25 bin seçmene 2 pusula! Büyükşehir pusulası verilmiş....

Ali İhsan Yavuz,Bu işte organize bir çalışma var. Biz organize usulsüzlük diyoruz onun için. Ben diyorum ki seçimden önce başlayarak birileri, CHP'yi suçlamıyorum,  CHP'nin sadece buradaki duruşu anlamında demokrasiyi arındıran, lekeleri ortadan  kaldıran, endişeleri ortadan kaldıran, şaibeleri ortadan kaldıran bir duruş  sergilemiyor o başka ama ben CHP'yi suçlamıyorum ama bir el, bir kısım eller  seçimden önce başlayarak, sandık başkanları üzerinden bir operasyon yürüttüler adeta.' dedi.


25 bin seçmene 2 pusula! Büyükşehir pusulası verilmiş....

25 bin seçmene 2 pusula! Büyükşehir pusulası verilmiş...

Giriş Tarihi: 17.4.2019  10:01 Güncelleme Tarihi: 17.4.2019  10:17

 dün  seçimlerinin iptali için 'ya başvurdu. AK Parti'nin İstanbul seçimlerinde usulsüzlükleri tek tek anlatarak yaptığı başvuruda dikkat çeken detaylar ise "verilmeyen oy pusulaları ve "seçmen listesindeki hükümlülüler" oldu. İtirazın tamamı belgelenmiş “tam hukuksuzluk” gerekçesine dayandırıldı. Organize seçmen kaydırmaların ve usulsüz sandık kurullarının altı çizildi...

25 bin seçmene 2 pusula! Büyükşehir pusulası verilmiş...

AK Parti, zincirleme usulsüzlüklerin tespit edilip belgelendiği İstanbul seçimlerinin, "tam hukuksuzluk" gerekçesiyle "iptali ve seçimin yenilenmesi" talebiyle Yüksek Seçim Kurulu'na başvurusunu dün yaptı. AK Parti Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz'un üç bavul dolusu belge ve tutanakla yaptığı olağanüstü itiraz başvurusu, seçim sonucunu etkileyecek boyutta tamamı belgelenmiş "organize usulsüzlük" gerekçesine dayandırıldı. YSK'nın Maltepe'deki sayımın tamamlanmasının ardından başvuruyu gündeme alacağı öğrenildi. 3 bavul dolusu belge ve 50 sayfalık dilekçeyle yapılan olağanüstü itirazın dayanakları şöyle açıklandı:Binali Yıldırım: İlk kez paylaşıyorum. Sandıklarda üç pusula yerine iki pusula verildiğini söylüyor insanlar

Binali Yıldırım: İlk kez paylaşıyorum. Sandıklarda üç pusula yerine iki pusula verildiğini söylüyor insanlarCumhur İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım önemli açıklamalarda bulundu. Binali Yıldırım, "Oylar sandıkta iç edilmiştir. Bizim oylarımız rakip adaya yazılmıştır. Oyların tamamı sayılabilmiş olsaydı seçimin sonucu böyle olmayacaktı. Bu fark kapanacak ve terse dönecekti" dedi. 

Binali Yıldırım Büyükçekmece'deki usulsüzlüklerle ilgili ise, "Bu iş 1 sene önceden planlanmış. Sahtekarlığın son kullanma tarihi olmaz" şeklinde konuştu. Yıldırım seçimlerde yaşanan usulsüzlüklerle ilgili yeni bilgiler paylaşarak, "Seçimden sonra bizi yüzlerce insan aradı. Bunu da ilk kez paylaşıyorum. Sandıklarda üç pusula yerine iki pusula verildiğini söylüyor insanlar." dedi. 

Ekrem İmamoğlu'nun futbol maçlarına gitmesiyle ilgili bir soruya Yıldırım, 'Amigolukla başkanlık olmaz. Başkanlığı verecek olan YSK’dır." cevabını verdi.

Büyükçekmece'deki seçim iptal edilecek mi?

25 BİN SEÇMENE EKSİK PUSULA

25 bin seçmene, içinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylarının yer aldığı pusula verilmedi. Eksik pusulaların Büyükçekmece, Bakırköy ve Avcılar'da yoğun olduğu öğrenildi.

