AYM, Üniversitelerde terör propagandasına geçit verdi.

 AYM, Üniversitelerde terör propagandasına geçit verdi.

Anayasa Mahkemesi, "barış bildirisi" başlığı altında terör örgütü PKK’ya destek veren ve güvenlik güçlerinin yaptığı operasyonları itibarsızlaştırmaya çalışan imzacı akademisyenleri aklayan skandal bir karara imza attı. İşte terör örgütü PKK’ya destek veren bildiri ve o bildiriye imza atan bir kısım akademisyen.

27 Temmuz 2019 - 03:17

 AYM, Üniversitelerde terör propagandasına geçit verdi

Giriş Tarihi: 26.7.2019  17:47 Güncelleme Tarihi: 27.7.2019  03:00

/ terör örgütünün eş başkanı Bese Hozat istedi, 20 gün sonra bin 128 akademisyen devleti katliam yapmakla suçladı.  Başkanı ’ın da bulunduğu sekiz üye devleti katliam yapmakla suçlayan PKK/KCK terör örgütü bildirisine açıkça destek verdi..

'1128' darbe girişimi! Hedef Türkiye...

, Üniversitelerde terör propagandasına geçit verdi

 şaşırtan bir karara imza attı. Anayasa Mahkemesi, sözde “Barış Bildirisi” başlığı altında terör örgütü PKK’ya destek veren ve güvenlik güçlerinin yaptığı operasyonları itibarsızlaştırmaya çalışan imzacı akademisyenleri aklayan bir karar verdi. Çok tartışılacak bu kararda Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Aslan da “hak ihlali” yönünde oy kullandı. Toplantıda 8 üyenin ihlal kararına karşı 8 üye ihlal bulunmadığı yönünde görüş bildirdi. Ancak, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'ın "ihlal" yönünde oy kullanması nedeniyle "eşitlik halinde başkanın katıldığı tarafın oyunun iki oy sayılacağı"na ilişkin hüküm gereği bireysel başvuruda ihlal kararı verildi. Pazar günü hürriyet gazetesine konuşan anayasa mahkemesi başkanı Zühtü Arslan bu skandal kararın ilk sinyalini vermişti.

AYM, Üniversitelerde terör propagandasına geçit verdi

Anayasa Mahkemesi, "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi" adı altında hazırlanan metne imza atan 9 akademisyenin, terör örgütü propagandası yapma suçundan cezalandırıldıkları gerekçesiyle yaptıkları bireysel başvuruda hak ihlali kararı verdi!

Anayasa Mahkemesi'nden skandal karar

BU RÖPORTAJIN AMACI NE?

Hürriyet Gazetesi'ne konuşan AYM Başkanı Zühtü Arslan operasyonun ilk sinyalini vermişti. Şaşırtan röportajda "kararlarımız biryerleri rahatsız ediyorsa doğru yoldayız" diyen Arslan, bugünkü kararla birlikte toplumun hangi kesimini hedef aldığını göstermiş oldu. Şimdi kamuoyu şu soruya cevap arıyor: "AYM terör örgütünün propagandasını yapan, güvenlik güçlerini itibarsızlaştırmaya çalışanları aklayarak neyi amaçlıyor"

9 İSİM AYM'YE BAŞVURDU

Bir grup akademiysen tarafından yayımlanan bildiriye imza veren 9 akademisyen Füsun Üstel, İbrahim Garip, Yasemin Gülsüm Acar, Ayda Rona Aylin Altınay Cingöz, Melda Tunçay, İzzeddin Önder, Canan Özbey, Nazlı Ökten Gülsoy ve Zübeyde Gaye Çankaya Eksen, "terör örgütü propagandası yapma suçundan cezalandırılmaları" nedeniyle ifade özgürlüklerinin ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurdu.

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, 9 akademisyenin yaptığı başvuruyu birlikte ele aldı.

OYLAMA 8'E 8 OLUNCA AYM BAŞKANI "İHLAL" DEDİ

Alınan bilgiye göre, toplantıda 8 üyenin ihlal kararına karşı 8 üye ihlal bulunmadığı yönünde görüş bildirdi. Ancak, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'ın "ihlal" yönünde oy kullanması nedeniyle "eşitlik halinde başkanın katıldığı tarafın oyunun iki oy sayılacağı"na ilişkin hüküm gereği bireysel başvuruda ihlal kararı verildi.

