerinin milli insansız hava araçları sayesinde operasyonlarda anlık tespit, takip ve imha kabiliyetine ulaşmasının terörle mücadeleye katkısını da değerlendiren Saygun, Türkiye'nin, gökyüzünde sınırları içinde ve dışında, 24 saat tamamen milli İHA sistemleriyle güvenlik ağı kurduğunu söyledi.

Bu durumun, milli savunma sanayi açısından büyük bir başarı olduğunu kaydeden Saygun, "Böylesine bir başarı birçok halkadan oluşan uzun bir zincirin her bir halkasının ancak mükemmel bir uyum içinde çalışmasıyla mümkün olabilmektedir. Milli olarak geliştirilen İHA'lar için, milli operatörler, pilotlar, kumanda merkezi personeli eğitiliyor, güvenlik ağının altyapısı kuruluyor, harekat sevk ve idare merkezleri teçhiz edilip orada ilgili karar mekanizmaları oluşturuluyor, sonra görevler başlıyor." diye konuştu.

YARIM METREDEN AZ HASSASİYETLE HEDEFE İSABET

Aynı zamanda bu yüksek teknoloji sistemlerin lojistik zincirlerinin kurulduğunu ve istihbaratın, bilgi füzyonu ile istihbarat uzmanlarınca kıymetlendirildiğini vurgulayan Saygun, sözlerine şöyle devam etti:

"Saatlerce süren bütün bu koordine ve kıymetlendirmelerden sonra hedefin terörist olduğu netleştirilince, gerekli irade ortaya konularak SİHA ile çok hassas şekilde cerrahi bir operasyon gibi müdahale yapılmaktadır. Halen kullanılan milli sistemler, sınıfının en iyisi olup hem otonomi yani akıllı olması hem de görüntü netliği ve kullanılan milli akıllı mühimmat açısından çok daha gelişmiştir. İHA ve mühimmat çok sessiz olmasının yanı sıra yarım metreden az hassasiyetle hedefe isabet etmektedir. Eskiden istihbarat beklenecek, bilahare operasyon planlanacak, saatlerce belki günlerce Mehmetçik dağda bayırda gezecek, belki pusuya düşecek, belki de şehit olacaktı. Bunların ikmali, tahliyesi vesaire daha büyük ve uzun planlamaları gerekli kılacaktı. 250, 500, 1000 librelik bombalar kullanılarak savaş uçaklarıyla da müdahale edilmektedir ancak savaş uçaklarının ve silahlı helikopterlerin sesi duyulduğundan teröristin kaçma ihtimali yüksektir."

Saygun, günümüzde kuvvet çarpanı olan İHA/SİHA'ların kullanılmasıyla ilk defa teröristi hiç fark ettirmeden yakalayabilen, çok hassas görme imkanı sağlayan, saatlerce üzerinde durup, takip edip karar verme imkanı veren ve doğrudan hedefe çok hassas biçimde angaje olmayı sağlayan çok caydırıcı teknolojinin devreye girdiğine dikkati çekti.

Basında çıkan ve teröristlerin moral bozukluğunu açıkça gösteren "silahlı ve silahsız kanatların hareket kabiliyetlerini sıfıra indirdiği, termal kameralardan kaçınmak için aldıkları tedbirlerin artık bir işe yaramadığı" yönündeki ifadeleri hatırlatan Saygun, "İnsan elbette yine devrede olacaktır ancak ateş hattının çok gerisinde olduğundan, onu stres altına alıp yanlış karar vermesine sebep olacak unsurlar artık ortadan kalkmıştır. Örneğin can havliyle tetiğe basmasını veya silahını ateşlemesini gerektirecek bir durum mevcut değildir. Tersine soğukkanlı bir şekilde üst karargahlardan da izlenebilen görüntülere dayanan sağlam bir karar verme mekanizması ve ağı bulunmaktadır." ifadelerini kullandı.

DÜNYA ÇAPINDA BÜYÜK BAŞARI

Terörle mücadele açısından yüksek teknolojik güvenlik ağını kurup sevk ve idare etmenin harekat ve operasyonel anlamda dünya çapında büyük başarı olduğunu vurgulayan Saygun, teknolojinin milli olarak geliştirilmesinde ve savunma sanayinin kazanımı haline gelmesinde TSK'nın ve devletin büyük katkısı olduğuna vurgu yaptı.

