Birleşmiş Milletler’den Yunanistan’ı zora sokan açıklama:...

Birleşmiş Milletler'den Yunanistan'ı zora sokan açıklama: Ege adalarındaki sığınmacılar "kabul edilemez" şartlarda yaşıyor.

Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakellaropulu, Mart ayında göreve geldiğinden beri ilk yurt dışı seyahatine çıkıyor ve 3 günlük ziyaret için bugün Güney Kıbrıs’a gidiyor. Sakellaropulu, Rum Haber Ajansı’na (KİPE) yaptığı açıklamalarda yine kışkırtıcı açıklamalarda bulundu. Yunan To Vima gazetesi ise provokasyon kokan haberinde yalanlarına bir yenisini ekledi.

24 Eylül 2020 - 20:24 - Güncelleme: 24 Eylül 2020 - 20:48

'den 'ı zora sokan açıklama: Ege adalarındaki lar "kabul edilemez" şartlarda yaşıyor

Giriş Tarihi: 24.09.2020 Güncelleme Tarihi: 24.09.2020 

BM'nin Ege adaları açıklaması şaşırttı

 (), Ege adalarındaki ların "kabul edilemez" koşullarda yaşadığını belirterek, başta 'nda olmak üzere adalardaki  kabul merkezlerinde şartların iyileştirilmesi için "acil insani eylem" çağrısı yaptı.

BM'nin Ege adaları açıklaması şaşırttı

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), Ege adalarındaki sığınmacıların "kabul edilemez" koşullarda yaşadığını belirterek, başta Midilli Adası'nda olmak üzere adalardaki sığınmacı kabul merkezlerinde şartların iyileştirilmesi için "acil insani eylem" çağrısı yaptı.

BMMYK'den yapılan yazılı açıklamada, Midilli Adası'nda bulunan ve ülkenin en büyük sığınmacı kampı olan Moria'da iki hafta önce farklı noktalarda çıkan yangınlar sonucu aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu yaklaşık 10 bin sığınmacının evsiz kaldığı aktarıldı.

Açıklamada, sadece "en savunmasız durumdaki" bir kaç yüz sığınmacının Yunan anakarasına nakledilebildiğine dikkat çekildi.

ACİL!

Midilli Adası'nda BMMYK, insani yardım kuruluşları ve yerel makamların, sığınmacıların ihtiyaçlarını karşılamak için zamana karşı yarıştığı belirtilen açıklamada, "Ancak BMMYK, Ege adalarında çok uzun süredir kabul edilemez koşullarda yaşayan sığınmacılar için uygun çözümlere acil ihtiyaç olduğunu vurguluyor." ifadesine yer verildi.

ŞARTLARI TAŞIMALARINA RAĞMEN NAKİL GERÇEKLEŞMEDİ

Açıklamada, Midilli Adası'ndaki yaklaşık 2 bin sığınmacı da dahil olmak üzere, tüm adalarda en az 4 bin kişinin anakaraya yerleştirilmeleri için tüm şartları taşıdığı fakat naklin gerçekleştirilmediği vurgulandı.

AB'YE ÇAĞRI

Avrupa Birliği'nin adalardan daha fazla sığınmacıyı kabul etmesi gerektiğinin altı çizilen açıklamada, başta Midilli Adası'nda olmak üzere adalardaki sığınmacı kabul merkezlerinde şartların iyileştirilmesi için "acil insani eylem" çağrısında bulunuldu.

Moria sığınmacı kampı, 9 Eylül Çarşamba günü farklı noktalarda çıkan yangınlar sonucu kullanılamaz hale gelmişti.

Kampta kalan çoğunluğu Afgan yaklaşık 12 bin 500 sığınmacının büyük bir kısmı, Karatepe bölgesinde kurulan yeni kampa yerleştirilmiş, yangın sonrası adada 4 aylık olağanüstü hal (OHAL) ilan edilmişti.

'ye karşı tehdit dili sökmedi! Başkan Erdoğan'la görüşmek için sıraya girdiler

Giriş Tarihi: 24.9.2020  01:55 Son Güncelleme: 24.9.2020  08:12

 özellikle  konusunda kararlı duruşunu koruyor.  ve , Avrupa Birliği üzerinden Türkiye’yi tehdit ederek bir yere varamayacaklarını anladı. Doğu Akdeniz’deki haklılığını her koşulda savunarak geri adım atmayan Türkiye’nin politikası sonuç verdi. Diploması kapısı aralandı, birçok lider Başkan Erdoğan ile görüşmek için adeta sıraya girdi.

Erdoğan'la görüşmek için sıraya girdiler

'deki sorunların çözümü için Başkan Tayyip Erdoğan'ın, diplomasi ve diyalog kanallarını sonuna kadar açık tutacaklarını belirterek, "Haklarımızı savunurken taviz vermeden hem masada hem sahada olacağız. Doğu Akdeniz'de haklılığımızı her koşulda ve temasta anlatacağız" politikası semeresini verdi. Doğu Akdeniz'de 'ın tırmandırdığı gerilimde diplomasi kazandı. Yunanistan'ın ve başta  olmak üzere destekçisi ülkelerin kışkırtıcı tavrına karşı 'nin vakur duruşu ve diplomasiyi önceleyen tezleri benimsendi. Türkiye ile Yunanistan arasında 2002-2016 yılları arasında 60 tur yapılan istikşafi görüşmeler yeniden başlıyor. Yenişafak'ta yer alan her şöyle:

Tehdit işe yaramadı: Erdoğan'la görüşmek için sıraya girdiler

AYRIŞTIRMA USULLERİNE DE DEVAM
61'incisi İstanbul'da yapılacak olan görüşmelerde sorunların keşfi üzerinde çalışmalara devam edilecek. 14 yıl yürütülen 60 tur görüşmede sonuca varılamayan sorunların tespitinde henüz anlaşamayan taraflar için çözüm ise şimdilik hayli uzak.

