Ekrem İmamoğlu Kanal İstanbul’u engellemek için...

Ekrem İmamoğlu Kanal İstanbul'u engellemek için İngiltere'den talimat mı aldı?

Ekrem İmamoğlu bıraktı İstanbul’un sorunlarını, seçim öncesi vaatlerini falan, küresel güçlerin Türkiye üzerindeki planlarını hayata geçirmek için sıvadı kolları. Ne o planlar? 2013 Gezi kalkışmasının ana aksına oturan konuların tamamı... • 3. Köprü inşaatının durdurulması… • 3. Havaalanı inşaatının durdurulması... • Kanal İstanbul projesinden vazgeçilmesi...

12 Aralık 2019 - 09:20

 'u engellemek için 'den talimat mı aldı?

Giriş Tarihi: 12.12.2019  10:09 Güncelleme Tarihi: 12.12.2019  10:13

Her konuşmasında 'a karşı olduğunu söyleyen 'li  Başkanı 'nun bu eleştirilerine  ziyaretinden sonra başlaması dikkat çekti. İmamoğlu'nun bu çıkışları "İngiltere'den kredi alabilmek için Kanal  üzerinden bir anlaşma mı yaptı?" sorularını akıllara getirdi.

Kanal İstanbul'u engellemek için İngiltere'den talimat mı aldı?

'li  Başkanı , hükümet bize ödenek vermiyor diye 'nin başkenti 'ya gidip kredi dilenmişti. Londra dönüşünün hemen ardından ise tüm dünyanın merakla beklediği ve Başkan Erdoğan'ın 'hayalim' dediği  hakkında skandal ifadelerde bulundu. İmamoğlu'nun Kanal  için 'ne olursa olsun engelleyeceğim' sözlerini İngiltere seyahati sonrasında yapması akıllara farklı sorular getirdi.

KREDİYE KARŞILIK KANAL İSTANBUL'U ENGELLEME ŞARTINI MI KABUL ETTİ?
İngiltere'nin 2013'te gerçekleşen Gezi kalkışmasına Kanal İstanbul şartını soktuğu biliniyor. İngiltere, dünyanın merakla beklediği projeyi engellemek için şimdi de Ekrem İmamoğlu üzerinden mi algı yaratılıyor? İngiltere, Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile baskılanan boğazların Kanal İstanbul ile yeniden nefes almasını elbette ki istemeyecekti. Tüm bu soru işaretleri akılları karıştırmaya devam ederken İmamoğlu'nun peş peşe yaptığı açıklamalar, bu olasılığı güçlendiriyor.

İMAMOĞLU'NUN İNGİLTERE ZİYARETİNDE ABDULLAH GÜL DETAYI
Ekrem İmamoğlu'nun Londra çıkarmasından gelen bir fotoğraf karesi ise hayli dikkat çekiciydi. Fotoğraf Chatham House (Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü) Başkan Yardımcısı Sir Simon Fraser ve ekibiyle bir araya geldiği ana ilişkindi. Dikkat çekici olan kısım ise İmamoğlu'nun oturduğu koltuğun hemen arkasında Abdullah Gül'ün fotoğrafının olmasıydı. Abdullah Gül'ün 'lar için yaptığı eleştirilerin ardından bir takım konferanslar için İngiltere'ye gittiği ve Gül'ün bir İngiliz ajanı olduğu yönündeki iddialar hala gündemdeki yerini korurken Ekrem İmamoğlu'nun da bu izden gitmesi dikkat çekti.

"YETERKİ DIŞARIDAKİ PATRONLARI MEMNUN OLSUN"
Konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Hasan Basri Yalçın, Kanal İstanbul'un sadece bir proje değil stratejik bir önemi olduğunu söyleyerek, "Bunun ne demek olduğunu İngilizler, Ruslar ve Amerikalılar çok iyi bilir. İstanbul'u koruma altına almış ve Karadeniz'in gırtlağını tutan bir Türkiye'den çok rahatsız olacaklar. Bu yüzden de büyük bir baskıya maruz kalmamız kaçınılmaz. Baskıyı da artık diplomatik yöntemlerle yapamadıkları için içimizdeki gönüllüleri kışkırtacaklar. Her projede olduğu gibi. İşi bir çevre meselesiymiş gibi sunmaya çalışanlara bakmayın. Bunlar maalesef her seferinde aynı şamatayı çıkartır. Ülkenin ulusal çıkarlarını önemseyen hiçbir projeye destek vermedikleri gibi engel olmak için de ellerinden geleni yaparlar ki, dışarıdaki patronları memnun olsun" ifadelerini kullandı.

