TBMM Başkanı Mustafa Şentop'tan Yunan basınına çok sert tepki
Giriş Tarihi: 19.09.2020 Güncelleme Tarihi: 19.09.2020
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, sosyal medya hesabı Twitter üzerinden yaptığı paylaşımlarla Yunan basınına çok sert tepki gösterdi. Şentop paylaşımında, "Türkiye olarak, istisnasız her alanda gereken dersi verme kudretine sahibiz. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhurbaşkanıdır; Başkomutanımızdır." dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, sosyal medya hesabı Twitter üzerinden yaptığı paylaşımlarla Yunan basınına çok sert tepki gösterdi.
Şentop paylaşımında "Mavi vatanımızdaki doğal haklarımızla ilgili meşru faaliyetlerimiz, bazı ülkelerde anormal ve hukuk dışı tepkilere sebep oldu. Son olarak Yunanistan'daki bir gazetede Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik alçakça ifadeler yer aldı. Bu ahlaksızlığı şiddetle kınıyor, alçaklığın bir politika olmadığını, sadece yapan ve yaptıranların içinde debelendikleri ve layık oldukları hayat tarzının bir göstergesi olduğunu belirtmek istiyorum. Türkiye olarak, istisnasız her alanda gereken dersi verme kudretine sahibiz. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhurbaşkanıdır; Başkomutanımızdır." dedi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop'tan Yunan basınına tepki Başkan Erdoğan'a destek
- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, Yunan basınının Başkan Erdoğan hakkında kullandığı alçak ifadelere tepki gösterdi. Türkiye'nin haklı davasında devam edeceğini belirten Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Şentop yaptığı açıklamada, "Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhurbaşkanıdır; Başkomutanımızdır." ifadelerine yer verdi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Yunanistan'daki bir gazetede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik alçakça ifadelerin yer aldığını belirterek, "Türkiye olarak, istisnasız her alanda gereken dersi verme kudretine sahibiz. Sayın Erdoğan, Türkiye Cumhurbaşkanıdır, Başkomutanımızdır." değerlendirmesinde bulundu.
"BAŞKOMUTANIMIZDIR"
Şentop, sosyal medya hesabı Twitter'dan yaptığı açıklamada, "Mavi vatanımızdaki doğal haklarımızla ilgili meşru faaliyetlerimiz, bazı ülkelerde anormal ve hukuk dışı tepkilere sebep oldu." ifadelerine yer verdi.
Son olarak Yunanistan'daki bir gazetede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik alçakça ifadelerin yer aldığına işaret eden Şentop, şunları belirtti:
"Bu ahlaksızlığı şiddetle kınıyor, alçaklığın bir politika olmadığını, sadece yapan ve yaptıranların içinde debelendikleri ve layık oldukları hayat tarzının bir göstergesi olduğunu belirtmek istiyorum. Türkiye olarak, istisnasız her alanda gereken dersi verme kudretine sahibiz. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhurbaşkanıdır; Başkomutanımızdır."
SON DAKİKA: YUNANİSTAN BÜYÜKELÇİSİ BAKANLIĞA ÇAĞIRILDI"Bu ahlaksızlığı şiddetle kınıyor, alçaklığın bir politika olmadığını, sadece yapan ve yaptıranların içinde debelendikleri ve layık oldukları hayat tarzının bir göstergesi olduğunu belirtmek istiyorum. Türkiye olarak, istisnasız her alanda gereken dersi verme kudretine sahibiz. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhurbaşkanıdır; Başkomutanımızdır."
Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç'tan Başkan Erdoğan'ı suçlayan Washington Post yazarı David Ignatius'a flaş yanıt
Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç, Washington Post yazarı David Ignatius'ın Türkiye'yi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı suçlayan yazısına verdiği yanıtta, "Ignatius, sözde ılımlılaşmayı teşvik edenleri överken, aynı insanlar İslam dünyasında gerçek anlamda ılımlı seslerden biri olan Cemal Kaşıkçı'yı katletti." ifadelerini kullandı. 29 Ocak 2009 yılında İsviçre'nin Davos köyünde, düzenlenen 'Gazze: Ortadoğu'da Barış Modeli' panelinde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan' 'One Minute' çıkışını yaparken David Ignatius tarafından susturulmaya çalışılmış Başkan Erdoğan dünyaya gerekli yanıtı vermişti.
Giriş Tarihi: 19.09.2020 Güncelleme Tarihi: 19.09.2020
Washington Post yazarı David Ignatius Türkiye'yi radikalleşmekle suçlayıp, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi ülkeleri "Islam dünyasında yükselen ılımlı sesler" olarak tanımladığı 4 Eylül tarihli "Trump Erdoğan'ın Türkiye'nin neden destekliyor?" yazısına yanıt, Büyükelçi Kılıç'tan geldi.
Kılıç, Washington Post için kaleme aldığı yazısında, Ignatius'un yazısını, "Temelsiz, irrasyonel ve Türkiye'nin terörle mücadeleye, NATO ittifakına ve bölge güvenliğine sağladığı katkıyı görmezden geliyor" ifadeleri ile eleştirdi.
BAŞKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN'IN DAVOS’TAKİ 'ONE MİNUTE' ÇIKIŞININ 10. YILI!
(Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç)
Ignatius'un Türkiye'yi "radikalleşmeyi körüklediğine" ilişkin yorumuna ilişkin Kılıç, "Bu yanlış ve yanıltıcıdır. Kendi şiddet yanlısı emellerini gerçekleştirmek için İslamı suistimal edenleri kınadık ve onlara karşı sert adımlar attık. DEAŞ'ı ve El Nusra'yı terör örgütü ilan eden ilk ülkelerden biri olduk." değerlendirmesinde bulundu.
DEAŞ'ın Türkiye'yi çarpık dünya görüşünün baş düşmanı olarak saydığını ve bu terör örgütünün Irak ile Suriye'den sonra en çok masum insanı öldürdüğü ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayan Kılıç, Türkiye'nin bu terör örgütüyle mücadele etmediğini iddia etmenin asılsız ve gülünç olduğunu kaydetti.
(Fotoğrafta solda Washington Post yazarı David Ignatius)
NOT: 29 Ocak 2009 yılında İsviçre'nin Davos köyünde, düzenlenen 'Gazze: Ortadoğu'da Barış Modeli' panelinde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan 'One Minute' çıkışını yaparken David Ignatius tarafından susturulmaya çalışılmış Başkan Erdoğan dünyaya gerekli yanıtı vermişti.
CEMAL KAŞIKÇI VURGUSU
Ignatius'un Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi ülkeleri "Islam dünyasında yükselen ılımlı sesler" olarak tanımlamasına da yanıt veren Kılıç, "Ignatius, söz de ılımlaşmayı teşvik edenleri överken, aynı insanlar Islam dünyasında gerçek anlamda ılımlı seslerden biri olan Cemal Kaşıkçı'yı katletti." ifadelerine yer verdi.
Kılıç, Türkiye'nin Carabulus, El Bab ve Dabık'ta 4 binden fazla DEAŞ teröristini etkisiz hale getirdiğine işaret ederken, ABD Savunma Bakanlığı Başmüfettişliğinin son zamanlardaki bir raporunda Türkiye'nin operasyonlarının DEAŞ'ın terörist, para ve erzak kaçırma faaliyetlerini ciddi ölçüde etkilediğini belirttiğini hatırlattı.
Türkiye'nin bu zor zamanlarda bir NATO ortağı olarak kollektif güvenliğe yönelik tehditlere karşı ön cephede duracağını belirten Kılıç, "Birileri de ABD'ye her etnik kökenden 40 bin Türk vatandaşını öldüren PKK terör örgütünün Suriye koluna siyasi, ekonomik ve askeri desteğini durdurmakla Türkiye'ye verdiği değeri ispat etmesini söylesin." değerlendirmesinde bulundu.
BAŞKAN ERDOĞAN'DAN BAŞ DÖNDÜREN DİPLOMASİ ATAĞI | İŞTE DOĞU AKDENİZ'DE YAŞANANLARIN PERDE ARKASI...
Türkiye'nin bu zor zamanlarda bir NATO ortağı olarak kollektif güvenliğe yönelik tehditlere karşı ön cephede duracağını belirten Kılıç, "Birileri de ABD'ye her etnik kökenden 40 bin Türk vatandaşını öldüren PKK terör örgütünün Suriye koluna siyasi, ekonomik ve askeri desteğini durdurmakla Türkiye'ye verdiği değeri ispat etmesini söylesin." değerlendirmesinde bulundu.
CHP'li Didim Belediyesinde kirli ilişkiler yumağından 50 milyonluk servet çıktı
Didim’deki tecavüz skandalı büyüyor. Rezaleti izlediği belirtilen Belediye Başkan Yardımcısı Öznur G.’nin, memurluktan başkan yardımcılığına getirildiği 5 yıl içinde 50 milyon liralık servete konduğu ortaya çıktı. Sabah'tan Ceyhan Torlak'ın haberinin detayları...
Giriş Tarihi: 19.09.2020 Güncelleme Tarihi: 19.09.2020
CHP'li Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay'ın, belediye şirketi DİBEL Müdürü Öner Ç. ile birlikte, meclis üyesi Ali Ç.'nin çiftliğinde alkol ve uyuşturucu verdikleri S. T.'ye tecavüz ettikleri iddiasıyla ilgili skandal büyüyor.
