Göksel Arsoy: Muhterem Nur çok şanssızdı

Göksel Arsoy: Muhterem Nur çok şanssızdı

Türk sinemasının ‘Altın Çocuk’u Göksel Arsoy bugün 81 yaşında ama kendi deyimiyle 40’ında daha... Seyircinin “Bize aşkı öğreten adam” dediği, Belgin Doruk’la filmleri her kuşak tarafından sevilen, Türkiye’nin James Bond’u Göksel Arsoy geçen hafta anılarını anlattığı “Altın Çocuk” kitabını çıkardı. 56 senedir evli olduğu eşi Soley Arsoy, kızı Aşkım ve oğlu Gökhan’la yaşadığı Levent’teki villasında bir araya geldik onunla. Sadece görüntüsü değil billur gibi hafızasıyla da şaşırttı beni. “

26 Eylül 2018 - 10:23 - Güncelleme: 01 Kasım 2018 - 11:25

Göksel Arsoy: Muhterem Nur çok şanssızdı

Giriş Tarihi: 02.12.2017  18:20 Güncelleme Tarihi: 26.09.2018  10:24

Göksel Abi kaç yaşındasınız?
- Ben 40 yaşından yukarı çıkmam. Hep 40 yaşındayım. 40 yaş iddiama layık olmak için gördüğün gibiyim. Devamlı yürüyüş yapıyorum. Hayatta yapmadığım spor kalmadı. Babam Hava Kuvvetleri’nde çalıştığı için çocukken orada bütün sporları yapma fırsatım oldu.

Gökhan Arsoy: Muhterem Nur çok şanssızdıTürk sinemasının ‘Altın Çocuk’u Göksel Arsoy bugün 81 yaşında ama kendi deyimiyle 40’ında daha... Seyircinin “Bize aşkı öğreten adam” dediği, Belgin Doruk’la filmleri her kuşak tarafından sevilen, Türkiye’nin James Bond’u Göksel Arsoy geçen hafta anılarını anlattığı “Altın Çocuk” kitabını çıkardı. 56 senedir evli olduğu eşi Soley Arsoy, kızı Aşkım ve oğlu Gökhan’la yaşadığı Levent’teki villasında bir araya geldik onunla. Sadece görüntüsü değil billur gibi hafızasıyla da şaşırttı beni. “Bugünün yapımcıları Yeşilçam’ın eski yıldızlarını unuttu mu?” diye sordum, “Oyuncu rol dilenmez” diye kızdı bana...

Gökhan Arsoy: Muhterem Nur çok şanssızdı

 

◊ Göksel Abi kaç yaşındasınız?
- Ben 40 yaşından yukarı çıkmam. Hep 40 yaşındayım. 40 yaş iddiama layık olmak için gördüğün gibiyim. Devamlı yürüyüş yapıyorum. Hayatta yapmadığım spor kalmadı. Babam Hava Kuvvetleri’nde çalıştığı için çocukken orada bütün sporları yapma fırsatım oldu.

◊ Babanız ne iş yapıyordu?
- Babam Almanya’da dizel ve oksijen motorları üzerine uzmanlaşmış bir insan. Almanlar Kayseri’deki uçak fabrikasını kurarken dizel motor uzmanı aramışlar. Fakat bulamamışlar. Sonra Alman bir başmühendis babamdan bahsetmiş. O vesileyle babamı getirmişler. Annem ve babam Bakırköy’de tanışmışlar. İkisi de göçmen kökenli. Mübadele zamanında gelmişler.

◊ Siz de “Şafak Bekçileri” filminde Hava Kuvvetleri’nde çalışan bir pilotu oynamıştınız değil mi?
- Evet. Hava üssünde doğup orada büyüdüğüm için bütün hayalim pilot olmaktı. Ama “Hava Harp Okulu’na gideceğim” dediğimde ailem mani oldu. İstanbul Üniversitesi’nde İktisat okudum. Sinemaya girdikten sonra “Şafak Bekçileri”ni yapmak istedim. Dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı İrfan Tansel çok destek oldu. Yönetmen Halit Refiğ harika bir insandı. Bütün hava üslerini dolaşarak filmin hikayesini yazdım.