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ

"İNGİLTERE İMAMOĞLU ÜZERİNDEN ALGI OPERASYONUNDA"
İmamoğlu'nun İngiltere ziyaretinin ardından Kanal İstanbul çıkışını köşesine taşıyan bir diğer isim de Star gazetesi yazarı Ersoy Dede oldu. Dede, "Kim 'nin bu hakimiyetini, egemenliğini istemiyorsa işte o Kanal İstanbul'u durdurmaya çalışacak..." ifadelerini kullandı.

Dede'nin yazısının ilgili bölümü ise şu şekilde: O günlerde hatırlayın, kendi mahkemelerinden aldıkları kararlarla ne yazdılar?"3. Köprü artık sadece iki beton kuleden ibaret" demediler mi? Havaalanı için yapmadıklarını bırakmadılar. Hâlâ bile yeniden Yeşilköy'e dönebilmenin yollarını arıyorlar. Bu iki hayati projeyi engellemeyi başaramadılar. Fakat fırsatı yakalamışken 'Kanal İstanbul' için gereken müdahaleyi yapabileceklerini sanıyorlar. Bu da aslında öncelikli olarak hizmet bekleyen İstanbul'a, 'temel atmama törenleri' yapıldığı bir tarihte belediye başkanının arka arkaya gerçekleştirdiği Almanya ve İngiltere ziyaretlerinin ne anlama geldiğini de açıklıyor. 2013'te Gezi kalkışmasına Kanal İstanbul şartını sokan İngiltere, Ekrem İmamoğlu üzerinden operasyonlarına devam ediyor. Diyorlar ki; "Biz bunları Kurtuluş Savaşı sırasında köşeye sıkıştırmıştık. Kımıldayacak halleri yoktu. Önlerine hangi metni getirirsek imzalamak zorunda kalmışlardı. Egemenlik hakkı veriyormuş gibi yapıp boğazların kontrolünü sağlayabiliyorduk. Şimdi ise Türkiye başını kaldırdı…" Arkadaş, 15 Temmuz'da işgal etmeye kalktığınız bu ülke Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı ile kim olduğunu gösterdi mi? Şimdi de Montreux'yle baskıladığınız boğazlar, Kanal İstanbul ile nefes alacak. Türkiye, bu sayede boğazlar üzerinde tamamen hakim konuma geçecek. Ve kim Türkiye'nin bu hakimiyetini, egemenliğini istemiyorsa işte o Kanal İstanbul'u durdurmaya çalışacak... Mesele bundan ibarettir. (TAKVİM.COM.TR/ÖZEL HABER)Ekrem İmamoğlu Kanal İstanbul'u engellemek için İngiltere'den talimat mı aldı?

Kanal İstanbul’u durdurmaya çalışan irade kimdir?

Ekrem İmamoğlu bıraktı İstanbul’un sorunlarını, seçim öncesi vaatlerini falan, küresel güçlerin Türkiye üzerindeki planlarını hayata geçirmek için sıvadı kolları. Ne o planlar? 2013 Gezi kalkışmasının ana aksına oturan konuların tamamı...

Ersoy DEDE

[email protected]

Kanal İstanbul’u durdurmaya çalışan irade kimdir?

11 Aralık 2019 Çarşamba

Ekrem İmamoğlu bıraktı İstanbul’un sorunlarını, seçim öncesi vaatlerini falan, küresel güçlerin Türkiye üzerindeki planlarını hayata geçirmek için sıvadı kolları. Ne o planlar? 2013 Gezi kalkışmasının ana aksına oturan konuların tamamı... 

• 3. Köprü inşaatının durdurulması…

• 3. Havaalanı inşaatının durdurulması...

• Kanal İstanbul projesinden vazgeçilmesi...