SEÇMENLER KAYDIRILDI

Sadece Büyükçekmece İlçesi'nde yapılan incelemelerde bu durumda olan 10 bine yakın kişi bulunduğuna ilişkin tespit tutanakları teslim edildi.

OYLAR BAŞKA YERE YAZILDI

Maltepe 642, Büyükçekmece'de ise 284 sandıkta oyların birleştirme tutanaklarına aktarılması sırasında AK Parti'ye verilmiş binlerce oy başka partilere kaydırıldı.

GEÇERSİZLER AK PARTİ ALEYHİNE

Sayılan geçersiz oyların yüzde 85.5'inin Binali Yıldırım'ın aleyhine olduğu tespit edildi.

YÜZDE 10 SAYILDI, FARK 13 BİN

Tüm oyların yüzde 10'u sayılmışken, bu fark 13 bin 900'lere indi. Sayım belgelerinde 5 bin 388 mühürsüz, kayıp oy var. 16.884 oy başka adaylara yazıldı.

19 BİN GÖREVLİ KAMUDAN DEĞİL

62 bin 560 kişinin 19 bini kamu görevlilerinin arasından seçilmemiştir. Aralarında KHK ile ihraç edilmiş 12 kişi var.

HÜKÜMLÜ SEÇMENLER VAR

Türkiye'nin birçok cezaevinde hükümlü olanlar var. Yanına oy kullanamaz şerhi düşmeden 5 bin 187 hükümlü kayıtlarda yer almış.

AK Parti, sandıktaki organize usulsüzlüğe ait delilleri 3 valiz içinde YSK'ya teslim etti. İtiraz dilekçesinin 50 sayfa olduğu öğrenildi.

"Oylar sandıkta iç edilmiştir"

ŞAİBEYİ ORTADAN KALDIRACAK MERCİ YÜKSEK SEÇİM KURULU

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, YSK kararının herkesi bağladığını belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı: "Ama ortada bir şüphe var ve bu şüpheyi gideremedik. Daha maddi hataların düzeltimi, geçersiz oyların sayımı ve tüm oyların sadece yüzde 10'u kadar sayılmışken, fark 29 binlerden 13 bin 900'lere indi. İddia ediyoruz ki tamamı sayılsaydı lehimize bu seçim sonuçlanacaktı. Bu işte gerçekten bir iş var, net bir organize usulsüzlük var, seçim yolsuzluğu var. Bütün bu şaibeyi ortadan kaldıracak tek merci YSK'dır."

Ali İhsan Yavuz

YSK'NIN KARARINA KADAR MAZBATA VERİLMESİN

Maltepe'deki sayımın tamamlanması ve İstanbul İl Birleştirme Tutanağı'nın düzenlenmesiyle birlikte YSK süreci başladı. YSK üç gün içinde nihai kararını verecek ve bu karara itiraz edilemeyecek. AK Parti, itiraz süreci sonuçlanana kadar CHP adayı Ekrem İmamoğlu'na mazbata verilmemesi için İl Seçim Kurulu'na başvurdu. AK Parti İl Başkanı Bayram Şenocak, "Seçimlerin iptalini sağlarsak süreci en şeffaf şekilde yöneteceğimizi düşünüyoruz" diye konuştu.

Binali Yıldırım: Oylarımız sandıkta iç edildiAK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yavuz'dan canlı yayında önemli açıklamalar

AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI YAVUZ'DAN CANLI YAYINDA ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR Genel Başkan Yardımcısı , 'Bu işte organize bir çalışma var. Biz organize usulsüzlük diyoruz onun için. Ben diyorum ki seçimden önce başlayarak birileri, 'yi suçlamıyorum,  CHP'nin sadece buradaki duruşu anlamında demokrasiyi arındıran, lekeleri ortadan  kaldıran, endişeleri ortadan kaldıran, şaibeleri ortadan kaldıran bir duruş  sergilemiyor o başka ama ben CHP'yi suçlamıyorum ama bir el, bir kısım eller  seçimden önce başlayarak, sandık başkanları üzerinden bir operasyon yürüttüler adeta.' dedi.