Bu süreçte iki ülke silahlı kuvvetleri arasında olası bir kazaya sebebiyet vermemek üzere  nezdinde gerçekleştirilen 'ayrıştırma usullerinin' ele alındığı toplantıların da sürmesi bekleniyor. Türkiye-Yunanistan askeri heyetleri arasındaki teknik toplantıların 5'incisi bu hafta yapıldı.

TÜRKİYE'NİN TEZLERİNE YAKLAŞILDI
Türkiye ile Yunanistan arasında Doğu Akdeniz'de olası çatışma riskini bertaraf etmeyi amaçlayan askeri görüşmelerin altıncı turu önümüzdeki hafta gerçekleştirilecek. Başkan Erdoğan'ın AB liderleriyle bizzat gerçekleştirdiği görüşmelerle birlikte bölgedeki gerilimin çözümünde diplomasiyi önceleyen Türkiye'nin tezlerine yaklaşıldığı görülüyor.

KIBRIS SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ
Türkiye'nin Doğu Akdeniz diplomasisinde en kritik hamlelerinden biri, 'nin de içinde yer aldığı bölgesel konferans önerisi oldu. KKTC'de Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası başlayacak müzakerelerin şekli şimdiden tartışılmaya başlanırken, Türkiye, KKTC'nin tanınması ve adanın zenginliklerinin adil paylaşımını öngören uzlaşma zeminini önemsiyor. Bu doğrultuda Doğu Akdeniz konusunda Kıbrıs sorununun çözümü Türkiye'nin öncelikleri arasında.

STOLTENBERG: İYİ BİR İLERLEME KAYDEDİLDİ
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Türkiye ile Yunanistan arasındaki teknik görüşmelerde 'iyi bir ilerleme' kaydedildiğini açıkladı. Ankara ve Atina arasında Doğu Akdeniz'e yönelik teknik görüşmeler sürerken, NATO'dan görüşmelerdeki son duruma ilişkin açıklama geldi. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Türkiye ile Yunanistan arasındaki teknik görüşmelerde 'iyi bir ilerleme' kaydedildiğini bildirdi.

HEPSİ ERDOĞAN'LA GÖRÜŞMEK İSTİYOR
Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerginliğin bitirilmesi için başlatılan diplomatik girişimler hız kazandı. AB Liderler Zirvesi öncesi, AB'nin kurmayları ve Avrupalı liderler peşi sıra Başkan Erdoğan ile görüşmeye başladı.

YÜZÜNE SÖYLEDİ
Başkan Erdoğan, önceki gün AB Konseyi Başkanı  ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile üçlü video konferans görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşme sonrası yapılan açıklamada, Ankara ve Atina'nın görüşmeye hazır olduğu bildirildi. Üçlü zirvenin ardından aynı gün bir görüşme isteği de Fransa'dan geldi. Doğu Akdeniz konusunda Yunanistan'ı ısrarla savunan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Erdoğan ile görüşme talebinde bulundu. Erdoğan görüşmede, Fransa'nın Yunanistan ve G.Kıbrıs Rum kesiminin gerginliği tırmandıran iddia ve adımlarını desteklemesine anlam veremediğini belirtti ve diyalog mesajı verdi.

GÖRÜŞMELER SÜRDÜ
Erdoğan dün de AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile görüştü. Video konferans yöntemiyle ayrı ayrı yapılan görüşmelerde başta Doğu Akdeniz olmak üzere sorunların çözümü konusunda atılacak adımlar ele alındı. Erdoğan, von der Leyen ile görüşmesinde diplomasiye tanınan fırsatın, Yunanistan tarafından daha önce olduğu gibi yine heba edilmemesi temennisinde bulundu. Göçmenler konusunda adil yük ve sorumluluk paylaşımı çağrısını yineleyen Başkan Erdoğan, AB'nin, Yunanistan ile Avrupa Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansının (Frontex) geri itme uygulamalarıyla yaptığı ihlallerin üzerine gitmesi gerektiğini belirtti.

SAMİMİ ADIMLAR BEKLİYORUZ
Başkan Erdoğan, Stoltenberg ile yaptığı görüşmede ise, Türkiye'nin Doğu Akdeniz meselesinde gerginliğin düşürülmesinden ve diyalogdan yana olduğunu sadece söylemleriyle değil eylemleriyle de açık ve net biçimde ortaya koyduğunu belirtti. Yunanistan'ın gerginliği tırmandırmasına ve tahriklere rağmen Türkiye'nin sağduyulu ve soğukkanlı tavrından taviz vermediğini vurgulayan Başkan Erdoğan, gelinen noktada ilan edilen istikşafi görüşmelerin gidişatının Yunanistan'ın ortamı yumuşatmak için atacağı samimi adımlara bağlı olacağını ifade etti.

Bakan Soylu TGRT’de müjdeli haberi verdi, 17’nci aile evladına kavuştu

Bakan Soylu TGRT'de müjdeli haberi verdi, 17'nci aile evladına kavuştu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TGRT Haber Gündem Özel programında yaptığı açıklamada, HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde evlat nöbeti eylemine devam eden ailelerden birinin daha çocuğuna kavuşacağını açıkladı.

Bakan Soylu TGRT'de müjdeli haberi verdi, 17'nci aile evladına kavuştu

"Hasta yatağımdan kalkıp geldim"

Anne Meryem Akkuş ise kendini yeniden dünyaya gelmiş gibi hissettiğini söyledi. Anne Akkuş, "Bir tane oğlum vardı onun yeri bugün doldu. Bugün dünyaya geldi. Haberi duyunca inanamadım. Hasta yatağımdan kalkıp geldim. Ben burada her zaman ağlıyordum, benim ciğerim yanıyordu ve inşallah en kısa sürede evladıma kavuşurum. Allah devletimizden razı olsun. Benim gibi annelerin inşallah Rabbim gözyaşlarını dindirsin" diye konuştu.

Mutlu haberi alan Akkuş ailesi, şimdi evlatlarına kavuşacağı anı beklemeye başladı.

