Türk Tarih Kurumu’nun eski Başkanı Yusuf Halaçoğlu’ndan...

Türk Tarih Kurumu'nun eski Başkanı Yusuf Halaçoğlu'ndan flaş Ayasofya açıklaması: Ortada bir sahtekarlık var!.

Ayasofya ibadete açılacak mı? Bütün Müslümanların beklediği soru yanıtını bekliyor. Öte yandan Ayasofya tartışmaları da gündemdeki sıcaklığını sürdürüyor. Danıştay'ın 2 Temmuz'da vereceği Ayasofya kararına kısa bir süre kala Türk Tarih Kurumu eski Başkanı Yusuf Halaçoğlu'ndan çarpıcı açıklamalar geldi. Ayasofya'yı müzeye çeviren kararnamedeki imzanın Atatürk'e ait olmadığını, kararın Resmi Gazete'de yayınlanmadığını, 1948'de ilk kararname ile çelişen başka bir kararname

21 Haziran 2020 - 10:44

'nun eski Başkanı 'ndan flaş Ayasofya açıklaması: Ortada bir sahtekarlık var!

Giriş Tarihi: 21.6.2020  10:36 Son Güncelleme: 21.6.2020  11:19

Ayasofya tartışmaları devam ederken ’nun eski Başkanı ’ndan flaş bir açıklama geldi. Halaçoğlu, Ayasofya’yı müzeye çeviren kararnamedeki imzanın Atatürk’e ait olmadığını söyleyerek “Belgeler ortada bir sahtekârlık olduğunu ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı.

Ortada bir sahtekarlık var!

, Ayasofya'nın sahte belge ve imza ile camiden müzeye çevrildiğini söyledi. Halaçoğlu, Ayasofya'yı müzeye çeviren kararnamedeki imzanın Atatürk'e ait olmadığını, 'de yayınlanmadığını, 1948 yılında ilk kararname ile çelişen başka bir kararname ortaya çıktığını aktardı. İşte Halaçoğlu'nun açıklamalarından satır başları:

İLK KARŞI ÇIKAN ALMAN PROFESÖR
1931 yılında ABD'li Thomas Whittemore Türkiye'ye gelerek, Ayasofya'da bulunan mozaiklerin çıkarılması için izin istedi. 1932 yılında  Bakanı Abidin Özmen tarafından 9 kişilik bir komisyon kuruldu. İstanbul Müzeler Müdürü Aziz Ogan, Tahsin Öz, Osman Ferit Bey bir de  Erkhard Ungar vardı. Bunlar bir rapor hazırladılar. Raporda şu tavsiyelerde bulundular. Caminin müze haline getirilmesi için Thomas'ın çalışmaları bitirilmelidir. Dış kısımlar, kapı pencereler tamir edilmelidir dediler. Son cemaat mahallinin teşhir edilecek hale getirilmesini istediler. Bakın son cemaat mahalli diye vurguluyorlar. Camiye bitişik kimsesizler yurdunun yıkılmasını istediler. Aslında bu Fatih'in kurduğu medrese idi. Avlu tanzim edilerek açık müze yapılmalıdır. Caminin ibadet kısmı ileride tekrar ibadete kapatılarak müze haline getirilmelidir diyorlar. Son maddeye Alman Profesör Ungar karşı çıkıyor ve "Hayır cami olmalı kalmalıdır" diyor.

ATATÜRK DE TEPKİ GÖSTERDİ
Caminin kapatılması talebini Abidin Özmen'e soruyorlar. "Haddini aşmış bunlar. Biz hem müze hem ibadethane olmasını arzu ediyoruz" diyor. Dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya da rapordaki "Ayasofya tümüyle müze yapılmalı" ifadesine 'in tepki gösterdiğini ifade ediyor. "Ona sorduğumuzda olamaz böyle bir şey. Bizim hedefimiz böyle bir şey değil" diyor. Atatürk'ün 1935 yılında müzeyi gezdiğini söylüyorlar. Caminin içi değil avlu kısmı müze olarak açılıyor, Atatürk orayı geziyor. Hiçbir haberde binanın içini gezdi demiyor.