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, ihlalin ortadan kaldırılması ve yeniden yargılama yapılması için karar örneğinin yerel mahkemelere gönderilmesine, başvuruculara 9 bin lira tazminat ödenmesine de hükmetti.

İşte ayrıntılar;

Anayasa Mahkemesi'nin çok konuşulacak skandal karar! AYM, sözde "Barış Bildirisi" adı altında terör bildirisine imza atan akademisyenlerin yaptığı bireysel başvuruyla ilgili toplanarak söz konusu davada "Hak ihlali olduğuna" karar verdi.

TAM BİR SKANDAL

Kararın vehameti "barış" adı altında devlete "Katil" diyen, hakaret eden sözde akademisyenleri temize çıkarırken daha büyük problemlere de gebe olmasıyla anlaşılmış oldu.

BUNDAN SONRA AYM ONAYIYLA DEVLETE "KATİL" DİYEBİLECEKLER

AYM'nin skandal kararı bundan sonra üniversitelerde ya da başka platformlarda devlete "Katil", "terörist", "Katliamcı" gibi ifadelerin kullanılmasının, devlet büyüklerine hakaret edilmesinin önünü açtı.

 

AYM'YE TEPKİ YAĞDI

Anayasa Mahkemesi'nin skandal kararına art arda tepki yağdı. "Siviller hayatını kaybetti, çocuklar katledildi, askerimiz polisimiz şehit düştü, camiler yakıldı, şehirler yıkıldı... Bunları yapanları desteklemek suç değilmiş demek!" sözleriyle tepki gösterdiler..

 elebaşı Bese Hozat istedi, bin 128 akademisyen devleti katliam yapmakla suçladı! İşte o süreç...

/ terör örgütünün eş başkanı Bese Hozat istedi, 20 gün sonra bin 128 akademisyen devleti katliam yapmakla suçladı.  Başkanı ’ın da bulunduğu sekiz üye devleti katliam yapmakla suçlayan PKK/KCK terör örgütü bildirisine açıkça destek verdi.

A Haber Televizyonu'nda yayınlanan ve Cansın Helvacı'nın sunduğu "Memleket Meselesi" programında; 'nin devleti 'katliam yapmakla' suçlayan akademisyenlere verilen cezalarda hak ihlali kararı vermesi işlendi.

BESE HOZAT İSTEDİ, BİN 128 AKADEMİSYEN DEVLETİ KATLİAM YAPMAKLA SUÇLADI
Sabah Gazetesi Özel Haberler Şefi , Anayasa Mahkemesi Başkanı 'ın da bulunduğu sekiz üye maalesef devleti katliam yapmakla suçlayan / terör örgütü bildirisine açıkça destek verdiğini söyledi.

Kenan Kıran,  2015 tarihinde  Ceylanpınar ilçesinde PKK terör örgütü tarafından iki polisimizin evlerinde enselerinden vurularak şehit edilerek Çözüm Süreci'nin bozulduğunu hatırlattı.

Kıran, PKK terör örgütü birçok sokak ve mahallenin girişine hendekler kazmaya başladığını,  2015 tarihinde PKK/KCK terör örgütünün eş başkanı Bese Hozat'ın 'Aydın ve demokratik çevreler öz yönetimlere sahip çıksın' dediğini anımsattı.

Kenan Kıran, "Bese Hozat'ın bu çıkışının ardından 11 Ocak 2016 tarihinde aralarında CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu'nun da bulunduğu bin 128 kişi devleti katliam yapmakla suçladı" ifadelerini kullandı.



"HDP'NİN DE İÇİNDE BULUNDUĞU HÜKÜMET İSTENİYORDU, KOALİSYON OLMAYINCA ÇÖZÜM SÜRECİ BİTİRİLDİ"
Kenan Kıran, şunları söyledi:
"Anayasa Mahkemesi'nin sekiz üyesi devleti katliam yapmakla suçlayan ve PKK terör örgütünün öz yönetim çağrısının da içerisinde bulunduğu bildiriye açıkça destek vermiştir. Oylama sekize sekiz sonuçlanmıştır. Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Aslan'ın oyu iki olarak sayılmıştır ve bu karar çıkmıştır."

