AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: "Macron'un sayın Cumhurbaşkanımızı uyarması diye bir şey söz konusu değildir".

Ömer Çelik Peygamberimiz Hz.Muhammed'e hakaret eden Fransa'ya yönelik "Bugün Peygamberimize saygısızlık yapanlar dünyada ırkçılık, sömürgecilik ile anılıyorlar" ifadelerini kullandı. Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki gerilime de değinen Çelik, Ermenistan'ın bölgede işgalci olduğunu ve Azerbaycan'ın kendi öz topraklarını savunduğunu ifade etti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bugün Emine Erdoğan'a yönelik sözlerini de değerlendiren Çelik "Hanımefendi üzerinden siyaset yapmak yakışıksı


AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik:

 Sözcüsü : "Macron'un sayın Cumhurbaşkanımızı uyarması diye bir şey söz konusu değildir"
Giriş Tarihi: 27.10.2020  18:03 Son Güncelleme: 27.10.2020  18:57
 'sı, Başkan  başkanlığında AK Parti Genel Merkezi'nde toplandı. Kritik toplantının ardından AK Parti Sözcüsü  açıklamalarda bulundu. Çelik, Macron'un Başkan Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili açıklamalarına da sert tepki gösterdi. "Macron zaman zaman konuşmalarında 'Ben sayın Erdoğan'ı uyardım' cümleleri kuruyor." ifadelerini kullanan Çelik; " Bu cümlelerin hiçbiri doğru değil. Sayın Macron o cümleleri hiçbir zaman kurmamıştır, kuramaz, sayın Cumhurbaşkanımızı uyarması diye bir şey söz konusu değildir. Sayın Macron bir senaryo yazıp propaganda olarak kullanmaya çalışıyor." dedi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Macron'un sayın Cumhurbaşkanımızı uyarması diye bir şey söz konusu değildir

AK Parti MKYK'sı, Başkan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında AK Parti Genel Merkezi'nde toplandı. Kritik toplantının ardından AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulundu. Çelik, Macron'un Başkan Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili açıklamalarına da sert tepki gösterdi. "Macron zaman zaman konuşmalarında 'Ben sayın Erdoğan'ı uyardım' cümleleri kuruyor." ifadelerini kullanan Çelik; " Bu cümlelerin hiçbiri doğru değil. Sayın Macron o cümleleri hiçbir zaman kurmamıştır, kuramaz, sayın Cumhurbaşkanımızı uyarması diye bir şey söz konusu değildir. Sayın Macron bir senaryo yazıp propaganda olarak kullanmaya çalışıyor." dedi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: "Macron'un Sayın Cumhurbaşkanımızı uyarması diye bir şey söz konusu değildir"


Ömer Çelik'in konuşmasından satır başları:

"Mevlidi Nebi haftasında onun kutlu mesajının insanlığa daha çok duyurmak için hepimizin gayret gösterilmesinin altını çiziyoruz. Diyarbakır anneleri nöbetlerine devam ediyor. 421 gün oldu. Dünya tarihine geçecek mücadele veriyorlar. 164 aile eyleme katıldı. Evladına kavuşanların sayısı 19'a yükseldi. Bütün bu süreç evlat ve vicdan çağrısı olarak orada duruyor.

Kim Kürt çocuklarının iyi bir geleceğe sahip olmasını istiyorsa, kim Kürt sorunu diyorsa Türkiye Cumhuriyeti'nin esenliğinden, büyük hedeflere ulaşmasından, evlatlarına kavuşmak isteyen annelerin yanında olduğunu söylemeden bunlardan bahsetmesi söz konusu olamaz.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Kılıçdaroğlu'nun siyasi polemikleri aileye taşıması son derece yakışıksız bir durumTÜRKİYE SONUNA KADAR AZERBAYCAN'IN YANINDA OLACAKTIR
Azerbaycan silahlı kuvvetlerin cevap vermesi sayesinde geri püskürtülmeye başlatılmıştır. Buradan Azeri Türkü kardeşlerimize selamlarımızı ve dayanışma mesajlarımızı iletiyoruz.Sayın Cumhurbaşkanımız her seferinde sayın Aliyev'i arıyor ve mesajlarını iletiyor.

Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği şekilde Türkiye sonuna kadar Azerbaycan'ın yanında olacaktır. Oralar herkesin kabul ettiği gibi Azerbaycan'ın toprağıdır, Azerbaycan'ın yaptığı vatan savunması, Ermenistan'ın yaptığı saldırganlıktır."

BİZİM YAPTIĞIMIZ MAVİ VATANIMIZDAKİ HAK VE MENFAATLERİ KORUMAKLA İLGİLİDİR.
Türkiye'nin hak ve menfaatlerini korumak açısından merkezi konu Doğu Akdeniz konusudur. KKTC'de sayın Tatar Cumhurbaşkanı seçildi. Sayın Tatar'ın ifade ettiği siyasi tezler Kıbrıs davası için yeni ve çok daha pozitif dönemin işaretlerini vermektedir.

