Hangi Genelkurmay Başkanı zamanında ne kadar FETÖ’cü...

Hangi Genelkurmay Başkanı zamanında ne kadar FETÖ’cü atıldı?.

Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün Sözcü gazetesine yaptığı açıklamada “Fetullahçılık suç olmadığı için ihraç etmedik” ifadelerini kullanması yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Hürriyet Gazetesi yazarı Nedim Şener, hangi Genelkurmay Başkanı zamanında ne kadar FETÖ’cü atıldığını yazdı.

19 Şubat 2020 - 09:41

Hangi Genelkurmay Başkanı zamanında ne kadar ’cü atıldı?

Giriş Tarihi: 19.02.2020 Güncelleme Tarihi: 19.02.2020 

Eski Genelkurmay Başkanı 'ün Sözcü gazetesine yaptığı açıklamada “Fetullahçılık suç olmadığı için ihraç etmedik” ifadelerini kullanması yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi.  yazarı , hangi Genelkurmay Başkanı zamanında ne kadar ’cü atıldığını yazdı.

Hangisinin zamanında ne kadar FETÖ’cü atıldı?
'nün siyasi ayağı tartışmaları sürerken gündemi meşgul eden konulardan bir tanesi de 'daki FETÖ'cü temizliği oldu.  yazarı , "Hangisinin zamanında ne kadar FETÖ'cü atıldı?" adlı köşe yazısında çarpıcı bilgileri kaleme aldı.

İşte Şener'in o yazısının ilgili bölümü:

2002 yılında Hilmi Özkök'ün Genelkurmay Başkanı olmasından sonra Türk Silahlı Kuvvetleri'nde "Fetullahçılık" ihraç sebebi olmaktan çıkmıştı. FETÖ çatı iddianamesi ve basına yansıyan rakamlara göre de Özkök'ün görev yaptığı 2003-2006 dönemde TSK'dan FETÖ'cülerin atılmadığı görülüyordu.

Nitekim Sözcü gazetesine bu konuda yaptığı açıklamada "Fetullahçılık suç olmadığı için ihraç etmedik" dedi. 'ün bu açıklamasından sonra CNN Türk televizyonunda bu sözlerini eleştirdiğimde kendisi programa bağlandı. "Fetullahçılık" konusunda yargı kararı olmadığını iddia ederken, "irtica" başlığı altında ihraçlarını yaptıklarını söyledi.

Oysa "Nurculuk/Fetullahçılık faaliyetleri" konusunda mahkeme kararları vardı, göreve geldiği 2003 yılında da FETÖ elebaşı Gülen hakkında Ankara 11.  tarafından 4616 sayılı kanun çerçevesinde ertelenmiş bir mahkûmiyet kararı da çıkmıştı. Ayrıca 2004 yılının Haziran'ındaki MGK toplantısında bizzat kendisi Fetullahçıların "devlet içinde devlet olduğu, Emniyet, Milli Eğitim, Dışişleri ve TSK'ya sızdığına dair" rapor sunmuştu. Ayrıca kendisinin suç saymadığı "Fetullahçılık", "irtica" başlığı altında nasıl ihraç sebebi olabildi belli değil. Öte yandan Özkök'ün Genelkurmay Başkanlığı ile TSK'dan "Fetullahçılık" gerekçesiyle ihraçlar durmuş, kendisinden sonraki Genelkurmay başkanları da aynı yolu izlemişti. Ancak kendisinden önceki Genelkurmay başkanları "Fetullahçılık" gerekçesiyle subay ve astsubay ihraçlarına imza atmıştı. Eğer Özkök'ün deyimiyle "Fetullahçılık" suç değilse, kendisinden önceki Genelkurmay başkanları yaptıkları ihraçlarla suç işlemişlerdi, öyle mi!Hangi Genelkurmay Başkanı zamanında ne kadar FETÖ’cü atıldı?

.Hilmi Özkök 'cüler hakkındaki mahkeme kararlarını yok saydı!

 yazarı , bugünkü köşe yazısında son günlerde  ile mücadele konusundaki tartışmalara dahil olan 24’üncü Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'e dair çarpıcı bilgiler paylaştı. "FETÖ elebaşı ve “Fetullahçılar” hakkında çok sayıda mahkeme kararı vardı. Ama Hilmi Özkök ve komutanlar olup biteni seyretmeyi tercih etti." diyen Şener, "Özkök döneminde ’dan “Fetullahçı” tek kişi ihraç edilmedi." ifadelerini kullandı.