◊ Çekimlerde uçak arıza yaptı değil mi?
- Eskişehir’deydi çekimler. Tek pilotla uçuyordum. İkinci uçuşumuzda herkes bize bakıyordu. İçime tuhaf bir his geldi. Ben arkada oturuyordum, pilot devamlı her şeyi bana anlatıyordu. Pilot “After burn’e getiriyorum, tayyare ses duvarını geçecek” dedi. Kolu itti, gerçekten de ses duvarını geçti. Fakat büyük bir talihsizlik oldu, kol geri gelmedi. Orada kaldı!

◊ Ne yaptınız peki? Korkmadınız mı?
- Aşağıya haber verildi. Her şeyi çapraz aynadan görüyordum. Ama korkmadım. Hızla giderken arkadan paraşüt açıldı ve pilot pistin başına koydu tayyareyi. Pistin sonunda da çelik ağlar açıldı. 80 metre kala durdurdu tayyareyi. Filmin kadrosundan biri durumu İstanbul’daki gazetecilere bildirmiş. “Göksel Arsoy korktu, bir daha uçmayacağım dedi” başlıklı bir haber yaptılar. İrfan Tansel bunu görünce “Bütün gazetecileri çağırın, onların önünde tekrar uçacak” dedi. Gazeteciler geldi ve uçuş için yeniden hazırlandık. O zaman Milliyet’in Ankara Temsilcisi Mete Akyol yanıma geldi “Gökselciğim uçma, içimde tuhaf bir his var” dedi. “Çok geç” dedim. 18 dakika uçtuk. Ertesi gün bütün gazetelerde “Göksel Arsoy jetle ses duvarını geçerken Gönül Yazar araba yarışında sonuncu oldu” haberi çıktı.

◊ Kaç senedir evlisiniz? Evlenirken düğününüzü hayranlarınız basmış ve “Belgin Doruk’la neden evlenmiyorsunuz” demişler, doğru mu bu?
- 1961’de evlendik. 56 sene oldu. Star olmak başka bir şey, star sistemini getirmek başka bir şey. Yeşilçam’a girdiğimde star vardı. Ben Belgin’le “Samanyolu” filminde oynayıp çıktığımda ortalık yıkıldı. Bu filmden sonra halk Belgin’le beni birbirimize çok yakıştırdı. Halk o dönem filmlerimizde bizi kendi yerine koyuyordu. Romantik sahnelere bitiyordu. Senaryoya bile gerek yoktu. İşte star sistemi budur.

Gökhan Arsoy: Muhterem Nur çok şanssızdı

 


BELGİN DORUK’UN  EŞİ BİZİ BERABER OYNATMADI

◊ Belgin Doruk’la kaç filmde birlikte oynadınız?
- 15 film yaptık. Belgin’in eşi rejisördü. Ondan ayrılıp Birsel Film’in sahibiyle evlendikten sonra evine çok fazla mektup geliyormuş. “Göksel ile Belgin birbirine âşık, Belgin ilk fırsatta ona gidecek” diyormuş insanlar. Bunu duyan eşi de çıldırıyormuş. Zaten bu yüzden Belgin’le beni beraber oynatmamaya başladı. Kocası “Küçük Hanım” filmini yapmıştı. Ayhan Işık büyük bir yıldız ama sert kaldı o role. Ben olsaydım daha büyük iş yapardı o film.

◊ Hiç mi aranızda bir şey olmadı?
- Aklımdan hiç böyle bir şey geçmedi.

◊ İki genç oyuncu var; Barış Arduç ve Elçin Sangu. İkisi birlikte dizi ve film yaptı. Onların hayranları da sürekli aşk yaşamalarını istiyor.
- Halk da ne yapacağını şaşırdı artık. (Gülüyor)

◊ Yeni kuşakta starlık sistemini devam ettiren isimler var mı sizce?
- Bilmiyorum. Ben sinema artisti olduğum için hiçbir zaman dizilere alışamadım. Sevmedim. Seyretmem de. Yabancı filmleri ve tabiat aşkımdan dolayı belgeselleri izlemeyi tercih ediyorum. Bir itirafta bulunayım; beş tane dizide oynadım ve onları da seyretmedim.