Olay sırasında çiftlik evinde bulunduğu ve tecavüzü izlediği belirtilen Didim Belediye Başkanı Yardımcısı Emine Öznür G.'nin ise kariyer basamaklarını hızla değil adeta koşarak çıktığı görüldü. 2008'de Akbük Belde Belediyesi'nde çalışmaya başlayan Öznur G., 2013'te memur oldu. 2014'te ise Didim Belediyesi'ne geçti. Aynı yıl İmar ve Şehircilik Müdürlüğüne getilen Öznur G., 2018'de de Belediye Başkan Yardımcısı oldu. Didim Belediyesi'nde göreve başladıktan sonra 4 yıl gibi kısa bir sürede memurluktan başkan yardımcılığına yükselen Öznur G.'nin kendisinin ve çevresinin serveti de hızla arttı.
48 GAYRİMENKUL
Bu sürede Öznur G. Didim'de iki daire alırken, eşi Taner G.'nin üzerinde ise bir Didim'de 122 metrekare çamlık, 4'ü arazi olmak üzere toplam 13 tapu kaydı oldu. Emekli babası Alaattin D.'nin üzerinde, 8'i Konya Seydişehir'de 8 tarla, biri de Didim'de 227 metrekare dubleks ev olmak üzere toplam 18 tapu kaydı, ev kadını olan annesi Ayşe D.'nin üzerinde de 3'ü Seydişehir'de tarla, 2'si bahçe, biri Didim'de avlulu ev, biri İzmir Buca'da apartman dairesi, biri İzmir Karabağlar'da daire olmak üzere toplam 15 tapu kaydı var. 8 bin lira Başkan Yardımcılığı maaşı alan Öznur G. ile eşi, annesi ve babasının son yıllarda toplam 48 gayrimenkule sahip olması duyanları hayrete düşürdü. Hiçbir geliri olmayan ev kadını annesinin bile 15 ayrı gayrimenkulü bulunan, ailesiyle birlikte yaklaşık 50 milyon liralık servete ulaşan Öznur G.'nin, 500 bin lira değerinde lüks bir otomobili de var. Öte yandan Öznur G.'nin eski eşi Şahin D. 2007'de Aydın'ın Söke ilçesinde otomobilinde 75 gram esrar yakalatmıştı. O araçta bulunan Öznur G. hakkında işlem yapılmazken, Şahin D. Söke Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmıştı.
Savcılığa ifade vermeye gelen şüpheliler, beraberindekilerle birlikte adliye koridorunda görüntülendi
TECAVÜZ ŞÜPHELİLERİ SAVCIYA İFADE VERDİ
SABAH'ın haberiyle gündeme gelen tecavüz skandalının ardından başlatılan hem adli hem de idari soruşturma sürüyor. İdari soruşturma çerçevesinde, geçen Salı günü, İçişleri bakanlığı tarafından görevlendirilen 2 müfettişe ifade veren Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay, dün adli soruşturma için ifade vermek üzere, mağdur S.T.'nin "Bana birlikte tecavüz ettiler" dediği DİBEL Müdür Öner Ç. ile Didim Adliyesi'ne geldi.
S.T.'nin şikayetinin üzerinden 5 gün geçtikten sonra, dün öğle saatlerinde Öner Ç. ve avukatı ile birlikte, resmi plakalı araçla adliyeye gelen Ahmet Deniz Atabay, bir süre bekledi. Ardından soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Selahattin Baysal'a yaklaşık 1.5 saat ifade verdi. Cumhuriyet savcısı ardından Öner Ç.'nin ifadesini aldı. İki şüpheli, ifadelerin tamamlanmasının ardından tutuksuz yargılanmak üzere savcılık tarafından serbest bırakıldı. Atabay adliyeye geldiği resmi plakalı belediye aracıyla ayrıldı. (Ceyhan Torlak/Sabah)
CHP'Lİ DİDİM BELEDİYESİ'NDEKİ TECAVÜZ SKANDALINDA FLAŞ GELİŞME! SAVCILIĞA İFADE VERDİ
CHP'Lİ DİDİM BELEDİYE BAŞKANI AHMET DENİZ ATABAY'INDAN TECAVÜZ ÇİFTLİĞİNİN SAHİBİNE USULSÜZ RUHSAT! CHP'DE TECAVÜZ, RANT, RÜŞVET, KIYAK!
CHP'Lİ DİDİM BELEDİYE BAŞKANI AHMET DENİZ ATABAY’IN DOSYASI KABARIK!
Akdeniz'de İtalyanların yeni doğal gaz keşfetmesi gözleri bu bölgeye çevirdi. Girit'in güneyinde, Türkiye'nin de kıta sahanlığı içinde yer alan bölgede zengin gaz damarları bulunuyor. Yayınlanan bir rapora göre; Akdeniz'deki rezerv kapasitesi Karadeniz'in tam olarak iki katı.
Dünya enerji mücadelesinin son yıllardaki odak noktası, Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon kaynakları. Bölgede yüklü miktarda doğal gaz zenginliğinin tespit edilmesinin ardından dünya gözünü bu bölgeye dikti. Türkiye de hak ve menfaatlerinden geri atmayacağını vurgularken, bölgedeki sondaj ve sismik araştırma faaliyetlerini kararlı bir şekilde sürdürüyor.
AKDENİZ'DEKİ GAZ POTANSİYELİ KARADENİZ'İ İKİYE KATLIYOR
Türkiye Gazetesi'nde yer alan haber şöyle: Bahçeşehir Üniversitesi Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezinin yayınladığı son rapora göre; Doğu Akdeniz'deki kaynaklar, Türkiye'nin 572 yıllık gaz ihtiyacını karşılayabilecek. Bunun, özellikle Girit'in güneyinde, Türkiye'nin de kıta sahanlığı içinde yer aldığına dikkat çekiyor. Karadeniz'de bulunan toplam rezervlerin, Türkiye'nin yaklaşık 272 yıllık ihtiyacına yetebileceği tahminleri dikkate alındığında; Doğu Akdeniz'deki potansiyel, kuzeyin iki katı olarak ortaya çıkıyor.
AKDENİZ "GAZ DENİZİNE" DÖNÜŞTÜ
Son 10 yılda Doğu Akdeniz'de yapılan sondajlar sonunda; İsrail, Tamar yatağında 320 milyar metreküp, Leviathan'da 600 milyar metreküp, Kıbrıs ise Afrodit'te 130 milyar metreküp, Kalipso'da da 200 milyar metreküp civarında doğalgaz bulduğunu ilan etti. Bölgenin en büyük doğal gaz kaynağı, 800 milyar metreküplük rezerviyle Mısır'ın Zohr bölgesi. Son olarak İtalyan enerji şirketi ENI'den yapılan açıklamada, Nil Deltası açıklarındaki sahada doğal gaz keşfedildiği bildirildi. Keşfin yaklaşık 120 milyar metreküp olduğu açıklandı. Bölgede halihazırda Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının (TPAO) yanı sıra; Fransız Total, İtalyan ENI, İngiliz BP, İngiltere-Hollanda ortaklığındaki Shell, ABD'li Noble ve Exxon Mobil, Güney Koreli Kogas, Katarlı Petroleum ile İsrailli Delek ve Avner şirketleri faaliyet gösteriyor.
BAĞIMLILIK AZALACAK
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Tuna-1 ile keşfedilen 320 milyar metreküp doğal gazın ekonomik değerinin, Türkiye'nin tüm fosil yakıt ihtiyacını ithalat yapmadan beş sene karşılayabileceğini söylemişti. Bu çerçevede hem ithalat için dışarı giden ekonomik kaynaklar korunacak hem de kömür ve petrol gibi kirletici kaynaklar yerine doğal gaz kullanımı ile sera gazı emisyonlarını azalacak. Karadeniz gaz sahasından çıkarılabilecek miktarın, 13,6 trilyon metreküp olduğu tahmin ediliyor.
Son dakika haberine göre… Sürücü belgesi bilgilerinin, T.C. kimlik kartına yüklemesi projesi hayata geçiyor. Pazartesi günü ücretsiz olarak başlayacak uygulama ile bir devrim gerçekleşecek ve ehliyetler tarihe karışacak.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sürücü belgesi bilgilerinin T.C. kimlik kartına yüklenmesi projesi lansmanında konuştu. Bakan Soylu, ''Teknolojinin bütün haliyle birlikte vatandaşımızın işlerini kolaylaştırması konusunda kullanılmasını sağlayan ve hakikaten her yıl milyonlarca nüfus ve vatandaşlık işlerine giren hizmet alan milyonlarca vatandaşımızın memnuniyetini sağlamak için çaba sarf eden, büyük bir devrimi gerçekleştiren arkadaşlarıma sizlerin huzurunda bir kez daha tebrik ediyorum.'' dedi.
İÇİŞLERİ BAKANI SOYLU AÇIKLADI! "İŞLEM ÜCRETİ ALINMAYACAK"Bakan Soylu öte yandan, ''Pazartesiden itibaren, yeni tip sürücü belgeleri Türkiye genelinde Nüfus Müdürlükleri'nden randevu alınmak suretiyle yeni nesil kimlik kartlarına yüklenmeye başlayacaktır.
Bu işlem için; sürücü belgesindeki bilgilerin yüklenmesi için herhangi bir ücret alınmayacak.'' ifadelerinde bulundu.
KİMLİK VE EHLİYET BİRLEŞİYOR! PAZARTESİ BAŞLIYOR ÜCRETSİZ OLACAKBakan Soylu'nun konuşmasından satır başları şu şekilde:
"Yeni nesil sürücü belgelerinin, TC kartlarına yüklenmesi projesi vesilesiyle sizlerle bir araya gelmiş bulunuyoruz. Teknolojinin bütün haliyle birlikte vatandaşımızın işlerini kolaylaştırması konusunda kullanılmasını sağlayan ve hakikaten her yıl milyonlarca nüfus ve vatandaşlık işlerine giren hizmet alan milyonlarca vatandaşımızın memnuniyetini sağlamak için çaba sarf eden, büyük bir devrimi gerçekleştiren arkadaşlarıma sizlerin huzurunda bir kez daha tebrik ediyorum.