FETÖ'cüler hakkındaki mahkeme kararlarını yok saydı!
Geçtiğimiz günlerde özel bir televizyon kanalının canlı yayınına bağlanarak açıklamalarda bulunan 24'üncü Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün ifadeleri tartışılmaya devam ediliyor. Son olarak konuyu köşesine taşıyan  yazarı , Hilmi Özkök dönemine ilişkin çok çarpıcı bilgiler paylaştı.

İşte Şener'in yazısının ilgili kısmı:

2004'TE 'DEVLET İÇİNDE DEVLET' DİYEN KENDİSİ
FETULLAHÇI Terör Örgütü'nün Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sızmaya başladığı ilk andan itibaren sınırlı da olsa mücadele başladı. 1982 yılında Kuleli 'nde 500'e yakın öğrencinin  ile ilişkisi tespit edilmiş, 90 öğrenci atılırken diğerleri yaşı küçük olduğu için kazanmak amacıyla okulda eğitime devam etmişti. 1986 yılında Maltepe Askeri Lisesi'ne çalıntı soruyla girenler tespit edildi, suçunu itiraf edenler affedildi. Bunlardan bazıları 15 Temmuz darbe girişiminde tuğgeneral ve tümgeneral olarak ihanetin içinde yer aldı. Buna karşın 1987 yılından itibaren 'da FETÖ ilişkisi tespit edilen 7 subay, 17 astsubay ihraç edildi. TSK'da "Fetullahçılık" gerekçesiyle ihraç edilenlerin sayısı 1987 ile 2003 arasında 400'ü buldu. Bunun 139'u subay, 261'i astsubaylardan oluştu.

Ancak Orgeneral Hilmi Özkök'ün Genelkurmay Başkanı olduğu 2003 yılından itibaren "Fetullahçılık" gerekçesiyle TSK'dan ihraçlar tamamen son buldu. Ondan sonra Genelkurmay Başkanı olanların döneminde de TSK'da "Fetullahçılık" gerekçesiyle atılan olmadı. Bu konuda Sözcü gazetesine açıklama yapan eski Genelkurmay Başkanı Özkök, "2002-2006 yıllarında o zamanki adıyla 'cemaat' olan Fetullahçılık kanunen bir suç sayılmıyordu. Kanunun suç saymadığı bir konumda olan kişiye 'ordudan atmak' gibi ağır bir ceza verilebilir mi?" diye soruyordu.

Oysa FETÖ'nün orduya sızdığı anlaşılan 1987'den itibaren "Fetullahçılık" ihraç için yeterli gerekçelerden biri olmuştu. Nitekim Özkök'ten önceki dört Genelkurmay Başkanı döneminde 400 FETÖ'cü ihraç edilmişti. Özkök'ün deyimiyle, o zaman bu Genelkurmay başkanları haksız yere ihraç etmiş, suç işlemişti öyle mi?

Hilmi Özkök konuya hâkim olmayanları bunlara inandırabilir ama gerçekler başka şeyler anlatıyor. Özkök, "2003 yılında Fetullahçılık suç sayılmadığı için ihraç etmedik" derken, 2004 yılı Haziran ayında  toplantısında, Fetullahçıların Emniyet'e, 'e hatta TSK'ya sızdığına, "devlet içinde devlet" olduklarına dair sunum gerçekleştirdi. Suç saymadığı Fetullahçıların "devlet içinde devlet" olduğunu MGK gibi devletin zirvesinde anlattıktan sonra ne yaptı peki?

Aklınıza FETÖ'cüleri ihraç ettiği geliyorsa yanılıyorsunuz. Çünkü o sunuma rağmen TSK'dan "Fetullahçı" tek kişi ihraç edilmedi.

MAHKEME KARARLARINA 'YOK' DEDİ
HİLMİ Özkök, önceki akşam bağlandığı CNN Türk kanalında, 2003 sonrası "irtica" kapsamında atılanlar arasında "Fetullahçıların" da olduğunu söyledi. Söylediği gibi kanunen suç sayılmadığı halde "Fetullahçıları" hangi gerekçeyle "irtica" kapsamına alarak TSK'dan attıklarına ikna edici cevap vermedi.