Bakan Soylu TGRT'de müjdeli haberi verdi, 17'nci aile evladına kavuştu

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TGRT Haber Gündem Özel programında yaptığı açıklamada, HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde evlat nöbeti eylemine devam eden ailelerden birinin daha çocuğuna kavuşacağını açıkladı. Oğlunun güvenlik güçlerine teslim olduğu haberini alan baba Fahrettin Akkuş, büyük bir mutluluk yaşadığını söyledi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TGRT Haber'de yayınlanan Gündem Özel programında önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Soylu, burada yaptığı açıklamada, HDP önünde evlat nöbetine devam eden 17’nci ailenin evladına kavuşacağı müjdesini verdi. Bakan Soylu’nun açıklamalarıyla umutları mutluluğa dönüşen ailelerden Fahrettin Akkuş, oğlu Erkan’ın teslim olduğu haberi ile büyük bir sevinç yaşadığını söyledi. 20 Eylül 2019’da evlat nöbeti eylemine katılan baba Akkuş, “Çok mutluyuz. 5 senedir hep ağladım, hep üzüldüm. 1 senedir mücadele ettim mücadelemiz boşuna gitmedi. Ağlamadan kendimi tutamıyorum. İnşallah hepsi gelir" dedi.

Bakan Soylu TGRT’de müjdeli haberi verdi, 17’nci aile evladına kavuştu

“Hasta yatağımdan kalkıp geldim”
Anne Meryem Akkuş ise kendini yeniden dünyaya gelmiş gibi hissettiğini söyledi. Anne Akkuş, “Bir tane oğlum vardı onun yeri bugün doldu. Bugün dünyaya geldi. Haberi duyunca inanamadım. Hasta yatağımdan kalkıp geldim. Ben burada her zaman ağlıyordum, benim ciğerim yanıyordu ve inşallah en kısa sürede evladıma kavuşurum. Allah devletimizden razı olsun. Benim gibi annelerin inşallah Rabbim gözyaşlarını dindirsin” diye konuştu.
Mutlu haberi alan Akkuş ailesi, şimdi evlatlarına kavuşacağı anı beklemeye başladı.

İçişleri Bakanlığı: 5 örgüt mensubu daha Şırnak'ta güvenlik güçlerine teslim oldu

İçişleri Bakanlığı, emniyet ve jandarmanın ikna çalışmaları neticesinde, 5 örgüt mensubunun Şırnak'ta güvenlik güçlerine teslim olduğunu bildirdi.

İçişleri Bakanlığı, 5 örgüt mensubunun Şırnak’ta güvenlik güçlerine teslim olduğunu açıkladı.

İçişleri Bakanlığı koordinesinde Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığınca yürütülen ikna çalışmaları neticesinde; 5 örgüt mensubu Şırnak'ta güvenlik güçlerine teslim oldu. Teslim olan teröristlerin örgüte 2011, 2013, 2015 yıllarında katıldığı, Irak ve Suriye'de faaliyet gösterdiği öğrenildi. Son teslim olanlarla birlikte 1 Ocak'tan bu yana ikna yoluyla gelen örgüt mensubu sayısı 162'ye yükseldi.

İ hükümetine yakın Kudüs Strateji ve Güvenlik Enstitüsü’nden İsrail özeleştirisi  ve Erdoğan itirafları
Giriş Tarihi: 24.9.2020  01:55 Son Güncelleme: 24.9.2020  08:12
 hükümetine yakın Kudüs Strateji ve Güvenlik Enstitüsü “21. yüzyılda İsrail için büyük bir zorluk olarak ” başlıklı bir analiz yayımladı. “Erdoğan liderliğinde Türkiye” konusu üzerinde duran analizde çarpıcı detaylar yer aldı. Türkiye’nin yaptığı hamlelerle İsrail’in politikalarını çıkmaza soktuğu belirtilirken ’de Yunanistan’a ve diğer egemen güçlere meydan okuduğuna yer verildi. Analizde yer alan “DEVA Partisi AK Parti'den değil  ve İYİ Parti'den oy çalar" vurgusu ise dikkat çekti.
takvim.com.tr

İsrail özeleştirisi Erdoğan ve Türkiye itirafları!

İsrail hükümetine yakın Kudüs Strateji ve Güvenlik Enstitüsü "21. yüzyılda İsrail için büyük bir zorluk olarak Türkiye" başlıklı bir analiz yayımladı.

"Erdoğan liderliğinde Türkiye" konusu üzerinde duran analizde çarpıcı detaylar yer aldı.

TÜRKİYE'NİN HAMLELERİ İSRAİL'İ ÇIKMAZA SOKTU
Analizde Türkiye'nin, Irak, Suriye, Katar ve Somali'deki askeri varlığını ve Balkanlar'da da aktif rol almasını kendileri için tehdit olarak gördüklerine yer verildi. Ayrıca Türkiye ve Libya arasında imzalanan Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmasının İsrail, Mısır ve Güney Kıbrıs'ın Akdeniz gazını Avrupa'ya taşıma planlarına da bir engel olarak tanımlandı.

DIŞ POLİTİKADA UZUN VADELİ EĞİLİMLER
Türkiye'nin attığı adımlar ve yaptığı hamlelerin günlük değil uzun vadeli eğilimleri yansıttığı belirtilen analizde bu politikanın Erdoğan sonrası dönem için de geçerli olabileceği üzerinden duruluyor. "Türkiye bölgede İsrail'in çıkarlarını tehdit eden hamleler yapıyor" ifadeleri yer alıyor.

"BU GÜÇLÜ ÜLKEYİ AKTİF BİR DÜŞMANA DÖNÜŞTÜRMEKTE ÇIKARIMIZ YOK"
Analizde, "İsrail, Türkiye'ye karşı davranışında çok dikkatli olmalı. Bu güçlü ülkeyi aktif bir düşmana dönüştürmekte çıkarımız yok." İfadeleri de yer aldı.

"LAİK ÇEVRELER VE GÜLENİSTLER İSRAİL İLE İYİ İLİŞKİLER İSTİYOR"
"İsrail, gelecekte AK Partisiz bir hükümet kurulması olasılığı halinde Erdoğan ile Türk toplumu arasında ayrım yapmalı" ifadelerinin yer aldığı analizde Türk toplumundaki laik çevreler ve Gülenistlerin (Fetullahçı Terör Örgütü) İsrail ile iyi ilişkiler istediği belirtildi.