Kıbrıs Türkünü inciten mesajlar dönemi böylece kapanmış oldu. Sayın Tatar'ın gerçeklere dayalı bir çözümün altını çizmesi, KKTC'nin Doğu Akdeniz'deki hak ve menfaatlarını koruması açısından yeni bir döneme işaret etmektedir. Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'deki tezlerinin geçerli olmadığını Yunanistan'daki bazı hukukçular da ifade etmektedir. Türkiye hukuki temelde haklı tezleri savunmaktadır. Yunanistan maksimalist ve radikal tezlerin peşinde koşmaktır. Bizim yaptığımız mavi vatanımızdaki hak ve menfaatleri korumakla ilgilidir.

SAHADA FİİLİ DURUMDAN VAZGEÇERSE YUNANİSTAN, TÜRKİYE MÜZAKERELERE AÇIKTIR
Zaman zaman müzakere çağrıları yapılıyor. Sahada fiili durumdan vazgeçerse Yunanistan, Türkiye müzakerelere açıktır. Sayın Cumhurbaşkanımız her zaman masayı terk etmeyen ülkenin Türkiye olduğunu söylemiştir. Esas olan ilke Atatürk'ün işaret ettiği gibi yurtta sulh, cihanda sulh ilkesidir. Burada istikrarı bozan taraf Yunanistan olduğu için bir fiili duruma da hiçbir zaman müsaade edilmesi söz konusu olmayacaktır."

Dünyada Türk diplomatları arabulucu olarak davet edilmektedir. Her zaman kazan kazan formülü ile Türkiye'nin diplomasi ekolünün barıştan yana kalıcı sonuçlar üretebildiği görülmüştür. Müzakere isteniyorsa sahici, gerçekçi Türkiye Cumhuriyeti'nden daha güçlü bir devlet bulunamaz. Bizimle olan bu sorunlarının yanı sıra Yunanistan Girit adasının güneyinde birtakım çalışmalar yapacağını söyleyerek Libya'nın hak ve menfaatlerini ihlal ediyor.

LİBYA'NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ, KONUSUNDA HERKESİN HASSAS OLMASI GEREKİYOR
Türkiye'nin Libya ile yaptığı anlaşma BM'ye bildirilmiştir ve esastır. Yunanistan ve Fransa'nın Hafter'e nasıl destek verdiklerini gördük. Türkiye BM kararları doğrultusunda Libya'nın sahipleneceği bir siyasi süreçten geçtiğini ifade etti. Fiili durum yaratarak toplu mezarlarla birtakım siyasi hesapları devreye sokanlara karşı Türkiye dirayetli bir duruş ortaya koymuştur. Libya'nın toprak bütünlüğü, konusunda herkesin hassas olması gerekiyor."

BM Libya'ya destek misyonunun 23 Ekim'de bir ateşkes anlaşması imzalandı. Buna kimin sahipleneceği, kimin bozacağı görülecek. Önümüzde siyasi diyalog forumu toplantısı var 9 Kasım'da. Tunus'ta gerçekleşecek. Bu süreci yakından takip edeceğiz.

TÜRKİYE'NİN S-400'LERİ KULLANMASI KENDİ GÜVENLİĞİ AÇISINDAN ZORUNLULUKTUR
S-400'le ilgili tartışmalar gündem konusuydu. Türkiye'nin birtakım tehditlerden doğan hava savunma sistemi ihtiyacı net bir ihtiyaçtır. NATO'nun bu duruma etkili olarak koşamadığı bellidir. Türkiye önce Patriot temin etmeye çalıştı. Gerek süre, gerek ortak çalışma, gerek tedarik ve finansman konusunda şartlar Türkiye'yi tatmin edecek bir tabloyu ortaya koymadı. Şu anda deneme ve sistem kontrolleri planlandığı şekilde devam etmektedir. Birtakım aşırı üslup sahipleri Türkiye'nin NATO üyeliğini sorgulamaya çalışıyor. Türkiye NATO üyesidir ve NATO'da önemli bir güçtür. Türkiye'nin S-400'leri kullanması kendi güvenliği açısından zorunluluktur. Bu NATO kontrol sisteminden ayrı bir şekilde müstakil olarak kullanılacaktır. Dolayısıyla NATO üyeliği ile çelişen bir durum değildir."

MACRON'UN SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZI UYARMASI DİYE BİR ŞEY SÖZ KONUSU DEĞİLDİR.
Dünyanın her tarafında beraberce teröre karşı mücadele ediyoruz. Müttefiklerimizin tehdit veya taciz diliyle konuşması müttefik ilişkisinin ruhuna uygun bir tablo ortaya çıkarmıyor. Fransa da Libya'daki Macron'un dış politikasındaki yenilgisinden itibaren sürekli olarak Cumhurbaşkanımıza karşı oradaki aşırı sağcı Le Pen'in dilini kullanıyor. Macron zaman zaman konuşmalarında 'Ben sayın Erdoğan'ı uyardım' cümleleri kuruyor. Bu cümlelerin hiçbiri doğru değil. Sayın Macron o cümleleri hiçbir zaman kurmamıştır, kuramaz, sayın Cumhurbaşkanımızı uyarması diye bir şey söz konusu değildir. Sayın Macron bir senaryo yazıp propaganda olarak kullanmaya çalışıyor.

Libya'daki politikası yıkıldıktan sonra tacizci bir üslup içine geriyor. Macron'un şu anda uyguladığı dış politika gerçekçi değil, Türkiye'yi ve sayın Cumhurbaşkanımızı hedefe koyan politikanın başarılı olması söz konusu değildir.