 Genel Başkan Yardımcısı , bir TV kanalında soruları yanıtladı.

 öncesinde hem kendisinin hem de Yüksek  (YSK) Başkanı Sadi Güven'in seçimlerin güvenliği olduğu yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Yavuz, 'de en güvenilir kurumların başında YSK'nin geldiğini bugün de söyleyebileceğini belirtti.

Sistemin ve mevzuatın iyi olduğunu vurgulayan Yavuz, "Burada bir sorun yok ama tamamen bu seçimde gördük ki mesele sistem meselesi değil, mevzuat meselesi değil. O mevzuatta olan hükmü tamamen bertaraf eden, yok eden, yok sayan ve o çerçevenin tamamen dışına çıkarak seçim sürecini işleten birtakım unsurların olduğunu fark ettik." ifadelerini kullandı.

Yavuz, şöyle devam etti:

"'da 31 bin 280 sandık var. 31 bin 280 sandığın başına birer sandık başkanının yerleştirilmesi gerekiyor ve bir de 31 bin 280 sandığın başına kurul üyesi olarak bir memur üye atanması gerekiyor. 298 sayılı yasanın 22. maddesi ve 23. maddesi çok açık. Diyor ki, 'İlçede bulunan kamu görevlilerinin listesini mülki idare seçim kuruluna teslim eder. Seçim kurulu başkanı, o mülki idarenin teslim ettiği listeden kurayla çeker, sandık çarpı iki kat oranında'. Neden 2 kat çekiyor. Her ne kadar memur olsa bile engeli olanlar olabilir. Hastanede olur, yurt dışında olur, hatta kamu görevlisi olmasına rağmen engel bir hali bulunabilir, mesela polis olmamalı, zabıta olmamalı, asker olmamalı, askeri personel olmamalı vesaire vesaire. Onun için iki kat oranında çeker ve bu iki katı oranında çektiği listeden engeli olanları ayırır ve kalanlarını sandık başkanlığına yerleştirir.  resmi üyelerini de böyle yapar. Kanun bu kadar açık ve net. Peki ne yapıldı? Mülki idare amiri, bir liste teslim etti, kamu görevlileri listesini. Kamu görevlilerinin listesinin dışına, o listenin dışına çıktı."

"İLÇE SEÇİM KURULUNA GÜVENMEYECEĞİZ NEREYE GÜVENECEĞİZ?"
Süreçlerin ilçe seçim kurulu nezdinde yürüdüğünü aktaran Yavuz, "İlçe seçim kurulunun yaptığı işlemin kanunun tamamen dışına çıkıp çıkmadığını ne il seçim kurulu biliyordu, bu seçimler yapıldıktan bir süre sonrasına kadar, biz tespit edene kadar ne de biz biliyorduk. Diyeceksiniz ki niye bilmiyorsunuz, niye takip etmiyorsunuz? Bunlar gizli. Bunlar ilan edilmiyor. Biz ilçe seçim kuruluna güvenmeyeceğiz de nereye güveneceğiz." şeklinde konuştu.

62 bin 560 görevlinin 19 bin 623'ünün kamu görevlilerinin dışından seçildiğini aktaran Yavuz, "Bunu yapan CHP değil" şeklinde araya girilmesi üzerine, şöyle konuştu:

"Ben  demiyorum, CHP'yi suçlamıyorum burada. Aslında 'Demokrasi olmadan bir şey olmaz, demokrasiyi lekelemeyelim diyor CHP'nin Sayın Genel Yardımcısı Muharrem Bey (Erkek)'. Aynı şeyi söylüyoruz. Demokrasi lekelenmesin, demokrasi şaibelerin gölgesi altında kalmasın. Orayı temizleyelim, arındıralım. Demokrasi bizim en önemli değerimiz. Madem bütün bunlar oldu, daha çok muhalefet partileri bunu takip etmesi gerekir. Dünyada bu böyle. Maalesef Türkiye'de bu böyle olmadı, olmuyor."

