'Anamın duası babamın gölgesi'.

 BEKTAŞ ERGÜL (105): 1942'de buğday ve su kıtlığı had safhadaydı. Başbakan İsmet İnönü'nün araçları taşlanıyor, halk "Bizi aç bıraktın, öldürüyorsun" diye isyandaydı. O günlerden bolluk, birlik ve huzurun dalga dalga yayıldığı günleri yaşıyoruz. Bunlar Türkiye'yi yaşatan, yücelten ve canıyla koruyan Erdoğan'ın sayesinde. Türkiye'nin ikinci baharını gördük. Reis-i Cumhur sadece Türkiye'nin değil dünyadaki tüm mağdur ve mazlumların umudu.

‘Anamın duası babamın gölgesi’

Giriş Tarihi: 20.2.2019  23:24 Güncelleme Tarihi: 21.2.2019  07:31

BAŞKAN ERDOĞAN: Bazı araçların arkalarında “Anamın duası, babamın gölgesi yeter” yazıyor. Milletimiz için, sadece duası bile anaya babaya ömür boyu hizmet etmek için yeterli. Bizim gibi ülkeler için nüfus güçtür.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, dün Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın düzenlediği 1. Yaşlılık Şurası açılışında konuştu. Erdoğan, özetle şöyle dedi:
 Dünya nüfusu gelişmiş ülkelerde hızla yaşlanıyor, ciddi bir gelecek endişesi içindeler. Asya ve Afrika kıtaları ile Güney Amerika, ortalamanın üzerinde büyüyen nüfuslarıyla dünyanın geleceğine talipler. Türkiye'nin durumu da iç acıcı gözükmüyor. Ülkemizde 65 yaş üzeri nüfus oranı yüzde 8.8. Bu da 7.2 milyon demek. 2040'da iki katına ulaşacak.
 İşte bunun için en az üç çocuk, mümkünse daha fazlasını tavsiye ediyorum. Çünkü dinamik genç nüfus yapısını sağlam tutalım. Bizim gibi ülkeler için nüfus güçtür.
 Zaman zaman bazı araçların arkalarında okuduğum yazıda "Anamın duası, babamın gölgesi yeter" sözleri yer alıyor. Gerçekten de bizim milletimiz için, başka hiçbir beklentiye girmeden, sadece duası bile anaya babaya ömür boyu hizmet etmek için yeterli bir sebep. Ben anacığımın ayağının altını öperdim. Ayağını çekerdi. "Anacığım bana cennet kokusunu çok mu görüyorsun?" derdim, ağlardı. Şayet bir evde büyükanne, büyükbaba, anne, baba ve torunlar bir arada yaşayabiliyorsa o ev gerçekten günün 24 saati yaşayan, günün 24 saati içinde huzur bulunan bir yerdir.
 Yaşlıların tek başına hayatlarını sürdürdüğü, çocukların da tek başlarına büyüdüğü bir dünya bizim dünyamız değildir. Biz köklerimizle varız, biz sizlerle varız. Huzurevi tabelalarının arttığı değil, kuşakların aynı çatı altında birlikte yaşadığı bir Türkiye istiyoruz. Anneciğini, babacığını huzurevine bırakan evlatlar değil, onlarla beraber yaşayan evlatlar istiyoruz.
 Yaşlılık maaşı biz geldiğimizde 24 liraydı, şimdi 601 lira. Hiçbir vatandaşımızın mağdur olmamasını temin ettik.

ASIRLIK ÇINARLAR SABAH'A KONUŞTU:
Reis-i Cumhur dünyanın umudu
Yaşlılık Şûrası'nda ülkenin dört bir yanından gelen asırlık çınarlar Türkiye'nin dünü ile bugününü SABAH'a anlattı:
 BEKTAŞ ERGÜL (105): 1942'de buğday ve su kıtlığı had safhadaydı.
Başbakan İsmet İnönü'nün araçları taşlanıyor, halk "Bizi aç bıraktın, öldürüyorsun" diye isyandaydı. O günlerden bolluk, birlik ve huzurun dalga dalga yayıldığı günleri yaşıyoruz. Bunlar Türkiye'yi yaşatan, yücelten ve canıyla koruyan Erdoğan'ın sayesinde. Türkiye'nin ikinci baharını gördük. Reis-i Cumhur sadece Türkiye'nin değil dünyadaki tüm mağdur ve mazlumların umudu.
 YAŞAR BAŞTÜRK (102): Ölmeden Başkan'ı gördüm. Onu öyle çok seviyorum ki yaşlı kalbim yerinden çıkacak sanki. Allah reisin gölgesini bu vatanın üzerinden eksik etmesin. Öşür vergisinde İsmet İnönü zamanında çok dayaklar yedim, işkence gördüm.
Şimdi devlet almıyor yağmur gibi yağdırıyor.
 HÜSEYIN AKKANAT (109): Burdur'dan geldim. Ben Atatürk'ü ata bindirip uğurladığım Ankara'ya 109 yıl sonra ilk kez ayak bastım, oğul Erdoğan sayesinde. Menderes, Özal'ı koruyamadık, Reis'e sahip çıkacağız. Eski devlet duvardı şimdiki şefkat.

 ŞÜKRIYE ÖZBEY (107): "Oğlum" dediğim Erdoğan'ı çok seviyorum . O bu ülkeyi çok seviyor, gözünden koruyor. Yoklukla yoğrulduk ta ki bu evladımız gelene kadar.
Erdoğan oğlumu çiğköfteye davet ettim, 27'sinde Urfa'ya gelecek, ellerimle yoğuracağım.
 AYŞE GÜLER (101): Ömrümden alıp Allah onun ömrüne versin. Uzun oğlum benim.
Ömrümün son demlerine güneş gibi doğdu. Bu ülkenin eski halinde yok olduk, yıprandık, acılarla dolduk ama bugün 100 yıl sonra bu çocuk bize baharlar yaşattı.
 KORE GAZİSİ NURETTİN EBİL (94): Biz bu lidere hayranız çünkü Türkiye'nin onurunu hep baş üstünde tuttu, masaya yumruğunu vurdu. "Önce millet, önce memleket" dedi. Yabancı ülkelere karşı bizi ezdirmedi. Reis-i Cumhurumuzla bu ülkenin on yıllardır hayal ettikleri gerçek oldu. Türkiye dört nala ilerliyor. Çok çalışan, bu ülkeyi kısa zamanda şaha kaldıran bu güzel evlada el vermek gerekli.

ALLAH BAŞKANIMIZI BAŞIMIZDAN AYIRMASIN
BAŞKAN Erdoğan, törenin sonunda 100 yaşını aşmış 8 asırlık çınara ödül verdi. Erdoğan, 101 yaşındaki Hüseyin Akkanat ile tokalaştıktan sonra, "Eli o kadar güçlü ki parmaklarımı birbirine geçirdi. Maşallah" dedi. Cumhuriyetin en eski öğretmenlerinden Kıymet Gazez (104) Mehmet Akif Ersoy'un Çanakkale Şehitleri'ne şiirinden bir bölüm okudu. Erdoğan da bir bölümü okuyarak, "Düet yaptık" dedi. Gazez, "Başkanımızı başımızdan Allah ayırmasın. Teröristlerle mücadelesi kurtarıyor" dedi.