Toplu mezarlarla yüzleşmesi gerekirken buraya ortaya çıkan suçu sayın Cumhurbaşkanımıza saldırarak kapatmak istiyor. Bu böyle kapatılacak bir şey değildir. En son İslamcı radikalizmle ilgili bir terör yasasından bahsetti. Kendi kafasına göre dinleri ve insanları mühendislik faaliyetinden geçiriyor. Bütün bu sözler ırkçılık, islam düşmanlığı, antisemitizmi yeşerten sözlerdir. Yaptığı şey Fransa'nın huzurunu bozacak bir şeydir. Laik devlet kavramı Fransız sisteminde merkezi vurguya sahip bir kavramdır. Çıkıp da Fransa İslamı üretileceği bahsetmesi büyük bir basiretsizliktir. Şimdiye kadar İslamcı terör meselesinde Cumhurbaşkanımız kendisini defalarca uyarmasına rağmen kasten yapmaya devam etmektedir. Avrupa'daki müslümanları taciz etmek, camilere saldırmak sadece ve sadece oradaki ırkçıların işine yarar, DEAŞ gibi zalim örgütlerin mühimmat ve lojistik elde etmelerine yol açar."
Son dakika haberine göre AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MKYK-MYK Toplantısı sonrası önemli açıklamalarda bulundu.

Çelik'in açıklamaları şöyle:

KARİKATÜR SKANDALI
Bu çağ maalesef nefret suçlarının giderek damga vurduğu bir çağ. Peygamber efendimize hakaret edenleri bu hakaretle baş başa bırakıyoruz.

DİYARBAKIR ANNELERİ

Diyarbakır anneleri: 150 yıl geçse de buradayız! - - Son Dakika Haberler

Diyarbakır Anneleri evlat nöbetlerine devam ediyorlar. 421 gün oldu. Bu anneler evlatlarına kavuşmak için dünya tarihine geçecek bir mücadele veriyorlar. 164 aile katıldı, evladına kavuşan aile sayısı 19'a yükseldi. Bütün bu süreç evlat ve vicdan çağrısı olarak orada duruyor. Bu anneler 'Ana gibi yar olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz' sözünü 'Ana gibi yar olmaz, Diyarbakır gibi yar olmaz'a çevirdiler. Birileri gidip de Diyarbakır Anneleri'ni görmezden gelerek "Ben demokrasi mücadelesi veriyorum" gibi sözler sarfediyorsa bilelim ki otomatikman kendisini iki yüzlü bir adrese postalamış olur. Geçenlerde o annelere bir milletvekilinin yaptığı hakaret kendi vicdanını terör örgütüne sattıklarının göstergesidir. Diyarbakır Anneleri ile dayanışma içerisinde olmak orada herhangi bir şekilde evlatlarını kaybetmiş annelerle dayanışma içerisinde ibaret olmak değil. Diyarbakır Anneleri'nin her zaman yanındayız. Evlatlarına kavuşamamış olanların ilk fırsatta evlatlarına kavuşmalarını diliyoruz. Şırnak'ta da anneler bir eylem başlattılar. Onlara da selamlarımızı, hürmetlerimizi iletiyoruz.

"ERMENİSTAN İŞGALCİDİR, AZERBAYCAN VATAN SAVUNMASI YAPIYOR"

Haksız ve hukuksuz saldırı karşısında Azerbaycan'ın ortaya koyduğu vatan savunması tüm safhalarıyla izlediğimiz bir süreç olarak devam ediyor. Bir yöntem olarak bazıları ateşkes mekanizmasını kullanmaya çalıştılar. Ateşkes Ermeniler tarafından hemen ihlal edildi. Böylece bir kere daha Ermenistan'ın diplomasi, siyasi müzakere istemeyen, saldırganlıkla işi bitirmek isteyen taraf olduğu görüldü. 23 Ekim itibarıyla Ermenistan'ın Azerbaycan'daki sivil yerleşim yerlerine saldırması sonucunda 63 sivil hayatını kaybetti, 219 Azerbaycan Türkü kardeşimiz yaralandı. Bizim açımızdan Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü kırmızı çizgimizdir. Ermenistan saldırgan taraftır. Cumhurbaşkanımız her tarafta sn. Cumhurbaşkanı Aliyev'le görüşerek desteğini yineliyor. 18-20 Ekim tarihlerinde Meclis Başkanı Şentop Bakü'yü ziyaret ederek Türkiye'nin Azerbaycan'a desteğini göstermiştir. Çözüm bulmak isteyenlerin ilk olarak Ermenistan'ın işgalini masaya yatırması gerekiyor. Karabağ Azerbaycan'ın toprağıdır, Ermenistan orada işgalcidir. Azerbaycan vatan savunması yapmaktadır.



KKTC SEÇİMLERİ

KKTC'de seçimler oldu ve KKTC'de Sn. Tatar cumhurbaşkanı seçildi. Sn. Tatar'ın ifade ettiği sözler yeni ve pozitif bir dönemin işaretçisidir. KKTC Cumhurbaşkanlığında geçmiş dönemde duyduğumuz birtakım incitici mesajlar, Kıbrıs davasını ve Kıbrıs Türkü'nü inciten mesajların da dönemi böylece kapanmış oldu. Sn. Tatar'ın gerçeklere dayanan çözümlerin altını çizmesi KKTC'nin hak ve menfaatlerinin korunması açısından yeni bir döneme işaret etmektedir.