İHA'ları ve yüksek teknolojiyi etkin biçimde, istihbarattan harekata ve operasyona dönüştürmenin, dünyada çok az sayıda ülkenin başarabildiği bir kabiliyet olduğunu belirten Saygun, "Milli İHA'ları ve milli akıllı mühimmatı geliştirip üreten 6 ülkeden biriyiz. Envanterdeki 30 İHA ile 25 bin uçuş saatini aşmış bu sistemlerle İHA kabiliyeti, operasyonel birikim anlamında dünyadaki en ileri ülkelerden biriyiz." değerlendirmesinde bulundu.

HATA ORANI SIFIR

ABD'nin büyük para ve zaman harcayarak geldiği bu teknolojik seviyeye Türkiye'nin, çok daha az bütçe ile ve kısa sürede ancak yüksek motivasyonla ulaştığına dikkati çeken Saygun, ABD'nin, bilmediği ve hakim olmadığı coğrafyalarda, yerleşim bölgelerine ilişkin duyarlılık göstermeksizin İHA ve SİHA operasyonları yürüttüğünü söyledi. Bu yüzden ABD'nin gerçekleştirdiği operasyonların, sivil kayıplara neden olan hata oranının yüksek olduğunu anlatan Saygun, "Ancak Türkiye'de durum tamamen farklıdır. Bu operasyonlar kendi coğrafyamızda, personelimizin karış karış bildiği ve son derece tecrübeli olduğu bölgelerde, yerleşim bölgelerinden uzakta, terörist ve sivil halkı kesinlikle ayırt ederek son derece dikkatle, koordinasyon içinde yapılmaktadır. Bu nedenle hata oranı sıfırdır." dedi.

İHTİYAÇLAR DOĞRU TESPİT EDİLMELİ

"Yerli ve milli mühimmat ile araç gereç miktarlarının artmasının ne büyük mutluluk olduğunu en fazla meslek hayatlarının çok büyük kısmında yardım malzemesi kullanmanın ezikliğini yaşamış olan bizim kuşaklar bilmektedir." ifadelerini kullanan Saygun, silah, araç ve gereçlerdeki milli, yerli oranının çok daha fazla artmasının, Almanya, ABD başta olmak üzere bazı ülkelerin askeri malzeme satışını Türkiye'ye siyasi baskı uygulamak için bir manivela olarak kullanmalarına mani olacağını vurguladı. Saygun, "Bunun için de gerçek ihtiyaçlar doğru tespit edilmeli, kuvvetler bütçeden daha fazla pay kapma yarışına son vermelidir." değerlendirmesinde bulundu.

"İHA/SİHA'ların çok fazla hata yaptığını düşünmüyorum"

İHA/SİHA'ların teröristle mücadelede hata payına ilişkin görüşlerini de açıklayan Saygun, "İHA/SİHA'ların çok fazla hata yaptığını düşünmüyorum çünkü elektronik olarak ölçüm yapıyorlar. Bu ölçülmede ve görüntü alınmasında insan faktörü yoktur. Verilen hedefi lazerle kendi işaretler, bıraktığı bomba lazer ışınına oturur ve hedefi vurur. Ayrıca milli İHA/SİHA ile icra edilen operasyonlarda, teröristin kolu bacağı, kullandığı silahın markası dahi net bir şekilde görüntülenebilmekte, bu görüntüler harekat merkezlerinde karar vericiler tarafından diğer istihbarat kaynaklarından gelen bilgiler ile beraber değerlendirilerek ve hedef saatlerce izlenerek büyük hassasiyetle icra edilmektedir." diye konuştu.

Orgeneral Saygun, Genelkurmay Başkanlığının dünkü açıklamasının, söylediklerini teyit ettiğini belirtti.