Görevlendirilen kamu görevlileri arasında da engeli olan çok kişinin bulunduğunu aktaran Yavuz, "Mesela askeri personel var. Aşçı var, şoför var, bahçıvan var, hizmetli var, hademe var ve bunları sandık başkanlıklarına yerleştirmişler. Halbuki bunlar 298 sayılı yasayla olmaya mümkün değil." ifadelerini kullandı.

Sandıklarda sandık başkanı ve üyesi olarak görevlendirilenler arasında kanun hükmünde kararnameyle ihraç edilenlerin dahi olduğunu kaydeden Yavuz, "Kanun bu kadar netken bütün bunlar olmuş ise bir kere kanun dışına çıkılmış olduğunu söylememiz mümkün değil midir? Kanunun dışına çıkılmış." dedi.

"ORGANİZE BİR ÇALIŞMA VAR"
Yavuz, şöyle konuştu:

"Bu işte organize bir çalışma var. Biz organize usulsüzlük diyoruz onun için. Ben diyorum ki seçimden önce başlayarak birileri, CHP'yi suçlamıyorum, CHP'nin sadece buradaki duruşu anlamında demokrasiyi arındıran, lekeleri ortadan kaldıran, endişeleri ortadan kaldıran, şaibeleri ortadan kaldıran bir duruş sergilemiyor o başka ama ben CHP'yi suçlamıyorum ama bir el, bir kısım eller seçimden önce başlayarak, sandık başkanları üzerinden bir operasyon yürüttüler adeta. Operasyon ifadesi belki biraz fazla ama... Büyükçekmece olayı bir örnektir. Onun dışında sandık başkanları düşünebiliyor musunuz ihraç edilenler görev yapamayacaklar, kamu görevlisinin dışında olanlar, ilkokul mezunu, sıradan insanlar, kamu görevlisi değil ve birinci derece yakını ihraç edilenlerin sayısı ise acayip fazla. Ben diyorum ki kamu görevlisinin dışına çıkamaz, çıkmış, bir de üstelik böylelerini seçmiş. Burada bir anormallik yok mu? Ben diyorum ki sandık başkanlarından başladı bu iş, seçim kurulu hakiminin çoğu yerde haberi olmayabilir, direkt onları suçlamak istemiyorum, seçim kurulu müdürleri mi, seçim kurulundan birileri mi onu bilmiyoruz."

Soru üzerine, Yavuz, "Muhtemelen bu işten sonra birçok soruşturma dosyası açılacak ve bu işlerin içerisinde kimin, kimlerin parmağı olup olmadığı, rol alıp almadığı da ortaya çıkacak ama biz diyoruz ki tam bir kanunsuzluk var. Bunu nasıl izah edebiliriz? Tamamen dışarıya çıkıldı ve sandık başkanları üzerinden bir operasyon yürütüldü adeta." şeklinde konuştu.

"Diyelim ki bunların hepsi doğru. Binali Bey seçimi kazanmış olsaydı, o gece açıkladığı gibi 3-4 bin oyla seçimi kazanmış olsaydı, siz yine bunu gündeme getirecek miydiniz?" şeklindeki soru üzerine Yavuz, "'dan örnekler veriliyor, hiç benzemiyor. Türkiye Cumhuriyeti devletinde, siyasi tarihimizde bu derece şüphenin, İstanbul seçimlerine münhasıran söylüyorum şaibenin ve bu derece seçim yolsuzluğunun ortaya çıktığı başka bir seçim yok." ifadelerini kullandı.

AK Parti'nin seçimlerde iyi organize olmuş bir parti olduğunun belirtilmesi üzerine ise Yavuz, "Bizim görevlimiz her yerde var ama belgeler değiştirilmiş. İmzasız belgeler var. Boş belgeler var. Bunlar sandığın başında boş değildi. Bunlar başka yerde planlandı ve yapıldı. Bu kadar net söylüyorum." dedi.

Yavuz, kendilerinin de hatalarının eksiklerinin olabileceğini ancak bir yolunun bulunarak belgelerin değiştirildiğini ifade etti.

