10 soruda ABD'deki Halkbank kumpası

15 Temmuz başarısız darbe girişimi sonrası ABD, Türkiye'yi uluslararası arenada yıpratmak için FETÖ'cülerin uydurdukları sahte belgelerle başlattığı karalama operasyonunda, Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla'yı tutukladı. ABD bu operasyonda FETÖ'cü hakim ve savcıları kullandı. Peki neden Halkbank? Halkbank ambargoyu deldi mi? ABD'nin gerçek amacı nedir?

10 soruda ABD'deki Halkbank kumpası.. Giriş Tarihi: 20.11.2017 21:47 Güncelleme Tarihi: 21.11.2017 06:29

15 Temmuz başarısız darbe girişimi sonrası ABD, Türkiye'yi uluslararası arenada yıpratmak için FETÖ'cülerin uydurdukları sahte belgelerle başlattığı karalama operasyonunda, Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla'yı tutukladı. ABD bu operasyonda FETÖ'cü hakim ve savcıları kullandı. Peki neden Halkbank? Halkbank ambargoyu deldi mi? ABD'nin gerçek amacı nedir? İşte kumpasın perde arkası...

1- HALKBANK DAVASI NEDİR?
FETÖ'nün 17-25 Aralık emniyet ve yargı girişimi davasının devamıdır. FETÖ'nün kumpas delil ve kurgu iddialarla oluşturduğu ve ABD'de devam eden davadır.



HALKBANK AMBARGOYU DELDİ Mİ?
Türkiye'nin İran ile yaptığı ticarette işlemin Türkiye tarafı Rıza Sarraf'tı. Halkbank bu ticarette aracı rolündeydi. Halkbank'ın yaptığı tüm işlemler Birleşmiş Milletler kuralları çerçevesindeydi.



ABD NEDEN HALKBANK'I HEDEF ALDI?
Halkbank, Kuzey Irak petrol ve doğalgazının dünyaya satışında son yıllarda önemli rol oynamaya başladı. Özellikle Pakistan ve Hindistan'ın İran'la ticaretinde etkin bir oyuncu oldu. Halkbank aracılık ettiği bu ticaret hacmi 100 milyar doları buldu. Bu durum ABD ve İsrail'i rahatsız etti.

Terörün arkasındaki adam ABD'nin terör tiyatrosu DEAŞ'lıların tahliye edilip yerlerine PKK'lıların yerleştirilmesiyle deşifre oldu. Bölgedeki terörün arkasındaki güç olan ABD’nin Suriye, Irak ve Türkiye’deki terör saldırıları Brett McGurk tarafından organize ediliyor.

ABD- DEAŞ-PKK ittifakı sonrası Suriye'nin Rakka kentindeki teröristler ABD'nin bölgedeki operasyonlarını yöneten sömürge valisi Brett McGurk'ün politikaları doğrultusunda güvenli noktalara götürüldü. ABD güdümünde faaliyet gösteren iki kanlı terör örgütüne hem silah hem lojistik destek sağlayan McGurk'ün Türkiye'deki pek çok terör eyleminini organize eden teröristlere arka çıkması, ülkemizdeki terör mağdurlarını da harekete geçirdi. DEAŞ ve PKK tarafından çocukları, anne babaları şehit edilen, sakat bırakılan pek çok mağdur, teröre verilen örtülü desteğin cezasız bırakılmamasını istiyor. ABD'nin PKK'ya açıkça desteğine dikkat çeken terör mağdurları, "Hukuki açıdan destek verilirse her türlü yasal hakkımızı kullanırız" diyor.