SAĞLAM DOSTLUKLAR OLMADI

◊ 2 hafta önce Eşref Kolçak’la röportaj yaptım. “Eski starlara rol teklif etmiyorlar” dedi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- Bu kadar yanlış bir konuşma olamaz. Bu konuşmanın aynısını İzzet Günay da yapmıştır. Bir sinema sanatçısı kalkıp da rol dilenmez. O rol kendisine teklif edilir. Bu çok yanlış ve ayıp. Yapmayın, kendinizi küçültmeyin ve mazinizi berbat etmeyin. Titiz bir seçicilikle kendisine uygunsa oynar. Kafası çalışmayan biri bu işi götüremez. Her sene bana bir teklif geliyor. Ben de görüşmeye gidiyorum. “Verin bana senaryoyu, yan odada okuyayım” diyorum. İki saatte okuyorum ve “Bana uygun değil” diyerek teşekkür edip ayrılıyorum. Eğer yanlış bir projede yer alırsam, bütün maziyi berbat ederim. Buna hakkım yok. Beni buralara getirenleri üzmeye hakkım yok. Doğru dürüst bir iş gelirse o zaman olabilir. Zaten kovalamıyorum da.

◊ Genç oyuncuların sürekli ekranda olması sizce avantaj mı?
- Bu dizi bitiyor, o diziye başlıyorlar. Dizi bitiyor, filme başlıyorlar. Film bitiyor, başka bir etkinlik... Yahu biraz durun! Yüzünüzü bu kadar eskitmeyin. Biraz kaybolun.

◊ Ama siz de peş peşe filmler çekiyordunuz...
- Fakat o zaman sinemadan başka hiçbir şey yoktu.

◊ Kızınız Aşkım öpüşme sahnelerinize çocukken kızıyormuş, doğru mu?
- Aşkım Sağıroğlu: Evet. Bir kere de Altın Çocuk serisi çekilirken sete gitmiştim. O zaman da küçüktüm. Babamı bir odaya sokmuşlardı. Tepeden kafasına kılıçlar iniyordu. Babamı öldürecekler diye fenalık geçirmiştim.

◊ Sinemadaki öpüşme, yakınlaşma sahneleriniz evde problem yaratır mıydı?
- Hayır. Eşim Soley eğitimli ve kültürlü bir insan. Üsküdar Amerikan Koleji’nde okudu, paşa kızı ve aynı zamanda İktisat mezunu. Soley’in babası Hilmi Oben emekli general ve üç dönem de milletvekilliği yapmış bir isim. Çok temiz bir adamdı. Biz birlikte olmaya başladığımız dönemde ben daha sinemaya girmemiştim.

◊ Soley Arsoy: Tanıştıktan 3.5 sene sonra evlendik. İlk tanıştığımızda film çevirmiyordu. Eğer çeviriyor olsaydı belki arkadaşlık etmezdim. Ama onu iyi seçmişim. Bozulmadı.

◊ Göksel Abi sizin için “Aşkı öğreten adam” diyorlarmış...
- Evet, öyle bağırıyorlardı. 
- Aşkım Sağıroğlu: Evet ama rol gereği.

◊ Ailece görüştüğünüz isimler var mıydı?
- Soley Arsoy: Film çevirdiği müddetçe görüşülürdü. Dışarıda yemeğe filan gidilirdi. Ama devamı olmadı.
- Göksel Arsoy: Sağlam dostluklar pek olmuyor.

◊ Sizin hakkınızda hiç aşk haberleri filan çıkmadı değil mi?
- Ben zaten evliydim. O işlerden uzak durdum. Mesafeli hareket ettim her zaman.

◊ Zor bir sektörde düzgün bir aile yapısı kurmak zor olmadı mı?
- Zor olmadı. Aklı başında bir insanın doğru düzgün bir ailesi varsa, bundan daha sigortalı bir iş olmaz. Aile çok önemlidir. Şimdi çok düşünmeden evleniyorlar. İyi düşünmek gerekli, çünkü bu büyük bir kumar.

Gökhan Arsoy: Muhterem Nur çok şanssızdı

 

iKi KEZ SARIYER BELEDiYE BAŞKANLIĞI TEKLiF EDiLDi

◊ Siyasete girmeyi hiç düşündünüz mü?
- Siyasete hiçbir zaman yakınlık duymadım. İki kez Sarıyer belediye başkanlığı teklif edildi. Birisi Tansu Çiller başbakanken geldi. Onu temsilen bir milletvekili geldi, görüştük. Benim için Sarıyer’i düşündüklerini söyledi. “Çok teşekkür ederim ama benim Sarıyer’le hiçbir ilgim yok. Eğer Bakırköy teklif edilmiş olsaydı bu işe soyunurdum” dedim. Bakırköylüyüm sonuçta. Ama onlar Bakırköy için bir aday bulmuşlardı zaten. Mesut Yılmaz döneminde de teklif geldi. O da yine Sarıyer’den. Onu da aynı nedenle istemedim. Siyaset bana göre değil. Ben kalabalıktan hoşlanmıyorum. Bir de kavgacı, sinirli, her dakika hastalık konuşan negatif insanlardan uzak duruyorum. Benim sırrım bu. Herkese de tavsiye ederim.