ERDOĞAN'IN LİDERLİĞİNİ SARSACAK KİMSE YOK
Analizde Türkiye'de ufukta Erdoğan'ın hakimiyetini tehdit edecek potansiyelde bir lider olmadığı berlirtilirken Ali Babacan'ın kurduğu DEVA Partisi için de dikkat çeken ifadeler yer aldı.

DEVA PARTİSİ AK PARTİ'DEN OY ÇALAMAYACAK
Babacan'ın kısıtlı başarılarına rağmen karizmatik liderlik yönünden eksik olduğu belirtilirken "Dış ve ekonomi politikasına getirdiği güzel haberlere rağmen, Erdoğan'ın partisinden büyük ölçekli oyları "çalamayacak", ancak büyük olasılıkla CHP'den ve İYİ PARTİ'den oy alacak" ifadeleri dikkat çekti.


Miço'dan sonra  da Macron'un gazına geldi! Ateşe  döküyorlar...

Giriş Tarihi: 22.09.2020  07:21 Güncelleme Tarihi: 22.09.2020  08:24

'nun gözünü kan bürüdü. Ne ülkesinin geleceğini ne de  Rumları'nı düşündü. "Türk işgaline son vereceğiz" diyerek ateşe  döktü.

Takvim

'Abla'kadabra

Miço'dan sonra Cumhurbaşkanı  da Macron'un gazına geldi. Sırf şov yapmak için askeri helikopterle Meis'e indi. Yetmedi. Manşetten Erdoğan'a küfür ettirdi. Sonra da 'a gitti. "Doğu Akdeniz'le birlikte Ada'nın kuzeyini de Türkler'den geri alacağız" dedi.



Kiliseye gitti, askerlerle poz verdi. Bu kadar laf cambazlığı pes dedirtti.



Twitter;

Kim bu kadın ya!..

Ege'deki adaları ilhak edelim

Surata bak! Kafayı yemiş olmalı.

Kıbrıs'ı kaptıracak farkında değil

Bi git abla! bi gözün toprağa bakıyor!

 

Son dakika: Yunanistan uslanmıyor... Alçak iddia!

Giriş Tarihi: 21.09.2020  10:21 Güncelleme Tarihi: 21.09.2020  10:24

Son dakika haberine göre, Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakellaropulu, Mart ayında göreve geldiğinden beri ilk yurt dışı seyahatine çıkıyor ve 3 günlük ziyaret için bugün Güney Kıbrıs’a gidiyor. Sakellaropulu, Rum Haber Ajansı’na (KİPE) yaptığı açıklamalarda yine kışkırtıcı açıklamalarda bulundu. Yunan To Vima gazetesi ise provokasyon kokan haberinde yalanlarına bir yenisini ekledi.

Türkiye, Doğu Akdeniz'deki haklı mücadelesini sürsürürken özellikle Rum ve Yunan basınından kışkırtıcı ve tehditkar haberler gelmeye devam ediyor.Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakellaropulu, 3 günlük ziyarette bulunmak üzere bugün Güney Kıbrıs’a gidiyor. Yurt dışına yapacağı ilk ziyaret olması nedeniyle Rum Haber Ajansı’na (KİPE) verdiği söyleşide “Kıbrıs ve Yunanistan’ın birliği, iki ülkenin, AB üyesi olarak egemenliklerini korumak için koordine olması zorunlu ihtiyaçtır” dedi.Rum medyasından Alithia gazetesi, Sakellaropulu’nun söylediklerini “Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakellaropulu Yunanistan ve Kıbrıs hakkında konuştu" başlığıyla verdi. Küstah ifadelere yer veren haberde "Hedef Ada’daki Türk işgaline son verilmesi için müzakerelerin BM çerçevesinde yeniden başlamasıdır” denildi.Türkiye’yi “saldırganlıkla” suçlayan Sakellarupulu bu tavrının “AB üyesi devletlerin egemenliklerine ve egemenlik haklarına yönelmekle kalmayıp bölgedeki barış ve güvenliği de tehdit ettiğini” öne sürdü.Alihtia gazetesi, Güney Kıbrıs’a bugün sabah gitmesi beklenen Katerina Sakellaropulu’nun saat 10.30’da Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile bir araya geleceğini, ikilinin önce baş başa görüşeceğini ardından heyetler arası görüşmeye geçileceğini, Anastasiadis’in Yunan Cumhurbaşkanı’na Büyük III. Makarios Nişanı Kolyesi takdim etmesi beklendiğini yazdı.Habere göre Sakellaropulu saat 12.30’da Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos, ardından da Rum Meclis Başkanı Dimitris Şilluris’le görüşecek. Yunan Cumhurbaşkanı, düzenlenecek özel birleşimde Rum Meclisi’nde konuşma yapacak, ardından da mecliste temsil edilen siyasi parti başkanları ve dernek başkanlarıyla görüşecek. Akşam da Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, onuruna vereceği yemeğe katılacak.Sakellaropulu, geçtiğimiz günlerde uluslararası anlaşmalar gereği üzerinde askeri uçağın dahi uçamayacağı adaya 4 F-16 jeti refakatinde, orduya ait helikopterle gitmişti. Yunan medyası ise Türk savaş uçaklarının, Sakellaropulu’nun Meis ve Karaada’ya gitmek için bineceği helikopteri “rahatsız edebileceklerini” iddia etmişti.​​​​​​​To Vima gazetesi, bu ziyaretin Yunanistan-Türkiye krizinin ortasında tehlikeli olduğunu ileri sürdü ve Türk savaş uçaklarının, Yunan Cumhurbaşkanı'nı taşıyan askeri helikopteri taciz etme girişimine izin vermeyen Yunan Hava Kuvvetleri tarafından engellendiğini ileri sürdü.​​​​​​​RUM BASININDAN BASKI İDDİASIRUM BASININDAN "BASKI" İDDİASI 

Rum basını, AB’den Türkiye’ye yaptırım uygulanmasını talep eden Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Avrupa'dan Almanya’nın başını çektiği baskılarla karşılaştığını yazdı.

