73 FETÖ ablasına dava

İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Savcıları'ndan Gökalp Kökçü tarafından FETÖ/ PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında örgütün "abla yapılanmasında" oldukları iddia edilen 73 şüpheli hakkında dava açıldı. Geçtiğimiz günlerde, İstanbul merkezli 7 ilde FETÖ/PDY'nin kadın yapılanmasına yönelik operasyon başlatılmış, Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri ve MİT ortak operasyonuyla "abla" diye tabir edilen kadın yapılanmasına yönelik 40 kişi gözaltına alınmıştı.

73 FETÖ ablasına dava

Giriş Tarihi: 29.06.2017 09:22 Son Güncelleme Tarihi: 29.06.2017 10:25

FETÖ’nün “abla yapılanması” iddianamesinde, mali kanatta görevli Çiğdem A.’nın 15 Temmuz sonrası bir MİT’çiyle görüştüğü ve söz konusu MİT elemanının da kurumdan ihraç edildiği belirtildi

İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Savcıları'ndan Gökalp Kökçü tarafından FETÖ/ PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında örgütün "abla yapılanmasında" oldukları iddia edilen 73 şüpheli hakkında dava açıldı. Geçtiğimiz günlerde, İstanbul merkezli 7 ilde FETÖ/PDY'nin kadın yapılanmasına yönelik operasyon başlatılmış, Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri ve MİT ortak operasyonuyla "abla" diye tabir edilen kadın yapılanmasına yönelik 40 kişi gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanların ifadelerine başvuruldu ve büyük bir kısmının ByLock kullanıcısı olduğu tespit edildi.

O MİT GÖREVLİSİ DE İHRAÇ EDİLDİ
Alınan ifadelerde, örgütün finansman ablasının ise Çiğdem A. olduğu tespit edildi. Çiğdem A.'nın, 30 Kasım 2016 günü ankesörlü bir telefondan bir erkek şahıs tarafından arandığı ve telefondaki şahısla buluştuğu kaydedildi. İkilinin buluşma yerine cep telefonlarını bırakmak suretiyle gittikleri belirlendi. Buluşma adım adım izlenirken FETÖ ablası ile buluşan şahsın Aykut Akbulut olduğu belirlendi. 15 Temmuz darbe girişimine kadar MİT bünyesinde görev yaptığı tespit edilen Akbulut'un FETÖ şüphesi nedeniyle MİT'le ilişiğinin kesildiği ve kurumundan ihraç edildiği anlatıldı. Akbulut hakkında da ayrı bir soruşturma yürütüldüğü de öğrenildi.

EŞİ DE FETÖ'DEN ARANIYOR
Çiğdem A.'nın Ümraniye ilçesinde bulunan bir AVM'de faaliyet gösteren bir eczane sahibi olduğu, avukat eşinin FETÖ'den arandığı ve onun da ByLock kullandığı da tespit edildi. 15 Temmuz öncesi, Çiğdem A. ve eşi Yusuf A.'nın zorla, himmet adı altında insanlardan para topladıkları ve terör örgütünün finansmanı noktasında aktif faaliyette bulundukları ileri sürüldü. 73 "FETÖ ablası" hakkında düzenlenen iddianame ise, Başsavcı Vekili İsmail Uçar tarafından onaylanarak Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.

Hesaplar deşifre oldu

FETÖ'nün, 17/25 Aralık hükümete darbe girişimi sırasında algı operasyonu yürütmek için kurduğu sosyal medya hesapları 17/25 sonrası değişen istihbarat kadroları tarafından mercek altına aldı. Sadece 'bascalan', 'bilaloglan', 'haramzadeler' hesapları değil 'yıldız kulis', 'acem uşakları', 'Fuat Avni' hesaplarının da dönemin FETÖ 'üssü' Emniyet İstihbarat Dairesi'nden yönetildiği saptandı. 'Bascalan' hesabının ABD'de yaşayan ve üniversitede öğretim üyesi olan bir karı-koca tarafından açıldığı anlaşıldı.

FETÖ'nün güç merkezleri ve mücadele...

Mahmut Övür bugünkü köşe yazısında FETÖ ile mücadelede avantaj ve dezavantajları yazdı. Bu farkındalığın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dönemine denk gelmesini büyük şans olarak niteleyen Övür FETÖ'nün güç aldığı odakları da tespitlerine ekledi. İşte yazısından öne çıkanlar;

FETÖ'yü, ABD derin yapısının soğuk savaş sonrasına hazırladığını, onların da o rolü kapmak için canhıraş çalıştığını artık biliyoruz. Sadece merkez ülke Türkiye'de değil, dünyanın 170'i aşkın ülkesinde örgütlenmesinin sırrı burada saklı. Asıl hedef de 90'lardan sonra açık açık "düşman" ilan edilen İslam'ı ve şaşırtıcı değil İslam'la özdeşleştirilen Türkiye'yi içeriden kuşatmak.

Bu küresel kumpasın, geç de olsa Cumhurbaşkanı Erdoğan döneminde fark edilmesi bir şans. Ancak ne yazık ki, bu şans hâlâ iyi değerlendirilmiyor.

En önemli problem de başını CHP'nin çektiği AK Parti karşıtı muhalefetin bu sürece bakışı... İşte Türkiye'nin temel sıkıntısı burada başlıyor. CHP'den HDP'ye, sol aydınlardan Meral Akşener'in başını çektiği MHP'li muhaliflere hepsi, FETÖ'ye karşı devletin ve Türkiye toplumunun mücadelesine katkı vermiyor. İnanılmaz bir durum bu. Muhalefetteki hiçbir partinin gündeminde FETÖ'yle mücadele yok. CHP'nin bunu yapmayacağı "kontrollü darbe" demesinden belliydi. Şimdi devam eden "adalet" yürüyüşü de aslında en çok FETÖ'cülerin işine yarıyor ve onları "umut"landırıyor.