ARANAN TERÖRİSTLERE KUCAK AÇTILAR
Irak'ın işgalinin ardından bölgeye atanan ve ABD'nin DEAŞ'la Mücadele Özel Temsilcisi sıfatıyla sömürge valisi gibi hareket eden Mcgurk'ün PKK'ya yaptığı her türlü silah ve lojistik destek ile DEAŞ'a alan açan politikaları hem Suriye'de hem ülkemizde yüzlerce şehit vermemize neden oldu. Herkesin gözü önünde yaşanan gelişmelerin ardından son olarak ülkemizde bombalı eylemlerde parmağı bulunan ve 300'ün üzerinde kişinin ölümünden sorumlu tutulan teröristlerin Rakka'dan çıkarılan teröristler arasında olduğu belirtiliyor. Kandil'den PKK'yı yöneten onlarca teröristin Suriye'de ABD tarafından korunup kollanması da hem terör örgütlerine yardım eden ülkelere hem de bu yardımlarda fiili olarak görev yapan görevlilere yönelik hukuki yaptırımları gündeme getirdi.

HUKUKİ YAPTIRIM UYGULANSIN
"Bu kişilerin kaçırılması sadece Türkiye'nin problemi değil tüm dünyanın problemi" diyerek tepki gösteren hukukçular, PKK-DEAŞ devir-teslim tiyatrosunu yöneten McGurk'un Türk adli makamlarınca yargılanabileceğini belirtiyor. Hukukçular, Türk Ceza Kanunu uyarınca örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin örgüt üyesi olarak cezalandırılabileceğini ifade ediyor. Örgüte yardım etme suçunun nerede işlenirse işlensin devletin bu kişileri yargılayabileceğini aktaran hukukçular, bu suçun yabancı tarafından, yabancı ülkede işlenmesi durumunda da Türk kanunlarının uygulanacağını ifade ediyor. Hukukçular ayrıca Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde girişimde bulunma hakkının olduğunu da ifade ediyor.

Nagehan Alçı Reza Sarraf davasını yorumladı

ABD’nin Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalıştığını ifade eden Alçı, Dolar ile operasyon çekildiğini ifade etti.

Gazeteci Nagehan Alçı, ABD’de tutuklu bulunan Reza Sarraf davasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

TÜRKİYE'YE KARŞI OPERASYON

Konuya ilişkin birçok bilgisinin olduğunu ancak dava süreci nedeniyle açıklayamadığını belirten Alçı, yaşananların Türkiye’ye bir operasyon olduğunun altını çizdi.

DOLAR'I KULLANIYORLAR

Amerika’nın Reza Sarraf davası ile Dolar’ı etkisi altına aldığını ifade eden gazeteci Alçı, davanın devamında Türkiye’ye karşı bazı yaptırımların olabileceğinin ancak iki ülke arasındaki görüşmelerin sıkı bir şekilde devam ettiğini sözlerine ekledi.

DAVANIN ERTELENME İHTİMALİ VAR

Aralık ayında görülmesi planlanan davanın gerçekleşmesi durumunda ilişkilerin sıkıntıya gireceğini belirten Nagehan Alçı, davanın ertelenme ihtimalinin de yüksek olduğunu ifade etti.

Türkiye ekonomisine büyük operasyon Sabah gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu, bugün köşesinde dış güçler tarafından Türkiye'ye yapılmak istenen operasyonu ele aldı.

Sabah gazetesi yazarlarından Okan Müderrisoğlu, bugün köşesinde yazdığı yazıdı dış güçler tarafından Türkiye'ye oynanmak istenen karanlık oyunu yazdı. Ahlak dışı operasyonun tesadüf olmadığının altını çizen Müderrisoğlu, ekonomik operasyonla neyin amaçlandığını ele aldı.