10Rum hükümetine yakın çizgisiyle bilinen Fileleftheros gazetesi Türkiye’ye yaptırım isteyen Rum liderliğinin “yaptırım yerine diyalog” diyen AB’nin ağır baskısına maruz kaldığını iddia etti.​​​​​​​Gazete AB Dönem Başkanı Almanya’nın ve Avrupa Komisyonu’nun Türkiye ile Yunanistan arasındaki istikşafi görüşmelerin başlamasına odaklandığını belirtti.​​​​​​​Rum liderin Türkiye’ye yaptırımlarda ısrar ettiği ancak Almanya Başbakanı Angela Merkel’in bunu frenlediği ifade edildi. Haberde AB’den Rum yönetimine ‘yaptırımlar bekleyebilir’ önceliğimiz Türk-Yunan diyaloğunun başlamasıdır mesajı verildiği belirtildi.​​​​​​​Fileleftheros gazetesi ayrıca Yunanistan ile Türkiye arasındaki diyaloğun başlaması beklentisiyle Ankara'nın Kıbrıs üzerindeki baskıyı artırdığını ileri sürdü.​​​​​​​Provokasyon kokan haber, "Yavuz Sondaj Gemisi ile Barbaros Hayreddin Paşa Sismik Araştırma Gemisi'nin yasadışı araştırma faaliyetlerini sürdürdüğünü, Lefkoşa ve Atina'yı bir zor pozisyona soktuğunu" ileri sürdü.​​​​​​​Yunanistan'ın To Vima gazetesi, "Yunanistan-Türkiye: Diyaloğa geri sayım" başlıklı bir haber yayınladı. Haberde "Atina ve Ankara'nın keşif temaslarının ve Yunan-Türk diyaloğunun başlamasından bir adım önde olduğu söyleniyor." ifadeleri kullanıldı.​​​​​​​Haberde ayrıca "24-25 Eylül Zirvesi'nden birkaç gün önce, iki taraf da Merkel'ın arabuluculuğunda diyalog için masaya oturmak için hazırlanıyor gibi görünüyor." ifadelerine yer verildi.​​​​​​​"Nitekim Türkiye ile ilişkileri kırmızıya bürünen Fransa'nın Yunanistan-Türkiye diyalogu yönünde son saatlerde tekrar tekrar sinyaller göndermesi tesadüf değil." ifadelerinin kullanıldığı haberde, "Önümüzdeki 24 saat içinde, muhtemelen önümüzdeki Perşembe ve Cuma günü AB Zirvesi'nden önce, deniz bölgeleri meselesiyle ilgili 61. tur müzakereler duyurulacak." denildi.​​​​​​​Diplomatik kaynaklara dayandırılan haberde, Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ile NATO Genel Sekreteri arasında dün sabah saatlerinde bir telefon görüşmesi gerçekleştiğini, Doğu Akdeniz'de gerginliğin azaltılmasına yönelik bir mekanizmanın kurulmasına yönelik süreçlerde ilerleme kaydedildiği vurgulandı.​​​​​​​Atina yönetimi, Yunanistan ile Türkiye arasında sınır bölgesi köylerinden biri olan Yeni Bosna’ya (Nea Vissa) dev haç dikerek, yeni bir provakasyona imza atmıştı. Yunan haber sitesi Greek City Times, provokasyona devam etti ve "Kutsal Haç, özellikle Türk kentinde geceleri etkileyici görünüyor" ifadelerini kullandı.

20"Erdoğan, Yunanistan-Türkiye sınırına dikilen dev haçı Merkel'e şikayet edecek" başlığını taşıyan haberde, "aydınlatılan 15 metre yüksekliğindeki dev haçın açılışı,rahiplerin duaları eşliğinde törenle yapıldı." diye yazıldı.

Yunanistan'ın en eski gazetesi ESTIA, Almanya'nın Yunanistan'dan Türkiye'ye yakın adalarını askerden arındırmasını istediğini iddia eden manşete sahipti. ESTIA gazetesi ön sayfasında "Berlin Atina'yı adaların askersizleştirilmesi için zorluyor" yazdı.​​​​​​​Yunan Kathimerini gazetesi ise, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un attığı Türkçe tweet ile yaptığı diyalog çağrısı sonrasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Twitter hesabı üzerinden Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un çağrısına verdiği yanıtı sayfalarına taşıdı

ABD'li askeri tarihçi, köşe yazarı ve çağdaş siyaset yorumcusu Yunan medyasına röportaj verdi. "Trump, Yunanistan'ın en iyi arkadaşı" başlığını taşıyan röportajda Türkiye ve Yunanistan arasındaki gerilim hakkında da çarpıcı yorumlar yer aldı.

Stanford Üniversitesi'ne bağlı Hoover Enstitüsü'nün kıdemli uzmanlarından Victor Davis Hanson ABD Başkanı Donald Trump ile sık sık konuşuyor ve Trump'ın Yunanistan hakkındaki gerçek görüşlerini bilen birkaç kişiden biri.California Eyalet Üniversitesi Klasikler ve Askeri Tarih Profesörü ve Hoover Enstitüsü, Stanford Üniversitesi Kıdemli Araştırmacısı, Trump'ı destekleyen nadir akademisyenler arasında yer alıyor. Trump hakkındaki olumlu görüşleri onu akıntıya karşı yüzmeye zorluyor.​​​​​​​ABD'de pek çok kitabı ve New York Times, Wall Street Journal ile TIME dergilerindeki makaleleriyle tanınan Victor Davis Hanson, 1970'lerden beri neredeyse her yıl Yunanistan'ı ziyaret ediyor ve ABD Başkanı'nın Yunanistan'a açıkça ima ettiğinden daha yakın olduğu görüşünü dile getirmekten de çekinmiyor.​​​​​​​Victor Davis Hanson, Yunan medyasından Kathimerini gazetesine röportaj verdi ve Doğu Akdeniz'deki hassas denge, Türkiye ve diğer güçlerin rolü ve Yunan-ABD ilişkilerinin dinamiği konusunda farklı görüşlerini açıkladı.​​​​​​​"Yunan-Türk askeri çatışması olabilir mi?" sorusuna Victor Davis Hanson, Akdeniz ilişkilerinin karmaşıklığı göz önüne alındığında, yakın gelecekte böyle bir çatışma olmayacağını düşündüğü cevabını verdi.