"TÜRKİYE HAKLARINI SAVUNMAKTADIR"

Şu anda Oruç Reis 25 Ekim -4 Kasım sismik araştırma icra edeceği bir bölge söz konusu. Burası Yunanistan'a 440, ülkemize ise 130 km uzaklıktadır. Uluslararası hukukun işaret ettiği gibi Türkiye hukuki temelde haklarını savunmaktadır. Yunanistan ise maksimalist tezlerin peşinden koşmaktadır. Müzakereler söz konusu oluyor zaman zaman. Sahada fiili bir durum yaratmak gibi bir tutumdan söz ederse Yunanistan, müzakere kapımız her zaman açıktır. Türkiye Cumhuriyeti bir müzakere devletidir. Ama sahada fiili bir durum ortaya koydukları zaman cevabı verilir. Esas olan ilke Atatürk'ün ifade ettiği gibi 'Yurtta sulh, cihanda sulh' ilkesidir. Türkiye ile meselelerini müzakere yoluyla çözmek isteyenler için Türk diplomatları dünyanın en yüksek müzakere deneyimine sahiptirler. Her zaman kazan-kazan formülüyle birlikte Türkiye'nin diplomasi ekolünün bölgesel ve küresel barıştan yana çok ciddi sonuçlar üretebildiği görülmektedir. Müzakereyi bir istismar aracı olarak kullananlar varsa TC'nin buradaki kararlılığı esastır.



"FRANSA'NIN DARBECİ HAFTER'E NASIL DESTEK VERDİĞİNİ BİLİYORUZ"

Yunanistan Girit Adası'nın kuzeyine doğru birtakım çalışmalar yapacağını söyleyerek Libya'nın haklarını da ihlal etmiş oluyor. Türkiye baştan beri Libya'daki krizin askeri çözüm yerine BMGK kararları doğrultusunda Libyalılar arasında yürütülecek bir süreçten geçtiğini ifade etti. Fransa'nın darbeci Hafter'e nasıl destek verdiğini biliyoruz. Libyalılar'ın sahipleneceği bir çözümün ortaya çıkması konusunda herkesin hassas olması gerekiyor. 5+5 komisyon toplantıları sonucu Cenevre'de 23 Ekim'de bir ateşkes imzalandı. Bunu kimin bozacağı görülecek. Libya'nın toprak bütünlüğü ve Libyalılar'ın sahipleneceği bir çözüm konusundaki hassasiyetimizi sürdürüyoruz.

S-400 TARTIŞMALARI

NATO Türkiye'nin bu ihtiyacı söz konusu olduğunda Türkiye'nin yardımına etkili şekilde koşamamıştır. S-400 tedariki bir tercih olarak değil, Türkiye'nin güvenliğinin bir gereği, bir zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır. Türkiye'nin NATO üyeliğini sorgulamaya çalışıyorlar. Türkiye NATO içerisinde çok önemli bir güçtür. S-400 kullanımı Türkiye'nin NATO üyeliğiyle çelişen bir durum değildir. Müttefiklerimizin herhangi bir şekilde tehdit veya taciz diliyle kullanılması şimdiye kadar olan kazanımlara uygun bir tablo ortaya çıkarmıyor.

"MACRON SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZI HİÇBİR ZAMAN UYARAMAZ"

Gerilimi tırmandırma politikası izliyor her seferinde Macron. Macron zaman zaman konuşmalarında "Ben Sn. Erdoğan'ı uyardım" gibisinden cümleler kuruyor. Bu cümlelerin hiçbirisi doğru değil. Macron Sn. Cumhurbaşkanımıza hiçbir zaman o cümleleri kurmamıştır, kuramaz. Cumhurbaşkanımızı kapalı veya açık bir ortamda uyaramaz. Macron'un Libya'daki politikası çöktükten sonra Türkiye'yi ve Cumhurbaşkanımızı hedef alan bir tutum içerisine giriyor. O sözler gerçek olmadığı gibi şu anda uyguladığı dış politika da gerçekçi değil, başarılı olması söz konusu değil. Akdeniz'e gemi, uçak göndererek gövde gösterisi yapmaya çalışıyor ama hiçbir sonucu yok. Libya'da uyguladığı yanlış politikaların neticesi yine toplu mezarlar oldu. Bununla yüzleşmesi gerekirken Cumhurbaşkanımıza ve Türkiye'yi hedef almaya çalışıyor. 'Fransa İslamı'ndan bahsediyor. Kendi kafasına göre dinleri, insanları bir mühendislik faaliyetinden geçirmeye çalışıyor. İslam düşmanlığını, antisemitizmi kışkırtan sözlerdir bunlar. DAEŞ gibi örgütlere ideolojik mühimmat sağlar Macron'un bu sözleri. Avrupa'daki demokratik değerleri de incitir. Laik devret kavramı çok merkezi vurguya sahip bir kavramdır. Bu kavrama bu kadar referans verilen bir ülkede 'Fransa İslamı'ndan söz etmesi büyük bir basiretsizliktir. Avrupa'daki Müslümanları taciz etmek, camilere saldırmak sadece ve sadece oradaki ırkçıların işine, Avrupa'daki demokrasiyi yok etmek isteyen faşistlerin, DAEŞ gibi örgütlerin işine yarar. Avrupalı Müslümanlar, Avrupa demokratik toplumlarının ayrılmaz bir parçasıdır.