İşte Müderrisoğlu'nun o yazısı

NATO zemininde Türkiye'ye çekilen "ahlak dışı operasyonun" bir tesadüf olmadığını, yeni NATO planlamalarına da dikkat etmek gerektiğini belirterek yazıya giriş yapayım. Suriye krizinin en kritik anlarında Patriot hava savunma sistemlerini çekerek Ankara'yı zayıf duruma düşürmekle kalmayıp, Türkiye'nin bu yöndeki teknolojik yeteneğini geliştirmesine de yardımcı olmayan NATO'nun, Rusya'dan temin edilmekte olan S 400 hava savunma sisteminden rahatsızlık duyması sürpriz değil. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, "O iş bitti" açıklamasını da dikkate alarak detaylarına girmeden kısa bir bilgi vereyim. İlk etapta 1.5 milyar dolarlık bir paket söz konusu. İçinde taksitli ödeme seçeneği ve satıcı kredisi de mevcut. Ve bu konunun mali detayları bu hafta tamamlanacak.

***

Gelelim asıl konumuza... Prof. Dr. Kerem Alkin Hoca, hafta başı verdiği röportajda, Türkiye ekonomisi üzerine oynanan oyunlara değindi. Onun bıraktığı yerden devam edeyim. Önümüzdeki 50 gün hakikaten çok önemli ve belirleyici. Bilhassa kur üzerinden geliştirilmek istenen "istikrarsızlaştırma hamlesi" ile "faizleri artırma baskısı!" Arkasında bir dizi stratejik hesabın yattığı, jeopolitik ve jeoekonomik faktörlerin de rol oynadığı güncel Türkiye denklemi, çok sağlam durmamızı gerektiriyor.
Sıcak paranın her an aradığı dış siyasi risk unsurları devrede.
Kâr realizasyonu peşinde koşan para oyuncuları sahada.
Aktifini büyütmek ve en büyük olmak derdindeki bankalar en önde.
Sendikasyon kredilerini çevirmek için ek beklenti içine giren finans grupları da sırada.
Dolayısıyla, faizlerin artmasını sağlasalar, kendilerince Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın bileğini bükmüş olacaklar. Oysa "köprü pozisyonuna getirilmek istenen gücün" Türkiye olduğu çok açık. Ve şunu da iyi biliyoruz ki 2018'in ilk aylarından itibaren enflasyon yeniden tek haneye inecek ve halihazırdaki "geçici çift haneli enflasyon" gerekçesi de ortadan kalkacak. İşte bu yüzden, "faiz oyununa gelmeden" biraz daha dayanmak ve 2018 sonrasını görerek hareket etmek en doğrusu.

***

Bu vesile ile altını çizmek gerekirse... Merkez Bankası, enflasyonla mücadelede yalnız bırakılmamalı. Para ve kur politikasında kullanılabilecek tüm araçları yeri ve zamanı geldiğinde devreye sokan Merkez Bankası'na, siyaset kurumu başta olmak üzere Maliye, BDDK ve Hazine de destek olmalı. Merkez Bankası'nın politika araçlarındaki bağımsızlığı ayrı bir konu, Merkez'in gardını düşürerek Türkiye ekonomisinin kaşını açarak, ringde havlu atmasını isteyenlere karşı dirençli ve birlikte duruş sergilemek apayrı bir konu.
İçinden geçtiğimiz zorlu süreç, ekonomi yönetimindeki kadroların, bir ağızdan ve aynı kararlılıkla konuşmasını, konuştuklarını hayata geçirmesini ve piyasaları ikna etmesini gerektiriyor. Vatandaş, bugünkü puslu ortamda kimin inançlı çalıştığını, kimin yarım ağız beyanla kaçamak yaptığını, kimin inanmadığı halde bir iki cümleyi güç bela yan yana getirdiğini feraseti ile görüyor.
Özetle... Türkiye ekonomisi, büyük bir sınama ile karşı karşıya. Büyük sınavları inananlar, çalışanlar ve kararlılık gösterenler kazanır.

Size kim servis etti ? SABAH, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ABD’ye gönderdiği Rıza Sarraf soruşturmasına ilişkin sorulara ulaştı: Ne başsavcılığımız ne de bakanlığımız size belge sunmuştur. Peki, iki savcınız 3 bin iletişim kaydı ve sır niteliğindeki belgelere nasıl ulaştı?