"Biz şunu biliyoruz. 7 Haziran 2015 milletvekili seçimleri olmuştu. HDP yüzde 13 oy almıştı. HDP'nin de içinde bulunduğu hükümet isteniyordu. Çözüm süreci devam ediyordu. Koalisyon hükümeti gerçekleşmeyince çözüm süreci bitirildi. 22 Temmuz 2015 tarihinde iki polisimiz  ilçesinde ensesinden vurularak şehid edildi. PKK terör örgütü çözüm sürecini bitirdi ve seri terör eylemlerine başladı."

PKK/KCK TERÖR ÖRGÜTÜNÜN EŞ BAŞKANI BESE HOZAT ÇAĞRIDA BULUNDU
"PKK terör örgütü birçok sokak ve mahallenin girişine hendekler kazmaya başladı. Devlet çukur kazanlara karşı operasyona başlayınca PKK terörü arttı. 7 Ağustos 2015 tarihinde 'ın  ilçesinde mücadele başlandı. 10 Ağustos 2015 tarihinde PKK/KCK terör örgütü Silopi, Cizre ve Nusaybin'de özyönetimler ilan etti. PKK/KCK terör örgütünün eş başkanı Bese Hozat, 22 Aralık 2015 tarihinde 'Aydın ve demokratik çevreler özyönetimlere sahip çıksın' dedi."

BİN 128 AKADEMİSYEN DEVLETİ KATLİAM YAPMAKLA SUÇLADI
"Bese Hozat'ın bu çıkışının ardından  2016 tarihinde aralarında CHP 'nun da bulunduğu bin 128 kişi devleti katliam yapmakla suçladı. Devlet; PKK terör örgütüyle mücadele ederken, 'Bölgede kasıtlı ve planlı kıyım' yapıldığı iddia edildi. Bildiride; katliam yapıldığı iddia edilen yerlerde, müzakere koşullarının hazırlanması ve devleti şiddete son verilmesi istendi. İngilizce bildiride ise, PKK terör örgütü Kürt siyasi hareketinin lideri olarak tanımlandı ve Kürdistan illerinde katliam yapıldığı öne sürüldü."



150 BİN ÖĞRETİM ÜYEMİZ ARASINDA BİN 128 ÖĞRETİM ÜYESİ
"Devletin bu mücadelesinin ardından bu lar toplandı. 793 şehid verdik. 150 bin öğretim üyemiz arasında bin 128 öğretim üyesi olması dikkat çekici. Azınlık ama ilk defa sözde akademisyenler devletin katliam yapmakla suçlanan bildiriye imza attılar."

TERÖR EYLEMLERİ VE İSTANBUL'DAKİ SALDIRILAR, 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNE HAZIRLIKTI
"Geçtiğimiz günlerde  Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan'ın Sabah Gazetesi'ne yaptığı açıklamalar yer almıştı. Terör eylemleri ve İstanbul'daki saldırılar,  darbe girişimine hazırlıktı. Ne olmuştu? PKK terör örgütünün Doğu ve Güneydoğu'daki çukur eylemlerinin ardından 12 Ocak 2016 tarihinde İstanbul Sultanahmet'te bir katliam gerçekleştirildi. Taksim ve Atatürk Havalimanı'nda terör eylemleri oldu. İrfan Fidan'ın ifadesiyle, 'Bu terör eylemleri Türkiye Cumhuriyeti ve milletini 15 Temmuz darbe girişimine hazırlamaktır. Kaos ve tedirginlik çıkarma yoluyla, askerin yönetime gelmesinden başka çare yoktur algısı milletin hafızasına nakşedilmeye çalışılmak istendi'"

DEVLETİ KATLİAM YAPMAKLA SUÇLAYANLAR ANAYASA MAHKEMESİ TARAFINDAN KORUNDU
"Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Aslan'ın da bulunduğu sekiz üye maalesef devleti katliam yapmakla suçlayan PKK/KCK terör örgütü bildirisine açıkça destek verdi. Bu karar eleştirilecektir, kamuoyunda tartışılacaktır. Amerika, İngiltere ve Avrupa ülkelerinde devleti katliam yapmakla suçlayan akademisyenler ve gazeteciler direkt gözaltına alınırken, devleti katliam yapmakla suçlayanlar Anayasa Mahkemesi tarafından korundu."



İŞTE O SÜREÇ
22 Temmuz 2015: 
Şanlıurfa Ceylanpınar ilçesinde PKK terör örgütü tarafından iki polisimiz evlerinde enselerinden vurularak şehit edildi.
Bu saldırı sonrasında PKK terör örgütü üyeleri tarafından, güvenlik güçlerinin mahallelere girmelerini engellemek ve güvenlik güçleriyle avantajlı çatışma ortamı oluşturmak için mahalle girişlerine, sokaklara hendekler kazılmaya, barikatlar ve bombalı tuzaklar kurulmaya başlandı.