SORU VE CEVAPLARA GEÇİLDİ

NAVTEX'LERİN İPTALİ

Görüşme mekanizması çok verimli işlemiyor. İstikşafi görüşmeler Yunanistan'ın yıllar önce masadan çekilmesiyle sona ermiştir. İstikşafi görüşmeleri hiçbir zaman tek bir konunun ele alınması için almadık. O müzakere çerçevesine bağlı kalacaksa Yunanistan, Türkiye müzakereyi tabii ki desteklemektedir. Yunanistan'ın NAVTEX'i siyasi çatışma olarak ilan ettiğini görüyoruz. Fakat bizim hassasiyetimiz var, milli günlerde atış tatbikatı-eğitimi yapmıyoruz. O ülkelerden de bu centilmenliği bekleriz. Onlar kaldırdığı için bizim de kaldırmamız normal.

HATAY'DAKİ PATLAMA

Yakından takip ediyoruz. Güvenlik güçlerimizi tebrik ediyoruz. Belli ki bunların yaptığı hazırlık büyük bir katliama imza atmaktı. Paramotorla geliyorlar. Bu eğitimin PKK içerisinde gerçekleşmesi mümkün değil. Onlara bu cihazları ve eğitimi kim veriyor? Bu Türkiye'nin bilgisi dahilindedir. Güvenlik güçlerimizin rahatça işlerini sürdürebilmesi için bununla ilgili bir şey söylemiyorum. Burada yapılan çalışmalar güvenlik güçlerimizin çok kararlı ve titiz çalışmaları sonucu gerçekleşti. Dolayısıyla PKK burada yeni bir hat oluşturamadı. Fakat geliş biçimleri arkalarında bir desteğin olduğunu gösteriyor. Türkiye'deki güvenlik güçleri Türkiye'nin güvenliğini koruyacak kararlılığa ve dikkate sahiptir. Bu eylem püskürtülmüştür. Bundan sonraki eylemler için de her türlü hazırlık yapılacaktır.

KILIÇDAROĞLU'NUN SÖZLERİNE YANIT

Bir siyasetçiye, hanımefendinin üzerinden siyaset yapmak yakışmıyor. Yakışıksız bir tavır. Maalesef en temel değerlere riayet etmeyen bir tutum içerisine girebiliyor. Hanımefendiyle ilgili kurduğu cümleler son derece yakışıksızdır. Siyasetçinin muhatabı siyasetçidir. Şiddetle kınıyoruz. Sözel şiddetin kadına şiddetin önemli bir parçası olduğunu ifade ediyoruz. Aileler, kadınlar üzerinden siyaset yapma tarzı doğrudan şiddettir, saygısızcadır ve kınanması gerekiyor. Hanımefendiyi diline alarak bu şekilde bir örnek ortaya koyması son derece yakışıksızdır. Allahtan kimse bu siyasetçiyi örnek almıyor. Örnek alıp siyasetlerini aileler, eşler üzerinden yapmaya çalışsa ne kadar çirkin bir siyaset ortaya çıkar. Libya'yla ilgili, Suriye'yle ilgili politikamız konusunda Sn. Kılıçdaroğlu'nun hükümetimize karşı kullandığı tezlerin bir kısmı Fransa'nın tezleriyle aynıydı. Fransız siyasi tezlerini kullanmaktan vazgeçerek boykota katılabilir. Bir siyasetçinin dil haznesi bu kadar zayıf olabilir mi? Bir derdi varsa bunu saygısızlık yapmayacak birtakım cümlelerle ortaya koyabilir. Ama tutup doğrudan hakaret ediyor. Yanlış bulduğu bir şey varsa tabii ki eleştirebilir ama doğrudan hakaret diline kaçıyor. İstanbul Valisi son derece deneyimli, birikimli ve iyi bir kamu idarecisi arkadaşımızdır.

KILIÇDAROĞLU'NUN EMİNE ERDOĞAN İLE İLGİLİ AÇIKLAMASI
Hanımefendi üzerinden siyaset yapmak yakışıksız bir tavır, son derece yakışıksız cümleler... Siyasetçinin muhatabı siyasetçidir. Siyasi polemikleri aileye taşımak son derece yakışıksızdır. Bunu şiddetle kınıyoruz.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Kılıçdaroğlu'nun siyasi polemikleri aileye taşıması son derece yakışıksız bir durum
 Sözcüsü , AK Parti  toplantısı sonrasında açıklamalarda bulundu. Ömer Çelik Peygamberimiz Hz.Muhammed'e hakaret eden Fransa'ya yönelik "Bugün Peygamberimize saygısızlık yapanlar dünyada ırkçılık, sömürgecilik ile anılıyorlar" ifadelerini kullandı. Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki gerilime de değinen Çelik, Ermenistan'ın bölgede işgalci olduğunu ve Azerbaycan'ın kendi öz topraklarını savunduğunu ifade etti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bugün Emine Erdoğan'a yönelik sözlerini de değerlendiren Çelik "Hanımefendi üzerinden siyaset yapmak yakışıksız bir tavır, son derece yakışıksız cümleler... Siyasetçinin muhatabı siyasetçidir. Siyasi polemikleri aileye taşımak son derece yakışıksızdır. Bunu şiddetle kınıyoruz" dedi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Kılıçdaroğlu'nun siyasi polemikleri aileye taşıması son derece yakışıksız bir durum