30Yunanistan ve Türkiye'nin Avrupa güçlerinin çıkarını garanti eden NATO üyeleri olduğunu söyleyen akademisyen, Yunanistan'ın Türkiye’nin “müttefiki” Rusya ile hala oldukça iyi ilişkileri olduğunu vurguladı. Victor Davis Hanson Türkiye'nin ise, Amerika’nın Yunanistan’a desteği nedeniyle temkinli davrandığını belirtti.​​​​​​​TÜRKLER GERİ DÖNDÜ"TÜRKLER GERİ DÖNDÜ" 

Türkiye'nin, Doğu Akdeniz'de yer altı kaynaklarına yönelik araştırma ve sondaj çalışmaları sürerken Fransız haber sitesi Aleteia, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki kararlı adımlarını manşetine taşıdı.​​​​​​​Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de haklı mücadelesini manşetine taşıyan Fransız haber sitesi Aleteia, Türkiye'nin Osmanlı zamanındaki Akdeniz emellerini yenileyerek güç göstergesinde bulunduğunu yazdı.​​​​​​​Türkiye'nin gücünü öven haber sitesi, La Turquie est de retour "Türkler geri döndü" manşetini atarak "Türkiye, Osmanlı İmparatorluğu'nun Akdeniz emellerini yenileyerek, Avrupa ülkelerinin zayıflıklarına zıt bir kararlılık ve güç gösteriyor." ifadelerini kullandı.​​​​​​​Türkiye’nin Paris Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa'nın Europe 1 Radyosuna katılarak Fransa’nın Türkiye’ye yönelttiği eleştirilerin yanlış olduğunu hatırlattığını anlatan haberde, "Dünyanın varlığından bu yana tüm ulusların yaptığı gibi, Türkiye'nin rahatlıkla anlaşılacak şekilde çıkarlarını koruduğunu söyleyebiliriz." ifadelerine yer verildi.​​​​​​​Haberde, Fransa'nın "Türkiye'nin Akdeniz emellerini bozmak için tarihi müttefiki Yunanistan'ı, yine kendi çıkarları doğrultusunda desteklemeyi seçtiği" ifadeleri kullanıldı.​​​​​​​ALMANYADAN TOKAT GİBİ CEVAPALMANYA'DAN TOKAT GİBİ CEVAP 

Öte yandan Fransa ve Yunanistan'dan Türkiye'ye yönelik tehditler sıralanırken, Almanya'dan kritik açıklamalar geldi. Avrupa Konseyi'nin dönem başkanlığını üstlenen Almanya'dan üst düzey isim Daniela Schwarzer, Yunan medyasına verdiği röportajda yaptırımlar konusunu masaya yatırdı. İşte gelişmeler...​​​​​​​Daniela Schwarzer, Türkiye'ye yönelik yaptırımların erken uygulanması tehlikesinin göz ardı edilmemesi gerektiği konusunda uyardı. Alman Dış İlişkiler Konseyi Direktörü ve Josep Borrell'in özel danışmanı Daniela Schwarzer, Yunan medyasına röportaj verdi.​​​​​​​Kathimerini gazetesine verdiği röportajda yaptırımlar konusunu "birkaç yönden karmaşık" olarak nitelendiren Schwarzer, "uygulanması gerekip gerekmediği, ne ölçüde, hangi şartlar altında ve hangi şartlar altında kaldırılmaları gerektiği" konusunda adımların çok dikkatli atılması gerektiğini söyledi.​​​​​​​Daniela Schwarzer, “Henüz geniş ve derin yaptırımlar noktasına ulaşmadık. Arabuluculuk çabasına başarılı olması için bir şans daha verilmelidir." ifadelerini kullandı.

40Schwarzer'e göre, Yunanistan-Türkiye krizi, Avrupa Birliği için, özellikle de dönüşümlü Konsey başkanlığını yürüten ve arabulucu rolünü oynamaya çalışan Almanya ile "Yunanistan'ı başka şekillerde desteklemeye" çalışan Yunanistan ve diğer ülkeler arasında “çok karmaşık” bir kriz.​​​​​​​Daniela Schwarzer, Ankara gerginliği azaltma yönünde hareket ederse, açık bir diyalog teklifiyle krizin bastırılması ve dengelenmesi gerektiğini ifade etti.​​​​​​​Avrupa'nın Türkiye'yi farklı bir şekilde görmesinin vakti geldi diyen Schwarzer, Türkiye’nin bölgesel düzeyde etkisini artırdığını ve Türkiye'nin Avrupalıların kilit öneme sahip olduğunu düşündüğü göç anlaşmasında AB'nin ortağı olmaya devam ettiğini de hatırlattı.​​​​​​​Avrupa ile ekonomik bağların da kuvvetli olduğunu anımsatan Schwarzer, Türkiye ile ilişkilerin Doğu Akdeniz'deki çatışmaya indirgenemeyecek bir ilişki olduğnun altını çizdi.​​​​​​​Alman Dış İlişkiler Konseyi Direktörü, özellikle Almanya'da, Türk asıllı Alman nüfusu ve orada daimi ikamet eden Türkler ile önemli bir iç boyut olduğunu vurguladı.​​​​​​​KENDİ MİLLETVEKİLLERİ DE ELEŞTİRİYORKENDİ MİLLETVEKİLLERİ DE ELEŞTİRİYOR 