"Türkiye'de NATO SİHA/İHA Mükemmeliyet Merkezi kurulması düşünülmeli"

Türkiye'nin, dünyada kendi silahlı İHA'sını üreten ve ihraç eden 6'ncı ülke konumunda olmasının, bölgesel güç hedefine olumlu katkıda bulunacağını vurgulayan Saygun, "Ama önemli olan öncelikle kendi ihtiyaçlarımızı karşılamaktır. Pek çok ülkede sanayinin lokomotifi mevcuttur. İHA'lar da Türkiye'de sanayinin lokomotifi olabilir. Bu konuyu üzerinde düşünülmeye değer buluyorum. Ayrıca ülkemizde bir NATO SİHA/İHA Mükemmeliyet Merkezi kurulması da düşünülmelidir." dedi.

İHA/SİHA'ların terörle mücadeleye katkısı ortadayken bazı kesimlerin bundan rahatsızlık duymasına ilişkin de değerlendirme yapan Saygun, şunları kaydetti:

"SİHA/İHA sessiz, ucuz, insan faktörü ve bu faktörün sebep olabileceği olumsuzluklardan uzak, süratli, reaksiyon zamanıyla tam bir baskın sağlayan hava aracıdır. Teröristlere zarar verilmesinden rahatsız olan ve her türlü siyasi mülahazanın üzerinde tutulması gereken böyle milli bir davada devletin karşısına çıkanların kimlere hizmet ettikleri de izahtan varestedir."

Gaziantep'te 'canlı bomba'ya operasyon! Suriye'de silah, patlayıcı ve canlı bomba eğitimi aldığı belirtilen terör örgütü DEAŞ mensubu, Gaziantep'te operasyonla yakalandı.

Suriye'de silah, patlayıcı ve canlı bomba eğitimi  aldığı belirtilen terörist yakalandı.

Gaziantep Valilği'nden yapılan açıklamaya göre, DEAŞ terör örgütünün Türkiye'deki  bağlantıları aracılığıyla yürüttüğü örgütsel faaliyetler ve eylem yapması  muhtemel örgüt mensuplarının tespiti ile deşifresine yönelik çalışma başlatıldı. Bu kapsamda Suriye’de silah, patlayıcı madde ve canlı bomba eğitimi aldığı şeklinde bilgiler elde edilen terör örgütü mensubu operasyonla gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen zanlı, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Çıldırıyorlar! Avrupa'nın tek derdi bu: Türkiye'yi nasıl dize getiririz? AP vekillerinden komik Türkiye çıkışı: Elimizde muhalefeti yıpratmadan Erdoğan'ı hedef alacak bir enstrümanımız var.

Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu'nda milletvekilleri Türkiye ilişkilerini tartışmak için toplandı. Vekiller, "Elimizde muhalefti yıpratmadan Erdoğan'ı hedef alacak bir enstrümanımız var, o da Gümrük Birliği'nin genişletilmesi konusu. Aynısı, Türkiye'ye yapılan silah ihracatı için de geçerli" dedi.

Avrupa Birliği'nin (AB) Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn'ın açılış ve kapanış konuşmasını yaptığı oturumda bir çok milletvekili söz alarak, AB Komisyonu ve Konseyi'ni Ankara'ya yumuşak davranmakla suçladı.

'TÜRK DIŞ POLİTİKASI AB-RUSYA GERİLİMİNİ HİÇE SAYIYOR'

PKK'nın Suriye'deki faaliyetlerinden her fırsatta övgüyle bahseden İngiliz AP vekili Charles Tannock, Türkiye'nin dış politakasının AB'yle tezat durumda olduğunu iddia etti. "Son olarak Rusya'dan 2.5 milyar dolara S400 füze savunma sistemi alınmasını gördük. Bu karar sadece Rusya ve Batı arasındaki gerilimi gözardı etmiyor, aynı zamanda Suriye'deki AB politikalarına da ters bir durum. Türkiye'nin PYD karşı yürüttüğü harekatlar da başka bir örnek. Ayrıca [Güney] Kıbrıs'ın kendi karasularında petrol arama faaliyetlerini de taciz ediyorlar.''