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik AK Parti MKYK ve MYK toplantısı sonrasında çok sayıda konuda önemli açıklamalarda bulundu.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelikten MKYK ve MYK sonrası kritik açıklamalarAK PARTİ SÖZCÜSÜ ÖMER ÇELİK'TEN MKYK VE MYK SONRASI KRİTİK AÇIKLAMALAR

DİYARBAKIR ANNELERİNDE 19 AİLE EVLADINA KAVUŞTU

Diyarbakır anneleri nöbetlerine devam ediyor. 421 gün oldu. Dünya tarihine geçecek mücadele veriyorlar. 164 aile eyleme katıldı. Evladına kavuşanların sayısı 19'a yükseldi. Bütün bu süreç evlat ve vicdan çağrısı olarak orada duruyor. Kim Kürt çocuklarının iyi bir geleceğe sahip olmasını istiyorsa, kim Kürt sorunu diyorsa Türkiye Cumhuriyeti'nin esenliğinden, büyük hedeflere ulaşmasından, evlatlarına kavuşmak isteyen annelerin yanında olduğunu söylemeden bunlardan bahsetmesi söz konusu olamaz.

AZERBAYCAN VATANINI SAVUNUYOR

Ermenistan'ın diplomasi istemeyen, saldırganlıkla işi bitirmek isteyen taraf olduğu görüldü. 23 Ekim itibarıyla Ermenistan'ın sivil yerleşim yerlerine saldırmasının neticesi 63 sivil hayatını kaybetti, 218 Azeri kardeşimiz yaralandı. Şehitlere rahmet diliyoruz, yaralılara acil şifa diliyoruz. Ermenistan işgal ettiği topraklarda daha da işgali büyütmek için saldırı gerçekleştirmiştir.Azerbaycan silahlı kuvvetlerin cevap vermesi sayesinde geri püskürtülmeye başlatılmıştır. Buradan Azeri Türkü kardeşlerimize selamlarımızı ve dayanışma mesajlarımızı iletiyoruz.Sayın Cumhurbaşkanımız her seferinde sayın Aliyev'i arıyor ve mesajlarını iletiyor.Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği şekilde Türkiye sonuna kadar Azerbaycan'ın yanında olacaktır.

YUNANİSTAN RADİKAL TEZLERİN PEŞİNDE

Türkiye'nin hak ve menfaatlerini korumak açısından merkezi konu Doğu Akdeniz konusudur. KKTC'de sayın Tatar Cumhurbaşkanı seçildi. Sayın Tatar'ın ifade ettiği siyasi tezler Kıbrıs davası için yeni ve çok daha pozitif dönemin işaretlerini vermektedir. Kıbrıs Türkünü inciten mesajlar dönemi böylece kapanmış oldu. Sayın Tatar'ın gerçeklere dayalı bir çözümün altını çizmesi, KKTC'nin Doğu Akdeniz'deki hak ve menfaatlerini koruması açısından yeni bir döneme işaret etmektedir. Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'deki tezlerinin geçerli olmadığını Yunanistan'daki bazı hukukçular da ifade etmektedir. Türkiye hukuki temelde haklı tezleri savunmaktadır. Yunanistan maksimalist ve radikal tezlerin peşinde koşmaktır. Bizim yaptığımız mavi vatanımızdaki hak ve menfaatleri korumakla ilgilidir.

YUNANİSTAN FİİLİ DURUMDAN VAZGEÇERSE MÜZAKEREYE VARIZ

Zaman zaman müzakere çağrıları yapılıyor. Sahada fiili durumdan vazgeçerse Yunanistan, Türkiye müzakerelere açıktır. Sayın Cumhurbaşkanımız her zaman masayı terk etmeyen ülkenin Türkiye olduğunu söylemiştir. Esas olan ilke Atatürk'ün işaret ettiği gibi yurtta sulh, cihanda sulh ilkesidir. Burada istikrarı bozan taraf Yunanistan olduğu için bir fiili duruma da hiçbir zaman müsaade edilmesi söz konusu olmayacaktır. Dünyada Türk diplomatları arabulucu olarak davet edilmektedir. Her zaman kazan kazan formülü ile Türkiye'nin diplomasi ekolünün barıştan yana kalıcı sonuçlar üretebildiği görülmüştür. Müzakere isteniyorsa sahici, gerçekçi Türkiye Cumhuriyeti'nden daha güçlü bir devlet bulunamaz. Bizimle olan bu sorunlarının yanı sıra Yunanistan Girit adasının güneyinde birtakım çalışmalar yapacağını söyleyerek Libya'nın hak ve menfaatlerini ihlal ediyor.

LİBYA İÇİN TUNUS'TA GÖRÜŞME YAPILACAK

Türkiye'nin Libya ile yaptığı anlaşma BM'ye bildirilmiştir ve esastır. Yunanistan ve Fransa'nın Hafter'e nasıl destek verdiklerini gördük. Türkiye BM kararları doğrultusunda Libya'nın sahipleneceği bir siyasi süreçten geçtiğini ifade etti. Fiili durum yaratarak toplu mezarlarla birtakım siyasi hesapları devreye sokanlara karşı Türkiye dirayetli bir duruş ortaya koymuştur. Libya'nın toprak bütünlüğü, konusunda herkesin hassas olması gerekiyor. BM Libya'ya destek misyonunun 23 Ekim'de bir ateşkes anlaşması imzalandı. Buna kimin sahipleneceği, kimin bozacağı görülecek. Önümüzde siyasi diyalog forumu toplantısı var 9 Kasım'da. Tunus'ta gerçekleşecek. Bu süreci yakından takip edeceğiz.