Gökhan Arsoy: Muhterem Nur çok şanssızdı

 

TÜRKAN ŞORAY KURALLARI BANA iŞLEMEDi

◊ Türkan Şoray kurallarını bozmuşsunuz...
- O kurallar bana işlemedi. Biz hep öpüştük.
Göksel Arsoy ile ilgili görsel sonucu
◊ Yeşilçam’da yakın arkadaşlarınız kimlerdi? Ayhan Işık’la yakın arkadaşmışsınız ama sürekli birbirinize küsermişsiniz...
- Ayhan’la lüzumsuz şeyler yüzünden birbirimize girip küsüyorduk. Ama küs de duramıyorduk ve bir vesileyle barışıyorduk. Altı-yedi defa bu rezilliği yaşadık. En son yine küsmüştük. Yeniköy’de bir yalıdaki davette karşılaştık. Ayhan’ı görünce terasa çıktım. O da peşimden geldi. Bana sarıldı, “Bir kitap yazıyorum. Her sayfasında sen varsın” dedi. Sarıldık ve ağladık. Bir daha da kavga etmedik.

◊ Hatıraları yazmak her zaman risk taşır. Arkadaşlarınızın size alınma ihtimali var mı?
- Kimseyi rahatsız edecek bir durum yok. Sadece ismini vermediğim iki kişiye bir sitemim var.

◊ Kim onlar?
- No comment. (Yorum yok) Yeşilçam’dakilere sorarsanız onlar bilirler.

◊ Kitabınızda Sami Hazinses’in Erol Taş’a bıçak çektiğini ve onları sizin ayırdığınızı yazmışsınız...
- Çankırı’da “Kızgın Delikanlı” filmini çekiyorduk. Her akşam şehrin ileri gelenleri ekibi yemeğe davet ediyordu. Bir akşam da ağır ceza reisinin davetlisi olarak yemeğe gittik. İlerleyen saatlerde “Ulan seni öldürürüm” diye bir bağırtı çıktı. Kafamı bir çevirdim; Sami Hazinses elinde koca bir bıçakla Erol Taş’ın üzerine yürüyor. Hemen fırladım, elinden bıçağı aldım. İkisini de dışarı çıkardım ve otele yolladım. Masaya geri döndüğümde kimse bu olayı konuşmadı. 

◊ Memduh Ün, Fatma Girik’le öpüşme sahnelerinizi çok sık kesermiş...
- Memduh yanımıza gelir, Fatma ile nasıl yakınlaşacağımızı tek tek anlatırdı. “Bunun provası olmaz” derdi. Sonra “motor” derdi. Tam öpüşeceğimiz sırada “Stop, stop” diye keserdi.

◊ Bugün baktığınızda Yeşilçam’ın kadın oyuncularını nasıl değerlendirirsiniz?
- Hepsi de bana karşı çok mükemmeldi. Bunu çok samimiyetle söylüyorum. Hep bir dostluk ve gırgır vardı aramızda. Hiçbir küslük olmadı.

◊ Hiç kapris yapmadılar mı?
- Başka yerde başkalarına belki olmuştur ama bana karşı hiç olmadı.

◊ Belki de çok centilmen olduğunuz ya da kadın ruhundan anladığınız içindir...
- Ben kadından anlarım.
- Soley Arsoy: Eyvahlar olsun, sana bir şey oldu Göksel.

Gökhan Arsoy: Muhterem Nur çok şanssızdı

 


MUHTEREM NUR ÇOK ŞANSSIZDI
◊ Muhterem Nur’a da yer vermişsiniz kitabınızda...
- Öyle bir yüzü var ki, 100 tane fotoğraf çeksen hepsinde güzel çıkar. Sette çok ihtişamlıydı. Fakat çok şanssız. Hayatına girenlerin hiçbirinden, son birlikteliği hariç yüzü gülmedi. Hepsi onu istismar etti. Müslüm (Gürses) onun için büyük bir şanstı. Müslüm parayı bilmiyordu, Muhterem tuttu. Müslüm’ün eksikliklerini tamamladı. Ama sinemadan çabuk uzaklaştı.