Türkiye'de çok kısa zamanda çok büyük değişiklik gerçekleştirdiğimizi ifade etmek isterim. 1995'te ben ilçe başkanıydım. Bana her gelen 10 şikayetin üçü, nüfus idarelerinin önünde günlerce kuyruk bekleyen insanlardı.
Şimdi Nüfus Genel Müdürümüz gösterseydi sevinecektim; yeni konseptimiz zannediyorum Ankara'dan başlamış olmalıyız. Vatandaşımızın girdiğinde teknolojinin tüm imkanlarını sağlaması bizim açımızdan olağanüstü bir gelişme. Şunu ifade etmek istiyorum, nüfus idarelerimiz Türkiye'nin teknolojik modern yüzünü temsil etmektedir. Onun için sizinle gurur duyuyoruz.
Vatandaşımız bir günde randevu alıyor. Özellikle biz bir sıralama yapmıştık. İşte 70 gün, 50 gün, 30 gün randevu veren ilçeler... 20-25 gün randevu veren ilçeler bizim için normaldi. 70'leri 90'ları nasıl aşağı düşüreceğiz diye bir gayret sarf ettik.
Dedik ki, üçünü bir araya getirelim. Başladık, nedeni ne? Vatandaşımız emniyete gidip pasaportla karşı karşıya kalmasın. Emniyetin işi pasaport vermek değildir. Veya trafik tescil belgesi vermek değildir. Veya ehliyet vermek değil. Neticede bir gün verdik. Dedik ki 2 Nisan 2018. Üçünü bir arada vereceğiz. Emniyetten oraya bir günde geçecek bütün sistem, pasaport-ehliyet sistemi. Entegre olacak ve aynı zamanda vatandaşa hizmet vermeye başlayacak. Bu deli cesareti midir bilmiyorum. Bugünkü aklım olsa yapmam. Onun için burada hakikaten belki 4-5 gün ufak tefek aksaklıklar yaşanmadı değil, ama bir sonraki Pazartesi gününe kadar sonlanmış oldu. Ve hakikaten vatandaşımıza yönelik bir kolaylaştırma sağlandı.
Maksimum 8-9 dakika. Yaşlılarımızda parmak izi alırken bazen sıkıntı oluyor. Arkadaşlarımız biraz daha vakit ayırmak zorunda kalıyorlar. Maksimum 8 dakikada bir işlem yapılırsa bu gerçekleşiyor. Peki daha sonra ne oluyor? Ehliyet için git parmak izi ver, pasaport için parmak izi ver... Şimdi hepsi birbirine entegre oldu. Olaylarla ilgili parmak izi konusunda bizi o kadar rahatlattı ki, milyonlarca meselenin dosyalar arasında aranmaktan teknolojik olarak entegre edilmesi aynı zamanda binlerce olayın aydınlatılmasını da sağladı.
BU DA BİR DEVRİM: KİMLİK DOĞRULAMA CİHAZI...
Önümüzdeki yılın ilk zaman dilimlerinde inşallah elektronik kimlik doğrulama sistemini getiriyoruz. Bu da bir devrim, değişim. Bu teknoloji olarak bizi başka bir noktaya götüren husus. Notere gidiyorsunuz nüfus kağıdı veriyorsunuz, siz misiniz değil misiniz... Çok dolandırıcılık oldu. Keza bankalar, kamu kurumları, özel sektör de dahil. Basit bir şey. Ufak bir kimlik doğrulama cihazı. Gidecek kimliğini oradan geçirecek, parmağını oradan koyacak. Karşı tarafta noterdeki şahsa diyecek ki bu benim; bitti. Yüzüne bakacak, resmine bakacak. Bu sağlandığı andan itibaren bir başka noktaya daha geçiyor tüm Türkiye. Dolandırıcılığın, sahteciliğin engellendiği işlem kolaylığının olduğu ve bütün kurumların bu konuda kontrol mekanizması açısından çok ciddi bir noktaya getirecek bir yapıya ulaştırılmış olacak. Bütün altyapı bitti, yazılımlar bitti, düzenlemeler bitti. Şimdi atacağımız adımlar ile birlikte inşallah 2021'de; ehliyet kimlik meselesinden sonra inşallah adım atılmış olacak.
Şimdi bu projemizin özetini ifade edeyim. 21 Eylül 2020 tarihinden itibaren; şimdi benim kartım bu. İçinde sürücü belgesi var, iki tane de silah taşıma ruhsatı var, banka kredi kartım var. TBMM tarafından verilen kimlik kartı var. THY'nin bir kartı var, yani var oğlu var. Bunu da cebimde taşıyorum. Derdimiz şu kartın şişkinliğini azaltmak. Kimliğimizin arkasında çip var. Bunda 5 alan var, biz bunun dördünü kullanmak istiyoruz.
"PAZARTESİ BAŞLIYOR, ÜCRETSİZ OLACAK"
Pazartesiden itibaren, yeni tip sürücü belgeleri Türkiye genelinde Nüfus Müdürlükleri'nden randevu alınmak suretiyle yeni nesil kimlik kartlarına yüklenmeye başlayacaktır. Bu işlem için; sürücü belgesindeki bilgilerin yüklenmesi için herhangi bir ücret alınmayacak.
Sürücü belgesinin geçerlilik süresi dolduğunda tıpkı eski kartlarının yenilenmesi gibi, kimlik kartlarından otomatik olarak silinecektir Yani bunu yükledik, ömür boyu kalacak değil.
Hepimiz gitmek zorunda mıyız? Hayır.. Yine Pazartesi'den itibaren yeni kimlik almaya giden veya yeni pasaport-ehliyet almaya giden müracaat edip yaptırabilecek zaten. İki, bundan sonra yeni kimlik almaya gidenlere nüfus müdürlüklerindeki memurlarımız şu soruyu soracaklar. "Efendim kimlik kartınıza ehliyetiniz varsa yüklemek ister misiniz" Artık ondan sonra iki işlemi bir arada görecek ve otomatik olarak yüklenmiş olacak. Kart adresine gittiği andan itibaren hem ehliyeti hem kimliği bu kartta bulunmuş olacak.
Elinde bir ehliyetle bir kimliği olanlar, gidip yükletebilecekler. Ama yeni kimlik için başvurmak isteyenler varsa onlar başvurduğunda bir çarpıyla beraber yeni kimlik adresine gittiğinde içerisinde ehliyet de olmuş olacak.
Sistemin test edilmesi maksadıyla, nüfus müdürlüğümüzdeki 3500 personelimizin kimlik kartlarına ehliyetleri yükklenmiş ve uygulama gerçekleşmiştir. Bunun için her türlü teknik önlem alınmış bulunmaktadır.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile Orta Anadolu ve Akdeniz'i birbirine bağlayan yollar üzerinde stratejik konumda bulunan, 660 metre uzunluğundaki Yeni Kömürhan Köprüsü'nün iki yakası, 6 metre uzunluğundaki son çelik segmentin montajı ile birleşti.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğünce, mevcut eski köprünün bulunduğu noktada kesintiye uğrayan Elazığ-Malatya illeri arasındaki kesimin bölünmüş yol bütünlüğünün sağlanması, yol standartlarının iyileştirilerek daha konforlu ve güvenli bir ulaşımın tesis edilmesi amacıyla 2014'te Karakaya Baraj Gölü üzerinde yapımına başlanan "Yeni Kömürhan Köprüsü Bağlantı Tüneli ve Yolu Yapım Projesi"nde fiziki gerçekleşme yüzde 99'a ulaştı.
ZAMAN VE AKARYAKITTAN TASARRUF SAĞLAYACAK
Proje tamamlandığında mevcut yol yaklaşık 1 kilometre kısalarak yüksek geometrik standartlı ve konforlu ulaşım temin edilecek. Böylece zaman ve akaryakıttan tasarruf edilerek, ekonomiye katkı sağlanacak.
Ayrıca mevcut güzergahtaki virajlı yollar devre dışı bırakılarak, trafik güvenliği daha da arttırılmış olacak.
Doğu-Batı aksında 16 il için geçiş noktası olarak lojistik açıdan önemli bir yere sahip Yeni Kömürhan Köprüsü ve Bağlantı Tüneli, hızlı ve güvenli trafik akışı imkanı ile turizm ve ticaret merkezlerine ulaşımda kolaylık sağlayarak, bölgenin ve ülkenin sosyoekonomik gelişimine de katkıda bulunacak.
KÖPRÜNÜN İKİ YAKASI SON SEGMENTİN MONTAJI İLE BİRLEŞTİ
Tamamı yerli teknoloji, yerli mühendislik ve iş gücüyle yapılan gergin eğik askılı tipte, 660 metre uzunluğunda ve 23 metre genişliğindeki modern köprünün orta açıklığını oluşturan 48 ton ve 344 ton arasında değişen 25 (380 metre) çelik segmentten 6 metrelik son segmentin de montajı yapıldı. Böylece köprünün her iki yakası birleşmiş oldu. Kaynak işlemlerinin 15 gün süreceği belirtildi.
Ters-y tipi kule olarak tek pilon ve orta açıklığı 380 metre olması özelliğiyle dünyada kendi alanında 4. sırada yer alan gergin eğik kablolu Yeni Kömürhan Köprüsü'nün 42 kablo imalatı da tamamlandı.