Öte yandan Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de haklı mücadelesi devam ederken, Yunanistan'ın uluslararası hukuka uymayan hareketleri ve açıklamaları kendi milletvekilleri tarafından da eleştiriliyor.​​​​​​​Bir sempozyuma katılan Yunan milletvekili Dimitris Keridis, Başbakan Kiryakos Miçotakis'in son dönemdeki ifadelerini boşa çıkaran açıklamalar yaptı.​​​​​​​Ege Denizi'nin çoğunluğunun uluslararası su olduğunu belirten Keridis "Türklerin de bu denizde bir kıyısı ve iki adası var. Türkiye'nin gözünden bakarsak eğer ortada çok büyük adaletsizlik var. Yaklaşık yüzde 40'ı ve tam olarak bu yüzden uluslararası suların Yunan denizi olmadığı gerçeğini sadece Türkler değil; geri kalan gezegen de söylüyor" dedi.​​​​​​​Türkiye'nin batı bölgesinde yaklaşık 40 milyon insanın yaşadığını söyleyen Keridis "Meis adasında ise sadece 482 kişi bulunuyor. Meis'de ufak da olsa bir yerleşim yeri vardır, çünkü kıta sahanlığına sahip olmak için bir adada yerleşim olması gerekir." dedi ve ekledi:​​​​​​​"Yunanistan 'bölgede insanlar yaşıyor' diyor ve Türkiye de 'kendi insanlarım yaşıyor' diyor. Ama birinde 482 kişi diğerinde 40 milyon kişi var. Yunanistan, Lahey Adalet Divanı'na gitmekten yana değil. Çünkü mahkemeden Yunanistan'ın lehine bir karar çıkmaz. Atina kaybetmekten korkuyor. En muhtemel karar çoğunlukla bizim lehimize bir uzlaşma kararı çıkarmaktır ancak bu 80 milyonluk Türkiye için de uygun olacaktır. Meis adasını bile kaybedebiliriz."

50“LAHEYE GİTMEYELİM”“LAHEY'E GİTMEYELİM” 

Bir başka Yunan milletvekili Dimitris Kammenos ise Skai TV’de katıldığı programda "Başbakan Kiryakos Miçotakis’in kız kardeşi Bakoyanni, Lahey’e gitmemiz gerektiğini söyledi.​​​​​​​Yunanistan Lahey’e giderse elimizde olan çoğu şeyi kaybederiz. Meis’i ve kıta sahanlığımızı kaybedeceğimizi söylüyorum. Eski Yunanistan Dışişleri Bakanı Georgios Katrougalos'un Türkiye’nin geniş bir sahile sahip olduğu konusunda bir konuşması var" dedi.​​​​​​​Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 12 Ağustos tarihinde Doğu Akdeniz'e asker göndereceğini ilan etmesinin üzerinden 24 saat geçmeden, Yunanistan ve müttefiki Fransa Girit açıklarında ortak tatbikata girişmişti. Tatbikatta birçok Yunan fırkateyninin yanı sıra Fransız filosunda helikopterlerin havalanabildiği FS Tonnerre tipi bir savaş gemisi de vardı. Tatbikatta ayrıca Girit'teki Suda'ya inen iki Fransız Rafale jeti de yer aldı.​​​​​​​ABD Jeolojik Araştırma Merkezi'nin (USGS) 2010 yılında yaptığı bir araştırmaya göre, Doğu Akdeniz'in Levant Havzası bölümünde tahmini 1,7 milyar varil geri kazanılabilir petrol ve 122 trilyon kübik fit gaz var."​​​​​​​Türkiye'nin Mayıs ayı sonunda Akdeniz'deki yeni ruhsat başvurularını Resmi Gazete'de yayımlaması ve Dışişleri Bakanlığı'nın Twitter hesabından paylaşılan haritalar, Yunanistan'ı paniğe sürükledi. Uluslararası destek arayışına giren Atina yönetimi, Girit ve Rodos açıklarında müttefikleriyle tatbikatlar yaptı.​​​​​​​Türk Dışişleri, bu hafta başında ise Ankara'nın Birleşmiş Milletlere (BM) bildirdiği Doğu Akdeniz'deki deniz sınırları içinde Oruç Reis sismik araştırma gemisinin faaliyet yürüttüğü bölgeyi gösteren haritayı paylaştı.

​​​​​​​Twitter hesabında haritaya yer veren Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İşler ve Denizcilik-Havacılık-Hudut Genel Müdürü Büyükelçi Çağatay Erciyes, "Yunanistan ana karasına 580 kilometre uzaklıktaki Kastellorizo (Meis) adlı 10 kilometrekarelik Yunan adası nedeniyle Yunanistan, 40 bin kilometrekare deniz yetki alanı talep ederek, Oruç Reis'i durdurmaya ve Doğu Akdeniz'i Türkiye'ye kapatmaya çalışmaktadır" dedi.​​​​​​​Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı resmi açıklamada ise, Yunanistan'ın diyalog şansını kendi elleriyle kenara ittiği belirtilerek "Bölgedeki askeri varlığımız, herhangi bir tırmanmaya yol açma hedefi taşımamakta olup, tamamen, gerekmesi halinde meşru savunma hakkını kullanmaya yöneliktir. Sivil bir gemimize askeri müdahalede bulunulmasına tabiatıyla izin verilmeyecektir" denildi.​​​​​​​Yunanistan'ın Mısır ile 6 Ağustos Perşembe günü imzaladığı deniz yetki alanlarını belirleyen anlaşma, Türkiye ile Yunanistan arasındaki müzakerelerin yeniden askıya alınmasına neden oldu. Anlaşma, Girit ve Rodos adalarının kıtasahanlıklarının kısmen kullanılması şartıyla Mısır'ın kıtasahanlığı ile dikey bir koridor oluşturulmasını hedefliyor.​​​​​​​BBC Türkçe'nin haberine göre, Ankara'nın 'korsan' olarak tanımladığı anlaşmanın resmiyet kazanabilmesi için, iki ülke parlamentolarında onaylanması ve ilgili koordinatların Birleşmiş Milletler'e sunulması gerekiyor.