VAKFİYESİ YOKTUR YALANI
Ayasofya'nın müzeye çevrilmesi ile ilgili planların yapıldığı dönemde 1934'te, Maarif Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne bir yazı yazarak Ayasofya'nın vakfiyesi olup olmadığını soruyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü ise o tarihte Ayasofya'nın vakfiyesinin olmadığını belirtiyor. Oysa Ayasofya'nın vakfiyesi var ve özel olarak saklanıyor. Ayasofya munzam bir vakıftır. Yani satılması, parçalanması, başkalarına devredilmesi kanunen yasaktır. Azınlık vakıflarının malları iade eden devletimiz, Ayasofya'nın mallarını iade etmeli ve camiye dönüştürmelidir.

 

O KARARNAME UYDURMA
Ayasofya'nın müze yapılmasına dayanak gösterilen kararname uydurma. 1924 Anayasası'na göre kararnameler Resmi Gazete'de yayınlandıktan sonra yürürlüğe girer.  1934 yılında yayınlandığı iddia edilen kararname Resmi Gazete'de yok. "2762 sayılı Vakıflar Yasası'na göre bu konudaki bazı kararnamelerin yayınlanma mecburiyeti olmadığı" iddia ediliyor. Bu Yasa 5 Haziran 1935'te çıktı. Yani bu yasa maddesi bahse konu 24 Kasım 1934 yılında yayınlanan kararnameyi kapsamaz.

ATATÜRK İMZALAMADI
Soyadı Kanunu, 27 Kasım 1934'te Resmi Gazete'de yayınlandı. Mustafa Kemal de Atatürk soyadını aldı. Yani o Mustafa Kemal o tarihten önce Atatürk soyadını kullanamaz. Bahse konu kararnamede 'Atatürk' soyadı yer alıyor. Hem de Atatürk'ün resmi imzalarda kullanmadığı büyük 'a' harfi ile. Bu imza ile ilgili benim kanaatim, Ayasofya ile heyetin raporu bakanlar kurulunda imzaya açıldı. Bakanlar imzaladı Atatürk'ün önüne getirildi. Ancak Atatürk imzalamadı bu yüzden de Resmi Gazete'de yayımlanamadı. Atatürk'ün ölümünden sonra da bir el onun imza denemelerinde kullandığı imzayı attı.

 

BİRBİRİ İLE ÇELİŞEN 2 KARARNAME VAR
'ın haberine göre; O dönem camiler Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlıydı. 1948 yılında Milli Eğitim Basımevi tarafından bir kitap basılıyor. "Eski eserler ve müzelerle ilgili kanun nizamname ve emirler" başlıklı bir kitap. Milli Eğitim Bakanlığı Şube Müdürü olan Nurettin Can tarafından yazılıyor. Bu kitabının 61 ve 65. sayfaları arasında bir kararname var. Ancak bu bilinen kararnamenin aynısı değil, ifadeler başka. Ortada bir sahtekarlık olduğu anlaşılıyor.

Türk Tarih Kurumu'nun eski Başkanı Yusuf Halaçoğlu'ndan flaş Ayasofya açıklaması: Ortada bir sahtekarlık var!

Son dakika: ’den ‘’ anketi! Başkan Erdoğan’a sunuldu

’nin  ile ilgili yaptırdığı anket, Başkan Erdoğan’a sunuldu. Ankete göre; AK parti ve ’lilerin yüzde 90’ı, İYİ Parti tanının yüzde 70’i ve  tabanının yüzde 40’ının Ayasofya’nın cami olarak yeniden ibadete açılmasını doğru bulduklarını ifade etti.