Köprünün, çelik imalatlarının tamamlanmasını takiben çelik imalatların dış etkilere ve korozyona karşı dayanımını artırmak amacıyla 2,5 milimetre kalınlığında izolasyon sağlayan tabakanın serilmesi işlemi başlayacak. Proje bünyesinde bulunan, her biri 2 bin 400 metreden oluşan toplam 4 bin 800 metrelik çift tüp Kömürhan Tüneli'nin ise nihai beton kaplaması dahil tamamlandı.
İMALATINDA 7 TON ÇELİK KULLANILDI
Kömürhan Köprüsü Bağlantı Tüneli ve Yolu Yapım Projesi'nin tamamlanmasıyla 1 milyon 750 bin metreküp toprak, 180 bin metreküp beton, 6 bin ton demir, 6 bin 650 ton çelik imalatı, 920 ton gergin eğik kablo, 210 ton art germe çelik, 120 bin ton plentmiks temel ile 73 bin ton asfalt işi gerçekleştirilmiş olacak.
İmalatında 7 bin ton çelik kullanılan köprüde, çelik imalatların montajlarının yapılabilmesi için kullanılan kaynak boyu yaklaşık 450 kilometre, çelik segmentlerin kule bağlantısını sağlayan kablo uzunluğu ise 853 kilometre. Yeni Kömürhan Köprüsü ve Bağlantı Tüneli'nin, bağlantı yolları ve ikincil işlerinin tamamlanması ile bu yıl sonunda hizmete açılması hedefleniyor.
Son dakika: Yunan medyasından ahlaksız manşet! Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı ağır küfürle hedef aldılar.
Giriş Tarihi: 18.9.2020 13:28 Son Güncelleme: 18.9.2020 14:06
Yunan paçavrası 'Dimokratia' kudurdu! Başkan Erdoğan hakkında haddini aşan sözler!
Doğu Akdeniz politikaları sulara gömülen Yunanistan, kuyruk acısıyla daha da saldırganlaşmaya, çirkinleşmeye ve provokatif adımlar atmaya devam ediyor. Son olarak Yunanistan’da yayımlanan “Dimokratia” gazetesi, Başkan Erdoğan'ı hedef alan skandal bir manşete imza attı.
Türkiye'nin özellikle Doğu Akdeniz'deki kararlı duruşu ve bölgede masaya yumruğunu vurması, başta Yunanistan olmak üzere tüm Türkiye düşmanlarını kudurtmaya devam ediyor.
Politikaları ve tuzakları bir bir sulara gömülen Yunanistan ve paçavra medyası, hezimetin üzerini gölgelemek için provokatif adımlarla Türkiye'yi hedef alıyor.
Son olarak Yunanistan'da yayımlanan "Dimokratia" adlı sözde gazete, bugünkü baş sayfasında Başkan Recep Tayyip Erdoğan'a çok çirkin ve en ağır şekilde hakarette bulunan bir manşete imza attı.
Gazetenin başlığında son derece ağır bir küfüre yer verilirken, üst başlıkta da "Sultanın" şizofrenik taleplerine Yunanistan nasıl cevap vermesi gerekirdi" yazısının yer aldığı görüldü.
Son dakika haberi: Türkiye ile Yunanistan arasında Doğu Akdeniz ve Ege'de gerilim tırmanıyor. Türkiye kararlı adımları ile hak ve menfaatlerini savunurken, Yunanistan, AB ile Fransa'dan medet umuyor. Gerilimi tırmandırmak için, her türlü küstahlığı yapan, kural tanımayan, anlaşmaları ihlal eden Yunanistan masadan sürekli kaçıyor. Diplomasi önerilerine, kabul edilmesi mümkün olmayan ön şartlar ile yanıt veriyor. Yunan yönetiminin küstahlığına, bu kez de medyası alet oldu. Ülkede yayın yapan Dimokratia isimli gazete Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı ağır bir küfürle hedef aldı. Gazetenin skandal manşeti Türkiye'de büyük tepki çekti.
Giriş Tarihi: 18.9.2020 13:28 Son Güncelleme: 18.9.2020 14:06
Türkiye ile Yunanistan arasında tansiyon yükselirken, Yunan medyasında küstah manşetler yer almaya başladı. Türkiye ile sahada bir türlü başa çıkamayan, masada da kaybetmemek için sürekli kaçan Yunanistan'da medya da raydan çıktı. Ülkede yayın yapan Dimokratia isimli gazete bugün ahlaksız bir manşet ile okuyucularının karşısına çıktı. Sık sık Türkiye ile ilgili provokatif haberlerin yer aldığı gazetenin manşetinde Başkan Recep Tayyip Erdoğan'a alçakça küfür edildi.
DİMOKRATİA'DAN AHLAKSIZ MANŞET
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın görseli ile okuyucularının karşısına çıkan Dimokratia isimli gazete, 'S... git Erdoğan' şeklinde ahlaksız sözler yer aldı.
Gazete haberin detayında ise, "Sultanın" şizofrenik taleplerine Yunanistan nasıl cevap vermesi gerekirdi" şeklinde küstah ifadeler yer alıyor.
BAŞKAN ERDOĞAN YUNANİSTAN VE AB'YE RESTİ ÇEKMİŞTİ
Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki hak ve menfaatlerinin arkasında kararlı bir şekilde durması, sahadaki mücadelesiyle bunu göstermesi Yunanistan'ı çılgına çevirmiş durumda...
Başkan Erdoğan, hiçbir zorbalık ve oldubittiye izin verilmeyeceğini ifade etmiş, Yunanistan ve AB'ye sert sözlerle yüklenmişti.
Erdoğan şöyle konuşmuştu:
Asıl soru şu; acaba şu anda Akdeniz'de ve mücavirinde karşımıza dikilenler de aynı fedakarlıkları göze alabiliyorlar mı? Yunan halkı muhteris ve kifayetsiz yöneticileri yüzünden başlarına geleceklerini kabul ediyor mu? Fransız halkı muhteris ve kifayetsiz yöneticileri yüzünden ödeyecekleri bedelleri biliyor mu? Kuzey Afrika ve körfezdeki kim ülkelerin kardeş hakları muhteris ve kifayetsiz yöneticileri sebebiyle kararan istikballerine razı gösteriyor mu?
On binlerce kilometre öteden, Türkiye'nin demokrasisine, hukuk devletine, bölgesel çıkarlarına göz diken ülkelerin vatandaşları bu sürecin dönüp kendilerine verecekleri zararın farkında mı? Biz binlerce yıllık devlet tarihimizin ve Anadolu'daki bin yıllık varlığımızın her gününü mücadele ile geçirmiş bir millet olarak tüm bu gerçeklerin idrakindeyiz.
ERDOĞAN'IN KARARLI DURUŞU YUNAN'I KUDURTUYOR
Başkan Erdoğan'ın kararlı duruşundan taviz vermemesi Yunan medyasını adeta çılgına çeviriyor.
Erdoğan, bir konuşmasında "Asıl soru şu; acaba şu anda Akdeniz'de ve mücavirinde karşımıza dikilenler de aynı fedakarlıkları göze alabiliyorlar mı? Yunan halkı muhteris ve kifayetsiz yöneticileri yüzünden başlarına geleceklerini kabul ediyor mu? Fransız halkı muhteris ve kifayetsiz yöneticileri yüzünden ödeyecekleri bedelleri biliyor mu? Kuzey Afrika ve körfezdeki kim ülkelerin kardeş hakları muhteris ve kifayetsiz yöneticileri sebebiyle kararan istikballerine razı gösteriyor mu? On binlerce kilometre öteden, Türkiye'nin demokrasisine, hukuk devletine, bölgesel çıkarlarına göz diken ülkelerin vatandaşları bu sürecin dönüp kendilerine verecekleri zararın farkında mı? Biz binlerce yıllık devlet tarihimizin ve Anadolu'daki bin yıllık varlığımızın her gününü mücadele ile geçirmiş bir millet olarak tüm bu gerçeklerin idrakindeyiz." ifadelerini kullanmıştı.
"HER TÜRLÜ BEDELİ ÖDEMEYE KARARLIYIZ"
Başkan Erdoğan, "Bugün de girdiğimiz yolda her türlü bedeli ödemeye kararlıyız. Aksi takdirde bizi bu topraklarda bir gün dahi barındırmayacaklarının farkındayız. Ellerinden gelse bu millete bir nefes hava, bir yudum su, bir lokma ekmek vermeyeceklerin kuşatması altında olduğumuzun bilincindeyiz. Her ne yapıyorsak onlara rağmen yaptık, yapmayı sürdüreceğiz. Türkiye'yi büyütmeye, güçlendirmeye, kalkındırmaya, zenginleştirmeye, geliştirmeye devam edeceğiz. Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sahip çıktığımız müddetçe, Allah'ın yardımıyla Türkiye'nin aşamayacağı hiçbir engel olmadığını yürekten inanıyoruz." demişti.
Doğu Akdeniz'deki gerilimi artıran Yunanistan'dan Lahey taktiği
Bugün de girdiğimiz yolda her türlü bedeli ödemeye kararlıyız. Aksi takdirde bizi bu topraklarda bir gün dahi barındırmayacaklarının farkındayız. Ellerinden gelse bu millete bir nefes hava, bir yudum su, bir lokma ekmek vermeyeceklerin kuşatması altında olduğumuzun bilincindeyiz. Her ne yapıyorsak onlara rağmen yaptık, yapmayı sürdüreceğiz. Türkiye'yi büyütmeye, güçlendirmeye, kalkındırmaya, zenginleştirmeye, geliştirmeye devam edeceğiz. Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sahip çıktığımız müddetçe, Allah'ın yardımıyla Türkiye'nin aşamayacağı hiçbir engel olmadığını yürekten inanıyoruz.