◊ Yeşilçam’da çok iyi oyuncuydu dediğiniz hangi isimler var?
- Öztürk Serengil. Bu adam sette rol yapmıyordu. Günlük yaşantısında nasılsa sette de öyleydi. Çok enteresandı. Lisan bilseydi ve İtalyan kovboy filmlerine onu takdim etselerdi çok fırlardı. Bir de söylemeden geçemeyeceğim. “Kadınım” şarkısını dünyada hiç kimse Tanju Okan gibi söyleyemez.

Göksel Arsoy ile ilgili görsel sonucu

AŞK FiLMLERi ÜZERiME YAPIŞINCA JAMES BOND FiLMi YAPTIM

◊ Yerli James Bond filmlerinin ortaya çıkışı nasıl oldu?
- Ben Hollywood’u çok takip ediyordum. Bir tarihte Sean Connery’nin canlandırdığı James Bond çıktı. Filmler dünyayı yıktı. Birkaç sene sonra bir menajeri onunla ilgili bir yazı yazdı. 
James Bond rolünün Connery’nin üzerine yapıştığını, onu kurtarmak için de James Bond rolü teklif edilirse 3 milyon dolar, başka bir rol teklif edilirse 1 milyon dolar isteyeceğini söyledi. 
Bu yazı beni düşünceye sevk etti. Aşk filmlerinin üzerime yapıştığını düşündüm. 
“Bu bitince ben de biteceğim” dedim. Ve hem yapımcı hem de oyuncu olarak James Bond filmlerine döndüm. Bu işin kanunu seksi kızlar, değişik mekanlar, muhteşem arabalar, farklı silahlar, helikopterler ve denizaltı sahneleriydi. Ve çekmek için Londra’ya gittim. 

◊ Londra’da tanıdığınız birileri var mıydı?
- Isparta’da yedek subay olarak askerlik yaparken BBC ekibi Ankara’ya gelmişti. “Türk köylüsü nasıl eğitilir” diye program çekiliyormuş. Yardım istemişler. 
Genelkurmay da benim oynamamı önermiş. 25 gün Antalya’da o ekiple her yeri dolaştık. Ayrılırken BBC ekibinin başındaki kişi bana adres bilgilerini ve telefonunu verdi. 
“Londra’ya gelirsen beni mutlaka ara” dedi. Ben Londra’ya gitmeden iki gün önce Hürriyet’te “Yeşilköy’de hamaldı, Türkiye’nin en sevilen artisti oldu” haber çıktı. 
Halbuki ben sinemaya girmeden önce havaalanında officer olarak çalışıyordum. Gazeteye gittim bu haber için. Necati Zincirkıran genel yayın müdürüydü. 
Necati Abi’ye gittim. Haberi kendi yazmadığını ve Sunday Times’tan aldığını söyledi. “Onlara iyilik ettim, ben hamal mıydım da böyle yazmışlar!” dedim. 
Sonra Londra’da bana kartını veren kişiye gittim. Hemen kucaklaştık. Meğerse o Sunday Times’in patrondan sonraki yöneticisiymiş. Bana çok yardım etti.

◊ Peki sizin için neden hamal diye yazdırmış?
- Sordum. “Ben seni akıllı çocuk diye biliyordum. ‘Milyarderin oğluydu, büyük yıldız oldu.’ Kime ne bu haberden? ‘Hamaldı, büyük yıldız oldu’ dedim, çünkü bütün dünyada böyle takdir edilir” dedi. Bunu söyleyince utandım. Film çok tutunca Araplarla işbirliği yaptık. Orada da çektik. Hatta Araplar için film afişine ‘Muhammed Göksel Arsoy’ yazıldı. 

DUBLÖR KULLANMAMAK APTALLIKTI

◊ Hiç dublör kullanmamışsınız...
- Hiç kullanmadım. Bu büyük bir eksikliktir. Allah korudu. 

◊ Eksiklik mi, yoksa cesaret mi?
- Bana kalırsa aptallık. Bir akşam haberlerde Fatma Girik’in çekimlerde düştüğünü ve acil B RH negatif kana ihtiyacı olduğunu gördüm. Hemen hastaneye gidip kan verdim. Lazım olur diye de 3 saat orada bekledim. Fatma’nın bundan hiç haberi olmadı. Birkaç sene önce Frankfurt’a ödül almaya gittik. Sohbet açılınca o zaman Fatma’ya bunu söyledim. Sarıldı bana, teşekkür etti.