7 Ağustos 2015: Şırnak'ın Silopi ilçesinde bulunan Başak ve Barbaros mahallelerinde açılan hendekleri kapatmak için mahalleye gelen güvenlik güçlerine örgüt mensubu teröristler tarafından roketatar ve uzun namlulu silahlarla saldırı düzenlendi.

10 Ağustos 2015: PKK/KCK Terör Örgütü'nün sözde Şırnak Halk Meclisi tarafından Şırnak ilinde sözde "öz yönetim" ilan edildi.

12 Ağustos 2015: PKK/KCK Terör Örgütü tarafından yapılan açıklamayla Silopi, Cizre ve Nusaybin'de de sözde "öz yönetimler" ilan edildi.

22 Aralık 2015: PKK/KCK Terör Örgütü Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat, örgüt güdümündeki medya aracılığıyla şüphelilere talimat mahiyetinde açıklamada bulundu ve "Aydın ve demokratik çevreler öz yönetimlere sahip çıksın" dedi.

27 Aralık 2015: Sözde Demokratik Toplum Kongresi (DTK) tarafından gerçekleştirilen olağanüstü kongrede 14 maddelik sözde öz yönetim deklerasyonu açıklandı.,

Bu açıklamanın ardından, Hakkari ili Yüksekova ilçesi, Muş ili Varto ve Bulanık ilçeleri, Van ili Edremit ve İpekyolu ilçeleri, Diyarbakır ili Sur, Silvan ve Lice ilçeleri, Ağrı ili Doğubeyazıd ilçesi, Bitlis ili Hizan ilçesi, Batman ili, İstanbul İli Gülsuyu ve Gazi mahallelerinde de sözde "öz yönetimler" ilan edildi.

Sözde öz yönetim ilan edilen bölgelerde güvenlik güçlerinin bölgeye girişini engellemek için terör örgütü mensuplarınca hendekler kazıldığı, barikatlar kurulduğu, mahalle girişlerine ve sokaklara bombalı tuzaklar kurulduğu görüldü.

İlerleyen süreçte, PKK/KCK terör örgütü tarafından sözde "öz yönetim" ilan edilen bölgelerde, Valiliklerin talimatıyla dönem dönem sokağa çıkma yasağı ilan edildi, güvenlik kuvvetlerince bu bölgelerin teröristlerden temizlenmesi amacıyla operasyonlar başlandı.

11 Ocak 2016: CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu'nun da bulunduğu bin 128 akademisyen devleti katliam yapmakla suçlayan bildiriye imza attı.
Bildiride; Türkiye Cumhuriyeti'nin; vatandaşlarını Sur'da, Silvan'da, Nusaybin'de, Cizre'de, Silopi'de ve daha pek çok yerde haftalarca süren sokağa çıkma yasakları altında fiilen açlığa ve susuzluğa mahkûm etmekte olduğu, yerleşim yerlerine ancak bir savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırıldığı iddia edildi.

Bildiride; güvenlik güçlerinin PKK terör örgütüyle mücadelesi, "Bu kasıtlı ve planlı kıyım" olarak öne sürüldü.



Bildiride; "Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesini, sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasını, Müzakere koşullarının hazırlanması, Devletin vatandaşlarına uyguladığı şiddete hemen şimdi son vermesi" gibi güvenlik güçlerini ve devleti hedef alan ifadeler yer aldı. PKK/KCK Terör Örgütü'ne destek bildirisi yayınlandı.

Bildirinin İngilizce metninde ise; Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğusundaki illeri ifade etmek amacıyla PKK/KCK jargonuyla "Kürdistan illeri" ibaresi kullanıldı.

12 Ocak 2016: İstanbul Sultanahmet'te canlı bomba eyleminde çoğu Alman vatandaşı 12 kişi öldü, 16 kişi de yaralandı.

19 Mart 2016: İstanbul Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde gerçekleşen terör saldırısında 5 kişi öldü, 44 kişi de yaralandı.

28 Haziran 2016: İstanbul Atatürk Havalimanı'nda DEAŞ'ın gerçekleştirdiği terör saldırısında 46 kişi yaşamını yitirdi ve 163 kişi yaralandı.