'Dimokratia' paçavrasının skandal haberini Yunan Dışişleri yalnızca "kınamakla" yetindi
Yunanistan'da yayımlanan "Dimokratia" adlı sözde gazete, bugünkü baş sayfasında Başkan Erdoğan'a çok çirkin ve ağır bir hakarette bulundu. Konuya ilişkin açıklama yapan Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, herhangi bir yaptırım açıklamazken "Saldırgan dil kullanımı ülkemizin siyasi kültürüne aykırıdır ve ancak kınanabilir." açıklamasıyla yetindi.
Doğu Akdeniz politikaları sulara gömülen Yunanistan, kuyruk acısıyla daha da saldırganlaşmaya, çirkinleşmeye ve provokatif adımlar atmaya devam ediyor. Son olarak Yunanistan'da yayımlanan "Dimokratia" gazetesi, Başkan Erdoğan'ı hedef alan skandal bir manşete imza attı.
Gazetenin başlığında son derece ağır bir küfüre yer verilirken, üst başlıkta da "Sultanın" şizofrenik taleplerine Yunanistan nasıl cevap vermesi gerekirdi" yazısının yer aldığı görüldü.
DIŞİŞLERİNDEN GÖSTERMELİK AÇIKLAMA!
Yunanistan Dışişleri Bakanlığından, gazetenin kabul edilemez haberine ilişkin cılız bir açıklama geldi.
Yunanistan'da "ifade ve basın özgürlüğü koruma altındadır" sözlerine yer verilen açıklamada, Başkan Erdoğan'ı hedef alan çirkin manşet için "Saldırgan dil kullanımı ülkemizin siyasi kültürüne aykırıdır ve ancak kınanabilir." denilmekle yetinildi.
Yunanistan'ın konuya ilişkin bir özür dileme girişiminde bulunmaması ve gazeteye henüz herhangi bir yaptırım açıklanmamış olması tepki çekti.
SON DAKİKA... Van'da şoke eden görüntüler! Defineciler, 5 bin yıllık mezarlığı talan etti
Van'ın Erciş ilçesinde yaklaşık 5 bin yıllık tarihi mezarlık, defineciler tarafından tahrip ve talan edildi. Altın ve tarihi eser aramak için gelen defineciler, yaptıkları kaçak kazılar ile mezarlıktaki kemikleri de ortaya çıkardı. Araştırmacı Yazar Selahattin Koşar, duruma tepki gösterdi. İşte Van'dan gelen son dakika görüntüleri...Giriş Tarihi: 18.9.2020 09:40Son Güncelleme: 18.9.2020 09:44
Van'ın Erciş ilçesinde 5 bin yıllık tarihi mezarlık, defineciler tarafından tahrip edildi. Altın ve tarihi eser aramak için gelen defineciler, yaptıkları kaçak kazılar ile mezarlıktaki kemikleri de ortaya çıkardı. Araştırmacı Yazar Selahattin Koşar, duruma tepki gösterdi ve yapılan şeyin akılalmaz bir durum olduğunu açıkladı.
MEZARLARDAKİ KEMİKLERİ ÇIKARDILAR
Erciş ilçesine 20 kilometre uzaklıktaki Çelebibağı Mahallesi'nde bulunan tarihi mezarlık, definecilerin hedefi oldu. Ünlü halk ozanı Ercişli Aşık Emrah ile Selvihan'nın da kabrinin bulunduğu mezarlık, define avcıları tarafından ikinci kez tahrip edildi. Mezarlıkta kaçak kazı yapan defineciler mezarlardaki kemikleri de açığa çıkardı.
Mezarlığı ziyaret eden Ercişli Araştırmacı Yazar Selahattin Koşar, tarihi mezarlığın defineciler tarafından talan edilmesine çok üzüldüklerini söyledi. Koşar, "Mezarlık, 5 bin yıllık tarihi geçmişi olan bir mezarlıktır. İlk Tunç çağından günümüze kadar kullanılan tarihi bir mezarlıktır. Özelikle Osmanlılara, Selçuklulara ve Karakoyunlulara ait çok sayıda mezar vardı.
1992-1995 tarihleri arasında Yüzüncü Yıl Üniversitesi tarafından burada restorasyon çalışması yapılmış, bazı mezarlar düzenlenerek bugüne kadar getirilmiştir. Fakat ne acıdır ki, o restorasyondan sonra bu mezarlık definecilerin define aradıkları, mezarları kazdıkları, yer yer mezar taşlarını kırdığı köhne bir mezarlık haline gelmiştir.
Define avcıları şunu iyi bilmeliler, Müslüman mezarlığında define olmaz. Bu mezarlığın gelecek nesillere taşınması için burayı iyi bir şekilde koruma altına almak gerekiyor.
Tabi koruma derken, polisiye tedbirlerle tek başına olacak bir iş değil, halkın daha duyarlı olması, halkın bu konuda daha bilinçlenmesi gerekir.
"KORUMAYA ALINIP SAHİP ÇIKILMASI GEREKİYOR"
Halk gereken desteği vermezse, 10 yıl sonra Selçuklulara ait, Karakoyunlulara ait bir eser bulamazsınız. Yetkililerden ve halkımızdan 5 bin yıllık tarihi Selçuklu mezarlığına sahip çıkmalarını istiyoruz" dedi.
Van Erciş'te yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki Çelebibağı Mahallesi'nde bulunan tarihi mezarlık, definecilerin hedefi oldu. Ünlü halk ozanı Ercişli Aşık Emrah ile Selvihan'nın da kabrinin bulunduğu mezarlık, define avcıları tarafından ikinci kez tahrip edildi. Mezarlıkta kaçak kazı yapan defineciler mezarlardaki kemikleri de açığa çıkardı.
Mezarlığı ziyaret eden Ercişli Araştırmacı Yazar Selahattin Koşar, tarihi mezarlığın defineciler tarafından talan edilmesine çok üzüldüklerini söyledi. Koşar, "Mezarlık, 5 bin yıllık tarihi geçmişi olan bir mezarlıktır. İlk Tunç çağından günümüze kadar kullanılan tarihi bir mezarlıktır. Özelikle Osmanlılara, Selçuklulara ve Karakoyunlulara ait çok sayıda mezar vardı. 1992-1995 tarihleri arasında Yüzüncü Yıl Üniversitesi tarafından burada restorasyon çalışması yapılmış, bazı mezarlar düzenlenerek bugüne kadar getirilmiştir.
Fakat ne acıdır ki, o restorasyondan sonra bu mezarlık definecilerin define aradıkları, mezarları kazdıkları, yer yer mezar taşlarını kırdığı köhne bir mezarlık haline gelmiştir. Define avcıları şunu iyi bilmeliler, Müslüman mezarlığında define olmaz. Bu mezarlığın gelecek nesillere taşınması için burayı iyi bir şekilde koruma altına almak gerekiyor. Tabi koruma derken, polisiye tedbirlerle tek başına olacak bir iş değil, halkın daha duyarlı olması, halkın bu konuda daha bilinçlenmesi gerekir. Halk gereken desteği vermezse, 10 yıl sonra Selçuklulara ait, Karakoyunlulara ait bir eser bulamazsınız. Yetkililerden ve halkımızdan 5 bin yıllık tarihi Selçuklu mezarlığına sahip çıkmalarını istiyoruz" dedi.
DEFİNECİLER GECELERİ BİRÇOK NOKTAYI TAHRİP EDİYOR
Bölgede define arayanlar tarihi ya da tarihi olduğunu düşündükleri birçok noktada bu tür aramalar bahanesiyle tahribat yapıyor. Aramalarının sonunda arkalarında adeta bir enkaz bırakarak bölgeden ayrılıyorlar. Bakanlıkların konuyla ilgili çalışmaları ve takibi devam ediyor.
SON DAKİKA... Didim Belediye Başkanı Atabay adliyede
CHP'li Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay kendisinden iş isteyen 1 çocuk annesi S.T. isimli kadına tecavüz iddiasıyla ilgili Didim Adliye’sine geldi. Başkan Atabay, savcı Selahattin Baysal’a yaklaşık 1.5 saat ifade verdi. İfadesi tamamlanan Atabay, savcılık tarafından mahkemeye sevk edilmeden serbest bırakıldı. Başkan Atabay adliyeye geldiği plakalı belediye aracıyla ayrıldı.
Giriş Tarihi: 18.9.2020 13:01Son Güncelleme: 18.9.2020 13:55
CHP'li Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay'ın kendisinden iş isteyen kadına belediye şirketi DİBEL Müdür Öner Çiçek ile birlikte CHP'li Meclis Üyesi Ali Çağlar'ın çiftlik evinde tecavüz ettiği iddia edilmişti. Bu anların da kamera kaydına alındığı ileri sürülmüştü. Türkiye'yi sarsan iddialar sonrası mağdur kadın bir çocuk annesi 45 yaşındaki S.T. Didim Savcılığı'na ifade vermişti.
İFADEYE ÇAĞRILDI
S.T.'nin şikayetinin üzerinden 5 gün geçtikten sonra Başkan Ahmet Deniz Atabay ifadeye çağrıldı.
ADLİYEYE GELDİ
Bugün öğleden önce Didim Adliyesi'ne gelen Atabay, savcı Selahattin Baysal'a yaklaşık 1.5 saat ifade verdi. Başkan Atabay ifadesinin ardından mahkemeye sevk edilmenden savcılık tarafından serbest bırakıldı. Atabay adliyeye geldiği resmi plakalı belediye aracıyla ayrıldı. Öte yandan DİBEL Müdürü Öner Çiçek ve Meclis Üyesi Ali Çağlar'ın ifade alma işlemleri sürüyor.