Ayrıca o zamanki adı "cemaat" olan Fetullahçılarla ilgili suç ya da mahkeme kararı olmadığını söyledi. Bu da tamamen yanlış, çünkü  hakkında o tarihe kadar olan mahkeme kararları şunlardı:

'nun 20.9.1965 gün ve E.234, D.1, K.313 sayılı kararı. Askeri Yargıtay'ın 24.10.1973 gün ve E.1973/146, 1973/242 sayılı kararı.

Güney Deniz Saha Komutanlığı Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi'nin 21.05.1974 gün ve E.1974/12, 1974/10 sayılı kararı.

 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin 10.03.2003 gün, E.2000/124, K.2003/20 sayılı kararı.

Bu mahkeme kararlarında FETÖ elebaşının "Nurculuk faaliyetleri kapsamında illegal bir yapılanma" olduğu açıkça yazıyordu.

Hilmi Özkök'ün Genelkurmay Başkanlığı yaptığı dönemde, FETÖ elebaşı Gülen hakkında Ankara 11. 'nde "silahlı terör örgütü yönetmek" suçlamasıyla yargılama devam ediyordu.

Yani, FETÖ elebaşı ve "Fetullahçılar" hakkında çok sayıda mahkeme kararı vardı. Ama Hilmi Özkök ve komutanlar olup biteni seyretmeyi tercih etti.Hangi Genelkurmay Başkanı zamanında ne kadar FETÖ’cü atıldı?

'ün  ile ilgili açıklamalarına sert tepki: Namaz kılıp eşi başörtülü diye attıklarınız FETÖ'cü değildi

Son dönemde "'nün siyasi ayağı" tartışmalarıyla birlikte eski genelkurmay başkanları da FETÖ ile ilgili açıklamalarda bulunurken, örgüt üyelerinin TSK'ya sızması ile ilgili sorumluluk almayanlar hedef saptırmaya çalışıyor. Son olarak eski Genelkurmay Başkanı  "FETÖ'cülük o dönem suç değildi" diyerek örgüt üyelerinin TSK'ya sızmasına kılıf uydurdu. Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu ise bugün köşesinde kaleme aldığı yazıda Özkök'e sert tepki gösterdi.

Namaz kılıp eşi başörtülü diye attıklarınız FETÖ'cü değildi

Son günlerde "FETÖ'nün siyasi ayağı" ile ilgili söylemlerde bulunarak örgütün yapılandığı dönemde kendi görev alanlarında yaşananların sorumluluğunu almaktan kaçınanlar kervanına eski Genelkurmay Başkanı  de katıldı. Sözcü Gazetesi'ne röportaj veren Özkök, görevde bulunduğu dönemde 'cülerle ilgili hiçbir işlem yapılmamasını "O dönem FETÖ suç değildi" diyerek savundu. Oysa Özkök'ün görevde bulunduğu dönem de dahil olmak üzere TSK'da görev yapan birçok subay ve astsubay sadece namaz kıldığı, ailesinde başörtülü kadınlar bulunduğu gibi gerekçelerle ordudan atılmıştı. Namaz kıldığı için gerici/şeriatçı ilan edilen, eşi/annesi başörtülü diye yemin törenlerine alınmayıp kapılarda ağlatılan bu gerekçelerle ordudan atılan hiçbir subay/astsubay FETÖ'cü çıkmazken, o dönem "namaz kılmak, başörtü takmak suç değil" demeyen Özkök, söz konusu FETÖ olunca ise sınav sorularının çalınmasını, TSK içerisine sızılarak yabancı istihbarat örgütlerine ajanlık yapılmasını görmezden gelip örgütü savunmaktan geri kalmadı. Ordudan atılan vatansever askerler yerine FETÖ'cülerin yerleştirilmesine göz yumulurken, PKK'ya istihbarat vererek onlarca askerimizi şehit ettiren FETÖ'cüler görmezden gelindi. Son dönemde gündemi meşgul eden tartışmaları ve Özkök'ün sözlerini köşesine taşıyan Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu ise yaşananlara sert tepki göstererek "Bunların akılları, bence hâlâ Fetullah Gülen'in bir hoca olduğunda.. Adamın CIA kucağında oturan bir hain örgütün başı olduğuna, Hilmi Özkök hâlâ inanmıyor olmalı.." dedi.