S-400'LER TÜRKİYE'NİN KENDİ GÜVENLİĞİ AÇISINDAN ZORUNLUDUR

S-400'le ilgili tartışmalar gündem konusuydu. Türkiye'nin birtakım tehditlerden doğan hava savunma sistemi ihtiyacı net bir ihtiyaçtır. NATO'nun bu duruma etkili olarak koşamadığı bellidir. Türkiye önce Patriot temin etmeye çalıştı. Gerek süre, gerek ortak çalışma, gerek tedarik ve finansman konusunda şartlar Türkiye'yi tatmin edecek bir tabloyu ortaya koymadı. Şu anda deneme ve sistem kontrolleri planlandığı şekilde devam etmektedir. Birtakım aşırı üslup sahipleri Türkiye'nin NATO üyeliğini sorgulamaya çalışıyor. Türkiye NATO üyesidir ve NATO'da önemli bir güçtür. Türkiye'nin S-400'leri kullanması kendi güvenliği açısından zorunluluktur. Bu NATO kontrol sisteminden ayrı bir şekilde müstakil olarak kullanılacaktır. Dolayısıyla NATO üyeliği ile çelişen bir durum değildir.

"MACRON ERDOĞAN'I UYARDIM" DİYOR, MACRON SENARYO YAZIYOR

Dünyanın her tarafında beraberce teröre karşı mücadele ediyoruz. Müttefiklerimizin tehdit veya taciz diliyle konuşması müttefik ilişkisinin ruhuna uygun bir tablo ortaya çıkarmıyor. Fransa da Libya'daki Macron'un dış politikasındaki yenilgisinden itibaren sürekli olarak Cumhurbaşkanımıza karşı oradaki aşırı sağcı Le Pen'in dilini kullanıyor. Macron zaman zaman konuşmalarında 'Ben sayın Erdoğan'ı uyardım' cümleleri kuruyor. Bu cümlelerin hiçbiri doğru değil. Sayın Macron o cümleleri hiçbir zaman kurmamıştır, kuramaz, sayın Cumhurbaşkanımızı uyarması diye bir şey söz konusu değildir. Sayın Macron bir senaryo yazıp propaganda olarak kullanmaya çalışıyor. Libya'daki politikası yıkıldıktan sonra tacizci bir üslup içine geriyor. Macron'un şu anda uyguladığı dış politika gerçekçi değil, Türkiye'yi ve sayın Cumhurbaşkanımızı hedefe koyan politikanın başarılı olması söz konusu değildir.

ORADAKİ IRKÇILARA VE DEAŞ'A MÜHİMMAT VE LOJİSTİK SAĞLIYOR

Toplu mezarlarla yüzleşmesi gerekirken buraya ortaya çıkan suçu sayın Cumhurbaşkanımıza saldırarak kapatmak istiyor. Bu böyle kapatılacak bir şey değildir. En son İslamcı radikalizmle ilgili bir terör yasasından bahsetti. Kendi kafasına göre dinleri ve insanları mühendislik faaliyetinden geçiriyor. Bütün bu sözler ırkçılık, İslam düşmanlığı, antisemitizmi yeşerten sözlerdir. Yaptığı şey Fransa'nın huzurunu bozacak bir şeydir. Laik devlet kavramı Fransız sisteminde merkezi vurguya sahip bir kavramdır. Çıkıp da Fransa İslam'ı üretileceği bahsetmesi büyük bir basiretsizliktir. Şimdiye kadar İslamcı terör meselesinde Cumhurbaşkanımız kendisini defalarca uyarmasına rağmen kasten yapmaya devam etmektedir. Avrupa'daki Müslümanları taciz etmek, camilere saldırmak sadece ve sadece oradaki ırkçıların işine yarar, DEAŞ gibi zalim örgütlerin mühimmat ve lojistik elde etmelerine yol açar.

NORMALLEŞME TARTIŞMALARI

Pek çok ülkenin İsrail'le normalleşmesi söz konusu oldu. Bu ülkeler biz bunu yaptıktan sonra Filistin'in hak ve menfaatleri daha çok korunacak dediler. Halbuki Netenyahu Batı Şeria'da yasa dışı yerleşime onay verdi. Bu süreçlerin tek yönlü çalışan süreç olduğu, iki devletli çözüm perspektifini zedeleyen bir sonuç ortaya koyduğu net görülmektedir. Peygamber efendimize yapılan saldırılar, sayın Cumhurbaşkanımıza yapılan saldırılar Avrupa demokrasisi üzerinde hassas olan herkesin titizlikle takip etmesi gereken kavramlar. Bu kavramların arkasında Avrupa'ya çok çektirmiş olan faşizmin yeni bir türünü saklıyorlar. Biz orada Fransa'daki öğretmenin öldürülmesinden büyük üzüntü duyduğumuzu, hunharca cinayeti kınadığımızı açık şekilde ifade ediyoruz. Ama Macron'un kamu binalarına o karikatürleri yansıtması kabul edilemez, fikir özgürlüğü ile ilgisi yoktur, milyonlarca Müslümanın hakaret kabul ettiği yaklaşım asla kabul edilemez. Bundan ancak birbirinin siyasi ikizi olan Avrupa'daki ikizi olan ırkçı ve DEAŞ memnun olur."