S.T. isimli mağdur kadın, şüphelileri teşhis etmek için Didim Emniyet Müdürlüğü'ne gitmişti. Normal şartlarda canlı teşhis yapılması gerekirken S.T.'nin şüpheliler Atabay, Çiçek ve Çağlar'ı fotoğraf üzerinden teşhis etmesi istenmiş, S.T. de şüphelileri fotoğraf üzerinden tek tek teşhis etmişti. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın soruşturmaya dahil olacağı ve mağdur kadını koruma altına alacağı öğrenilmişti.
Bir haftadır olayla ilgili titiz bir araştırma yapan müfettişler geçtiğimiz Salı günü saat 14:00'te tecavüzle suçlanan CHP'li Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabey'in ifadesini almıştı. İfadenin Didim Kaymakamlık binasında müfettişlere tahsis edilen odada alındığı belirlenmişti. İfadenin yaklaşık 1,5 saat sürdüğü ve tutanak altına alındığı kaydedilmişti.
ŞÜPHELİLER İFADE VERDİ
Olayla ilgili flaş bir gelişme daha yaşandı. CHP'li Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay, CHP'li Meclis Üyeleri Öner Çiçek ile Ali Çağlar'ın Didim Cumhuriyet Başsavcılığı'na giderek soruşturma savcısı Selahattin Baysal'a ifade verdiği öğrenildi.
İfadesi alınan Atabay'ın serbest kaldığı, diğer şüphelilerin ise ifadelerinin halen devam ettiği kaydedildi.
Son dakika! 1 Aralık itibarıyla yeni dönem başlıyor! SMS'lerle ilgili yeni karar
Son dakika haberi... Telefon kullancılarını yakından ilgilendiren bir gelişme yaşandı. Artık istenmeyen sms'ler telefonlara gelmeyecek. İleti Yönetim Sistemi A.Ş Genel Müdürü Dr. Tolga Tüfekçi, “Vatandaşın onayı olmadan gönderilen ticari mesajlarda şikayetlerin 500 bini aşması üzerine Ticaret Bakanlığı tarafından çalışmalarına başlanan ve 4 Ocak tarihinde yayımlanan Yönetmelik’le birlikte hayatımıza giren İleti Yönetim Sistemi (İYS) 1 Aralık itibarıyla uygulamaya girecek ve istenmeyen mesajlar son bulacak .” ifadelerini kullandı.
Giriş Tarihi: 18.9.2020 13:21Son Güncelleme: 18.9.2020 13:26
YENİ DÖNEM BAŞLIYOR
Vatandaşın onayı olmadan gönderilen ticari mesajlarda şikayetlerin 500 bini aşması üzerine Ticaret Bakanlığı tarafından çalışmalara başlandığını anımsatan İleti Yönetim Sistemi A.Ş Genel Müdürü Dr. Tolga Tüfekçi, 4 Ocak tarihinde yayımlanan yönetmelikle birlikte hayatımıza giren İYS 1 Aralık itibarıyla uygulamaya gireceğini ve 1 Aralık itibarıyla istenmeyen mesajların son bulacağını söyledi.
1 ARALIK İTİBARIYLA UYGULAMAYA GİRECEK
İleti Yönetim Sistemi A.Ş Genel Müdürü Dr. Tolga Tüfekçi: "Vatandaşın onayı olmadan gönderilen ticari mesajlarda şikayetlerin 500 bini aşması üzerine Ticaret Bakanlığı tarafından çalışmalarına başlanan ve 4 Ocak tarihinde yayımlanan Yönetmelik'le birlikte hayatımıza giren İleti Yönetim Sistemi (İYS) 1 Aralık itibarıyla uygulamaya girecek ve istenmeyen mesajlar son bulacak "
Tüfekçi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında İleti Yönetim Sistemi'ni kurma ve kurdurma yetkisine sahip olan Ticaret Bakanlığının, bu doğrultuda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'ni (TOBB) yetkilendirdiğini ifade ederek, İYS A.Ş'nin TOBB'un eğitim vakfı olan Türkiye Odalar ve Borsalar Eğitim Vakfı'nın (TOBEV) yüzde 100 bağlı ortaklığı olarak İYS'nin bilişim altyapısının geliştirilmesi ve işletilmesi faaliyetlerini sürdürmekte olduğunu dile getirdi.
Yeni dönemle birlikte sistem üzerinde onayı bulunmayan vatandaşlara ticari elektronik iletinin gönderilemeyeceğini ifade eden Tüfekçi, "Ticari elektronik ileti gönderimi yapan tüm firmalar kaydolacağı ve sahip olduğu onayları sürekli güncel tutacağı bu sistemle vatandaşlar ticari ileti izinlerine tek noktadan ve kolaylıkla erişebilecek. Mesaj almak istemediklerini kapatırken diğer taraftan dilerse kampanyalarından haberdar olması istediği markalara da onay verebilecek." ifadelerini kullandı.
Tüfekçi, vatandaşların, onaylarını İYS üzerinden iptal edebileceği gibi firmaların gönderim yaptığı iletişim kanalı bazında (mesaj, arama, e-posta) tercihlerini belirleyebileceğine işaret ederek, vatandaşın markadan e-posta bildirimlerini almaya devam ederken mesaj ve arama kanalı için onayını iptal edebileceğini aktardı.
Mevzuat gereğince, vatandaş bir markadan onayını kaldırdığında ilgili markayı satan bayilerin de buna uymak durumunda kalacağına dikkati çeken Tüfekçi, onayı olmayan alıcılara gönderim yapılamayacağını söyledi.
VATANDAŞIN KİŞİSEL BİLGİLERİ GÜVENDE OLACAK
Tüfekçi, yeni sistemle birlikte vatandaşların ileti onaylarına ilişkin kayıtların yurt içindeki güvenlikli veri merkezlerinde saklanacağını, sistem Bakanlığının denetimi altında olacağını belirtti. İzin yönetim sisteminin tek elden yönetilmesiyle birlikte Bakanlığın denetim ve incelemeyi hızla yapılabileceğine dikkati çeken Tüfekçi, vatandaşların hakları korunurken elektronik ticaretin yasalara uygun yürütülmesine katkı sağlanacağını vurguladı.
Tüfekçi, mevzuat uyarınca ticari elektronik ileti gönderimi yapan firmaların İYS'ye kaydolacağını ve vatandaşlardan geçmişte almış olduğu onayları 01 Aralık'a kadar İYS'ye aktaracağına işaret ederek, "16 Ocak 2021'e kadar vatandaşlar tarafından reddedilmemiş onaylar geçerli geçerli kabul edilecek. Böylece firmaların geçmişte almış olduğu tüm izinler için beyaz bir sayfa açılmış olacak." dedi.
1 Aralık itibarıyla işletmelerin, vatandaşlardan aldıkları izinleri 3 iş günü içinde İYS'ye bildireceğini dile getiren Tüfekçi, İYS'ye kaydedilmeyen izinlerin geçersiz sayılacağını ve böylece vatandaşların izin yönetimi yapabildiği İYS'nin devamlı olarak güncel tutulacağını söyledi
Tecavüz skandalında bayıltan teşhis
Didim’deki tecavüz skandalının mağduru S.T.’nin olayın faillerini teşhisi sırasında trajik anlar yaşandı. Mağdur kadının, şüphelilerden CHP’li Didim Belediyesi şirketi DİBEL Müdürü Öner Ç.’nin fotoğrafı gösterilince, “En büyük pislik buydu” diyerek bayıldığı ortaya çıktı
Giriş Tarihi: 18.9.2020
CHP'li Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay ile belediye şirketi DİBEL Müdürü Öner Ç.'nin, meclis üyesi Ali Ç.'nin çiftliğinde, alkol ve uyuşturucu vererek tecavüz ettiği öne sürülen S.T.'ye, emniyette fotoğraf üzerinden teşhis yaptırıldığı sırada trajik anlar yaşandığı ortaya çıktı. Bilgisayardan kendisine gösterilen olayla ilgili ve ilgisiz 14 farklı kişinin fotoğrafına bakan S.T.'nin aradan 5 yıl geçmesine rağmen, Atabay, Öner Ç., Ali Ç. ve tecavüzü izleyen başkan yardımcısı Öznur G.'yi teşhis etti öğrenildi. Mağdur kadının, Öner Ç.'nin fotoğrafını gördüğünde ise, "En büyük pislik buydu" dedikten sonra baygınlık geçirdiği bildirildi. Didim Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada ise Atabay'ın hala ifadeye çağrılmaması dikkat çekti.
İFADEYE NEDEN ÇAĞRILMADI
Mağdur S.T.'nin avukatı Murat Sultansu, "Soruşturma 14 Eylül pazartesi günü başlatıldı. Aradan 4 gün geçti. Başkan Atabay'ın ifadeye çağrılmaması düşündürücü. Adalete güveniyoruz. Ancak 4 gün geçmesine rağmen tecavüz iddiasıyla hakkında şikayet bulunan bir kişinin hala ifadeye çağrılmamış olması bizi çok düşündürüyor. Bu anlamda Adalet Bakanlığı'na sesleniyorum. Gereğinin en kısa sürede yapılacağını umuyorum" dedi.
ATABAY'IN KİRLİ ÇAMAŞIRLARI ORTAYA ÇIKIYOR
1- CHP'LİLERİN ŞİRKETİNE 2.5 MİLYONLUK İŞ
Tecavüz skandalının odağındaki isim olan CHP'li Başkan Ahmet Deniz Atabay'ın Didim'deki yasa dışı işleri de tek tek ortaya çıkıyor. 30 Mart 2014'teki seçimlerde CHP'den başkan olan Atabay'ın ilk icraatı yandaşlarına ihale vermek oldu. O dönemde CHP İlçe Başkanı Gökmen Karataş'ın akaryakıt istasyonunda pompacı olarak çalışan Adnan Abacı ve CHP Didim İlçe Gençlik Kolları Başkanı Caner Kaymak, yine Gençlik Kolları üyesi Aşkın Atlı adına 12 Mayıs 2014'te Kip A.Ş. şirketi kuruldu. Hiç iş deneyimi olmayan firma doğrudan temin yolu belediyeden 2.5 milyon liralık iş aldı.