ABD'li iki savcı Preet Bharara ve Joon H. Kim hakkında soruşturma başlatan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Adalet Bakanlığı kanalıyla ABD yetkili adli makamlarına gönderdiği resmi yazının ayrıntıları belli oldu. İstanbul Başsavcı Vekili Hasan Yılmaz tarafından kaleme alınan iki sayfalık yazıda, halen ABD'de tutuklu bulunan Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın avukatı Cathy Fleming'in New York Güney Bölge Mahkemesi'nde 30 Ekim 2017'de verdiği yeminli ifadesi dayanak gösterildi. Avukat Cathy Fleming tarafından dile getirilen ve yargılama dosyasına sunulan belge, evrak içeriklerinden T.C. vatandaşlarının birbirleri arasında yapmış oldukları 3 bin iletişim kaydı ile özel hukuk hükümlerine tabii ticari sırların olduğuna vurgu yapıldı. Avukatın, "Yargılama dosyasına sunulan belge ve delillerin çalıntı, sahte içerikli ve kaynağı belli olmayacak nitelikte" olduğu şeklindeki ifadelerinin altı çizildi.

SERVİS EDENLER NEREDE?
Söz konusu belgelerin Türkiye Cumhuriyeti adli makamlarından ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan resmi yollardan talep edilmeksizin yargılama dosyasına konulduğu kaydedildi. ABD yetkili makamlara gönderilen yazıda, "İddia edilen belge, ses kaydı ve içeriklerin ne şekilde elde edildiği, ne zaman elde edildiği, kimin aracılığı ile elde edildiği ve elde edilen kişilerin nerede olduğu ve bu yöndeki yazılı ifadelerin nelerden ibaret olduğu konularında bilgi verilmesi, bütün belge kayıt ve içeriklerin makul olan en kısa süre içerisinde tarafımıza incelenmek üzere gönderilmesi" talebine yer verildi.

SAVCILARI SORUŞTURUN

Yine herhangi bir adli istinabe istemi yapılmaksızın yargılanan sanıklar aleyhine kaynağı belli olmayacak şekilde belge ve evraklar sunulduğu kaydedilen yazıda, soruşturmayı yürüten eski savcı Preet Bharara ve şuan da görevde olan Joon H. Kim'in atılı suçları işleyip işlemediklerini tespit etmek istendiği kaydedildi. Yazıda, adli yardımlaşma talebinin dayanağı olarak ise de 'Türkiye Cumhuriyeti ve ABD arasında suçluların geri verilmesi ve ceza işlerinde karşılıklı yardım anlaşması' gösterildi.

O BELGELERİ BİZİMLE PAYLAŞIN

1-New York Güney Bölge Mahkemesi'nde devam eden yargılamada Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, kurumlarının birbiri arasında yaptıkları iddia edilen, iletişim içeriklerine ve ticari sırlarına dair yasa dışı ve sahte evraklar, ifadeler ve yasa dışı kayıtlar yargılama dosyasına sunulmuş mdur? Sunulmuş ise kim tarafından hangi yollarla iletilmiş, ABD makamları hangi yasal dayanaklarla elde etmiştir?

2-Dosyadaki belgelerin temini hususunda, Türkiye Cumhuriyeti yetkili adli makamlarından bilgi, belge ve evrak temini talebinde bulunulmuş mudur? Talepte bulunmamış ise bu belge ve evrakların nereden, kimler vasıtasıyla hangi usul ve yöntemler izlenip elde edilmiştir?

3-İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yaptığı inceleme ve araştırmalarda, ABD yetkili adli makamlarına ne başsavcılığımızca ne de Adalet Bakanlığımız aracılığı ile iddia edilen biçimde herhangi belge, içerik, ses kaydı verilmediği anlaşılmaktadır. İddia edilen belgelerin nelerden ibaret olduğu konularında bilgi verilmesini, içeriğin en kısa sürede tarafımıza incelenmek üzere gönderilmesini talep ediyoruz.

...........