İşte Ali Karahasanoğlu'nun "Hırsızlık suç değil ama eşi örtülü olmak suçmuş" başlıklı o yazısı
Aman Allah'ım..

Aman ki ne aman..

Bu insanlar, bu ülkede Genelkurmay Başkanlığı mı yapmış?

"Çok kritik bir coğrafyada yaşıyoruz, çok güçlü ordumuz olması lazım. Bu ordumuz için de, her şeyimizi feda etmeliyiz" sözlerini, bu Genelkurmay Başkanları ne kadar haketmiş?

Bir tanesi geçen hafta konuşmuştu.

"2009 Haziran ayında yapılan kanun değişikliği ile, TSK'da suçüstü yaptığımız astsubaylar kurtarıldı, sivil mahkemede yargılanmaları sağlandı" mealinde laflar etmişti..

Oysa gerçek ne idi?

Kastedilen Kayseri'deki astsubayların yargılamaları askeri mahkemede yapılmış, Askeri Yargıtay tarafından da, beraat kararları onanmıştı.

Sivil mahkemeye gidiş falan yoktu..

FETÖ'cü astsubayları beraat ettirenler de, sivil hakimler değil.. Asker hakimler idi.

O Genelkurmay Başkanı'nı geçtik..

Şimdi bir başka Genelkurmay Başkanı kafayı çıkardı..

Bir sayfalık röportajında, bir dediği, diğer dediğini tutmayan bir orgeneral emeklisi..

Hani, "Bazı şeyleri tam hatırlayamıyorum. yaş geldi 80'e" dese..

Mazur göreceğim..

"O yaşa gelebilecek miyiz. Gelsek de, bakalım bizim hafıza o yaşta neleri hatırlayabilir" deyip geçeceğim..

Ama emekli Genelkurmay Başkanı'mız iddialı..

Olayları hatırlamada da iddialı.. Yorumlamada da iddialı..

Suçlamada da iddialı..

2002 ile 2006 yılları arasında Genelkurmay Başkanlığı yapan Hilmi Özkök'ten bahsediyorum..

Röportaj verdiği Saygı Öztürk, ifadeler ile oynamamış ise..

İlkokul çocuğunda bile göremeyeceğiniz tutarsızlıklarla dolu bir röportaj..

Soruluyor kendisine:

"TSK içindeki FETÖ'cüler niye temizlenmedi?"

Emekli Orgeneral Hilmi Özkök cevap veriyor: "2002-2006 yıllarında o zamanki adıyla 'Cemaat' olan Fetullahçılık, kanunen bir suç değildi. Kanunun suç saymadığı bir konumda olan kişiye 'Ordudan atmak' gibi ağır bir ceza verilebilir mi?"

Orgeneral olmanıza gerek yok..

Genelkurmay Başkanlığı yapmış olmanıza gerek yok..

Okumuş olmanıza, mürekkep yalamış olmanıza gerek yok..

Koca bir Türkiye'nin, etrafı çevrili düşmanlara karşı en fazla uyanık olması gereken silahlı gücünün en tepesinde 4 yıl görev yapmış olmanıza gerek yok..

"O zaman adı cemaat olan Fetullahçılık, kanunen suç değildi" ne demek komutan?

1980'li yıllarda, soru çalarak askeri liselere giren bir gruptan bahsediyoruz..

1980 darbesinden sonra, Sıkıyönetim Mahkemesi tarafından arandığı dönemde yakalandığında, önce Deniz Kuvvetleri komutanının talimatı ile serbest bırakılmak istenilen..

Olmayınca, darbenin bir numarası Kenan Evren tarafından il komutanı aranıp, serbest bıraktırılan Fetullah Gülen'in ordu içindeki yapılanmasından bahsediyoruz..

Başörtülü şehit annelerinin, orduevi kapılarında iteklendiği dönemlerden, "İrtica her kamu kurumuna sızabilir, TSK'ya ise asla" diye tafra atılan dönemlerden bahsediyoruz..

Aradan yıllar geçtikten sonra öğreniyoruz ki, "Fetullahçılık suç değil"miş..