O günlerde hatırlayın, kendi mahkemelerinden aldıkları kararlarla ne yazdılar?“3. Köprü artık sadece iki beton kuleden ibaret” demediler mi? Havaalanı için yapmadıklarını bırakmadılar. Hâlâ bile yeniden Yeşilköy’e dönebilmenin yollarını arıyorlar. Bu iki hayati projeyi engellemeyi başaramadılar. Fakat fırsatı yakalamışken ‘Kanal İstanbul’ için gereken müdahaleyi yapabileceklerini sanıyorlar. Bu da aslında öncelikli olarak hizmet bekleyen İstanbul’a, ‘temel atmama törenleri’ yapıldığı bir tarihte belediye başkanının arka arkaya gerçekleştirdiği Almanya ve İngiltere ziyaretlerinin ne anlama geldiğini de açıklıyor. 2013’te Gezi kalkışmasına Kanal İstanbul şartını sokan İngiltere, Ekrem İmamoğlu üzerinden operasyonlarına devam ediyor. Diyorlar ki; “Biz bunları Kurtuluş Savaşı sırasında köşeye sıkıştırmıştık. Kımıldayacak halleri yoktu. Önlerine hangi metni getirirsek imzalamak zorunda kalmışlardı. Egemenlik hakkı veriyormuş gibi yapıp boğazların kontrolünü sağlayabiliyorduk. Şimdi ise Türkiye başını kaldırdı…” Arkadaş, 15 Temmuz’da işgal etmeye kalktığınız bu ülke Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı ile kim olduğunu gösterdi mi? Şimdi de Montreux’yle baskıladığınız boğazlar, Kanal İstanbul ile nefes alacak. Türkiye, bu sayede boğazlar üzerinde tamamen hakim konuma geçecek. Ve kim Türkiye’nin bu hakimiyetini, egemenliğini istemiyorsa işte o Kanal İstanbul’u durdurmaya çalışacak... Mesele bundan ibarettir.

ERDOĞAN SONRASI AK PARTİ ARAŞTIRMASINI KİM NE İÇİN YAPAR?

FETÖ’nün operasyon üssü olarak kullandığı Taraf gazetesinin bugünkü işlevini; T24, Diken ve Oda TV yürütüyor. Buralarda çıkan her haberi bu gözle okuyun. İyi bir şey yazıyormuş gibi görünseler bile arka planında ne hesapladıklarını bilemezsiniz. Yine bu operasyon sitelerinden birinde şu haber vardı dün. “Erdoğan sonrası AKP”... Hikaye şuymuş. Bir Amerikalı şirket, Türkiye’de anket firması bulmuş ona bir araştırma yaptırtmış. Bu araştırmada da “AK Parti’nin başında Erdoğan dışında kimi görmek istiyorsunuz?” diye sorulmuş. Site bu sonuçlardan yola çıkarak “veliaht/toto” oynamış. Oysa ortaya çıkan sonuç bambaşka. Arz edelim. AK Parti’ye oy verenlerin yüzde 73’ü başka hiç kimseyi o koltuğa yakıştırmıyor. Geriye kalanlardan yüzde 21’lik bir dilimin ise önüne konulan menüden yaptığı bir tercih var. Bu yüzde 21’lik dilimin içinde, isimleri tercih edenler ise yüzde 10 ile 18 bandında geziniyor. Şöyle açalım… 1.000 kişiden 730’u ‘Sadece Erdoğan’ diyor. Geri kalan 270’den 210’u isimleri görmek istiyor. Bu 210’dan 20’si de önüne konan seçenekten bir ismi tercih ediyor. Yani 1.000 kişiden 20’si. Anlaşılmayan bir şey var mı?

MİLLETİN TAMAMININ KARŞI OLDUĞU YASA SORUNLUDUR

Pek çok kesime trafik önceliği hakkı getiren yasa genel kuruldan geçti. Milletvekilleri de bu yasayla, genelgeyle kullandıkları bu hakkı tescillemiş oldular. İmtiyazdan faydalanan diğer gruplara kimse itiraz etmezken(MİT Başkanı, YÖK Başkanı, TBMM Genel Sekreteri, bakan yardımcıları, Valiler vs.) milletvekillerinin bu hakkı kullanmasına istisnasız herkes karşı çıktı. CHP’ye oy veren de, MHP’ye oy veren de, AK Parti’ye oy veren de. Şimdi, anlatmaya çalışmak yerine düzeltmeye çalışmak gerek diye düşünüyorum. Bu arada, bugün kendileri de bu üstünlükten yararlanacak diye ağzını açmayan CHP’lilere hatırlatalım, bu yasayla Ekrem İmamoğlu da trafikte çakar kullanamayacak. Haberiniz olsun.

Bu haber 201272 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
CHP lideri Özgür Özel hakkında suç duyurusu! 15 Temmuz'da darbeye direnenlere 'zibidiler' demişti
CHP lideri Özgür Özel hakkında suç duyurusu! 15 Temmuz'da...
CHP lideri Özgür Özel hakkında suç duyurusu! 15 Temmuz'da darbeye direnenlere 'zibidiler' demişti
CHP lideri Özgür Özel hakkında suç duyurusu! 15 Temmuz'da...