SEÇİM AKŞAMI
Seçim akşamı saat 24.00 ile 01.00 arasında İstanbul İl Başkanlığına geldiğini de anlatan Yavuz, şöyle dedi:

"Hemen orada bir merkez oluşturduk ve çalışmaya başladık. Bizim İstanbul İl Teşkilatının elinde sandık sonuç tutanakları var. Bizim kendi tuttuğumuz az önceki çetele şeklinde, sayım döküm çizelgesini parti olarak müşahitlerimize verdik, tutmuşlar. Biz bunların sonucu sisteme girilmesi karşısında il başkanımız eliyle 3 bin 870 oyla biz kazandık dedik. Bakınız işte onların önemli bir kısmını gördük, fark ettik ve o ıslak imzalı tutanak sonucu gittik ve bunları düzelttik. Ne kadar insan düzeltildi, isterseniz onu da söyleyelim, üç türlü bir çalışma yapıldı. Maddi hataların düzeltilmesi, bu maddi hataların düzeltilmesinden 8 binin üzerinde bir düzeltilme yapıldı. Bugün de Ekrem İmamoğlu yüksek görünüyor, o gün de yüksek görünüyor fikri var. Tamam ama biz sadece 8 bin maddi hatayla düzelttik. Geçersiz oylardan 5 bin 594 düzeltildi. Sonra da bütün sandıkların yüzde 10'u sayıldı, düzeltildi ve sonuç olarak geldiğimiz noktada 16 bin 884 oy AK Parti lehine, 2 bin ki bu binlere düştü CHP lehine yazıldı, bu oranlar bu akşam değişti Maltepe'nin sonuçları girince. Yüzde 85 her bir kalemde yüzde 85 AK Parti'nin aleyhine yazıldığını gördük. Hatta bugün Maltepe'nin ve diğerlerinin girişiyle yüzde 89... Yani yüzde 11 hata CHP aleyhine yapılmış, yüzde 89 AK Parti aleyhine. Bunun tesadüfen olması mümkün müdür?"

Sandıklarda hatalar yapıldığını aktaran Yavuz, "Yer yer eksik pusula verildi, yer yer fazla pusula verildi yer yer fazladan işler yapıldı. Bunu sandık başkanının bilgisi dahilinde olmadığı sürece yapamazsınız. 25 bin diyorum ben, bir iki üç demiyorum. Hiçbir seçimde bu böyle olmamıştır. Cumhuriyet Halk Partisinin ileri gelenleri şöyle diyor, 'Ankara'da da bizim itirazlarımız vardı'. Aynı şey kesinlikle değil. Aynı delilerle hiçbir zaman  Kuruluna gidilmedi." diye konuştu.

'ONLARCA KANUNSUZLUK ÖRNEĞİ GÖRÜYORUZ'
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, seçim tartışmalarına ilişkin, "Elimizi nereye atsak, onlarca kanunsuzluk örneği görüyoruz. Bunlara tam kanunsuz demeyeceksek, bunlar birer iptal nedeni olmayacaksa, ne, ne zaman, nasıl iptal nedeni olacak? Bu kadarı ne Ankara'da ne başka yerde hiç ortaya çıkmadı." dedi.

İtirazların sandık başında niye yapılmadığına ilişkin soru üzerine Yavuz, sandık başındaki görevlilerinin, bunların hangi birine itiraz edileceğine dair il teşkilatını bilgilendirdiklerini, bunun üzerine ilgili sandıklara ve ilgili yerlere ilişkin itirazların yapıldığını söyledi.

298 sayılı yasanın 128. maddesinin "Sandık başı iş ve işlemlerine karşı ilçe seçim kuruluna itiraz edebilmesi için önce sandık kuruluna şikayet ve itirazda bulunulmuş olması şart değildir" dediğini aktaran Yavuz, bunun üzerine il, ilçe ve Yüksek Seçim Kurulu'na gittiklerini belirtti.

Yavuz, İstanbul'da bir kalem değil birçok kalemle kanuna aykırılığın söz konusu olduğunu savundu.