Gökhan Arsoy: Muhterem Nur çok şanssızdı

 

ÇOCUKLARIMI BU SEKTÖRDEN UZAK TUTMAK iÇiN NE LAZIMSA YAPTIM

◊ Oğlunuz Gökhan da uzun süre oyunculuk yaptı ve sonrasında bıraktı...
- Ben çocuklarımı bu sektörden uzak tutmak için ne lazımsa yaptım. Aşkım’ı tuttum, Gökhan’ı kaptılar. Ama Gökhan bu piyasada yapamadı. Çünkü hiçbir dostluk ve samimiyet yok. Herkes oynuyor.
Gökhan Arsoy: Sektörü bırakalı 10 yıl oldu. Bu işi kendi bırakan ilk kişi benimdir herhalde. Bu yaz bile bir dizi teklifi geldi ama kabul etmedim. Bana uygun insanların olduğu bir sektör değil. Şu anda araba işi yapıyorum.

◊ Torununuzun oyuncu olmasını ister misiniz?
- Torunum New York’ta işletme okuyor. Müziğe çok kabiliyetli. 
- Aşkım Sağıroğlu: Emir gitar çalıyor. Müzik konusunda çok yetenekli. Zaten DJ’lik de yapıyor. Piyasada kendi yaş grubunda çok tanınıyor.

SAHNEDEN DAHA ÇOK KAZANDIM

◊ Uzun yıllar sahne hayatınız da oldu. Şarkı söylemeye nasıl karar verdiniz?
- Türk sinemasının sıkıntıya gireceğini hissettim. Rahmetli amcam Yesari Asım Arsoy’a gidip onunla konuştum. Beni 3 sene çalıştırdı. 1970’lerin başında hakikaten de sinema çöktü. Seks filmleri furyası başladı. Aileler sinemadan kaçtı. Fahrettin Aslan sinemadan tanınan isimleri sahneye çıkarmaya başladı. Ben de hazırlandığım için beni davet etti ve sahneye adım attım. Sinemadaki gibi “Samanyolu” yine şansım oldu. “Samanyolu” şarkısı çıkmıştı, ben de ilk şarkı olarak onunla çıkıyordum. Amcam beni çalıştırırken çok eziyet etti. Ama ne zaman sahneye çıktım, işte o zaman amcamın neden öyle yaptığını anladım. Sahne şov sanatı ve çok önemli.

◊ Amcanızın size verdiği en önemli tavsiyesi neydi?
- “Bir şarkı eğer bir şarkıcıya mâl olmuşsa sen o şarkıyı söyleme, çünkü halk o şarkıcıdan dinlemek ister” derdi. Çok doğru. Bugün için de geçerli.

◊ Sinemadan mı sahneden mi daha çok para kazandınız?
- Sahneden daha çok kazandım.

TARIK AKAN ile ilgili görsel sonucu

TARIK SAYGILI BİR ÇOCUKTU

◊ Tarık Akan da sizin gibi Bakırköylü. Dostluğunuz var mıydı?
- Karşılaştığımız zaman bana saygılı davranan bir çocuktu. Bakırköy Sanatçılar Derneği’ne üyeydi o da benim gibi. Ben onun günde dört paket sigara içtiğini bilmiyordum. Öldükten sonra öğrendim. Niçin o kadar içiyordu...

◊ Siz sigara ya da alkol kullanıyor muşunuz?
- Sigara kullanmıyorum. İçki de arada sadece tek duble rakı içerim. İkincisi olmaz.

Göksel Arsoy ile ilgili görsel sonucu

Türkan Şoray'dan Zeki Müren ile ilgili görsel sonucu

Türkan Şoray'dan Zeki Müren ile ilgili görsel sonucu

İlgili resim

İlgili resim

.

Bu haber 152439 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
CHP'li İBB Başkan adayı Ekrem İmamoğlu Alevilere meydan okudu: Size ihtiyacım yok ben kazanırım
CHP'li İBB Başkan adayı Ekrem İmamoğlu Alevilere meydan okudu:...
CHP - DEM - Kandil - Brüksel hattında 'İstanbul' pazarlığı! İmamoğlu'ndan PKK ile 100 milyon dolarlık kirli mutabakat: Demirtaş'a böyle el çektirdiler
CHP - DEM - Kandil - Brüksel hattında 'İstanbul' pazarlığı!...