2- FETÖ İMAMINA PARA YAĞDIRDI
Belediye, 2015'te ise bu kez FETÖ'nün belediyeler imamı Erkan Karaaslan'ın kurduğu YEKÜD Derneği ve Vizyon Yayıncılık şirketinden 159 bin 940 lira ödeyerek, "İdari ve mali sürdürülebilirlik kapsamında mali danışmanlık" hizmeti aldı. Şirketin, aynı hizmeti Çanakkale Belediyesi'ne ise sadece 46 bin 500 lira karşılığında verdiği ortaya çıktı. Karaaslan'ın hesabına, 13 Haziran 2016'da 10 bin, 20 Haziran 2016'da 20 bin, 27 Haziran 2016'da da 28 bin lira yatırıldığı tespit edildi.
3- ÇÖPLERİ, 3 KAT FAZLA FİYATA TOPLATTI
Belediye, 16 mahallede katı atıkların toplanması ihalesini de 25 Ocak 2016'da bir yıl süreyle, ALTAŞ A.Ş. firmasına, 11 milyon 426 bin liraya verdi. Aydın Efeler Belediyesi ise aynı dönemde 82 mahallede katı atıkların toplanması ihalesini 3 yıllığına 34 milyon 482 bin liraya EGE TEM A.Ş.'ye verdi. Didim'de çöp toplama işinin nüfusu 3 kat daha fazla olan Efeler ilçesi ile neredeyse aynı fiyata verildiği ve Didim Belediyesi'nin kamunun parasını nasıl çarçur ettiği ortaya çıktı.
CHP'Lİ BAŞKANA TECAVÜZ SORGUSU MÜFETTİŞLERE 1.5 SAAT İFADE VERDİ
CHP'li Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay'ın kendisinden iş isteyen kadına CHP'li Meclis Üyeleri Öner Ç. ile Ali Ç.ile birlikte bir çiftlik evinde tecavüz ettiği iddiasıyla ilgili flaş bir gelişme yaşandı. İçişleri Bakanlığı'nca olayı araştırmak üzere görevlendirilen iki mülkiye müfettişi, CHP'li Atabay'ın ifadesini aldı. Türkiye'yi skandal sonrası İçişleri Bakanlığı olayı araştırmak üzere iki mülkiye müfettişi görevlendirmişti. Müfettişler ilk iş olarak mağdur kadının ifadesini almıştı. Mağdur kadın yaşadıklarını detaylarıyla anlatmıştı. Edinilen bilgiye göre, bir haftadır olayla ilgili titiz bir araştırma yapan müfettişler geçtiğimiz Salı günü saat 14:00'te tecavüzle suçlanan CHP'li Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabey'in ifadesini aldı. İfadenin Didim Kaymakamlık binasında müfettişlere tahsis edilen odada alındığı öğrenildi. İfadenin yaklaşık 1.5 saat sürdüğü ve tutanak altına alındığı kaydedildi.
CHP'li Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay'ın skandalları bitmiyor! Tecavüz rant rüşvet kıyak 
Didim’deki tecavüz iddiasında flaş gelişme! Müfettişler, tecavüzle suçlanan CHP’li Başkanın ifadesini aldı 
İşte o dehşet evi 
Didim’de başka kurbanlar da var 
Didim’deki tecavüz iddiasında flaş gelişme! CHP’li başkan kayırıldı mı?
Son dakika: Bakan Akar'dan flaş Doğu Akdeniz açıklaması: Macron'un buna boyu yetmez
Milli Savunma Bakanı Akar, Doğu Akdeniz konusunda flaş açıklamalarda bulundu. Yunanistan'ın ön koşullarının NATO'daki toplantıları yavaşlattığını belirten Akar, Macron'un iki yüzlü tavrına da tepki gösterdi. Akar, "Macron buradaki problemlerin üzerine benzin döküyor. Bu da çözümü uzattıkça uzatıyor. Hayal gören Macron'un kendisi. İki yüzyıl önce ölen Napolyon'un rolünü kapmaya çalışıyor ama buna gücünün ve boyunun yetmeyeceğini de hep beraber görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Giriş Tarihi: 18.9.2020 12:38Son Güncelleme: 18.9.2020 14:03
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Sayın Macron kendi problemlerini örtbas etmek için birtakım roller peşinde koşuyor. Binlerce kilometreden gelip Doğu Akdeniz'de kendilerine bir rol kapmaya çalışıyor. Macron buradaki problemlerin üzerine benzin döküyor. Bu da çözümü uzattıkça uzatıyor" dedi.
Bakan Akar, İngiliz Channel 4 televizyonuna son dönemdeki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bakan Akar, Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon araştırmalarına yönelik, Türkiye'nin kendi kıta sahasında daha önce de yaptığı gibi tamamen teknik, bilimsel çalışmalar yaptığını söyledi. Akar, "Kendi hakkımız çerçevesinde bunu kullanıyoruz. Burada herhangi bir şekilde tahrik söz konusu değil. Bunu daha önce de yaptık, Oruç Reis'te de bunu yapıyoruz. Kendi haklarımızı kullanmamızın bir uzantısı bu. Şu anda Oruç Reis, ilgili bakanlık tarafından planları çerçevesinde limana alındı ama aynı anda diğer gemilerimiz kendi bölgelerinde çalışmalarını sürdürüyor. Bizim çalışmalarımız planlı, programlı, açık, şeffaf, mevcut hakların kullanılmasından ibaret" dedi.
'ÇÖZÜME DEĞİL ÇÖZÜMSÜZLÜĞE KATKI SAĞLIYOR BU OLAYLAR'
Bakan Akar, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Türkiye karşıtı açıklamalarına ilişkin, Türkiye'nin barıştan, diyalogdan yana olduğunu ve bu konuda gayret gösterdiğini kaydetti. Bununla birlikte Türkiye'nin hak ve hukukunu da kullanmaya devam edeceğini belirten Akar, şunları söyledi:
"Sayın Macron kendi problemlerini örtbas etmek için birtakım roller peşinde koşuyor. Binlerce kilometreden gelip Doğu Akdeniz'de kendilerine bir rol kapmaya çalışıyor. Bunlar doğru şeyler değil. Biz kendi hakkımızı, hukukumuzu koruyoruz ve her zaman komşumuz Yunanistan ile görüşmeye, diyaloğumuzu sürdürmeye hazır olduğumuzu belirttik, belirtmeye devam ediyoruz. Diğer taraftan da çeşitli şekillerde sık sık yaptırımlardan bahsetmek de bir tehdit dilidir. Gerginliği artırmaktan başka bir şeye yaramıyor. Çözüme değil çözümsüzlüğe katkı sağlıyor bu olaylar. Avrupa Birliği'nin burada bir kural koyma, kuralları değiştirme, sınırları belirleme gibi bir yetkisi söz konusu değil. Bunların bilinmesi, görülmesi lazım. Burada hakkı, hukuku kendimize göre değil, evrensel hukukun tüm kurallarına uymamız lazım. Sayın Macron buradaki problemlerin üzerine benzin döküyor. Bu da çözümü uzattıkça uzatıyor. Hayal gören Macron'un kendisi. İki yüzyıl önce ölen Napolyon'un rolünü kapmaya çalışıyor ama buna gücünün ve boyunun yetmeyeceğini hep beraber görüyoruz."
'SAYGI GÖSTERİLMESİNİ BEKLİYORUZ'
Türkiye'nin Akdeniz'e yaklaşık 2 bin kilometre kıyısı olduğuna vurgu yapan Akar, Yunanistan'ın Ege'de uluslararası hukuka aykırı olarak bazı adaları silahlandırdığını söyledi. Bunların arasında Meis'in de bulunduğunu kaydeden Akar, "Bu uluslararası hukukun, ülkeler arasındaki anlaşmaların ihlali değil de nedir? Bu, bize bir tehdit değil de nedir? Bu iyi komşuluk ilişkilerine karşı bir darbe değil de nedir? Bunların hepsi göz ardı ediliyor ve Yunan komşularımız bencil şekilde kendi haklarından bahsediyorlar. Hiçbir şekilde bize hak tanımamak gibi bir eğilimleri var. Bunun olması mümkün değil. Biz tekrar tekrar hakkımızı, hukukumuzu ortaya koyuyor ve bunlara saygı gösterilmesini bekliyoruz" diye konuştu.
'TOPLANTILARI SONUNA KADAR DESTEKLİYORUZ'
Bakan Akar, Türkiye'nin sorunların uluslararası hukuka uygun diyalogla çözümünden yana olduğunu belirterek, NATO Karargahı'nda Türk ve Yunan askeri heyetleri arasındaki görüşmelere ilişkin, "NATO Genel Sekreteri görüşme talep ettiğinde ilk 'evet' diyen biz olduk. Bu görüşmeleri, toplantıları da sonuna kadar destekliyoruz. Dördüncüsü yapıldı. Daha önceki bu tür girişimlerde ve şu anda da yine Yunan komşularımız isteksiz ve bir takım ön koşullar koymak suretiyle bu konuları yavaşlatıyorlar. Biz bu toplantıların gerçekleşmesini sonuna kadar destekliyoruz" ifadesini kullandı.