"ÖZEL BİR PLANLAMAYLA YAPILABİLECEK BİR ŞEY"
Seçimden önceki açıklamalarının hatırlatılması üzerine, sandık başkanlarının nasıl belirleneceğini kanunun çok net bir şekilde ortaya koyduğunu, ilçe seçim kurulunun başkanı olan kıdemli hakime sorumluluk verildiğini anlatan Yavuz, şöyle devam etti:

"Kamu görevlileri arasından yapmıyor, tamamen dışarı çıkıyor. Ben buna nasıl güvensiz derim. Bu daha bugüne kadar ortaya çıkmamış. Böylesi ortaya çıkmamış ve böylesinin ortaya çıkacağını ne sen kestirebilirsin ne ben. O zaman kabul edelim. Bu ancak özel bir uğraşla, özel bir planlamayla yapılabilecek bir şey. Bu yapıldıktan sonra anlıyoruz ki birisi yapmış bunu, birileri yapmış ama birilerinin de tek başına yapması mümkün değil. Çünkü İstanbul'un her ilçesinde mi bu olur? O zaman seçim kurulu başkanlarını birisi yanıltmış olabilir.

Nüfus müdürlüğünün burada hiçbir etkisi yok. Mülki idare amiri kim? Kaymakam. Kamu görevlilerinin listesini veriyor. Ne orada nüfus müdürü var, ne başka bir yer var. Vermiş mi kamu görevlilerinin listesini? 39 ilçenin 39'unda da vermiş. Kamu görevlilerinin listesini yan tarafa koyuyor, kafasına göre başka bir liste yapıyor. İlçe seçim kurulu başkanının sorumluluğunda bir mesele. Sistem güvenli olmasaydı, 2014'ten beri sisteme özellikle sayım döküm cetvelleri, sandık sonuç tutanakları girmeseydi, biz bunu zaten görmeyecektik."

"BİLGİSİ VERİLMEYEN BİR ŞEY İÇİN PARTİLER SORUMLU TUTULAMAZ"
Seçim kurulu başkanının sorumluluğuna bırakılan ve hiçbir şekilde ilanı yapılmayan, partilere bilgisi verilmeyen bir şey için partilerin sorumlu tutulamacağını ifade eden Yavuz, "O zaman bu listeyi kenara koyup, başka bir listenin içinde sandık kurulu başkanı arayanlarda bir şey aramamız gerekir." diye konuştu.

Fatih Altaylı, programa AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Binali Yıldırım'ın gönderdiği mesajı okudu. Altaylı, Yıldırım'ın mesajında, "Ben seçim gecesi 23.25'te 'AK Parti'nin elindeki bilgilere göre kazandık' dedim. Bunun dışında açıklamam, yok şu kadar oy, bu kadar oy diye bir ifadem yok." yazdığını aktardı.

Ali İhsan Yavuz, AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak'ın "3 bin 870 oy öndeyiz" açıklamasını yaptığını hatırlatarak, "Sonuçta kendi kurguladığı sistemin verilerine bakıyor ve 'Öndeyiz'. diyor." ifadesini kullandı.

"BUNLARIN ÜZERİNE GİTMEK BOYNUMUZUN BORCUDUR"
"Seçimi kazansaydınız aynı konuda itirazlarınız olacak mı?" sorusuna yanıt veren Yavuz, şunları kaydetti:

"Demokrasi bize lazım, seçim güvenliği bize çok lazım. Biz, bugün varız, yarın yokuz ama güvenli bir seçim sistemini arkada bırakmak gibi bir mecburiyetimiz var. Onun için  seçimlerine gitmeden hemen önce dedik ki partiler sandık kurulu başkanlarının listesini, liste olarak vermesin. Neden? Çok partizanca hareket edebiliyor, çok bilgisiz takılabiliyor, çok farklı sonuçların ortaya çıkması istikametinde deneyimsiz davranışlar sergileyebiliyor. O zaman dedik ki biz bunu kamu görevlilerine hasredelim. 24 Haziran seçimleri öncesinde kamu görevlileri içinden hem de kura ile çekilerek... Çoğunluk bizdeydi değil mi Meclis'te? Biz derdik ki; 'Kamu görevlilerinin listesinin içinden seçin, mülki idare amiri versin.' 'Devlet gücüyle ancak bunlar olabilir' diyorlar ya, bu parti, devlet gücünü, iktidar gücünü, demokrasinin aleyhine hiçbir zaman kullanmadı, kullanmayacak. Bizim aleyhimize dahi çıkmış olsaydı, fark ettiğimiz sürece bunların üzerine gitmek boynumuzun borcudur aslında, CHP'nin boynunun borcudur. Çünkü demokrasi ve seçim güvenliği hepimize lazım. Eğer bunlar bu derece ortaya çıksaydı, böyle davranmamız mümkün değildi."