'MUHALEFETİ YIPRATMADAN ERDOĞAN'I HEDEF ALACAK'

Alman milletvekili Ska Keller, "Erdoğan'ına yaptıkları güçlü bir Avrupa yanıtı verilmeli" diye sözlerine başlayarak, AB'ye yapılmasını istediği maddeleri sıraladı. "Elimizde muhalefeti yıpratmadan Erdoğan'ı hedef alacak bir enstrümanımız var, o da Gümrük Birliği'nin genişletilmesi konusu. Aynısı, Türkiye'ye yapılan silah ihracatı için de geçerli. Türkiye, PKK ile bir savaşın içinde ve bugün AB ülkelerinden Türkiye'ye silah satılıyor. Bırakın fabrika dolusu silahları, bir tek silah bile oraya yollanmamalı."

'HAPİSTEKİLER ÇIKMADAN DİYALOG YOK'

Liberaller Başkanvekili Alexander Graf Lambsdorff, Avrupalıların 77'isinin Türkiye'nin üyeliğine karşı olduğunu ve bu yüzden Komisyonun yapacağı şey üyelik müzakerelerine bir an önce son vermek için adım atmak olduğunu savundu. "Bir çok konuda konuşalabilir, Hapse girenler çıkmadıkça diyalog sürdürülemez." Lambsdorff, Türkiye konusunda havlu atılmadıkça, AP kürsüsünden bir daha Türkiye adına yorum yapmayacağını söyledi.

'TÜRKİYE SEYAHAT UYARISIYLA AB'Yİ KOMİK DURUMA SOKTU'

Hristiyan Demokrat Grubu Milletveki Renate Sommer, AB Komisyonu ve Konseyi'nin Türkiye'ye karşı tavır almadığını savunup, kriz durumunun değişmesi için beklediklerini iddia etti. "AB kendini gülünç duruma sokuyor, mesela Türkiye'nin Almanya'ya seyahat uyarısı yapması gibi. Şu net ki, Gümrük Birliği'ni şuan güncelleyemeyiz ve şunu Türk halkına iyi anlatmalıyız: bizim Türkiye'ye ihtiyacımızdan çok onların bize ihtiyacı var. Ekonomik yaptırımların uygulanması da işe yarayabilir."

'BOŞUNA MÜZAKERE YÜRÜTEN AB, BUGÜNÜN HASTA ADAMIDIR'

Türkiye'yi Kıbrıs'ı işgal etmek ve teröristlere yardım etmekle itham eden Fransız AP Milletvekili Edouard Ferrand, müzakerelerin bir an önce sona erdirilerek Ankara'nın cezalandırılması gerektiğini savundu. "100 yıl önce Türkiye için Avrupa'nın hasta adamı diyorduk ama bugün bence gerçek hasta adam AB'dir. Boşu boşuna Türkiye ile müzakere ediliyor. Yanlış yoldasınız. Hem kendi zamanınızı hem de Türkiye'nin vaktini çaldınız bu anlamsız müzakerelerle."

PYD VE PKK İLE MASAYA OTURMA ÇAĞRISI

Polanya'lı vekil Janusz Korwin-Mikke, "Türkiye sınırında yeni bir Kürdistan var. Türk ordusu saldırmak için hazır bekliyor. AB, Türkiye'yi PYD ile bir anlaşmaya zorlamalı" derken, Rum vekil Neoklis Sylikiotis AB'nin Türkiye'yi Güney Kıbrıs'ı tanımaya ve PKK ile çözüm sürecine oturmak için baskı yapmaya çağırdı. "Eğer değişen bir şey olmayacaksa Gümrük Birliği'ni güncellememeli."

EKONOMİK YAPTIRIM ÇAĞRILARI

Angel Dzhambazki Türkiye'nin tarihsel, kültürel ve geleneksel olarak bir Avrupa ülkesi olmadığını ve bu yüzden adaylığın gereksiz olduğunu savundu. "Benim asıl sorum, ne zaman Türkiye'ye yaptırım uygulayacağız?" Alman vekil David McAllister ise, "AB hiç bir şekilde Gümrük Birliği'ni güncellememeli" diyerek, Türk ekonomisinin zarar görmesi gerektiğini savundu.

P24'ten bir skandal daha Liberal görünümlü FETÖ oluşumu Platform24’ün “işbirliği” sahtekarlığı devam ediyor.