'HAKKIMIZI, HUKUKUMUZU KORUYORUZ'
Bakan Akar, Türkiye'nin her zaman diyalog ve iyi komşuluk ilişkilerinden bahsettiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Fakat siz bizim haklarımızı çiğnerseniz, 'bunu da çiğnetmez, oldubittilere müsaade etmeyiz' diyoruz. Bu hiçbir şekilde tehdit olarak algılanmamalı. Biz herhangi bir şekilde emperyalist bir hayal içinde değiliz, biz burada hakkımızı, hukukumuzu koruyoruz. Biz 83 milyonluk halkımızın, 780 bin kilometrekarelik Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hakkını, hukukunu korumakla görevliyiz. Bunun görülmesi, anlaşılması lazım. Özellikle üçüncü tarafların, ülkelerin tarafsız olarak, objektif olarak bunu görmesi lazım. Yansız şekilde bakıldığında ortadaki problemin ne olduğunu anlamak gerçekten basit. Fakat Avrupa Birliği ve Macron başta olmak üzere bu konularda son derece yanlı, önyargıyı, taassupla yaklaşıyorlar. Dolayısıyla bunlar çözüme değil, çözümsüzlüğe katkı sağlıyorlar. Gerçekten biz diyalog, diplomasi istiyoruz. Görüşelim, tartışalım ve problemlerimizi kimsenin tahrikine meydan vermeden kendi başımıza çözmek istiyoruz. Biz medeni iki komşu olarak problemlerimizi konuşarak, diyalog yoluyla, diplomasiyle çözmeye çalışıyoruz."
Akar, Türkiye ve Yunanistan arasındaki güven artırıcı önlemlerin görüşüldüğü toplantıların ikisinin Atina birinin de Ankara'da yapıldığını hatırlatarak, dördüncü toplantı için Yunan heyetini Ankara'ya beklediklerini de sözlerine ekledi.
Türkiye'nin o hamlesi Fransa'yı panikletti! Macron'un Türkiye karşıtlığının perde arkası... 
Son dakika: Ortalığı karıştıran görüntüler yayınlandı! İngiltere, Fransa'ya isyan bayrağını açtı: Rezalet... Diyelim ki Fransa silah satmak istiyor, peki Yunanistan ne istiyor olabilir? 
Fransız uzman: Macron hata yapıyor Libya hükümeti, Fransa'nın Türkiye'ye karşı girişimlerini başarısızlığa uğratıyor
Yargıtay kararında gerçek yüzleri ortaya çıktı: Bunlar avukat değil terörist
Giriş Tarihi: 17.09.2020 Güncelleme Tarihi: 17.09.2020
Yargıtay, DHKP-C terör örgütünün Halkın Hukuk Bürosu bünyesinde toplanan avukat yapılanmasına yönelik davada 14 avukatın cezalarını onadı. Kararda çarpıcı tespitler yer aldı. Sabah Gazetesi'nden Sema Alim Dalgıç'ın haberi..
Yargıtay, DHKP-C terör örgütünün Halkın Hukuk Bürosu bünyesinde toplanan avukat yapılanmasına yönelik davada 14 avukatın cezaları onadı.
2'si firari 20 sanığı bulunan dosyaya temyiz incelemesi yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesi çarpıcı bir karar imza attı.
'Bunlar avukat değil terörist'
DHKP-C terör örgütünün Halkın Hukuk Bürosu bünyesinde toplanan avukat yapılanmasına yönelik yürütülen davada Yargıtay’dan çarpıcı bir karar çıktı. Yargıtay, 14 avukata terör örgütü üyeliği ve örgüte yardımdan verilen cezaları onadı. Cezası onanan isimler arasında Behiç Aşçı, Aytaç Ünsal 
Terör örgütü DHKP-C'nin avukatlık yapılanmasına yönelik İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında geçtiğimiz yıllarda Halkın Hukuk Bürosu'nda örgütsel faaliyet gösterdiği belirtilen 20 şüpheli hakkında iddianame düzenlenmişti.
Hazırlanan iddianame, İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti. Bu mahkemede yapılan yargılama sonucu 18 şüpheli hakkında çeşitli cezalar kesilmişti. Mahkeme heyeti, tutuklu sanık avukat Barkın Timtik'i, 'Örgüt kurmak ve yönetmek' suçundan 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırmıştı.
Tutuklu sanık Selçuk Kozağaçlı ise 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 11 yıl 3 ay hapse mahkûm edilmişti. Mahkeme heyeti, 6 sanığı 'Örgüte üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek' suçundan 3 yıl 1 ay 15 günden 3 yıl 9 aya kadar hapis cezasına mahkûm ederken 10 sanığa da 'Silahlı terör örgütü üyesi olmak' suçundan çeşitli hapis cezası vermişti. Karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi'nce de onanmıştı.
YARGITAY KARARINI VERDİ
2'si firari 20 sanığı bulunan dosyaya temyiz incelemesi yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesi çarpıcı bir karar imza attı. Daire, firari olan sanıkların dosyasını ifadeleri alınamadığı gerekçesiyle ayırdı. Avukatlar Selçuk Kozağaçlı ile Barkın Timtik'in İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'Örgüt kurmak ve yönetmek' suçlarından davaları bulunması sebebiyle dosyanın bu mahkemeye gönderilmesine karar verdi.
Avukat Ezgi Çakır Gökten'in aldığı cezanın 'örgüt üyeliği'nden değil 'örgüte yardımdan' değerlendirilmesi için yeniden yerel mahkemeye gönderilmesine hükmetti. Örgüt talimatıyla ölüm orucuna yatıp can veren Ebru Timtik'in dosyasının düşmesine hükmedildi.
Daire şu isimlere yerel mahkemece verilen cezaları ise onadı: Aycan Çiçek, Behiç Aşçı, Aytaç Ünsal, Özgür Yılmaz, Süleyman Gökten, Naciye Demir, Engin Gökoğlu, Şükriye Erden, Zehra Özdemir, Ahmet Mandacı, Yaprak Türkmen, Didem Baydar Ünsal, Ayşegül Çağatay, Yağmur Ereren Evin…
AÇLIK GREVİNDEN DOLAYI TAHLİYE
Bilindiği gibi, Yargıtay 16. Ceza Dairesi, tutuklu bulunduğu cezaevinde açlık grevi başlatan avukat Aytaç Ünsal'ın tahliyesine hükmetmişti. 'Silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan 10 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan ve tutuklu bulunduğu cezaevinde açlık grevi başlatan Ünsal'ın, İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu'nun raporu kapsamında iyileşinceye kadar infazın durdurulmasına ve tahliyesine karar verilmişti.
Şaşırtıcı şekilde tahliye edilmişlerdi! Hücrede yakalanan Türkiye sorumlusu DHKP-C’liler tutuklandı 
Skandalların merkezi İstanbul Barosu seçime gidiyor! DHKP-C’ye yakın platformdan Durakoğlu’na destek 
CHP'den terör örgütü üyesine bir destek daha! Özgür Özel, DHKP-C'li Timtik'i savundu
BUNLAR AVUKAT DEĞİL
Daire, İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nin sanıklar hakkında verdiği kararlara yönelik temyiz incelemesini tamamladı. Sanıklar Özgür Yılmaz, Behiç Aşçı, Şükriye Erden, Engin Gökoğlu, Süleyman Gökten, Naciye Demir, Aycan Çiçek ile cezaevinde açlık grevi yapan ve temyiz incelemesi sırasında iyileşinceye kadar tahliyesine karar verilen Aytaç Ünsal'ın silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan aldıkları hapis cezaları onandı.
Kararda, sanıkların avukatlık görevi kapsamı dışında örgütü gizleme, faillerinin yakalanmasını engelleme, soruşturma organlarını yanıltma ve direnme yönünde telkinde bulunma, adli olaylarla ilgili örgüt üst düzey yöneticilerine rapor verme, terör örgütü mensuplarının cenazelerine, anma toplantı ve yasa dışı gösterilere katılma, örgüt faaliyeti çerçevesinde düzenlenen yurt dışında gerçekleştirilen konferanslara konuşmacı ya da dinleyici olarak katılma, kod isim kullanma, cezaevindeki örgüt mensuplarına kuryelik yapma şeklindeki eylemlerinin kanunda öngörülen suç tipine uyduğu belirtildi.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, sanıklar Didem Baydar Ünsal, Ahmet Mandacı, Zehra Özdemir, Yaprak Türkmen, Ayşegül Çağatay ve Yağmur Ereren Evin'in "silahlı terör örgütüne yardım" suçundan aldıkları hapis cezalarının da onanmasına hükmetti.
Daire, sanıklar Barkın Timtik, Ebru Timtik, Selçuk Kozağaçlı ve Ezgi Çakır Gökten hakkındaki hükümleri ise bozdu. Cezaevinde açlık grevinde hayatanı kaybeden Ebru Timtik'İn İstanbul Barosuna posterinin asılması kamuoyunda tepkilere yol açmıştı.
Terör örgütü DHKP-C'nin avukatlık yapılanmasına yönelik İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında geçtiğimiz yıllarda Halkın Hukuk Bürosu'nda örgütsel faaliyet gösterdiği belirtilen 20 şüpheli hakkında iddianame düzenlenmişti.
Hazırlanan iddianame, İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti. Bu mahkemede yapılan yargılama sonucu 18 şüpheli hakkında çeşitli cezalar kesilmişti. Mahkeme heyeti, tutuklu sanık avukat Barkın Timtik'i, 'Örgüt kurmak ve yönetmek' suçundan 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırmıştı.
SEMA ALİM DALGIÇ-SABAH
İSTANBUL BAROSU VE CHP'NİN YÜZ AKI EBRU TİMTİK DHKP-C'NİN KURYESİYMİŞ
YORUMLAR