Hani bu komutan, yarın bir başka röportajda "Fetullahçılık ne ki?" dese, hiç şaşırmamak gerekir..

Bunların akılları, bence hâlâ Fetullah Gülen'in bir hoca olduğunda..

Adamın CIA kucağında oturan bir hain örgütün başı olduğuna, Hilmi Özkök hâlâ inanmıyor olmalı..

Ki..

Soru çalan.. Kendi adamlarını hırsızlıkla askeriyeye sokan.. Sonrasında kendi adamlarını yükseltmek, rakipsiz hale getirmek için, diğer öğrencileri askeri okullardan attıran.. İnancını istismar ederek, aldattığı gençlere, "Orduda iken namaz kılmayın. Eşinize başörtü taktırmayın" diye fetvalar veren..

Hatta..

"Sizden şüphelenilmemesi için, içki için, eşinize mini etek giydirin" diyebilen bir takıyyeci örgütten bahsediyoruz..

Ama Hilmi Özkök, "O zaman suç değildi" diyor..

Soru çalarak TSK'ya girmek, rakip olmaması için diğer öğrencilere iftira ederek tasfiye etmek suç değil idi ise, "irtica" gerekçesi ile yıllarca attığınız dindar subayların suçunu söyleyin, bay komutan..

Öyle ya..

Bir yandan binlerce subayı "irtica" gerekçesi ile ordudan atmışsınız..

Ama bunların % 99'u, FETÖ'cü çıkmamış. Kendi halinde, namaz kılan subaylar, annesi-eşi başörtülü subaylar oldukları ortaya çıkmış.

Onları atarken, "Eşi başörtülü olmak suç değil" denilmemiş..

"Annesinin başındaki örtü, ihraç için sebep olamaz" denilmemiş..

Sıra FETÖ'cülere gelince..

Takıyyecilere gelince..

Hırsızlık yapanlara gelince..

Fetullahçılığı bir kenara bırakın.

En azından hırsızlıklarını gösterip, "Anca gidersiniz" denilmesi gerekir iken..

Hırsızlıkları gözden kaçırılıp, "Fetullahçılık suç değil ki" gerekçesi ile, korunup kollanmışlar..

Daha önemlisi..

Aynı komutan, aynı röportajda, bakın önceki sözleri ile nasıl çelişkiye düşmüş:

"Anayasa gereği YAŞ kararları yargı denetimi dışında tutulduğundan, ihraç edilenler yargıya başvuramıyorlar düşüncesiyle o zaman YAŞ üyesi Başbakan ve Milli Savunma Bakanı kararlara şerh koyuyorlardı. Umarım şimdilerde 'Fetullahçılar niye atılmıyordu' diyenler bu açıklamalarımı düşünürler."

Çaktırmadan, AK Parti iktidarına saldırıyı görüyor musunuz?

TSK, Fetullahçıları atıyormuş da.. AK Partili bakanlar şerh koyuyormuş..

Bilmeyenler da sanır ki, şerh konulunca, subaylar atılamıyordu..

O günleri yaşayan bir gazeteci-hukukçu olarak söyleyeyim..

Başbakan şerh koyuyordu..

Ama Yüksek Askeri Şura'nın üyesi olan komutanların oyları ile, adeta "Zıt Erenköy" dercesine, atmak istediklerini atıyorlardı..

O şerhin, hiçbir hukuki önemi olmuyordu.. Kimseye bir faydası olmuyordu..

Yeter ki, TSK, birisini atmak istesin..

Kimseye sormadan atıyorlardı..

Kimse de engel olamıyordu.. Yargıya bile gidilemiyordu..

Suçsuz olduğu halde, istediklerini atan komutanlar, şimdi atmadıkları FETÖ'cüler için, atılanlara konulan şerhi gerekçe gösteriyorlar..

O şerhlere rağmen, yüzlerce subayı yine atmadınız mı?

Attınız..

O zaman, FETÖ'cüleri niye atmadınız?

Niye "Şu şu subayın, CIA ile bağlantısı var. Sınavlarda soru çalma tespitleri var" diyemediniz? Bu gerekçe ile, ihraç prosedürünü niye başlatmadınız?​​​​​​​

Bu haber 202069 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sandığın telafisi olmaz
Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sandığın telafisi olmaz
Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sandığın telafisi olmaz
Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sandığın telafisi olmaz