AK Parti’den ‘Ayasofya’ anketi

 toplantısında   Başkanı Hamza Dağ tarafından sunulan ankete göre; AK parti ve 'lilerin yüzde 90'ı, İYİ Parti tanının yüzde 70'i ve  tabanının yüzde 40'ının 'nın cami olarak yeniden ibadete açılmasını doğru bulduklarını ifade etti. Milliyet'in haberine göre bu yönde bir düzenlemeyi desteklemeyenler ise uluslararası ilişkiler ve AB'nin olası tepkisini gerekçe gösterdi.



Danıştay'ın 2 Temmuz'da Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği'nin, Ayasofya'yı müzeye dönüştüren Bakanlar Kurulu kararının iptali için açtığı davadan çıkacak kararın, Ayasofya ile ilgili atılacak adımda etkili olacağı kaydediliyor. Danıştay'ın ret kararı vermesinin de hükümetin tasarrufuna engel oluşturmayacağı belirtiliyor. AK Parti kurmayları, müze statüsünün kaldırılması planlanan Ayasofya'da ilk namazın 15 Temmuz'da kılınabileceğini ifade etti.

Son dakika:  Genel Başkanı 'den Ayasofya açıklaması!

Son dakika haberleri...  Genel Başkanı , "’nin tasarruf hakkı sadece ’ye aittir. Başka mihrak ve ülkelere yalnızca halt yemek düşecektir." dedi.

Bahçeli'den Ayasofya açıklaması!

 Genel Başkanı , "'nin tasarruf hakkı sadece 'ye aittir. Başka mihrak ve ülkelere yalnızca halt yemek düşecektir." dedi. Bahçeli "MHP'nin görüşü çok nettir. Ayasofya Camisi, Müslüman gönüllerle buluşmalı, kapısı ibadete mutlaka açılmalıdır." mesajını verdi.

"SAKAT VE SOYSUZ TEKLİF SAHİPLERİNE..."
Devlet Bahçeli, "İnanç zafiyeti yaşadıklarından cami ile müze arasında gelgit yaşayan, hatta Ayasofya'nın cuma günü cami, pazar günü de Kilise olması yönünde kanaat bildiren sakat ve soysuz teklif sahiplerine de maalesef esefle tesadüf edilmiştir. Ayasofya Cami hakkında Yunanistan'ın dayatmaları, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın yayımladığı Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu hem inancımıza hakaret hem de milli egemenlik haklarımıza ayıplı bir saldırıdır. Ayasofya Camisi'nin müze işleviyle UNESCO dünya kültürel miras listesinde yer almasının herhangi bağlayıcı yanı da bulunmayacaktır. Müzeden cami, camiden de müze olamayacaktır." dedi.

'tan '' mesajı: 'un mührüdür

AK Parti Genel Başkanvekili ve  Milletvekili  A Haber'de gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.  meselesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kurtulmuş, "Ayasofya bizim bu coğrafyayı sahiplenmemizin belgesidir. İstanbu'un mührüdür" dedi.

Ayasofya İstanbul'un mührüdür

AK Parti Genel Başkanvekili ve  Milletvekili  A Haber'de gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.  meselesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kurtulmuş, "Ayasofya bizim bu coğrafyayı sahiplenmemizin belgesidir. İstanbu'un mührüdür" dedi.

İşte Kurtulmuş'un Ayasofya meselesine ilişkin açıklamaları:
Ayasofya müzeye dönüştürüldüğünden beri 'de tartışmalı bir meseledir. Ve bunu sadece bir siyasi bir konuymuş gibi gündeme getirmenin doğru olmadığı kanaatindeyim. Ayasofya milletimizin aslında İstanbul'a, İstanbul üzerinden Anadolu topraklarına, Türkiye'nin şu anda üzerine oturduğu topraklara sahiplenmesinin belgesidir. Burada bir tapu belgesini de gösteriyorsunuz. Fatih'in vakfıdır, fethin kılıç hakkıdır ve bu anlamda Ayasofya'nın bir Müslüman mabedi olarak kıyamete kadar bu topraklarda var olması aslında burayı fetheden, burayı bir Müslüman Türk şehri haline dönüştüren  Han'ın da vakfiyesine uymaktır. Dolayısıyla bunu öncelikle böyle görmemiz lazım. Zamanın şartları içerisinde buranın müze olması kabul edilmiş. Tabii Ayasofya dediğimiz sadece oradaki binadan da ibaret değildir.