Fetullahçı ihanet şebekesi, kripto oluşumları üzerinden güç kazanabilmek için sinsi faaliyetlerini sürdürüyor. Tepe yöneticisi Yavuz Baydar’ın FETÖ firarisi olduğu Platform24 adlı sözde bağımsız gazetecilik oluşumunun “işbirliği” sahtekarlığında yeni hedefi Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) oldu. FETÖ’cü P24, internet sitesinden yayınladığı ‘işbirlikçiler’ listesinde CÜ’yü de ekledi. CÜ yetkilileri ise P24’le hiçbir bağlantılarının olmadığını ve logolarının izinsiz şekilde eklendiğini söyledi.

ŞİMDİ DE CÜ’YE BULAŞTILAR

FETÖ’nün liberal kılıflı medya platformu olan, tutuklu FETÖ’cü gazeteciler için çeşitli kampanyalar yürüten, örgütün firari militanlarının kitaplarını basan Platform24’ün internet adresi “platform24.org” üzerinden yayınlanan “İşbirliği yaptığımız kurumlar” başlıklı bölüm, Akit’in haberinin ardından bir kez daha güncellendi. Daha önce İstanbul Üniversitesi’nin (İÜ) isim ve logosunu “işbirlikçiler” listesine ekleyen, “Bu neyin işbirliği” başlıklı haberimiz ve İÜ’nün tepkisi sonrası geri adım atarak İÜ’yi sitesinden silen P24, yeni güncellemesinde Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’ni listesine dahil etti. Birçoğu yabancı kuruluş olan, Alman vakıflarının da yer aldığı işbirlikçiler listesinin 20. sırasına Cumhuriyet Üniversitesi’nin ismi, logosu ve internet adresi eklendi. Çıkarılmak zorunda kalınan İstanbul Üniversitesi’nin yerine konulduğu anlaşılan Cumhuriyet Üniversitesi ile P24’ün, “devlet desteği” aldığı algısı oluşturmak istediği ifade edildi.

“YA LOGOMUZU KALDIRIRSINIZ YA DA DAVA AÇARIZ”

P24’ün yaptığı işbirliği listesi güncellemesi hakkında Akit’in ulaştığı Cumhuriyet Üniversitesi yetkilileri, logolarının izinsiz şekilde eklendiğini belirttiler. Rektörlüğünü Prof. Dr. Alim Yıldız’ın yaptığı CÜ’nün P24 ile hiçbir bağlantılarının bulunmadığı aktarıldı. 2014 yılında İletişim Fakültesi’nde P24 tarafından verilmiş bir konferans olduğunu, daha önceki üniversite yönetiminin izniyle gerçekleştirilen bu etkinlik haricinde P24 ile hiçbir bağı ve bağlantılarının olmadığını kaydeden CÜ yönetimi, noter yoluyla P24’e ihtarname çekeceklerini aktardılar. Cumhuriyet Üniversitesi’nin isim ve kurumsal logosunun FETÖ’cü medya oluşumu P24’ün sitesinden kaldırılmaması durumunda hukuki yollara başvurulacağı öğrenildi.

P24 FETÖ’YE DESTEĞİNİ SAKLAMIYOR

Hasan Cemal’in kurduğu, FETÖ firarisi Yavuz Baydar’ın kurucu üyesi olduğu P24, Alman vakfı “Friedrich Naumann Vakfı”nın finansörlüğünde kitap basımları yapıyor. P24 yöneticisi olan FETÖ firarisi Yavuz Baydar’ın “Bir Açık Hava Hapishanesi Olarak Haber Merkezi: Türkiye Medyasında Yozlaşma ve Otosansür” kitabını Alman Friedrich Naumann Vakfı’nın desteğiyle basan P24, interet sitesi ve sosyal medya adreslerinde FETÖ’nün tutuklu tetikçileri Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan, Şahin Alpay gibi isimler için kampanyalar yürütülüyor. P24, FETÖ’cü Altan kardeşler, Ilıcak ve Alpay’ın serbest bırakılması için kamuoyu çalışması yapıyor.

{relation id:374031 slug:'bu-neyin-isbirligi'}

{relation id:375792 slug:'akit-yazdi-p24-desifre-oldu'}