60Türkiye ise, anlaşmanın ardından Oruç Reis araştırma gemisinin sismik çalışmalar için Akdeniz’e açılacağını, Pazartesi günü yayımladığı bir NAVTEX ile duyurdu. 10-23 Ağustos arası geçerli olacak NAVTEX kapsamında, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait iki savaş gemisi de Oruç Reis’e eşlik ediyor. Yunanistan da aynı gün aynı bölge için NAVTEX ilan etti ve Türkiye'nin duyurusunun yasa dışı olduğunu kaydetti.​​​​​​​Almanya başlatması beklenen arabuluculuk girişimi, Yunanistan’ın Mısır ile anlaşma yapması, Türkiye’nin de gemilerini yeniden ihtilaflı bölgeye göndermesi ile daha başlamadan son bulmuş oldu. Her iki tarafın denizde ve havada askeri varlıklarını artırıyor olmaları bölgedeki gerginliğin sıcak çatışmaya kadar varması riskini de beraberinde getiriyor.​​​​​​​Ege Denizi’nden kaynaklanan kıta sahanlığı, karasuları, adaların statüsü ve hava sahası hattı gibi konularda on yıllardır süren anlaşmazlıkların, özellikle son bir yılda Akdeniz’e de yayılması Ankara-Atina hattında çok daha sert bir sürecin başlamasına neden oldu.​​​​​​​Türkiye, 27 Kasım 2019’da Libya ile imzaladığı Deniz Yetki Alanlarını Sınırlandırma anlaşması ile Yunanistan’ın Girit, Karpathos ve Rodos adalarının güneyinde kalan bölgeyi kıta sahanlığı kapsamında gördüğünü ilan etmiş ve bu anlaşmayı BM’ye kaydettirmişti. Anlaşmanın uluslararası hukuka göre bir geçerliliği olmadığını savunan Atina, 1982 tarihli Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne göre adaların kıta sahanlığı hakları olduğunu, Türkiye’nin ortaya koyduğu haritanın Yunanistan’ın egemenlik haklarını çiğnediğini ilan etmişti.​​​​​​​Avrupa Birliği (AB) de Yunanistan’ın açıklamalarını desteklemiş, Türkiye’nin 'yasa dışı' olarak tanımladığı hidrokarbon çalışmalarını durdurmasını talep etmişti. Siyasi alanda yaşanan bu gerilime rağmen, 2019’un ikinci yarısından itibaren Ankara ile yeni kurulan Atina hükümeti arasında diyalog kanalları açık tutuldu. Ancak Yunanistan’ın Fransa ile Türkiye arasında son dönemde giderek gerilen ilişkileri kendi lehine kullanma çabası ve başta AB olmak üzere uluslararası platformlarda köşeye sıkıştırmaya çalışması Ankara’nın tepkisini çekti.​​​​​​​Türkiye, Yunanistan’ın Kıbrıs Rum tarafı ile Akdeniz’deki diğer kıyıdaş ülkeler Mısır ve İsrail ile hidrokarbon faaliyetlerini devam ettirmesi, bunu yaparken de Türkiye ve Kıbrıs Türkleri’nin çıkarlarını göz ardı etmesine tepki duyarak pozisyonunu sertleştirdi.​​​​​​​21 Temmuzda Türkiyeden ilk NAVTEXTemmuz'da Türkiye'den ilk NAVTEX

Türkiye, 13 Temmuz’da Fransa’nın girişimiyle toplanan AB Dış İlişkiler Konseyi toplantısından bir hafta sonra 21 Temmuz’da 'denizcilere duyuru' anlamına gelen ilk NAVTEX’ini yayınladı ve Oruç Reis araştırma gemisinin Türkiye’nin BM’ye bildirdiği kıta sahanlığı sınırları ve 2012 yılında TPAO’ya verilen ruhsat sahaları içinde kalan bölgede sismik araştırmalar yapacağını ilan etti.​​​​​​​Yunanistan ise Türkiye’nin araştırma yapacağı alanların kendi kıta sahanlığı içerisinde olduğunu açıklayarak, sert tepki vermişti. Egemenlik haklarını koruma konusunda geri adım atmayacağını bildiren Yunanistan’ın teyakkuza geçerek bölgeye savaş gemilerini göndermesi, bunun üzerine Türk Deniz Kuvvetleri’nin Oruç Reis’e sağlanan güvenliği artırması bir anda sıcak çatışma tehlikesinin doğmasına yol açmıştı.​​​​​​​Taraflar arasındaki gerginlik, AB Dönem Başkanı sıfatıyla devreye giren Almanya Başbakanı Angela Merkel’in 22 Temmuz’da Erdoğan ve Miçotakis ile telefonda görüşmesi üzerine yatışmıştı. Ancak Ankara ve Atina arasında yeni bir diyalog sürecinin ilan edilmesinden bir gün sonra Yunanistan ile Mısır arasındaki deniz yetki sınırlandırma anlaşması imzalandı. Anlaşmanın 6 Ağustos’ta ilan edilmesinin hemen ardından Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Yunanistan-Mısır anlaşmasının 'yok hükmünde' olduğu çünkü iki ülkenin deniz sınırı olmadığı kayda geçirildi.

69Yunanistan-Mısır anlaşmasına siyasi tepkinin ardından Türkiye'nin ilk somut tepkisi, 10 Ağustos sabah saatlerinde yayınlanan NAVTEX ile verildi. Duyuru, Oruç Reis gemisi ile ona eşlik edecek Ataman ve Cengiz Han gemilerinin 23 Ağustos’a kadar çalışacakları alanların koordinatlarını kayda geçirdi. Türkiye’nin NAVTEX’inden sadece saatler sonra Yunanistan da bir deniz duyurusu yayımladı ve Türkiye’nin ilan ettiği alanların Yunanistan kıta sahanlığı içinde olduğunu, dolayısıyla Türkiye’nin NAVTEX’inin yasa dışı olduğunu savundu.

Bu haber 592032 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
MHP'de Devlet Bahçeli'nin
MHP'de Devlet Bahçeli'nin "A Takımı" belli oldu
MHP'de Devlet Bahçeli'nin
MHP'de Devlet Bahçeli'nin "A Takımı" belli oldu