AYASOFYA İSTANBUL'UN TÜRKİYE'NİN MÜHRÜDÜR
Ayasofya aslında bir komplekstir. Saatiyle, medresesiyle diğer oradaki varlıklarıyla Ayasofya bir Külliye'dir aslında. Ayasofya Külliyesi'nin tamamı da Fatih Vakfiyesidir. Dolayısıyla burası aslında İstanbul'un, Türkiye'nin mührüdür. Ve Ayasofya'nın kıyamete kadar da bu kimliğini koruması Türkiye'deki 83 milyon vatandaşımızın tamamının bu ülkeye bağlılığının göstergesidir. Yani Ayasofya'nın aslına dönmesini, bir ibadethane haline, bir Müslüman ibadethanesi haline dönmesini istemek için illa çok fazla dindar olmaya da gerek yoktur. Ayasofya'nın cami olmasını istemek, Ayasofya üzerinden İstanbul üzerine vurulan mührü kabul etmek demektir. Çocukluğumuzdan beri milyonlarca vatandaşımız 'zincirler kırılsın, Ayasofya açılsın' şeklinde sloganlar attı. Bizler de attık bu sloganları. Kahir ekseriyet bu konuya böyle yaklaşmıştır. Dolayısıyla bu, bu topraklara ait olmanın bir meselesi olarak görünmesi gerekir. Türkiye'ye, bu medeniyete, bu kültüre ait olmanın bir talebi olarak ortaya çıkar. Bugün yapılan kamuoyu araştırmasında sadece falanca partiyi destekleyenler değil, T.C vatandaşlarının çok büyük kısmı Ayasofya'nın asli hüviyetine dönmesini, bu fikri desteklediği herhangi bir kamuoyu araştırmacısı tarafından da ortaya koyulabilir.

Yusuf Halaçoğlu’ndan çarpıcı Ayasofya açıklaması "Belgeler ortada bir sahtekârlık var"

Ayasofya ibadete açılacak mı? Bütün Müslümanların beklediği soru yanıtını bekliyor. Öte yandan Ayasofya tartışmaları da gündemdeki sıcaklığını sürdürüyor. Danıştay'ın 2 Temmuz'da vereceği Ayasofya kararına kısa bir süre kala Türk Tarih Kurumu eski Başkanı Yusuf Halaçoğlu'ndan çarpıcı açıklamalar geldi. Ayasofya'yı müzeye çeviren kararnamedeki imzanın Atatürk'e ait olmadığını, kararın Resmi Gazete'de yayınlanmadığını, 1948'de ilk kararname ile çelişen başka bir kararnamenin ortaya söyleyen Halaçoğlu, "Belgeler ortada bir sahtekârlık olduğunu ortaya koyuyor" dedi.

BU ALBÜMÜ PAYLAŞ

Yusuf Halaçoğlu’ndan çarpıcı Ayasofya açıklaması Belgeler ortada bir sahtekârlık var

Yusuf Halaçoğlu, Ayasofya'nın sahte belge ve imza ile camiden müzeye çevrildiğini söyledi. Halaçoğlu, Ayasofya'yı müzeye çeviren kararnamedeki imzanın Atatürk'e ait olmadığını, Resmi Gazete'de yayınlanmadığını, 1948 yılında ilk kararname ile çelişen başka bir kararname ortaya çıktığını aktardı.

İşte o belgeler ve Yusuf Halaçoğlu'nun mesajları...