NAVTEX İPTALLERİ

"Görüşme mekanizması çok verimli işlemiyor. İstikşafi görüşmeler yıllar evvel Yunanistan'ın masadan çekilmesiyle sona ermişti. Türkiye bir müzakere devletidir. İstikşafi görüşmeler tek konunun ele alınması için kullanılmadı. Bütün konuları kapsayıcı bir şekilde olmalıdır. O müzakere çerçevesine bağlı kalacaksa Türkiye müzakereyi desteklemektedir. Navtex ilanları Yunanistan'ın bunları bir siyasi çatışma olarak ilan ettiğini görüyoruz. Biz milli günlerde herhangi bir tatbikat yapmıyoruz, o ülkelerin milli günlerine saygı çerçevesinde. Dolayısıyla bu centilmenliği onlardan da bekleriz. Onlar kaldırınca bizim de kaldırmamız gayet normaldir.

AMANOSLAR TEMİZLENDİ

Hatay olayında güvenlik birimlerimizi kutluyorum. Bu eğitimin PKK içerisinde gerçekleşmesi mümkün değil. Bu cihazları onlara kim veriyor bu Türkiye'nin bilgisi dahilindedir. Özellikle PKK'nın Amanos'tan giriş yapmasıyla ilgili kuvvetli mücadele verildi. Amanoslar'ın tamamını yakını temizlenmiş durumda. Burada yapılan çalışmalar güvenlik güçlerimizin kararlı ve titiz çalışmasıyla gerçekleşti.

TERÖRİSTLERE EĞİTİM VERİLDİĞİ ANLAŞILIYOR

PKK burada yeni bir hat oluşturma imkanına kavuşamadı. Bu şekilde geliş biçimleri arkalarında bir destek olduğunu gösteriyor. Bu cihazların, paramotorların eğitiminin verildiği anlaşılıyor. Türkiye'deki güvenlik güçleri, Türkiye'nin güvenliğini koruyacak kararlılığa ve dikkate sahiptirler. Bundan sonrası da her türlü eylem biçimine karşı hazırlığını sürdürecektir. Diğer detaylar konusunda güvenlik güçlerimiz ulaştıkça sizlere açıklama yapılacak.

KILIÇDAROĞLU'NUN AİLE ÜZERİNDEN SİYASET YAPMASI YAKIŞIKSIZDIR

Siyasetçinin muhatabı siyasetçidir. Söyleyeceği bir şey varsa söyler, biz cevabını veririz. Bunu şiddetle kınıyoruz. Sadece kadına dönük şiddetin fiziksel şiddetten ibaret olmadığını, sözel şiddetin bunun önemli bir parçası olduğunu ifade ediyoruz. Aile üzerinden siyaset yapma tavrı doğrudan şiddettir. Saygısızca bir yaklaşımdır ve kınanması gereken yaklaşımdır.

ALLAH'TAN KİMSE KILIÇDAROĞLU'NU ÖRNEK ALMIYOR

Söyleyeceği bir söz varsa siyasi grameri, siyasi okur yazarlığı mı yetmiyor? Hanımefendiden bahsederek bir örnek ortaya koyması son derece yakışıksızdır. Allah'tan kimse bunu örnek almıyor. Tutup herkes siyasi mücadelesini eşler, hanımefendiler üzerinden yapmaya çalışsa ne kadar çirkin bir durum ortaya çıkar. Allah'tan kimse yapmıyor. Yakışıksız bir durum olduğu gibi kullanılan üslup açısından utanılması gereken bir durum olduğunu ifade etmek istiyorum.

KILIÇDAROĞLU ELEŞTİRMİYOR DOĞRUDAN HAKARETE KAÇIYOR

Libya, Suriye ile ilgili politikamız konusunda sayın Kılıçdaroğlu'nun hükümetimize karşı kullandığı tezlerin bir kısmı Fransa'nın tezlerinin aynısıydı. Sayın Kılıçdaroğlu Fransız siyasetini kullanmaktan vazgeçerek katılması gerekir. İstanbul Valisi ile ilgili bir siyasetçinin dil haznesi, anlatma kabiliyeti bu kadar zayıf olabilir mi? Bir derdi varsa bunu son derece kişiselleştirmeyen, saygısızlık yapmayacak cümleler ortaya koyabilir. Tutuyor doğrudan hakaret ediyor. Sayın vali çok iyi bir kamu yöneticisidir. Sayın Kılıçdaroğlu eleştirmiyor doğrudan hakaret diline kaçıyor. Sayın Valimize karşı kullanılan üslup son derece yakışıksızdır, uygun olmamıştır. Çok teşekkür ediyorum. Aziz milletimize saygılarımızı arz ediyoruz. Özellikle Kovid meselesinde yükselişe bakarak lütfen maske, mesafe ve temizlik konusuna uyalım. Herkesin sağlığı hepimiz için kıymetli. Cenab-ı Allah hepimizin sağlığını muhafaza etsin diyorum.