15 Temmuz 2016: Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişiminde 251 kişi şehit oldu, 2 bin 186 kişi de yaralandı.

Takvim.com.tr

PKK elebaşı Bese Hozat istedi, bin 128 akademisyen devleti katliam yapmakla suçladı! İşte o süreç...

AYM'YE TEPKİ YAĞDI

Anayasa Mahkemesi'nin skandal kararına art arda tepki yağdı. "Siviller hayatını kaybetti, çocuklar katledildi, askerimiz polisimiz şehit düştü, camiler yakıldı, şehirler yıkıldı... Bunları yapanları desteklemek suç değilmiş demek!" sözleriyle tepki gösterdiler..

Skandal kararın mimarı  Başkanı ’ın ’le ortak operasyonu“Barış Bildirisi” başlığı altında terör örgütü ’ya destek veren ve güvenlik güçlerinin yaptığı operasyonları itibarsızlaştırmaya çalışan imzacı akademisyenleri aklayan, hendek teröründe verdiğimiz 800 şehidimizi hiçe sayan ve terör örgütlerini sevindiren  Başkanı ’ın, skandal kararı günler öncesinden planladığı, bu amaçla da  gazetesiyle işbirliği halinde ön alma operasyonu yaptığı ortaya çıktı.

Skandal kararın mimarı Zühtü Arslan’ın Hürriyet’le ortak operasyonu

Anayasa Mahkemesi, "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi" adı altında hazırlanan metne imza atan 9 akademisyenin, terör örgütü propagandası yapma suçundan cezalandırıldıkları gerekçesiyle yaptıkları bireysel başvuruda hak ihlali kararı verdi! Anayasa Mahkemesi Zühtü Aslan da "hak ihlali" yönünde oy kullandı. Toplantıda 8 üyenin ihlal kararına karşı 8 üye ihlal bulunmadığı yönünde görüş bildirdi. Ancak, Anayasa Mahkemesi Başkanı 'ın "ihlal" yönünde oy kullanması nedeniyle "eşitlik halinde başkanın katıldığı tarafın oyunun iki oy sayılacağı"na ilişkin hüküm gereği bireysel başvuruda ihlal kararı verildi.

DEVLETİ "KATİL", TERÖR ÖRGÜTÜ PKK'YI "MAĞDUR" GİBİ GÖSTERENLERE MÜSAADE...!
Devleti "katil", terör örgütü 'yı "mağdur" gibi gösteren sözde akademisyenlerle ilgili savcılık iddianamesinde "Bildiriye imza atan akademisyenlerin, PKK/KCK silahlı terör örgütünün sorumlusu ve faili olduğu şiddet olayları karşısında ulusal güvenliğini, toprak bütünlüğünü, kamu güvenliğini ve düzenini korumaya yönelik tedbirler alan Türkiye Cumhuriyeti'ni yaşanan olayların sorumlusu ve faili gibi lanse ederek PKK/KCK silahlı terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yaptıkları anlaşılmıştır." denilerek kanıtlarıyla teröre destek verdikleri ortaya konsa da, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, terör sevici akademisyenleri aklayarak, 800 şehidimizi hiçe saydı.

KARAR GÜNLER ÖNCESİ PLANLANMIŞ
 Başkanı Zühtü Arslan'ın "ihlal" yönünde eşitlik oyu çıkması üzerine direk taraf olarak iki oyuyla birlikte terör sevici akademisyenler lehine verdiği kararı günler öncesinden planladığı konuşuluyor. Geçtiğimiz Pazar günü (21 Temmuz)  gazetesinden yargı muhabiri 'ya özel bir röportaj veren Arslan'ın "Anayasa yargıcı için arafta olmak kaçınılmaz. Eğer bir kararınızdan dolayı toplumun ya da siyasetin bir kesimi, diğer bir kararınızdan dolayı tam zıt kutupta yer alan başka bir kesimi sizi topa tutuyorsa doğru yoldasınız demektir. Ben buna 'Ne İsa ne Musa testi' diyorum" sözleri "Ne İsa'ya Ne Musa'ya" başlığıyla manşet oldu.

ZÜHTÜ ARSLAN OPERASYONUNA HÜRRİYET'İ NASIL ORTAK ETTİ?