GALERİ DEVAM EDİYOR
Yusuf Halaçoğlu’ndan çarpıcı Ayasofya açıklaması Belgeler ortada bir sahtekârlık var

İşte Halaçoğlu'nun açıklamalarından satır başları:

İLK KARŞI ÇIKAN ALMAN PROFESÖR

1931 yılında ABD'li Thomas Whittemore Türkiye'ye gelerek, Ayasofya'da bulunan mozaiklerin çıkarılması için izin istedi. 1932 yılında Milli Eğitim Bakanı Abidin Özmen tarafından 9 kişilik bir komisyon kuruldu. İstanbul Müzeler Müdürü Aziz Ogan, Tahsin Öz, Osman Ferit Bey bir de Alman Profesör Erkhard Ungar vardı.

Yusuf Halaçoğlu’ndan çarpıcı Ayasofya açıklaması Belgeler ortada bir sahtekârlık var

Bunlar bir rapor hazırladılar. Raporda şu tavsiyelerde bulundular. Caminin müze haline getirilmesi için Thomas'ın çalışmaları bitirilmelidir. Dış kısımlar, kapı pencereler tamir edilmelidir dediler. Son cemaat mahallinin teşhir edilecek hale getirilmesini istediler. Bakın son cemaat mahalli diye vurguluyorlar.

Yusuf Halaçoğlu’ndan çarpıcı Ayasofya açıklaması Belgeler ortada bir sahtekârlık var

Camiye bitişik kimsesizler yurdunun yıkılmasını istediler. Aslında bu Fatih'in kurduğu medrese idi. Avlu tanzim edilerek açık müze yapılmalıdır. Caminin ibadet kısmı ileride tekrar ibadete kapatılarak müze haline getirilmelidir diyorlar. Son maddeye Alman Profesör Ungar karşı çıkıyor ve "Hayır cami olmalı kalmalıdır" diyor.

Yusuf Halaçoğlu’ndan çarpıcı Ayasofya açıklaması Belgeler ortada bir sahtekârlık var

ATATÜRK DE TEPKİ GÖSTERDİ

Caminin kapatılması talebini Abidin Özmen'e soruyorlar. "Haddini aşmış bunlar. Biz hem müze hem ibadethane olmasını arzu ediyoruz" diyor. Dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya da rapordaki "Ayasofya tümüyle müze yapılmalı" ifadesine Mustafa Kemal'in tepki gösterdiğini ifade ediyor.

Yusuf Halaçoğlu’ndan çarpıcı Ayasofya açıklaması

"Ona sorduğumuzda olamaz böyle bir şey. Bizim hedefimiz böyle bir şey değil" diyor. Atatürk'ün 1935 yılında müzeyi gezdiğini söylüyorlar. Caminin içi değil avlu kısmı müze olarak açılıyor, Atatürk orayı geziyor. Hiçbir haberde binanın içini gezdi demiyor.

Yusuf Halaçoğlu’ndan çarpıcı Ayasofya açıklaması

VAKFİYESİ YOKTUR YALANI

Ayasofya'nın müzeye çevrilmesi ile ilgili planların yapıldığı dönemde 1934'te, Maarif Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne bir yazı yazarak Ayasofya'nın vakfiyesi olup olmadığını soruyor.

Yusuf Halaçoğlu’ndan çarpıcı Ayasofya açıklaması

Vakıflar Genel Müdürlüğü ise o tarihte Ayasofya'nın vakfiyesinin olmadığını belirtiyor. Oysa Ayasofya'nın vakfiyesi var ve özel olarak saklanıyor.

Yusuf Halaçoğlu’ndan çarpıcı Ayasofya açıklaması

Ayasofya munzam bir vakıftır. Yani satılması, parçalanması, başkalarına devredilmesi kanunen yasaktır. Azınlık vakıflarının malları iade eden devletimiz, Ayasofya'nın mallarını iade etmeli ve camiye dönüştürmelidir.

Yusuf Halaçoğlu’ndan çarpıcı Ayasofya açıklaması

O KARARNAME UYDURMA

Ayasofya'nın müze yapılmasına dayanak gösterilen kararname uydurma. 1924 Anayasası'na göre kararnameler Resmi Gazete'de yayınlandıktan sonra yürürlüğe girer.