"SEÇİM GÜVENLİĞİNİN ÖNÜNDEKİ ÇAKIL TAŞLARINI TEMİZLEMEMİZ GEREKİR"
Meselenin sadece sandık kurulu başkanlarını atama meselesi olmadığını vurgulayan Yavuz, "Bence değerlendirmeler çok eksik kalıyor. İşimize şunun gelmesi gerekir, seçim güvenliğinin önündeki çakıl taşlarını temizlememiz gerekir bu vesileyle çünkü bu kadarı ilk kez oluyor. Bu kadarı muhtemelen birtakım unsurlar özel kullanılarak ve özel stratejilerle kurgulanarak bunlar yapılmış olabilir." dedi.

Ali İhsan Yavuz, oy sayımı ve döküm cetveline ilişkin usulsüzlükler dendiğinde verilen sayıların olduğunu ama daha çok 298 sayılı kanuna aykırı olan kısıtlılar, ölüler, cezaevinde bulunanlara ilişkin verdikleri rakamların da olduğunu anlattı.

Burada verdikleri her rakamın yanına "oy kullanamaz" şerhi düşmeyenler olduğunu belirten Yavuz, şunları söyledi:

"Dilekçedeki sayı, farktan az olamaz. 25 bin normal olması gereken sayıdan fazla çıkıyor. Bu nasıl farktan az? 2 bin 308 kısıtlı var. Bin 229 ölü, 10 bin 290 cezaevi seçmeni, 236 yerleşim yeri cezaevi olan cezaevi seçmeni, 5 bin 287 hükümlü olmasına rağmen, seçmen listesinde yer alan. Bu nasıl farktan az. Ya ben matematikten anlamıyorum ya da hesap makinaları yanlış yapıyor işlemleri."

Kimin bu işleri yapıp yapmadığının ötesinde bir şey söylediklerini ifade eden Yavuz, "Sonuca inelim. Sonuç ne? Niye böyle oldu? Bunlar sonuca nasıl etki ediyor? Tam kanunsuzluk halleri nerede var? Ben şimdi söylüyorum; bütün bunların yanına 'oy kullanamaz' şerhi konulması gerekirken, niçin konmamış? Hükümet mi koymamış? Vatandaşlık Genel Müdürü mü koymamış? Bir şeyler var. Ortada bir gerçek var." ifadesini kullandı.

Mühürsüz, imzasız, sayısal hatalar içeren cetvelleri yayında gösteren Yavuz, "Elimizi nereye atsak, onlarca kanunsuzluk örneği görüyoruz. Bunlara tam kanunsuz demeyeceksek, bunlar birer iptal nedeni olmayacaksa, ne, ne zaman, nasıl iptal nedeni olacak? Bu kadarı ne Ankara'da ne başka yerde hiç ortaya çıkmadı. O zaman diyoruz ki kendi kurduğumuz sistem bizim işimizi kolaylaştırdı ama sonuçta belki siyasi hayatımızdaki en büyük usulsüzlüğün, en büyük kanunsuzluğun bu şekilde önüne geçmiş olacağız." değerlendirmesinde bulundu.

İtiraz kabul edilirse seçim 2 Haziran’da

 Genel Başkan Yardımcısı , 'Bu işte organize bir çalışma var. Biz organize usulsüzlük diyoruz onun için. Ben diyorum ki seçimden önce başlayarak birileri, 'yi suçlamıyorum,  CHP'nin sadece buradaki duruşu anlamında demokrasiyi arındıran, lekeleri ortadan  kaldıran, endişeleri ortadan kaldıran, şaibeleri ortadan kaldıran bir duruş  sergilemiyor o başka ama ben CHP'yi suçlamıyorum ama bir el, bir kısım eller  seçimden önce başlayarak, sandık başkanları üzerinden bir operasyon yürüttüler adeta.' dedi..