AYM Başkanı'nın durduk yere Hürriyet'e tam sayfa özel hayatından da paylaşımlar yaptığı röportajın manşet olması ve başlıkları, bugün alınan skandal karar öncesi bir operasyon olduğu kuşkusunu akla getirdi. Hürriyet'in yargı muhabirinin haberin kurgusunu Zühtü Arslan'ın AYM kararlarıyla ilgili şu sözlerini öne çıkararak yapması, Hürriyet gazetesinin bu operasyona nasıl alet olduğunu düşündürdü:

"Son yedi yılda bu ülkede olağanüstü şeyler yaşandı. AYM çok kritik kararlar verdi. Kuşkusuz bu kararların bazıları şiddetli şekilde eleştirildi. Kararlara göre de eleştirenler değişti. Bunları yaşayınca aklıma Sezai Karakoç'un 'Ne cennet, ne cehennem ne dünya/Arafım ben' dizeleri geliyor. Anayasa yargıcı için arafta olmak kaçınılmaz. Aslında bu bir açıdan da doğru istikamette olduğunuzu gösteriyor. Eğer bir kararınızdan dolayı toplumun ya da siyasetin bir kesimi, diğer bir kararınızdan dolayı tam zıt kutupta yer alan başka bir kesimi sizi topa tutuyorsa doğru yoldasınız demektir. Ben buna 'Ne İsa ne Musa testi' diyorum."

AYM'NİN TARTIŞMALI KARARA İMZA ATAN BAŞKANI ARSLAN HÜRRİYET'İ NASIL ALET ETTİ?

Arslan'ın "İtibar cellatları karşısında yutkunuyoruz" sözlerini ara başlıkla da öne çıkaran Hürriyet gazetesi, AYM'nin tartışmalı karara imza atan başkanına da alet oldu. Sanki bugün verdiği skandal karar için ön alma operasyonu kokan şu sözleri Hürriyet yazıişleri tarafından şöyle öne çıkarıldı:

"Bize ayna tutan eleştirilerden yararlanıyoruz. Ancak bazı kararlardan sonra eleştirinin ötesine geçen, her türlü iftira, tezvirat ve karalamanın yapıldığı linç kampanyaları bizi üzmektedir. İtiraf edeyim, maalesef itibar cellatları karşısında bazen kendinizi çaresiz hissediyorsunuz. Başkalarının haklarını korumaya çalışan anayasa yargıçları olarak, kendinize yapılan ağır saldırılar ve haksızlıklar karşısında çoğu kez sadece yutkunuyorsunuz.

AYM gerçekten çoğu demokratik ülkenin anayasa mahkemesinden çok daha özgürlükçü kararlar veriyor. Hâl böyleyken bazıları, her durumda Türk AYM'sini itibarsızlaştırma amacına bilerek ya da bilmeyerek hizmet edecek şekilde tamamen ön yargılı, toptancı ve kategorik değerlendirmeler yapmaktan geri durmuyorlar. Bazı kesimler de ısrarla ve yılmadan AYM'ye bireysel başvuruyu etkisiz yol göstermenin gayreti içindeler. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ise her vesileyle bu gayretleri boşa çıkarmakta, AYM'ye bireysel başvuruyu etkili bir yol olarak kabul ettiğini ifade etmektedir."

Son dakika haberi: AYM'den skandal "barış bildirisi" kararı!Skandal kararın mimarı AYM Başkanı Zühtü Arslan’ın Hürriyet’le ortak operasyonu

Skandal kararın mimarı  Başkanı ’ın ’le ortak operasyonu

“Barış Bildirisi” başlığı altında terör örgütü ’ya destek veren ve güvenlik güçlerinin yaptığı operasyonları itibarsızlaştırmaya çalışan imzacı akademisyenleri aklayan, hendek teröründe verdiğimiz 800 şehidimizi hiçe sayan ve terör örgütlerini sevindiren  Başkanı ’ın, skandal kararı günler öncesinden planladığı, bu amaçla da  gazetesiyle işbirliği halinde ön alma operasyonu yaptığı ortaya çıktı.

Bu haber 201350 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Özgür Özel ve Başkan Erdoğan, Meclis'te bir araya geldi! Haftaya görüşecekler
Özgür Özel ve Başkan Erdoğan, Meclis'te bir araya geldi! Haftaya...
Özgür Özel ve Başkan Erdoğan, Meclis'te bir araya geldi! Haftaya görüşecekler
Özgür Özel ve Başkan Erdoğan, Meclis'te bir araya geldi! Haftaya...