Yusuf Halaçoğlu’ndan çarpıcı Ayasofya açıklaması

24 Kasım 1934 yılında yayınlandığı iddia edilen kararname Resmi Gazete'de yok. "2762 sayılı Vakıflar Yasası'na göre bu konudaki bazı kararnamelerin yayınlanma mecburiyeti olmadığı" iddia ediliyor.

Yusuf Halaçoğlu’ndan çarpıcı Ayasofya açıklaması

Bu Yasa 5 Haziran 1935'te çıktı. Yani bu yasa maddesi bahse konu 24 Kasım 1934 yılında yayınlanan kararnameyi kapsamaz.

Yusuf Halaçoğlu’ndan çarpıcı Ayasofya açıklaması

ATATÜRK İMZALAMADI

Soyadı Kanunu, 27 Kasım 1934'te Resmi Gazete'de yayınlandı. Mustafa Kemal de Atatürk soyadını aldı. Yani o Mustafa Kemal o tarihten önce Atatürk soyadını kullanamaz.

Yusuf Halaçoğlu’ndan çarpıcı Ayasofya açıklaması

Bahse konu kararnamede 'Atatürk' soyadı yer alıyor. Hem de Atatürk'ün resmi imzalarda kullanmadığı büyük 'a' harfi ile. Bu imza ile ilgili benim kanaatim, Ayasofya ile heyetin raporu bakanlar kurulunda imzaya açıldı. Bakanlar imzaladı Atatürk'ün önüne getirildi.

Yusuf Halaçoğlu’ndan çarpıcı Ayasofya açıklaması

Ancak Atatürk imzalamadı bu yüzden de Resmi Gazete'de yayımlanamadı. Atatürk'ün ölümünden sonra da bir el onun imza denemelerinde kullandığı imzayı attı.

Yusuf Halaçoğlu’ndan çarpıcı Ayasofya açıklaması

BİRBİRİ İLE ÇELİŞEN 2 KARARNAME VAR

Yeni Şafak'ın haberine göre; O dönem camiler Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlıydı. 1948 yılında Milli Eğitim Basımevi tarafından bir kitap basılıyor. "Eski eserler ve müzelerle ilgili kanun nizamname ve emirler" başlıklı bir kitap. Milli Eğitim Bakanlığı Şube Müdürü olan Nurettin Can tarafından yazılıyor. Bu kitabının 61 ve 65. sayfaları arasında bir kararname var. Ancak bu bilinen kararnamenin aynısı değil, ifadeler başka. Ortada bir sahtekarlık olduğu anlaşılıyor.

Yusuf Halaçoğlu’ndan çarpıcı Ayasofya açıklaması

.Yusuf Halaçoğlu’ndan çarpıcı Ayasofya açıklaması "Belgeler ortada bir sahtekârlık var"

Ayasofya ibadete açılacak mı? Bütün Müslümanların beklediği soru yanıtını bekliyor. Öte yandan Ayasofya tartışmaları da gündemdeki sıcaklığını sürdürüyor. Danıştay'ın 2 Temmuz'da vereceği Ayasofya kararına kısa bir süre kala Türk Tarih Kurumu eski Başkanı Yusuf Halaçoğlu'ndan çarpıcı açıklamalar geldi. Ayasofya'yı müzeye çeviren kararnamedeki imzanın Atatürk'e ait olmadığını, kararın Resmi Gazete'de yayınlanmadığını, 1948'de ilk kararname ile çelişen başka bir kararnamenin ortaya söyleyen Halaçoğlu, "Belgeler ortada bir sahtekârlık olduğunu ortaya koyuyor" dedi.

Bu haber 201262 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Özgür Özel ve Başkan Erdoğan, Meclis'te bir araya geldi! Haftaya görüşecekler
Özgür Özel ve Başkan Erdoğan, Meclis'te bir araya geldi! Haftaya...
Özgür Özel ve Başkan Erdoğan, Meclis'te bir araya geldi! Haftaya görüşecekler
Özgür Özel ve Başkan Erdoğan, Meclis'te bir araya geldi! Haftaya...